Çallı ve Atölyesi sergisi İstanbul Resim Heykel Müzesi ’nde dün açıldı
Ç atlı ve kuşağına
Kültür Servisi - İ brahim Çal lı, Türk resim sanatının köşe taş
larından biri. Sanatçı kişiliğinin yanı sıra nüktedanlığı, esprile ri, hazırcevaplığıyla eşi benze ri olmayan bir kişilik. Türk res m inin yenilikçi sanatçılarının bir çatı altında toplandığı 1914 kuşağına adını veren kişi. İstan bullu sanatseverler, İbrahim Çal lı ve Çallı Atölyesi ressamlarıy la yeniden buluşuyor. Türkiye İş Bankası’nın düzenlediği sergi, 21 K asım ’a d e k Resim Heykel M üzesi’nde izlenebilecek.
Çallı’nın sanat serüveni
Sergi kapsam ında Dr. Kıy
met Giray’ın hazırladığı, Tür
kiye İş Bankası Kültür Yayınla rı tarafından yayımlanan ‘Çallı ve Atölyesi’ başlıklı kitap da sa natseverlere sunuluyor. Çallı’nın yaşam öyküsü ve sanat serüve nini dönemin siyasi-toplumsal koşullarını göz önünde bulundu rarak aktaran Giray, İbrahim Çal lı ve atölyesini ayrıcalıklı bir bü tünlük içinde yansıtıyor bu ki tapta. Adnan Çöker fotoğraf ar şivinden alınan fotoğraflarla zen- ginleşen ‘Çallı ve Atölyesi’ kita bı, hakkında çok az yazılı kay
nağa ulaşabildiğim iz.İbrahim Çallı’yı çok yönlü bir bakış açı sıyla yansıtması bakımından dik kate değer bir araştırm a örneği sunuyor.
Sergide yer alacak yapıtlar, İş Bankası Resim Koleksiyo numun en değerli örnekleri ara sında. 1940’lı yıllarda tablo atım larına başlayan banka, bugün
19. yüzyılın ikinci yarısından başlayan ve günümüze dek uza nan döneme ait 659 sanatçının 1992 yapıtını barındırıyor. Çal- lı’nın resimleri de bu geniş ko leksiyonun ayrıcalıklı bir bölü münü oluşturuyor. 1997 itibarıy la sanatçının 36 yapıtı bulunu yor İş Bankası Resim Koleksi yonumda. Ç allı’nın ‘Manolya
lar’, ‘Mor Salkımlar’, ‘Atatürk Portresi’ gibi yapıdan, koleksi
yonun en değerli örnekleri ola rak gösteriliyor. Çallı Atölyesi ressam lan da, Türk resim sana tında Çallı misyonunun tem sil cileri olarak koleksiyondaki yer lerini alıyorlar.
Çallı’nın 29 yapıtının yer ala cağı Resim Heykel M üzesinde ki sergide yapıtlannı izleyeceği m iz ressam lar arasında Şeref
Akdik, Mahmut Cüda, Cevat
Dereli, Zeki Kocamemi, Refik Epikman, Ali Avni Çelebi, Ha- mit Görele, Elif Naci, Cemal Tol- lu,Nurullah Berk, Zeki Faik İzer, Ercüment Kaimik, Bedri Rah mi, Eşref Üren, Turgut Zaim, Nuri İyem, Turgut Güneri Ata tan', Haşan Hulusi Mercan, Hak kı Anlı, Adnan Varınca, Saim Niyazi Resnelioğlu, Pertev Bo yar, Turgut Mustafa Tokat, Şe fik Bursalı, Saim Özcrcn, Ali Karsan, Seyfi Toray, Sami Lim, Saip Tuna ve Nurettin Ergüven
bulunuyor.
Türk resim sanatının kendine has kişiliklerinden biri olan İb rahim Çallı 1882 yılında Deniz li’nin Çal kasabasında doğdu. Resim sanatına küçük yaşlar dan beri ilgi duyan Ç alh’ran ya şam ındaki en önem li dönüm noktası, genç yaşında Çal kasa basından çıkıp İstanbul’a geli şiydi. İstanbul’da arzuhalcilikten gazete dağıtıcılığına kadar her türlü işe giren Çallı bir yandan da geceleri mum ışığında resim yapmayı sürdürdü. Ressam Şe
ker Ahmet Paşa’nın dikkatini
çekmeyi başaran Çallı, onun ara cılığıyla Sanayi-i N efıse’ye gir di. Sanayi-i N cfise’yi altı yıl
ye-saygı
rine üç yılda bitirdi. Öğrenimi ni tamamlamak üzere Paris Gü zel Sanatlar O kulu’na gönderil di. Paris dönüşünde Sanayi-i Ne- fise’nin öğretim kadrosunday- dı artık. 1914-1947 yıllan ara sında sürdürdüğü hocalığı bo yunca Şeref Akdik, Saim Ü ze ren, E lif Naci, M ahm ut Cüda gibi kendisinden sonraki sanat çı kuşağının yetişmesinde etki li oldu.
Sanat ve özgür düşünce
Sanatta yenilik arayışlannm öncüsüydü Çallı. Portre, pey zaj, natürmort ve ‘nü’lerinde dö neminin kalıplannı yıkan bir ta vır sergiledi. Bir öğretici olarak atılımcı kişiliğini öğrencilerine aşılamaya çalıştı. Sanatın ancak özgür düşünceyle gelişebilece ğine duyduğu inançla yaklaştı onlara. Öğrencilerinden Cemal Tollu, Ç allı’yı şöyle anlatıyor:
“Çallı’yı diğerlerinden ayıran ve onun büyüklüğünü yapan ben ce; ne getirdiği yeniliklerde ne talebelerineöğrettiği teknik ve es tetik bilgilerdir. O, talebelerine sonsuz bir sanat aşkı aşılamak kudreti göstermek suretiyle kuv- vvdi bir neslin yetişmesine imkân vermiştir.”
Akademi ’den emekliye ayrıl dıktan sonra da öğrencileriyle birlikte olmayı sürdürdü, evinin kapısını genç yeteneklere açtı. Sanatçı kimliğinin özgür ortam larda gelişeceğine inanan Çal lı, kendi atölyesinde bu ortamı yeşertmeye gayret etti ömrü bo yunca. Söyleşilerinden birinde sanatın ‘insan malı’ olduğunu vurgulayarak, “ İsterim ki vatan
daş resmi sevsin. Bu iş para ile pulla değildir. İlhamı cemiyet si pariş eder, sanatkâr da yaratır”
diyordu.
İbrahim Ç allı’yı 22 M ayıs 1960’ta, geçirdiği mide kana ması sonucu yitirdik. Vasiyeti, kişiliğinin güleç, esprili yönünü yansıtıyordu yine de: “Ağlayan
sızlayan insandan bana ne hayır gelir? Benim arkamdan gülün, eğlenin, neşe ile beni y ad edin.”