• Sonuç bulunamadı

EĞİTİM EKONOMİK TEMELLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "EĞİTİM EKONOMİK TEMELLERİ"

Copied!
63
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EĞİTİM EKONOMİK TEMELLERİ

(2)

İNSAN VE EKONOMİ

İktisat, kaynakların alternatif kullanım alanları arasında en verimli șekilde kullanılmasını ve tüketim maddelerinin alternatifi bulunan tüketim alanları arasında en etkin biçimde tüketilmesini sağlamak için verimli yöntemler bulmaya çalıșan bir bilim dalıdır.

• Bir ekonomide, kaynakların tam ve etkin kullanılması gerekir. Bu kaynaklardan

biri de insan kaynağıdır. Bir ülkenin insan kaynağı en değerli kaynaktır.

(3)

EKONOMİ İÇİNDE İNSAN

Üretim Sürecinde İnsan

Bölüșüm Sürecinde İnsan

Tüketim Sürecinde İnsan

(4)

İNSANIN EKONOMİYLE İLİȘKİLERİ

• İnsan, üretilen mal ve hizmetlerin tüketicisidir.

İnsan, ekonomi içinde emek olarak yer almakta; diğer üretim faktörlerini bir araya getiren girișimci rolünü üstlenmektedir.

• İnsan, nüfus sayısı yönüyle de ekonomiyle ilișkilidir.

• İnsanın vereceği kararlar, ekonomiyi, üretimi ve

tüketimi etkiler.

(5)

BEȘERİ SERMAYE KAVRAMI

 İnsanın zihinsel ve fiziki iș yapabilme yeteneğini geliștiren ve gelecekte gelir elde etme potansiyelini ve verimliliğini artıran;

eğitim, öğrenim, ișbașında yetiștirme, tecrübe gibi yollarla kazanılan alıșkanlıklar; sağlık, beslenme, barınma, iș ve ücret konusunda bilgi edinme ve daha iyi iș imkânları için yer

değiștirme gibi faktörler tarafından olușturulan; insan

üzerinde biriken ve zamanla eskimesinden ya da modasının geçmesinden dolayı değerini yitiren, maddi olmayan sermaye veya kaynak türüdür.

Beșeri sermaye kısaca, ișgücünün verimlilik ve kalitesini artırarak gelecekteki gelir düzeyini yükselten etmen ve

etkinlikler olarak tanımlanır. Burada ön plana çıkan iki konu

eğitim ve öğrenimdir. Ancak bu durum, diğer faktörlerin

önemsiz olduğu anlamına gelmez.

(6)

EĞİTİM VE KALKINMA

Ekonomik büyüme, toplumun ihtiyaçlarını karșılamaya dönük mal ve hizmetlerin üretim kapasitesindeki sayısal artıșı, kiși bașına düșen üretim artıșını ifade eder.

Büyüme nicel, kalkınma ise nitel bir kavramdır.

• Büyüme, daha çok rakamlarla ifade edilebilen somut değișiklikleri ifade eder.

Ülkelerin büyüme oranları, onların bir yıl boyunca üretmiș oldukları milli gelirlerine

bakılarak saptanabilir.

(7)

EĞİTİM VE KALKINMA

• Kalkınma, ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel olarak gelișmesini ifade eder.

• Beșeri ve sosyal sermaye, aynı zamanda maddi olmayan faydalar sağlar. Bunlar, daha sağlıklı bireyler, daha düșük suç oranları, hoșgörü, sosyal ve siyasal katılım; vatandașlık bilincinin gelișmesi, yoksulluğun azalması, adalet, daha etkin politikalar ve kurumlar olarak sayılabilir.

• Bir ülkenin, kalkınması için ekonomik olarak sürekli ve yeterli bir büyüme göstermesi

gerekir. Fakat ekonomik büyüme kalkınma için yeterli değildir.

(8)

EĞİTİM VE EKONOMİK BÜYÜME

Eğitimin ekonomik büyümeye olan katkısı, doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki yoldan gerçekleșir:

Çalıșanları daha verimli hale getirerek ekonomik büyümeye doğrudan katkı yaparak.

• Bilginin paylașılması ve toplumun eğitim düzeyinin teknolojik yenilikler için

yeterli hale getirilmesi vasıtasıyla ekonomik büyümeye dolaylı katkı yaparak.

