• Sonuç bulunamadı

ULUDAG GÖKNARI (Abies bommü/leriana Mattf.) ODUNUNUN YÜZEY PÜRÜZLÜLÜK DEGERLERININ BELIRLENMESI ÜZERINE ARAŞTIRMALAR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ULUDAG GÖKNARI (Abies bommü/leriana Mattf.) ODUNUNUN YÜZEY PÜRÜZLÜLÜK DEGERLERININ BELIRLENMESI ÜZERINE ARAŞTIRMALAR"

Copied!
46
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

F.D.C.: 812.8

ULUDAG GÖKNARI (Abies bommü/leriana Mattf.) ODUNUNUN YÜZEY PÜRÜZLÜLÜK DEGERLERININ BELIRLENMESI

ÜZERINE

ARAŞTIRMALAR

Researches on The Determination of The Surface Roughness Values of Bornmullerian Fir (Abies bommü/leriana Mattf.)

Ceren ÇAMUYURT Kimya Mühendisi

ErnellLTER Kimya Yüksek Mühendisi

Özgür Deniz BALKIZ Ağaç Işleri End. Yük. Mühendisi

IÇ ANADOLU ORMANCILIK ARAŞTIRMA ENSTITÜSÜ YAYlNLARI Central Anatolia Forestry Research Institute

Teknik Bülten /Technical Bullatin No: 281

(2)

ABSTRACT

In wood industry, the suıiace qualities of wood and wood-based materi- als have a great importance. The increase in the demand for wood products and the lack of forest resources make it necessary for the wood raw materi- al to be exploited in the most productive way.

In furniture industry, the most important factor effecting quality is suıiace

roughness. In furniture production, the preparations done before gluing, var- nishing, puttying effects suıiace quality.

Today in millwork and furniture production, suıiaces are varnished and dyed after eye and hand controls. As a result of these controls done with non-scientific methods, not only degraded suıiaces formed but also too many upper suıiace materials (tools) are used unnecessarily. So, in order to obtain smooth suıiaces and to economize upper suıiace tools it is necessary to use equipments, which are developed for this purpose instead of classi- cal suıiace control methods.

In this study, bornmullerian fir (Abies bommu/leriana Mattf.) used in furni- ture and millwork industries has been selected as a test material.

Suıiace roughness has been determined according to tree species, cut- ting direction, knife number, sand paper number, feeding velocity and mois- ture variations with Stylus Tracing Technique.

(3)

ÖZ

Ağaç işleri endüstrisinde odun ve odun kökenli malzemelerin yüzey kali- tesi çok önem taşımaktadır. Orman ürünlerine olan talebin artması ve orman

kaynaklarının giderek azalması odun hammaddesinin en verimli şekilde de-

ğerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır.

Mobilya endüstrisinde kaliteyi etkileyen faktörlerin başında yüzey düzgün-

lüğü kalitesi gelmektedir. Masif mobilya üretiminde tutkallama, vernikleme, macunlama ve boyama işlemlerine başlamadan önce yapılan hazırlık işlem­

leri, yüzey kalitesini etkilemektedir.

Günümüzde değrama ve mobilya üretiminde yüzeyler gözle ve elle yapı­

lan kontrollerden sonra boyama ve vernikierne işlemlerine tabii tutulmaktadır.

Bu şekilde bilimsel olmayan yöntemlerle yapılan kontroller sonucunda, bozuk yüzeyler oluşabileceği gibi, gereğinden fazla üst yüzey gerecinin kullanılması

da söz konusu olmaktadır. Bu nedenle bilinçli olarak pürüzsüz yüzeyleri elde edebilmek ve üst yüzey gereçlerinden tasarruf edebilmek için klasik yüzey kontrol yöntemleri yerine bu amaçla geliştirilmiş cihazlardan faydalanılması

gerekmektedir.

Bu çalışmada mobilya ve değrama endüstrisinde kullanılan Uludağ Gök- nan (Abies bommü/leriana Mattf.) deneme materyali olarak seçilmiştir.

Yüzey pürüzlülüğü ağaç türü, kesiş yönü, bıçak sayısı, zımpara numarası,

beslenme hızları ve rutubet değişimlerinin etkilerine göre Dokunmalı lğneli Tarama Yöntemine göre belirlenmiştir.

(4)

ÖNSÖZ

"Uludağ Göknan (Abies bommü/leriana Mattf.) Odununun Yüzey Pürüzlü- lük Değerlerinin Belirlenmesi" adlı bu çalışma ile; rendelenmiş ve zımparalan­

mış Göknar deneme numunelerinin % 12 ve % 30 rutubette teğet ve radyal yönde kesildikten sonra, rendelerne ve zımparalama işleminde uygulanan besleme hıziarına göre yüzey pürüzlülüğü dokunmalı iğneli tarama yöntemi ile ölçülerek değerlendirilmesi ve buna bağlı olarak son kullanım kalitesinin ve verimliliğinin yükseltilmesi amaçlanmıştır. Ülkemizde mobilya ve dağrama üretiminde kullanılan Göknar odununun pürüzlülük değerlerine çeşitli yüzey

işlemlerinin, farklı rutubetierin ve kesiş yüzeylerinin etkileri araştırılmıştır.

Araştırma materyalleri Yaylacık Araştırma Ormanındaki Uludağ Göknan

meşçerelerinden temin edilmiştir. Araştırma örneklerinin kaba ölçülerde kesil- mesi, klimatize edilmesi ve yüzey pürüzlülük değerlerinin ölçülmesi Iç Anado- lu Ormancılık Araştırma Enstitüsü, Orman Ürünleri laboratuarında gerçekleş­

tirilmiş olup örneklerin net ölçüde kesilip rendelerne ve zımparalama işlemle­

rinin yapılması ise Hacettepe Üniversitesi Ağaç Işleri Endüstri Mühendisliği Bölümü makine atölyesi ve Tepe Kapı-Dağrama AŞ. atölyesinde gerçekleşti­

rilmiştir.

Bu çalışmanın başlangıç aşamasından bitişine kadar gerek literatür aşa­

masında gerekse verilerin değerlendirilmesi ve sonuçlandırılmasında çok bü- yük emeği geçen bu projenin danışmanı ve Ağaçişleri Endüstri Mühendisliği

Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih ASLAN' a teşekkür ederim. Ayrıca;

araştırma deneme materyallerinin alındığı bölgede bize yakın ilgi gösteren

meslektaşlarımıza, deney numunelerinin hazırlanmasında ve deneyierin yapıl­

masında emeği geçen Nihat Barış, Emre Ekinci ve bölümümüz mühendisleri ile elde edilen verilerin değerlendirilmesinde emeği geçen Enstitümüz Proje Planlama ve Değerlendirme Bölümü Başmühendisi Enver Öztekeşin'e teşek­

kürü bir borç bilirim.

Çalışmanın uygulayıcıya ve araştırmacılara yararlı olmasını dilerim.

Ankara, 2001 ErnellLTER

Kimya Yüksek Mühendisi

(5)

IÇINDEKILER

ÖZ ... 3

ABSTRACT ... 4

ÖNSÖZ ... 5

GIRIŞ ... 9

1. LITERATÜR ÖZETI ...•... 1 O 2. GENEL BILGILER ... , ... 16

2.1. Uludağ Göknan Hakkında Genel Bilgiler ... 16

2.1.1. Uludağ Göknarının Doğal Yayılışı ... 16

2.1.2. Uludağ Göknarının Özellikleri ... 16

2.1.2.1. Botanik Özellikleri ... 16

2.1.2.2. Makroskobik Özellikleri. ... 16

2.1.2.3. Mikroskobik Özellikleri ... 17

2.1.2.4. Fiziksel ve Mekanik Özellikleri ... 18

2.1.3. Göknar Odununun Kullanım Yerleri ... 19

2.2. Araştırmada Kullanılan Alet ve Makineler ... 20

2.2.1. Yüzey Pürüzlülük Ölçme Aleti. ... 20

2.2.2. Etüv Fırını ve Klimatize Odası. ... 22

2.3. Ağaç Işleri Endüstrisinde Üstyüzey lşlemleri.. ... 22

2.3.1. Rendelerne Işlemi ... 22

2.3.2. Zımparalama ... 23

2.4. Yüzey Pürüzlülüğü ... 23

2.4.1. Ağaçişleri Sektöründe Yüzey Pürüzlülüğünün Önemi ... .... 24

2.4.2. Yüzey Pürüzlülüğünü Etkileyen Faktörler ... .... 25

2.4.2.1. Biçme Teknikleri. ... 25

2.4.2.2. Ağaç Türü ... 25

2.4.3. Yüzey Pürüzlülüğü Belirleme Metotları ... .... 26

(6)

