• Sonuç bulunamadı

HADiS TARTIŞMALARINA. YENi YAKLAŞIMLAR EDİTÖR. ~nbiya Yıldırım. İstanbul, 2020

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "HADiS TARTIŞMALARINA. YENi YAKLAŞIMLAR EDİTÖR. ~nbiya Yıldırım. İstanbul, 2020"

Copied!
38
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

a

HADiS

TARTIŞMALARINA

YENi

YAKLAŞIMLAR

EDİTÖR

· · ~nbiya Yıldırım

İstanbul, 2020

(2)

o '='

en sar

ENSAR NEŞRiYAT TIC. A.Ş.

© Eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Ensar Neşriyat'a aittir.

ISBN: 978-605-2174-39-5 Sertifika No: 17576

Kitabın Adı

Hadis Tartışmalarına Yeni Yaklaşımlar

Editör Enbiya YILDIRIM

Yayın Yönetmeni Hüseyin KADER Adem SAYDAN

Yayına Hazırlayan

Hüseyin KAHRAMAN

Kapak Halil YILMAZ

Baskı-Cilt

Matsis Matbaa Hizmetlen San. ve Tic. Ltd. Şti.

Tevfikbey Malı. Dr. Ali Demir Cad. No: 51 Sefaköy-İstanbul Tel: 0212 624 21 11 pbx Faks: 0212 624 21 17

Sertifika No: 40421

1.Basım

Ocak 2020 / 2.000 adet basılmıştır.

İletişim Ensar Neşriyat Tic. A.Ş.

Düğmeciler Malı. Karasüleyman Tekke Sokak No: 7 Eyüpsultan / İstanbul Tel: (0212) 491 19 03 - 04 Faks: (0212) 438 42 04

www.ensarnesriyat.com.tr siparis@ensamesriyat.com.tr

(3)

MÜSTEŞRİKLERİN HADİS İLMİ

VE

SÜNNET-İ NEBİ ÇALIŞMALARINDAKİ

REFERANSLARI

-BİR ANALİTİK TÜMEVARIM ÇALIŞMASI-

Fethuddllı Muhammed Ebu'l-Feth Beyanılnl1

Çeviri: Hatice Dülber2

Müsteşriklerin hadis-i şerif hususunda kültürel referanslarını

ve yöntemlerini tanımak önemli meselelerden sayılır. Yine hadis ilmi ve sünnet-i Nebi konusundaki ç~hşmalara dair genel bir tasavvur ve- ren temel girizgahları, takındıkları tavırlarının belirlenmesi ve konu- ya dair şüphelerinin bilinmesi de aynı derece~e önemlidir. Bu yüzden

müsteşriklerin hadis hakkında şüphelerinin ayrıntılarına girmeden bu referanslara önem vermek uygun düşmektedir. Çünkü söz konusu referanslar, oryantalizm ve hadis ilmi konusunda bir giriş mesabe- sindedir. Genel olarak müsteşriklerin İslami araştırmalar hakkındaki referans ( dayanak)ları, bazı yönlerden benzerlik arz etmekle birlikte, yaptıkları her bir araştırma ve inceJemede kendine has hareket nokta-

larının bulunduğunun farkında olunması gerekir.

Hadis-i şerif ve pak sünnet-i Nebi ile ilgili müsteşriklerin tu-

tumlarını ortaya koyan ve sünnetin tedvinindeki gecikme, isnadın gelişmesi, muhaddislerin hadislerin sened tenkidi yapıp da metin ten- kidinden kaçınmaları ve benzeri konulardaki şüphelerini tartışan yeni kitap çalışmaları bir hayli -artmıştır.3 Aynca bazı çalışmalar, hadis

Melik Suud Üniversitesi Eğitim Fakültesi İslii.m Araştırmaları Bölümü. Makalenin orijinal adı: Murtezekiitu'l-Musteşrildn fi Diras.eti İlmi'l-Hadis ve's-Sunneti'n-Ne- beviyye. Dirii~e İstikriiiyye Tahliliyye.

2 Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi öğretim üyesi.

3 Bu konuyla ilgili bkz. el-A'zami, Muhammed Mustafa, Diriisiitııııji'l-Hadisi'ıı-Ne­

bevi ve Tiirilıi Tedvinilı, Riyad, Şeriketu Tıbaati"l-Arabiyyeti's-Suı1diyye, 3. baskı,

(4)

MÜSTEŞRİKLERİN HADİS İLMİ VE SüNNET-İ NEBİ 477 ÇALIŞMALARINDAKİ REFERANSLARI

ilmi ve s1ret-i Nebi araştırmalarındaki müsteşriklerin kullandıkları

yöntemleri eleştirel bir şekilde ele almıştır.4

Müsteşriklerin şüpheleriyle ilgili tartışmalar ve onlara verilen cevaplarla ilgili bu kitaplar önem arz etmekle birlikte, iç dünyaların­

da hadis-i şerife ne derece önem verdiklerini anlamak ve bu alanda- ki araştırmalarının tam resmini elde etmek mümkün değildir. Bunu anlamak için bu çalışmaları ya da en azından birçoğunu incelemek ve tartıştıkları şüphelerin doğasına bakmak icap eder. İşte böylece oryantalistlerin hadis ilmine dair çalışmalarının kültürel ve metodo- lojik referanslarım özel olarak araştırmanın ve bunun üzerinde çalış­

malar yapmanın direkt ya da endirekt bir üslupla bunları tartışma­

nın ehemmiyeti ortaya çıkmaktadır. Zira bu yöntem, oryantalistlerin hadis ilmine dair yaptıkları çalışmaları genel olarak ortaya çıkarma,

bu yöntemden kaynaklanan cüz'i şüphelerin birçoğuna zımnen cevap

oluşturma garantisi verir.

Bu çalışma, müsteşriklerin hadis ilmi ve pak sünnet-i Nebiye dair çalışmalarındaki kültürel referanslarını, temel metotlarını, ki-

taplarında yer alan bazı eserlerinin görünüm ve neticeleri hususunda

araştırmacıları uyarır bir şekilde açıklamalar ortaya koymuş olacak-

tır. Bu da oryantalistlerin hadis-i , şerif ilmi ve hakkında tartıştıkla-

1401/1981; Men/ıecıı 'n-Nakdi inde 'l-Mıılıaddisiıı: Neş 'etıılıii ve Tdrilııılı, Riyad,

Şeriketu Tıbiiati"I-Arabiyyeti's-Sufidiyyeti'l-Mahdfideh, 2. baskı, 1402/1982;

el-Cebri, Abdulmutteiil Muhammed, es-Siretıı'n-Nebeviyye ve Evluimıı'l-Mıısteş­

rikin, Kahire, Mektebetu Vehbe, 1408/1988; en-Nedvi, Dr.Takiyuddin, es-Sımııe mea 'l-Mıısteşrikin ve'l-Mııstağribin, Mekketu'l-Mukerreme, el-Mektebetu'l-Imdii- diyye, 1402/1982; Huseyn, Dr. Muhammed Bahiiuddin, el-Mıısteşrikiin ve'l-Hadi-

sıı'ıı-Nebevf, Kualaluriıpur, Diiru'l-Fecr, 1420/1999.

