244
FABAD Farın. Bil. Der.
14, 244-254, 1989
FABAD J. Pharm. Sci.
14, 244-254, 1989
Sporda Doping ve Kontrolü
Nevin VURAL (*) Sinan SÜZEN (*)
Özet: Spor yarışmalarında doping yapılması eski tarihlere kadar dayan-
maktadır. Birçok spor dalında sportif performansı arttırmak için başvurulan
ilaç suistimali evrensel bir problemdir. Sporda, dopingle mücadele ve kon- trolde doping analiz laboratuvarı büyük önem taşımaktadır. Bu derlemede spor
karşılaşmalarında yaygın olarak kullanılan ve Uluslararası Olimpiyat Komite- si doping listesinde yer alan anabolik steroidlerinfarmakolojisi ve toksisitele- ri incelenmiş, ayrıca analiz yöntemlerinden kısaca bahsedilmiştir.
DOPiNG IN SPORTS AND CONTROL
Snmmary: Doping in sports dates back to the old times. The abuse of drugs to increase sporting performance is a world-wide problem in many sports. Dope testing performed in Doping Control Laboratories by the chemi- cal analysis of urine sample collected after the sporting event, is an effective method in prevention and control of drug abuse in sports. This article is fo- cused on the toxicological and pharmacological aspects of anabolic steroids commonly used in sports included in the International Olympic Committees's list. The techniquesfor the analysis ofthose drugs are also discussed.
Başvuru Tarihi: 22.12.1988 Kabul Tarihi: 18.5.1989
(*) A.ü. Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Toksikoloji, A.B.D., Ankara.
VURAL ve SÜZEN
GİRİŞ
insanlar, medeniyetin ilk zarnan- lanndan itibaren performans arturıcı
kimyasal madde kullanımma büyük bir ilgi göstermişlerdir. Örneğin Güney Amerika yerlileri uyancı etki- sinden dolayı koka yapraklarım çiğnerlerdi. Aynca Milattan önce 3.
yüzyılda da eski Olimpik Oyunlarda
sporcuların performanslarını arttırmak
için mantarların ekstrelerini kul-
landıklan bilinmektedir (1).
Bugün, genel olarak sportif perfor-
mansı arttırmak için ilaç kullanımı
"doping" olarak tanımlanır. Sporda doping uygulandığına dair ilk belgelere 19. yüzyıl sonlanndan itibaren rastlan-
maktadır. 1878'de altı günlük bisiklet
yanşmda, çeşitli uluslardan katılan bi- sikletçiler yarışma boyunca çeşitli ilaçları kullanmışlardır. Birkaç kişinin
ölmesiyle dopingin ciddi sonuçlan or- taya çıkmıştır. 1967'de Fransa Bisiklet Turunda amfetamin aldıktan sonra bir lngiliz bisikletçisinin ölümü trajik örneklerden biridir (2).
Bugün dünyada sporcular arasında
ilaç kullanımı çok yaygındır. Sporcu-
ların efor kazanmak için çeşitli ilaçları kullanmalarındaki nedenler arasında başlıca şunlar yer alır: Birincisi sportif
karşılaşmaların artık çok büyük bir mücadele içinde geçerek baraj dereceler- inin yükselmesidir. !kinci olarak spor- culara verilen sosyal ve ekonomik ödüllerin artışı gelir. Son olarak da özellikle uluslararası alanda başarı ka-
zanmanın sporculara getirdiği şöhrettir. İşte bütün bu durumlar spor-
cuları giderek fazlalaşan bir şekilde
kendi performanslarım arttırmak için ne pahasına olursa olsun ilaç almaya
245
zorlamaktadır.· Fakat ilaç kul- lamlmasmm ilerlemesiyle, doping yüzünden sağlığım hatta hayatını kay- beden sporcu sayısı da gün geçtikçe
artmaktadır.
işte doping ile oluşan spordaki ölümler ve zararlı yan etkiler, lıer
sporcuya eşit şans tanınması ve spor
ahli\kının korunması amacıyla ulusal ve uluslararası spor organizasyonları
sorunun çözümlenmesi için harekete
geçmiştir. 1965'ten sonra çeşitli ulus-
ların spor federasyonlarınca doping maddeleri listeleri hazırlanmıştır.
