• Sonuç bulunamadı

DER A R [ HIT E K T

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "DER A R [ HIT E K T "

Copied!
35
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

[ K T

K O R A T I F S A Yazı ve resimler: Bebekte bir villâ. Mimar Erip Erbllen B Tip ve aıra evler • Zama morfolojik analizi. Mimar Behçet Ünsal • Klâsik Türk mimarları. Mimar Meh Altan • Sergi v e panayırlar • Baçka memleketlerde yapı İşleri • Blbllogre

U D E R G İ S İ

Y ı l 1 9 3 7 i s t a n b u l . F l a t ı 1 L i r a S A Y I

(2)

A Y L I K Y A P I S A N A T I , Ş E H İ R C İ L İ K ve D E K O R A T İ F S A N A T L A R D E R G İ S İ A H I I T E K İ NE ŞR EDENLER: M İ M A R A B İ D İ N M O R T A Ş ve M İ M A R Z E K İ S A Y A R İ D A R E Y E R İ : A N A D O L U H A N No. 24 İ S T A N B U L . T E L E F O N : 213D7

DER A R [ HIT E K T

MONATSHEFT P 0 R BflURUHST. STAEDTEBAU u. DEKORATION Anschrift : A r k i I e k I. A n a d o l u Han 24. İ s t a n b u l .

L ' A R C H I T E C T E

REVUE MEN5UÎLLE D'ARCHITECTURE, D'URBANISMf: et de DECORATION A d r e s s e : A r k i t e k t , A n a d o l u H a n 24. i s t a n b u l .

SAYISI 1.00 Lira EINZELPREIS, PRIX D'UN NUMERO ALTI AYLIĞI : 5.50 „ HALBJAHRABONNEMENT, „ pour 6 MOIS YILLIĞI : 10.00 ,, JAHRESABONNEMENT, „ „ UN AN

Arkitektin kolleksiyonları : 1931 yılı ciltli k o l l e k s i y o n u 24 Lira 1932 „ „ „ 18 1933

1934 j 1 2

1935 l " " " "

Muhabirleri: Mimar Necmettin Emere (İzmir) Mimar Sezai Ergüç (Tahran) Mimar Kemalt söylemezoğlu (Almanya) Celâlettin Üzer (İngiltere)

BUtUn yazılar, resimler, reklâm ve abone bedelleri Posta ile ARKİTEKT'in idare yerine gönderilmelidir. Ankara mümessi Mimar ( N e ş e t A k a t a y ) dır. Memleketin diğer yerlerinde ve dışında, başka vekilimiz yokdur. Reklâm sayfalan tarifesi

isteyenlere gönderilir.

SchriftstUcke, Drucksachen, Anzeigen, Post-u. Bankanvveisungen sind an die Schriftleitung zu richten. Keine Vertretung im In-u. Ausland. Auf Wunsch kostenlose Probehefte u. Anzeigenpreisliste.

Pour tout paiement et demande de renseignemet, ainsi que pour tout envoi de document tels que photos, articles annonces, bibliographie â inserer s'adresser â la Direction, No, 24 Anadolu Han, İstanbul

(3)

A R K I T E K T

Wohnlıaus in Bebek (istanbul) Arch. E. Erbilen Beamtensiedlung für Ankara

Morphoiogische Analyse der neuzeitliclıen Baukunst Arch. B. Unsal Tiirkische Klassiker : Baumeister Mehmet ".-...'. • Kemal Altan Internationale Ausstellungen - (The Architectural Forum) Bauen im Ausland

Bücherbesprechung .v.

Nachrichten

A R K İ T E K T

ftovue Mensuelle d'Arch'ltecture, d'Urbanisme ot d'Art DĞcoratlf Arch. Abidin Mortaş et Arch. Zeki Sayâr.

Anadolu Han No. 24. istanbul. 7 6 m e AnnĞe. No. 8 - 1937

Un e villa â Bebek (istanbul) Arch. Erib Erbilen P. 207 Etudes sur «,H. B. M.» (Travaux elabor£s par leş elevfcs de I'Academie

des Beaux Arts sous la direction Nlu Prof. B. Taut.) 211 Analyse morphologique de l'architecture contemporaine^ Arch. Behçet Unsal 219

Un anc'ten arehiteete turc -Mehmet Tahlr» • Kemal Altan 223 Les Foires de (The Architectural Forum) 227

L'ActivitĞ de la construction â l'etranger 236

Bibliographie 239 Nouvelles 236

(4)

/ 9 3 9 ~

A H I I [

A Y L I K Y A P I S A N A T I , Ş E H İ R C İ L İ K V E D E K O R A T İ F S A N ' A T L A R D E R G İ S İ

n

N E Ş R E D E N L E R : MİMAR ABİDİN M O R T A Ş M İ M A R Z E K İ S A Y Â R

Y e d i n c i y ı l

1 9 3 7

i s t a n b u l

Y a z ı v e r e s i m l e r

(5)
(6)

Foto Veli Demir Sender.

M

B e b e k t e b i r v i l l

M i m a r E r i p E r b i l e n

Bu villâ Bebekte sahile karşı bir arsa üzerine inşa edil- miştir. Yapı âdi kârgir, döşemeler betonarmedir. Yuvarlak köşe Boğaza nazır bir vaziyettedir. Salon gerek Boğaza ve gerek etraftaki ağaçlık bahçelere nazır ve hâkim bir va- ziyettedir. Binanın üstü terasdır. Sahası takriben 150 met- ro murabbaıdır. Zemin kata ön cepheden girilmektedir. Bir antre ve burada kat merdiveni vardır. Antreden sağdan bü- yük salona, soldan çalışma odasına geçilir. Servis kısmı ayfı- ca buraya raptedilmiştir.

Mutfak, ofis, servis merdiveni, halâ bir koridor üzerin-

de iyi bir şekilde toplanmıştır. Servisle yemek salonunun iştiraki temin edilmiştir.

Birinci kat villâlarda daima olduğu gibi yatak odala- rına tahsis edilmiştir. Bu katta antreden çıkan esas merdi- venle geniş bir sofaya çıkılır. Burada dört tane yatak odası, bir banyo, ayrıca hizmetçiler için servis merdiveni vardır.

Binanın etrafı kâmilen balkonla çevrilmiştir.

Bina haricî mimarisi itibarile ağaçların yaydığı güzel bir fon üzerinde sevimli bir tesir yapmaktadır.

(7)
(8)
(9)
(10)

T i p v e s ı r a e v l e r

İnhisarlar Bakanlığı Ankara Memurin apartmanlarına ait Eskis proje

dosyasının muhteviyatı P r o g r a m :

Muhtelif tiplere ait kira hesaplan İzahname

2 adet şehircilik vaziyet planı (2 varyant) mikyas 1:1000 2 atlet şehircilik vaziyet plâmnın kuşbakışı görünüşü I f.det arazisinin kesimi. Tul mikyası 1. 1000 irtifa mik-

yası 1.5000 II adet plân (9 muhtelif tipe ait)

3 adet takribi keşif hülâsası : 1 (S) No. 1, I I (K) No. 7 III (K) No. 9

Yollar, kalorifer, bahçe duvarları, kanalizasyon elektrik, havagazı ve su tesisatına ait takribi keşif ve izahat.

V a z i f e :

İnhisarlar Bakanlığı iiçn Ankarada yapılacak Siedlung projesi.

M a k s a t :

İnhisarlar Bakanının bu husustaki sualine cevap ver - rnek, ve böyle bir Siedlung'un hangi şartlar dahilinde yapıl - masına imkân olduğunu bildirmek.

Ş e r a i t :

Cem'an 400 ev, bunlardan en hüçüklerinin aylık kira be- delleri 14. - lirayı geçmeyecektir.

Faiz % 4 + Amortizasyon % 1,5.

200 en küçük, 150 orta ve 50 büyük ev. (1,5-2-3 oda, mut- fak, banyo ve helâ.

T e s l i m e d i l e c e k r e s i m 1 e r : Vaziyet plânı umumî tertip ve inşaat plânı 1:1000 (2 var- yant olarak). 6 ev tipi. (plânlar 1:50) izahat.

Keşif (inşaat masrafı, yola bağlama tesisat ve saire ki- ra bedeli

1) sıra evler için 2) kat evler için M ü d d e t : Altı hafta.

Memurin apartmanları için Eskis izahnamesi.

İnhisarlar Bakanlığı için Ankara'da yapılacak olan me- murin apartımanlarm projeleri; Güzel San'atlar Akademisi Yüksek Mimarî şubesi konkur talebeleri tarafından, Profesör Bruno Taut'un nezareti altında hazırlanmıştır.

A — Vaziyet plânı

Ankara Yenişehir Hükümet mahallesi civarında tatbiki teklif edilen bu projelerde arazinin Hükümet mâhallesi ile Emniyet Abidesi vaziyeti nazarı itibare alınmış ve profesör Jansen tarafından tanzim edilen şehir planındaki yeşillik kısım esas itibarlle muhafaza edilmiştir. Ancak şekil, proje- ye göre cüz'î bir miktarda tadil edilmiş ve bunun için de iki esas nazarı itibare alınmıştır:

1 — Yeşillik sahaları yapılırken toprak cinsinin oynıya- cağı rol.

G. S. Akademisinin bu sene mezun olan son sınıf talebesi Prof. Bruno Taut'un direktifi altında Ankarada İnhisarlar idaresi memurları için bir Siedlung etüdU hazı- lamıştır. Faydalı ve komple bir çalışma olduğu için neşre-

2 — Ankara'nın iklimi ve buna göre binalara verilen va- ziyet.

Ankara'nın kurak, toprağının ise yağlı ve sert oluşu ye- şillik yetişdirilmesinde fazla masrafa ihtiyaç göstereceğin- den bu sahalar mümkün olduğu kadar tahdit edilmiş, buna mukabil gezinti sahaları çoğaltılmıştır. Fakat yeşillik sa- halarının Hükümet mahallesi ile, Emniyet Abidesi ve polis jandarma mektebi civarındaki 885 rakamlı tepede bir bağ- lantı ile nihayet bulmasına da dikkat edilmiştir.

Plânlarda ikamet kısımları cenuba konmakla kışın sert ve soğuk esen şimal rüzgârlarından muhafaza edilmiş; jazın ise garp ve şark istikametlerine nazaran daha serin esen.rüz- gârlardan ve güneşin yüksekte bulunmasından edilecek isti- fadeler düşünülerek, binalar arazî münhanilerine de uygun olarak şark-garp istikametinde sıralanmıştır.