3. MATERYAL ve YÖNTEM •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••.••• 26

3.1. Deney Materyallerinin Elde Edilmesi ... 26

3.2. Deney Numunelerinin Hazırlanması ... 27

3.3. Ölçü ve Sayımlar ... 28

3.4. Yüzey Pürüzlülük Değerlerinin Tayini. ... 29

3.5. Istatistiki Metotlar ... 31

4. VERILERIN DEGERLENDIRILMESI ve BULGULAR .•.•••••••••••••••••.••.•.•.•..•. 31

4.1 . Ra için Yüzey Pürüzlülük Verilerinin Değerlendirilmesi. ... 31

4.2. Rmax (Ry) için Yüzey Pürüzlülük Verilerinin Değerlendirilmesi ... 35

4.3. Rz için Yüzey Pürüzlülük Verilerinin Değerlendirilmesi ... 39

5. SONUÇ, T )\RTIŞMA ve ÖNERILER ••••••.•.•••••.•••••••••••••.••••.••••••.•••••••.••••••.. 41

5.1. Rutubet Değişiminin Yüzey Pürüzlülüğüne Etkisi. ... 41

5.2. Kesiş Yönünün Yüzey Pürüzlülüğüne Etkisi. ... 41

5.3. Yüzey Işlemlerinin Yüzey Pürüzlülüğüne Etkisi ... 42

ÖZET ... 44

SUMMARY ... 45

KAYNAKÇA ... 46

(7)

Giriş

Günümüzde ormancılık, toplumun orman ürünlerine ve hizmetlerine olan gereksinimlerini devamlı olarak karşılamak amacıyla teknik, sosyal, ekono- mik, kültürel, yönetsel ve biyolojik çalışmaların tümünü kapsayan çok yönlü ve sürdürülebilir bir etkinliktir.

Türkiye'nin orman varlığı gelişmiş ülkelere göre düşük bir düzeydedir. Kişi başına düşen orman alanı 0.34 hektardır. Ormanlarımızdan elde edilen ürün- ler halen orman ve orman ürünlerine olan ihtiyacını karşılamaktan uzaktır. Son zamanlarda Türkiye yılda ortalama 1.3 milyon m3 kereste ithal etmekte ve bu- na karşılık 100 Milyon $ ödemektedir. Bununla ilgili değerler Çizelge 1 'de ve-

rilmiştir {Konukçu, 2001).

Çizelge 1 : Orman sanayinde yıllara göre ihracat - ithalat verileri Table 1 : Export and import data in forest sector according to years

Yıllar Ihracat ( .000 $) Ithalat ( .000 $)

Years Export {.000 $) lmport ( .000 $)

Yuvarlak Odun Orman Dışı Ürünler Yuvarlak Odun Orman Dışı Ürünler Roundwood Other non-woods Roundwood Other non-woods

1996 790 42.770 133.142 5.310

1997 316 39.740 106.558 12.116

1998 970 37.530 126.462 5.528

1999 742 39.486 104.357 20.060

2000 1.305 5.875 128.929 20.418

Bütün bu değerler dikkate alındığında, ülkemizde yetişen ağaç türlerimizin

{ormanlarımızın) kalitelerinin iyileştirilmesi, verimlerinin arttırılması ve odunun teknik niteliklerine en uygun kullanım alanlarında değerlendirilmesi gerektiği

söylenebilir. Öte yandan odunun kullanım alanlarının genişletilmesi daha az boya, vernik vb. üst yüzey malzemelerinin kullanılması ile birlikte daha az tut- kala daha iyi yapışma imkanlarının sağlanması da gerekmektedir. Bu neden-

(8)

le daha düzgün ve pürüzsüz yüzeylerin elde edilmesi ile bu olanaklar sağla­

nabilir.

Göknar yurdumuzda yetişen önemli ağaç türlerindendir. 627143 ha ile toplam orman alanımızın yaklaşık %3'ünü oluşturmaktadır. Türkiye'de 4 tür ile temsil edilen göknarlardan Uludağ Göknarı, Kızılırmak ile Uludağ arasında yetişen ve 2000 m rakıma kadar çıkabilen kullanım alanı oldukça fazla olan bir türdür. Bu türün kullanım alanlarının genişletilmesi amacı ile gerek Araş­

tırma Enstitüleri gerekse Üniversitelerde birçok araştırma yapılmıştır.

Bu çalışmanın amacı ülkemizde geniş bir kullanım alanı olan Uludağ Gök- nan odununun yüzey pürüzlülük değerini azaltarak üst yüzey işlemlerinde da- ha az vernik, boya ve tutkal kullanımını sağlamak ve en düzgün yüzeyi elde edecek yöntemi tespit etmektir. Bu amaçla Uludağ Göknarının doğal olarak

yetiştiği Yaylacık Araştırma Ormanından 8 ağaç seçilmiştir. Seçilen bu ağaç­

lar kesilerek Enstitümüz Odun Teknolojisi Laboratuarına getirilmiştir. Bu ağaç­

lardan usulüne uygun olarak alınan örneklere gerekli işlemler yapılarak yüzey pürüzlülükleri tespit edilmiştir. Çalışma beş bölümde incelenmiştir. Ilk üç bö- lümde sırasıyla Literatür Özeti, Genel Bilgiler ile Materyal ve Yöntem konula-

rı verilmiştir. Dördüncü bölümde değerlendirmeler gerçekleştirilmiş, beşinci

ve son bölümde ise değerlendirmelerden elde edilen sonuçlar uygulama açı­

sından yorumlanarak önerilerde bulunulmuştur.

1. Literatür Özeti

Yüzey pürüzlülüğü çalışmaları metal endüstrisi ile başlamış daha sonra

ağaç işleri endüstrisine girmiştir. Odun yüzeylerinin "Topografik Nicel Bir Yön- temle Incelenmesi" adlı çalışmada, orman ürünleri endüstrisinde geleneksel olarak bilinen yüzey sınıflandırmasını sayısal olarak tanımlamıştır. Yüzeydeki

değişiklikleri sürekli olarak kaydedip profilini çıkarmış ve istatiksel olarak de-

ğerlendirmiştir. Ancak bu yöntemin ağaç işleme endüstrisine uyurnun sağla­

namadığı sonucuna varmıştır. Yüzey pürüzlülüğü ölçümünde kullanılan maki- ne ve yöntemler teknolojinin gelişmesi ile beraber daha ileriye gitmiş ve ge-

liştirilmiştir. Bugüne kadar denenmiş yöntemlerden dokunmalı iğneli tarama yönteminin diğer yöntemlere göre daha avantajlı olacağı belirtilmiştir {Hjorth and Holtrog, 1958).

(9)

Elmendorf and Vaughan, (1958) "Odun Yüzey Pürüzlülüğü Ölçme Yönte- minin Incelenmesi" konulu çalışmalarında, işlenmiş odunun yüzey düzgünlü-

ğünü belirlemede, odun yüzeylerinin, fotoğraf çekim yöntemleri ile ışık yansıt­

ma yöntemleri karşılaştırılmıştır. Metal yüzeylerin düzgünlüğünü belirlemede

kullanılan aletleri tanımlamışlar, bunları planyalama, zımparalama, macunla- ma ile düzeltilmiş odun yüzeylerinin karşılaştırılmasında kullanmışlardır. Yüze- yin zımparalanması sonucu yüzeyde oluşan pürüzlerin, girintiler ve çıkıntılar arasındaki yüksekliklerle ilgili olduğunu tespit etmişler ve bu pürüzlerin ma- cunlarla düzeltilmesi fikrini ortaya koymuşlardır.