Olimpiyatlarda da doping kontrolü ilk kez 1969 Grenoble ve Meksika Oyun-
larından itibaren başlamıştır (3). 1972
Münilı Olimpiyatlarından önce de
Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) Medikal Komisyonu tarafından
doping broşürü bastmlmıştır. Ulusla-
rarası Olimpiyat Komitesi yasak-
lanmış ilaçlar listesindeki doping mad- delerini ilk olarak psikomotor stimülan ilaçlar, sempatomimeıik
aminler, çeşitli merkezi sinir sistemi
stimülanları, narkotik analjezikler ve anabolik steroidler olmak üzere beş
grupta toplamıştır (2 ,4, 5). ilaç sanayiin- deki ilerlemeler ve yeni forınülasyon
lann geliştirilmesinden dolayı bu liste- nin sabit tutulması zordur. Çeşitli spor
federasyonlarında bu listeye bazı gruplar eklenebilir. Örneğin, 1986'da Amerika Ulusal Üniversite Spor Birliği (NCAA), IOC listesini esas alarak özel sporlar için kullanılan ilaçları,
diüretikleri ve heroin, tetrahidrokanni- bol gibi sokak ilaçlarını da içeren bir liste hazırlamıştır (5). Bunlarla beraber 1988 Seul Olimpiyatlarında IOC'nin listesine P-blokörler ve diüretikler ek-
ıe~erek Tablo-! 'de gösterilen bu yeni
'---~----·----_ı_---~
VURAL ve SÜZEN
Tablo l: Doping Maddeleri Listesi (6)
l - Stimü/anlar
Amfepromon Fen etilin Kokain
Amfetamin Fenkamfamin Mefenoreks
Amfetaminil Fenmetrazin Metamfetamin
Amifcnazol Fenproporeks Metilefcdrin
Benzfetamin Fcntennin Metilfenidat
Dimetamfetamin Furfenoreks Metoksifenamin
Efafedrin Kafein Morazon
Efcdrin Katlı in Niketamid
Etamivan Klobenzoreks Pemolin
Etilamfetamin Klorfentermin Penteırazol
Fendimeırazin
2 - Anabo/ik Steroidler
Bolasteron Mesterelon Noretisteron
Boldenon Meıandienon Oksandrolon
Dchidroklormetiltesıosteron Metenolon Oksimesteron Fluoksimesteron Metiltestosteron Oksimetolon
Nandrolon Stanozolol
Klostebol Noretandrolon Testosteron
3 - /3-blokörler
Alprenolol Labetotol Oksoprenalol
Asebutolol Metoprolol Propranolol
Atenolol Nadolol Sotalol
4 - Diüretikler
Amilorid Etakrinik asid Klortalidon
Asetazolomid Furosemid Mersalil
Bendroflumetiazid Hidroklorotiazid Spironolakton
Bumetanid Kanrenon Triamteron
Diklofenamid Klormerodin
5 - Narkotik analjezikler
Alfaprodin Etil morfin Meıadon
Anileridin Etoheptazin Morfin
Buprenorfin Fezosin Nalbufin
Dekstromoramid Hemin Pentazosin
Dcksıropropoksifen Kodein Petidin
Dihidrokodein Levorfanol Trimeperidin vb.
Dipipanon
VUflAL ve SÜZEN
liste esas alınmıştır (6).
Stimülanlar, sporda anabolik ste- roidler kadar suistimal edilen bir ilaç grubudur. Bu ilaçlar yorgunluk hissini
azaltırlar ve santral sinir sistemini stimüle ederler. Amfetamin ve diğer
merkezi sinir sistemi uyarıcı ilaçlar,
kullananları daha saldırgan yapar. Am- fetaminlerin hemen görülen etkilerin- den bazıları kan basıncının ve nabız sayısının artması, iştah azalmasıdır.
Stimülan etkinin yavaş yavaş kaybol-
masını sık sık şiddetli depresyon takip eder (7). Amfctaminlerin kullanılması
ile görülen yan etkilerden biri, aşın
yüklenmede yorgunluk alımının
önlenerek doğal ikazın ortadan
kaldırılmasıdır. Aynca ilacın kul-
lanılmasının devamı sonucunda fizik- sel ve psikolojik bağımlılık gelişir
(2).
Sporcu sağlığı üzerine ciddi yan et- kileri ve yaygın kullanımları nedeniyle
yasaklanmış ilaçlar listesindeki en önemli grubu anabolik steroidler
oluşturmaktadır. Bu nedenle anabolik steroidler aynn1Jlı bir şekilde incelen-
miştir.
ANABOLİK STEROIDLER Anabolik steroidler, androjenik yan etkileri azaltılmış anabolik etkileri muhafaza edilmiş testosteron türevi
ilaçlardır. Bunlar tıbbi olarak başlıca şu amaçlarla kullanırlar: Birincisi erit- rositlerin oluşmasını stimüle etmeleri, ikincisi de aneminin tedavi edilmesi- dir. Aynı zamanda erkeklerde testisle-
247
girişim, yanıklar, travma ve antineo~
plastik ilaç uygulaması gibi durum-
ların iyileşme döneminde bulunanlarda
kullanılır. Yüksek dozda glukokorti- koidlerle yapılan uzun süreli tedavide
oluşan negatif azot ve kalsiyum denge- sini ve bunlara bağlı kas erimesi, güçsüzlük ve osteoporozu düzeltmek için de kullanılmaktadır (7, 8).