(9)

EĞİTİMİN YATIRIM VE TÜKETİM ÖZELLİĞİ

• Eğitim, insan yapılan bir yatırımdır.

• İnsana yatırım, en değerli yatırımdır.

• Eğitim, pahalı bir yatırımdır.

• Eğitim, uzun vadeli bir yatırımdır.

• Eğitim, getirisi en yüksek bir yatırımdır.

(10)

EĞİTİMİN YATIRIM VE TÜKETİM ÖZELLİĞİ

• Eğitim, aynı zamanda tüketilen bir mal olarak görülür.

• Eğitim harcamaları, insan ihtiyaçlarını karșılamaya dönük bir tüketim harcamasıdır.

• Eğitim, bütün tüketim mallarından daha uzun ömürlü, kullanılmakla eskiyip

tükenmeyen bir maldır.

(11)

EĞİTİMİN FİNANSMANI

Bașlıca finansman kaynakları șunlardır:

• devlet bütçesinden ayrılan kaynaklar,

• il özel idarelerinin bütçelerinden ayrılan kaynaklar,

• belediye gelirlerinden ve köy bütçelerinden ayrılan paylar,

• Milli Eğitim Vakfı’nca sağlanan kaynaklar,

• vergiler (özel fonlar),

• mesleki eğitim için ișverenlerden sağlanan fonlar,

• öğrenci katkı payları,

• öğrenim harçları,

• velilerden sağlanan katkılar,

• gönüllü kiși ve kurulușlarca yapılan yardımlar,

• burslar ve bağıșlar,

• dıș ülke ve kurulușlardan alınan yardım ve krediler.

(12)

EĞİTİM HARCAMALARI

• Kamu harcamaları

• Özel kesim harcamaları Bașlıca harcama kalemleri:

Cari Harcamalar

Yatırım Harcamaları

Transfer Harcamaları

(13)

İȘGÜCÜ PLANLAMASI

• Belirlenen ekonomik hedefler için hangi mesleklerde ve ne kadar insana ihtiyaç duyulduğunun belirlenmesi sürecine

“ișgücü planlaması” denir.

• Meslek çeșitlerine ve her meslekte yetișmesi gereken insan sayısına göre eğitim sisteminin düzenlenmesine de “eğitim planlaması”denir.

Eğitim planlamasıyla ișgücü planlaması arasında fark

vardır. Eğitim planlamasının bütün nüfusu kapsamasına karșılık

ișgücü planlaması, nüfusun bir bölümünü, çalıșabilir nüfusu, onun

da ekonomik ve toplumsal kalkınmanın ihtiyaç duyduğu nitelik

ve sayıda nüfus kesitini kapsar.

(14)

EĞİTİM EKONOMİSİ

• Eğitim iktisadıyla uğrașanlar, eğitimin ücretler, istihdam, ekonomik büyüme ve sosyal eșitlik üzerindeki etkilerini analiz ederler.

• Eğitim iktisatçıları, toplumun araștırma, girișimcilik

ve yenilik vasıtasıyla ilerleyebilme potansiyelinde

eğitimin rolünü inceler.

(15)

EĞİTİMİN BİR HİZMET VE MAL OLMASI

• Eğitim, kamunun ve özel sektörün ürettiği bir hizmet ve mal olmaktadır.

• Eğitim, hem bireye hem de topluma yararlı olmaktadır (pozitif dıșsallık).

• Eğitim, iktisadi bir mal olma niteliği göstermeye bașlamıștır.

• Böylece eğitim hizmetinin piyasası, arzı

ve talebi olușmaktadır.

(16)

EĞİTİM TALEBİ VE ÖZELLİKLERİ

• Eğitim talebi, bir ülke vatandașlarının belli bir

dönemde, belli maliyetlere katlanarak almak istedikleri eğitim hizmetleridir.

• Eğitim talebini, nüfus artıșı, bilim ve teknolojideki

gelișmeler, milli gelir ve yașam standardındaki artıș gibi sosyal faktörler etkiler.

• Bireysel faktörler olarak da bireysel gelirin veya hane

halkı gelirinin artması, eğitim seviyesindeki yükselme

ve bireysel tercihler sayılabilir.