Stumbo, (1960) "Kalite ve Ürün Kontrolü için Yüzey Pürüzlülük Ölçmesi"

konulu derleme çalışmasında; ayrıntılı olarak odunun yüzey karakteristikleri- ni ve oluşumunu, yüzey pürüzlülüğü ölçme yöntemlerini, testere ile kesilmiş, planyalanmış, frezelenmiş ve zımparalanmış odun yüzey tekstürü araştırma­

larını ve bunların uygulamalarını incelemiştir. Yüzeyleri 1. sınıf, 2. sınıf ve bo- zuk tekstür olarak üç gruba ayırmıştır. Yüzey pürüzlülük ölçmelerinin odun kökenli ürünlerin kalite kontrolünde oldukça önemli olduğunu; düzgün bir yü- zeyin özellikle tutkallama ve yüzey işlemleri gibi alanlarda sorun oluşturmaya­

cağını belirtmiştir. Duyarlı ölçmelerle ve yalnız yüzey ölçme aletleri ile yapıla­

bileceğini belirtmiştir.

Pahlitzch and Dziobek (1962) "Zımparalanmış Ahşap Malzeme Yüzeyleri- ne Işleme Şartlarının Etkileri" adlı çalışmalarında ahşap malzernede lif doğ­

rultusunda zımpara bandı besleme hızının yüzeye etkileri araştırılmıştır. Tam kuru ağırlıkta ve rutubetli yüzeyler üzerinde pürüzlülük incelemelerinde, rutu- betli yüzeylerde pürüzlülük artış göştermiş ve bu pürüzlülük artışı numunenin

yıllık halkaları ile zımpara yüzeyinin arasındaki açıya bağlı olmadığı belirlen-

miştir. Tam kuru numunelerdeki pürüzlülük artışı, aşındırıcı taneciklerin kes-

kinliğine bağlı olduğu ve aşındırıcı taneciklerin arasının tıkanması ile pürüzlü- lük değerinin arttığı belirtilmiştir. Zımparalama işleminde baskı kuvvetinin ar-

tırılması ile pürüzlülük azalmakta, asilasyon hızının artması ile zımparalama alanı % 40 - % 100 oranında artış göstermektedir.

Peters and Cuumming, (1970) "Odun Yüzey Düzgünlüğünün Ölçülmesi"

konulu çalışmalarında odun yüzey ölçmeleri üzerinde yaptıkları incelemeler- de çok değişik tekniklerin kullanıldığını bunlardan en önemli üçünün, görün- tülü (visual), ışıklı ve iğne tararnalı yöntem olduğunu; hem yöntem hem de

(10)

yüzey standardı bakımından hiçbir sistemin yeterli olmadığını ve incelemede kolay kullanımil güvenilir sonuçlar verebilen bir yöntemin geliştirilmesi gerek-

tiğini; kesinleşmiş yüzey ölçme yöntemlerinin üretime, kalite kontrole ve

araştırma alanına katkıda bulunacağını, kısaca yüzey düzgünlüğünü belirle- menin edunun gelecekteki kullanımında kaçınılmaz olduğunu açıklamışlardır.

Peters and Mergen (1971) "Odun Yüzey Düzgünlüğünün Ölçülmesi Öne- rilen Bir Metot" adlı çalışmalarında; yüzey düzgünlüğünün belirlenmesinin üretim ve araştırmada faydalı olabileceğini, iğneli tararnalı yöntemin en uy- gun yöntem olduğunu açıklamışlardır.

Birgit and Östman, (1983) "Odun Kökenli Levhaların Yaşiandırma ve Yıp­

ratmadan Sonraki Yüzey Pürüzlülükleri" adlı çalışmalarında, boyanmamış ve

boyanmış odun kökenli levhaların yüzey pürüzlülüklerini, 3 ı.ım çaplı iğne uç ile 5 cm uzunluğundaki levhalarda incelenmiştir. Değişik yıpratma metotları değişik sonuçlar vermiştir. Değişik şekillerde boyanmamış levhalarda hızlan­

dırılmış yaşiandırma ve yıpratma testlerinde levha yüzey düzgünlüklerinde önemli farklar bulunmuş ve lif levhaların yapımında kullanılan tutkal türüne

bağlı olmadığı belirlenmiştir. Ahşap levhalarda ise çok küçük yüzey değişik­

liklerinin olduğunu, kontrplakta mikro çatlakların hissedilecek derecede derin

olduğu belirtilmiştir. 4 yıllık doğal havalandırma şartlarında levha yüzeylerinde

hızlandırılmış metotlara göre daha az yüzey bozukluğu olduğu belirtilmiştir.

Faust and Rice, (1986) "Sarıçam Kaplama Yüzeylerinin Pürüzlülük Karak-

teristiği" konulu çalışmalarında 30.5 cm ebadında kare kesitli olarak hazırla­

nan ve % 6-7 rutubetli sarıçam kesme kaplama yüzeylerini görsel olarak üç pürüzlülük sınıfına (kaba, orta, düzgün) ayırarak pürüzlülük durumunu sapta-

mışlardır. Pürüzlü kaplama levhalar yapışma kalitesini düşürmüştür.

Timothy, (1987) "Görüntü Analizi ile Kaplama Yüzey Pürüzlülüğünün Anın­

da Ölçülmesi" konulu çalışmasında odun esaslı malzemelerin yüzey kalitesi- nin önemini ve ölçme yöntemlerini ele almış bu yöntemleri iki ana gruba ayır­

mıştır. Bu yöntemleri dokunmalı ve dokunmasız yöntem olarak tanımlamıştır.

Dokunmalı yöntem olan iğneli tararnalı ölçümler sonucunda kaplama yüzey- lerini pürüzlü, orta ve düzgün olmak üzere üç pürüzlülük sınıfına ayırmıştır.

Sadoh, Kyoto and Nokato, (1987) "Fiziksel ve Dokunsa! Açıdan Ahşabın

Yüzey Özellikleri" konulu çalışmalarında işlenmiş edunun fiziksel ve anatomik

(11)

özellikleri incelenmiştir. Yüzey profili olarak işlenmiş ahşap malzemenin gör- sel ve dokunsa! etkilerini inceleyerek yüzey pürüzlülüklerini belirtmişlerdir.

Farklı şekillerde işlenmiş ahşap malzemenin yüzeyini 2 ı.ım çapında iğne uç kullanarak dokunmalı iğneli tararnalı yüzey pürüzlülük ölçme aleti ile liflere dik olarak ölçmüşlerdir. Ra yüzey pürüzlülük değerini değişik ahşap malzerneye göre belirlemişlerdir. Yıllık halkaları geniş olan ahşap malzemenin yüzey pü- rüzlülük değerinin daha yüksek olduğu belirtilmiştir.

Cutri, Moycock and Parkin, ("1991) "Rendelenmiş ve Şekillendirifmiş Ke- reste Ürünlerinin Yüzey Ölçümleri" konulu çalışmalarında, rendelenmiş ve iş­

lenmiş kereste ürünlerinin yüzey kalitesinin üretim sırasında makineden etki-

lendiği belirtilmiştir. Rendelerne ve şekillendirme işlemi sırasında yapılan öl- çümlerde, lazer ölçüm yöntemi kullanılmış, dokunmalı iğneli tararnalı ölçüm sisteminin, rendelerne ve şekillendirme işlemi sırasında makinenin besleme

hızından ve titreşiminden etkilendiği bu ölçüm sisteminin şekillendirifmiş yü- zeylerin ölçümü için uygun olmadığı belirtilmiştir.

Örs, Kalaycıoğlu ve Çolakoğlu, (1991) "Şerit Testere Diş Geometrisinin Ke- reste Yüzey Kalitesine Etkisi" konulu araştırmalarında, 20-30 cm çaplarında­

ki sarıçam (Pinus sylvestris L.) tomrukları, 120'1ik şerit testere makinesinde

hazırlanan dört farklı diş geometrisine göre biçilerek bu amaçla en uygun diş

profilini belirlemeye çalışılmıştır. 33 adet kereste üzerinde yapılan ölçümler sonucunda testereye veriliş yönünün yüzey pürüzlülüğüne etki etmediği, diş

geometrisinin oldukça etkili olduğu belirlenmiştir. En iyi yüzey kalitesi tüm

dişler ezilmiş ve egalize edilmiş diş geometrisi ile biçilen kerestelerde oldu-

ğu görülmüştür.