4 Bu konu ile ilgili bkz. Haili, Imiiduddin, el-Jvfıısteşriküıı ve 's-Siretıı 'n-Nebeviyye, Mecelletu'l-Ba'si'l-İsliimi, (Bu d!!rgi, Hindistan Lucknow'da ilmi bir grup tara-

fından çıkarılmaktadır), XXIX/1-2, Ramazan-Şevval, H. 1402 (Temmuz-Ağustos,

M .. 1982; Halil, İmiiduddin, el-Mıısteşrikün ve 's-Siretıı 'ıı-Nebeviyye, (Bu, çağdaş İngiliz Müsteşrik Montgomery Watt'ın metodolojisine dair "Menô./ıicıı 'l-Mıısteş­

rikin fi 'd-Dirasô.ti 'l-Arabiyyeti 'l-İslô.miyye" içindeki karşılaştırmalı bir çalışma­

dır), el-Munazzamatü'I-Arabiyye li't-Terbiyeti ve's-Sekiifeti ve'l-Ulfim, Mekte- betu't-Terbiyeti'l-Arabi li Duveli'l-Halic, 1405/1985, I, 115-201; el-A'zami, Dr.

Muhammed Mustafa, el-Mıısteşrik Sclıaclıt ve 's-Sııııııetıı 'ıı-Nebebiyye, Jvfenô.lıi­

cıı 'l-Mıısteşrikfnji 'd-Dirasdti 'l-Arabiyye el-İslô.miyye içinde, I, 63-11 O; ed-Dureys, Dr. Halid, el-Uyiibıı 'l-Meıılıeciyye fi Kitô.bô.ti 'l-Mıısteşrik Sclıact el-Mııteallıkati bi's-Sııııne, Riyad, Diiru'I-Mubaddis, h. 1425.

(5)

478 HADİS TARTIŞMALARINA YENİ YAKLAŞIMLAR

rı şüpheler ile ilgili yazdıkları kitapları okurken, araştırmacılara bir uyan niteliği taşımaktadır.

Bu konu, iki başlık halinde ele alınacaktır. Birinci başlıkta,

oryantalizmin hadis ilmi ile olan ilişkisi ve araştırmacıların bu hu- sustaki tavrı; ikinci başlıkta da hadis ilmi konusunda yaptıkları çalış­

malarda kültürel referansları ve metodolojileri ele alınacaktır. Sonuç bölümünde ise, bu çalışmadan elde edilen önemli sonuçlar ve.tavsi- yeler ele alınacaktır.

1. Oryantalizmin tanımı ve hadis ilmiyle ilişkisi

1.1. Oryantalizmin tanımı ve ortaya çıkışı

Oryantalizm: Arap, İslam ve genel manada doğu araştırmala­

rına ilgi duyan batılı entelektüel bir grubun öncülüğünü yaptığı fikri ve kültürel bir harekettir.

Oryantalistler, İslam medeniyeti ve düşüncesi hakkında yazı yazan batılı yazarlardır.5 Oxford sözlüğü, oryantalisti "doğu dilleri ve edebiyatında etraflıca bilgi sahibi olan kişi';6 olarak tanımlamaktadır.

Oryantalizmin kuruluşu, resmi olarak (712/1312) yılında Vi- yana' da kilise meclisinin doğu dillerinin özellikle de Arapça, İbranca ve Süryancanın incelenmesi konusunda belli başlı Avrupa üniversite- .. lerinde kürsüler kurulmasına dair verdiği karara dayanmaktadır. Bu

karar, Müslümanları hıristiyanlaştırmak hedefiyle Avrupalıları Arap dilini ?ğrenmeye teşvik eden meşhur müsteşrik Reinmond Lull 'un (1235-1316) sunduğu öneri üzerine alınmıştır.

Bu da oryantalizm ve hıristiyanlaştırma arasındaki güçlü bağı ortaya koymaktadır.7 İslami araştırmalar yapan oryantalistlerin bir-

5 Malik bin Nebi,İntacu'l-Musteşrikfıı ve Esenılııiji'l-Fikri'l-İslami'l-Hadfs, Beyrut, Diiru'l-İrşad,l. baskı, 1388/1969, s. 5.

6 Cuha, Dr. Mihshel, ed-Diriisiitzı 'l-Arabiyye ve 'l-İsliinıiyye fi Ünıbbii, Beyrut, Ma'hedu'l-İnrniii'l-Arabi, 1. baskı, 1982, s. 17. Geniş bilgi için bkz. a.g.e., s. 17-19.

7 Zakzfik, Dr. Mahmud Hamdi, el-İstişriik ve'l-Halfryyetıı'l-Fikriyye lis-Sıriii'l-Ha­

diiri, Devha, Kitiibu'l-Urnrne, 1405/1985), s. 18 vd. Bkz. Said, W. Edward, Orienta- liznı, New York, Vintage Books, 1976, pp. 49f.

(6)

MÜSTEŞRİKLERİN HADİS İLMİ VE SÜNNET-İ NEBİ 479 ÇALIŞMALARINDAKİ REFERANSLARI

çoğunun, Yahudi ve Hıristiyan asıllı din adamları olması da kayda

değerdir.

Bazı araştırmacılar, oryantalizmin tanımını gayr-i müslim

Arapları ve Müslümanların ilimlerini, kültürlerini, inanç ve adetle- rini8 araştırmaya önem verenleri kapsar bir şekilde genişletilmesini

uygun görmekte ve oryantalisti de genel anlamda doğu milletlerinin medeni hayatını, özelde de Arap ve İslam medeniyetini inceleme gi-

rişimine dair olan anlayış veya bir kavram şeklinde tanımlamaktadır.9

Bu durum, resmi oryantalizmle ilgili olandır. Gayr-ı resmi or- yantalizme gelince, onu Avrupa kapılarına dayanan ve miladi 8. asır­

da (hicri I. asrın sonları, II. asrın başlarında) Endülüs'e varan İslami fetihlerin tarihleriyle ilişkilendirmek mümkündür.

Müslümanların fethettiği bu bölge, dünya çapında seçkin bir kültür merkezi haline gelmiştir. Burada üniversiteler ve ilim yurtlan

çoğalmış; batılı öğrenciler, Müslüman hocalardan ders almak üzere ilmi heyetler çerçevesinde Endülüs medreselerine akın etınişlerdir.

Bu öğrencilerden birçoğu, İslam kültüründen etkilenmiş olarak mem- leketlerine geri dönmüş ve orada bu kültürün davetçisi olmuşlardır. .

Dr. Mustafa Sibai, oryantalizmin ortaya çıkışından şöyle bah- setmektedir: ''Doğuyu incelemeyi önemseyen ilk batılının kim olduğu

I

ve bunun ne zaman başladığı kesin olarak bilinmemektedir. Fakat bir

kısım batılı din adamının, şan ve şöhreti zirvedeyken Endülüs'e git- tikleri ve oradaki medreselerde eğitim gördükleri, Kur'an ve Arapça

kitaplarını kendi dillerine tercüme ettikleri ve çeşitli ilimlerde özel- likle de felsefe, tıp ve matematik alanında Müslüman alimlerden ders aldıkları kesindjr."10 Dr. Ali en-Nemle de, bu dönemin oryantalizm

8 en-Nemle, Dr. Ali b. İbrahim, Kıınlııı'l-İstişrfık: Mıınakaşatıınfi't-Ta'rifve'n-Neş'eti ve 'd-Devfıji've 'l-Elıdiıf. Dirasfıtıın İstişrfıkiyye ve Hadfıriyye dergisi, Merkezu'd-Dira- sati'l-İşnlkiyye ve'l-Hadiiriyye, Kullıyetu'd-Da've, Camiatu el-İmam Muhammed b.

