.. ..
USKUDAR SEMPOZYUMU
IV
3-5 Kasım 2006
BİLDİRİLER
CİLT
II
EDİTÖR
DR. COŞKUN YILMAZ
ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU IV
Yayın
Kurulu
Prof. Dr. Mehmet
İpşirli1 Prof. Dr. Mustafa Uzun Prof. Dr. Zekeriya
Kurşun1 Prof. Dr.
Ş.Tufan
BuzpınarYrd. Doç. Dr. Mustafa
Küçükaşçı1 Yrd. Doç. Dr. Erhan Afyoncu Yayma
HazırlıkUgur Demir 1 Resul Tamgüç
İmlave Tashih
Prof. Dr. Mustafa Uzun 1 Ahmet
KarataşGörsel
AraştırmaDr. Suphi
Danealı1 Yrd. Doç. Dr. Erhan Afyoncu Ugur Demir 1 Resul Tamgüç
Fotograf
A.
Bilal Arslan 1 Fatma Durgut Orhan Durgut 1 Dr. Suphi
DanealıSempozyum
FotograflarıKenan Koca 1
İsaTelli Kapak
FotografıÜsküdar Kara Davut
PaşaCamii
Tasarım
ve Uygulama Bülent Avnamak
Baskı
ve Cilt Seçil Ofset
ISBN: 978-9944-5807-3-1
(Takım)İstanbul
2007
Kitabın
telif
haklarıÜsküdar Belediyesi'ne aittir,
tamamıveya bir
kısmıizinsiz
basılamaz, çogaltılamaz,
kaynak gösterilmeden iktihas
yapılamaz.ÜSKÜDAR
BELEDİYESİHakimiyet-i Milliye Caddesi
Atlas
ÇıkınazıNo: 69
ÜSKÜDAR 1
İSTANBULÜsküdarl› Mutasavv›f, fiâir ve Bestekâr Mehmed Muhyiddin Efendi
P R O F . D R . H A S A N A K S O Y Marmara Üniversitesi
Mehmed Muhyiddin Efendi kültür tarihimizde mutasavv›fl›¤›, bestekârl›¤› ve fla- irli¤i ile tan›nm›fl önemli bir flahsiyettir. Biz burada bu önemli flahsiyetin s›ras›y- la hayat›, tasavvufî kimli¤i, flâirli¤i ve bestekârl›¤› üzerinde duraca¤›z.
Konya’da do¤an Mehmed Muhyiddin Efendi baz› kaynaklar›n bildirdi¤ine göre Seyyid bir aileye mensuptur.1Kaynaklar›n hemen hemen tamam› Bezcizâde la- kab› ile tan›nd›¤›n› belirtmektedir. Tahsili ve hocalar› hakk›nda teferruatl› bir bilgi bulamad›¤›m›z Mehmed Muhyiddin Efendi, do¤um yeri olan Konya’da tah- silini ikmâl etti. Daha sonra Lârende’ye (bugünkü Karaman’a) giderek Halvetî fleyhlerinden fleceresi Seyyid Yahyâ fiirvânî’ye kadar uzanan Nureddinzâde Mol- la Çelebi’ye intisap etti.2 Atâî,3 Hüseyin Vassaf4 ve bunlardan naklen baz› kay- naklar ise Ezelîzâde fleyh Nurullah Efendi’ye intisap etti¤ini bildirmektedir.
