• Sonuç bulunamadı

Tarih 10 May

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tarih 10 May"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tarih 10 Mayıs 2008, cumartesi...

Bursa’daki Tarihi Kentler Birliği (TKB) toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Gül, belediyelerin kültür mirasından da “sorumlu” olduklarını; bu nedenle TKB’den “memnun” olduğunu söylüyor.

Tarih yine 10 Mayıs, yani aynı gün...

İstanbul’da incelemelerine başlayan UNESCO heyetindekiler, süregelen “sorumsuzluklar”ı yine “şaşkınlık”la izliyorlar. Suriçi’nin yönetim planı hâlâ yok; restorasyonlar özensiz; otomobilden arındırma başlamamış; Zeyrek ve Süleymaniye daha da sahipsiz.

Yani 10 Mayıs 2008, koruma tarihimize belki de şöyle geçiyor: “Cumhurbaşkanı‘nın Bursa’daki ‘memnuniyeti’ ile UNESCO’cuların İstanbul ‘kaygıları’nın ‘eş zamanlı’ yaşandığı gün...”

çünkü TKB buluşmasında Gül’ü dinleyenler, kentsel miraslarına sahip çıkma sözü vererek kolları “birlikte” sıvayan “duyarlı” belediyeler.

İstanbul’da, UNESCO’ya bilgi verenler ise dünyanın en azman binalarını kente dikme hevesindeki yönetimin “çaresiz” uzmanları.

“SİVİL” BAŞARILAR

10 Mayıs’ın Abdullah Gül değerlendirmesini, dünkü yazımızda özetlemiştik (çED Köşesi). UNESCO cephesi ise kısaca şöyle;

Heyetin “olumlu” gördüğü ne varsa, onların NGO dedikleri “sivil kuruluşlar”ın eseri; “olumsuz”lar ise belediyenin ve hükümetin.

Örneğin Galataport ve Haydarpaşa projelerinin dava açılarak durdurulması; ya da “katılımcı yönetim planlaması” için meslek odalarının ve üniversitelerin tüm toplantılarda eksiksiz yer almaları UNESCO’yu sevindirdi.

Buna karşın başta “Sulukule dramı” olmak üzere, tarihi kentte izin verilen yüksek apartmanlardan SİT alanındaki uygunsuz düzenlemelere kadar ne kadar siyasi uygulama varsa, “suratları ekşi”tti...

“Sivil duyarlılık” ile “resmi duyarsızlık” arasındaki bu açık fark, acaba başka hangi ülkelerde vardır?

Ne var ki UNESCO kurmaylarının bu gerçeği görmezden gelen ve olumlu bulduklarını da siyasilere mal eden söylemleri, “BM’nin sivil örgütüyüz” demelerine doğrusu hiç yakışmadı.

Hele heyetin başında gelen, UNESCO Dünya Mirası Merkezi Başkanı Francesco Bandarin’in Sultanahmet’teki arkeolojiyi altına alan otel inşaatına, adeta “onay” vermesi ise Türkiye’nin kimlik değerlerini yok oluştan kurtarmak için “ulusal duyarlılığı yükseltmek” çabalarına katılmak yerine; sadece “dış güçlere güven bağlayan”ları kim bilir ne hale düşürmüştür.

“YARGI”MIZA AYMAZLIK

Bizans’ın “üzerinde” yükselen otel, Danıştay’ın “dur” kararına rağmen durdurulmadı. Bu hukuk dışı uygulama için yüksek yargının “olamaz” kararına UNESCO’dan da destek bekleyenler ise “sonuçta otel orada oda sayısını artırmaya çalışıyor...” diyerek ekonomi dersi veren Bandarin’den şunları da duymasınlar mı? “Görsel etki açısından bu ek inşaatın dramatik sonuçlar yaratmadığını; ‘kabul edilebilir’ sınırlarda olduğunu söyleyebilirim...”

Bu sözleriyle Türk yargısını, -tıpkı AB’li siyasiler gibi- sorumsuzca “eleştirmiş” olan Bay Bandarin, geçenlerde, “Mahkeme kararını neden uygulamıyorsunuz” sorusuna “UNESCO’yu bekliyorum” diyen Eminönü Belediye

(2)

Başkanı‘nı kim bilir ne kadar sevindirmiş olmalı... İnsan düşünmeden edemiyor; acaba belediye, Bandarin’in “fikri”ni önceden biliyor muydu?