Anabo!ik steroidler ilk olarak l930'larda piyasaya sürülmüştür. O za- mandan beri klinikçiler ve bilim adanı
lan sınırlı bir şekilde ilgilenmişlerdir.
llk kullanımlarının ikinci Dünya
Savaşında Alman askerlerinin
saldırganlıklarını arttırmak için olduğu
bilinmektedir. Savaş sırasında da top- lama kamplarında açlık çekenlerde ve pozitif azot dengesini sağlamak için
kullanılmıştır. Sporda ilk kullanımı,
1954 yılında Ruslar tarafından rapor
edilmiştir. 1950'li yıllardan itibaren sporcular arasında anabolik steroidlerin
popülerliği artmışur (9, 10).
Sentetik anabo!ik sıeroidler şu
sporcular tarafından kullanılmaktadır:
Halterciler, vücut geliştiricileri, bisik- letçiler, cirit, disk ve çekiç atıcıları,
yüksek atlayıcılar, yüzücüler,
koşucular ve profesyonel Amerikan futbolculan (l, 9-12).
ANABOLİK STEROlDLERlN SPORDA KULLANIMI
Anabolik steroidlerin sporcular ta-
rafından kullanımının yararı taruşmalıdır.
rin yetersiz salgı meydana getirdiği du- Bir taraftan birçok sporcu, steroid-
1
rumlarda seksüel gelişimi stimülc !erin atletik performansı geliştirdiğini etmede de kullanılırlar. Bu ilaçlar inanmakta ve böylece kullananlarca
L
aynca kronik zayıflatıcı hastalığı olan- yararlılığı ispatlanmaktadır. Diğer ıa- larda veya ağır enfcksıyon, cerrahı raftan tıp ve bilim topluluğu, anabolik - - - , ,_______
_ _ _ /248
steroidlerin sağlığa zararlı etkilerini bi- limsel verilerle gösterirken bunların atletik performansı geliştireceği iddiası
için bilimsel bulguların yetersiz
olduğuna inanmaktadırlar. Ru konuda
şimdiye kadar yapılan 24 çalışmanın
14'ünde istatiksel olarak güç artışı an-
lamlı, IO'unda ise anlamsız bulun-
muştur (il, 13, 20).
Güçlenme üzerine anabolik steroid- 1 erin etkilerinin belirlendiği çalışmalarda, sporcuların iyi bir an- trenman programı almış oldukları ve
antrenmanları sırasında bu ilaçları kul-
landıkları ortaya çıkmaktadır. Anabo- lik steroidlerin bu sporcularda güç
artışı aşağıdaki şekilde açıklanmaktadır:
Anabolik steroidler sporcularda anabolik etkilerin birleşmesiyle anti-
kaıabolik ve harekete geçirme etkileri- ni gösterirler. Birçok araştırıcı ta-
rafından en önemli etkileri olduğuna inanılan antikatabolik etkileri iki yolla
olmaktadır: Anabolik steroidler gluko- kortikoidlerin katabolik etkilerini ter- sine çevirebilirler ve protein kullanımı
gelişmesi için azot dengesi pozitif azot dengesine dönüşür. Bu suretle azot tu-
l
tulması artar. Ancak bununla beraber vücudun homoestatik mekanizmasının çalışmasıyla pozitif azot dengesi belir- li bir süre devam eder. Anabolik ste- roidlerin ikinci anabolik etkisi iskelet kas hltcrelerinde protein sentezine neden olmalarıdır. Anabolik steroidler için sitoplazmik reseptörler kas hücrelerinde bulunmaktadır. Anabolik steroidler bu reseptörlerden dolayı mes- senger RNA ve ribozomal RNA sen- tezlerini aktive ederler. Böylece iskelet kas hilelerinde protein sentezlenme
işlemlerini başlatırlar (7, 12).
Yoğun antrenman programı bir sporcuyu katııbolik duruma zorlayabi- lir. Bu ilk olarak vücudım zorlan-
masıyla, ikinci olarak azot kul- lanımmm artmasıyla olur. Örneğin, ağır bir idman yapan bir haltercinin azot dengesini sürdürmesi için günlük olarak vücut ağırlığııım kilogramı başına 2.0 - 2.2 gram protein alması gereklidir. Daha azında kişi negatif azot dengesinden rahatsız olacaktrr.