Suud el-İslamiyye, el-Medinetu'l-Munevvere, sayı: l, 1413/1993, s. 27.

9 Ve:zZan,Adnan Muhammed, el-İstişrfıkve 'l-Mıısteşrikıin: ViclıetuNazar, Mekketu'l- Mukerreme, Silsiletu Da'veti'l-Hak, sayı: 24, Rabıtatu'l-İsliimi, 1404/1984, önceki kayn.ak Dr. Nemle, s. 28'den naklen.

l O es-Sibiii, Mustafa, el-İstişrdk ve 'l-Mıısteşrikıiıı mfı Lelııım ve mfı Aleyhim, Beyrut, el-Mektebu'l-İslami, :;\.baskı, 1405/1985, s. 13.

(7)

480 HADİS TARTIŞMALARINA YENİ YAKLAŞIMLAR

hareketinin gerçek başlangıç tarihi olduğunu; söz konusu tarihten önceki gelişmelerin, bu dönemin geleceğinin habercisi ve öncülleri

olduğunu; sonraki gelişmelerin de oryantalist düşüncenin derinleştiği

ve genişlediği dönemler olarak sayıldığını ileri sürmektedir. 11 Dr. Muhammed Zakzı1k'un dediği gibi biz de oryantalizm kavramının özel anlamının, doğuda yer alan İslam'ın dili, edebiyatı, tarihi, inancı, hükümleri ve genel manada medeniyetine ilişkin yapı­

lan batılı çalışmalar olduğunu söylemek istiyoruz. Bu da istişrak ve

müsteşrik kavramları söylendiği vakit, Arap ve İslam alemiyle ilgili zihinde teşekkül eden manadır. 12 İstişrak hareketi, İslami ilimlerin çe-

şitli türlerini ve gelişme merhalelerini ele almıştır. ,Bunlardan en bariz alanlan da Kur'an-ı Kerim, hadis-i şerif, siret-i Nebi, İslam tarihi, İslam akaidi, İslam fıkhı, tasavvuf ve Arapçadır.

Bu makalenin konusu da oryantalizm ve hadis ilmidir. Ha- dis-i şerif ilmi, hadislerin nakline, rivayetine, metninin araştınlma­

sına, isnadının makbul olup olmadığına ve merdüd rivayetlere has bir ilimdir. Aynı zamanda bu, hadis ilminin hem rivayet hem de dira- yet yönünü kapsamaktadır. Rivayet olarak hadis ilminden kasıt, Hz.

Peygamber'in (sav) sözlerinin, fiillerinin muttasıl bir nakil ile zabt-u rabt altına alınmasıdır.13 Dirayetu'l-hadis ise, rivayetin çeşitleri, hü- kümleri, ravinin şartlan, \ rivayet edilen şeylerin sınıflandınlması . ve manaların çıkarılması ile ilgili bir ilimdir. 14 Ya da Hafız İbn Hacer'ip.

dediği gibi "ravinin ve mervinin durumunun bilinmesine yönelik ka- idelerdir."15

Oryantalistler, son iki asırda yani hicri 14-15. (miladi 19-20.)

asırlarda hadis-i şerif ve ilimlerini incelemeye çok büyük bir önem

11 Bkz. Nemle, a.g.e. s. 39 12 Zakzük, a.g.e. s. 20. .

13 İbnu'l-Ekf'ani, Ebıi Abdillah Muhammed b. Said el-Ensilıi, İrşiidıı'l-Ktisıd illi Esııe'/­

Mekiisid, Cidde, Dfuu'l-Kıble li's-Sekiifeti'l-İsliimiyye, 1. baskı, 1414/1994, s. 107.

14 Bkz. a.g. e. s. 102.

15 es-Suyiiti, Hafız Celiiluddin Abdurrahman b. Ebi Bekr, Tedribıı 'r-Riivi fi Şerhi

Takribi 'ıı-Nevevi, el-Mektebetu'l-İlmiyye, el-Medinetu'l-Munevvere, 2. baskı,

392/1972, I, 41. .

(8)

MÜSTEŞRİKLERİN HADİS İLMİ VE SÜNNET-İ NEBİ 481 ÇALIŞMALARINDAKİ REFERANSLARI

vermişlerdir.16 İncelemelerinin ve araştırmalarının çoğunu ona tahsis

etmişlerdir. Araştırma ve incelemelerinin birçoğunu bu hususa has-

retmişlerdir. Dolayısıyla doğunun kültürünü ve ilimlerini araştıran kişiler olarak, hadis-i şerifin Müslümanlar için ne kadar önemli ol-

duğundan da habersiz değillerdi. Zira o teşri kaynaklarının ikincisi- dir, Kur'an-ı Kerim ile birlikte İslam dininin teşri kaynaklarını teşkil etmektedir. Oryantalistlerin hadisle ilgilenmesi, tarihi ve lengüistik

çalışmalar yaptıktan sonraki dönemlerde bir tür olarak vücut bulmuş­

tur. Bu bağlamda hadis araştırmalarıyla ilgilenen en meşhur oryanta- listler şunlardır:

a) İngiliz asıllı oryantalist Sprenger (1813-1893): Bu şahıs İbn Hacer'in İsdbe, Tehanevi'nin Keşşdfu İstzlahdti 'l-Funiin adlı eserle- rini yayınlayan ilk kişi olmuştur. Sünneti nebeviyye alanında da çok

sayıda makalesi bulunmaktadır. 17

b) İngiliz müsteşrik S. William Muir: "Muhammed'in Hayatı"

adlı kitabı en önemli eserlerindendir. 18

c) Goldziher (1850-1921): İslami araştırmalar alanında müs-

teşriklerin öncüsü ve üstadı kabul edilir. Eserlerinin en meşhurları

"Muhammedi Araştırmalar, İs/dm 'da Şeriat ve Akide, İslami Tefsir Ekolleri" kitaplarıdır. Suriye'ye yolculuk yaptı. Bir müddet üstad Ta- hir el-Cezairisnin sohbetlerinde bulundur. Sonra Filistin ve Mısır'a gitti. 19

16 Hicri 14. asrın başı, yani h. 1301 yılı başı. Miladi olarak: 2.11.1883.

17 Sprenger, Aloys, Arnavut asıllı İngiltere vatandaşı bir müsteşriktir. Doğu Hindistan Şirketi, 1842'de onu Hindistan'a bir doktor olarak gönderdi. Hindistan hükümeti, Delhi'deki İslami İlimler Fakültesi'ne dekan olarak atadı. Ardından Kalkuta Med- resesi'ne atadı. Daha sonra· dil Bem ve İsviçre üniversitelerine doğu dilleri hocası olarak atandı. 1849'da İbnu'l-Ekf'ani'nin İrşıidıı 'l-Kıisıd'ını, 1856-1873'da da Hafız İbn Hacer el-Askalani'nin el-İsıibefi Temyizi s-Salııibe'sini yayınlamıştır. Yıne Usu- lu ~-Tıbbi '/-Arabi alıi Ahdi 'l-Hıılefıi ile Istılalııitıı s-Sıifiyye telif ettiği eserler arasın­

da yer almaktadır. Bkz. el-Akili, Necib, el-Mıısteşrikün, Kahire, Daru'l-Mearif, 4.

baskı, 1980, II, 277-278.

