• Sonuç bulunamadı

MİDE BALONU UYGULAMASI NEDİR, NASIL UYGULANIR?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "MİDE BALONU UYGULAMASI NEDİR, NASIL UYGULANIR?"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MİDE BALONU UYGULAMASI NEDİR, NASIL UYGULANIR?

Obezite tedavisinde ilk defa endoskopik olarak yerleştirilecek bir cihaz fikri 1982’de ortaya çıkmıştır. O günden sonra bir çok mide içi yer kaplayan cihaz, özellikle de balon hakkında kısa ve uzun dönem başarılarını ölçen bir çok araştırma yapılmıştır.

Mide balonu yumuşak, pürüzsüz, silikon yapıdadır. ABD de 2015 yılında içi sıvı ile doldurulan ORBERA balonu FDA tarafından 6 ay lık süre kalmak koşuluyla onaylanmıştır. Balon endoskopik yolla ağızdan, yemek borusuna oradan da mideye geçirilir. Boş balon serum fizyolojik dediğimiz tuzlu suyla içine renklendirici (metilen mavisi) konularak 400-700 ml arasında doldurulur. Balon midenizde serbet halde kalarak mide hacminizi küçültür, daha erken tokluk hissi almanızı sağlar ve kilo kaybınıza yardımcı olur.

Mide Balonu sistemi, teknik olarak uygulaması kolay (15-20 dk), efektif ve minimal risk içeren bir prodedürdür. Uygulama sonrasında 2-4 saat süreyle kişi gözetim altında tutulduktan sonra taburcu edilebilir. Altı aylık süre dolduğunda balonu çıkartmak gerekir, çıkartma işlemide endoskopik yöntemle özel aletler kullanılarak gerçekletirilir (15-20 dk) ve işlem bittikten sonra kişi taburcu edilir.

Literatür sonuçları değerlendirildiğinde özellikle süper morbid obez hastalarda (VKİ >50 kg/m2) obezite cerrahisi öncesi yandaş hastalık riskini azaltmak ve ameliyat morbiditesi ve mortalitesini düşürmek için kullanılmaktadır ayrıca VKİ 27-35 kg/m2 arasında olan hastalarda obezitenin geçici tedavisinde kalori kısıtlayıcı diyet (1000-1200 Kcal/gün) ve davranış tedavisi ile kombine olarak uygulanması önerilmektedir.

(2)

Mide balonu kilo vermenize yardımcıdır fakat kilo kaybının kalıcı olması için balon çıkarıldıktan sonra da sağlıklı beslenme kurallarına dikkat etmek gerekir.

Doç. Dr. Halil Coşkun

TÜP MİDE (SLEEVE GASTREKTOMİ) AMELİYATI NEDİR?

Bu ameliyatta midenin büyük kenarı kesilip çıkartılarak 150-200 ml arasındaki hacime sahip bir mide tüpü oluşturulur.

Bu uygulamada 2 mekanizma ile kilo kaybı olmaktadır.

1- Kısıtlayıcı Etki: Mide hacminin küçültülmesi ile mekanik bir kısıtlanma ve mide hareketlerinin azaltılmasına bağlı kilo kaybı

2- Endokrin Etki: Çıkartılan mide bölümünden salgılanan ve açlık hormonu olarak tanımlanan GHRELİN hormon seviyesinde düşme sağlanarak tokluk hissi oluşumu gerçekleşmektedir.

Ghrelin midenin fundus denilen üst parçasındaki hücrelerce salgılanan bir peptid proteindir. Beyindeki iştah artırıcı bölgenin kuvvetli bir uyaranıdır. Tüp mide ameliyatında Ghrelin üretilen midenin fundus bölgesi çıkartıldığından iştah da azalmış olur ve kilo kaybına katkıda bulunur.

Bu uygulama mide hacmini kısıtlayıcı bir işlem olduğu için bağırsaktaki besin emiliminde bir problemle karşılaşılmaz.