Vesaiti nakliyeye tahsis edilen yollar ikdisadî cihetten as- gari ihtiyaca tekabül edecek derecede yapılmıştır.

Güzel bir mimarî vücude getirmek için Hükümet ma - hailesi civarında bulunan binalar münhanilerle kademeler halinde yükselerek arazi vaziyetine uydurulmuş ve bu su- retle eski şehrin hakim bulunduğu noktalardan da güzel bir manzara teşkil edeceği de düşünülmüştür.

B — Tipler

Binalarda 1 J, 2 ve 3 odalı olmak üzere 9 tipe ait 12 plân hazırlanmıştır.

Her bir plân yapılırken iktisadi bakımdan ihtiyaca uy- gun olması düşünülmüş, oda eb'atları lüzumsuz mobilyelerin işgal edeceği sahalardan kurtarılmıştır.

Oturma odaları kış yaz en müsait olan cenup cihetine servis kısımları da şimale konmuştur. Her tip için bir W. C., bir banyo ve mutfak düşünülmüştür.

İkamet kısımları ile servis kısımları arasındaki nisbe- tin en normal şekli bulmasına çalışılmıştır.

Bu binaların bodrum katlarında çamaşırlık ve kalorifer daireleri mevcuttur. Yalnız sıra evlerinde teshin soba iledir.

İcabında kat kaloriferi ile teshini mümkündür.

Tesisat fiatları geniş tutulduğu için kalorifer ve çama- şırlıkların aynı şartlarla merkezî bir yerde de yapılması müm- kündür. Çöp için yanaşılması kolay olan muhtelif yerlerde etrafı birer tuğla duvarlarla çevrilmiş ve üzeri saçaklarla mu- hafaza edilecek demir saçtan sandıklar yapılacaktır.

İnşaat malzemesi : bodrum duvarları taş, iskelet ve dö- şemeler beton arme, duvarlar tuğla, çatı az meyilli ahşap ve kiremitli olacaktır.

Keşif Ankara vahit fiyatları üzerinden hesap edilmiş kat evlerinde m^ vasatî 35, sıra evlerinde ise takriben 45 li- ra bulunmuştur. Yalnız bodrum ve teras sahaları bu fiyat- ların üçte ikisi üzerinden hesap edilmiştir.

Plânlarda görülen rumuzlar (I) 1.5, (II) 2, (III) 3 oda- lı olanları, (S) sıra (K) kat evlçriıji, (N) de levha numara- larını göstermektedir.

(11)

Vaziyet plânı. Enine kesim ve umumî görilnüş. Kemal Ahmet Muhtelif tiplere ait kira hesabı.

1600000 % 5,5 = 88000 T. L.

adedi Oda Kat

adedi Aylık

kiıa »y

Senelik

kiıa Tip

adedi Tiplerin senelik kira bedeli

1,5 3 12 X 12 = 144 X 128 = 18.432

1,5 2 13 X 12 = 156 X 52 = 8.112

1,5 Sıra evi 16 X 12 192 X 15 = 2.880

2 3 20 X 12 = - 240 X 48 = 11.520

2 2 21 X 12 = 252 X 80 = 20.160

2 Sıra evi 24 X 12 = 288 X 23 = 6.624

3 3 30 X 12 = 360 X 48 = 17.280

3 Sıra evi 36 X 12 = 432

x

7 = 3.024

401 T. L. 88.032 401 ev tipinin senelik umumî kira bedeli (Bakım ve idare masrafı

(12)

r görünüş. Süleym.

E L E K T R İ K T E S İ S A T I A d e t İrtifa m . Fiyat

7.00 36.11 Büyük direk maa işçilik <

1060.80 68 400 15.60 Küçük direk maa işçilik 600 8131.00 4700.00 1.73 Beher metrosundan bütün iç-

çilik dahil olmak şartile.

11322.29

Ana yollarda büyük direkli lambalar her 25 m. de dü- şünülmüştür. Tali yollarda 25 m. de bir küçük direkli lam- ba konulmuş ve kabloların döşemesi I m. derinden geçmek ve tuğla oluklar dahilinde olarak kapatılmak, fazla toprak yüz metroya nakil edilmek üzere düşünülmüştür.

B a l ı ç e d u v a r l a r ı Tel örgüden yapılacak bahçe duvarının metre tul

Hafriyat Beton ayak Boru Korniyer Tel

% 5 müteferrik masraf Yekûn

Umum tul fiyatı:

470 X 7269 = 34.164. - T. Lirası İmalât tarzı ; Metrece bir beton ayaklar inşa e

fiyatı:

(13)
(14)
(15)

ve bunlara borular vaz edilip aralan korniyer ve lamalardan mürekkep çerçeveler dahiline galvanizli tel örgüler konul- mak suretile yapılacaktır.

1720 HİKMET H a v a G a z ı .

U r a Fiyat m t .

5.412.50 2.50 2165 3.5 parmak font boru döşemesi işçiliğile beraber.

2.014.00 1.90 1060 2.5 » » » » Teshin ve mutfak işleri için kullanıldığına göre ana bo- ruları 3.5 parmak olarak düşünülmüş evlere yakın olan kı- sımlar ve tali kısımlar 2.5 parmak olarak düşünülmüştür.

S U T E S İ S A T I : Lira f i y a t m e ı n kilo

İ7.172.00 15 2160 1144.80 200 mm. lik ana boru 4.488.00 15 1360 299.20 100 mm. lik tali boru ' 21.660.00

5.415.00

4.690.00 70.00 67 Adet % 25 inşaat ve ferşiyat masra- fı her 50 metrede bir yangın musluğu 30 metre 17 Atmosfer tazyika mütehammil kromlaş- tırılmış lanses ile beraber, ka- palı bir kutu dahilinde olmak üzere düşünülmüştür.

Y O L L A R Yol Y o l Genişliği Genişliği

10.00 X 425.00 X 6 = 25500 Makadem kaldırım ü- zerine asfalt.

6.50 X 605.00 X 6 = 23595 Makadem kaldırım ü- zerine asfalt.

2.00 X 660.00 X 2 = 2640 Kırma taş şose.

1.50 X 965.00 X 2 = 1447.5 > x> » 53182.5 Umumî yekûn 10 ve 6.5 m. genişliğindeki esas yollarda yaya kaldırım- ları 15 cm. Blokaj üzerine 8 cm. kaba beton dökülecektir.

Bunun üzerine tırtıllı karosiman döşenecektir. Yolların ve- saiti nakliyeye ayrılan orta kısımlarında ise kendisine mah- sus sandık içerisine yerleştirilmiş 20 cm. Blokaj üzerine 8 cm.

kaba beton dökülecek, bunun üzerine de sıcak asfalt dö- külecektir.

2 ve 1.5 m. genişliğindeki tali yollar 20 cm. kalınlığın- da kırma taş şose olarak düşünülmüştür.

Bu yolların birincisi mz vasati olarak 6 lira, ikincisi m2 vasatı olarak 2 liradan hesap edilmiştir.

2122 Cavid Tamkan

(16)

Kalorifer tesisatı Üç tipe ait keşif cetveli:

1920. lira Üç katlı tiplerin bodrumunda kazan tesisa- tı yapılmak şartiyle altı daire için 30 radya- tör (oda eb'adma göre 3-7 dilim) bodrum- dan radyatörlere kadar geçecek talî borular 2 parmak ve ana borular 3.5 parmak çelik- ten olmak üzere 1920 liraya çıkmaktadır.

Sıra evlerde tesisat çok masraflı olacağından bu evle- rin soba ile teshini düşünülmektedir. Bununla beraber ar- zu edildiği takdirde kat kaloriferi de yapılabilir. Bu takdir- de boru ve radyatörler çelik olduğuna göre beher ev için 900, adi demir boru ve radyatörler kullanıldığı takdirde 750 li- raya mal olmaktadır.

Tesisat için tulumba ile devreden sıcak su sistemi dü - şunülmuştur. Tevzi boruları bodrum katında açık ve halka halinde tefrik olunur. Pis havanın binadan hususî kanallar vasıtasiyle dışarıya defi düşünülmüştür.

Hararet miktarı odalarda 20, koridorda 15, banyoda 22 derece olarak kabul edilmiştir. Radyatörler imkân nisbetinde pencere altlarına konulacaktır. Ana borular birbirine oksijen kaynağı ile talî borular ise manşon ve fasonlarla raptoluna- caktır. Boruların hararet imbisatına karşı konpansatörle teçhizi düşünülmüştür. Tesisat montajın ikmalinde idrolik tarzda 3.5 atmosfer tazyikine karşı mukavemet edecek bir şekilde yapılacaktır.

M. Avni Kırkağaçlı

K A N A L İ Z A S Y O N U m u m i m a l û m a t . 1 — Mecralar için üç nevi çimento künk boru kullanı- lacaktır. Gurup halindeki binalarımızın 5.00 m. önünden müşterek bir mecra geçirilmiştir ki işbu mecra için kulla - nılan künklerin maktaı (20 s. m.) olacaktır.

2 — Binaları işbu müşterek mecraya raptedecek münferit mecralar için de (15. s. m.) maktamda çimento künk boru kullanılacaktır.

3 — Müşterek mecrayı esas büyük kanalizasyon çuku - runa raptedecek ana mecra (25 s. m.) maktamda olacaktır.

5 — Mecralarda beher metre tulde % 3 meyil nazarı iti- bare alınacaktır.

6 — 15 santimetrelik çimento künklerin beher metre tuli 35 kuruş.

20 sm. lik çimento künklerin beher metre tulu 60 kuruş.

25 cm. lik çimento künklerin beher metre tulu 95 kuruş- tan: hesap edilmiştir.

7 — Beher metre tul için işçilik 8 kuruştan kabul edil- miştir.

8 — Çimento künk boruların altına yatak vazifesini gö- recek şekilde (10 s. m.) kalınlığında bir gro beton tabakası dökülecektir.

9 — 2-3 katlı binaların bodrum katında tevzi için ufak bir kanalizasyon çukuru yapılacaktır. İşbu çukurun cidar du- varları bir tuğla kalınlığında ve çukurun eb'adı (1.55 X 1.55 X 1.00) olacaktır. Üzerine beton armeden 10. s. kalınlığında bir kapak konacaktır.