18 S. William Muir, İngiliz müsteşrik, Glasgow Üniversitesi'nde hukuk okudu. Sonra da oraya rektör tayin edildi. Eserleri arasında: Siretzı 'n-Nebi, Tiirilııı 'l-İsliim, Mesıi­

di111 'l-İslıim, Neş 'etzı 'l-Hilıife ve İnlıitıitıılııi ve İıılıiyarıılııi zikredilebilir. Bkz. el- Akiki, el-Mıısteşrtkün, II, 59; Cuhii, ed-Dirıisıitıı 'l-Arabiyye ve 'l-İs/amiyye fi Ü111b- bii, s. 39-40.

19 lgnaz Goldziher: Macar asıllı müsteşrik. Bkz. el-Akik!, el-Mıısteşrikıin, III, 40-42.

(9)

482 HADİS TARTIŞMALARINA YENİ YAKLAŞIMLAR

d) Wensinck ( 1882-1936): Hollandalı müsteşrik. Kendisi ha- dis-i nebeviyyeyi konularına göre ve alfabetik sırayla fihrist olarak tasnif etmiştir. Bu eser üstad Muhammed Fuad Abdulbaki tarafından

Miftahu Kunuzi 's-Sunne olarak Arapçaya tercüme edilmiştir. Bu kişi aynı zamanda Juynboll, Horowitz ve diğerleriyle birlikte el-Mu 'ce- mu 'l-Mufehres li Elfazi 'l-Hadfsi 'ş-Şerfj'i yani Concordans'ı telif

etmiştir.20

e) Snouck Hurgronje (1857-1936): Hollandalı müsteşrik. Av- rupa' da tefsir, hadis, usul, İslam fıkhı ve incelemeleri uzmanlarının en meşhurlarındandır.21

f) Joseph Schact (1902-1962):22 Alman müsteşrik. İslam fık­

ve ahkam hadisleri alanında uzmandır. İslami tetkikler alanında

müsteşrik Goldziher'in halifesi sayılır. Onun görüşlerinin kendinden sonra gelen müsteşriklerin yazılarında büyük etkisi olmuştur.

g) İngiliz müsteşrik James 'Robson (1890-1981 ): Hadise tahsis

edilmiş çok sayıda makalesi vardır. İslamAnsiklopedisi'nin yeni bas-

kısındaki hadis maddesinin yazarıdır.23

Müsteşriklerin sünnet hakkındaki şüphelerine dair bir konuşmasında Mustafa es- Sıbiii onun hakkında şunları söylemiştir: "Belki de müsteşriklerin en tehlikelisidir. Bu · alanda en birikim1isi ve en art niyetlisi." es-Sibiii, Mustafa, es-Sıımıe ve Mekiinatıılıii jii-Teşrii'l-İsliimi, Beyrut, el-Mektebetu'l-İslami, 2. baskı, 1398/1978, s. 189.

20 A. 1. Wensinck (1882-1936): Hollandalı müsteşrik. "Medine Yalıııdilerine Karşı Rasülıın Tııtıımıı" 'adlı teziyle doktora derecesini elde etti. İyi derecede Sami dil- lerine vakıftı. "Snouck Hurgronje'nin arkasından vefatına kadar Arapça kürsüsünçle kaldı. Bir grup oryantalistle birlikte el.-Mıı 'cemıı 'l-Mııfelıres fi Elfiizi '!-Hadisi 'n-Ne- bevi adlı sözlük için çaba gösterdi. 1923 senesinde bu sözlüğün çalışmasına başladı­

lar. "Leiden'de yedi cilt olarak yayınladılar. (1936-1969). Bkz. el-Akik!, el-Mıısteş­

rikılıı, II, 319-320. en-Nedvi, Şeyh Ebu'l-Hasan Ali el-Haseni, el-İsliimiyyiit beyne Kitiibiiti 'l-Mıısteşrıkin ve 'l-Biilıisiııe 'l-Mııslimin, Beyrut, Muessesetu-Risale, 2.

baskı, 1403/1983, s. 14.

21 Snouck Hurgronje (1857-1936): Hollandalı müsteşrik. Müslümanmış gibi göründü.

Kendisini Abdulğaflar olarak tanıttı. Mekke-i Mükerreme'de ikamet etti. Goldzi- her'den sonra Arapçanın direği sayılır. İslam fıklıına dair bir kitabı vardır. Bkz. el- Akiki, el-Mıısteşrikün, II. 315-516.

22 Joseph Schact: Alman müsteşrik, Oxford, Leiden, Cezair ve diğer üniversitelerde İs­

lami araştırmalar alanında hocalık yaptı. Birçok topluluk ve derneğe üyeliği vardır.

Şam'daki el-Mecmau'l-Arabi bunlardan biridir. Onun çok ve çeşitli kitapları vardır.

İsliim Fıklıımn Gelişimi adlı kitabı en meşhurlariiıdandır. Bkz. el-Akiki, el-Mıısteş­

rikün, II, 469-471.

23 Jiıınes Robson (1890-1981): İngiltere'nin Glasgow şehrinden İngiliz müsteşrik. İs­

Iiim Ansiklopedisi'nde hadis ilıni alanında çok sayıda madde yazdı ve İslam Arap

(10)

MÜSTEŞRİKLERİN HADİS İLMİ VE SüNNET-İ NEBİ 483 ÇALIŞMALARINDAKİ REFERANSLARI

1.2. Müslüman yazarların, oryantalistlerin çalışmalarına karşı tutumu

Müsteşriklerin çabalan hakkında araşhrmacı ve yazarların tu- tumu farklılık arz etmektedir. Bu tutumları iki farklı temelde incele- memiz mümkündür:24

Birinci Tutum:

Oryantalistlerin araştırmalarına aşın güven duyan hayranların

tutumu. Necib el-Akili bu akımın en meşhurlarındandır. Kendi ifa- desiyle, bize geçen haklarının hiç olmazsa bir kısmına yönelik bir vefa borcu olarak oryantalistlerin biyografilerini içeren bir kitap yaz-

mıştır. Dünyanın bütün bölgelerinde farklı dillerde on asır bizimle

-geleneğimizle- meşgul oldular. Doğuya ait olan din, medeniyet ve kültür alanındaki binlerce eseri gözden geçirdiler. "Arapça üzerine Arapça yaptıkları çalışmalardan ötürü en azından onlara müteşekkir olmalıyız. Bunu müstakil bir eserle -dünyaya- ilan etmeliyiz. Her ne kadar onların kitapları kadar derin, dikkatli, kapsamlı ve ciddi olmasa da. Bu kitabın adı da el-MusteşrikUn 'dur."25 Onların çalışmalarının

önemini ve ümmetin kalkınmasındaki etkisini şu sözüyle ifade eder.

"Onların bizim geleneğimize gösterdikleri ilgiyi, onu keşfetmelerini, korumalarını, tahkiklerini ve bizim kendi geleneğimize gösterdiği­

miz ilgiyi bif tartıya koyduğumuzda neredeyse kefelerin birbirine

araştırmalarında uzman ilmi dergilerin birçok sayısında yazı kaleme aldı. Glasgow Üniversitesi'nde İbranca Araştırmalar Kürsüsü'nde kUrsü başkan yardımcılığı yap- (1915-1916). Daha sonra Glasgow Üniversitesi'nde Arap dili okutmanlığı yaptı.