Ancak bazı vitaminlerin emilimi için mide parietal hücrelerinden salgılanan aside ihtiyaçları vardır. Dolayısıyla hastaların ameliyat sonrasında demir ve B12 vitamini takviyesi almaları gerekmektedir.

(3)

Doç. Dr. Halil Coşkun

OBEZİTE ARTIK KADERİNİZ DEĞİL! DOÇ. DR. HALİL COŞKUN

Obezite günümüzde ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer alıyor. Hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde obezite görülme sıklığı her geçen gün artıyor.

Memorial Hastanesi Obezite ve Diyabet Cerrahisi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Halil Çoşkun ile obez hastalara uygulanan tüp mide ameliyatlarını konuştuk. Coşkun, “Tüp mide ameliyatı son yıllarda obezite cerrahisinde yoğun bir şekilde uygulanıyor.

Hastalar açısından yüz güldürücü bir ameliyat” dedi.

Coşkun AKŞAM’a tüp mide ameliyatını anlattı:

TÜP MİDE AMELİYATI NEDİR?

Bu ameliyatta midenin yaklaşık %80-85’i dikey olarak çıkartılarak 150-200 ml arasındaki hacme sahip bir mide tüpü oluşturulur. Bu uygulamada 2 mekanizma ile kilo kaybı olmaktadır.

1- Kısıtlayıcı Etki: Mide hacminin küçültülmesi ile mekanik bir kısıtlanma ve mide hareketlerinin azaltılmasına bağlı kilo kaybı sağlanır.

2- Endokrin Etki: Çıkartılan mide bölümünden salgılanan ve açlık hormonu olarak tanımlanan GHRELİN hormon seviyesinde düşme sağlanarak tokluk hissi oluşumu gerçekleşmektedir. G Beyindeki iştah artırıcı bölgenin kuvvetli bir uyaranıdır. Tüp mide ameliyatında Ghrelin üretilen midenin fundus bölgesi çıkartıldığından iştah da azalmış olur ve kilo kaybına katkıda bulunur.

(4)

NASIL UYGULANIR?

Tüp Mide ameliyatı laparoskopik (kapalı) yöntem kullanılarak uygulanmaktadır. Bu yöntemde karın içerisine CO2 gazı verilerek şişirilmekte ve sonrasında 4 ya da 5 ayrı noktadan 1cm’lik küçük kesiler yapılıp özel aletler ile giriş yapılarak ameliyat gerçekleştirilmektedir. Bu yöntem ile vücutta kesi izi oldukça küçük olur.

YAN ETKİSİ VAR MI?

Tüp mide ameliyatı mide hacmini kısıtlayıcı bir işlem olduğu için bağırsaktaki besin emiliminde bir problem yaratmıyor.

Ancak hastaların ameliyat sonrasında demir ve B12 vitamini takviyesi almaları gerekiyor. Tüm ameliyatlar için geçerli olan kanama, organ yaralanması, solunum problemleri, emboli gibi çok düşük oranlarda komplikasyonlar burada da geçerli.

Tüp mide ameliyatına özel komplikasyon ise midenin kesilip dikilen kısmından (zımba hattı) gerçekleşebilen sızıntı. Bu durum bazen ikinci bir müdahaleyi gerektirebilmektedir.

AMELİYAT SONRASI PAHA BİÇİLEMEZ!

Volkan Akyıldız küçükken geçirdiği zatürree rahatsızlığı sonrasında kilo almaya başlamış ve 2006’da evlendiğinde 85 kiloya ardından 121 kiloya kadar ulaşmış. Akyıldız tüp mide ameliyatına karar verdiğinde dışarı çıkamaz hale gelmiş.

Araştırmalar sonucunda ise Memorial Hastanesi Obezite ve Diyabet Cerrahisi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Halil Coşkun’un kapısını çalan Akyıldız başarılı bir operasyonla tekrar sağlığına kavuştu, her türlü şikayeti sona erdi, kolesterolü düştü, uyku apnesi bitti. Genç adam artık şimdiye kadar yaşayamadığı enerjisine kavuştu.

