• Sonuç bulunamadı

DÜNÜN, BUGÜNÜN VE YARININ İKAMET ŞEKİLLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "DÜNÜN, BUGÜNÜN VE YARININ İKAMET ŞEKİLLERİ"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DÜNÜN, BUGÜNÜN VE YARININ İKAMET ŞEKİLLERİ

Prof. HANS VOLKART

Stutgart T.H. Si Mimari Şûbesi, Bina Bilgisi Profesörü Üçüncü Konferans Nisan 1959.

Günümüzün çeşitli veçheler arzeden mesken yapılarını, geçmiştekilerle mu-kayese ettiğimizde, aralarında bariz fark-lar bulunduğunu müşahede etmek güç değildir. Meselâ, asrımızın başına kadar hâkim olan « V i l l a » tipindeki meske-nin yavaş yavaş ortadan kaybolduğunu görüyoruz. İngiliz konsepsiyonuna has bir nevi «hımıs-romantiği» tarzında olan veya tipik Fransız klâssisist stilindeki fr^ntonlu, siitunlu, simetrik cepheli, kı-rık mansard çatılı; veya her ikisinin sentezinden husule gelen, Birinci Dünya Savaşı'ndan evvelki «konak» karakterli ev, ortadan tamamen kalkmıştır.

Cepheleri Sarı, kırmızı ve hattâ ci-lâlı tuğlalarla kaolanmış kule ve maz-galli, ekseriya yapışık bir seri bulunan, XIX, yüzyılın son refah devirlerine (Belle Epoque) ait tuğla villâlar artık kimse tarafından inşa edilmemektedir. Bu gibi evleri mavi çamların sihirli göl-geleri altında veya Manolya ağaçlarının yanında, içinde kırmızı balıklar yüzen havuzlar ve seramikten cücelerle süslü bahçelerin ortasında bugün de tek tük görmek mümkündür.

Bu eski şekillerde ayrılarak, bugün-kü mesken formlarına gelmek çok güç ve karışık yollardan geçmeyi icap etti-rerek, yalnız bir mimarlık tarihi hâdise-si olmakla kalmayıp, aynı zamanda eko-nomik ve sosyal bir hâdise olarak da tezahür etmiştir. Çünkü, burada bahis konusu olan şey yalnız mimarî form ta-hayyülleri değil, aynı zamanda bir ev yaptıracak kadar bir servete sahip olan-ların hangi halk sınıfına mensup bulun-dukları. diğer taraftan mimarın mesleği-ne ait bütün bilgilere sahip olup olma-dığı. bir yacı sanatçısı mı, yoksa sadece bir yanı ustası mı, yani bir mimar veya bir «İnşaat kurdu» (kalfa) olmasının da mühim bir rolü vardır. Bu kötü mimarî

zihniyeti bilhassa sun'î asilzadeler dev-rinde, dökme demir bahçe parmaklık-larının arasında saklı, bir takım hazır ve basmakalıp plânlara göre inşa edil-miş Villâlarda görüyoruz, zira, XIX, asır-da ve asır-daha sonraları, yüksek tahsil gör-müş bir cok taşralı fabrikatörler dahi evlerini bu gibi kısır duygulu inşaatçı-lar tarafından hazırlanan, basit plâninşaatçı-lar- plânlar-la insa ettirmek gafletine kapılmışplânlar-lar- kapılmışlar-dır. Meseleyi yalnız Mimarlık Tarihi form zaviyesinden ele almayıp, baştaki gibi en basit çıkış noktasından bugünün evlerinin eski evlerden, ve hattâ «O gü-zel» devrin evlerinden de farklı olmaları düşüncesiyle ele aldığımızda:

Yaşama anlayışında husule gelen değişiklikler, mesken mefhum ve mâna-sını değiştirdiğinden evin mimarî form-larında büyük farklar vücude geldiğini görüyoruz.

Radikal yeni fikirler veya an'aneye sadık kalarak yapılan «yeni ikametgâh-lardan» bahsederken bugün bu gibi bi-nalarda aranan en karakteristik iç alem faktörlerini kastediyoruz.