Proteinin bu miktarı (2.0 - 2.2. gram) önemlidir ve kolayca korunamaz. Ne-
gatif azot dengesi ve glııkokortikoidle
rin katabolik etkisinin sonucu olarak
yoğun antrenman yapan halterciler sık sik kronik katabolik durumda bulunur- lar. lşte anabolik steroidler negatif azot dengesinin düzeltilmesinde ve yoğun antrenman sırasmda glul<okorıikoidle
rin katabolik etkilerinin tersine çevrilmesinde yardımcı olurlar (11).
ANABOLİK STEROlDLE- RlN YAN ETKİLERİ
Anabolik steroidlerin yan etkileri- nin incelendiği çalışmalarda başlıca
yan etkiler, anormal karaciğer fonk- siyon testleri, üreme sistemine etkiler,
şiddetli karaciğer hastalıkları ve kişisel
yan etkiler olarak ön plana
çıkmaktadır.
Kadınlarda kullanıldığmda, erkeğe
has sekonder cinsiyet özelliklerine neden olma riskini taşırlar. istenmeyen etkilerin başında akne, yüzde kıllanma,
ses kısiklığı veya kalınlaşması gelir.
Bunlar ile tedaviye devam edildiğinde
saç dökülmesi, vücutta aşın kıllanma,
önemli derecede kaslanma ve klitoris hipertrofisi gelişebilir. Uzun süreli tedavide ses kısıklığı gibi etkilerin
çoğu irreversibldir (7, 8, 21, 22).
VURAL ve SÜZEN
Karaciğer fonksiyon testlerindeki etkileri daha çok serum glıııamik
oksalasetik ıransaminaz, serum gluta- mik·piruvik ıransaminaz ve alkalen
fosfaıaz enzimlerinde artışa neden ol-
malarıdır (16, 23, 24). Ancak anabolik
sıeroid kullanmadan ağır antrenman
yapıldığında da nonspesifik karaciğer
fonksiyon testlerinin yükselebileceği
de belirtilmiştir (25). Diğer taraftan
ağrr antrenman yapıldığından da ııon
spesifik karaciğer fonksiyon ıesılerinin
anabolik sıeroid alrnmasıy la
yükselebileceği gösterilmiştir (26). Bıı ııedeııdeıı dolayı anabolik steroid alan sporculardaki lıeparoselliiler fonksiyon
bozukluklarını belirlemek için alkaleıı fosfaıaz ve laktik dehidrogenaz kara-
ciğer spesifik izoenzim ıesıi kul-
lanılmalıdır {ll).
249
hücreleri tarafından plazma tcsıostero
nu azalır. Gonadcııropin seviyelerinde azalma ile plazma tesıosteronundaki diişiiş arasındaki ilişki bu mekanizma ile açıklanırken daha sık oluşan nor- mal gonadotropin seviyesi ile plazma
ıestosıeromı azalışı arasındaki ilişki
tam olarak açıklanamamaktadır. Bu mekanizma büyük bir ihtimalle globu- line bağlı testoteron seviyesinde lokal etkinin faaliyeti sonucu olabilir (30).
Anabolik sıeroid yarışmalı olarak
globııline bağlı testosıeronda; testos-
ıeronun yerine geçer. Bu etkiyle glo- buline bağlı ıesıosıeronden tesıosıeron koparılır, bu suretle plazma ıestoste
romıl'IUn proteine bağlı fraksiyonunda azalma olur. Büyük bir ihtimalle her sporcudaki etki, merkezi ve lokal et- kilerin iştirakiyle olmaktadır. Aııabo
lik sıeroid kullanımı ile ıesıosteronun azalışı arasındaki ilişki birçok sporcu- da gözlenen libidodal,:i değişikliklerin
rapor edilmesiyle açıklanmaktadır (27).
Sporcularda analıolik steroidleriıı
üreme sistemindeki etkileri sperm
sayısında ve lıarekeıli hücre yüzdesinde azalma ve amorf başlı spermaıozoa-
lann artışıdır {27). Ayrıca bu ilaçlar Anabolik steroidlerin en ciddi kullamlırken plazma ıesıosıeronmmn karaciğer komplikasyonları ise düşmesiyle beraber folikiil stimüle eıli- peliosis hepatis ve karaciğer ci hormon (FSH) ve inıersıisyel hücre tümörleridir. Anemi veya pansitopeni stimüle edici hormonun {JCSH) serum gibi hastalıklardan tedavi olanlarda seviyelerinde azalma olur (28). Fakat uzun süreli anabolik steroid kullanımı dalıa sık olarak steroid kullanılması ile peliosis hepatis vakalan arasında sırasında normal ICSH ve FSH'a ilgi vardır. Peliosis hepasis 6-24 ay karşm plazma ıesıosteronunun kadar uzun tedavi süresinde anabolik düşmesidir ( l l, 24, 29). Bu sıeroid verilen hastalarda gözlenmiştir.