Hızıroğlu and Sachland (1993) "Yonga Levhalarda Boyuna Genleşme ve Yüzey Stabilitesi" konulu çalışmalarında, titrek kavak ve kızılçam odunların­

dan laboratuar koşullarında üretilen yonga levhalarda yüzey kalitesi ve yüzey stabilitesini boyuna genleşmeye göre değerlendirmişlerdir. Kızılçam tomruk-

larının genç odunlarından üretilen levhaların boyuna genleşmesinin anormal derecede yükseklik gösterdiğini, titrek kavak türünden üretilen levhaların da- ha az fark gösterdiğini, yonga levhaları melaminli kağıtla kapiayarak yüzey kalite ve stabilitelerini ölçmüşlerdir. Yonga boyutunun artışı boyuna genleş­

meyi artırmış, % 50 bağıl nemde levha özgül ağırlığı artışının boyuna genleş­

meyi bir miktar artırmış, % 50 bağıl nemden % 80 bağıl neme getirilen yon-

(12)

ga levhalarda pürüzlülük miktarının rutubete bağlı olarak önemli miktarda art-

tığı ve özgül ağırlığın etkisinin önemli olmadığı, levha özgül ağırlığı yüzey sta- bilitesinde özgül ağırlık artısının yüzey stabilitesini önemli ölçüde azalttığını belirlemişlerdir.

Gürtekin (1996} "Rendeleme Makinelerinde Kesme ve Ilerleme Hızının Ah-

şap Yüzeyi Kalitesine Etkisi" konulu yüksek lisans tez çalışmasında, mobilya üretiminde yaygın olarak kullanılan kayın, karaçam örneklerini rendelerne makinesi ile işleyerek, rendelerne makinelerinin ilerleme hızı, kesme hızı ve kesici sayısına bağlı olarak işlenen ahşabın yüzey kalitesinde meydana ge- len etkilenmelerini araştırmıştır. Yüzeylerde kalite faktörü olarak yüzey düz-

günlüğü, yüzey çentikliliği ve pürüzlülüğü, bıçak izi yanık oluşumu, yüzeyde yaz odunu ezilmesi, lif uçları uzamasının olup olmadığına göre değerlendirme yapmıştır. Sonuçta, pürüzsüz ve düzgün yüzey elde etmek için, ilerleme hı­

zını düşürmek, kesme hızını ve kesici sayısını artırmak gerektiğini tespit et-

miştir.

Hızıroğlu ve Schland, (1994) "Odun Kompozitlerinin Yüzey Tekstürü ve

Gelişimi" konulu çalışmalarında, yüzey profillerinin dokunmalı iğneli tararnalı

yüzey pürüzlülük ölçme aleti ile ölçüldüğünde, hissedilen profiller olduğunu

ve iğne ucun hiçbir zaman odunun içine girmediğini , bu nedenle kayıt edilen profillerin yüzeyin geometrisine bağlı olduğu belirtilmiştir. Iğne ucun net ağır­

lığının yüzeyi zedelemesi halinde de elde edilen profilin gerçek yüzey profilini

etkilemediği saptanmıştır.

Richter, Feist and Knaebe, (1995) "Işlemenin Perfermansına Yüzey Pürüz-

lülüğünün Etkisi, Pürüzlülük Karakterizasyonu ve Boya Performansı" adlı ça-

lışmalarında yüzey pürüzlülüğü 5 kategoride ve 3 ahşap örneğinde incelen-

miştir. Zımparalanmış ve rendelenmiş ahşabın yüzey pürüzlülüğünün, yüzeye uygulanan cila miktarını çeşitli şekillerde etkilediğini ve cila yayılma oranı ile yüzey pürüzlülüğünün birbirine bağlı olduğu belirlenmiştir. Yüzey zımparala­

ma işleminin ciladan önceki en çok hata yapılan işlem olduğunu ve iyi zımpa­

ralanmış yüzeylerin her zaman için daha az boya gerektirdiğini belirtmişlerdir.

Baykan, (1996) "Rendelenmiş ve Zımparalanmış Masif Mobilya Yüzeyle- rinde Yüzey Pürüzlülüklerine Ilişkin Araştırmalar" konulu doktora tezi nde, ren-

delenmiş ve zımparalanmış doğu kayını ve sarıçam malzemenin kesiş yönü- ne, rutubet değişimine ve rendelerne veya zımparalama işleminde uygulanan

(13)

2. Genel Bilgiler

2.1. Uludağ Göknan Hakkında Genel Bilgiler 2.1.1. Uludağ Göknannın Doğal Yayliışı

Uludağ Göknan (Abies bornmülleriana Mattf.) nın gelen yayılış alanı Kızı­

lırmağın deniz döküldüğü yer ile Uludağ arasında kalan Batı Karadeniz Böl- gesi ile Kocaeli Havzasıdır. Bu kesimdeki dağlar, Doğu Karadeniz dağlarında olduğu gibi sıra dağlar karakterinde olmadığından, bu göknar taksonunun ya-

yılışı da sürekli olmayıp kesintili bir durum gösterir. Bazen saf, çoğu kez Fa- getum ve Abietum zonlarında kayın ve çarnlara karışır. Çoğu kez 11 00 - 1800 metre yükseltiter arasında yayılmakla birlikte, bazende 2000 metreye değin,

bir başka değişle üst orman sınırına ulaşmaktadır. En güzel ormanlarını Ayan-

cık, llgaz Dağları, Bolu Seben Dağları, Boyabat Göktepe Ormanları, Abant ve

Uludağ'da oluşturmaktadır. Doğu Karadeniz Göknarının aksine Uludağ Gök- nan bulunduğu meşçerelerde çoğu kez egemen ağaç durumundadır (Anşin,

Özkan, 1997).

2.1.2. Uludağ Göknannın Özellikleri

2.1.2.1.Botanik Özellikleri

Uludağ Göknarının günümüz literatüründeki ismi Abies nordmanniana (Stev.) Spach. subsp. bornmülleriana (Mattf.) Coode et Cullen olmakla birlik- te sinanimi Abi es bornmüf!eriana Mattf.' dır. Bu alt tür Türkiye'ye özgü bir en- demi k takson olup, ünlü botanikçi Bornmüller'in adını almıştır. Uludağ Gök- nan, çoğunlukla 40 metreye kadar boylanabilen birinci sınıf orman ağacıdır.

Ana türe çok yakından benzemekle birlikte, genç sürgünlerin çıplak, tomur-

cuklarında reçineli olmasıyla ondan ayrılır. Kozalak, iğne yaprak gibi öteki tüm morfolojik özelliklerce Doğu Karadeniz Göknarının hemen tümüyle aynısıdır.

Ayrıca, iğne yapraklarının bazılarının üst yüzlerinin uç kısımlarında da beyaz stoma lekeleri görülmektedir (Anşin, Özkan, 1997).

2.1.2.2. Makroskobik Özellikleri

Uludağ Göknan (Abies bornmüfleriana Mattf.) nın odunu enine kesitte da- ha koyu renkte bir öz odununa sahip olmayıp, rengi sarımsı veya kırmızımsı

(14)

besleme hıziarına göre yüzey pürüzlülüğü belirlenmiştir. Yüzey pürüzlülük öl- çümlerinde 448 adet deney numunesinden yararlanılmış, ölçümler liflere dik olarak yapılmıştır. Sonuçta doğu kayını odununda, sarıçam odununa göre daha pürüzsüz yüzey saptanmıştır. Teğet kesitte radyal kesite göre düşük

besleme hızında ve düşük rutubet değerinde pürüzsüz yüzeyler elde edildiği belirtilmiştir.