1 120.00 m3 Hafriyat 0 70 84 00 2 33.80 » Taş duvar 6 50 219 70 3 21.00 » Tuğla duvar 13 00 273 00 4 7.50 » 1/2 tuğla 15 00 112 50 5 5.00 » Betonarme 40 00 280 00

6 5.80 » Grobeton 12 50 72 50

7 21.30 » Karo mozaik 3 50 774 55 8 35.00 » Ahşap döşeme 2 00 70 00 9 17.50 » Çimento şap 1 00 17 50 10 38.90 > Blokaj 0 80 311 20 11 12.00 » Mozaik merdiven 3 40 40 80 12 72.00 » Ahşap çatı 5 00 360 00 13 2.10 » Haricî kapı (meşe) 18 80 37 80 14 16.20 » Dahilî kapı (çift

kontrplak) 12 00 194 40 15 6.40 » Bodrum kapı (tek

16 6.90 » kontrplak) 9 00 57 60 Balkon kapısı (çır. çam) 10 00 19 00 17 10.50 » Ahşap pencere (çır. çam) 8 50 89 25 18 168.00 » Dahilî sıva 0 70 117 60 19 73.70 » Tavan sıvası 0 80 58 96 20 45.00 » Haricî sıva 6 60 72 00

21 286.70 » Badana 0 08 22 90

22 3. ml. Demir parmaklık 8 00 24 00 23 52.50 m2 İzolasyon (ufkî) 1 50 78 75 24 15. ml. Yağmur dereleri 1 50 22 50 25 7. » Yağmur boruları 1 25 8 75

26 2. » Pont borular 3 00 6 00

27 1. m2 Karo Fayans 6 00 6 00

28 1. adet Mutfak tesisatı 70 00 70 00 29 1. » Banyo tesisatı 110 00 110 00 30 16. ml. Su tesisatı (kurşun) 6 70 11 20 31 10. » Pis su tesisatı 1 20 12 00 32 3. » Font şakulî mecra 3 00 9 00

Elektrik

33 9. adet Sorti 4 50 40 00

2. » Priz 4 50 9 50

34 6. ml. Havagazı tesisatı 1 60 9 60 35 1. adet Zil tesisatı 5 00 5 00

36 1. » Çamaşırlık 60 00 60 00

37 1. » W. C. 35 00 35 00

38 1. » Teras bölmesi 10 00 10 00 39 16.70 m2 Yağlı boya 11 00 18 37

1 117.70 m3 Hafriyat 0 70 823 90 2 68.40 » Taş duvar 6 50 444 60 3 72.30 » Tuğla duvar 13 00 939 90 4 16.20 » 1/2 tuğla 15 00 243 00 5 41.62 » Betonarme 40 00 1664 80

6 4.60 » Grobeton 12 50 57 50

7 109.40 m2 Karo mozaik 3 50 382 90 8 9.50 » Karo Fayans 6 00 57 00 9 102.00 » Ahşap döşeme 2 00 204 00 10 71.00 » Çimento şap 1 00 71 00

11 71.00 » Blokaj 0 80 56 80

12 35. ml. Mozaik merdiven 3 40 119 00 13 77.00 m2 Ahşap çatı 5 00 385 00 16 2.20 s> Haricî kapı (karaağaç) 18 00 39 60 17 26.00 » Dahilî kapı (kontrplak) 12 00 312 00

(17)

18 9.00 » Bodrum kapıları (çır. çam) 9 00 81 00 19 20.00 » Balkon kapısı » » 10 00 200 00 20 33.00 » Ahşap pencere » » 8 50 , 280 50 21 3. tane Dolap 50 00 ' 150 00 22 116.40 m2 Haricî sıva 1 60 186 24 23 614.00 » Dahilî sıva 0 70 429 80 2*4 240.20 » Tavan sıvası. 0 80 192 16

25 1108.00 » Badana 0 08 88 64

26 56.00 » Yağlı boya 1 10 61 60 27 29.30 » Demir korkuluk 8 00 234 40 28 10. ml. Şakulî mecra 3 00 30 00 29 71.00 m2 İzolasyon (ufkî) 1 50 106 50 30 14.60 ml. Yağmur dereleri 1 50 21 90 31 22.40 » Yağmur boruları 1 25 28 00

32 3.00 » Pont boru 3 00 9 00

33 3. adet Mutfak tesisatı 60 00 180 00

34 1. » Çamaşırlık 60 00 60 00

35 3. » Banyo tesisatı 50 00 150 00 36 4. s. Alaturka hela 25 00 100 00 37 37. ml. Su tesisatı 0 70 24 50 38 38. » Pis su tesisatı 2 50 95 00

39 9. adet Priz 4 50 40 00

21. » Sorti 4 50 94 50

40 12. ml. Havagazı 1 60 19 20

41 2. adet Kalorifer 320 00 960 00 42 ı. » Zil tesisatı . 15 00 15 00 Binanın 1 m 2 nın fiatı » 3213 10 35 70 Bir katın fiatı » 9639 40 3213 10

1 172.25 m3 Hafriyat 0 70 120 57 2 50.80 » Taş duvar 6 50 330 20 3 129.10 :» Tuğla duvar 13 00 1678 30 4 29.10 » 1/2 tuğla 15 00 436 50 5 60.00 s> eBtonarme 40 00 2400 00

6 7.64 » Grobeton 12 50 95 40

7 130.60 m.2 Karo mozaik 3 50 457 10 8 143.00 » Ahşap döşeme 2 00 286 00 9 58.40 » Çimento şap 1 00 58 40

10 70.40 » Blokaj 0 80 61 12

11 35.00 ml. Mozaik merdiven 3 40 119 00 12 110.00 m2 Ahşap çatı 5 00 550 00 13 2.20 » Haricî kapı (meşe) 18 00 39 60 14 52.80 » Dahilî kapı (çift

kontrplak) 12 00 633 60 15 15.80 » Bodrum kapı (tek

kontrplak) 9 00 142 20 16 46.20 » Balkon kapı (çır. çam) 10 00 462 00 17 30.00 » Ahşap pencere 8 50 255 00 18 9. adet Yerli dolay 50 00 450 00 19 862.00 m2 Dahilî sıva 0 70 603 40 20 305.00 » Tavan sıvası 0 80 244 00 21 320.00 » Haricî sıva 1 60 512 00

22 1167.00 » Badana 0 08 93 36

23 40. ml. Demir korkuluk 8 00 320 00 24 76.40 mi İzolasyon (ufkî) 1 50 114 60 25 35.30 » Yağmur dereleri 1 50 52 95 26 30.00 * Yeğmur olukları 1 25 37 50 27 3. ml. Pont boruları 3 00 9 00 28 40. m2 Karo Fayans 6 00 240 00 29 3. adet Mutfak tesisatı 70 00 210 00

30 3. » Banyo » 170 00 510 00

31 40.00 ml. Su tesisatı (kurşun) 0 70 28 00 32 40.00 » Pis su tesisatı 1 20 48 00 33 10.00 » Pont şakulî mecra 3 00 30 00

34 34. adet Sorti 4 50 153 00

12. » Elektrik

Priz 4 50 54 00

35 20. ml. Havagazı 1 60 32 00

36 3. adet Zil tesisatı 5 00 15 00

37 1. » Çamaşırlık 60 00 60 00

38 3. kat Kalorifer 320 00 960 00 Tek bir kat fiatı 12881 90 4294 00

(18)

Z a m a n ı m ı z m i m a r l ı ğ ı n ı n m o r f o l o j i k a n a l i z i (*)

M i m a r B e h ç e t Ü n s a l I - Giriş III - Urbanizm IV - Ekonomik izler

V - Ev İçleri VII - Endüstrializm ve malzeme

Urbanizm şimdiye kadarki zamanlarda daima genel ha- yat şartlarını değiştiren bir hâkimin tesiri altmda karakter almıştır. Bu şey (teknik) tir.

Bizim asıl elde tutacağımız bugünkü urbanizm eleman- ları XXX uncu asırdan sonra şekil alan kısım olacaktır.

X I X uncu asır her şeyde büyük ilerlemeleri temin eden ve bugünkü medeniyeti yaratan büyük ve ana asırdır. Eski Avrupa şehirleri de bu asırda çehrelerini değiştirmek mec- buriyetinde kalmışlardır. Bu mecburiyeti doğuran teknik ve- rimler şöyle sıralanabilir:

1°— Endüstrinin inkişafı

2°— Münakale vasıtalarının seyrindeki sür'at 3°— Şehirlerin müdafaa vasıtalarının değişmesi 4°— Yaşama ve sağlık bilgilerindeki yenilikler.

Endüstrinin inkişafı başdöndürecek şekilde olmuştur.

Cam, çelik, demir, artifisyel inşaat malzemeleri, su ve ses geçirmiyen malzemelerin icadı... Maşinizm medeniyetinin kuruluşu Kol ve bilek kuvvetinin yapamadığı şeylerin ma- kine tarafından hayret verici şekilde temini... Sür'at...

Eski şekilleri kökünden söküp atacak şekilde; bu say- dıklarımız, inşaat ve şehir yapıcılığı üzerinde yenilikleri ve değişmeleri ortaya koymuştur.

Münakale vasıtalarının inkişafı; yelken ve rüzgâr kuv- vetile işliyen seyrüsefer vasıtaları, insan ve beygir gücile işliyen vasıtalar yerine benzin, elektrik, buhar, petrol kuvvetile işliyen nakil vasıtalarının çoğalması... Bu şekilde eski şehirlerde yalnız deniz ve toprak yolu diye iki unsur yerine: Demir, su, toprak, hava yolları diye dört çeşit yol şekli hasıl oldu.

Bu muhtelif vasıtaların bazan ayni istikamette fakat muhtelif sür'atlerde oluşu ortaya yeni bir mesele atmıştır:

Yeni yol şekillerinin taharrisi ve sür'atlerin tasnifi Bilhassa şu mesele mühimleşmiştir: Bütün bu yıldırım kanatlı vasıtaların yanında hâlâ (yaya) yürümek istiyen ve yayan yürümek mecburiyetinde kaldığı zamanlarda za- vallı insanlarla bu yıldırım vasıtalar arasındaki münase- beti tanzim...

Yaya yürüyenleri bu yıldırım vasıtaların (ölüm) tehli- kesinden kurtarmak çarelerinin taharrisi...

Yol meselesi henüz zamanımızın bile bir neticeye bağ- lıyamadığı bir muamma gibi kalmıştır.

Eski şehirlerde böyle bir (seyrüsefer) sirkülasyon tehli- kesi mevcut değildi.

[*] Başı geçen sayıdadır.

Eski şehirlerin korkusu yalnız düşman baskını olmuştur.