( 1928-1948). Glasgow Üniversitesi Trinity Fakültesi 'nde doktora yaptı. St. Andrews Üniversitesi'nce fahri doktora unvanına layık görüldü. Manchester Üniversitesi'nde 1949-1959 yıllan arasında' Arap dili araştırmaları kürsü başkanlığını yaptı. İslami araştırmalar alnında uzman olan el-Alemıı 'l-İsltimf (İslam Dünyası) adlı derginin 1947-1980 yılfan arasında yayın kurulu üyeliği yaptı. Bkz. Wlıos Wlıo, an annual biographical dictionary (London: A&C Block Publisher, Ltd); Wlıo Was Wlıo, vol.

viii, (1981-1990), (London:A&C BlockPublisher, Ltd,1991); Tlıe Writers Drectory (1974-1976), ( London: St.James Press; NewYork: St.Martin's Press, 1973).

24 Bkz. es-Sibiii, el-İstişrtik ve'I-Mıısteşrikün mti Ielıum ve mti a/eylıim, s.7-13; el- Akiki, el-Mıısteşrikıin, III, 606-623. Dr. Ali en-Nemle bu tutumları üçe ayırmıştır:

Mutlak kabul tavrı, reddeden tavır, olumlu yüzleşme tavrı. Bkz. en-Nemle, Dr. Ali b.

İbrahim, Mestidırıı 'l-Ma 'lfımtit ani 'I-İstişrtik ve 'l-Mıısteşrikfn: istikra' li'l-Mevtikif, Mektebetu'l-Melik Fehd el-Vataniyye, 1414/1993, s. 18-34.

25 el-Akiki, el-Musteşrikün, III. 625.

(11)

484 HADİS TARTIŞMALARINA YENİ YAKLAŞIMLAR

denk geldiğini görürüz. Aynı zamanda bu oryantalistlerden birisinin biyografisine ve eserlerine baktığımızda hem ilmi ahlak bakımından

hem de kitap sayısı bakımından bizimkilerle boy ölçüşebilir. Bizim bilim, sanat ve edebiyat alanında bunlardan müstağni olmamız söz konusu bile olamaz. Bu eserlerin kıymetini inkar edemeyiz: Bizim

geleneğimizdeki zenginliği batılıların ve doğuluların gözleri önüne serdikleri için ve de bizim fikri uyanışımızın dayanaklarından birini

oluşturdukları için."26

Akild oryantalistlerin büyük çoğunluğunun İslam dinine karşı insaflı olduğu görüşündedir. Seküler oryantalistlerin türlerini ortaya koyduktan sonra şöyle der: "Hıristiyanlara karşı taassup içinde olan- ların sayısına nazaran İslam'a karşı mutaassıp olanların daha az ol-

duğunu görürüz. Hıristiyanlıktan kendilerini beri tutan yüzlerce müş­

teşriği göz önüne alacak olursak, İslam' a karşı insaflı olanlar yanında

taassup gösterenlerin yok denecek kadar az olduğu görülür."27 İkinci Tutum:

Oryantalizm ile ilgisi olan her şeye karşı ve onların bütün yaz-

dıkları ve yayınladıkları araştırma ve çalışmalara şüpheyle yaklaşan saldırgan tutum. Oryantalizm üzerine çalışmalar yapan bir grup araş­

tırmacı bu akımın öncülüğünü yapar. Onlara göre bu oryantalistler:

İlmi hocalardan almadılar ... Gelenekteki birikimin sırtından geçinip ona çöreklendiler. Bu konuda bİ!İkİID elde edenler bu ilmi rahipler- den aldılar •., ... Böylece de sapla samanı birbirine kaiıştırdılar. Aslında

bilmedikleri şeyi bildikleri vehmine kapıldılar.28

Abdulazim ed-Dlb'e göre: "Oryantalistlerin geleneğimizle il- gileri 'düşmanını tanı' düzlemindeydi, hala da öyledir ve böyle de

kalacaktır. Çünkü kültürel mirasımız olan bu kitaplar, bizim zihin- lerimizin, hissiyatımızın, yö~elimlerimizin, ilgilerimizin, aşkımızın,

nefretimizin ve rızamızın birer şeması ve haritasıdır. Bunlar siyaset,

26 Bkz. a.g.e., III, 605.

27 Bkz. a.g.e., I, 622.

28 Bu metin Ahmed Faris eş-Şidyiik'a aittir. Bkz. es-Sibiii, el-İstişriik ve 'l-Mıısteşriküıı, s. 15; el-Akiki; e/-Mıısteşrikıin, III, 606.

(12)

MÜSTEŞRİKLERİN HADİS İLMİ VE SüNNET-İ NEBİ 485 ÇALIŞMALARINDAKİ REFERANSLARI

asker, savaş alanında bizi parçaladıkları gibi kültürel, toplumsal, fik:- ri ve ilmi olarak ta bizi yok edecekleri stratejiler için birer anahtar

olmuştur."29 Onların bazı kitapların tahkiki, neşri, nebevi hadislerle ilgili ilmi fihristlerin hazırlanması ve araştırmacılarin onlardan istifa- desine yönelik çabalarına başka bir yerde de işaret ederek şu yorumu yapar: "Sanırım şöyle diyerek haksızlık yapmış olmam. Bu konuda bizim oryantalistlere karşı duyacağımız minnet yoktur. Bize hiçbir iyilik yapmamışlardır. Zira ameller niyetlere göredir. Biz gündelik

hayatımızda sunulan şeyi sunan kişinin niyetine şüpheyle yaklaştığı­

mız için reddederiz ... Biz şayet bu oryantalistlere bu gayretlerinden

dolayı teşekkür edecek olursak, o zaman sömürgecilere de sömür~

dükleri ülkelerde yaptıkları imar faaliyetleri ve ıslah çalışmalarından

ötürü müteşekkir kalmak durumundayız. "30

Zikri geçen iki tutum hakkında Dr. Sibfö şu yorumu yapmak-

tadır: "Aslında mutlak manada öven veya mutlak manada komplocu

yaklaşan her iki tutum da oryantalistlerin hem yaptığı çalışmalar hem de etraflıca yaptıkları incelemelerin tarihi hakikatine ters düşer. Bunu

yapmamamız gerekir. Çünkü biz dinleri, düşmanlarına bile adaletli

davranmayı emreden bir topluma mensubuz."31

İnsaflı bir şekilde şunu söylemek daha iyi olur: Oryantalist

I

ilmi faaliyetler, biri olumlu diğeri olumsuz olmak üzere iki özellik arz eder.32 Bu çalışmaların çoğunda olumsuz karakter daha baskın­

dır. Zira oryantalistik çalışmalar bir taraftan olabildiğine tutucu, ırkçı

ve son derece insafsız, öte yandan cahil, anlayışsız ve yok sayıcıdır.

Özellikle de ilk ortaya çıJctığı andan 18. yüzyılın sonlarındaki dönem- de. Bu hareke~in mensupları İslam ve Müslümanlığı kötü gösteren

anlayışın yayılmasının başlıca sorumlularıdır.

29 ed-Dib, Abdulazim, el-Mıısteşrik:f'ııı ve ~-Tııriis, s. ıs, Kahire, Diiru'l-Vefü, 2. baskı,

1408/1988, s. 43-44.

30 ed-Dib, Abdulazim, el-Miısteşrik:ıin ve ~-Tiirflı, el-Ba sıı '-1-İsliimf dergisi, Lucknow- Hindistan'daki Nedvetu'l-Ulemii tarafından çıkanlmaktadır, XXVIUl-2, Raınazan- Şevval, 1408/1982, Temmuz-Ağustos, s. 143-144. ·

31 es-Sibiii, a.g.e., s.13.