Dereli, (1997) "Kızılçam ve Orta Yoğunlukta Lif Levhalarda Yüzey Pürüzlü- lüğünün Tayini Üzerine Araştırmalar" adlı yüksek lisans tezinde; 4 bıçakla rendelenen kızılçam yüzeylerinin 2 bıçakla rendelenenlerden, 1 00 numara ile

zımparalanmış yüzeylerin 80 numaralıdan daha düzgün yüzey verdikleri be-

lirlenmiştir. Ayrıca aynı çalışmada Türkiye'de üretim yapan üç firmanın

MDF'Ieri arasında yüzey pürüzlülük değerleri bakımından yeterli bir farklılık bulunmadığı tespit edilmiştir.

Yalçınkaya, (1997) "Sapsız Meşe ve Karaçarnın Yüzey Pürüzlülük Değer­

lerinin Araştırılması" adlı yüksek lisans tezinde zımpara tFine büyüklüklerinin ve besleme hızlarının karaçam ve sapsız meşe yüzeylerinde farklı etkide bu-

lunduğunu belirlemiştir.

Aysel M., Doğu, K. (1997) "Karaçam ve Kızılçarnda Zımpara türü ve işle­

minin yüzey pürüzlülüğüne etkisi" adlı yüksek lisans tezinde kızılçam ve ka- raçam yüzeylerinde 40,50,60,80 ve 120 numaralı zımparaların yüzey pürüzlü- lükleri üzerine etkisini belirlemişler ve zımpara numarası büyüdükç~ daha düzgün yüzey verdiklerini saptamışlardır.

Balkız, (2000) "Ağaçişleri Endüstrisinde Kullanılan Önemli Bazı Yerli Ağaç Türleri Odunlarının Yapışma Özelliklerinin Tespiti Üzerine Araştırmalar" konu- lu yüksek lisans tezinde dört ağaç türü incelenmiş ve en pürüzsüz yüzeylerin

sırasıyla sarıçam, göknar, kayın ve meşe'de olduğu bulunmuştur.

(15)

beyazdır. Bilhassa genç ağaçların odunu yaşlı ağaçlara nazaran daha açık bir renk gösterir. Yıllık halka sınırları keskin ve belirli olup hafif dalgalıdır. likbahar odunundan yaz odununa geçiş ani olmayıp yavaş yavaştır. Yaz odunu ile ilk- bahar odunu arasında belirli bir renk farkı mevcuttur. Yaz odunu, ilkbahar odunundan başlamak üzere evvela fildişi rengini andıran bir renkten sonra

açık kahverengi ve sonra morumsu bir renk tonuna sahip olan kahve renkte- dir. Ladin odununa benzerlik gösterirse de reçine kanallarının mevcut olmayı­

şı, yapısının daha kaba oluşu ve aynı zamanda renginin biraz donuk ve daha ziyade kırmızımsı olması ile ayırt edilir. Ladinde renk daha sarımsı beyaz olup genel olarak Göknardan daha açıktır. Boyuna kesitte odun donuk olup par-

laklık göstermez. Yumuşaktır, çok kolay ve düzgün yüzeyler teşkil ederek ke- silir. Öz ışınları doğrudan doğruya gözle fark edilmez. Özgül ağırlığı düşüktür.

Uludağ Göknan taze halde işlendiği zaman hafif aromatik bir kokuya sahiptir.

Bu olay özellikle kereste fabrikalarında biçme esnasında fark edilebilir. Fakat, bu aromatik koku kurumayı takiben tamamen kaybolmaktadır (Yaltırık, 1988).

Uludağ Göknarı' nın kabuğu gençlikte ince, yüzeyi düzgün, yeknesak kül renklidir. Kabuk üzerinde ufak, belirli reçine kabarcıkları görülür. Sonraları,

takriben 40 yaşından itibaren gövdenin aşağı kısımlarından başlayarak, yaş

ilerledikçe yukarıya yükselrnek üzere üzerinde uzunluğuna ve enine, fakat dü- zensiz yarıntılar bulunan pullar teşekkül eder ve kabuk pullu bir hal alır. Renk,

yanntılarda kahverengimsi, pullarda ise kül rengidir.

2.1.2.3. Mikroskobik Özellikleri

Enine kesitte zarları ince ve hücre boşlukları geniş olan ilkbahar odunu tra- heidleri ile çok daha dar ve kalın zarlı yaz odunu traheidleri arasında büyük bir fark göze çarpmaktadır. Yaz odunu traheidleri yarıçap ve teğet yönlerde

basılmış gibi yassı bir durum gösterirler. Odun dokusu içerisinde reçine ka-

nalları mevcut değildir.

Aytuğ (1959)' un araştırmalarına göre kenarlı geçitler, ilkbahar odunu tra- heidlerinin radyal zarları üzerinde genel olarak seyrek vaziyette sıralanmışlar­

dır. Çok nadir olarak sık bulunurlar ve bu durumda aralarında krasülleri ihtiva ederler. Geçitler tek sıralı olmakla beraber çift sıralı olarak da müşahede edil-

miştir. Birbirini takip eden bu kenarlı geçit çiftlerinin sayısı dördü geçmemek- tedir. Çift sıralı dizilişte de kenarlı geçitler seyrektir. ilkbahar odunu traheitle-

(16)

rinin radyal zarları üzerindeki kenarlı geçitierin 1 mm2 deki sayısı ortalama 600 adet bulunmuştur. lıkbahar odunu traheitlerinin radyal zarları üzerindeki ke-

narlı geçitierin çapları 20 ı..ı., tarusların çapları 9m dur. Yaz odunu traheitlerin- deki kenarlı geçitierin çapları ise 1 Oı..ı., tarusları 3.5ı..ı. dur. likbahar odun u tra- heitleri ile öz ışınlarının karşılaşma yerlerinde bulunan basit geçitler "Cupres- soid" tipte, çapları ortalama 6ı..ı., yaz odunu traheitleri ile öz ışınlarının karşı­

laşma yerlerinde bulunan basit geçitler ise "piceoid" tipte ve çapları 3.5ı..ı. dur.

Ortalama olarak traheitlerin uzunlukları 3.347 mm, sınır değerleri (1.3- 4.9 mm), genişlikleri 38.9ı..ı., sınır değerleri (24.0- 28.0 ı..ı.), zarlann kalınlığı 7.64ı..ı., sınır değerleri (1.0 - 13.0 ı..ı.) dür.

Öz ışınları tek sıralı olup, iki sıralı diziliş pek ender olarak görülmektedir.

Yalnız paranşim hücrelerinden oluşan "homojen" bir yapıya sahiptir. Yüksek- likleri hücre sayısı olarak ortalama 1 0.5, en fazla 34 tür. Özışınlarının mikro n olarak maksimum yüksekliği 630ı..ı., maksimum genişliği 20ı..ı. dur. Çift sıralı özı­

şınlarının maksimum genişliği ise 35 ı..ı. dur. Özışınlarının odun hacmindeki iş­

tirak oranı %9.146 dır. Karşılaşma yerlerinde özışınlarının kenardaki paranşim

hücreleri zarlarının iç yüzleri dalgalıdır ve bu dizideki hücreler içerisinde çok defa kalsiyum oksalat kristalitleri görülür. Bir karşılaşma yerindeki basit geçit- Ierin sayısı ortalama 3 adettir.

2.1.2.4. Fiziksel ve Mekanik Özellikleri

Uludağ göknan odununun fiziksel ve mekanik özellikleri Çizelge 2' de ve-

rilmiştir (Bozkurt ve Göker, 1996).