«Eski ikametgâh» diye bahsederken, Almanya'da XVIII. Yüzyıldan» yani he-men hehe-men XIX. Yüzyılın ortasına ka-dar gelişen burjua sınıfına ait binaları işaret etmek istiyoruz, yeni mânada ev kelimesini bugün her yerde yapılmakta olan, bir tek aileye mahsus olanlar için kullanıyoruz.

Şimdi sorumuz şudur:

Evlerimizde, bugün, niçin ve ne ba-kımdan dedelerimizden farklı yaşamak-tayız?

«Biz» tabiriyle kimleri kastettiğini bir tarafa bırakarak, bugün eskiye naza-ran daha çok kimselerin inşaat yaptır-dıklarını ve bu ev yaptıranların da ce-miyetin daha başka sosyal sınıflarına ait kişiler olduğunu görüyoruz. Bugün

ev inşaatı bir nevi «seri imalât» haline gelmiştir.

Niçin bugün başka türlü yaşıyoruz sorusunu tekrar edelim.

(1) Eskiden ev surların önünde ve geniş bir bahçe içerisinde bulunuyordu. Evden çıkınca bahçeye ve ağaçların göl-gesine sığınmış, çiçeklerle süslü pergo-laya geçiliyordu. Buraya gelebilmek için bir yol katetmek külfetine ve zaman sar-fına seve seve katlanıyor, hattâ bir müd-det burada dinlenmeğe vakit de bulabi-liyorduk. Ev, dört cephesiyle de bah-çeye bakıp tabiatın içinde kat'î ve sarih • şeklini daima muhafaza ediyordu. Ev ve bahçe başka âlemlerdi, evin kendisi bah-çeye açılamıyor, yalnız dışarıya bakıyor ve ancak çok küçük pencereleriyle ev sakinlerinin bahçeyi görmesine imkân veriyordu.

(2) Evin içi, gelişi güzel bir şe-kilde odalara bölünüyordu. Plânda hep aynı büyüklükte tesbit edilen odaların içine, bugün yapıldığı gibi «Ebeveyn ya-tak odası», «Bayan odası» veya «Giyin-me odası» diye isimler yazılmıyor, ancak «Oda, Oda» kelimlerini yazmakla iktifa olunuyordu. Umumiyetle düzgün şekiller arzeden odalar muayyen bir vazife göre-ceklerine göre düşünülmüyor, sırf aile-nin, çocuklarının, misafirlerin ve niha-yet vereselerin ihtiyaçlarına hizmet eden bir takım hacimler gibi mütalâa edili-yordu. Bazen, pencere şekli hiç değiş-meden bu odaların birinde ev sahibi kendi mesleğini dahi icra edebiliyordu. Bugünkü evlerin endividüel gayelere hizmet eden odalarına mahsus özel pen-cere konstrüksyonları o zaman mevcut değildi, zira pencere bir pencereden baş-ka bir şey değildi.

(3) Evin tertibi sırasında, güneş durumu pek düşünülmezdi. Bazı adalar tesadüfen güneşli, bazıları da evin

(2)

gü-neşsiz tarafına yerleştirildi. Güneş kâh şurasını kâh burasını aydınlatarak evin etrafında dolaşırdı. Düzgün şeklini mu-hafaza eden evin, güneşin seyrine uy-ması düşünülmezdi. Çünkü, güneşten faydalanmak isteyenler için her zaman bahçeden istifade etmek mümkündü.

(4) Evin sokak kapısından holüne, diğer iç kısımlarına ve odalarına kadar uzanan yol herkes için serbestti. Bu yol hiçbir zaman düşünülerek tanzim edil-mezdi. Zira eve girerken şu veya bu yolu tercih etmek üzere düşünmek için bol vakit vardı. Esas oturma odasına gi-rildikten sonra, bir koridordan herhangi "bir başka odaya geçiriliyordu. Holden geçerek, yemeklerin yemek odasına ta-şınması bir külfet sayılmazdı, zira bu-nun için de bol vakit vardı. Cemiyet hayatı çeşitli eğlencelerle dolu olan bir devirde zamandan kazanmak ve saat mefhumları gibi sıkıcı şeyler olmadığın-dan, ev bugünkü gibi bir «zaman tasar-ruf makinesi» değildi.

