• Sonuç bulunamadı

‹diopatik Hipereozinofilik Sendrom ‹lkay ‹çke*, P›nar Yüksel Baflak*, Vahide Baysal*, Sema Bircan**, Özden Çand›r**

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "‹diopatik Hipereozinofilik Sendrom ‹lkay ‹çke*, P›nar Yüksel Baflak*, Vahide Baysal*, Sema Bircan**, Özden Çand›r**"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Al›nd›¤› Tarih: 04.07.2003 Kabul Tarihi: 29.09.2003

Yaz›flma Adresi: Dr. ‹lkay ‹çke, Ba¤lar Sa¤l›k Oca¤›, Dr. Ali ‹çke eliyle, Isparta, Tel:02462285504, Fax:02462329422, E-mail:ilicke@mynet.com

Not: 4-6 Haziran 2003 tarihli Dermatoloji 2003, ‹stanbul simpozyumunda yaz›l› bildiri olarak sunulmufltur.

‹diopatik Hipereozinofilik Sendrom

‹lkay ‹çke*, P›nar Yüksel Baflak*, Vahide Baysal*,

Sema Bircan**, Özden Çand›r**

* Süleyman Demirel Üniversitesi T›p Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dal› ** Süleyman Demirel Üniversitesi T›p Fakültesi Patoloji Anabilim Dal› Özet

Yirmibir yafl›ndaki bayan hasta, periferik kanda uzun süreli eozinofilisi, deri ve kemik ili¤i biyopsilerinde eozinofi-lik infiltrasyon saptanmas›, kafl›nt›l› deri döküntüleri nedeniyle idiopatik hipereozinofieozinofi-lik sendrom (HES) tan›s› al-m›fl ve nadir görülen bir hastal›k olmas› nedeniyle sunulmufltur.

Anahtar Kelimeler: Eozinofili, deri hastal›klar›

‹çke ‹, Baflak PY, Baysal V, Bircan S, Çand›r Ö. ‹diopatik hipereozinofilik sendrom. TÜRKDERM 2005; 39: 124-127

Summary

Hypereosinophilic syndrome is characterized by persistent hypereosinophilia and signs or symptoms due to or-gan involvement, specially heart, nervous system and skin. We present the case of a 21- year- old girl who was diagnosed as hypereosinophilic syndrom (HES) because of unexplained hypereosinophilia persisting for more than 6 months, eosinophilic infiltration in skin and bone marrow biopsies, so that it is rarely seen.

Key Words: Eosinophilia, skin diseases

‹çke ‹, Baflak PY, Baysal V, Bircan S, Çand›r Ö. Idiopatic hypereosinophilic syndrome. TÜRKDERM 2005; 39: 124-127

‹diopatik hipereozinofilik sendrom (HES) önemli oranda mortalite riski bulunan, eo-zinofili yapan di¤er durumlardan uzaklafl›l-d›ktan sonra persistan eozinofili saptanan, sistemik multipl organ tutulumuna karfl›l›k lösemi kriterlerinin yoklu¤u ile karakterize lökoproliferatif bir hastal›kt›r1,2

. ‹lk kez 1975 y›l›nda Chusid ve ark. taraf›ndan ta-n›mlanm›flt›r3. Erkek kad›n oran› 9/1 olan

hastal›¤›n patogenezinde, dokularda eozi-nofil birikimi ve aktivasyonuna ba¤l› ortaya ç›kan eozinofil granüllerinin direkt toksik etkisi suçlanmaktad›r1

. Gerçek bir malinite olmayan HES tan›mlanmadan önce hasta-lar›n bir k›sm› eozinofilik lösemi olarak ka-bul edilmifllerdir. Bununla birlikte sonradan lenfomatoid papülozis, T hücreli lenfoma veya akut lenfoblastik lösemi geliflen HES’li olgular da bildirilmifltir1

.