‹ki sene kadar Molla Çelebi’ye hizmet etti. fieyhi vefat›na yak›n bir zamanda ken- di yerine seccâdeye onun geçmesini vasiyet etti. Ancak di¤er çelebilerin r›za gös- termemeleri üzerine Bezcizâde de do¤um yeri olan Konya’ya döndü ve Alâaddin Keykubad Camii’nde hatiplik ve vâizlik yapt›. Daha sonra da zaman›n sultan›
Sultan III. Mehmed’in (1595-1603) daveti üzerine ‹stanbul’a gelip kendisine tev- cih olunan Üsküdar’daki fiemsi Pafla Zâviyesi’nde irflada bafllad›. Bezcizâde’nin
‹stanbul’a gidifliyle alakal› olarak kaynaklarda farkl› bilgiler yer almaktad›r. Kay- naklar›n baz›s›na göre Sultan III. Murad (1574-1595), bir k›sm›na göre Sultan II- I. Mehmed (1595-1603) ve di¤erlerine göre de Sultan I. Ahmed (1603-1617) de- virlerinde ‹stanbul’a gitmifl bulunmaktad›r.5Kaynaklardaki bir di¤er bilgiye göre de Bezcizâde’nin ‹stanbul’a iki sefer gitmifl olmas› gerekmektedir.6Bunlardan bi- rincisi Karaman’da fleyhinin vefat›ndan sonra Konya’ya dönmeden gerçekleflmifl- tir (993/1585). Nitekim baz› kaynaklar onun Molla Çelebi vas›tas›yla tarikata in- tisap etmesinin ard›ndan teselli bulamad›¤›n› ve ‹stanbul’a giderek Ömer Sikki- nî halifelerinden birisine7 veya dönemin önde gelen Melâmîlerinden ‹dris-i
Muhtefî’ye intisap etti¤ini8bildirmektedir. Bezcizâde ‹stanbul’a ilk gidiflini mü- teakip tekrar Konya’ya dönmüfl ve orada 6-7 sene kalm›flt›r.9‹kinci gidifli ise bü- yük bir ihtimalle Sultan I. Ahmed’in daveti üzerine vâki olmufltur.10
Bezcizade ‹stanbul’a geldikten sonra Abdülmecid Sivâsî Efendi’nin fieyh Yavsî Efendi Tekkesi’ne nakledilmesiyle boflalan Fatih Çarflamba’daki Mehmed A¤a Tekkesi fleyhli¤ine getirildi (1013/1604). Daha sonra da yine Abdülmecid Sivâsî Efendi’nin Sultan Ahmet Camii vâizli¤ine nakledilmesi üzerine boflalan Sultan Selim Camii vâizli¤ine getirildi. Bu flekilde hem fleyhlik ve hem de vâizlik yapa- rak halk› irflad vazifesini yerine getirdi. Bezcizâde Mehmed Muhyiddin Efen- di’nin Üsküdar’daki fiemsi Pafla Tekkesi fleyhli¤ine getirilifli konusu da yine bi- raz kar›fl›kt›r. Yukar›da belirtildi¤i gibi Bezcizade ya Sultan III. Mehmed’in da- veti üzerine ‹stanbul’a gelmifl ve fiemsi Pafla fleyhli¤i kendisine tevdî edilmifltir veya ‹stanbul’a daha sonraki geliflinde de ayn› tekkede bir müddet vazife ifa et- mifltir. fiemsi Pafla fleyhli¤i uhdesinde iken bu arada ba¤l›lar›ndan birisi taraf›n- dan Nuhkap›s› civar›ndaki bir mahalde hediye edilen arazide 1020’de(1611) bir tekke ile kendisi için de bir türbe yapt›rm›flt›r. Böylece her iki tekkede birden ir- flad faaliyetlerini sürdürdü.