(5) Evin, yalnızca kullanışlı olma-sı fikirlerin üstünde bir çok gayelerin daha bulunduğu, iç düzen ve vazifele-rinden daha mühim addedilen kendini etrafa gösterme hali ve her cephesinin daima beğenilen bir yüze sahip olması icap eden bir kitle olduğu kabul edili-yordu. Denenmiş kanunlar, gelenek ve göreneklerin tesirleriyle husule gelen "bir anlayışla evin sırf dış mimarî karak-terine ehemmiyet veriliyordu. Yalnız düzsün ve güzel fasadlı evler beğenili-yordu. Merdiven sahanlığına isabet eden bir pencere aksının yerini ve şeklini de-ğiştirmek hiçbir mimarın haddi değildi.

(6) Sür'at ve her türlü telâştan uzak yaşayabilmek için böyle basit ve sade bir plân üzerine kurulan ev. aile kon-forunu garantilemek için kâfiydi. Bu ev-lerde yer bakımından da sıkıntı yoktu, zira herhangi bir hacimden faydalanabil-mek için vakit de bulunabiliyordu. Plân ev işlerini güçleştirdiği anda, hemen ha-zır ve naha-zır bekleyen uşaklar ve hizmet-liler yardıma koşup mahzurları oradan kaldırıyorlardı.

Mum ışığı altında geceye intikal eden günlerden sonra, o devrin evlerin-de uzun bir gece hayatı da vardı. Maki-na devrinin zebun nimetleri daha uzak-lardaydı. Mesken plânı hazırlarken, bun-ları nazarı itibare almak veya bunlardan favdalanmak henüz mimarın vazifeleri meyanında değildi. İnşaatın işçiliği, plân kompozisyonu ve riihavet hacimlerin kullanılış tarzları en basit bir şekilde hallediliyor ve aralarında tam bir âhenk "vücuda geliyordu.

Bugün bizim evlerimiz nasıldır ve biz içlerinde nasıl yaşıyoruz?

(1) Bugün evlerimiz şehir dışındaki büyük bahçelerin içerisinde bulunuyor-lar. Bahçe sahası küçüldüğü için, bunu daha dikkatli kullanmamız lâzım geliyor. Erkek ve hattâ kadın, meslekî çalışma-larını artık evde icra etmiyorlar. Her ikiside sabah erkenden evden çıkıp, an-cak işini iyi ayarlıyabilenler, akşama doğru evlerine dönebiliyorlar. Demek oluyor ki, evi arsaya yerleştirirken ev sahiplerinin işten döndükten sonra bah-çeden azamî istifade etmeîerini göz önün-de bulundurmak lâzım geliyor. Bu su-retle saat ve zaman mefhumlarının da evin bahçeye oturtulmasında rol oyna-dıkları görülüyor. Evin bahçe içindeki dispozisyonunda, artık kuzey-güney is-tikametinin ehemmiyeti bir faktör ola-rak ortaya çıktığını görüyoruz.

Bahçe, ev bütününün mühim bir parçası oluyor ve azamî surette evin ya-kınına kadar getirilmesine gayret edili-yor. Teinde günde ancak birkaç saat geçi-rilebilen oturma odasından bahçe hisse-dilip görülmek isteniyor. Bahçenin eve en yakın bir noktasında açılan Büyük pencere ve kapılarla ev bahçeye bağla-nıyor. Böylelikle evin oturma hacimleri bahçeye intikal ediyor, ev ve bahçe bir bütün haline geliyor.

(2) Eski güzel devirlerin, sâkin ve

dört tarafı kapalı odalarının yerini özel maksatlara hizmet eden, bahçeye ve

man-zaraya açılan oda ve hacimler alıyor. Bundan dolayı plândaki odalarda, sekil ve âdet bakımından bazı değişiklik-ler oluyor. Hiç bir oda artık eskisi gibi «her işe yarayan» bir hacim olarak mü-talâa edilmiyor, ve artık evvelki masum ve ifadesiz dikdörtgen oda şekli terke-diliyor. Bundan böyle, her hacim ayrı bir rol oynamakta, büyüklüğü ve şekli, bütünlük içinde aldığı vazifeye binaen tayin ediliyor, yani her oda bir özel ga-ye ve «Fonksivon'a» hizmet edeceği key-fiyetine göre tanzim ediliyor.

