• Sonuç bulunamadı

CANLILAR AYRIŞTIRICILAR BİRİNCİL TÜKETİCİLER (OTÇULLAR) İKİNCİL ÜÇÜNCÜL TÜKETİCİLER ÜRETİCİLER (ETÇİLLER) (HEPÇİLLER)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "CANLILAR AYRIŞTIRICILAR BİRİNCİL TÜKETİCİLER (OTÇULLAR) İKİNCİL ÜÇÜNCÜL TÜKETİCİLER ÜRETİCİLER (ETÇİLLER) (HEPÇİLLER)"

Copied!
72
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)

CANLILAR

ÜRETİCİLER TÜKETİCİLER

BİRİNCİL TÜKETİCİLER (OTÇULLAR)

İKİNCİL TÜKETİCİLER

(ETÇİLLER)

ÜÇÜNCÜL TÜKETİCİLER (HEPÇİLLER) AYRIŞTIRICILAR

(4)
(5)
(6)

Tüketiciler

Otçullar Etçiller Hem etçil

hem otçullar

(7)
(8)
(9)
(10)
(11)
(12)

• Besin zincirlerinin ilk basamağında her zaman üretici canlı bulunur. Çünkü besini üreticiler oluşturur.

• 2. ve sonraki basamaklarda tüketiciler yer alır.

• Bütün besin zincirlerinde yazılmasa bile ölü

canlıları ve canlı atıklarını parçalayarak toprağa karıştıran ayrıştırıcılar (çürükçüller) bulunur.

Ayrıştırıcılar tüketici canlılar grubundadır.

(13)
(14)
(15)
(16)

Soru: Yukarıdaki besin zincirinde üretici olan bitki

balinayı nasıl yiyecek? Yoksa besin zinciri mi hatalı?

(17)

Soru: Ayrıştırıcıların bu besin zincirindeki görevi nedir ve neden bütün canlıların yolu ayrıştırıcılara çıkmaktadır?

(18)

Soru: Yukarıdaki besin zincirinde kurbağaların tamamı birden bire yok olsa diğer canlılar bundan nasıl

etkilenir?

(19)

Cevap:

Kurbağalar yok olursa besin bulamadığı için yılanlar ve daha sonra kartallar ölür.

İlk bakışta çekirgeler bu işten karlı çıkmış gibi görünür.

Çünkü kurbağalar tarafından yenmedikleri için sayıları hızla artar. Fakat sayıları arttıkça bitkileri daha fazla tükettikleri için bitki azalmaya başlar. Sonuçta

çekirgelerinde sayısı azalır.

Yani besin zincirindeki herhangi bir canlının yok olması veya

sayısının değişmesi diğer bütün canlıları olumsuz etkiler.

(20)

Doğada bir canlının tek bir besini veya tek bir avcısı yoktur. Herhangi bir canlı grubuna ait oluşturabileceğimiz besin zincirlerinin tek bir

şemada gösterilerek oluşturduğu yapıya besin ağı denir.

(21)
(22)
(23)

Besin zinciri veya ağındaki canlıların beslenme biçimlerine göre dikey olarak sıralanmasına

ekoloji (besin) piramidi denir.

Ekolojik piramitte, canlılar arasında beslenme ilişkilerini gösteren katmanlar vardır. Bu katmanların her birine

beslenme basamağı denir.

(24)

Besin piramidinin en alt bölümünde

ÜRETİCİLER yer almaktadır.

Sonraki basamaklarda sırasıyla

OTÇULLAR, ETÇİLLER HEPÇİLLER yer alır.

Ekoloji (Besin) piramidinin her basamağında

AYRIŞTIRICILAR

bulunur.

(25)

Ekoloji piramidinin özellikleri

Üreticilerden tüketicilere (aşağıdan yukarı) doğru;

Aktarılan enerji azalır (Yaklaşık %10 u aktarılır) Biyokütle azalır. (Canlıların toplam kütlesi)

Canlıların vücudunda biriken zehir miktarı artar.