Bu sebeple eski şehirler tepelerde kurulmuş, etrafı çetin, geçilmez ve aşılmaz kale ve kulelerle çevrilerek kuşatılmıştır.

Şehrin bir iki, nihayet dört tane büyük kapısı bir baskında kapatılarak şehir bu kalenin içinden müdafaaya geçiliyordu.

Ve şehrin merkezinde Allahın evi veya Hakanın sarayı var- dı. En emin yer orası idi. Yollar kulelere bu merkezden gü- neş ışıkları gibi serpilmişti.

Harp aletlerindeki terakki ve nihayet muhtelif ağırlık- taki topların icadı bu şeklin iflâsını hazırlamıştır. Ve şehir- ler mahpus kaldıkları kaleler dışına taşarak ovalara ve düz- lüklere inmiştir.

En son olarak fazla yaşamak arzusu, sağlık bilgilerine vsrilen ehemmiyetle şehirlerin ziya ve hava ihtiyacının ta- yini de yeni bir takım neticeler doğurmuştur.

Mimarlık elemanları gibi şehircilikte de bir takım ele- manlar vardır.

1— Arazi (toprak) 2— Nüfus (insan) 3— Hava ve ziya 4— Nakil vasıtaları (yol) 5— Zoning (mıntakalandırma) 6— Mimarlık ve peyzaj

7— Bilcümle sıhhi ve medeni enstalâsyon... ve saire Mimarların en çok arzuladıkları düz arazi, şehirci için de bir idealdir. Corbusier'nin nazarî şehirlerinde daima bu gaye düşünülmüştür. Corbusier düz arazi idealdir, der; çünkü, sirkülâsyon ve konstruksiyon için en rasyonel neticeleri al- mak mümkündür. Corbusier bu teorisinde o kadar ileri var- mıştır ki Cezayir için yaptığı plânda arızaları, eski su kemer- leri gibi inşaatla birbirine bağlıyarak, âdeta bertaraf etmiş bulunmaktadır.

Diğer urbanistlerin elinde araziyi kullanmak muhtelif suretlerde tecelli etmektedir.

Arazi, sirkülâsyon ve inşaat için fütürist olmıyan teo- riler içinde nisbeten düzlüğe yakın olmalıdır. Bu düzlüğü bugün ancak malûm olan muhtelif şekillerde temin etmek- teyiz. Corbusier'nin yaptığı artifisyel çareler henüz zamanı- mıza mal olamamıştır. Arazinin oynıyacağı rol, ziraî, ticari, sınaî... olan memleketler çeşitine göre etüd edilecek bir meseledir.

Bugün Avrupada, bilhassa Amerikada arazi meselesi dü- şündürücüdür. Bu meseleyi de makinenin meydana getirdiği derin sosyal ve ekonomik değişmeler doğurmuştur.

(19)

Samsun.. İyi bir urbanist için zevkli bir slijedir. Plânlı Samsun TUrkiyenin en gUzel (peyzaj memleketi) olabilir.

Bu sosyal ve ekonomik mesele: Arsalardan (toprak) ta- mamile istifade eylemek meselesidir.

Bu fikir ortaya iki bina tipi meydana getirmiştir. Bi- rincisi Amerikan gratsiyelleri, diğeri piloti üzerine inşaat..

Amerika buildingleri şakuiî olarak alabildiğine yükselmiş- tir ve bu bir passion olmuştur. Bu passion şehir nizamını, sıhhat kaidelerini altüst etmiştir. Nevyork koridor yolları, daima gölgeli ve ışıksız katları ile gecesi gündüzünden fark- sız bir şehir haline gelmiştir. Nevyork buildingleri güneş zi- yasına hasrettir. Piloti ile arazi sathından istifade edilerek kurulmuş şehirlere henüz malik değiliz. Bu yalnız Corbusier'- nin kitaplarında ve projelerinde yer alan bir (ideal) olarak yaşamaktadır.

Yeni makine medeniyeti insanları sayfiyelerden şehir- lere çekmektedir. Büyük kapital şehirler bu suretle istiap hadleri haricinde insan beslemektedir. Bu (hicret) in önün- de şehirlerin hudutlarının genişlemesi akla gelebilir. Bura- da da; her zaman ve her yerde olduğu gibi ortaya (tahsisat) şekli elleri, kolları bağlar. Yapılacak şey binaları teksif ey- lemek olarak kalmaktadır. Bu takdirde, bahçelerden, bağ- lardan, yollardan, ormanlardan, çayırlardan sarfınazar edil- miş olur. Şehir havasız ve nefessiz kalmış olur. Bugünkü şe- hirlerin ekserisi bu vaziyettedir. Yeni bir çok urbanist mi- marlar binalarla diğer tesisler arasında lüzumlu olan nis- beti araştırmaktadırlar.

Bugün cereyanda olan prensiplere göre ve vasati bir had olarak 20-35 inşaat sahası nisbetini verebiliriz.

Bu nisbet şehre lâzım gelen saf hava ve ışığı emin ede- bilir. Günümüzdeki sıhhat kaideleri daima bol ziya ve tozsuz saf hava talep ediyorlar.

Yirminci asır şehirlerinin arzusu (ışıklı şehir) olmak- tır. Halbuki bugünkü şehirlerin hemen hepsinde ne bu ışığı temin edecek serbest sahalar, açıklıklar, ne de bu zararı karşılıyacak yeşil sahalar mevcuttur. Yeşil sahaları cadde- lerin kenarlarından inşaat yerine kadar olan mesafede te- sis etmek, eski Türk ve Roma evlerinde olduğu gibi, fakat çok geniş mikyasta (Atrium) 1ar kurmak, ki bu suretle sokak- ların toz, gaz ve kirli haasını teneffüs eylememek kabildir.

Şehir hijiyenistleri bu mesele üzerindeki ilmî ve tıbbî araştırmalarına ehemmiyet vermektedirler.

Bugünkü şehirciliğin diğer ana kaygusu da yol mesele- sidir.

Modern tekniğin ve maşinizm medeniyetinin doğur- duğu başdöndürücü sür'atteki vesaiti nakliyenin ayrı ayrı yollarını temin etmek ve insanları bunların (ölüm tehli-

kesi) nden uzaklaştırmak çarelerinin araştırılması bu ana kaygunun baş derdidir.

Burada Corbusier'nin (Urbanisme) kitabından aldığım şu parçaları okumak faydalıdır.

(Bugünkü yollar; kurunu vustadan kalmış keçi yolları üzerine kaldırım döşenerek meydana gelmiştir. Bunlar mo- dern teknik neticesi hasıl olmuş değildir. Eşeklerin sallana sallana izlendirdikleri yılankavi geçitlerdir.

Halbuki modern yol çok başkadır. Düpedüz uzunluğuna kurulmuş bir sirkülâsyon sathı olmalıdır; bu itibarla yol basit bir tesviyei türabiye eseri olmamalı. Modern tekniğin icabına göre verimli bir teknik eser olmalıdır.

Bugünkü sirkülâsyon şekli yayalar için her dakika bir tehlike teşkil eder. Muhtelif cins ve sür'atte olan vesaiti nakliyenin gidecekleri istikametler hep aynidir. Vesaiti nak- liyeyi sür'atlerine göre hafif, vasat, seri diye tasnif edebiliriz.

Buna göre ayni istikamette yekdiğeri üzerine üç cins yol ne- den kurulmasın?.)

Teknik vasıtaları ne kadar ilerlerse ilerlesin, tasarruf ve tenezzüh maksadile (yaya) yolunu her zaman gözönünde tutmak lâzımdır. Bu yollar şöyle sınıflandırılabilir:

a Evden iş ve san'at merkezine, hükümet daire- b— Komşulara gidiş, geliş...

c— Evden pazara gidiş, geliş...

d— Piyasa yolları

Bu cins yollarda akşam, sabah geçecek insan adedine göre kaldırım ve yol hesap edilir, ona göre genişlik verilir.

Bir saatte 60 santim genişlikte arka arkaya geçecek insan miktarı, Z saniyede vasati insan sür'ati G (0,80—1.00) iki insan arasındaki mesafe A (1.40) olarak kabul edersek bir saatte geçecek olan nüfusu (insan) şu formül ile hesaplıya-

_ 3600 X G

S ~ A

Formül halledilirse saatte 60 santimden arka arkaya geçecek insan miktarı 2500 olarak bulunur. Meselâ 25000 nü- fuslu bir kasaba için 6.00 metre yol genişliği lâzım olacağı hesaplanabilir. Bu nazarî ve azamî bir hesap olup bütün na- kil vasıtalarına da tatbik olunabilir. Yalnız sokak her za- man insanla dolu değildir. îıtsanlar asker taburu gibi şe- hirlerde dolaşamazlar da... Bu düstur neticesinin büyük kasabalarda yüzde kaçını kabul etmek lâzım geleceğini iyi bir pratisiyen kestirebilir. Komşular arasındaki yollarda vesaiti nakliyenin geçmesi yasaktır. Burada kaldırım yap-

(20)

mağa lüzum kalmaz. Evlerin Önünde bir yeşillik ve ortada yol bırakılır (Amerikan tarz).

Pazar yollarında mütemadi hareket yerine toplu kü- meler vardır. Mağazaya girmeden meydandan konuşmak ve görmek imkânını temin etmelidir.

Eski Türk hanları bu mevzua çok güzel bir misaldir.

Bugünkü hayat şartlarına göre modernize edilebilir. Millî bir şehircilik motifidir. Bursa ve İstanbuldaki bir çok hanlar caddeden ayrılmış pazar meydanları demektir. Vesaiti nak- liye tehlikesi yoktur.

Piyasa yolları diye bir cins yol tamyoruz. Bu cins yol koşmak, gidip gelmek için değil, oturmak ve hava almak için, promenad yapmak içindir.

Ankarada Güvenlik meydanında anıd yanındaki yol bir promenad yoludur. Ulus meydanından ve İş Bankası yanından geçilen Başvekâlet meydanı da bir istirahat ve halk meydanıdır.

Paris kahvelerinin bazılarında koltukların ve masala- rın caddeyi kaplar şekilde hariçte oluşu da meşhurdur.

Bugünkü şeklile büyük şehirlerde yol bir (baş belâsı)- dır.

Yayan ve vesaiti nakliye arasındaki tehlikeden maada yolların tekatu noktaları da vesaiti nakliyenin çarpışmaları ile neticelenmektedir ekseriya...

Bu gibi yerlerde şimdiye kadar kullanılan ve tatbik edilen şekilleri krokilerle gösteriyorum.