(5)

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASINDA EGZERSİZ ÖNERİLERİ

Egzersiz, bariatrik cerrahi geçirmiş hastalarımızın kilo vermelerinde anahtar rolü üstlenmektedir. Hem kilo kaybetme döneminde sonucun başarı ile sonuçlanmasında hem de verilen k i l o l a r ı n g e r i a l ı n m a m a s ı n d a o l d u k ç a ö n e m l i d i r ! Egzersizlerinizi düzenli olarak ve tolere edebildiniz ölçüde yapmalısınız. Egzersiz planınız için uzmanından destek almanızı tavsiye ederiz.

Yapmış olduğunuz egzersiz;

Kaslarınızın güçlenmesine

Enerji metabolizmanızın hızlanmasına Stresin azaltılmasına oldukça etkilidir

Her egzersizden sonra kendinize olan güveniniz artacak ve daha da mutlu olacaksınız!

Tercih edilen düşük kalorili diyetler veya ameliyat sonrasında alıyor olduğunuz düşük kalori kas yıkımını arttırır. O nedenle şok diyetlerin önerilmediği gibi ameliyat sonrasındaki beslenme kriterlerine mutlaka uymalısınız. Kas kayıplarını engellemek için yeterli proteini almalı ve mutlaka egzersiz yapmalısınız. Egzersiz ile metabolizmanızı çalışır halde tutarken kaslarınızın yerine yağlarınızı yaktığınızı unutmamalısınız.

Rutin Egzersiz Planı:

Ameliyat Öncesi:Mini aktiviteler ile başla! İşine yürüyerek git! Su aerobiğini tercih et! Düşük hızdaki aktiviteler senin için önerilenlerdir sakın unutma!

Hastanede : Hastane koridorlarında yürümek kendini iyi hissettirecektir. Yeni hayata başladın! Tebrikler!

(6)

Ameliyat Sonrası 1-4. hafta: Yavaş yavaş yürümeye basla! Evin içinde, evin çevresinde eğer tolere ediliyorsan merdivenleri de deneyebilirsin! Başlangıç için düşük hızdaki aktiviteleri tercih etmelisin!

A m e l i y a t S o n r a s ı 5 - 6 . h a f t a : A k t i v i t e d ü z e y i n i n arttırılabilmesi senin için uygun mu? Doktoruna danış! Eğer her şey yolunda ise; düşük hızda bisiklete binebilir, koşu bandında yürüyebilir ve ev işi yapmaya başlayabilirsin!

Yasam Tarzınız Nasıl Olmalı?

Düzenli aralıklarla egzersizlerinin şiddetini ve sıklığını arttır! Kilo vermen durduğunda egzersiz programını değiştirmek iyi gelecektir!

Rutin Kardio Egzersizi:

30 dk orta tempoda, haftada 5 kez veya

150 dk, haftada 1 kez veya

10.000 adım/gün

Kas Güçlendirme Egzersizi:

Rutin kardio egzersiz günleri dışında en az 2 gün!

Uzm. Bariatrik Dyt. Nazlı Acar

(7)

UYKU DÜZENİMİZ (KRONOTİPİMİZ) OBEZİTEDE ÖNEMLİ BİR ROLE SAHİP!

Kendinizi sabah erken kalkan yada gece geç yatan bir kişi olarak görüyorsanız, bu durumun sebeplerini destekleyen yeni bir araştırma var. Münih’deki Ludwig Maximillian Üniversitesi kronobiyoloji bölümünden ve dünyanın sayılı uyku uzmanlarından biri olan Prof. Dr. Till Roenneberg, her birimizin kişisel bir

“kronotipimiz” ya da kendimize has 24 saatlik bir ritmimiz olduğunu söylüyor. Ana hatlarıyla bu kronotipler erkenden yatıp kalkan, normal bir saatte yatan ya da geç saatlere kadar kalan insanlara karşılık olarak genellikle erken, normal ya da geç olarak karakterize edilir. Vücudunuzun doğal olarak istediğinden daha erken yatmaya zorlanırsanız, Roenneberg’in

“sosyal uçuş sersemliği” olarak adlandırdığı durumdan problem yaşarsınız.