Canlı sayısı azalır.

Canlı büyüklüğü artar.(Canlı kütlesi artar.)

(26)
(27)

Doğadaki zehirlerin bir kısmı canlıların yapısına katılır ve

canlıların bazı dokularında birikir. Besin zinciri yoluyla

biriken bu maddeler yine besin zinciri yolu ile diğer

canlıların dokularında da birikmeye başlar. Bu olaya

biyolojik birikim denir. Biyolojik birikim, beslenme

basamağının üst kısmında daha fazla görülür.

(28)

2. Enerji Dönüşümleri

(29)
(30)
(31)
(32)

Karbondioksit + Su → Besin + Oksijen

Fotosentez için gerekli olanlar (GİRENLER)

• Işık (ENERJİ)

• Klorofil

• Karbondioksit (HAMMADDE)

• Su (HAMMADDE)

Fotosentez sonucu üretilenler

• Besin (Şeker = glikoz)

• Oksijen

(33)
(34)
(35)

Soru: Ortamda oksijen bulunmaz ise fotosentez

gerçekleşir mi?

(36)
(37)
(38)
(39)

Solunum olayı sırasında besin (glikoz) parçalanır.

Besinde bulunan enerji ATP’ye aktarılır. Enerji eşitti ATP diyebiliriz.

(Enerji ATP molekülü içerisinde fosfat bağları

arasındadır. Canlılar fosfat bağlarının kopması

sonucu açığa çıkan enerjiyi kullanır.)

(40)

Solunum

Oksijenli solunum

Oksijensiz

solunum

(41)
(42)
(43)

2. Oksijensiz Solunum (Fermantasyon)

Besinin oksijen kullanılmadan parçalanmasıdır.

Oksijensiz solunum sitoplazmada gerçekleşir.

Oluşan enerji azdır.

Oksijensiz solunum sonucunda etil alkol veya laktik asit üretilir.

Bazı bakteriler, maya mantarları, insan ve hayvanların çizgili kas hücrelerinde görülür.

Not: Çizgili kas hücrelerinin aşırı çalışması sonucu oksijen yeterli gelmediği için oksijensiz solunum (laktik asit fermantasyonu) yapılır. Oluşan laktik asit yorgunluğa ve kaslarda ağrıya sebep olur.

(44)

Oksijensiz solunum iki çeşittir;

1. Etil alkol fermantasyonu (sonucunda atık olarak etil alkol oluşur).

2. Laktik asit fermantasyonu (sonucunda atık olarak laktik asit oluşur).

(45)

Oksijenli solunum Oksijensiz solunum

(46)
(47)

Fotosentez ve Oksijenli Solunum İlişkisi

* Fotosentez ve oksijenli solunum denklemleri birbirinin tersidir.

* Fotosentezde oluşan besin ve oksijen oksijenli solunumda kullanılır.

* Oksijenli solunumda oluşan su ve karbondioksit fotosentezde kullanılır.

* Fotosentez ve solunum olaylarından birisi olmaz ise diğeri de olmaz.

Çünkü birisinin ürünleri diğerinin ham maddeleridir.

Sonuç: Hayvanlar bitkilere besin ve oksijen için ihtiyaç duyarken, bitkilerde hayvanlara su ve özellikle karbondioksit için ihtiyaç duyar.

(48)
(49)

Oksijenli solunum

(50)

Notlar:

• Üreticiler dahil bütün canlılar sürekli solunum yapar.

• Bitkiler gündüzleri hem solunum hem de

fotosentez yaparken, geceleri sadece solunum yapar.

• Topraktaki tohum çimleninceye kadar sadece

solunum yapar, fotosentez yapamaz; çünkü

yaprağı yoktur.