Bezcizade Mehmed Muhyiddin Efendi 1020 Ramazan›nda (Kas›m 1611) vefat ederek yapt›rd›¤› tekkkenin yan›ndaki türbeye defnedildi.11 “efl-fieyhu’l-emced”
terkibi vefat tarihi olan 1020’yi (1611) göstermektedir.12Hüseyin Vassaf bu tari-
Ü S K Ü D A R S E M P O Z Y U M U I V
Çiçekci Camii'nde M. Muhyiddin Efendi'nin kabri (solda)
509
hi verdikten sonra Ayvasarayî’den naklen Bezcizâde’nin zay›f bir ihtimalle “mü- lâkat-› mevt” terkibinin gösterdi¤i 1018 (1609) y›l›nda vefat etmifl olabilece¤ini de ileri sürmektedir.13
‹flte Bezcizâde’nin defnedildi¤i bu tekke daha sonra ad›na izafeten Bezcizâde Tekkesi diye tan›nd›. Üsküdar’da Arak›yeci Hac› Mehmet Mahallesi Divitçiler Caddesi, Sal› soka¤›nda bulunan bu tekkenin fleyhli¤ine kendisinden sonra ha- lifelerinden Hüseyin Efendi, ondan sonra Bayrâmî fieyhi Bolulu Himmet ve da- ha sonra da onun o¤lu Abdullah geçti¤i için Himmet-zâde Tekkesi ad›yla da an›lm›flt›r. Halk aras›nda âyin gününden dolay› Sal› Tekkesi ad›yla da an›lan bu tekke daha sonraki dönemlerde Himmet Baba, Himmet-zâde, fiekûrî Efendi, Muhyî Efendi gibi farkl› isimlerle de zikredilmekle beraber14daha çok Bezcizâde Tekkesi ad›yla tan›nm›flt›r. XIX. yüzy›l›n sonlar›nda yeniden infla ettirilen tekke Cumhuriyet döneminde Zeynep Kamil Hastanesi’nin arazisine kat›lm›fl, hasta- nenin geniflletilme çal›flmalar› s›ras›nda y›kt›r›lm›flt›r. Konyal› ‹brahim Hakk›
tekkeyi 1941 y›l›nda gördü¤ünü bildirmektedir.15Tekkenin haziresindeki kabir- ler ile flair Sâfî taraf›ndan Bezcizâde’nin vefat tarihini de gösteren gazelin yer al- d›¤› kitabe ise Selimiye’deki Çiçekçi Camii avlusuna nakledilmifltir.16
Türbede mevcut kitabelerin bir k›sm› ise Türk-‹slâm Eserleri Müzesi’ne, 1984’te de oradan Beyaz›t’taki Türk Vak›f Hat Sanatlar› Müzesine götürülmüfltür.17Bez- cizâde Mehmed Muhyiddin Efendi Türbesi’nin kitabesi bugün Çiçekçi Camii
Ü S K Ü D A R L I M U T A S A V V I F , fi A ‹ R v e B E S T E K Â R M E H M E D M U H Y ‹ D D ‹ N E F E N D ‹
Çiçekci Camii'nin haziresinden genel bir görünüm
avlusunda türbede mevcut kabirlerin hizas›na yak›n gelecek flekilde avlu kap›s›- n›n sa¤ taraf›ndaki ikinci ve üçüncü pencere aras›ndaki duvar üzerine raptedil- mifl, önüne de türbede medfun olanlar›n kemikleri ayn› s›ra ile mermer pehleler aras›na defnedilmifltir. Alt› beyitten oluflan kitabe,
Kutb-› âlem Bezcizâde r›hlet etdi dünyeden K›ld› câ mülk-i bekada rahmetullâhi aleyh beytiyle bafllay›p flu beyitlerle son bulmaktad›r:
Hiç kesi yok nâm›n› yâd idüp itmege duâ Cümle yâd ü âflinâda rahmetullâhi aleyh
Zikr ü tevhîd oldu¤u yerde el açup tâlibân Yâd idüp dirler duâda rahmetullâhi aleyh
Ol fenâfillâh azîzin Sâfî târîhin didi
Fâni-i hû Bezcizâde rahmetullâhi aleyh (1020/1611)
Ü S K Ü D A R S E M P O Z Y U M U I V
Çiçekçi Camii’nin iç görünümü
511
Mehmet Nermi Haskan’›n 1930’da harap hale geldi¤ini bildirdi¤i ahflap türbede on bir ahflap sanduka bulunmakta idi. Bunlardan biri 1020’de (1611) vefat eden Halvetî Bezcizâde Mehmed Muhyiddin Efendi’ye, biri 1095’te (1684) vefat eden Bayramî Pîr Himmet Efendi ve bir di¤eri de 1122’de (1710) vefat eden Himmet- zâde fieyh Abdullah Efendi’ye aittir. Di¤er sandukalar›n kimlere ait oldu¤unu da Mehmet Nermi Haskan eserinde bildirmektedir.18 (Ayr›ca afla¤›daki planda da kabirde yatanlar›n kimler oldu¤u gösterilmektedir.) Bu kabirler yukar›da da be- lirtildi¤i flekilde oldu¤u gibi Çiçekçi Camii avlusuna nakledilmifllerdir.