Erken kronotipleri bulunan insanlar rahatlıkla sabahın yedisinde uyanırken diğerleri zorlanacaktır. Başta tipik çalışma saatlerine aykırı olmaya eğilimleri bulunan geç kronotipler olmak üzere, doğuştan gelen tercihlerinizin dışında uyumak sağlığınız için zararlı olabilir. National Institutes of Health (Ulusal sağlık enstitüleri) tarafından yapılan ve Mart ayında PLOS ONE’da yayınlanan bir çalışmada geç kronotipleri bulunan obez yetişkinlerin, kronotipleri farklı olan diğer obez kişilerden daha fazla yemek yeme, daha çok uyku apnesi geliştirme, daha yüksek stres hormonlarına ve HDL ya da “iyi” kolesterol düzeylerine sahip olma eğiliminde oldukları saptanmıştır.

Roenneberg bu kişilerin kronotiplerinin aynı zamanda kilo a l m a l a r ı n d a k a t k ı l a r ı b u l u n m u ş o l a b i l e c e ğ i n i d e belirtmektedir. Araştırmalar, kronotipiniz ile programınız

(8)

arasındaki uyuşmazlık sonucu tek bir saatlik sosyal uçuş sersemliğinin obezite riskinizi yaklaşık olarak %33 artırdığını göstermiştir. Haziran ayında Chronobiology International’da yayınlanan bir çalışmada geç-gece kronotipleri olan öğrenciler, üniversite ortamı gece kuşları için uygun olmasına rağmen birinci yılları sırasında diğer yeni öğrencilerden daha fazla kilo almıştır.

Aynı zamanda beyinde etkilenebilmektedir. Chronobiology’de yayınlanan bir başka çalışmada “günlük etkinliklerini sürdürmek için akşam saatlerini tercih eden bireylerin” erken kronotiplerden daha fazla depresyona eğilimli oldukları saptanmıştır. Ağustos ayında NeuroImage’de yayınlanan bir diğer çalışmada Alman bilim adamları genç erkeklerin beyinlerini taramış ve nöronlar arasında sinyalleri taşıyan ve güçlendiren beyaz maddenin geç kronotiplerde beynin belli kısımlarında diğer gönüllülerden daha az kohezif olduğunu saptamıştır. Bu çalışmanın yazarlarından, Almanya Jülich, Instutie of Neuroscience and Medicine’de bir araştırmacı olan Jessica Rosenberg, bu durumun geç kronotiplerin beyinlerini biraz daha az etkili kılabildiğini söylemekte, ancak uyku eksikliğinin mi beyin değişikliklerine yol açtığını yoksa beyin değişikliklerinin mi uyku eksikliğine neden olduğunu söylemenin imkansız olduğuna işaret etmektedir.

Vücudumuzdaki hemen her hücrenin kronotipimizi yansıtma olasılığı vardır. Mayıs ayında Chronobiology’de yayınlanan bir çalışmada bilim adamları bir anket kullanarak gönüllüleri kategorilere ayırmış, daha sonra iç yanaklarından alınan hücreleri incelemiş ve geç kronotiplerin genlerinde geç uyumaya katkıda bulunan bir aktivite bulunduğunu saptamıştır.

Bu sonuç geç saatlere kadar kalma ya da erken uyanmanın bir yaşam tarzı olmadığı, DNA’larımızda bulunduğu şeklindeki bulguları desteklemektedir.