HES’de en s›k tutulan organlardan biri deri olup anjioödem, ürtiker veya eritemli kafl›n-t›l› papül ve nodüller izlenebilir1,4. S›k

etkile-nen organlar aras›nda kardiyak, nörolojik ve hematolojik sistemler yer al›r. Kardiyak lezyonlar, morbidite ve mortalitenin esas sebebidir. Ayr›ca artralji ve eklem efüzyon-lar›, generalize lenfadenopati, retinal lez-yonlar, miyalji, öksürük, dispne, hepatosp-lenomegali ve böbrek tutulumuna ait bul-gular görülebilir1,4.

Olgumuz deri ve kemik ili¤inden yap›lan biyopsilerde yo¤un eozinofiliyi aç›klayacak malinite, parazitoz ve di¤er dermatozlara ait bulgular›n olmamas› sonucu HES dü-flünülerek nadir görülen bir hastal›k olmas› nedeniyle sunulmufltur.

T Ü R K D E R M

Olgu Bildirisi

Case Report

(2)

Olgu

Ciltte döküntüler ve kafl›nt› flikayeti ile poliklini¤imize baflvuran, 21 yafl›ndaki bayan hasta, bu flikayetleri-nin 10-15 y›ld›r devam etti¤ini, ilk olarak 5 yafl›nda eklem yerlerinde sivilce benzeri döküntülerin ortaya ç›kt›¤›n›, bu dönemden itibaren düzensiz olarak topi-kal ve sistemik steroid kulland›¤›n› ifade etti. Olgu-muza 1994 y›l›nda mastositoz tan›s› kondu¤u, 4 y›l boyunca sistemik steroid kulland›¤› ancak lezyonlar›-n›n tüm vücuduna yay›ld›¤› ö¤renildi. Hastalezyonlar›-n›n öz-geçmifl ve soyöz-geçmiflinde özellik yoktu. Fizik muaye-nesi mezokardiak odakta 3. derece sistolik üfürüm d›fl›nda normal idi. Dermatolojik muayenesinde saç, saçl› deri, oral mukoza do¤al olup kollarda, bacak-larda, gövde ön ve arka yüzünde yayg›n, eritemli, yer yer ekskoriye papüler lezyonlar› mevcuttu. Genital mukoza ve t›rnak tutulumu yoktu (fiekil 1,2).

Hastanemize baflvurmadan önce 1989 y›l›nda yap›-lan hemogram›nda beyaz küre (BK) de¤erinin 20600x10.e3/UL ve eozinofil oran›n›n %34 oldu¤u

tespit edildi.

Hastanemizde yatt›¤› dönemde yap›lan tetkiklerde ise BK: 30600-27000x10.e3/UL, Hb: 12.9 g/dL,

Trombosit: 321-244x10.e3

/UL, Periferik yaymada eozinofil oran›: %64.4-70.7, nötrofil oran› %25 bu-lundu. Eritrosit sedimentasyon h›z› 8-5 mm/saat, to-tal IgE: 1120IU/mL, ASO: 279IU/mL, CRP: 11,4 IU/mL idi. Rutin biyokimyasal tetkikleri, gaitada para-zit, tam idrar tetkiki, bo¤az kültürü, VDRL, RF ve posteroanterior akci¤er grafisinde patolojik bulgu saptanmad›. Toxocariasis ve fasciolosis aç›s›ndan spesifik antikorlar› negatif idi. IgG,A,M, C3,C4, tiroid

fonksiyon testleri ve hormon profili normal s›n›rlarda idi. Bat›n ultrasonografisinde karaci¤er boyutlar›n›n artt›¤›, böbrek alt polünü 3.5 cm geçti¤i, dalak bo-yutlar›n›n üst s›n›rda ve parankiminin do¤al oldu¤u saptand›. Bat›n içinde asit tespit edilmedi. Manyetik rezonans ile bat›n incelemesinde dalak ve karaci¤er-de büyüme d›fl›nda patoloji saptanmad›.