(3) Plân tertibinde güneşten fay-dalanma prensiplerinin mühim tesirleri oluyor. Evin güneşli ve sıcak tarafına alı-nan odalarla, güneşsiz tarafındakiler ay-rı maksatlara göre kıymetlendiriliyor.

Şimdi evin bir bütün olarak strüktürünü

«sitüasyon» ve «oryantasyon» tayin edi-yor. Sabah ve erken saatlerde, güneşten faydalanmak için yatak odaları Doğuya; Güneye yemek ve oturma hacimleri ter-cih ediliyor, üzeri örtülü bir LOGGİA'dan grubu seyretmek imkânı temin ediliyor. Bugünün güzel tertiplenmiş bir evinde, odaların yerleri, bunlara verilen ölçü

ve şekillerden güneşin adetâ seyrini ta-kip etmek mümkündür.

(4) Evin yaşama hacimlerinin ka-demelendirilmesiyle birlikte servis kıs-mına ait yerlerin adedi artmaktadır. Es-kiden sadece büvük bir mutfak bulunan bir yerde şimdi, yemek pişirme yeri ofis, kiler, temizlik malzemesi deposu gibi mahalleri ihtiva eden bir grup gö-rüyoruz. Eski mutfak, halihazırda, evin bütün sosyal hizmetlerini gören bir kom-pozisyon haline getirilmiştir.

Kadim devir evinin basit ve mono-ton plân ornament'i, canlı ve yaşayan bir organizm haline sokulmuştur.

Binbir çeşit tesirler altında, insan-lar için değişen günlük hayat şartinsan-ları bugünün evinde hissediliyor. Meslekler-de hasıl olan ihtisaslaşma cereyanları, her gün daha komplike ve güç bir hale gelen geçim şartlarının, bugünkü evin plân-tablosuna tamamen aksettiğini gö-rüyoruz. Plândaki özelliklerini dış mi-marî karakterinden okuyabildiğimiz bu-günün evinde yaşamaktan bahsederken, içinde bulunan muhtelif hacimlerde ara-dığımız ve bulunduğumuz vasıfları kas-tediyoruz.

Plânlar artık ekonomik düşüncelerin liderliği altında ve bina maliyet hesap-ları nazarı itibara alınarak tertiplenmek-tedir. Dış mimarî motifler için harcanan paralara rağmen çok basit bir plâna gö-re inşa edilen eski zaman evi çok ucuzdu.

Plân tertibinde tasarruf kaidelerine riayet edilmediği takdirde bugünün e;/i hacimlerin kademelendirilmesi ve deği-şik formlar arzetmesi, banyo, WC. çama-şır yıkama, ütü odası, bulaşık yerleri gibi sıhhî tesisat masrafları, merkezi teshin ve havalandırmıya mahsus teknik teçhizat

sayesinde çok pahalıya malolacağı şüp-hesizdir. Oldukça komplike bir faktör olarak ortaya çıkan bina iç hacimlerinin kademelendirilmesi prensibinin plân tertibindeki tasarruf kaidelerine azamî riayet prensibi ile çalışmakta olduğunu görüyoruz.

Bugünün insanı evinde nasıl yaşıyor? Yalnız sükûnet telkin eden eski za-man evinin düzgün oda formlarının te-siriyle değil de, aynı zamanda yaratılış itibariyle sakin olan Almanya'daki BIE-DERMEIER (1845-48) devrinin insanları o tip evlerde rahat yaşayabiliyorlardı. Bu insanların kollarında saat olmayıp, so-kağın hırs ve temposunu evlerine sok-mazlardı. Eve girer girmez bahçenin gü-zelliklerinden, manzarasından ve diğer nimetlerinden faydalanmak istemezler-di. Halbuki, bugün bütün bu arzulara acele cevap verebilmek için, oturma

(3)

odasının harekete geçmesi icap eder. Bahçede açan çiçekleri görebilmek için oturma odasının duvarlarının açılması lâ-zım geliyor. Lâkin ayni hacimler diğer bazı tedbirlerle ev sahibine icabında ra-hat ve sakin yaşama imkânlarını da ver-melidir. İşte bu da, içinde tertiplenen oturma dinlenme ve okuma köşeleri ile, hoş vakit geçirmeyi sağlıyan bazı tertip-lerle evin esas hacmi olan oturma odası ev sahibinin bütün kaprislerine hizmet eden bir uşak haline gelmiştir.