(17)

Çizelge 2 : Uludağ göknan odununun fiziksel ve mekanik özellikleri Table 2 : Physical and mechanical properties of bornmullerian fir wood

Tam Kuru Özgül Ağırlık (gr/cm3) 0.400 Hava Kurusu Özgül Ağırlık (gr/cm3) 0.429

Hacim Yoğunluk Değeri (kg/m3) 350

Liflere paralel 0.60

Daralma Radyal 4.3

Yüzdeleri Teğet 8.6

(%) Hacmen 13.0

Liflere Paralel Basınç Direnci (kg/cm2) 374 Liflere Paralel Çekme Direnci (kg/cm2) 620 Liflere Dik Çekme Direnci (kg/cm2) 14.4

Eğilme Direnci (kg/cm2) 730

Dinamik Eğilme Direnci Radyal 0.45

kgm/cm2) Teğet 0.26

Elastikiyet Modülü (gr/cm2) 83000

Makasiama Direnci (kg/cm2) 46

Yarılma Direnci (kg/cm2) Radyal 6.5

Teğet 6,9

Brinel Sertlik Radyal 1.95

(kg/mm2) Teğet 0.86

2.1.3. Göknar Odununun Kullanım Yerleri

Göknar türlerimizin odunlarının çok geniş kullanım alanları vardır. Küçük gövdeli odunlarmaden direği, tarım aletleri, telefon direği gibi yerlerde kulla-

nılmaktadır. 35 - 40 cm çapındakiler sütun yapımında, bıçkı ve marangozluk- ta, ayrıca çatı yapımında kullanılırlar. Göknarlar müzik aletleri, ambalaj san-

dıkları, mobilyacılık, inşaat kerestesi, kağıt ve selüloz odunu olarak oldukça aranan bir oduna sahiptir. Ayrıca lif levha, yonga levha ve kontrtabla sanayi gibi birçok alanda kullanılabilmektedir (Aslan, 1994).

(18)

2.2. Araştinnada Kullanılan Alet ve Makineler

Tomruklar halinde getirilen deney numunelerinin ebatlandırılmasında ve

yapışma yüzeylerinin hazırlanmasında aşağıda isimleri yazılı ağaçişleri en- düstrisinde yaygın olarak kullanılan makinelerden yararlanılmıştır.

1- Şerit testere makinesi 2- Kalınlık makinesi 3- Planya

4- Silindirli zımpara makinesi (kalibre zımpara)

5- Daire testere makinesi

6- Yüzey pürüzlülüğü ölçüm aleti 7- Etüv Fırın ı ve Klimatize Odası

Tomrukların kapak kısımlarının düşürülmesi ve kaba olarak kesilmesinde

şerit testere makinesinden, parçaların net ölçüye getirilmesinde planya, kalın­

lık makinesi ve daire testere, numunelerin yapışma yüzeylerinin oluşturulma­

sında ise kalınlık makinesi, daire testere ve kalibre zımpara makinesinden ya-

rarlanılmıştır. Yapışma yüzeyi - yüzey pürüzlülük değerinin belirlenmesinde

dokunmalı iğneli tarama aleti kullanılmıştır. Bu araştırmada kullanılan yüzey

pürüzlülüğü ölçüm aleti ile etüv tırını ve klimatize odası hakkında ayrıntılı bil- giler aşağıda verilmiştir.

2.2.1. Yüzey Pürüzlülük Ölçme Aleti

Bu çalışmada, yüzey pürüzlülük ölçme aleti olarak, dokunmalı iğne tara-

malı yüzey pürüzlülük ölçümü test cihazı kullanılmıştır. Bu test cihazı metal ve

ahşap malzemelerin yüzey pürüzlülüğünün ölçümünde kullanılabilmektedir.

Test cihazının kısımları, ana gövde buna bağlı olan iğne parçası ve özel de- tektördür. Şekil 1' de yüzey pürüzlülük ölçüm test cihazının şematik resmi gö- rülmektedir.

(19)

;r

Şekil1. Yüzey pürüzlülük ölçüm test cihazı (Mitutoyo SJ-301) Figure 1. Surface roughness tester (Mitutoyo SJ-301)

1.2kg

Yüzey pürüzlülük ölçme aletinde ana gövde içinde bir sürücü bulunmak- tadır. Iğne parçası bu sürücü üzerine monte edilmektedir. Sürücünün iler- leme hızı ölçüm sırasında saniyede 0.5 mm, dönüş sırasında ise saniyede 1 mm dir. Iğne parçasının ölçülecek numune üzerindeki durumu şekil 2' de

verilmiştir.

Deney numunesi Ölçüm yüksekliği ile dedektör

yüksekliği birbirine eşit olmalıdır.

Şekil 2. Iğne uç {detektör) ve bağlantı elemanı Figure 2. Dedector and driver unit

Destek

(20)

Test cihazında sınır dalga boyunda ( Ic ), değişik değer aralığında Ra, Rz ve Rmax yüzey pürüzlülük parametreleri ölçülebilmektedir. Yüzey pürüzlülük test cihazının kumanda paneli şekil 3' de verilmiştir.

SJ-301

Kontrol

Şekil 3. Yüzey pürüzlülük test cihazının kumanda paneli Figure 3. The control panel of the surface roughness tester

2.2.2. Etüv Fınnı ve Klimatize Odası

Çalışmamızda kullanılan deney materyallerini istenilen rutubet miktarına

getirmek için klimatize odasından yararlanılmıştır. Yaklaşık üç hafta süreyle klimatize odasında bekletilen deney numunelerinin rutubetlerinin tespitinde etüv tırını ve hassas teraziden yararlanılmıştır. Klimatize odasından alınan ru- tubet tespit numunelerinin önce 0,01 gr hassasiyetindeki terazi de ağırlıkları tartılmış, daha sonra 1 04 ± 2

oc

ısıdaki Etüv fırınında değişmez ağırlığa gelin- ceye kadar bekletilmişlerdir. Çalışmamızdaki deney numunelerinin rutubet yüzdeleri; hava kurusu için %12, lif doygunluğu rutubet derecesi için %30 olarak alınmıştır.

2.3. Ağaç Işleri Endüstrisinde Üst Yüzey Işlemleri

2.3.1. Rendelerne Işlemi

Dönen bir kesicinin, yongaları yarı dairesel bir formda keserek keresteyi

şekillendirme işlemine rendelerne adı verilir.

(21)

Planya, kalınlık, dört taraflı kenar işleme (freze), zincirli freze ve zıvana

makineleri genellikle rendelerne işlemi yapılan makinelerdir.

Makinelerde rendelerne genellikle liflere paralel yönde yapılmakla birlikte

bazı ürünlerde konstrüksiyon gereği liflere dik yönde rendelerne yapılabilmek­

tedir.

2.3.2. Zımparalama

Ağaç malzeme yüzeylerini uygun olan pürüzlülük derecesine getirmek

amacıyla sivri ve sert tanecikler ile aşındırma işlemine zımparalama denilmek- tedir. Aşındırıcı taneciklerin keskin kenarları bıçak görevi yapar. Aşındırıcı lev-

hanın hareketi yönünde uygulanan kuvvet, tanecikleri ağaç malzemenin içine

doğru aşındırma işlemine zorlar ve levhanın hareketi boyunca ağaç malze- meden küçük parçacıklar koparılmasını sağlar. Böylece yüzeydeki bıçak iz- lerinin kaldırılması boya, vernikierne vb. üst yüzey işlemlerinin uygulanması

için yüzeyin hazırlanmasında kullanılmaktadır.

2.4. Yüzey Pürüzlülüğü

Yüzey pürüzlülüğü, kullanılan imalat metotları ile ve/veya başka etkilerle ortaya çıkan, mutad tarzda başka düzensizliklerle sınırianan oldukça küçük

aralıklı yüzey düzensizlikleridir (TS. 6956). Yüzey pürüzlülükleri kullanılan ima- lat metoduna göre gözle görülebilir veya elle hissedilebilir olabileceği gibi, hassas elektronik cihazlarla ölçülebilecek büyüklüklerde de olabilir.

Hjorth (1958)' a göre yüzey pürüzlülüğü, küçük yüzey düzensizliklerinin öl- çüsüdür. Diğer bir tanımla, imalat sırasında oluşan küçük miktardaki pürüzlü- lükler ile diğer etkiler sonucu meydana gelen pürüzlerin tamamı yüzey pürüz-

lülüğü olarak tanımlanır.

Ayrıca ahşabın dış katmanı arasındaki morfolojik ilişkiler olarak tanımlan­

mıştır (Richter et al., 1995).

Işlenmiş bir ağaç malzeme, lup altında bakıldığında lifler parçalanmış ve

dağlar arasında vadiler oluşmuş gibi bir görüntü verir. Bunlar, yüzeyde ortaya

çıkan girinti ve çıkıntılardan oluşan dalgalar serisidir (United Nations, 1981).