Ekokardiyografide mitral darl›¤›, mitral yetmezlik, sol at-rium dilatasyonu, pulmoner hipertansiyon saptand›. Kemik grafileri ve sintigrafi tetkiki sonucunda osteopo-roz tespit edildi. Kemik ili¤i yaymas›nda %90 oran›nda eozinofiler seri hakimiyeti ile birlikte di¤er seri eleman-lar›n›n bask›land›¤›, ancak geliflimlerinin do¤al oldu¤u

saptand›. Megakaryositler normal görünümde olup ya-banc› hücre ve blast art›fl› izlenmedi¤i rapor edildi. Deri biyopsisinde, çok katl› yass› epitel ve dermo-epidermal bileflkede patoloji görülmedi. Yüzeyel ve orta dermiste kapiller damarlar çevresinde ve stro-mada yo¤un eozinofilik infiltrasyon aras›nda lenfosit-ler mevcuttu. Toluidin mavisi ile yap›lan histokimya-sal boyamada seyrek birkaç mast hücresi izlendi (fiekil 3). Kemik ili¤i biyopsisinde, serbest kanama alanlar› yan›s›ra ilik mesafesinde hemopoetik hücre-lerin %80-90 kadar›n›n eozinofilik seriye ait matür hücrelerden olufltu¤u görüldü (fiekil 4). Kromozom analizi ise normal olarak de¤erlendirildi .

Tart›flma

HES yaklafl›k 30 y›l önce ilk kez tan›mlanan, nadir bir antitedir. HES patogenezi hala bilinmemektedir. Granülosit-makrofaj koloni-stimüle edici faktör, IL-3

T Ü R K D E R M

2005; 39: (2)

125

fiekil 1: Olgunun gövde lezyonlar›n›n klinik görünümü.

fiekil 2: Bacaklarda yayg›n, eritemli, yer yer ekskoriye pa-püler lezyonlar.

(3)

ve IL-5 gibi sitokinler fonksiyonel olarak eozinofillerin aktive olmas›na neden olur. IL-10’un ve solubl IL-2 reseptörünün serum seviyelerinin yükselmesi de HES’ de tespit edilmifltir. Son zamanlarda HES’li baz› hastalarda IL-5 salg›layan anormal immunofe-notipli klonal T hücre populasyonlar› tan›mlanm›flt›r5

. Hastal›k aniden kardiyak veya nörolojik semptomlar-la baflsemptomlar-layabilece¤i gibi aysemptomlar-lar süren atefl, halsizlik, ök-sürük, gece terlemesi, miyalji, retinal lezyonlar, deri döküntüleri, anjioödem gibi bulgular da saptanabilir. Bazen rutin incelemeler s›ras›nda eozinofilinin tespit edilmesiyle ortaya ç›kar1,4. Kronik eozinofiliye sebep

oldu¤u bilinen di¤er durumlar ekarte edildikten son-ra tan› konur. ‹lk kez 1975 y›l›nda bildirilen ve günü-müzde de geçerli olan tan› kriterleri; periferik kanda 6 aydan uzun süren ve mm3’te 1500’den fazla

eozi-nofil say›s›, parazitik, allerjik veya bilinen eozieozi-nofiliye yol açan di¤er hastal›klar›n bulunmamas› ve organ tutulumuna ait (kalp ve/veya kemik ili¤i) bulgu ve semptomlar›n olmas›d›r1.

HES’in bafllang›ç yafl› genellikle 20-50 aras› olmak-la birlikte olgumuzdaki gibi çocukluk döneminde de bafllayabilir. HES’de en s›k tutulan organlar deri, be-yin , kalp ve karaci¤erdir5

. Miyokard nekrozu, trom-boz, miyokardda fibrozis olmak üzere üç aflamada meydana gelir4,6. Tedavi edilmeyen hastalar›n

ço¤un-da Löfler’in fibroplazik endokardidi ve kalp yetmezli-¤i sonucu ölüm görülür.

Deri, ikinci en s›k tutulan organ olup deri bulgular› hastalar›n %50’sinden fazlas›nda izlenebilir7. S›kl›kla

görülen deri belirtileri anjioödematöz ve ürtikeryal lezyonlar ya da eritematöz pruritik papüller ve nodül-ler fleklindedir. HES’de ayr›ca dermografizm, oral ve genital ülserler, vezikobüllöz lezyonlar, eritema annü-lare sentrifigum ve eritrodermi de rapor edilmifltir5.