Bu gibi yerlerde yayaların geçmesi için sokakların çi- vilenmesi keyfiyeti de manzara itibarile biraz sıkıcıdır. Fa- kat bazı yerlerde tatbik olunabilir. İstanbulda Köprü ve Karaköy taraflarında, Ankarada Güenlik meydanında bu şekil tatbik edilmişti. Yalnız sirkülâsyon fazla olan yerlerde bu tarz seyrüseferin sür'atini aldığından iyi bir hal çaresi olmadığı da anlaşılmıştır. Bu karışık meseleleri büyük şe- hirlerde halletmek gayri kabil olmuştur.

İdeal olarak; Corbusier gibi yaya ve vesaiti nakliye yol- larım üst üste yapmak veya muvazi yollar tesis etmek lâzım- dır.

Zoning şehrin mıntakalara taksimidir. Her mıntaka için bina şekilleri, irtifaları tesbit olunur ve tayin edilmiş bulunan mıntakalar hududunda ayni cins inşaattan başka inşaat ya- pılmaz.

Ankara şehri; yeşillik mıntakalar, endüstri mıntakası, spor mıntakası, amele mıntakası, ikametgâh mıntakası. Üni- versite mıntakası, sayfiye mmtakası, resmî daireler mınta- kası ve bitişik apartımanlar mıntakası olmak üzere sekiz mm- takaya taksim edilmiş bulunmaktadır. Yeşillik mıntakalarda inşaat yasaktır. Endüstri mıntakasmda ikametgâh yapıla- maz. Evler için caddeden beş metre, komşulardan 3 metre mesafe talep edilmektedir. İrtifaları 8 - 9 metreyi tecavüz edemezler. Atatürk bulvarı üzerindeki bitişik apartımanlar dört kattan fazla olamaz ve caddeden beş metre geride ola- caktır. Bu sistemi ilk defa Almanlar tatbik etmişlerdir. Al- manyamn Frankfurt ve Manheim şehirleri bu usulün en gü- zel tatbik sahaları olmuştur. Bugünkü urbanistler açıklık ve ağaçlık mıntakalara çok ehemmiyet vermekte, bunları şeh- rin teneffüs cihazı olarak telâkki etmektedirler.

Bugün % 80 - 90 boşluk bırakmak gayesi güdülmekte- dir.

Parklar, serbest sahalar ve oyun yerleri ayrı bir mın- taka olmakdan da çıkarılarak evlerin tam eteklerinde ve içe- rilerinde tesis olunmaktadır. Bu apartıman bloklarının diş- li bir şekil almasile kabildir. Tabiî ve kendiliğinden mevcut

(21)

güzelliklerin plânın tanziminde aynen ibka edilmesine çok dikkat edilir. İstanbul dünyanın en güzel peysaj memleketle- rinden olmakla bu cihetin göz önünne alınacağı tabiidir. İs- tanbul bundan başka her biri birer ağır kıymet olan âbide- lerle doludur. Bu âbidelerin gözbebeği gibi saklanması ve

(Point de vue) lerinin bulunarak ortaya çıkarılmaları icap eder. Bu âbidelerin hüsnü muhafazası için Başvekâlet mem- lekete umumî bir tamim yapmıştır. Diğer bütün Avrupa mem- leketlerinde de cari nizamlar vardır. Fakat bun- ların hüsnü muhafazası ayrıca bir terbiye meselesidir de ..

Asırdide bir ağacın gövdesine âşıkane mısralar kazıyanlar, cami ve sebil mermerlerine isim ve tarihler yazanlar pek çok-

Bu sıraya Türk dekorasyonu için emsalsiz hazine sayı- lacak olan mezar taşlarını da sokmak icap eder.

Bundan başka artistik kıymeti olan binaların sahipleri tarafından iyi bakılması da bir çok memleketlerde kanunlar içerisine alınmıştır. Hattâ bazı memleketlerde' alelûmum bi- nalar için bile fazla titiz davranılmaktadır. Meselâ Holânda- da bir belediye mahalleleri arasında evini her sene munta- zam zamanlarda boyayanlar arasında en güzel tarzı tatbik edene mükâfatlar verdiği de görülmüştür.

Bugünkü şehirler: elektrik, havagazı, radyo, telefon, di- ğer telsizler, su, kanalizasyon, liman, istasyon... gibi her biri birer ihtisas haline gelmiş olan bir çok tesisatı ihtiva etmek- tedirler. Bu tesisatın her şeyden önce ve evvel gelmesi ve ya- pılması da urbanizmin bugünkü mütearifelerindendir. Modern urbanizm elemanlarını top yekûn ancak yeni kurulan şehir- lerde tatbik edilebildiğini görüyoruz, veya genişliyen şehirler- de...

Eski bir şehrin amenajmanı ve transformasyonu ni- hayet pek fazla göze çarpan yanlışlıkları düzeltmekten iba- rettir. Eski bir şehre hiç bir zaman yepyeni bir çehre vermek kabil değildir. Modern urbanizmin esaslarını tatbik için bu şehirlerin dışına taşmak ve ekonomik, endüstriyel çarelerle eski şehri hayattan düşürmek veya uzun senelerin eski- şehre nasıl bir veçhe vereceğini sabırlı olarak bekliyerek yeni şehri eskisinin yambaşında kurmak icap eder.

Bundan başkası yol tesviyesi, yeni güzergâh tayini, mey- dan açmak ve bina kesmekten ibarettir.

(22)

Tarih köşesi

Klâsik Türk M i m a r l a r ı (*)

M i m a r M e h m e t

M i m a r K e m a l A l t a n

Mimar Mehmedin şaheseri Sultanahmed camiinin tarih kitabesinde:

Kim Mehmcd'dir anın namı ve âlî himmeti İtdi bu ranayi binayi haşredek meşhur ola

yazılıdır Üçüncü Bizans mıntakasım teşkil eden İstanbulun birinci tepesi üzerinde Atmeydam denilen ipodromun bulunduğu yer- de İmparatorlara ait saraylar vardı. Bilâhara Lâtin istilâları yüzünden bu sarayların yıkıntıları kalmıştı.

Fatihin, İstanbula girdiği zaman farisi olarak söylediği Türkçeye çevrilmiş şu beyti ki:

Baykuş Efrasiyabin sarayı damlarında nöbet çalıyor Örümcek Kayserlerin sarayı kapısında perde örüyor En doğru, en canlı bir tasviri ifade etmektedir.

İpodromda, Mısrın Heliyopolis şehrinden getirilerek - gü- .neş ile fecre karşı tuhfe alâmeti olmak üzere - dikilmiş tarihî

(*) Klâsik Türk mimarlarından Büyük Sinan, Davut. Kasım, AH ve Mehmet Tahirden evvelki sayılarımızda bahsettik.

sütunların alanını kuşatıp zinetlendiren büyük Türk mimarı Mehmedin şaheseri Sultanahmed camii ile kıymetli medeni müştemilâtına ait eserler olmuştu.

Saray harabesinin bulunduğu mevkide (hicrî 1018) tari- hinde) Sultanahmed camiinin inşasına başlanırken büyük ese- rin kuvetli mesnedi için en ziyade temellere ehemmiyet veril- mişti. Temel merasiminde:

Temel şeyhi Aziz Mahmut Hüdaî, temel imamı Evliya e- fendi, temel kadısı Karasünbül Ali efendi, temel nazırı Ke- mankeş Ali paşa, temel mutemedi Kalender paşa bulunmuş- tu.

Birinci Ahmed 18 yaşında olduğu halde temellerde ırgat- larla beraber teş taşıyarak «Allahım, Ahmed kulunun hizme- tidir, sen kabulü dergâh eyle* diye dualar etmişti. Camiin, - fevkarö şekli için - altında kalın ayaklarla bodrum teşkil edilmiş, mermer döşeli iç avlunun zeminde sahrınçları vü- cude getirilmişti.

(23)

Bu sahrmçlardan, camiin iki yanında bulunan revaklı dış tabakaların altındaki musluklara, avlu ortasında altı kö- şeli şadırvana, camie girildiği zaman methal önüne tesadüf eden iki pilpaye üzerindeki zarif çeşmeler, su isalesine mahsus mükemmel tertibat yapılmıştı. Cami kısmının dört köşesinde bulunan minare çıkıntılarile büyük kubbeyi tutan dört adet pilpayenin tam hizalarında olmak üzere ayni za- manda birer istinat vazifesi yapan beden duvarlarındaki a- yak paylarının arasında içten, dıştan revaklı tabaka terti- batı yapılmıştır.

Cami içerisinin ölçüsü 50 X 54 metre olup methalden mihraba kadar olan mesafesi daha kısadır.

Kanalür tâbir edilen oluklu şekilde, - satıh kaplaması mermer olan - pilpayelerin muhiti 14 metre 40 santimdir.

Koca Sinan tarafından ilk defa Şehzade camiinde tatbik edilen; merkezi kubbeye bitişik dört nısıf -kubbe ile ayrıca nısıf kubbelerin her biri eteğinde daha küçük şekilde ter- tip edilen üçer tane yarım kürevîler, aynen Sultanahmed camiinde görülmektedir.

Yalnız Sultanahmedin içindeki tezyini motiflere ait tafsilâtı daha zengin ve daha kuvvetlidir.

Muhtelif renkte damarlı somaki sütün! er üzerine mev- zu olan mahfeli fevkalâde san'atlıdır. Mahfil içerisinde hu- susî olarak mermerden işlenmiş üzeri altın yaldızlı bir mih- rap mecuttur. Mahfel zemininin altındaki tavanda kabart- ma nakış olarak nebatî renk ve şekillerle süslüdür. Bunla- rın Tahril ve Hareelrinde gayet makbul ve kıymettar üç türlü altın yaldız kullanılmıştır. Minberin üzerinde bulu- nan süs ve motiflerile mahfil ve tabakaların etraf korku- lukları mermerden oyma olarak yaprak şeklinde çok meha- retkârane işlenmiştir.

Oümie kapısının üstüne rastlayan tabaka içerisindeki duvar yüzlerinde kaplı - Sinan devri san'atine mahsus yir- mi sene devam ettikten sonra örneği bir daha meydana gel- miyen - renk ve tertibi fevkalâde müstesna çini panolar var- dır. Cami içinin öz ve temiz karakterini bozan Yanma taş satıhları üzerine sürülen mevcut çini rengine uydurularak sonradan yapılmış nakış ve badanaların, nısıf kubbelerdeki pencerelere takılan çok adî doğrama çerçevelerin, köşe kü- revîleri üzerinde bozulmuş alçıdan istalaktit süs pantantif- lerinin ve akıntılar sebebile üst duvarların bazı köşelerinde lekeli kalan kısımların testorasyon esaslarına uygun bir şekilde tamir ve ıslahı behemehal lâzımdır.