32 Bkz. en-Nedvi, Takiyyuddin, es-Sıımıe mea 'l-Mıısteşrik:fıı ve 'l-Mıısteğribfn, s. 6.

(13)

486 HADİS TARTIŞMALARİNA YENİ YAKLAŞIMLAR

Her ne kadar bu çalışmalara kin, meşru olmayan hedefler, cehalet veya anlayışsızlık sızmış olsa da; olumlu tarafta olan or- yantalistlerin çabalan, Müslümanlar kendi görevlerini unuttukları,

kendi kültürlerinden gaflet içinde oldukları zaman, İslami ilimlere hizmeti ve İslam kültürünü ihyada ortaya çıkar. Bu tarafa üstad Ha- san en-Nedvi şöyle diyerek işaret eder: "Açık bir şekilde şunu ifade etmek gerekir ki, bir kısım oryantalistler, hayatlarını ve güçlerini İs­

lami ilimleri araştırmaya adadılar. Sırf zevkleri ve ilme düşkünlük­

leri sebebiyle siyasi, dini, iktisadi faktörlerin etkisinde kalmaksızın İslami ve doğulu konulan benimsediler ve bunun için büyük çabalar

harcadılar. Bu çalışmaları övmemek kibir ve kusurdan sayılır. Çünkü

onların çabalarıyla yüzyıllarca gün ışığı görmemiş bilginin ve ilmin nadir eserleri neşredilmiş ve yayılmıştır. Böylece cahil mirasyediler- den ve kitap kurtlarından korunmuştur. Son derece öneme haiz nice ilmi kaynak ve tarihi belge onların gayretleri sayesinde ilk kez ya-

yınlanmış ve doğulu ulemaya göz aydınlığı olmuştur."33 Dr. Sibai de bu tür çalışmalar yapanlar hakkında şuna dikkat çekmektedir: "Bu türden oryantalistlerin sayısı nadirdir. Ancak kendilerini oryantalistik hedeflerden uzak tutup emanet bilinci ve samimiyet ile çalışma ya- panlar sadece kendi mali gücü olanlar olmuştur. Çünkü onların arzu ve hevesten arınmış. çalışmaları ne din adamlarının nezdinde ne si- yasilerin ne de genel anlamda oryantalistik çalışmada bulunanların

pek ilgisini çekmemekteydi. Dolayısıyla da bu onlara bir para ve bir kazanç olarak dönmüyordu. Bu nedenle oryantalistler içinde bu gru-

bun varlığı azdır. "34

İnsaf, hakkı hak sahibine vermeyi gerektirir. Oryantalizme

damgasını vuran bu olumsuz özelliğinden ötürü ve şüpheli amaçlara hizmet eden bazı çalışmalar nedeniyle oryantalizm hareketine hak-

sızlık yapılmamalıdır. Zira Kui'an-ı Kerim bize biri hakkında yargıda

33 en-Nedvi, eş-Şeyh Ebu'l-Hasen Ali el-Haseni, el-İsliimiyyiit beyne Kitiibiiti'l-Mııs­

teşrikin ve 'l-Biilıisiııe 'l-Mııslimin, Beyrut, Muessesetu'r-Risil.le, 2. baskı, 1403/1983, s. 13.

34 es-Sibiii, a.g.e., s.' 19.

(14)

MÜSTEŞRİKLERİN HADİS İLMİ VE SÜNNET-İ NEBİ 487 ÇALIŞMALARINDAKİ REFERANSLARI

bulunurken insaflı olmayı öğretmiştir. "Ey iman edenler! Allah için adaleti gerçekleştiren şahitler olun. Bir toplumun yaptığı kötülükler, sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adil olun; çünkü sorumluluk sahibine

yakışan budw: Allah 'a karşı sorumlu davranıp gazabından korkun.

Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır."35 Ayette bir topluluktan bir kısmının Allah' ın dininden sçıpması ve onun hidayeti ile şeraitine düşmanlık yapması, husumeti hakkın önüne geçirerek adaleti terk et- meye neden olmamalıdır şeklinde bir çağrı bulunmaktadır.36 Zalimin zulmü, haddi aşanın sataşması, kafirin küfrü kendisiyle olan ilişkide

ona karşı adaletli ve insaflı olmaya mani olmamalıdır. Niyetin sahibi bunu beyan etmedikçe ya da ona işaret eden çok güçlü bir karine

olmadıkça, niyet okuyuculuğu yapmak insanın uzmanlık alam değil­

dir. İşte insaflı araştırmacının çalışması şu şekildedir: MifiahuKunü- zi 's-Sunne adlı eserin önsözünü okuduğumuzda Ahmed Muhammed

Şakir'in Wensinck'in37 yaptığı çalışmayı nasıl yücelttiğini görebilir- siniz. Ama aynı oryantalistle alakalı bir maddeyi İslam Ansiklopedisi

adlı eserde okuduğumuzda orada Ahmed Muhammed Şiikir'in ve di-

ğerlerinin onun yazdıklarına dipnot düştüklerini, düzelttiklerini_ veya

doğrulttuklarını göreceksiniz. Dolayısıyla bu bir şeydir. Diğeri başka

bir şeydir."38

I

Burada dikkat edilmesi gereken diğer bir husus, oryantalistle- rin bir takım gayretlerini itiraf etmek için onları insafla betimlememiz

gerektiğidir. Çünkü "insaf' bir şeyin hakkını eksiksiz olarak vermek

demektir.~ tY> \..j)lğ ~ı Yani ondan kendi hakkım aldı demektir.39

İsliim'a gelince, ona, All~h'ın Hz. Peygamber'e vahyettiği, bütün in-

35 5 Maide 8.

36 el-Kurtubi, Ebu Abdillali Muhammed b. Ahmed, el-Cami' li Alıkami '1- Kur 'an, hzr.

Abdulhalim el-Berdıini, Kahire, Diiru'ş-Şa'b, 2. baskı, VI, 109. İsliim'da düşman olup haddi aşanlar bile olsa adaletin önemine vurgu yapan Allah 'ın şu kelamı düşün­

dürücüdür: "Mescid-i Haram 'a girmenize engel olan o toplumun yaptığı kötülükler, sizi onlara karşı lıaksızlık yapmaya sevk etmesin. "5 Miiide 2.

37 Biyografisi daha önce geçmişti.

38 en-Nedvi, Takiyuddin, es-Sunne mea '1-lvfııst;Şrikfn ve'l-Mıısteğribin, s. 6. · 39 Enis, Dr. İbrahim ve diğerleri, el-Mıı'ceinu'l-Vasit, (yayın yeri ve tarihi yok) "Nsf'

maddesi, II, 934.