Mehmed Muhyiddin Efendi ayn› zamanda Muhyî mahlas› ile fliirler yazm›flt›r.
Bezcizâde’nin bir divan› oldu¤u kaynaklarda bildirildi¤i halde nüshas›na yak›n zamana kadar ulafl›lamam›flt›. Aruz ve hece vezni ile yazd›¤› fliirlerinden oluflan
Ü S K Ü D A R L I M U T A S A V V I F , fi A ‹ R v e B E S T E K Â R M E H M E D M U H Y ‹ D D ‹ N E F E N D ‹
divan› yak›n zamanlarda bulunmufltur. Bezcizade divan›n›n nüshas›ndan ilk bahseden kifli Avni Erdemir’dir.19 Erdemir, Anadolu Sahas› Musikiflinas Divan fiairleri adl› eserinde divan›n ‹stanbul Belediyesi Atatürk Kitapl›¤›’nda Osman Ergin kitaplar› aras›nda (nr. 1544) bir nüshas› bulundu¤unu bildirmiflti.
Biz de yapt›¤›m›z araflt›rmalarda divan›n ayn› kütüphanede Muallim Cevdet ki- taplar› aras›nda kay›tl› bir nüshas›n› (nr. K.216) daha tespit etmifl bulunuyoruz.
Divan›n birinci nüshas› 60, ikinci nüshas› ise 47 varakt›r. Muallim Cevdet kitap- lar› aras›nda yer alan nüsha son taraftan 10 varak civar›nda noksand›r.
Divan›n Belediye Kitapl›¤› Osman Ergin Bölümü’ndeki 1544 numaral› nüshas›- n›n ilk sayfas›nda Bezcizâde’nin Üsküdar’da medfun bulundu¤una, Konyal› ol- du¤una ve hicrî 1020 tarihinde vefat etti¤ine dair bir kay›t vard›r. 1b sayfas›nda
“Kutbü’l-ârifîn Bezcizâde Muhyiddin Efendi hazretlerinin divan-› flerifleridir.”
ibaresinden sonra müelifinin Mehmed Muhyiddin Efendi oldu¤u ve Alaeddin Camii’nde vâizlik yapt›¤› belirtilmektedir. Divan daha sonra bafllamaktad›r. Bu ifadeden de biz Bezcizade’nin ‹stanbul’a iki sefer geldi¤i hükmünü ç›kartabili- riz.20 Divan›n bu nüshas›nda ilk sayfa d›fl›nda hemen hemen bütün sayfalar 13 sat›rd›r. Bu nüsha nesih yaz› ile yaz›lm›flt›r. Arapça k›sa bir manzum esmâ-i hüs- nâ ile bafllamaktad›r. Daha sonra da bir tevhid yer almaktad›r.
Divan›n di¤er nüshas› da ayn› flekilde bafllamaktad›r. K›rma nesih yaz› ile yaz›l- m›flt›r. Bu nüsha da aynen ilk nüsha gibi bafllamaktad›r. Bunda da her sayfa da 13 sat›r yer almaktad›r. Yer yer Arapça k›talar›n da mevcut oldu¤u divanda top- lam 40 civar›nda gazel, 10 kaside ve 8 adet de k›sa mesnevi bulunmaktad›r.
Mehmed Muhyiddin Efendi fliirlerinde aruz ve hece veznini kullanm›flt›r. Dili
Ü S K Ü D A R S E M P O Z Y U M U I V
Mehmed Muhyiddin Efendi Divan›’n›n Belediye Kitapl›¤›’nda Osman Ergin Bölümü’ndeki 1544 numaral› nüshas›n›n ilk iki sayfas›
513
ise bilhassa hece ile yazd›¤› fliirlerinde oldukça sade ve ak›c›d›r. XVII. Asr›n bafl- lar›nda vefat etmifltir, ancak birinci s›n›f flairler aras›na girecek seviyede de¤il- dir. Nitekim fluarâ tezkirelerinde de ad›na rastlanmaz. Divan› üzerinde bir tale- bemiz, Hafsa Mutlu, yüksek lisans çal›flmas›na bafllam›flt›r.
