İnkılâbın içinde büyüyen ve inkılâbı seven, takdis eden bir Türk gençliği var, bu Türk gençliğinin kendi hakkı olan yeri işgal etmesi
için yol gösterilmeli, zemin hazırlanmalıdır.
İnkılâbın eserlerini yaratmak işi ona verilme- lidir. Genç Türk san'atkârları ecnebilere yap- tırılan eserlerin müsabaka şeklinde yaptırılma- sını kendilerinin de müsabakaya girmelerinin temini için bütün kuvvetlerile üç senedir çalış- tılar ve haykırdılar. Bu sarih hakkı Türk gençle- rinden esirgememeliyiz.
İnkılâp ne musiki ne edebiyat ne de resim, tiyatro gibi hiç bir san'at şubelerimizde ken- di kuvvetine değer bir şekilde gösterilmemiştir.
Bu yüksek inkılâbın izlerini her san'at ko- lumuzda göstermenin zamanı çoktan geldi ve geçiyor. İnkılâbı eserlendirmek vazifesinin kendisine ait olduğunu bilen Türk gençliği in- kılâp eserlerinin bir kaç yabancı elinde kal- masına tahammül edemez. Gençlik bu vazife- yi almak için uğraşıyor. Onu pek yakında va- zife başında göreceğiz.
M i m a r S e r v e t C e m a l ö l d ü
Ecel bu anî darbesile meslek ruhlu Serveti tanıyan herkesin kalbinde kapanmıya- cak bir ıztırap yarası açmıştır. Serveti yalnız
bir mimar ve meslektaş olduğu için değil; biz onu en ziyade aziz bir insan ve çok temiz kalp li bir kardeş olduğu için severdik. O; riyasız bir sadakatle vazifeyi din mukaddesliğinde te- lâkki eylediği içindir ki b ü t ü n hayatını vazife- sine ve mesleğine vermiş ve âkıbet yüksek bir vazife şehidi olmuştur. Fakat ne yazık ki biz bu genç kardeşimizin ismini şu dakikada - Al- lah gani gani rahmet eylesin - diye a n m a k bahtsızlığında bulunuyoruz.
Vazifenin müz'iç ve ardı kesilmiyen çoklu- luğu arasında fütursuzca çalışan Servet; halli en müşkül olan işleri de yoluna koymak husu- sunda gıpteye şayan bir kabiliyete malikti. O-
nun ancak meleklere has olan tabiatidir ki üzerinde topladığı muhabbetlere ayrıca bir de yüksek ve derin h ü r m e t ilâve ettirmiştir.
Biz onun eserlerini sayacak değiliz. Çün- kü Servet müdürü olduğu mimarî şubesinin, kendi zamanına ait olan bütün işlerini yap- mış ve b ü t ü n bu eserleri şükran ve takdirlerle karşılanmıştır. Kısaca; Servet mensup olduğu dairenin bihakkin yüzünü ağartmış ve vic-
danını huzurlandırmıştır. İşte okadar.
Biz; onun r u h u kadar temiz ve taze çiçek- lerle m a h m u l olan mezarının önünde düşünü- yoruz ki, bu aziz meslektaş kardeş boşluğunun üzerine ruhlarımızdan öyle bir abide dikelim ki bu abide Servetteki r u h u n eğilmez ve ilâhi yüksekliğine doğru uzanıp gitsin.
Mimar Zithtü