(17)

EĞİTİM ARZI VE ÖZELLİKLERİ

• Hemen bütün ülkelerde eğitim hizmeti, kamunun sağlaması gereken zorunlu hizmetlerden biri olarak kabul edilir.

• Kısa dönemde eğitim arzının artırılması oldukça

zordur. Bu nedenle, eğitim arzını artırma kararlarının

önceden verilmesi gerekir.

(18)

EĞİTİMİN PİYASASI

Eğitim piyasası, diğer mal ve hizmet piyasaları gibi talep edenler ve arz edenlerden olușmaktadır.

• Eğitim hizmetlerinin büyük bir kısmı, devlet tarafından sağlansa da birçok ülkede eğitim hizmeti piyasası vardır.

• Bunun nedeni, eğitimin kamusal bir mal olmasının yanında, aynı zamanda iktisadi bir

mal olarak görülmesidir.

(19)

EĞİTİMİN MALİYETİ

Eğitimin maliyetinin hesaplanmasında,

• eğitimin tüketicileri tarafından yapılan harcamalar ve kamusal harcamalar birlikte düșünülür.

Böylece eğitimin maliyeti,

• birey,

• toplum ve

• devlet açısından hesaplanabilir.

(20)

EĞİTİMİN MALİYETİ

Eğitimde maliyet analizleri,

• toplam maliyet ve

• birim maliyetleri șeklinde yapılabilir.

Eșanlamlı olarak kullanılsa da “harcama” ve “maliyet” terimleri birbirinden farklıdır.

İktisat biliminde harcama, bir mal, hizmet veya fayda elde etmek için ödenen parasal miktarı ifade eder.

Maliyet ise bir mal, hizmet veya faydayı üretmek veya elde etmek için

vazgeçilmesi gereken en az kaynak miktarını ifade eder.

(21)

EĞİTİMİN MALİYETİ

Eğitim maliyetleri “doğrudan” ve “dolaylı” maliyetler olarak ikiye ayrılır.

Doğrudan maliyetler, aileler, öğrenciler veya devlet tarafından öğretmen maașları veya kitap alımları gibi doğrudan eğitim için katlanılan maliyetleri ifade eder.

Dolaylı maliyetler ise çok açık görülemez. Örneğin bir öğrencinin eğitim için

harcadığı zaman dolaylı bir maliyettir.

(22)

EĞİTİMİN MALİYETİ

Doğrudan Maliyetler: Eğitim hizmetinin üretilmesinde kullanılan girdilerin maliyetleridir. Doğrudan maliyetleri karșılaștırmak ve analiz etmek için bazı maliyet kavramları geliștirilmiștir. Bunlar, toplam maliyet, ortalama

maliyet ve dolaylı maliyet gibi kavramlarıdır.

Toplam Maliyetler: Toplam maliyetler, eğitim hizmetinin sağlanabilmesi için gerekli bütün girdilerin toplam maliyetini ifade eder.

Ortalama Maliyetler: Öğrenci bașına düșen eğitim maliyetlerini ifade eder. Ortalama maliyetler, toplam maliyetlerin öğrenci sayısına bölümüyle elde edilir. Öğrenci sayısı arttıkça ortalama maliyetler artabilir, azalabilir veya aynı kalabilir.

Dolaylı Maliyetler: Eğitim hizmetlerinin üretilmesi için katlanılması

gereken maliyetlerdir. Örneğin öğrencinin eğitim için harcadığı zaman dolaylı bir maliyettir.

Dolaylı maliyetlerle ilgili en önemli kavram “fırsat maliyetleri” veya

“vazgeçme maliyeti” kavramıdır. Bu, belli bir mal veya hizmeti elde

edebilmek için vazgeçilmesi gereken șeyler olarak tanımlanabilir. Buradaki

örnekte öğrencinin eğitim için harcadığı zamanda yapabileceği farklı bir

etkinlik, bu öğrencinin aldığı eğitim hizmetinin fırsat maliyetini olușturur.

(23)

EĞİTİMİN BİREYSEL VE TOPLUMSAL GETİRİLERİ

Eğitimin ortaya çıkardığı faydalar üç ana bașlıkta toplanır:

• Özel getiri,

• Toplumsal getiri,

• Emek verimliliği getirisi.