(22)

2.4.1. Ağaçişleri Sektöründe Yüzey Pürüzlülüğünün Önemi

Yüzeyleri birinci, ikinci ve üçüncü kalite olmak üzere derecelendiren Mari- an ve arkadaşları, odun ve diğer malzemeler için çeşitli yaklaşımlarda bulun-

muşlardır. Yüzey pürüzlülüğünün odunun tekstürü, kullanılan makine ve işle­

me metoduna bağlı olduğunu, yüzey bozukluklarının ise; burulma, bükülme,

çalışma ve hücre çökmelerinden meydana geldiğini belirlemişlerdir (Marian et al., 1962).

Ağaçişlerinde yüzey pürüzlülüğünü etkileyen birçok faktör vardır. Bunlar- dan ağacın anatomik yapısı ve tekstürü, yüzey pürüzlülük değerini önemli öl- çüde etkilemektedir. Pürüzlülük, yumuşak odunlu ağaçlarda sert odunlu

ağaçlara göre daha fazladır. Bunların yanında, ağaç malzemelerin yüzeylerin- de oluşan çatlaklar, lif kopmaları, lif düzensizlikleri ve hücre çökmeleri de pü-

rüzlülüğü arttırıcı faktörler olarak karşımıza çıkmaktadırlar (Sieminski ve Skarzynska, 1989).

Zımparalama ve zımparalama gereçleri de yüzey pürüzlülüğünü etkileyen faktörlerdir. Zımparalama işleminde yüzeyde oluşan pürüzlülüklerin büyüklü-

ğü, zımpara numarası, makine besleme hızı ve kesici derinliğine göre farklılık­

lar göstermektedir. Aşındırıcı madde boyutunun küçülmesi ve zımpara baskı

kuvvetinin arttırılması ile yüzey pürüzlülüğü daha az olmaktadır. Ayrıca lif yö- nünde yapılan zımparalamada pürüzlülük, liflere dik yönde yapılana oranla daha düşüktür.

Testere ile kesim işleminde yüzey pürüzlülüğüne, testere dişlerinin yük-

sekliği ve geometrisi ile besleme ve kesim hızlarının etkili olduğu, kesme hızı

ve kesici diş sayısının arttırılması ile yüzey pürüzlülüğünün azaldığı tespit edil-

miştir (Stumbo, 1960).

Tam kuru ve rutubetli yüzeyler üzerindeki pürüzlülük incelemelerinde, ru- tubetli yüzeylerde pürüzlülük artışının olduğu belirlenmiştir (Pahlitzch and Dziobek, 1962).

Pürüzsüz ve düzgün yüzeylerin, kaba zımparalı, kör planya bıçağıyla ren-

delenmiş, bıçak izli veya yanmış yüzeylere oranla, daha dayanıklı birleştirme­

ler verdiği ispatlanmıştır. Yapıştınlacak ağaçların yüzeyleri ne kadar düzgün- se, o kadar iyi yapışma sağlanır. Kusursuz düzgünlükte birbirine temas eden iki ağaç yüzeyi, hem daha az tutkal kullanımı gerektirir, hem de daha güçlü bir

bağiantıyı gerçekleştirir 0/Vood Handbook, 1985).

(23)

Ağaçişlerinde daha az tutkal kullanmak ve boya, vernik gibi üst yüzey mal- zemelerini ekonomik olarak sarf etmek için ağaç malzemelerin yüzey pürüz- lülüklerinin kullanılan makinelere ve aletiere göre tespit edilmesi ve yüzey pü-

rüzlülüğünün amaca uygun düzeye indirilmesi gerekmektedir.

2.4.2. Yüzey Pürüzlülüğünü Etkileyen Faktörler

2.4.2.1. Biçme Teknikleri

Yüzey pürüzlülüğü açısından ağaç malzemenin kesiliş yönü etkilidir. Zım­

paralama işleminin liflere paralel yapılmasında, liflere dik yapılmasına nazaran daha az yüzey pürüzlülüğü oluşmaktadır. likbahar ve yaz odunu arasındaki sertlik farkı arttıkça yüzey pürüzlülüğü de artmaktadır. Liflere dik işlemede,

paralel işlemeye nazaran daha fazla yüzey pürüzlülüğü oluştuğu ortaya kon-

muştur (Sieminski et al., 1987).

2.4.2.2. Ağaç Türü

Ağaç işleme yöntemlerinden ayrı olarak, odunun anatomik yapısındaki farklılıklar da yüzey pürüzlülüğüne etki etmektedir. Bu nedenle ağaç malze- rnede yüzey pürüzlülüğü, birinci derecede anatomik yapıya, ikinci derecede de kullanılan makine ve yüzey işleme metotlarına göre değişmektedir. Yüzey

pürüzlülüğü, yumuşak odunlarda sert odunlara nazaran daha fazla olmakta-

dır. Odun türlerinin tekstürü anatomik bir büyüme karakteristiği olduğundan

masif mobilya yüzeyleri incelenirken tekstür ve mobilya yüzeyleri farklılıkların­

dan oluşan farklılıklar ayrı ayrı değerlendirilir. Bunlara ilaveten, odunun yüze- yinde oluşan çatlaklar, hücre çökmeleri, koparılmış lifler ve lif uzunluğu da yü- zey pürüzlülüğünde etkili olmaktadır. Ayrıca, odundaki doğal büyüme karak- teristiklerinden budak ve lif eğriliği oluşumları yani liflerin normal gidiş hattını

bozan faktörler, pürüzlülüğü arttırıcı etki yapmaktadır (Sieminski et al., 1989).

Zımparalamadan sonra değişik odun örneklerinin yüzey pürüzlülükleri üzerinde yapılan çalışmalar gürgen, huş, kayın ve kızılağaç odun yüzeylerinin

meşe, dişbudak, sarıçam, avrupa kayını ve titrek kavak odunlarından daha pürüzsüz olduğunu ortaya koymuştur (Sieminski et al., 1987).

(24)

2.4.3. Yüzey Pürüzlülüğü Belirleme Metotlan

Günümüzde yüzey pürüzlülüğünün belirlanebilmesi için birçok metot uy-

gulanmaktadır.

Bunlar;

Dokunmalı iğneli tarama metodu,

Işık kurdele metodu, Yüksek ışık metodu, Forster aleti,

Optik metotlar, Pnomatik metot, Kapasitans metodu,

Işık projeksiyon metodu olarak sıralanabilir

3. Materyal ve Yöntem

3.1. Deney Materyallerinin Elde Edilmesi

Deney materyalleri Yaylacık Araştırma ormanındaki Uludağ Göknan meş­

cerelerinden 1200 m yükseltiden temin edilmiştir. Örnek ağaçların seçilme- sinde yön, eğim, çap, yüksel<lik ve sıklık özellikleri göz önünde tutulmuştur.

Gövde ve tepe oluşumu bakımından normal ve sağlıklı olmasına, odun rengi- nin doğal, böcek ve mantar zararlllarına uğramamış bulunmasına dikkat edil-

miştir. Ayrıca ekstrem yetişme yerlerinden kaçınılmış, fazla dallı, budaklı,

anormal tepe formları gösteren diğer ağaçların arasına sıkışmış ağaçlar alın-·

mamıştır. Toplam 8 adet ağaç seçilmiş, seçilen toplam 8 adet ağaca ait ge- nel özellikleri Çizelge 3' te verilmiştir.

(25)

Çizelge 3 : Deneme Ağaçlannın Özellikleri Table 3 : Properties of Sample Trees

Ağaç No 1.30 m'deki çapı(cm)

Tree Number

1 34

2 42

3 36

4 34

5 38

6 37

7 40

f-·

8 36

·'

Yaşı

108 119 82 139 142 105 126 98

Ağaçların 1.30 m'deki göğüs çapları ölçülmüş ve 0.30 m yükseklikten

başlamak üzere her bir örnek ağacından 1 m uzunlukta gövde kısmı alınmış­

tır. Alınan bu örnekler Iç Anadolu Ormancılık Araştırma Müdürlüğü laboratu-

ariarına getirilmiş kabukları soyulmuş ve gölge bir yerde kurutulmuştur.