Olgumuzda deri bulgular› tüm vücutta yayg›n olarak görülen eritemli, pruritik papüller fleklindeydi. Klinik olarak ay›r›c› tan›da düflünülen atopik dermatit, der-matitis herpetiformis, liken planus, mastositozun de-¤erlendirilmesi amac›yla al›nan deri biyopsisinde dermatitis herpetiformis, mastositoz, liken planus ile uyumlu bulgular saptanmad›. Atopik dermatit aç›s›n-dan incelendi¤inde ise biyopsinin çok yo¤un s›kl›kta eozinofil içerdi¤i belirlendi8

. Ayr›ca olgumuzda aile-de atopi öyküsü ve eozinofili mevcut aile-de¤ildi.

Periferik eozinofili sebeplerinden biri olan parazitoz aç›s›ndan araflt›r›lan hastada spesifik antikor saptan-mad›. Olgumuzda sistemik tutulum olmas› ve eozi-nofil say›s›n›n çok yüksek olmas› sebebiyle hiper-eozinofilik dermatit tan›s›ndan da uzaklafl›ld›. Serum IgE de¤erinin yüksekli¤i hiperimmünglobulin E sendromunu akla getirmekle birlikte, olgumuzda IgE çok yüksek de¤ildi, ayr›ca nötrofil kemotaksis bozuk-lu¤unu gösteren bulgulardan tekrarlayan enfeksiyon veya stafilokok apselerinin de olmamas› nedeniyle bu ön tan›dan da uzaklafl›ld›. Eozinofili myalji send-romu ise myalji flikayetinin olmamas› ve eozinofilinin çok yüksek oranda olmas› nedeniyle ekarte edildi. Eozinofili ile giden di¤er bir hastal›k olan Churg-Strauss sendromundan bronflial ast›m öyküsü olma-mas›, akci¤er grafisinin normal bulunolma-mas›, vaskülite ait sistemik ve serolojik bulgular›n saptanmamas› ile;

T Ü R K D E R M

2005; 39: (2)

126

fiekil 3: Deri biyopsisi; Yüzeyel ve orta dermiste damarlar çevresinde daha yo¤un olan bol eozinofil, lökosit, az say›da lenfosit infiltrasyonu (H&E X 100).

fiekil 4: Kemik ili¤i biyopsisi; Kemik ili¤i mesafesinde büyük bir k›sm› eozinofilik seriden oluflan hemopoetik hücreler (H&E X 200).

(4)

uzun süredir devam eden yak›nmalar›na ra¤men ke-mik ili¤i ve periferik yaymada malin hücre görülme-mesi nedeniyle de hematolojik malinite tan›lar›ndan uzaklafl›ld›.

HES tan›s›nda kutanöz histopatolojik bulgular diag-nostik de¤ildir. Deri biyopsilerinde genellikle mikst sellüler infiltrat görülür. Perivasküler eozinofil infilt-rasyonu ve hafiften orta dereceye de¤iflen oranda nötrofilik ve mononükleer infiltrat gözlenir5.

Olgumu-zun histopatolojik bulgular› HES ile uyumlu bulundu. HES için organ tutulumunun kan›t› yoksa tedavi ge-rekli de¤ildir. Yaln›z deri tutulumu varsa PUVA veya dapson denenebilir. Organ tutulumu olan hastalarda sistemik steroidler ilk tercih edilecek ilaçlard›r4, 6, 7,9,10

. Olgumuza deri lezyonlar› için haftada 3 kez olmak üzere PUVA tedavisi uyguland›. Toplam 11 seans (24 joule/cm2

) PUVA tedavisi alan olgunun takiple-rinde deri lezyonlar›nda gerileme gözlenmesi ve ka-fl›nt›n›n kaybolmas›na ra¤men periferik eozinofil de-¤erlerindeki yüksekli¤in devam etmesi ve kemik ili¤i-nin yüksek oranda eozinofilik seri elemanlar›nca bas-k›lanm›fl olmas› nedeniyle hematoloji bölümüne dev-redildi.