(15)

488 HADİS TARTIŞMALARINA YENİ YAKLAŞIMLAR

sanları hidayete erdiren, beşeriyeti karanlıklardan aydınlığa, sapkın­

lıktan doğru yola erdiren bir din olarak bakılmadıkça İslam'ın hakkı verilmez. Bu bakış açısını da ancak İslfun'ı gerçek haliyle anlayabi- len, ona hakiki bir imanla inanan bir Müslüman yapabilir. Nitekim İmaaduddin Halil siret-i nebi ve oryantalistlere dair, onların objektif ve metodolojik yanlışlarım ortaya koyan makalesinin sonunda şunla­

ra yer verir: "İnce eleyip sık dokuyacak olursak, bu topluluğun hepsi- nin eş değer olmadığını görürüz. Her kuralın bir istisnası olduğu gibi

bazı oryantalistler bunun dışında kalmışlardır. Ana akım ve daha ağır

basan tarafa mukabil -her ne kadar bunların sayıları az olsa da- sesleri

kaybolmamıştır. Bu araştırmacılar arkadaşlarının çalışmalarının pek

çoğunu güzel bir eleştiriye tabi tutmuşlardır. Oııların düştüğü yanlış­

ları ve bıraktıkları boşluklara ışık tutmuşlardır. Bu tutumda olanların bazıları şunlardır ve bunlardan bazılarının tutumlarına yer vermiştik:

Etienne Dinet4°, Watt41, Emile Dermenghem42, Arnold43 vb. Kaldı ki

bunların kendilerinin de bakış açılan ilmi safiyete sahip değildi. Bu da zaten imkansıza yakın bir durumdur. "44

40 Etienne Dinet, (1861-1929): Fransız oryantalist. İslam dinine girdi. Kendine Na- suruddin adını aldı. Larnmens'in Hz.Peygarnber aleyhine yönelttiği ithamlara red- diye olarak yazdığı "Muhammed Rasıılııllalı" adlı kitap eserleri arasındadır. Üstad Abdulhalim Mahmud tarafından Arapçaya tercüme edilmiştir. eş-Şerik:etu'l-Ara- biyye tarafından Kahire'de yayınlanmıştır., 1959. Bkz. el-Ak.iki, el-Mysteşriki'ın, I,1 228; el-Cundi, Enver, el-Mıısteşrikfm ve.'l-Jsliim makalesi, el-Ba'sıı'l-Jsliimi dergisi, LucknowcHindistan Nedvetu'l-Ulema tarafından çıkanlınaktadır, XXVII, 1-2, Ra- mazan-Şevval, 1402/1982,Temmuz-Ağustos, s. 92; Halil, el-Mıısteşrikiin ve's-Sire-

tıı'ıı-Nebeviyye, s. 128-140.

41 Montgomery Watt: İngiliz oryantalist. 1909 yılında İskoçya'da doğdu. Edinburg ve Oxford üniversitelerinde okudu. Edinburg Üniversitesi Arapça araştırmalar bölümüne dekan olarak atandı. En önemli kitapları: Muhammed Mekke'de, Muhammed Medine'de, Nebi ve Devlet Adamı Olarak Muhammed. Bkz. el-Akiki, el-Mıısteşrik:ıin, II, 132; Cuha, Diriisiitıı 'l-Arabiyye ve 'l-İsliimiyyefi Ürııbbıi, s. 53-54.

42 Emile Dermenghem: Çağdaş dönem Fransız oryantalist. Cezayir Kütüphanesi'ne müdür olarak tayin edildi. Eserleri: Hayiitıı Mıılıammed (Peygamber hakkında bir müsteşrikin yazdığı en iyi kitaplardan biridir). Mıılıammed ve 's-Sıınnetıı 'l-İsliimiyye (1995). Bkz. el-Akiki, el-Mıısteşrik:ıin, I, 348.

43 Thomas Arnold (1864-1930): İngiliz oryantalist. Londra Doğu Araştırmaları Ens- titüsü'nde Arapça' araştırmaların ilk kürsü başkanı. Eserleri: Da'vetıı'l-İslıim(l898), el-Hilıife (1924). Bkz. Cuha, Dirıisatıı 'l-Arabiyye ve 'l-İslıimiyye fi Ünıbbıi, s. 41.

44 Halil, el-Mıısteşrikıiıı ve 's-Siretıı 'n-Nebeviyye makalesi, s. 133.

(16)

MÜSTEŞRİKLERİN HADİS İLMİ VE SüNNET-İ NEBİ 489 ÇALIŞMALARINDAKİ REFERANSLARI

1.3. Modern dönemde oryantalizm

Dikkat çekilmesi gereken diğer bir husus da "oryantalizm ve oryantalistler" kavramlarıdır. Bu kavramlar, objektiflikten uzak bir bilimsel tarih olduğu ve olumsuz sıfatlar içerdiği için pek çok çağdaş

. oryantalistin kullanmadığı demode kavramlar haline gelmiştir. Or- yantalist Bernard Lewis45 1973 yılında Paris 'te oryantalizmin elde

ettiği statüyü ele alan uluslararası bir konferansta şöyle demiştir: "Şu

andan itibaren müsteşrik/oryantalist terimi de kirlenmiş bir terimdir ve bundan da kurtulacağımıza dair bir umudumuz yoktur ... Sonra bu

adlandırmadan kurtulmak için hemfikir olduklarını çok çabuk anla-

dılar. "46

Bu nedenle bir kısım oryantaJistler kendilerini bu kavramla ta- nımlamayı reddederler. Bunlardan biri de İslami çalışmalarda uzman John Esposito'dur. Kendisi Riyad'daki Amerikan büyükelçiliğinde verdiği bir konferansta oryantalist olarak adlandırılmayı reddettiğini,

bunun yerine "İslı'.imiyat hocası" olarak tanımlanmayı tercih ettiğini belirtmiştir. 47

Modern dönem oryantalistik çalışmalarındaki uzmanlık alan-

ları, ilgi alanlarına giren dinler, kültürler ve medeniyetlere göre çe- şitlilik arz eder. Sözgeliıni bir yandan Arap dili ve İslami araştırmalar veya Hindu araştırmaları alanında uzmanlaşanlar, öte yandan Ortado- ğu ve güneybatı Asya alanında uzmanlaşanl~r. İspanyol Oryantalist Francesco Gabrieli'ye göre bu alandaki soıi durum, başlangıçta tek bir bilim olarak adlandırılan/görülen oryantalizmin hızlı bir şekilde

birbirinden müstakil branş ve uzmanlık alanına bölünmüş olması ve

Doğu Afrika-Asya medeniyetleriyle alakadar olmasıdır. Oryantalist

45 Bemard Lewis: İtalyan oryantalist. 1916 yı\ında Londra'da doğdu. Londra Üniver- sitesi'nde eğitim aldı. 1949'dan beri Londra Üniversitesi'nde Ortadoğu ve Yakın­

doğu bölümünde hocadır. Eserleri: el-İsliimfi~-Tiirilı, 1973; Alemıı'l-İsliim, 1976.

Bkz. Cuhii, Diriistitıı '1-Arabiyye ve '/-İsltimiyye fi Ünıbbti, s. 56-57.

46 Mutabbakıini, Miizin Salih, He/ İntelıe '1-İstişriilaı }fakkiin, eş-Şeria ve 'd-Diriisiitıı '/-İs­

liimiyye dergisi, Kuveyt, Ciimiatu'l-Kuveyt, 15. yıl, sayı: 43, Rama2:an, 1421/2000, s.

289, Bernard Lewis'in Mes'e/etu'l-İstişriik makalesinden naklen. Bkz. Salih, Haşim, el-İstişriik beyne Dııiitilı ve Mııiiridflı, Londra, Diiru's-Sfild-1994.

47 en-Nemle, Kıınlııı 'l-İsltim, s. 32.

(17)

490 HADİS TARTIŞMALARINA YENİ YAKLAŞIMLAR

dernekler hala ataktadır.48 Oryantalistik kongreler daha ziyade Arap, İslfım, Hind ve Çin dünyasına odaklı/bu dünyaları ilgilendiren kong- reler yapmaya başlamıştır. Sözlerine devamla Gabrieli şunları söyler:

"Batının, modem tarihinde damıttığı kendi kavramlarını, metotlarıni, enstrümanlarını doğulu çalışmalar üzerine yaptığı araştırmalarda tat- bik etme hakkı bulunmaktadır. Tıpkı şiir, felsefe, kültür, medeniyet ve tarihe ilişkin kendi özel kriterlerini uygulama hakkı olduğu gibi.