(24)

EĞİTİMİN BİREYSEL VE TOPLUMSAL GETİRİLERİ

Özel getiri, bireylerin eğitimden elde ettikleri faydayı ifade eder. Özel getiri, bireylerin katlandıkları eğitim maliyetleriyle eğitimden elde ettikleri faydaların net farkından olușmaktadır.

Sosyal getiri, eğitimden ortaya çıkan dıșsallıklar ve “dağılma”

etkisine vurgu yapar. Buradaki dağılma etkisi, bilginin üretildiği yer dıșında toplumun diğer unsurlarına da ulașması

anlamındadır.

Emeğin verimliliği getirisi, ișgücünün toplam verimliliğindeki

artıșı ifade eder.

(25)

EĞİTİMİN BİREYSEL VE TOPLUMSAL GETİRİLERİ

Bireylerin eğitimden elde ettikleri faydalar üç temel bașlıkta incelenebilir:

• Eğitimin gelir artırıcı faydaları,

• Eğitimin istihdam açısından faydaları,

• Eğitimin piyasa dıșı faydaları.

(26)

EĞİTİMİN BİREYSEL GETİRİLERİ

• Eğitimli bireylerin daha az eğitimli olanlar

karșısında emek piyasasında üç önemli avantajları vardır:

• Daha yüksek kazançlar,

• Daha istikrarlı istihdam olanakları,

• Gelir düzeyinde artıș.

(27)

EĞİTİMİN DIȘSALLIKLARI

Dıșsallık, bir üretim ya da tüketim sürecinde malın veya hizmetin üretilmesinin, o malı üreten kiși ya da șirketler dıșındaki üçüncü kișilere olumlu ya da olumsuz etkilerinin bulunması anlamına gelir.

Olumlu etkilere pozitif dıșsallık, olumsuz etki

yapanlara ise negatif dıșsallık adı verilir.

(28)

10. KALKINMA PLANI EĞİTİM HEDEFLERİ

• Eğitim sisteminde, bireylerin kișilik ve kabiliyetlerini geliștiren, hayat boyu öğrenme yaklașımı çerçevesinde ișgücü piyasasıyla uyumunu güçlendiren, fırsat eșitliğine dayalı, kalite odaklı dönüșüm sürdürülecektir.

• Okul türlerinin azaltıldığı, programlar arası esnek geçișlerin olduğu, öğrencilerin ruhsal ve fiziksel gelișimleri ile becerilerini artırmaya yönelik sportif, sanatsal ve kültürel aktivitelerin daha fazla yer aldığı, bilgi ve iletișim teknolojilerine entegre olmuș bir müfredatın bulunduğu, sınav odaklı olmayan, bireysel farklılıkları gözeten bir dönüșüm programı uygulanacaktır.

(29)

10. KALKINMA PLANI EĞİTİM HEDEFLERİ

• Eğitim sistemi ile ișgücü piyasası arasındaki uyum; hayat boyu öğrenme perspektifinden hareketle iș yașamının gerektirdiği beceri ve yetkinliklerin kazandırılması, girișimcilik kültürünün benimsenmesi, mesleki ve teknik eğitimde okul-ișletme ilișkisinin orta ve uzun vadeli sektör projeksiyonlarını dikkate alacak biçimde güçlendirilmesi yoluyla artırılacaktır.

• Ortaöğretim ve yükseköğretim düzeyindeki mesleki ve teknik eğitimde, program bütünlüğü temin edilecek ve nitelikli ișgücünün yetiștirilmesinde uygulamalı eğitime ağırlık verilecektir.

• Yükseköğretim sistemi, hesap verebilirlik temelinde özerklik, performans odaklılık, ihtisaslașma ve çeșitlilik ilkeleri çerçevesinde kalite odaklı rekabetçi bir yapıya dönüștürülecektir.

(30)

10. KALKINMA PLANI EĞİTİM HEDEFLERİ

• Eğitimde alternatif finansman modelleri geliștirilecek, özel sektörün eğitim kurumu açması, özel kesim ve meslek örgütlerinin mesleki eğitim sürecine idari ve mali yönden aktif katılımı özendirilecektir

• Yükseköğretim kurumlarının sanayi ile ișbirliği içerisinde teknoloji üretimine önem veren, çıktı odaklı bir yapıya dönüștürülmesi teșvik edilecek ve girișimci faaliyetler ile gelir kaynakları çeșitlendirilecektir.