Camiin esas orta kapısından maada karşılıklı yan ka- pılarile ayrıca içeriye girildiği zaman sağdaki duvarın kö- şesinde bir de «meyit kapısı» vardır. Dış avlu zemininden iç avlu kapılarına on birer adet basamakia çıkılarak girilir.

Harem kapılarının üçü de bronzdur. Bilhassa orta kapının 24 ayar cıva altın yaldızlı ince bronz işi çok san'atkârane şekilde yapılmıştır. Bu kapılardan birini meşhur müverrih Evliya Çelebinin babası Mehmed Zılli'nin saray kuyumcu- başılığında iken imal etmiş olduğu, bazı rivayete göre orta bronz kapmın Tebriz'den hediye olarak gönderildiği söyle- nir.

Camie ait olan Cümlekapısı abanoz üzerine sedef, ba- ğa ve fildişi kakmalarla şekillidir. Harim kapılarının içten çıkıntı ayak satıhları üzerinde sağlı, sollu mihrap şeklinde nişler vardır.

Beyaz, pembe ve boz renginde granit ile mermerden 24 adet revak sütünları mevcuttur.

Camiin tamamlandığına ait Cümlekapısınm üzerindeki kitabede mahkûk (Suliye fi leyletilkadir) «1025» mısra ta- rihini gösterir, yani camiin küşat resmi, 1025 yılı kadir ge-

(24)

İç görünüş Çini pano.

(25)

cesi yapılmıştır. Dış avlu ihatası önünde, «sebil ve mahya odaları, kasrı hümayondairesi, meşruta binaları, türbe ile beraber darülhadis ayrıca medrese ve Darüssübyan» camiin ikmalinden sonra yapılmıştır. Sebil binası üstündeki kita- bede (Nime darerr lilmüttekin) «1026» tarih hesabıdır.

Camiin Marmaraya karşı şimdiki hafriyat mıntıkası sahasında 129 metre uzunluğunda, 15 metro arzında bir sı- rası 24 ve karşılıklı olarak 48 adet kemer bağlantılı ve tonoz örtülü bölüntülerle muntazam bir «arasta» sı olup elyevm harabesi mevcuttur. Böyle büyük camilerimizin, temel da- fialarına karşı etrafını kuşatan eserler birer istinat teşkili maksadile vücude getirilmişti. Bu sebeple burada yapılan kazılarda bu mühim noktaların ehemmiyetle gözönüne ge- tirilmesi icab eder. Sultanahmed camiinin bir çok kıymetli manzumeleri, vaktile adeta vakfa bir ihanet olarak elden çıkarılmıştı.

Genç Osman kasrı denilen sebil methali üstündeki ta- rihî binayı da dahil ederek cami avlusu duvarları üzerine ahşaptan koca bir ev yapılmıştır. Bu gayri meşru temellük

ve tecavüze vaktile müsamaha edilmişti... Bugün de ayni avlunun - tarihi dikilitaşa karşı olan - şimdiki Ticaret mektebi köşesindeki sebil üstüne ait mahya odalarının yık- tırılarak arsasına temellük edilmek istenildiği halde Müze- ler idaresi alâkadar olarak derhal bu işi durdurmuştur.

Sultanahmed camiinin bugünkü ihtiyaca karşı koyan medeni müştemilâtından faydalı bir şekilde istifadeyi dü- şünen Müzeler idaresi, eski medrese binasının, yeni bir ar- şiv olarak kullanılması için derhal tamiratına başlamıştır..

Medreseye muttasıl senelerce bakımsız ve harap bir halde duran Darüssübyan binasının da yeni arşive bir ek olmak üzere restore edilerek ihyası mümkün olursa kültüre karşı en büyük bir hizmet sayılacaktır.

«Sultanahmed camii» gibi haşredek meşhur yüksek bir âbidemiz, kıymetli Türk eklerile türkleşmiş olan Ayasofya müzesine karşı daima öz varlığını, kuvvetli çalımını göster- mektedir. Harsımızı bu kadar küvetle duyuran bu yüksek eserimizi bütün kıymetli müştemilâtile beraber her zaman 1- çin seve, seve korumalıyız.

(26)

S e r g i v e p a n a y ı r l a r

İnsanların bilcümle müşterek faaliyetleri meyanında en ziyade panayırlar, bir devrin mahiyetini sarahaten gösterir- ler.

Panayırlar geçen asrın ortasından sonra anî olarak büyümüş ve yayılmışlardır. Medeniyetin ilk devirlerinde pana- yırlar mahza zaruret neticesi olmak üzere teessüs etmişlerdir.

Onlar asırlarca yalnız emtia mübadelesi ve kültür neşri için yegâne vasıta teşkil eylemiş ve nadiren bir vak'aııın tepcili için tertip olunmuştur.

Elyevm emtia mübadelesine mahsus yerler sabit ve daimî bir hale gelmiştir. Panayırlara mukabil çarşılar mey- dana gelmiştir. Yeni yeni vücude getirilen mallar da gaze- teler, risaleler ve radyo vasıtasile ilân olunuyor.

Bu suretle panayırların eski vazifesi zail olmuştur ve bunlar hemen tamamile muhtelif eğlencelere, vâsi mikyasta saha teşkil ediyorlar. Öyle ki 1933 senesinde Şikagoda açılan beynelmilel panayırın asıl gayesi neden ibaret olduğu an- laşılamamıştır.

Şimdi insanların hayatı o derece karışık bir mahiyet kesbstmiştir ki hiç bir panayır, sadeleştirilmedikçe, onun safhalarını lâyıkile gösteremez. Olsa olsa ancak onu tevile vasıta teşkil edebilir. En ziyade dikkati celbeden şurasıdır ki bu asrın panayırları hem küçük ve hem de her biri içtimaî hayatın ancak hususî bir tek safhasını gösteriyor. Bundan bir asır evvelki panayırlardan artık hiç bir eser kalmamıştır.

Aşağıda panayırlajran tarihçefsi deırcedilmiştir, ve bu tarihçede panayırların geçen ahvali ile bugünkü vaziyeti tetkik edildikten sonra müstakbel panayırlar hakkında dahi mütalealar yürütülmüştür. Bu mütalealar ancak bir zandan ibaret ise de şurası aşikârdır, ki her devrin bir müntehası vardır ve bugünkü devir hitam bulduktan sonra yeni bir

•devir başlıyacak ve onunla beraber her şeyin olduğu gibi panayırların da mahiyeti değişecektir.

P a n a y ı r l a r ı n b a ş l a n g ı c ı Panayırların başlangıcı çk eskidir. Binlerce sene evvel İnsanlar kendi ihtiyaçlarından fazla istihsalâtta bulunmağa başladıkları zamandan itibaren bir yerde toplanıp, bu istih- salâtı birbirlerile değiştirmişler ve böylece emtia mübadelesi maksadile vuku'oulan bu toplantılar panayırların başlangı- cını teşkil etmiştir. Mamafih, panayırlar ta iptidadanberi eşya mübadelesinden maada diğer hedefler de takip eylemiş- dirler. Bunlardan biri de eğlence arzusudur. (Keyhüsrev) kendi muazzam hükümdarlığının kuvvet ve haşmetini gös- termek için 180 gün panayır kurmuştu. Nasıl ki kendinden sonra gelen sair hükümdarlar da ayni veçhile hareket etmiş- dirler. Mamafih, bu suretle panayırlar doğrudan doğruya ticaret maksadile kurulmamakla beraber, bir takım seyyar satıcılar ve hokkabazlar fırsattan istifade ederler, panayır- lara giderler ve satıcılar mallarını teşhir, hokkabazlar da eğlenceler tertip eylerlerdi.

Bu izahattan anlaşılıyor ki evvelleri panayırların üç mahiyeti vardı ve bu hal pek az istisnalarla, son zaman- lara kadar devam etmiştir.

(Architectural Forum) dan Klâsik devirlerde muayyen fasılalarda muntazam pana- yırlar kurulurdu. Romalılar zamanında panayırlar bir ta- raftan zaptedilen memleketlerde ticaret yapmağa vasıta ve diğer taraftan da Romanın haşmet ve azametini teşhir et- meğe vesile teşkil ederdi. Bilâhare şimalden vukubulan is- tilâları müteakip ticaret durdu, panayırlara nihayet veril- di, tâ ki yedinci asırda Avrupada ticaret işleri yeniden inki- şaf etti ve netice itibarile de tekrar her tarafta panayırlar kurulmağa başladı. Hükümdarların himayesi altmda Fransa büyük bir ticaret merkezi oldu. Bu esnada İngilterede dahi panayırlar kuruluyor ve Venedikli, Cenovalı, Flâman, Fran- sız, İspanyalı ve Norveçli tüccarlar mallarım bu panayırlara götürüp satıyorlardı. Gerek şarkta, gerek garpta ayni se- bepler, ayni neticeleri husule getirdiler.

(Hurdmar) ve (Mekke) de dinî seyahlar, yani hacılar oralarda panayırlar kurulmasına vesile oluyorlardı. Eski Meksikalılar Azoapazaleoda ve Tascalada panayırlar kuru- yorlar, esir ve çanak çömlek alıp satıyorlardı. On altıncı asra kadar Fransa panayırların en mühim merkezi idi. Her sene, her şehrin muhtelif yerlerinde panayırlar kurulurdu, tâ ki bunlar gittikçe sabit bir mahiyet kesbettiler ve niha- yet daimî çarşılar teşkil eylediler. On altıncı asrın din mu- harebeleri Fransanın hükümranisine nihayet verdi ve Al- manya Avrupa devletlerinin başına geçti. Bu esnada Rus- yada dahi panayırlar gittikçe büyüyor, ehemmiyet kesbedi- yordu. Bilhassa Epijci Povgorod panayırı pek çok büyüdü, dünyanın en büyük panayırı oldu. 1863 senesinde bu pana- yırda 80.000.000 dolar kıymetinde mal satıldı. Belki de bu tarihten evel, ne de bu tarihten sonra, hiç bir panayırda bu kadar mal satılmamıştır.