(51)
(52)

3. MADDE DÖNGÜLERİ

(53)

Canlı yaşamı için büyük önem taşıyan su, karbon, oksijen, azot gibi maddeler canlı ve cansız

çevre içinde dolaşım halindedir. Bu

maddelerin düzenli bir biçimde yapmış

oldukları dolaşıma madde döngüsü adı verilir.

(54)

Su Döngüsü

Su canlıların yaşaması için temel maddedir.

Doğada su katı, sıvı ve gaz halinde bulunmaktadır.

Suyun yeryüzü ile gökyüzü arasındaki dolaşmasına su döngüsü denir.

Bu döngüye canlıların vücutlarındaki su dahildir.

(55)

Su Döngüsü;

• Bitkiler, hayvanlar ve bunların gerçekleştirdiği fotosentez, terleme, solunum, boşaltım su

döngüsünde yer almaktadır.

• Dünyada su miktarı sabittir, buharlaşma atmosferdeki su miktarını artırır, yağışlar atmosferdeki su miktarını azaltır.

• Güneşten gelen ısı enerjisi ile yeryüzündeki sular buharlaşır, bulutları meydana getirir.

• Bulutlarda oluşan yağış (kar, yağmur, dolu) tekrar yeryüzüne düşer.

• Suların bir kısmı yeryüzünde bir kısmı yer

altındadır.

(56)

Azot Döngüsü

Atmosferdeki azotun bileşikler dönüşerek canlılar tarafından kullanması ve tekrar atmosfere dönmesi olayına azot döngüsü denir.

(57)

Azot Döngüsü;

• Atmosferin yaklaşık %78’i azot gazından oluşur.

• Ancak bitki ve hayvanlar havadaki azotu doğrudan

kullanamazlar. Bitkiler azotu topraktan, hayvanlar ise bitkisel besinlerden alırlar.

• Yıldırım, şimşek olayları ve azot tutucu bakteriler havadaki azotun toprağa inmesini sağlar.

• Toprağa geçen azotlu bileşikler bitkiler tarafından kullanılır.

• Bitkilerdeki azotlu bileşikler besin zinciri ile diğer canlılara aktarılır.

• Canlı atıkları ve canlılar öldüklerinde azotlu bileşikler azot

ayrıştırıcı bakteriler tarafından ayrılarak, havaya azot şeklinde geri döner.

(58)

Soru: Baklagillerin kökünde yaşayan bazı

organizmalar havadaki azotu alıp bitkiye

verirler. Bunu niye yaparlar acaba?

(59)

Oksijen Döngüsü

Oksijenin canlı ve cansızlar bütün varlıklar arasındaki

çevirimine oksijen döngüsü denir.

(60)

Oksijen Döngüsü;

• Canlılar oksijen kullanarak solunum yapar.

• Havanın % 21 oranında oksijen bulunmaktadır.

• Solunum sırasında oluşan karbondioksit (CO

2

) içerinde oksijen bulunmaktadır.

• Havada bulunan oksijen yanma ve solunum olayında kullanılarak, karbondioksit içinde yer alır.

• Fotosentez olayı ile havaya tekrar oksijen verilir.

(61)

Karbon Döngüsü

Karbon elementinin canlı ve cansız varlıklar

arasında çevrimi karbon döngüsü ile gerçekleşir.

(62)

Karbon Döngüsü;

Karbon canlıların temel elementidir.

Karbondioksit (CO2) molekülü, bitkiler tarafından fotosentezde kullanılır.

Karbon besinlerin yapısına katılmış olur.

Bitkilerden beslenen diğer canlılar besinler yolu ile karbonu vücutlarına alır.

Solunum sırasında karbonlu bileşikler yakılarak havaya karbondioksit verilmiş olur.

Karbon döngüsünde fosil yakıtlarda yer alır.

Fosil yakıtlar milyonlarca yıl önce yaşamış bitki ve hayvan atıklarından oluşmuştur.