değişiklikler lokal ve merkezi etkilerin Fakat şimdiye kadar sporcularda pelio- kombinasyonlan ile oluşan bir meka- sis hepatis vakasma rastlanmamıştır nizma sonucudur. Merkezi etki sonucu (31-33). Çeşitli hastalıklardan dolayı anabolik sıeroidler hipotalamus bezi uzun süre anabolik steroid verilen has- aracılığıyla negatif feed-back siste- ıalarda karaciğer tümörleri minde testosteronuıı yerine geçerler. gözlenmiştir. Hastaların çoğunun 1-7 Böylece hipotalamus bezi tarafından yıl boyunca bu ilaçlan kullandıkları
gonadoıropin salgılanmasının durdu- ... ıı bel·ı·· rtilmiştir. Komplikasyonlar rulmasıyla testisin interstisyel Fanconi's anemili hastalarda daha
'--· - - - - · - · -_)
yaygındır (34-44). Uzun süre anabolik anabolik stcroidlerin saptanması için
sıeroid kullanan bir vücut güvenilir hir metod yoktu (9). Aynı geliştiricisinin hepaıik kolarıgiokarsi- yıl Brooks ve arkadaşları tarafından
nama ve hepatoselliiler karsinomadan radyoimmünoessey metodu tanıtıldı
ölmesi sporcular arasındaki dramatik (47). Yine aynı tarihlerde gaz kroma- bir örnektir (11). Testosıeronun, oral tograf-kütle spektrometresi ile analiz aktif 17-alkil türevleri parenteral yöntemleri geliştirilmiştir (48). Bugün türevlerinden daha fazla hepatotoksiktir anabolik steroidlerin teşhisinde her iki (7, 8, 26). yöntem de kullanılmaktadır. Gaz kro-
Anabolik steroid kullanan sporcu- matograf-kütle spektrometresi pahalı
!ardaki subjektif yan etkilerin ve zaman kaybının olduğu bir başlıcaları, libidoda artma veya azal- yöntemdir. Pozitif çıkan analizlerin ma, saldırganlık, kas spazmı, jineko- kesin kanıtlanmasında kullanılır.
masti, akne, başağrısı gibi ra- Anabolik steroidler ile ilgili ilk testler hatsızlıklardır (il, 15, 16, 20, 45). 1974 yılında lngiliz Commonwealth
oyunlarından itibaren uygulanmaya DOPİNG KONTROLÜ başlanmıştır. Doping testleri iki Sporcuları ilaçların zararlı etkile- kısımdan oluşur: Birincisi spor rinden korumak, bilinçsizce ilaç kul- karşılaşmalanndan sonra numunelerin
!anmalarını engellemek ve spor ah- toplanması. ikincisi de laboratuvar ana- lakmın korunması için doping !izidir. Laboratuvar analizi iki basa- kontrolü çok büyük bir önem ka- maktan oluşur, ilk olarak organik zanmıştır. Bu amaçla önce çeşitli ulus- çözücüler kullanarak ekstraksiyon
!arın spor federasyonları !965'ten iti- işlemini takiben, ekstraktta ilaç olup baren doping maddeleri listeleri olmadığı gaz-likid kromatografisi, ince hazırlamıştır. 1968 Grenoble ve Mek- tabaka kromatografisi metodlan ve sika Olimpiyatlanndan itibaren Ulus- radyoimmünoessey kullanarak taranır.
lararası Olimpiyat Komitesince ilk zo- Son olarak da, eğer ekstraktta bir runlıı doping kontrollerine madde bulunmuşsa gaz kromatograf- başlanmıştır (46). Bu tarihten itibaren kütle spektrometresi kullanılarak kesin çeşitli uluslararası spor organizasyon- tanımlanmaya geçilir (2, 49). Doping larmda da denetimler sıklaştırılmış, analizi genelde kalitatiftir. Fakat Ulus- uluslararası bisiklet birliğinden lararası Olimpiyat Komitesi tarafından başlamak üzere çeşitli uluslararası yasaklanmış ilaçlar listesindeki kafein federasyonlar da gerek kendilerinin, ve ıestosteron için kantitatif analiz ge- gerek uluslararası olimpiyat reklidir (4, 5, 49).