Bezcizâde’nin Tarikat çevrelerinde çokça sevilen ilâhîleri, ayr›ca çeflitli cönk ve mecmualarda yer almaktad›r. Hüseyin Vassaf ve Gölp›narl› eserlerinde fliirlerin- den örnekler vermektedirler.21Onun “Zâhid bize ta’n eyleme” m›sra› ile bafllayan ilâhisi birçok tarikatta âyinler aras›nda cumhur ilâhisi olarak okunmufltur. Baya- tî makam›nda ve düyek usulünde bestelenen ilâhînin güftesinin ilk bendleri flu flekildedir:
Zâhid bize ta’n eyleme Hak ismin okur dilimiz Sak›n efsane söyleme Hazrete var›r yolumuz
Halvetî yolun gideriz Çekilir Hakk’a gideriz Gazâ-y› ekber ederiz Hazret-i Ali’dir ulumuz
Ü S K Ü D A R L I M U T A S A V V I F , fi A ‹ R v e B E S T E K Â R M E H M E D M U H Y ‹ D D ‹ N E F E N D ‹
Mehmed Muhyiddin Efendi Divan›’n›n Belediye Kitapl›¤›’nda Muallim Cevdet bölümündeki 216 numaral› nüshas›n›n ilk iki sayfas›
Her kim bu tarika girdi Hasan-› Basrî’ye erdi Her seher okunur virdi Seyyid Yahyâ’d›r pîrimiz
Ayr›ca XVIII. ve XIX. yüzy›la ait güfte mecmualar›nda da gazel ve ilâhilerinin çeflitli bestekârlar taraf›ndan bestelendi¤i bildirilmektedir.22
Bezcizâde Mehmed Efendi ayr›ca zaman›n›n tan›nm›fl dinî musiki bestekârlar›n- dand›r. Sadeddin Nüzhet Ergun XVII. Yüzy›l›n ilk yar›s›nda dinî besteleriyle en çok flöhret yapan üç bestekârdan bahsederken onun ad›n› da zikretmektedir (di-
¤erleri Ko¤ac›zâde fieyh Mehmed ve Zâkirî Hasan’d›r).23 Atâî de sesinin çok gü- zel oldu¤unu bildirmektedir.24 Ayr›ca XIX. yüzy›la ait bir güfte mecmuas›nda kendisinin bir gazelini Nevrûz-› Acem makam›nda besteledi¤i belirtilmektedir.
Bu ilâhînin güftesi flöyledir:
Cümlenün mahbûb› sensin ey Habîb-i ezelî Cümle Yûsuflar içinde ey güzeller güzeli
“Küntü kenzen” sanad›r matlab-› a’lâ sensin Mazhar-› zât-› Hüdâ’s›n nakfl-› rûhun yazal›
Ü S K Ü D A R S E M P O Z Y U M U I V
Çiçekçi Camii (Bir Ulu Rüyay› Görenler fiehri Üsküdar, s. 201)
515
Cümle ümmet âfl›k oldu sana ey Seyyid-i hulk Himmetinle gitti gayr› bâ¤-› vahdet gazal›
Cümle âlem kapuna yalvar› geldi ey fiefî’
Hep kabûl old› dilekler “min ahad lem yezeli”
Old› uflflâk gözi giryân dili büryân ey Habîb Old› mecnûn u divâne Muhyi hüsnün ezelî25
Yap›lan araflt›rmalarda Bezcizâde’nin bugüne ulaflm›fl herhangi bir bestesi bulu- namam›flt›r. Bezcizâde’nin flu ilâhîsi de fliirlerinin ne kadar içten, samîmi ve his- li oldu¤unu göstermektedir:
Hak cemâlin isteyüp hayrân olan gelsün beri An u nefsi zebh idüp kurbân olan gelsün beri
Aflk›le hem flevk›le hem derdile zikreyleyen Âr u nâmûs terk idüp destân olan gelsün berü
Aflk flarâb›n sâkiden içüp safâ vü zevk iden Düflüben bîhufl olup mestân olan gelsün berü
Ü S K Ü D A R L I M U T A S A V V I F , fi A ‹ R v e B E S T E K Â R M E H M E D M U H Y ‹ D D ‹ N E F E N D ‹
Bezcizâde Mehmed Muhyiddin Efendi’nin Türbesi’nin kitabesi
Rûz u fleb derd-i ehadden âh u feryâd eyleyen Gözlerinden kan akup giryân olan gelsün berü
Eyyühe’l-uflflak zikr-i hâm olanlar gelmesün Âtefl-i aflka düflüp büryân olan gelsün berü
Muhyi meydân içre bafl›n top idüp cevlân iden Mahv olup meydân-› Hak’da fâni olan gelsün berü