UNESCO liderine sormak gerekiyordu: “Uygulamayı tarihe darbe olarak gören Türkiye Mimarlar Odası‘nca açılmış bir davaya karşı UNESCO’nun da saygı duyması, hatta desteklemesi gerekmez mi?”

“PLAN” YOK AMA VAR!

Nitekim Bandarin, Galataport ve Haydarpaşa projelerinin durdurulmuş olmasını bile “siyasi karar” zannederek pek beğenirken (!) bu gelişmenin meslek odalarınca “mahkeme”ye gidilerek sağlandığını ya bilmiyorduya da unutmuştu.. Aynı nedenle “bizi alarma geçiren temel eksiklik” dediği yönetim planının hâlâ ortada olmaması konusunda “umut”lu olduğunu ise şöyle açıkladı: “Plan hazırlanmaya başlanmış...”

Oysa hazırlanması bir yana, yeni yasalarla durumun daha da geriye gittiğini; örneğin Suriçi’nde kurulacak tek belediyeye, ille de “Fatih” denebilmesi için, Sarayburnu, Sultanahmet, Süleymaniye, Beyazıt, Kapalıçarşı ve Hanlar Bölgesi gibi dünya mirasının en gözde semtlerini barındıran Eminönü’nün tarihten gelen kimliği ve gururuyla bir kenara itildiğini, acaba anımsatan olmuş mudur?

“AMERİKA UZMANI” ve BİZ!

UNESCO heyetinin aslında 3 kişiden oluştuğu biliniyordu; Avrupa ve Kuzey Amerika Bölümü Başkanı Mechtild Rossler, ICOMOS Uluslararası Ahşap Bilimsel Komitesi Onursal Başkanı David Michelmore ile üye Junaid Sorosh Wali...

Bu isimler öğrenildiğinde, Bardarin’in nereden çıktığını merak edenler; örneğin “Orta Avrupa” ve “Kuzey Amerika” ile İstanbul’un ne ilgisi olduğunu da düşünmeye başlamış olmalılar.

Heyet Başkanı her soruya kendisi yanıt vererek siyasi erki kollayan açıklamalar yaparken, İstanbul’u “göndermek” istedikleri “Tehlike Altındaki Miras” listesi için de “Orta Avrupa”cı ve “Kuzey Amerika”cı Rossler şunları

söylüyordu: “Bu bir kara liste değil, uluslararası topluma bir yardım ve destek anımsatması...”

Demek ki İstanbul, Dünya Mirası listesinden buraya alınırsa, dünyanın takdirini değil, yardımlarını bekleyecek!... Miras listesinde sadece “gurur”umuzla kalmak yerine, tarihe karşı “aymaz”lık listesinde “mağdur”ları oynamak, size de “malum tutumlar”ı anımsatmıyor mu?

Oktay EKİNCİ

Referanslar

Benzer Belgeler

Dünya Miras Listesine dahil olan Göbekli Tepe bir yumuşak güç öğesi olarak makalede yer almış ve Türkiye’nin itibarını arttırmaya yönelik olarak gerçekleştirilen

uzmanlaşmayı ve uzmanlaşılan konuda rakiplere göre daha avantajlı duruma gelmesini sağlamaktadır. Bu anlamda her alanda inovasyon büyük önem teşkil etmektedir. Nvivo programı

Dijital Dünyada Kültürel Mirasın Yönetimi ve InterPARES III Projesi Uluslararası Sempozyumu, 10-11 Mayıs 2012, Istanbul 1.. Bilimsel ve Kültürel Mirasın Korunması:

Türkiye Mimarlar Odası genel başkanı Eyüp Muhcu da bu durumu, tarihi değerleri savunduğunu söyleyen Ba şbakan’ın, gerçekte tarihi yok etmek istediğinin somut bir

UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Sıvas Divriği Ulu Cami ve Şifahanesi’nin 2005 yılında başlayan restorasyonu ile ilgili tart ışmalar sürerken,

Kurulması planlanan reaktör Atmea-1’in inşaatına, bugüne kadar başvurulan hiçbir ülkede onay verilmedi.3 Mayıs 2013, İstanbul Enerji Bakanı Taner Yıldız dün,

UNESCO Dünya Kültür Mirası Başkanı Francesco Bandarin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve İstanbul Valisi Muammer Güler’e açıklama göndererek

ICOMOS’un hazırlamış olduğu 6 Mayıs 2002 tarihli tavsiye raporunda, Cam’daki Minare ve Arkeolojik Kalıntılar kültürel mirasının UNESCO Dünya Miras