komitesinin yönetmeliklerini izleyerek Bu konuda, Uluslararası Amatör dopingle mücadele yönetmeliklerini Atletizm Federasyonunun (JAAF) kabul etmişlerdir. Ayrıca doping Medikal Komisyonu 15 Mart J 979'da kontrolü ile ilgili etkili analiz Berlin'deki yıllık toplantısında, doping yöntemleri de geliştirilmeye kontrol laboratuvarlarının alet, analitik ı
çalışılmıştır. yöntemler ve laboratuvarların onayı
~--'-97_3_y_ı_ıı_n_a_k_a_d_ar_a_n_d_r_oı_·
e_n_ik_-_c __iç-in_b_eı_!i_k_u_r_aı_ıar_a bağlanması
karar:JVURAL ve SÜZEN
almıştır. Ulkemizde doping ile mücadele çalışmaları 1947 yılından iti- baren atlı sporda görülmektedir. O
yıllarda dopingin önlenmesi için bir talimatname yayınlanmıştır. Atlı spor- daki doping kontrolü ile ilgili bazı çalışmalar vardır (50-52). 1971 yılında
da Gençlik ve Spor Bakanlığı Beden Terbiyesi Gener Müdürlüğü tarafından
"Sportif Dopinglerle Mücadele
Yönetmeliği" yayınlanmıştır. Ancak standart yöntemlere göre doping anali- zi yapan bir laboratuvar şimdilik
ülkemizde yoktur.
Bu konuyla ilgili olarak ülkemizde
bazı çalışmalar da vardır. Yapılan bir
çalışmada, Uluslararası Olimpiyat Ko- mitesince yasaklanmış ilaçlar listesin- deki stimülanlara ait 19 ilacın idrardan ince tabaka kromatografisi ve gaz-sıvı
kromatografisi yöntemleri ile analizle- ri yapılmıştır. Primer ve sekonder amin yapısında ilaçların N-asetil türevleri oluşturularak gaz kromato- grafisinde destekleyici bir yöntem de
geliştirilmiştir. Yine bu çalışmada
efedrinin idrar pH'sma bağlı olarak
atılımı da incelenmiştir (53). Diğer bir
çalışmada, yine yasaklanmış ilaçlar listesindeki anabolik steroidler grubun- dan testosteron için laboratuvar
koşullarına uygun ve duyarlı bir yöntem geliştirilmiştir. Testosteron son yıllarda sporcular tarafından en çok suistimali olan ilaçlardan biridir (12).
Bu çalışmada asit hidroliz ile serbest hale getirilen testosteronun gaz sıvı
kromatografisi ile kantitatif analizi
yapılmıştır. Konuyu doping açısından değerlendirme için idrardaki tcstoste- ron/epitestosteron oranı saptanmıştır
(54). Aynca bu konuyla ilgili olarak doping kontrolü ve biyokimyasal ana-
251
liz yöntemleri hakkında bazı çalışmalar da vardır (55, 56).
Ne pahasına olursa olsun kazanma tutumu ile sporcular arasında ilaç kul-
lanımı günümüzde doğal hale gel-
miştir. Bu yüzden doping maddelerinin organizmada oluşturacakları zararlar konusunda tüm sporcular ve an- trenörler aydınlatılarak, seminerler ve
basın kanalıyla uyanlmalıdırlar. Drama- tik sonuçlara varan toksik etkilerin- den korumak ve kullanımlarını engel- lemek için cezalar arttırılmalıdır.
Aynca doping maddeleri ile birlikte bu
ilaçların maskelenmesinde kullanılan diğer maddeler için de doping kontrol analiz yöntemleri geliştirilmelidir.
KAYNAKLAR
1. Hill, A.J., Suker, J.R., The Athletic Polydrug Abuse Phenomenon, The Am. J. Sports Med., 269-271, 1983.
2. Arblester, C.I., Blackman, G.L., Drugs in Sport. The Extent of the Problem. Toxic Effects and Contro1, Aust. Fam. Physlclan, 10, 145-148, 1981.
3. Dirix, A., Olimpiyatlarda Doping Kontrolünde Prensip ve Özel Problemler, Spor Hekimliği Dergisi, 14,
15-25, 1979.
4. Oseid, S., Doping and Athletes-Prevention and Counseling, J.
Allergy Clln. Immunol., 73, 735-739, 1984.
5. Wagner, J.C., Substance-abuse Policies and Guide1ines in Amateur and Professional Athlctics, Anı. J. Hosp.
Pharm., 44, 305-310, 1987.
6. Donikc, M., List of Doping Classcs and Mcthods, Beauftragter Für Doping-analytik Des Bundesinstitüts Für Sportwissenschaft, 1986.
7. Kayaalp, S.O., Tıbbi Farmako~
loji, Cilt 3, Ankara, Ulucan Matbaası
1986.
8. Wilson, J.D., Griffin, J.E., The Use and Misuse of Androgens, Meta- bolism, 29, 1278-1295, 1980.
9. Ryan, A.J., Anabolic Steroids are Fool's Gold. Federation Proc., 40, 2682-2688, 1981.
10. Wade, N., Anabo1ic Steroids:
Doctors Denounce Them, But Athletes Aren't Listening (news), Science, 176, 1399-1403, 1972.