D‹PNOTLAR
1 Mehmed Nazmi Efendi, Osmanl›larda Tasavvufî Hayat, Hediyyetü’l-ihvân (haz. Osman Türer), ‹stanbul 2005, s. 397.
2 a.g.e., s. 397.
3 Atâî, Zeyl-i fiekaik, s. 607.
4 Hüseyin Vassaf, Sefîne, II, 346.
5 bk. Necdet Y›lmaz, Osmanl› Toplumunda Tasavvuf: Sûfîler Devletve Ulemâ (XVII. Yüzy›l), ‹stanbul 2001, s. 237; Mehmed Nazmi Efendi, Hediyyetü’l-ihvân, s. 397; Atâî, Zeyl-i fiekaik, s. 607.
6 bk. Vassaf, Sefîne, II, 346; Abdülbâki (Gölp›narl›), Melâmîlik ve Melâmîler, ‹stanbul 1931, s. 128.
7 Mehmed Nazmi Efendi, Hediyyetü’l-ihvân, s. 397.
8 bk. Vassaf, Sefîne, II, 346; Gölp›narl›, Melâmîlik ve Melâmîler, s. 128.
9 Y›lmaz, Osmanl› Toplumunda Tasavvuf: Sûfîler Devletve Ulemâ, s. 237.
10 Atâî, Zeyl-i fiekaik, s. 607.
11 Mehmed Nazmi Efendi, Hediyyetü’l-ihvân, s. 397.
12 Necdet Y›lmaz, Osmanl› Toplumunda Tasavvuf: Sûfîler Devletve Ulemâ, s. 238.
13 Hüseyin Vassaf, Sefîne, II, 346.
14 M.Baha Tanman, “Sal› Tekkesi”, DB‹st.A, VI, 426.
15 ‹brahim Hakk› Konyal›, Üsküdar Tarihi, I, s. Ancak Konyal› bu hankah› Yaz›c›zade diye okumufl ve Ya- z›c›zadeler hakk›nda da bilgi vermifltir.
16 Mehmet Nermi Haskan, Yüzy›llar Boyunca Üsküdar, ‹stanbul 2001, II, 630.
17 Daha genifl bilgi ve tekkenin di¤er fleyhleri için bk. Mehmet Nermi Haskan, Yüzy›llar Boyunca Üsküdar,
‹stanbul 2001, I, 457-462.
18 Yüzy›llar Boyunca Üsküdar, II, 630.
19 Avni Erdemir, Anadolu Sahas› Musikiflinas Divan fiairleri, Ankara 1999, s. 282.
20 bk. Bu tebli¤in 1. sahifesi.
21 bk. Vassaf, Sefîne, II, 346-347; Abdülbaki Gölp›narl›, Melâmîlik ve Melâmîler, s. 129-130.
22 Bu güfteler, makamlar› ve bestekârlar› için bk. Fatih Öznur, XIX. Yüzy›lda Yaz›ld›¤› Tahmin Edilen Bir Yazmadaki Dînî Mûsikî Güfteleri, 1998 (MÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi), s. 42, 108, 120; fiengül Sa¤man, Müstakîmzâde’nin “Mecmûa-i ‹lâhiyyât” Adl› Güfte Mecmuas›, 2001 (MÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi), s. 255; Cem Murat Derya Diflçi, XIX. Yüzy›lda Yaz›ld›¤› Tahmin Edilen Bir Yazmadaki Dînî Mûsikî Güfteleri, 2001 (MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi), s.