Az sayıda insanın yaşamlarını kronotipleri ile düzenleme lüksü bulunmaktadır. Roenneberg şunu diyor: “eğer patronunuzu, vücut sıhhatininizin daha geç bir saatte işe başlamayı gerektirdiği

(9)

konusunda ikna edemiyorsanız, dışarıda daha fazla zaman geçirin.” Güneş ışığı almak kronotiplerin çoğunu daha erken uyumaya sevk eder. Gün ışığından yararlanma saatinin sona ermesini bekleyin. Yaz saati uygulaması tipik olarak tüm kronotiplerde uykuyu bozar. Bu saat sona erdiğinde herkes daha iyi uyur.

* Bu makale 20 Ekim 2013 tarihinde The New York Times Magazine’de yayınlanmıştır.

Doç. Dr. Halil Coşkun

OBEZİTE AMELİYATLARINDA MORTALİTE (ÖLÜM) RİSKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Son yıllarda obezite tedavisinde cerrahi yöntemlerin sayısında gittikçe artış görülmektedir. Özellikle cerrahi sonrası elde edilen sonuçların diğer tedavi yöntemlerine göre daha başarılı ve uzun dönemde daha fazla kilo kaybı sağlamış olması bu artışın en önemli sebeplerindendir.

Bununla birlikte cerrahi tedavi uygulamalarında bu ameliyatların oluşturacağı riskler en önemli kaygı sebeplerinin başında gelmektedir. Özellikle şişman bir kişinin ameliyat sonrası ciddi sorunlar yaşaması ve hatta ölüm riskinin bulunabilmesi negatif bakış açısının en önemli sebebidir.

Çoğu zaman hastalarımın bana ameliyatlar hakkında sordukları en önemli soru; böyle bir ameliyat dan sonra hayati tehlikenin

(10)

o l u p o l m a d ı ğ ı , b u k o n u d a b i r g a r a n t i n i n v e r i l i p verilemeyeceğidir.

Her şeyden önce şunu söylemeliyim ki, hiçbir ameliyat türü için garanti verilemeyeceğidir. Obezite ameliyatlarında kişiye uygulanan yöntemden daha ziyade obez bir bireyin sahip olduğu yüksek kilo değeri (obez, morbid obez, süper morbid obez gibi) ve bununla birlikte yandaş hastalıkların bulunması (hipertansiyon, şeker hastalığı, damar hastalığı v.d.) genel anestezi açısından zaman zaman oldukça riskli pozisyonlar yaratmaktadır. Çoğu zaman ameliyat olan kişilerde yaşanan problemlerin temelinde obeziteye bağlı bu metabolik rahatsızlıkların negatif etkileri bulunmaktadır.

Bu konuya daha bilimsel yaklaşmak ve daha net sonuçlar vermek için sizlerle aşağıda dünyanın en iyi dergilerinde yayımlanmış makaleleri kısaca özetleyerek bu konuya açıklık getirmeye çalışacağım.

Dimick JB ve arkadaşları 2004 yılında JAMA dergisinde (The Journal of the American Medical Association) obezite ameliyatlarının haricinde 7 önemli ameliyat türünün mortalite (ölüm) oranlarını karşılaştırmıştır. Sırasıyla mortalite oranları; Büyük Damar Ameliyatları (aort anevrizması) %3.9, Kalp Bypass Ameliyatları (CABG) %3.5, Beyin Cerrahisi Ameliyatları (kraniotomi) %10.7, Yemek Borusu Ameliyatları (özefagus rezeksiyonu) %9.1, Ortopedi Ameliyatları (kalça protezi cerrahisi) %0.3, Pankreas Ameliyatları (pankreas cerrahisi) %8.3, Çocuk Kalp Ameliyatları (pediatrik kalp cerrahisi) %5.4 dür.

Bu çalışmaya ek olarak 2007 yılında LasVegas da düzenlenen SAGES (The Society of American Gastrointestinal and Endoscopic Surgeons) kongresinde Amerikan Bariatric (Obezite) Cerrahi Derneği (ASBS) başkanı Prof. Philip Schauer tarafından 176 Obezite Cerrahi Merkezinde ki 55.567 hastanın Mortalite Database Sonuçları açıklanmıştır. Hastanede yatış anında mortalite oranı %0.14, ilk 30 günde %0.29, ilk 90 günde %0.35

(11)

olarak bulunmuştur.