11. Haupt, H.A., Rovere, G.D., Ana- bolic Steroids. The Am. J. Spo:rts Med., 12, 469-484, 1984.
12. Zurer, P.S., Drugs in Sport, Chem. Eng. News., 30, 69-78, 1984.
13. Crits, D.M., Stackpole, P.J., Peake, G.T ., Effect of Androgenic- anabolic Steroids on Neuromuscular Po- wer and Body Composition, J, Appl.
Physiol. 54, 366-370, 1983.
14. Ariel, G., Residual Effect of an Anabolic Steroid Upon Isotonic Muscu- lar Force, J. Sports Med. Phys.
Fitness, 14, 103-111, 1974.
15. Hervey, G.R., Knibbs, A.V., Burkenshaw, L., Effects of Methandie- none on the Pcrformance and Body Com- position of Men Undergoing Athletic Training, Clin. Sel., 60, 457-561, 1981.
16. Johnson, L.C., O'Shea, J.P., An- abolic Steroid, Science, 164, 957- 959, 1969.
17. Stamford, B.A., Moffat~ R., An- abolic Steroid: Effectiveness as an Ergo- genic Aid to Experienced Weight Train- ers, J, Sporls Med., 14, 191-197, 1974.
18. Win-May, M., Mya-Tu, M., The Effect of Anabolic Steroids on Physical Fitness, J. Sports. Med. Phys.
Fitııess, 15, 266-271, 1975.
19. Loughton, S.J., Ruhling, R.O.,
Humarı Strength and Endurance Respons- es to Anabolic Steroid and Training, J.
Sports Med. Phys. Fitness., 17, 285-296, 1977.
20. Casner, S.W., J., Earl, R.G., An- abolic Steroid Effect on Body Composi- ton in Normal Young Men, J. Sports Med. Plıys. Filness, 11, 98-103.
1971.
2L Anabolic Steroids for Athletes.
Med. Lell. Drugs Ther., 18, 120, 1976.
22. Lamb. D.R., Anabolic Steroids in Athletics: How Well Do They Work and How Dangerous A.re They? Am. J.
Sporls Med., 12, 31-38, 1984.
23. Fowler, W.M., Jr., Gardner, G.N., Effect on an Anabolic Steroid on Physical Performance of Young Men, J.
Appl. Plıyslol., 20, 1038-1040, 1965.
24. Hervey, G.R., Hutchinson, I., Knibls, A.V., Anabolic Effects of Me- thandienone in Men Undergoing Athlet- ic Training, Lane el, 2, 699-702, 1976.
25. Hagerman, F.C., Jones-Witters, P., Ranson, R., The Effect of Anabolic Steroid lngestion on Serum Enzyme and Urine 17-ketosteroid Levels, J. Sports Med., 15, 287-295, 1975.
26. Westaby, D., Ogle, S.J., Paradi- nas, F.l, Liver Damage From Long-temı
Methyltestosterone, Lancet, 2, 261- 263, 1977.
27. Holma, P.K., Effect of Anabo!ic Steroid (Methandienone) on Spennato- genesis, Contraception, 15, 151- 162, 1977.
VURAL ve SÜZEN
28. Kilshaw, B.H., Harkness, R.A., Hobson, B.M., The Effects of Large Dos- es of the Aiıabolic Steroid, Lethandros- tenolone on an Athlete, Clin. Endo- crinol., 4, 537-541, 1975.
29. Remes, K., Vuopio, P., Jarninen, M., Effec.t of Short-term Treaı:ment with an Anabolic Steroid (Methandienone) and Dehydroepiandrosterone Sulphate on Plasma Hormones, Red Cell Volume and 2, 3-di-phospho Glycerate in Athletes, Scand. J., Clin. Lab. Invest., 37, 577-586, 1977.
30. Aakvaag, A., Stromme, S.B., The Effect of Mesterolone Administra- tion to Normal Men on the Pituitary- testicular Function, Acta Endocrin- ol., 77, 380-386, 1974.
31. Gross, G., Amold, 0.H., Brit- tinger, G., Peliosis Hepatis After Long- term Administration of Oxymetholone, Lanc"t, l, 874, 1974.
32. Mc Given, A.R., Peliosis Hepa- tis: Case Report and Review of Patho- genesis, J. Pathol., 101, 283-285, 1970.
33. Naeim, F., Cooper, P.H., Semi- on, A.A., Peliosis Hepatis. Possible Et- iologic Role of Anabolic Steroids, Arcb. Patlıol., 95, 284-285, 1973.
34. Boyd, P.R., Marck, G.J., Multi- ple Hepatic Adenomas and a Hepatocel- luler Carcinoma in a Man on Oral Me- thyltestosterone for Eleven Years, Cancer, 40, 1765-1770, 1977.