HES’in özellikle kad›nlarda ve çocukluk ça¤›nda na-dir görülmesi yan›nda eozinofilinin sebep olabilece¤i komplikasyonlar ve geliflebilecek hematolojik malini-teler aç›s›ndan tan›s›n›n ve takibinin önemli oldu¤u-nu vurgulamak amac›yla olgumuzu sunmay› uygun gördük.

Kaynaklar

1. Bayramgürler D, Apayd›n R, Naml› S: Eozinofilik derma-tozlar. T Klin T›p Bilimleri 2002; 22: 602-611.

2. Offidani A, Bernardini O, Simonetti C: Hypereosinophi-lic dermatosis: skin lesions as the only manifestation of the idiopathic hypereoshinophilic syndrome? Br J Der-matol 2000; 143(3): 675-677.

3. Yaz›c› S, Bilginer R, Özgünefl N: Hipereozinofilik send-rom. X. Prof. Dr. A. Lütfü Tat Simpozyumu, 1993, Anka-ra, Yarg›ço¤lu Matbaas›,1994: 1-6.

4. Odom RB, James WD, Berger TG: Andrew’s diseases of the skin. 9th ed. Saunders Company, 2000: 940-941.

5. Kim HS, Chun Y: Hypereosinophilic syndrome: correlati-on between clinical severity and cutaneous microthrom-bi. Int J Dermatol 2001; 40: 330-332.

6. Braun-Falco O, Plewig G, Wolff HH, Burgdorf WHC: Dermatology. 2th ed. Berlin Heidelberg, 2000: 1401-1406.

7. White JW: Miscellaneous inflammatory disorders. Der-matology. Ed. Moschella SL, Hurley HJ. 3th ed. Pensyl-vania: Saunders Company, 594-604.

8. McNutt NS, Moreno A, Contreras F: Inflammatory dise-ases of the subcutaneous fat. Levers Histopathology of the skin. Ed. Elder D, Elenitsas R, Jaworsky C, Jhonson B. 8th ed. Lippincott- Raven, 429-455.

9. Finella B: The eosinophilias including the idiopathic hypereosinophilic syndrome. Br J Haematol 2003; 121: 203-223.

10. Chusid MJ: Eosinophilia in childhood. Immunol Allergy Clin North Am 1999; 19: 327-346.

T Ü R K D E R M

2005; 39: (2)

Referanslar

Benzer Belgeler

Herhangi bir sebebe bağlı periferik HE ile organ yetmezliğine neden olan doku HE’sinin olması hipereozinofilik sendrom (HES) olarak tanımlanmaktadır (3). HES

dolayısıyla da ait olduğu doku ve/veya organın herhangi bir nedenle zarar görmesine, doku bütünlüğünün bozulmasına, dokuların tahrip olmasına yara denir..  Bu

Ahn KY, Park MY, Park DH, Han DG: Botulinum toxin A for the treat- ment of facial hyperkinetic wrinkle lines in Koreans.. Wieder Joshua M, Moy RL: Understanding botulinum

Dermatolojide birçok akkiz ve konjenital hastal›k hatta ilaç erüpsiyonlar›n›n yerleflim yeri belirtilirken dermatom, Blaschko, Voight, Langer, pigmenter damarkasyon çizgileri

b) Tekrarlama uzun süreli bellekte bilgi depolama yöntemidir (İnsanlar sık tekrarladıkları şeyleri daha az tekrarladıkları.. şeylerden daha iyi hatırlarlar) (Atkinson ve

Allerjen tipleri ile hastalıkların (AR, astım +.. AR ve astım) karşılaştırılmasında astım + AR olanlarda yalnızca AR olanlara göre hayvan epitelleri (p=0.002) ve

Deri ve deri ürünleri imalat sanayi; tabaklama ve deri işleme, ham deriden suni deriye, deri kimyasallarından deri konfeksiyona, ayakkabıdan ayakkabı yan

Sanat Burs Programı kapsamında lisans, yüksek lisans ve doktora düze- yinde eğitim almak üzere uzun dönem programlar çerçevesinde burslan- dırılan seçkin öğrenciler;