Diğer bir deyişle bazıları batı düşüncesinin insanlık tarihi üzerine yap-

tığı uzun çalışmaların sonuçlarından ve yorumlarından geri adım ata-

bileceği rüyasına kapılıyorsa, bunlar büyük bir yanılgı içindedirler."49 Bu, oryantalizm hareketinin yöntemlerinin gerilemeden ve durmadan devam ettiğini tekit ediyor. Keza bu, hareketin münte- siplerinin çalıştığı müesseseler ve onların himayesinde yaşadıkları ülkeler için çağdaş ihtiyaçlar ve isteklere uygun öncelikli ve önem- li çalışmaların değişim geçirdiğine şahitlik ' etmektedir. Dolayısıyla

yeni birimlerin ortaya çıkması ve yeni uZınanlık alanlarının oluşması

bu hareketin bittiği veya durduğu sonucunu doğurmaz. Bilakis ge- linen durum bilgi alanındaki doğal gelişimin tabi! sonucudur. Bu çalışmalar önceleri özelde İslam ve Arap dünyası, genelde de doğu

çalışmalarında uzman olan sınırlı sayıdaki insanların çalışmalarıyla sınırlıydı.50 Yeni bitimler ve uzmanlık alanları Oryantalizmin daha

önce bilinmeyen yeni şeklidir. "

Dr. Ekrem Ziya el-Umerl'nin de ifade ettiği gibi, Oryanta.., lizmin amaçları henüz bitmedi ve bala devam etmektedir. Hala bu Çerçevede çıkan süreli yayınlar vardır. Hala matbaalar piyasaya her yıl batılı yazarların telif ettiği yüilerce ve binlerce kitap sürmekte- dir. 51 Dr. Mutabbakani özetle şunu ifade eder: "Amerika ve Avrupa

48 Örneğin Alman Doğu Enstitüsü, İngiliz Kraliyet Asya Akademisi, Fransız Doğu

Akademisi. ·

49 Mutabbakfuıi, He/ İııtelıe '1-İstişrtikıı Hakktiıı, s. 292-293: Francesco Gabrieli'nin Seııti a/e '1-İstişrtik makalesinden naklen. Aslı Fransızcada şu isimle yayınlanmıştır:

Apologiede /'Orieııta/isme, Diogııe dergisi, s. 50, 1995. · 50 a.g.e. s. 291.

51 Bkz. Mutabbakani, He! İntelıe '/-İstişrtikıı Hakktiıı, s. 287, Umeri'den naklen: Mev- kıfiı'l-İstişrtik mine 's-Slreti'ıı-Nebeviyye, Riyad: Merkezu'd-Dirasiit ve'l-İ'liim, İş-

(18)

MÜSTEŞRİKLERİN HADİS İLMİ VE SüNNET-İ NEBİ 491 ÇALIŞMALARINDAKİ REFERANSLARI

üniversitelerindeki bilim dallan "Ortadoğu Bölümü" veya "Yakındo­

ğu Çalışmaları Bölümü" v.b. isimlerle adlandırılsa da aslında bunlar Oryantalistik bölümlerdir. Kendileri farklı adlandıhlsalar da burada oryantalistler çalışır. "52

2. Hadis ilminde oryantalistlerin çalıŞmalarındaki

metodolojik ve kültürel referanslar

Bu bölüm hadis ilmi hakkında oryantalistlerin çalışmalarında­

ki metodolojik referansları ele almaktadır. Bu referansları şu şekilde

özetlemek mümkündür.

2.1. Objektiflikten uzaklaşma ve İslam'a karşı uyarı

İsliim'a karşı önyargı genelde İsliim dini, özelde hadis-i şerif ilmini çalışan oryantalistlerin bakış--açılannın referanslarının en tehli- kelilerinden biri sayılır. Bu ön yargı onların araştırma ve çalışmaları­

nın çoğunun temel saikı olmuştur.

Avrupalı araştırmacı, diğer kültürleri, dinleri araştırırken den- geli ve sakin olurken, İslam hakkındaki araştırmalarında bu metodu benimsemediğini görürüz. İslam söz konusu olduğunda sabit olan ve süreklilik arz eden bu batılı sükunet ve empati, birden dengesi- ni kaybetm~kte ve bozulmaktadır.53 Böylece kendimizi batı ve İsliim alemi arasındaki fikıi ilişkilere öncülük eden psikolojik esasların an-

laşılması için açıklanmasına ihtiyaç duyulan fikri bir olgu karşısında

buluruz. Bu konuda batılıların düşünceleri ve İslam 'la ilgili etkiler ve tepkiler hakkında köklü olarak hissettikleri, kökü derin olan önceki deneyimlere dayanır;.

O.

da haçlı savaşları öncesi. döneme ilişkindir. 54

Bu önyargılı v,e tarafgir tutumu iki nedene indirgeyebiliriz.

biliyye, 1417/1998.

52 a.g.e., s. 60-61.

53 Bkz. Esed, Muhammed, et-Tarik:ıı ile 'l-İslô.m, Arapçaya nakleden Afif el-Ba'lebek- ki, Beyrut, Diirul-İlm li'l-Melayin, 9. baskı, 1418/1997; Esed, Muhammed, el-İs­

lô.m 'alô. MııfterakH-Tııruk, trc: Dr. Ömer Ferii\h, Beyrut, Diiru'l-İlm li'l-Meliiyin, 1987' s. 60-61.

54 Abdulhamid, İrfan, el-Musteşrikıln ve 'l-İslô.m, Beyrut, el-Mektebu'l-İsliimi, 2. bas- kı, 1980, s. 3. Bkz. Esed, Muhammed, et-Tarikile'l-İslô.m, s. 17.

Referanslar

Benzer Belgeler

Buna göre, Muğla kazasında sakin olan cemaat 39, Ula’da sakin olduğu belirtilen cemaat 110, Bozöyük kazasına tabi olan cemaat 72, Peçin kazasına tabi olmakla birlikte

• Sahabe ve büyük tabiîlerin çoğunlukla hayatta olduğu hicrî birinci asırda tenkide uğrayan râvilerin Haris el-A'ver (ö. 74/693) olmak üzere çok az kimseyle sınırlı

“İslam’ın İnsan Tasavvuru”nu, kendilerinden yararlanarak doğru bir şekilde çıkarıp ortaya koyabileceğimiz esaslı iki kaynak, Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Nebevî’dir..

Derste, hadis literatürünün oluşumu tarihi süreç dikkate alınarak incelenmesi, anlaşılması; söz konusu literatürün hadis ilmi ve diğer İslami ilimler içindeki yeri,

Bekir Kuzudişli, Hadis Tarihi (İstanbul: Kayıhan Yayınları, 2017)4. Özafşar, Mehmet

2 هفعضو هتوق لىإ ةبسنلبا داحلآا برخ ميسقت لوبقلما برلخا دودرلما برلخا "لوبقلما ماسقأ" لوبقلما برلخا مسقني - هبتارم توافت لىإ ةبسنلبا - يئر ينمسق لىإ

Konulara göre tasnif edilmiş eserlerdir. Tüm konuları ihtiva eden, genellikle sahih hadisleri toplamayı amaçlayan, geniş kapsamlı rivayet eserleridir..

Bu amaçla ilk olarak Azerbaycan’da yapılan hadis çalışmaları araştırılmış ve ardından halkın hadis bilgisini tesbit etmek amacıyla Azerbaycan halkına anket