Ancak nakliyat vasıtalarının inkişafı üzerine panayır- lar gittikçe ehemmiyetlerini kaybettiler ve nihayet bir za- man geldi ki artık pek de vücutlarının lüzumu hissolunma- mağa başladı. Panayırlar artık ancak hususî bir mahiyet kesbetmişlerdi. Böylece tüccarlar keten almak için (Caen) a, hublon almak için (Varşova) ya, balık ve yağ almak için (Arkangel) e ve sadeyağ almak için de (Tobolsk) a gidi- yorlardı. Maamafih bu hususi panayırlar da yavaş yavaş azal- dı ve bugün bir çok memleketlerde ancak yerli mallara mahsus panayırlar kurulmağa başladı. On dokuzuncu asırda panayırlara dair diğer bir değişiklik vukua geldi. Pa- nayırların yerine sergiler kaim oldu. Bu sergilerde fabrika- törler imal ettikleri malları teşhir ediyor, bu suretle onları satıyorlardı.

Sergiler gittikçe çoğalmağa başladı ve (Leipzig), (Lyon), .(Londra), (Bordeau) ve (Birmingham) başlıca sergi mer- kezleri oldular. Ancak ayni zamanda bir taraftan sanayide husule gelen inkılâp ve diğer araftan insanlardaki doymak bilmiyen merak ile şan ve şeref hırsı neticesinde yeni sergi tipi meydana geldi ve gittikçe inkişaf eyledi.

1797 d e m o d e r n s e r g i l e r 1789 senesinde Fransadaki panayırların bir çoğu lâğv- olundu. Sekiz şeng sonra ise ayni memlekette ilk millî sanayi

(27)

sergisi açıldı. Bu sergi Marquis d'Arezo namında biri tara- fından tertip olunmuştu. Bu şahsın maksadı (Gobelin), (S6vres) ve (Savonnerie) fabrikalarının mallarını satmak için bir vasıta bulmak idi. Sergi Fransız ihtilâli müddetince kapalı kaldı ise de muvaffakiyetli neticeler verdiğinden er- tesi sene Pariste tekrar bir sergi açıldı ve satılmak üzere muhtelif emtia teşhir olundu. Bilâhare Fransa hükümeti sergi tertip etmek keyfiyetini resmen kabul etti ve artık her sene sergi tertip edilmesine karar verildi. 1806 senesinde açılan sergiye 1400 firma ve 1849 senesinde açılan sergiye ise 4494 firma iştirak ett. Bu tarihten sonra artık millî ser- gilere nihayet verildi. Fransa Ziraat ve Ticaret Nazırı ser- gilere ecnebi milletlerin de iştirak etmesini talep ediyordu.

Halbuki Fransız fabrikatörleri kuvvetleri ile muhalefet et- tiler ve neticede ilk beynelmilel sergiyi tertip etmek şerefini İngiltere ihraz eyledi.

Filvaki 1849 senesinde haziranda İngiltere Kraliçesi Viktoryanın kocası Prens Albert güzel sanatlar birliğinin bir içtimaında hazır bulundu ve bütün milletlerin iştirakile sanayie mahsus bir sergi tertip edilmesini teklif etti, bu tek- lif kabul olundu. Halbuki Fransız fabrikatörleri İngilterede beynelmilel bir sergi açılmasını da kendi menfaatlerine mu- vafık bulmuyorlar, sanat sırlarını kaptırmaktan korkuyor- lardı. Diğer memleketlerde de bu sergi hakkında bir şevk hasıl olmadı. Bütün hükümetler kendi ahalilerinin İngiliz

«Radikalizm» fikrinin bulaşmalarından endişe ediyorlardı.

Mamafih Prens Albert bu sergi işini kendisi için sabit bir fikir edinmişti ve herhalde onu vücude getirmek için bütün kuvvetile çalışıyordu. Hakikaten de sarfettiği gayretler boş çıkmadı, bütün hükümetlerin korkularını, endişelerini iza- leye muvaffak oldu ve 1850 senesinde İngilterede ilk bey- nelmilel serginin temelleri atıldı. Nihayet bütün memleket- lerin iştirakile İngilterede beynelmilel serginin küşat resmi büyük tantanalarla icra olundu. Amerika bu sergiye sun'i dişler, gazeteler, havayı boşaltıcı sandıklar, Macormikin orak makinesi, Colt'un tabancası, sun'î bacaklar ve sair bu gibi yeni yeni aletler ve cihazlarla iştirak eyledi. Zaten serginin hemen her tarafında mütenevvi makineler teşhir olunmuştu ve ziyaretçilerin çoğu bu makinelerin büyük kısmını henüz görmemişti.

Son zamanlarda yanan 1851 senesi İngiltere beynelmilel sergisinden yadigâr olmak üzere ancak Crystal Palace binası kalmıştı. Sırf demir ve camdan yapılmış olan bu muhteşem bina 1848 ayak uzunluğunda olup ceman on dokuz (akr) yer işgal etmekte ve kaideleri de zemin sahasının ancak iki bin- de bir kısmını işgal eylemektedir.

İşte dünyanın en muazam panayırlarından biri bu bina- nın muhteşem kubbesi altında oldu ve yine burada ilk defa bütün dünya makinenin kerametlerini tamamile öğrendi.

Serginin ana binası kusursuzdu, fakat cazibeli değil- di. Mamafih ziyaretçiler üzerine büyük bir tesir icra etti.

Bilhassa makineler dairesinde pek uzun bir zamanın mah- sulü olan muazzam tekâmül eserleri herkesin dikkatini celp eyledi. 1855 senesinde Pariste tekrar sergi açıldığı gibi 1868 senesinde dahi Londrada ve 1867 senesinde yeniden Pariste sergi tertip edildi, yeni bir Crystal Palace inşa olundu.

Amerikanın ikinci beynelmilel sergisi 1876 senesinde Philadelphiada tertip olundu ve pek büyük muvaffakiyet ih- raz eyledi. Bu sergide, sanki her sergide vücudü elzem görü- len Crystal Palace binası da dahil olduğu halde 187 bina yapılmış ve 50 memleketten 30.000 fabrikatör ve tüccar mal- larını teşhir etmişlerdi. Bu mallar arasında pek çok ehem- miyetsiz eşya bulunduğu gibi pek mühim mamulât ta görü-

nüyordu. Bilhassa Amerikanın ziraat, nakliyat, ve imalâta müteallik olmak üzere teşhir etmiş olduğu muhtelif alât, e- devat ve cihazlar ile makineleri bütün dünya ilk defa görü- yordu. Japonya dahi ticaret mukavelenamesinin imzalandığı tarihtenberi ilk defa olarak mallarını Amerikada teşhir et- meğe vesile buluyordu. 1851 senesinde Londra sergisinde eğ- lencelerden ziyade yeni ihtiralar herkesi teshir eylemiş ve bütün ahali mahza Krup toplarile, Viyana fırınlarını, Çin paviyonunu ve dikiş makinelerini seyretmeğe şitap etmişti.

Bu kere Philadelphia sergisinde dahi herkes en ziyade her türlü yeni Amerikan makinelerini görmeğe koşuyordu. Bu esnada Amerika için makine devri açılmıştı ve yeni yeni ih- tiralar hemen fasılasız tevali ediyordu. Müteakip nesil bü- tün bu mucizeleri görecek, hayretten hayrete düşecekti.

1893 senesinde Amerikanın büyük sergilerinden biri a- çıldı. Bu beynelmilel sergi (Chicago) da tertip olundu ve bir çok yenilikler teşhir edildi. Elektrik asrın mucizesini teş- kil ediyordu. Fabrikaların miktarı yüz kat artmıştı ve bun- lar çeşit çeşit ve büsbütün yeni sistemlerde emtia imal edi- yorlardı. . Serginin tertip sureti hakikaten hayretlere şayan- dı. Ötede beride göller yapılmış, hadsiz hesapsız sütunlar yük- seltilmiş, bir çok heykeller ı-ekzedilmiş ve muhteşem resim- ler çizilmişti. Muazzam güzel sanatlar dairesinin yanmda sırf Roma, sırf eski Yunan ve sırf Fransız sarayları vü- cude getirilmişti.

Bunların arasında işe büsbütün yenilik olmak üzere elektrikli tramvaylar, otomobiller teşhir edilmişti. Bütün sergi bembeyazdı. Chicago şehri bu zamana kadar böyle klâ- sik bir bina görmemişti. Sergi geniş caddeler ve Romen üslûbunda cepheleri haiz muhteşem binalarla müzeyyen gü- zel bir şehir manzarasını irae ediyordu

Yirminci asır yüksek ümitler ve yeni ilmî ve fennî mu- cizeler ile başladı. İspanya muharebesi hitam bulmuştu.

Atlı araba yerine otomobil kaim olmuştu. Motörler ihtira edilmişti.

Nihayet 1904 senesinde (Lüisiania) sergisi açıldı.

Bu sergi Chicago sergisinden iki misli büyüktü ve kat kat daha güzeldi. Bu sergi için 15,000,000 dolar sarf olunmuştu. Teşhir edilmiş olan eşya arasında yüz otomobil göze çarpıyordu. Bunların biri Nevyorkdan Saint Luis şeh- rine kadar gidip gelmişti. Sergiye bu kere pek çok Avrupalı iştirak etmişti. Bilhassa Almanlar bir hayli yeni keşfedilmiş kimyevî maddeler teşhir etmişlerdi. Fransızlar Versailles sa- rayının bahçesindeki Grand Trianon şatosunun bir nümu- nesini yapmışlardı. İngilizler de Kensington sarayının bir kısmını ve İtalyanlar dahi eski bir Romen villâsını teşhir etmişlerdi. Japonya seksen bin kadar muhtelif maddelerle temsil olunmuştu. Yalnız Filipin adaları için 47 arlık yer tahsis edilmişti ve bunda Amerikalıların bu adalardaki bü- tün icraatı, imalâtı ve istihsalâtı bilcümle teferrüatile gös- teriliyordu. Chicago sergisindeki binalar bu sergideki bina- lara nisbeten çok çıplak kalmıştır. Bütün binalar Fransız üslûbunda yapılmış ve ilerlemiş dekadans bir mimariyi tem- sil eyliyordu. Mimarlar mimarî noktasmdan bütün düşüne- bildikleri projeleri bu sergide tatbike çalışmışlardı.