35. Faik, H., Thomas, L.B., Popper, H., Hepatic Angiosarcome with Andro- genic-Anabolic Steroids, Lancet, 2, 1120-1121, 1979.
36. Farrel, G.C., Joshua, D.E., An- drogen-induced Hepatoma, Lancet, 1, 430-431, 1975.
37. Goldfard, S., Sex Honnones and
253 Hepatic Neoplasia, Cancer Res., 36, 2584-2588, 1976.
38. Guy, J.T., Ausiander, M.D., An- drogenic Steroids and Hepatocellular Carcinoma, Lancet, 1, 148, 1973.
39. Henderson, J.T., Richmend, J., Sumening, M.D., Androgenic-anabolic Steroid Therapy and HepatoceUular Car- cinoma, Lancet, 1, 934, 1973.
40. Johnson, F.L., Feag!er, J.R., Lemer, K.G., Association of Androgen- ic-Anabolic Steroid Therapy with Devel- opment of Hepatocellular Carcinoma, Lancet, 2, 1273-1276, 1972.
41. Meadows, A.T., Naiman, J.L., Valdes-Dapena, M., Hepatoma Associat- ed with Androgen Theraphy far Aplastic Anemia, J. Pediatr., 84, 109-110, 1974.
42. Sama, G., Tomasula, P., Lotz, M.J., Multiple Neoplasms in Two Si- blings with a Variant form of Fanconis Anemia, Cancer, 36, 1029-1033, 1975.
43. Shapiro, l'., lkeda, R.M., Rueb- ner, B.H., Multiple Hepatic Tumors and Peliosis Hepatitis in Fanconis Anemia Treated with Androgens, Am. J. Dis.
Child., 131, 1104-1106, 1977.
44. Ziegenfuss, J., Carabasi, R., An- drogens and Hepatocellular Carcinoma, Lancet, 1, 262, 1973.
45. Sarnuels, L.T., Henschel, A.F., Key, A., Influence of Methyltestoste- rone of Muscular Work and Creatine Met- abolism in Normal Young Men, J.
Clln. Endocrlnol. Metab., 2, 649- 654, 1942.
46. De-Merode, A., Doping Tests at the Olympic Games in 1976, J, Sports Med., 19, 91-96, 1979.
47. Brooks, R.V., Jeremiah, G., Wendy, A.W., Detection of Anabolic
254
Steroid Administration to Athletes, J.
Steroid Biochem., 11, 913-917, 1979.
48. Ward, R.J., Shackleton, C.H.L., Lawson, A.M., Gas Chromatographic- Mass Spectrometric Methods for the Detection and ldentification of Anabolic Steroid Drugs, Br. J. Sport Med., 9, 93-97, 1975.
49. Leinonen, A., Kuoppasalmi, M., Dopingaineiden Laboratorio-analyysit, Kemla-Kaml, 12, 407-412, 1985.
50. Dökmeci, l., Doping, Türk Vet. Hek. Dern. Derg., 41, 13-15, 1971.
51. Kalaycı, S., Alp, F., Amfetamin ve Benzeri Maddeleri Kağıt Kromatogra- fisi Y a:rdımıyla Birbirinden Ayırmaya
Yarayacak Ayraçların Bulunması, Etlik Ve!. Bak!. Enst. Derg., 3, 25-39, 1967.
52. Ôzkazanç, AN., Türkiye' de Yarış Atlarında Doping Olarak Kullanılan
Sevgi, Bilgi ve
Çalışmanın, duvarları,ne de
üniforması.Başlıca Alkoloidlerden Heroin ve Kokai- nin Salyada Aranması Üzerine Araştırmalar, A.Ü. Basımevi. 1956.
53. Vural N., Saygı Ş., Organik Baz
Yapısındaki Stimülaıılann (Doping Mad- delerinin) İdrarda lTK ve GLK ile Nitel ve Nicel Analizleri, A n k a r a Üniversitesi Eczacılık Fakültesi
Mecmuası, 13, 65-75, 1983.
54. Vural, N., Süzen S., Anabolik Steroidlerin ldrardan İzolasyonları ve
Tanımlanmaları, Testosteron ve Epites- tosteronun GSK ile Tayini, Yüksek Li- sans Tezi, A.Ü. Eczacılık Fakültesi, 1988.
55. Ersöz, B., Sporda Doping ve Bi- yokimyasal Analiz Yöntemleri, Spor
Hekimliği Dergisi, 14, 27-33, 979.
56. Ersöz, B., Erlaçin, S., Clarck, P., Doping Araştırmalarında Gaz Likid Kromatografik Kanıtlama Yöntemleri, Ege
ü.,
Tıp Fak. Der., 19, 1-11, 1980.ne
vatanıolur, ne gümrük
FREUD