Lâkin sükûnet ve rahatlığın hakim ol-duğu anlarda da bazan heyecan verici un-surlar, sansasyonlar aranır, Bahçenin açan çiçeklerini yalnız uzaktan .seyretmek kâfi görülmediğinden, bunları göbekler halinde odaların içerilerine kadar getir-mek lüzumunu duyuyoruz. Birçok müfrit amerikan tini evlerde şeffaflık temin et-mek maksadivle radikal bir şekilde yoke-dilen dış duvarların verini büyük kristal camların aldığını, bazı iç duvarlarının tabii kayaları andıran kocaman taş blok-larla örüldüğünü görüyoruz. Sansasyon-lara susamış ev sahipleri heyecanlarını arttırmak için vahşi tabiatı evlerinin iç-lerine kadar sokmaktan zevk duyuyorlar. Meselâ çok meşhur bir evin alt kısmın-dan şelâleler akıtılıyor. Diğer bir evin içinden ise ufak bir dereciğin aktığını görüyoruz.

Bu her şeyi görmek ve her şeye sa-hip olmak hastalığını yalnız müfrit Ame-rikan evlerinde değil şurada veya bura-da inşa edilen birçok yeni evlerde de müşahede edebiliyoruz. Zaten evin üst batının herhangi bir yerinden ufak- bir manzara parçasını görebilmek için açı-lan köşe pencereleri, yahut evin lüzum-suz bir yerinde bahçeye çıkabilmek için

açılan kapıları ve diğeri buna benzer hareketlerle bazı evlerin çok acaip şe-killer aldığını görüyoruz. Sâkin ve ha-reketsiz hacimlerde yaşayamamaları bu-günün insanlarını değişiklikler aramağa ve basitten komplekse doğru gitmeğe sürüklemektedir.

Sabah ve akşamları «gazetesini» muntazaman okuyan, radyoda spor ve diğer haberleri takip eden veya televiz-von karşısında dünyaya nazar atfedebi-len bugünün insanı her türlü hâdiseye ortak olmuştur. Her hâdiseden kendi-sine bir hisse çıkarmaya alışmış bulu-nan bugünün insanı, dış âlemden tecrit edilmiş olarak dört duvar sükûnet ve ses-sizliğinin yarattığı duruma tahammül ede-mez bir hale gelmiştir. Evinin iç hacim-leri arasındaki duvar ve benzeri tahdit-lerden rahatsız oluyor. Oturma ve yemek odasının birbirini takip etmesinden ve dı-şarıda herhangi bir yerde bunların tabiat-la birleşmesinden zevk duyuyor. Kübik ve ayakkabı kutusu şeklindeki muntazam köşeli veya dikdörtgen hacimler yerine girift ve hudutları kat'î olarak okunâma-yan. görüşü kesmeyen, kompleks ve fe-rahlık uyandıran mahalleri tercih ediyor.

(5) Eski zaman evi devrinde hiç bilinmeyen bugünün VAKİT DARLIĞI HİSSİ dolayısiyle şimdiki ev sahibi en kısa bir zaman içerisinde ve çok şiddet-li bir şekilde bahçe, tabiat, manzara gü-zelliklerinden aynı zamanda evin bütün konfor ve özelliklerinden faydalanmak ister.

Eski zaman evi, uzun inkişaflardan sonra elde ettiği mimarî formun vaka-rından hiçbirşey feda etmeden içinde ya-şıyanlara «barındırma» vazifesini görü-yordu İnsanların içine getirdikleri her türlü hayat tezahürlerine tahammül

ede-biliyordu. Bugünün evi ise insanların yardımcısı rolü almışlardır.