• Yükseköğretim kurumları çeșitlendirilecek ve yükseköğretim sistemi uluslararası öğrenciler ve öğretim üyeleri için çekim merkezi haline getirilecektir

(31)

EĞİTİM SİSTEMİNDE İNSAN

KAYNAĞI

(32)

• Eğitimde uzmanlık alanlarıyla ilgili olarak en kapsamlı çalıșma, XI. Milli Eğitim Șurası’nda (1982) gerçekleștirilmiștir.

• Bu șuranın temel gündemini, “milli eğitim hizmetinde görevli öğretmen ve eğitim uzmanlarının durum ve sorunları” olușturmuștur. Buna göre șurada belirlenen bașlıca uzmanlık alanları ve uzmanlık unvanları șöyledir:

EĞİTİMDE UZMANLIK ALANLARI

(33)

Uzmanlık Alanı Uzmanlık Unvanı

• Eğitim Yöneticiliği Eğitim Yöneticisi

• Eğitim Müfettișliği Eğitim Müfettiși

• Eğitim Planlaması Eğitim Planlaması

Uzmanı

• Eğitimde Rehberlik Okul Danıșmanı

• Eğitimde Program Geliștirme Program Geliștirme

Uzmanı

• Özel Eğitim Özel Eğitim Uzmanı

• Eğitim Teknolojisi Eğitim Teknolojisi

Uzmanı

• Beslenme Eğitimi Beslenme Eğitimi

Uzmanı

• Halk Eğitimi Halk Eğitimi Uzmanı

• Eğitimde Ölçme Değerlendirme Ölçme Değerlendirme

Uzmanı

EĞİTİMDE UZMANLIK ALANLARI VE

UNVANLARI

(34)

Eğitim sisteminde mevcut uygulamada bașlıca uzmanlık alanları șöyledir:

• Eğitim-öğretim hizmetleri,

• Yönetim hizmetleri,

• Denetim hizmetleri,

• Öğrenci kișilik hizmetleri.

EĞİTİMDE UZMANLIK ALANLARI

(35)

• Türkiye’de milli eğitimle ilgili çeșitli yasalarda öğretmenlik, özel uzmanlık bilgisi gerektiren bir meslek olarak tanımlanmıștır:

Tevhid-i Tedrisat Kanunu (1924),

Orta Tedrisat Muallimleri Kanunu (1924)

Maarif Teșkilatına Dair Kanun (1926)

Milli Eğitim Temel Kanunu (1973)

“Meslekte asıl olan öğretmenliktir’

ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ

(36)

Öğretmenlik mesleği șöyle tanımlanmıștır:

“Öğretmenlik, devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas (uzmanlık) mesleğidir. Öğretmenler bu görevlerini Türk Milli Eğitiminin amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak ifa etmekle (yerine getirmekle)

yükümlüdürler”.

MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU (1973)

(37)

• Mesleğe giriște bir denetim/seçme sisteminin olması,

• Meslekle ilgili yeterlilik ve standartların olması,

• Mesleğe özgü bir meslek ahlakının olması,

• Meslekle ilgili meslek örgütlerinin olması,

• Mesleğin toplum tarafından kabul görmesi.

MESLEKLEȘME KOȘULLARI

(38)

Stajyer öğretmen,

Öğretmen,

Uzman öğretmen,

Bașöğretmen.

ÖĞRETMENLİKTE KARİYER SİSTEMİ

(39)

Öğretmen eğitimi ve öğretmenlerin yetiștirilmesi konusu, iki bașlıkta ele alınır:

Hizmet öncesi öğretmen eğitimi

Hizmet içinde öğretmen eğitimi.

ÖĞRETMENLERİN EĞİTİMİ

(40)

• Öğretmen yetiștiren kurumlara giriște uygulanan aday seçme ișlemi,

• Öğretmeni istihdam edecek kurumlar tarafından yapılan seçme ișlemi.