Canlıların yapısındaki karbon kömür, petrol, doğal gazın yapısında bulunur.

Fosil yakıtların yanması sonucu havaya karbondioksit verilir.

Canlıların ölmesi sonucu yapılarında bulunan karbonlu bileşikler, ayrıştırıcı canlılar tarafından tüketilerek karbondioksite dönüştürülür.

(63)

Madde Döngülerinin Yaşam Açısından Önemi

Madde döngüsünde maddeler sadece bir kez kullanılsaydı kullanılabilecek madde kalmazdı.

Su döngüsü olmasaydı, canlılar kullanacak temiz su bulamazdı, kuraklıkla beraber canlı sayısı azalacaktı.

Oksijen döngüsü olmasaydı canlılar solunum yapamayarak ölecekti. Bu nedenle ağaçları korumalıyız.

Karbon döngüsü engellendiğinde atmosferde CO2 miktarı artar, bunun sonucu sera etkisi meydana gelir. Sera etkisi sonucu küresel ısınma oluşur.

Azot döngüsünde meydana gelen bozulmalar sonucu asit yağmurları oluşur, toprak azot yönünden fakirleşir, yeteri miktarda protein üretimi gerçekleşmez.

Madde döngülerinin olmaması atık maddelerin etrafta birikmesine neden olacaktı.

Madde döngüsünün bozulma sebepleri başında insanlar gelmektedir. Madde döngüsündeki bozulmalardan en çok etkilenecek olanlar da insanlardır.

(64)

OZON TABAKASI

Ozon tabakası ozon gazından oluşan bir gaz tabakasıdır.

Ozon gazı üç oksijen atomundan oluşan bir moleküldür. O3 formülü ile gösterilir.

Ozon gazı güneşten gelen ultraviyole (mor ötesi) ışınları engellediği için yararlıdır.

Atmosferin 20-30 km arasında yoğun olarak bulunmaktadır.

(65)

Ozon tabakasının incelme nedenleri;

• Buzdolabı, klima, soğutucularda kullanılan CFC (kloroflorokarbon) gazları

• Yangın söndürücülerde kullanılan Halon bileşikleri

• Böcek öldürücü ve dezanfektan maddelerde kullanılan kimyasallar

• Not: Ozon tabakasının yok olmasına neden olan bu bileşiklerdeki klor gazıdır.

Ozon tabakasının yok olması insanlara ve diğer canlılara zarar verecektir.

Ozon gazının incelmesini önlemek için daha az sanayi atığı oluşturmalıyız.

CFC ve halon bileşikleri içeren ürünlerin tüketimini azalmamız gerekmektedir.

(66)

Sera Etkisi Nedir?

Sanayileşme ve fosil yakıtların çok kullanılmasından dolayı havadaki karbondioksit miktarı artmaktadır. Atmosferde

bulunan karbondioksit, yeryüzünden yansıyan ışınları tutarak ışınların atmosfer dışına çıkmasını engeller ve dünyanın ısınması sonucu sera etkisi oluşur.

Sera etkisini penceresi kapalı güneş alan bir otomobil

içerisinde görebiliriz, otomobil içerisine giren güneş ışığı dışarı

çıkamadığı için içerisi çok sıcak olur.

(67)

• Sera etkisi küresel ısınmaya neden olur.

• Sera etkisini artıran gazlar CO

2

N

2

O CH

4

'tür.

• Küresel ısınma sonucu iklim değişiklikleri meydana gelir.

• Küresel ısınmayla beraber buzullar erimeye, su kaynakları tükenerek çölleşme başlar.

• İklim değişiklikleri dünyada yaşayan canlılar

için büyük bir tehdittir.

(68)

İklim Değişikliği

Dünya üzerinde insanların faaliyetleri sonucu iklimlerde değişmeler meydana gelmeye başlanmıştır.