Sıkı bir program dahilinde geçen gün-lük hayatının arızasız ve muntazam de-vam edebilmesi için ona yardım eder, bundan ötürü de insanın bir nevi esiri olmuştur. Bu tâbir burada keyfiyet ba-kımından değil de, sırf bugünün evine-çok daha başka bir gaye kazandırdığı için kullanılmıştır.

(6) Bütün eski form anlayış ve ni-zamlarını ve her şeyi söküp götüren bu yeni fikirler, tabiî olarak ev yapıcılığını altüst etmekle beraber, buna diğer ta-raftan hareket ve heyecan da vermiştir.

Goethe devri eski bahçenin orta-sında, içinde sakin bir hayat geçiren insanları her türlü tehlikelere karşı ko-ruyan, tabiattan ayıran, her bakımdan müsavi bir kristal gibi duruyordu. Dış şeklinin de ifade ettiği gibi içinde yaşı-yanlara günlük hayatının monoton v e sessiz geçmesini sağlıyordu.

Devremizin evi ise, evvelâ arsa için-deki yeri dikkat ve titizlikle tesbit edil-dikten sonra, güneş manzara, tabiat ve diğer mevcut her türlü imkân ve tesa-düflerden azamî faydalanmak çarelerini arar. Bunların elde edilmesi için bina kütlesini dağıtmak ve parçalamak icap ediyor. Böylelikle, sıkıcı, kuru ve sırf geometrik formlar arzeden eski evi-nin yerini şimdi siluetleri tabiat ve mu-hitin konturlarına intibak eden, bugü-nün canlı ve hareketli evleri almaktadır. Kuru, kristal karakterli ev yerini artık çiçek gibi açan bir organizm'e, yani ya-şıyan bir bünyeye sahip olan eve ter-ketmiştir.

Konferansı tercüme eden: Doç Sabri ORAN

r

A S F A L T İ N Ş A A T

Kollektiî Şirketi

Çeşitli Asfalt Yol ve Tecrit İşlerinde, Mütehassıs Firma

Fermeneciler, Kardeşim Sokak Griffin Han No. 44

Telefon: 44 13 41

Gece: 48 64 40 BURSA: 1732.

Telgraf adresi : ASFALT İNŞAAT — İSTANBUL

Referanslar

Benzer Belgeler

 Bir serbest atışta orta sahadan v ilk hızı ve yer paraleli ile 30 o (  ) açı yaparak şutlanan bir topun. “kalecinin uykuda olması” halinde gol olabilmesi için

Ortak eylemlilik anlam ında alınan bir diğer önemli karar da geçen sene üçüncüsü düzenlenen Karaburun Bilim Kongresi'nde kentlerde olan bitene odaklanacak, ortak

1914-1947 yıllan ara­ sında sürdürdüğü hocalığı bo­ yunca Şeref Akdik, Saim Ü ze­ ren, E lif Naci, M ahm ut Cüda gibi kendisinden sonraki sanat­ çı

TGS Genel Başkanı Oktay Kurtböke, Prof. Tütengil’ln de kanlı terörün kurbanları arası­ na katıldığını belirtmiştir. Türk basın mensuplarının

Bu yazıda; anamnez, fizik muayene, görüntüleme yöntemleri ve ince iğne aspiras- yon biyopsisi ile detaylı değerlendirilen ve trans-servikal yaklaşımla çıkarılan minör

Sonra lezyon geniflleyerek 2-3, bazen 5 santimetreye Özet: Ellerinde çok say›da veziküler ve püstüler yaralarla poliklini¤e baflvuran 37 yafl›nda erkek hasta cilt flarbonu

Yukarıdaki örnekte 50 milyon yıl önce ortak bir ataya sahip olan iki tür ve ortak olarak taşıdıkları bir genin DNA dizisinin yaklaşık her 25 milyon yılda bir

Çiçek Pasajının renkli simalarından biri olan ve 1 9 4 3 yılında komi olarak çalışmaya başladığı pasajda şimdi bir restorant sahibi olan Entellektüel