ÖĞRETMEN ADAYLARININ SEÇİLMESİ

(41)

Türkiye’de öğretmen yetiștiren kurumlar, üniversite çatısı altında toplanmadan önce Bakanlığa bağlı așağıdaki öğretmen yetiștiren okullara aday öğrenciler çeșitli sınavlarla seçilerek alınmakta idi.

Öğretmen okulları,

Yüksek öğretmen okulları,

Eğitim enstitüleri.

ÖĞRETMEN YETİȘTİREN PROGRAMLARA

GİRİȘ SINAVLARI

(42)

Aday seçme ișlemlerinde uygulanan bașlıca seçme yöntemleri șunlar idi:

Mesleki yetenek testleri,

Yazılı akademik testler,

Sözlü sınavlar ve mülakat,

Kișilik testleri ve psikolojik testler vb.

ADAY SEÇME YÖNTEMLERİ

(43)

Öğretmen yetiștiren kurumlara öğretmen adaylarının seçiminde așağıdaki seçme yöntemleri önerilmiștir:

ÖSS veya ÖYS

Mesleğe Yatkınlık Testi

Mülakat Sınavı.

XII. MİLLİ EĞİTİM ȘURASI (1988)

(44)

Milli Eğitim Bakanlığı, “Öğretmen İstihdamında Göz Önünde Bulundurulacak Esaslar” (1983) bașlıklı bir genelgeye bağlı olarak öğretmen adaylarını, Mecburi Yeterlilik ve Yarıșma Sınavı’na tabi tutarak almaya bașlamıștır.

• On yıl geçtikten sonra bu uygulamaya son (1992) verilmiștir.

ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE GİRİȘ

SINAVLARI

(45)

• Bașlangıçta KMS (Kamu Memurluğu Sınavı) adı altında yapılan bu sınav, 2002 yılında adı değiștirilerek KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) adı altında

uygulanmaya bașlanmıștır.

• Öğretmen adayları, KPSS’de üç alandan sınava girmektedir:

Eğitim Bilimleri,

Genel Yetenek, Genel Kültür.

• Alan Bilgisi Sınavı

ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE GİRİȘ

SINAVLARI

(46)

“Eğitim Bilimleri” kapsamında sınavda așağıda verilen alanlardan sorular yer almaktadır:

Öğretim İlke ve Yöntemleri (21 soru)

Gelișim Psikolojisi (10 soru),

Öğrenme Psikolojisi (12 soru),

Ölçme ve Değerlendirme (12 soru).

Rehberlik (10 soru).

Program Geliștirme ve Öğretim (5 soru),

Sınıf Yönetimi ( 5 soru)

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı (5 soru)

ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE GİRİȘ

SINAVLARI

(47)

Genel Yetenek Sınavı:

• Türkçe (%50)

• Matematik (%50)

Genel Kültür Sınavı:

• AİİT (%40),

• Türkiye Coğrafyası (%30),

• Temel Yurttașlık Bilgisi (%15),

• Türkiye ve Dünya ile ilgili genel ve güncel sosyoekonomik konular (%10)

• Türk kültür ve medeniyetleri (%10),

ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE GİRİȘ

SINAVLARI

(48)

2006-2007 akademik yılından itibaren uygulamaya giren öğretmen yetiștirme programlarındaki bașlıca yenilikler:

• %50 alan bilgisi,

• %30 öğretmenlik meslek bilgisi

• %20 genel kültür derslerini içermektedir.

PROGRAMLARDA MESLEK DERSLERİ

(49)

• Ders saatleri ve oranlar, öğretmenlik dallarına göre kısmen farklılık göstermektedir.

• Yeni programlarda, yan dal uygulamasına son verilmiștir.

• Fakültelere toplam kredilerin yaklașık %25’i oranında dersleri belirleme yetkisi verilmiștir.

• Genel kültür derslerinin oranları arttırılmıștır.

• Programlara yeni genel kültür dersleri (Bilim Tarihi, Bilimsel Araștırma Yöntemleri, Felsefeye Giriș, Türk Eğitim Tarihi vb.) eklenmiștir.

• Programlarda “Topluma Hizmet Uygulamaları” adlı yeni bir ders konulmuștur.

• Programların uygulanmasında yapılandırmacı yaklașımın dikkate alınması önerilmiștir.