77; M.Emin Soydafl, XVIII. Yüzy›la Ait Bir Elyazmas› Mecmuada Dinî Mûsikî Güfteleri, 2001 (MÜ Sosyal Bilimler EnstitüsüYüksek Lisans Tezi), s. 119.
23 Türk Musikisi Antolojisi, I, ‹stanbul 1942, I, 27.
24 Atâî, Zeyl-i fiekaik, s. 607.
25 fierafettin Ural, XIX. Yüzy›la Ait Bir Yazmada Dinî Mûsikî Güfteleri, 1993 (MÜ, Sosyal Bilimler Enstitü-
Ü S K Ü D A R S E M P O Z Y U M U I V
517 B‹BL‹YOGRAFYA
Mehmed Nazmi Efendi, Osmanl›larda Tasavvufî Hayat, Hediyyetü’l-ihvân, ‹stanbul 2005, s. 397.
Atâî, Zeyl-i fiekaik, s.607.
Hüseyin Vassaf, Sefîne, II, 312, 346-347.
Zâkir fiükrü, Mecmûa-i Tekâyâ (Tayfli), s.14.
Abdülbâki ( Gölp›narl›), Melâmîlik ve Melâmîler, ‹stanbul 1931, s. 128-130.
Sadeddin Nüzhet Ergun, Türk Musikisi Antolojisi, ‹stanbul 1942, I, 27.
‹brahim Hakk› Konyal›, Âbideleri ve Kitâbeleriyle Üsküdar Tarihi, ‹stanbul 1976, I, 380, 429-430.
fierafettin Ural, XIX. Yüzy›la Ait Bir Yazmada Dinî Mûsikî Güfteleri, 1993 (MÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yük- sek Lisans Tezi), s.25, 64.
Fatih Öznur, XIX. Yüzy›lda Yaz›ld›¤› Tahmin Edilen Bir Yazmadaki Dînî Mûsikî Güfteleri, 1998 (MÜ, Sosyal Bi- limler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi), s. 42, 108, 120.
Avni Erdemir , Anadolu Sahas› Musikiflinas Divan fiairleri , Ankara 1999 , s.282-285 ; Nazmi Özalp, Türk Musikîsi Tarihi, ‹stanbul 2000, I, 297.
fiengül Sa¤man, Müstakîmzâde’nin “Mecmûa-i ‹lâhiyyât” Adl› Güfte Mecmuas›, 2001 (MÜ, Sosyal Bilimler Ens- titüsü, Yüksek Lisans Tezi), s. 38, 256.
Cem Murat Derya Diflçi, XIX. Yüzy›lda Yaz›ld›¤› Tahmin Edilen Bir Yazmadaki Dînî Mûsikî Güfteleri, 2001 (MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi), s. 77.
M.Emin Soydafl, XVIII. Yüzy›la Ait Bir Elyazmas› Mecmuada Dinî Mûsikî Güfteleri, 2001 (MÜ Sosyal Bilimler EnstitüsüYüksek Lisans Tezi), s. 119.
Mehmet Nermi Haskan, Yüzy›llar Boyunca Üsküdar, ‹stanbul 2001, I, 457-463; II, 629-632.
Necdet Y›lmaz, Osmanl› Toplumunda Tasavvuf: Sûfîler Devletve Ulemâ (XVII. Yüzy›l), ‹stanbul 2001, s. 237- 239, 313, 342.
“Muhyî Muhiddin Mehmed Efendi (Bezcizâde)”, Türk Dili ve Edebiyat› Ansiklopedisi, VI, 434-435.
M. Baha Tanman, “Sal› Tekkesi”, Dünden Bugüne ‹stanbul Ansiklopedisi, VI, 426.
Ü S K Ü D A R L I M U T A S A V V I F , fi A ‹ R v e B E S T E K Â R M E H M E D M U H Y ‹ D D ‹ N E F E N D ‹