3.2. Deney Numunelerinin Hazırlanması

Deney materyallerinden radyal ve teğet yönde 1.6 cm kalınlığında, 6 cm

genişliğinde, 50 cm uzunluğunda parçalar biçilmiştir. Biçilen her bir parçanın

üzerine hangi ağaçtan kesildiğinin tespiti için numarası ve kesit yönü ( radyal,

teğet) yazılmıştır. Elde edilen deney numunelerinin genişlik ve uzunlukları net ölçüye getirilmiş olup kalınlıkları ise yüzeyi elde edecek makinelerdeki (zım­

para ve kalınlık makinesi) işlemlerden sonra net ölçüye getirilmiştir. Deney nu- munelerinin kalınlık makinesi kullanılarak elde edilecek yüzeyleri için 512 ade- ti Hacettepe Üniversitesi Ağaç Işleri Endüstri Mühendisliği Bölümüne zımpa­

ralanacak 256 adeti ise Tepe Kapı-Dağrama AŞ'ne ait fabrikaya götürülmüş­

tür.

Uygulanacak yüzey işlemleri (zımparalama ve rendeleme) tamamlanan ve ilgili standartlardaki ölçülere getirilen deney numuneleri , Orman Bakanlığı Iç Anadolu Ormancılık Araştırma Enstitüsü laboratuarıf1daki klima odasında

(26)

bekletilmiş, TS 2471' e göre rutubet ölçümleri yapılarak% 12 ve %30 rutu- bet derecesine gelmeleri sağlanmıştır. Hava kurusu, tam kuru ve lif doygun-

luğu rutubet değerlerinin belirlenmesinde 1/10 mm duyarlılıkla ölçüm yapa- bilen kumpas ve hassas terazi kullanılmıştır.

3.3. Ölçü ve Sayımlar

Bu çalışma için hazırlanan örneklerin yüzey pürüzlülük değerleri "Dokun- malı lğneli Tarama Metodu" ile ölçüm yapan yüzey pürüzlülük cihazında (Mi- tutoyo Surftest-301 Series) yapılmıştır.

Kullanılan yüzey pürüzlülük cihazının ölçme hızı 0.5 mm/sn, sınır dalga boyu {le) 4 mm ve ölçme uzunluğu {lt} 21 mm'dir. Yüzey pürüzlülük ölçümleri sonucunda her bir parçanın Ra, Rz ve Rmax değerleri tespit olunmuştur.

Numune yüzeylerinin hazırlanmasında kullanılan makineler, bu makinele- rin hızları ve her bir işlem için hazırlanan materyal sayısı aşağıda verilmiştir

(Çizelge 4).

Çizelge 4 : Yüzey Işlemleri ve Örnek Sayısı Table 4 : Surface Treatment and Sample Number

Kullanılan Makineler KesişYönü Makine Hızı Num.Sayısı

(m/dk)

80 Kum Radyal 5 32

Zımpara Teğet 5 32

Makinesi 100 Kum Radyal 5 32

Teğet 5 32

2 Bıçak Radyal 5 32

Teğet 5 32

3 Bıçak Radyal 5 32

Kalınlık Teğet 5 32

Makinesi 2 Bıçak Radyal 10 32

Teğet 10 32

3 Bıçak Radyal 10 32

Teğet 10 32

TOPLAM DENEY MATERYALI SAYISI 768

(27)

3.4. Yüzey Pürüzlülük Değerlerinin Tayini

Parçaların yüzey durumunu tanımlamak için 50' nin üzerinde birbirinden

farklı parametre bulunmaktadır. Bunlardan Ra, Rz ve Rmax en yaygın olarak

kullanılan parametrelerdir.

a) Aritmetik Ortalama Pürüzlülük, Ra

Kabul veya ret kararları için basit bir değer vermesinden ötürü yaygın ola- rak kullanılır. Aritmetik ortalama pürüzlülük Ra, bir örnek boyu (1) içinde ölçü- len pürüzlülük düzensizliklerinin ortalama pürüzlülük çizelgesinden (m) olan aritmetik ortalama yüksekliğidir. Ra , pürüzlülük parametresi aşağıdaki for- mülle hesaplanabilmektedir (TS 6956).

Ra = ·~ Jıy(x)ldx

o

Profil sapmalarının aritmetik ortalaması grafiği şekil 4' te verilmiştir.

Sampling length e

Evaıuation length en

=

n X e

Şekil 4. Profil sapmalarının aritmetik ortalaması (Ra) Figure4. The arithmetic average of the profile deviation

b} On Nokta Yüksekliği (Rz)

On nokta yüksekliği (Rz), belirli bir örnek uzunluğu içerisinde (L}, beş en yüksek tepe noktası (Yp) ve beş en derin çukur noktası (x) arasındaki ortala- ma mesafedir. Bu değer, ortalama çizgisine paralel ancak pürüzlülüklerin pro- filini kesmeyen bir referans çizgisinden ölçülmektedir. Rz, on nokta yüksekli-

ğinin ölçülmesinde kullanılan formül aşağıda verilmiştir (TS 6956).

Ra =

1

Yp 1 + Yp2+ Yp3 + Yp4+ Yp51+

1

Yv 1 + Yv2+ Yv3 + Yv4+ Yv51

5

(28)

Yüzey pürüzlülüğünün on nokta yüksekliği (Rz) şekil 5' te verilmiştir.

Şekil 5. Yüzey pürüzlülüğünün on nokta yüksekliği (Rz) Figure5. The ten point heightness of surface roughness

c) Tepe Noktası lle Dip Noktası Arasındaki En Büyük Yükseklik (Ry veya Rmax)

En büyük pürüzlülük değeri (Ry), örnek boyu (L) içindeki en yüksek tepe

noktası ile en derin çukur noktası arasındaki yüksekliktir. Bu parametre, yük- sek uç noktaları ile derin yerleri çok hassas bir şekilde göstermektedir. En bü- yük pürüzlülük değeri (Ry) nin formülü aşağıda verilmiştir.

Rmax(Ry)=Yp+Yv

En büyük pürüzlülük değeri Rmax, şekil 6' da verilmiştir.

Yv

Şekil 6. En büyük pürüzlülük değeri (Rmax}

Figure6. Maximum Roughness Value (Rınax)

Referanslar

Benzer Belgeler

Özellikle cam iyonomer simanlann oksitlenmiş yüzeylerde oluşturduğu kuvvetli bağlantı, yüzeyde oluşan oksit tabakasının, simanın metal ile olan bağlantısında ne kadar

TUI-Tantur geçen yılın sekiz ayında getirdiği turist sayısını yüzde 7 artırırken Odeon’un turist sayısı. geçen yıla göre yüzde 18 düşmesine

ayında, gözyaşı filmi kırılma zamanı (GKZ), anestezili Schirmer 1 testi, oküler yüzey hastalık indeksi (OYHI) ve konjonktival impresyon sitolojisi skorları kaydedildi..

Nozoko- miyal C.difficile infeksiyonu üzerine hidrojen peroksit buharının etkinliğinin araştırıldığı bir çalışmada özel cihazlar yardımı % 30 hidrojen

Güngör ve ark., 20 hibrit seramiklere (Lava Ultimate, Vita Enamic ve GC Cerasmart) uygulanan yüzey işlemlerinin bağlantı dayanımına etkisini termalsiklüs (5 0 C ile 55

Şekil 6.42´deki yük-yüzde uzama grafiği incelendiğinde maksimum yük 0.39 kN olarak belirlenmektedir. Kumlanmış yüzeyden PU sünger ayrılmadığı ve koptuğu

Genel olarak çeliklere tatbik edilen konvansiyonel yüzey sertleştirme işlemleri yüksek sıcaklıklarda uygulanmaktadır, iş parçası olan çelik malzemenin karbon

Bu çalışmada, İzmir’de yetişen gülibrişim (Albizia julib- rissin) odununda bazı mekanik (statik sertlik, dinamik eğil- me (şok) direnci, eğilmede elastikiyet modülü