PROGRAMLARDA MESLEK DERSLERİ

(50)

• Yeterlilik, mesleki yönden ele alındığında bir mesleğin bașarılı bir biçimde yerine getirilebilmesi için sahip olunması gereken özellikleri (bilgi, beceri ve tutumlar) ifade etmektedir.

Türkiye’de Yüksek Öğretim Kurulu ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ortaklașa yürütülen çalıșmalar sonucu yeterlilik alanlarıyla ilgili bazı ölçütler

belirlenmeye çalıșılmıștır.

ÖĞRETMEN YETERLİLİKLERİ

(51)

Yeterliliklerin, bașlıca kullanım alanları șöyle sıralanmıștır:

• Türkiye’de öğretmen yetiștirme politikalarının belirlenmesinde,

• Öğretmen yetiștiren programların akreditasyon ișlemlerinde,

• Öğretmenlerin hizmet öncesi eğitiminde,

• Öğretmenlerin istihdam öncesi seçiminde,

• Öğretmenlerin denetlenmesinde ve değerlendirilmesinde,

• Öğretmenlerin hizmet içinde eğitiminde ve kendilerini geliștirmelerinde.

ÖĞRETMEN YETERLİLİKLERİ

(52)

Geleneksel olarak bu alanlar,

alan bilgisi,

öğretmenlik meslek bilgisi,

genel kültür olmak üzere üç bașlıkta toplanmıștır.

Öğretmenlere kazandırılması öngörülen yeterliliklere göre de programlarda yer alan dersler de öteden beri üç grupta toplanmıștır:

Alan bilgisi dersleri,

Meslek bilgisi dersleri.

Genel kültür dersleri,

ÖĞRETMENLERİN YETERLİLİK ALANLARI

(53)

Öğretmenlerin yeterlilik alanlarıyla ilgili olarak bugüne kadar üç ayrı çalıșma yapılmıștır.

• YÖK tarafından geliștirilen yeterlilikler (1999)

• MEB tarafından geliștirilen yeterlilikler (2002)

• MEB tarafından yeniden geliștirilen yeterlilikler (2004)

ÖĞRETMENLERİN YETERLİLİKLERİ

(54)

• Temel Eğitime Destek Projesi kapsamında projelendirilmiștir..

• Temel Eğitime Destek Projesi, AB Komisyonu ile Hükümet arasında 2000 yılında imzalanan Anlașmayla yürürlüğe girmiștir.

• Proje (TEDP) beș boyuttan olușmuștur:

Öğretmen Eğitimi,

Eğitimin Kalitesi,

Yönetim ve Organizasyon,

Yaygın Eğitim,

İletișim.

MEB’İN GELİȘTİRDİĞİ YETERLİLİKLER

(55)

• Yeni çalıșmayla öğretmenlik mesleği genel yeterlilikleri șöyle belirlenmiștir:

• Ana yeterlilik,

• Ana yeterliklere ait alt yeterlilikler,

• Bu alt yeterliliklere ait performans göstergeleri.

MEB’İN GELİȘTİRDİĞİ YETERLİLİKLER

(56)

• Öğretmen yeterlilik alanları, altı ana yeterlilik alanı olarak belirlenmiș, bunların altında 31 alt yeterlilik ve 233 performans göstergesi belirlenmiștir. Ayrıca 16 öğretmenlik branșına ilișkin özel alan yeterlikleri ve performans göstergeleri de taslak olarak geliștirilmiștir. Ana yeterlilik alanları șunlardır:

Kișisel ve Meslekî Değerler - Meslekî Gelișim,

Öğrenciyi Tanıma,

Öğrenme ve Öğretme Süreci,

Öğrenmeyi, Gelișimi İzleme ve Değerlendirme,

Okul-Aile ve Toplum İlișkileri,

Program ve İçerik Bilgisi.

ÖĞRETMENLERİN ANA YETERLİLİK

ALANLARI

(57)

• Kamu görevlisi ve devlet memuru statüsünde çalıșan öğretmenler, eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfı olarak adlandırılan memur sınıfında yer alır.

ÖĞRETMENLERİN GÖREVLERİ

(58)

XI. Milli Eğitim Șurasında (1982) öğretmen ve uzmanların hizmet içi eğitimi dört bașlıkta açıklanmıștır.

Stajyerlik eğitimi

Geliștirme eğitimi

Yükseltme eğitimi

Alan değiștirme eğitimi.