Morino ve arkadaşları da 2007 yılında Annals of Surgery dergisinde 13.871 obezite ameliyatı geçirmiş hasta grubunu incelemiş ve uygulanan ameliyat tiplerine göre mortalite (ölüm) oranlarını tespit etmiştir. Bu çalışmada 6122 hastaya ASGB (Mide Bandı-Kelepçesi), 4215 hastaya VBG (Vertical Band Gastroplasty), 1106 hastaya GB (Gastric Bypass), 1988 hastaya BPD (Bliopankreatik Diversiyon), 303 hastaya Bliointestinal Bypass, 137 hastaya da değişik girişimlerde bulunulmuştur.

Genel ve ameliyat tiplerine göre mortalite oranları; Mide Bandı-Kelepçesin de %0.1, Vertikal Band Gastroplasty de %0.15, Gastric Bypass da %0.54, Biliopankreatik Diversiyon da %0.8, tüm ameliyat tipleri genel olarak değerlendirildiğinde genel ortalama %0.25 olarak bildirilmiştir.

Sonuç olarak; yukarıdaki çalışmalarda da görüldüğü gibi obezite ameliyatlarında genel mortalite (ölüm) oranı %1’in altında bulunmaktadır. Hastaların bu tarz ameliyatlarda sorun yaşamamaları ve iyi sonuçlar elde edilebilmesi için konusunda uzmanlaşmış hekimlere ve merkezlere baş vurması önem arz etmektedir.

Doç. Dr. Halil Coşkun Referanslar

Dimick JB, Welch HG, Birkmeyer JD. Surgical mortality as 1.

an indicator of hospital quality: the problem with small sample size. JAMA. 2004 Aug 18;292(7):847-51. PMID:

15315999 [PubMed - indexed for MEDLINE]

Prof. Philip Schauer SAGES Congress 2007, Las Vegas, USA 2.

Morino M, Toppino M, Forestieri P, Angrisani L, Allaix 3.

ME, Scopinaro N. Mortality After Bariatric Surgery:

Analysis of 13,871 Morbidly Obese Patients From a National Registry. Ann Surg. 2007 Dec;246(6):1002-1009.

PMID: 18043102 [PubMed - as supplied by publisher]

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak fazla kilolarınızı verdikçe fiziksel egzersizler daha kolay bir hale gelecek ve daha aktif olmak için doğal olarak daha fazla enerjiye sahip olacaksınız ve

* Ġthalat ve Ġhracat numunelerine ait ücretlendirme GIDA KONTROL LABORATUVAR MÜDÜRLÜKLERĠ DÖNER SERMAYE ĠġLETMELERĠ 2014 YILI BĠRĠM FĠYATLARI'na

yapraðýndan oluþan, kruton ekmeði eþliðinde isteðinize göre limon - zeytinyaðý veya nar ekþisi ve sumak ile.... Akdeniz Salatasý 16 TL

Veya bağlacı ile oluşturulmuş bileşik önermenin doğruluk değerinin yanlış (0) olabilmesi için her iki önermeninde yanlış olması gerekir...

Öte yandan uluslararası piyasalarda i lem gören benzer irketlerin tarife yapılarının farklı olması, elektrik da ıtımı ve elektrik perakende faaliyetleri haricinde

Bu ürün EC talimatlarına veya ilgili ulusal kanunlara uygun olarak sınıflandırılmış ve etiketlenmiştir., GHS'in yerel veya ulusal uygulamaları tüm tehlike sınıfları

Bu ürün EC talimatlarına veya ilgili ulusal kanunlara uygun olarak sınıflandırılmış ve etiketlenmiştir., GHS'in yerel veya ulusal uygulamaları tüm tehlike sınıfları

Cilt aşınması/tahrişi Mevcut verilere dayanarak sınıflandırma kriteri karşılanmaz.. Ciddi