1915 senesinde ise Panama kanalının açılmasını tes'id ve tebcil için San Franciscoda bir sergi tertip edildi. Bu sergi mahdut bir daire dahilinde hazırlandı, ne parklar ter- tip, ne de binalar heder edildi. Sergide ancak 1904 tarihin- den sonraki terakkileri gösteren eserler teşhir edildi ve ev- velki sergilerde yapıldığı gibi öyle tâ medeniyetin bidayetin- den itibaren beşeriyetin terakkilerini irae eyliyen eserlerin teşhirinden feragat olundu. Sergi binasının mimarisi Chi-

(28)

Cagodaki White City binasına benziyordu ise de bir dere- ceye kadar yeni bir fantazi de karışmıştı. Bu suretle sergi binasının üslûbu eski seı-gilerinkinden büsbütün başka idi.

Louisiania sergisi Amerikanın son beynelmilel sergisi oldu. Çünkü bu serginin kapanmasını müteakip Umumî Harp başladı ve bütün dünyayı altüst etti. Vakıa 1925 senesinde Wembley sergisi açıldı ise de bu sergi sırf güzel sanatlardan, mimari şubesinin tezyinat kısmına ait idi. Bu sergide an- cak eskiliklerden usanç gösteren ve yenilik hevesile meşbu olan bir takım modern üslûpta eserler teşhir edilmiş idi.

Diğer taraftan ötede beride birbirini müteakip bir takım ufak tefek sergiler açıldı ise de bunların pek te büyük bir ehemmiyeti olmasa gerektir. Bu sergilerin hemen kâffesi de tek bir mevzua dair idi. Binaenaleyh halkın ancak bir kısmını alâkadar edebilirdi. Böylece bir- birini müteakip sırf kitaplara mahsus bir sergi, ev inşaatının inkişaflarına ait bir sergi ve güzel sanatların sanayi- leştirilmesine dair bir sergi açıldı. Mamafih bu sergiler büs- bütün muvaffakiyetsizlikle de geçmediler ve bu husus sergi tertibatınca yakında mühim değişiklikler husule gelebilece- ğini gösteriyordu. Hakikaten de artık bir sergide her şeyin teşhir edilemediği anlaşılıyordu. Zaten artık sergilerin vüs- atinden ziyade müessir olmasına itina ediliyordu.

Y e n i m i m a r î

Sergilerin mimarî üzerine büyük bir tesir icra eyle- diği bedihidir. Kraliçe Anne sarayının arşitektürünü temsil eden üslûp sergi vasıtasile Amerikaya girdi. Orystal Palace sarayının üslûbu mimarlara arşltektür hakkında yeni bir fikir telkin etti. Klâsik arşitektiirün şöhret bulmasının sebe- bi ise 1893 sergisi olmuştur. Mimar Gropius ile mimar Meye- rin 1914 senesinde Kolonyada açılan sergi için tertip ettikleri vâsi hol, gayet parlak bir tarzda olmak üzere, yeni bir arşl- tektür üslûbu meydana getirdi.

1925 senesinde Pariste tertip edilen sergideki Le Corbu- siernin paviyonu bilhassa kubbesinin örtülmesi hususunda sarfedilmiş olan mesaiden dolayı banisine cihanşümul bir şöhret kazandırdı. Arka arkaya sair sergi binaları da yapı- labildise de modern arşitektür prensiplerinin tamamile tat- bik edildiği ilk sergi 1930 senesinde Stokholmde tertip edilen sergi oldu. Bu sergi İsveç mimarlarından Gunner Asphundun eseri idi ve bütün İsveç sanatlarını temsil ediyordu. Burn- hamm klâsik cepheleri gibi, modern sergiler arşitektür üze- rine büyük bir tesir icra eylemişlerdir.

B i r a s r ı n t e r a k k i s i u n v a n l ı 1933 s e n e s i s e r g i s i Son Chicago sergisi pek parlak surette tasavvur edildi ise de sönük surette neticelendi. Serginin plânı tertip edil- diği zaman 100.000.000 dolar masraf takdir edilmişken, bilâ- hare 30.000.000 dolar masrafla iktifa olundu. Ancak şurası dikkate şayandır ki zamanın müsait olmamasına rağmen sergi 600.000 dolar kâr bıraktı.

Bir asrın terakkisi unvanını haiz olan 1933 senesi ser- gisi Amerikanın beşinci büyük sergisi olmakla beraber bey- nelmilel mahiyeti haiz değildir. Yoksa bu sergiye iştirak için bütün memleketlere de davetnameler gönderildi ise de ikti- sadî ahvalden ve işlerin durgun olmasından dolayı pek az memleket sergiye iştirak etti. Sergide ehemmiyete şayan ol- mak üzere yalnız üç ecnebi paviyonu görünüyordu. İngiliz şubesinin masrafları hususî surette yapılmıştı ve yalmz on bir memleket sergiye dahil olmuştu. Serginin mevzuu başlıca ilmî bir mahiyeti haiz idi ise de eğlenceler ve bilhassa dans- lar eksik olmadı. Bu sergide en ziyade göze çarpan eserler mimarlar tarafından hususî surette yapılmış olan binalardır.

Bu binaların bazısı pek mükemmel idi ise de serginin umu- mi heyetinin irae eylediği çirkinliği gideremiyordu. Serginin çıplaklığı tamamile göze çarpıyordu.

1933 C h i c a g o s e r g i s i Chicago sergisinin sahası oldukça geniş idi, bu sebep- ten dolayı serginin plânı vâsi bir mikyasta tertip olunmuş- tu. Hususî sergiler ayrı ayrı gruplara taksim edilmişti. Bu suretle sanayie mahsus hususî sergiler ile umumî sergi kı- sımları birbirine karışmamıştı.

Chicago sergisinin teşkilâtı tipik bir mahiyeti haizdir.

Evvelâ mimarlardan mürekkep bir heyet teşkil olundu. Bu heyet serginin mevzuu ile yerini intihap ettikten sonra mi- marlardan her biri serginin şemasını hazırladı. Bunlarm içe- risinden en muvafık olan ittifakla tercih edildi. Bilâhare resimlerin çizilmesi için ayrıca bir heyet ve renklerin, ışık- ların tertibi ve heykeller ile sairenin yapılması için de mü- şavirler seçildi. Sergi teşkilâtının ilk devresi hitam bulduk- tan sonra sergiye iştirak edenlerin tertibatına yardım et- mek ve umum sergi işlerine nezaret eylemek üzere hususî bir heyet teşkil olundu.

Sergilerde en büyük terakki eserleri teknik sahasında görülüyordu. Artık sergilerde Montananm semiz inekleri ile Floridanın portakal ağaçlarından yapılmış banyo kabineleri teşhir edilmiyordu. Bu zamanlar çoktan geçmişti. Modern sergilerde başlıca dört noktaya dikkat olunuyordu: 1) Ser- ginin maddî mahiyeti, 2) Sergiye müntehî yolların intizamı, 3) Serginin merak uyandırmasma müteallik tedbirler, ve 4) Serginin mevzuu.

Umumî nazariye mal satmaktan ziyade fikir satmaktan ibaretti. Bu fikir de muhtelif usullerde, diagramlar, ışıklar, renkler, duvar resimleri ve saire ile tecessüm ettiriliyordu.

Artık karışıklıklar sadeleştirilmiş ve sadelikler de hareket vasıtasile merak uyandırıcı bir hale getirilmişti.

Chicago sergisi modern bir sergi addolunabilir. Sergiyi teşkil eden bütün binaların yüzü düzdür ve muvakkat bir zaman için yapılmış gibi görünürler. Yalnız White City bi- nasının irae eylediği muazzam manzara henüz şöhretini kaybetmemiştir. Mücessem projektörlerin ve civa buğusile tertip edilmiş lâmbaların neşrettikleri gayet parlak ışığın tesiri henüz unutulmamıştır. Bunlar sergiyi gündüz ışığın- dan kat kat ziyade aydınlatıyorlardı, öyle ki sergide geceleri gündüze nisbeten çok fazla ışık oluyordu.

Bugünkü sergiler pek büyük gayretlerle meydana geli- yorlar. Vâkıa sergi mimarlarının emri altında paranın elde edebileceği, ilmin düşüneceği ve sanatın ihtira eyliyebileceği bilcümle vasıtalar hazır bulunuyor ise de, yine onlar mem- nun değildir, daima müştekidirler ve bilhassa ahalinin ser- gilere karşı gösterdiği kayıtsızlık onların şevkini kırıyor.

Crystal Palace sergisi devrinde ahali bu serginin tertibatın- dan o derece teshir olunmuştu ki hiç bir eğlence düşünmü- yordu. Şimdiki sergilerde ise herhalde eğlenceler tertip et- mek zaruridir. Çünkü aksi takdirde serginin pek sönük ola- cağı şüphesizdir. Son Chicago sergisinde eğlence tertibatına çok ehemmiyet verilmemiş olduğundan dolayı milyonlarca kişi esnemiştir. Her zaman her sergide her şey iyi olmaz.

S e r g i l e r s ö n ü y o r : Frank Lloyd Wright diyor ki:

«1893 senesi Chicago sergisi her veçhile 1933 senesi Chi- cago sergisinden daha iyi idi. Zaten sergilerin ehemmiyeti gittikçe azalıyor. Alelhusus ki bunların ekserisinin mahi- yeti .âdeta malûmu ilân kabilindendir.

Bir takım dar düşünceli mimarlar bu gibi münasebet- lerle yanilikler göstermeğe yeltenirler. Halbuki onlarm mey-

Referanslar

Benzer Belgeler

Okul olarak eğitim felsefemizi cumhuriyetimizin temel değerleri ve 2023 eğitim vizyonu

Is Isolated Coronary Artery Bypass Grafting Sufficient to Treat Moderate Chronic Ischemic Mitral Regurgitation. Orta Derecede Kronik İskemik Mitral Yetersizliği Tedavisinde

zmir l Müdürlü ümüzce 12 Ocak 2009 tarihinde Ortopedik Özürlüler Derne inde zmir Büyük ehir Belediyesi Yerel Gündem 21 toplulu una, Kurumuzun hizmetleri, özürlülere

Cephe modülleri 107 olup her iki is- tikamette bölünmeye müsaittir Kat alanı, Merdiven - Asansör - WC grupları 115 M2 ve bölünebilir serbest alan 658 M2 olmak üzere toplam 773

alanı 600m 2 olan bir arsa üzerin- de 7 ibüro ive fki çarşı 'katından oluşan be- tonarme strüktürlü bir yapı kompleksi olup, toplam 5000 m 2 inşaat alanlıdır..

[r]

[r]

içindeydi. Bu nedenle, sözkonusu stratejik zemin üzerinde oluflan Ameri- kan-Rus ittifak›n›n içinde o da yer al›yordu. Dolay›s›yla, bölgede bir Ame-