Atmosfere salınan sera gazları hava sıcaklığının

artmasına buda iklim değişikliğine neden olmaktadır. Sera gazlarının salınımı sonucu küresel ısınma meydana gelir.

Küresel ısınma ile buzullar erimekte, deniz seviyelerinde artış oluşmaktadır. Mevsimsel değişiklikler ile beraber sel, kasırga gibi doğal afetler daha sık yaşanmaktadır.

Fosil Yakıtlar (Kömür, petrol, doğal gaz) → CO2 → Sera etkisi → Küresel ısınma → İklim değişikliği ve doğal afetler

(69)

İklim Değişikliğini Önlemek İçin Neler Yapılmalıdır?

• Yenilenemez enerji kaynakları (Fosil yakıtlar, nükleer enerji) yerine, yenilenebilir enerji kaynakları (Rüzgar, güneş,

hidroelektrik ...) kullanılmalıdır.

• Enerji tasarrufu yapılmalıdır. Enerji tasarrufu sağlayan A sınıfı elektrikli araçlar kullanılmalıdır.

• Atıkların içerisinde geri dönüşümü mümkün olanlar (kağıt, metal, plastik, cam ...), geri dönüştürülerek doğal kaynakların kullanımı azaltılmalıdır.

• Binalarda ısı yalıtımı yapılmalıdır.

• Ormanlar ve yeşil alanlar korunmalıdır. Ağaçlandırma çalışmaları yapılmalıdır.

• İnsanlar küresel ısınma ve çevrenin korunması konusunda bilgilendirilmelidir.

(70)

Ekolojik Ayak İzi

İnsanların ekosistemler üzerindeki etkilerini ölçmek amacıyla ekolojik ayak izi yöntemi oluşturulmuştur.

Ekolojik ayak izi insanların yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için dünyaya toplam maliyetinin ne olduğunun hesap edilmesidir.

Günlük tükettiği ekmek için ne kadar alana buğday

ekilmelidir, kullandığı hava için ne kadar ağaç olmalıdır

gibi ihtiyacımız olan maddeler için çevreye verdiğimiz

zararın ölçüsüdür.

(71)

Sürdürülebilir Kalkınma

İnsanların doğal kaynaklara zarar vermeden, bilinçli kullanımının planlanmasına sürdürülebilir

kalkınma denir.

* Kaynakların tasarruflu kullanımı

* Geri Dönüşüm

sürdürülebilir kalkınmanın olmazsa olmazlarıdır.

(72)

OSMAN AYDIN

FEN BİLİMLERİ ÖĞRETMENİ

Referanslar

Benzer Belgeler

Tarhana üretiminde ise kullanılan maya (ilave edilen veya spontan olarak gelişen) ve yoğurt florasından kaynaklanan (Streptococcus thermophilus ve Lactobacillus bulgaricus)

Sakıt Halife Abdülmecld efendinin veliahtlığı sırasında Topkapı Sarayını ziyaretinden Wr İntiba (Sağdan İkinci) Salih Fuad Keçecl’nln pederleri Reçad Fuad

[r]

Biz bu çal›flmada hepatit B ve C için yüksek risk gru- bunda yer alan difl hekimli¤i ö¤rencilerinde HBsAg, anti-HBs ve anti-HCV s›kl›¤› ve 3 doz hepatit B afl›-

2.Homofermentatif laktik asit bakterileri ile laktik asit, 3.Heterofermentatif laktik asit bakterileri ile laktik asit, asetik asit, diğer organik asitler, etil alkol,

[r]

Ökkeş, kuklanın öncelikle bizde olan geçmişini araştırdık­ tan sonra, günümüzdeki eksik yönlerini görerek, çağımıza uy­ gulamayı amaç edindi.. Bilhas­

Her sevd iği gibi, hattâ her sevdiğinden ziyade vatanını saf bir aşkla severdi; vatan m uhabbeti onda bütün sev­ gilerin üstünde idi.. Bundan ötürüdür ki