ÖĞRETMENLERİN HİZMET İÇİNDE

YETİȘTİRİLMESİ

(59)

MEB Hizmet İçi Eğitim Dairesi Bașkanlığı,

İl milli eğitim müdürlükleri,

Okul müdürlükleri,

Üniversiteler,

Diğer kurumlar.

HİZMET İÇİ EĞİTİMDE ROL ALAN

BİRİMLER

(60)

Öğretmeni İșbașında Yetiștirme Bürosu (1966)

Eğitim Birimi (Yukarıdaki büro sonra bu adı almıș)

Hizmet İçi Eğitim Dairesi Bașkanlığı (1975)

Öğretmenlerin Yurt İçinde Hizmet İçi Eğitim Yoluyla Yetiștirilmeleri’ne ilișkin yönetmelik (1976)

Hizmet İçi Eğitim Daire Bașkanlığı’nın faaliyetleriyle ilgili yönetmelik (1977)

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu.

ÖĞRETMENLERİN H.İ. EĞİTİMİ

(61)

MEB Aday Memurların Yetiștirilmesine İlișkin Yönetmelik (1995) esaslarına göre, mesleğe yeni bașlayan stajyer öğretmen adaylarının bir yıl süreyle șu eğitimlere katılmaları gerekmektedir:

Temel eğitim,

Hazırlayıcı eğitim,

Uygulamalı eğitim.

MEB ADAY MEMURLARININ EĞİTİMİ

(62)

İlk öğretmen örgütü olan Encümen-i Muallimin II.

Meșrutiyet’ten sonra kurulmuștur.

• 1980 öncesi Türkiye’de öğretmen dernekleri

• Daha sonra bazı adlar altında memur sendikaları kurulmuștur.

EĞİTİM ÇALIȘANLARININ MESLEK

ÖRGÜTLERİ

(63)

Meslek örgütlerinin çeșitli yararlarından söz edilebilir:

• Mesleğin üyeleri arasında tanıșma, kaynașma, iletișim ve bütünleșmeyi sağlama,

• Bazı mesleki değer ve standartlar geliștirerek bir meslek ahlakının olușmasını sağlama, meslek üyelerini denetleme,

• Üyelerin mesleki gelișimlerini sağlamaya dönük etkinliklerde bulunma,

• Üyelerin mesleki sorunlarını paylașma, bunların çözümü için araștırma ve girișimlerde bulunma,

• Mesleki yayın faaliyetlerinde bulunma,

• Üyelerin sosyal, ekonomik ve özlük haklarını koruma ve geliștirme,

• Ekonomik yarara dönük örgütler kurma ve ișletme.

MESLEK ÖRGÜTLERİ

Referanslar

Benzer Belgeler

Borçlu İşletmenin, Kuruluşunuzdan işbu müteselsil kefaletimiz ile aldığı destek ödemesi nedeniyle KOSGEB Mevzuatlarından doğan sorumluluğunu herhangi bir

 Bununla birlikte; doğrudan temin usulüyle yapılan alımlarda ortaya çıkan 4734 sayılı Kanunun 17 inci ve 4735 sayılı Kanunun 25 inci maddesinde belirtilen yasak fiil

[r]

•Doğrudan tepki medyaları için reklamlar, reklam ajansı tarafından üretilmekte, doğrudan posta ve kataloglar doğrudan pazarlama uzmanları tarafından

“Görme engelli öğrencilere saati söyleme, temel çarpma ve uzunluk ölçüsü öğretiminde doğrudan öğretim yöntemi ile sunulan bireyselleştirilmiş öğretim

Ardından “bu besin öğelerinden, protein oranı yüksek olan besinlerin neler olduğunu ve proteinin ne işe yaradığını da öğrenmiştik” denilerek, öğrencilere,

Bir kimse boşanma isteğini mutlak bir şekilde ifade edebileceği gibi, bu isteğini belirli şartlara ya da durumlara bağlayarak da ifade edebilir..

mıştır. Sonuçta; {DBA)'ların dilüsyon potansiyellerinin saptanması için konsolidasyon ve basılabilirlik parametrelerinin bilinmesine ve dilüs- yonun buna göre