• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de öğretmen yetiştirme politikaları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye’de öğretmen yetiştirme politikaları"

Copied!
50
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

TRAKYA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

EĞİTİM BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI

EĞİTİM YÖNETİMİ, TEFTİŞİ, PLANLAMASI VE EKONOMİSİ

BİLİM DALI

UZAKTAN EĞİTİM

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

TÜRKİYE’DE ÖĞRETMEN YETİŞTİRME

POLİTİKALARI

EMİNE ERSAN

1158258113

PROJE DANIŞMANI

YRD. DOÇ. DR. BİROL YİĞİT

(2)
(3)

Projenin Adı: Türkiye’de Öğretmen Yetiştirme Politikaları Hazırlayan: Emine ERSAN

ÖZET

Eğitim sisteminde birbirleriyle sürekli etkileşim içinde bulunduğu üç temel unsur vardır. Bunlar; öğretmen, öğrenci ve programdır. Bu üç unsur birbiriyle ne kadar uyumlu olursa eğitim sisteminin etkinliği ve verimliliği artar. Aksine herhangi birinde oluşacak olumsuzlukla verimlilik azalır. Bu üç unsurdan hiç biri diğerinden daha fazla öneme sahip değildir. Fakat öğretmenin ayrı bir yeri vardır. Çünkü hem öğrenci üzerinde hem de programda en etkili unsur öğretmendir. Öğretmen yetişmesi konusunda ülkemiz tarih boyunca çeşitli modeller uygulamıştır. Doğrudan öğretmen yetiştiren eğitim fakülteleri ile formasyon eğitim sertifikası ve Tezsiz Yüksek Lisans programlarıyla yetişen öğretmenlerin arasındaki fark göz ardı edilemez. Bu durum sonucunda öğretmen istihdamında sıkıntılar yaşanmaya başlamıştır. YÖK ile MEB öğretmen istihdamı konusunda işbirliği sağlarsa öğretmenlik mesleği gereken önemi alacaktır. Öğretmenlerin hizmet öncesi eğitimlerinde öğretim materyallerinin de yeterli seviyede olması gerekmektedir. Hizmet öncesi eğitimin uygulanmasında pratik ve teorik denge sağlanarak güçlü bir uygulama eğitimi verilerek öğretmen eğitimi gerçekleştirilmelidir. Türkiye’de uygulanan öğretmen yetiştirme politikaları, öğretmen yetiştiren kurumlara öğretmen adaylarının seçimi, yetiştirilmesi, atanmasına dair politikalar ele alınmıştır.

Anahtar Kelimeler: Öğretmen, Eğitim fakültesi, öğretmen yetiştirme, eğitim, Formasyon sertifika.

(4)

Name of Project: Policies of teacher training in Turkey Prepared by: Emine ERSAN

ABSTRACT

In system of education, there are three basic factors which interact each other continuously. These are teacher, student and schedule. The more these factors harmonize with each other, the more system of education’s efficiency increases. On the contrary, with the negativeness of any of them, productivity decreases. None of these three factors has more importance than one another. But the teacher has a different position. The most effective factor is teacher on both the student and the schedule. Our country has carried out various models about teacher training along the history. The difference between the faculties of education which directly train teachers with formation certificate of training and teacher who trained with master without thesis can not be ignored. As a result of this circumstance, the problems started to occur about teacher employment. If council of national education collaborates, teaching profession gains necessary importance. The materials in teacher’s service training should be in adequate level, too. In performing the pre-service education, the teacher training should be made real by providing practical and theoretical balance and by giving a powerful practice education. The policies which are applying in Turkey about teacher training, the election, education and assignment of the instructors for teacher training institutions are analyzed.

Keywords: Teacher, faculty of education, teacher training, education,

(5)

ÖNSÖZ

Proje çalışmamın planlanmasında, araştırılmasında, yürütülmesinde ve oluşumunda desteğini ve zamanını esirgemeyen, engin bilgi ve tecrübelerinden yararlandığım, yapmış olduğu bilgilendirme ve yönlendirmelerle projemi bilimsel temeller ışığında şekillendirmeme yardımcı olan değerli danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Birol Yiğit’e sonsuz teşekkür ederim.

Anketlerin cevaplandırılmasında katılımlarıyla destek olan çok değerli öğretmen arkadaşlarıma da yardımları nedeniyle çok teşekkür ederim.

Bu süreç içerisinde maddi manevi en büyük desteği veren, bu çalışma için benden desteğini esirgemeyen sevgili eşim Rıdvan Ersan’a, bu çalışma sürecinde inançlarını, desteklerini üstümden eksik etmeyen biricik aileme sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

(6)

İÇİNDEKİLER

ÖZET ... i ABSTRACT ... ii ÖNSÖZ ... iii İÇİNDEKİLER ... iv TABLOLAR LİSTESİ ... vi I. BÖLÜM GİRİŞ 1.1. Problem Durumu ... 1 1.2. Araştırmanın Amacı ... 2 1.3. Araştırmanın Önemi ... 3 1.4. Varsayımlar/ Sayıltılar ... 3 1.5. Sınırlılıklar ... 4 II. BÖLÜM İLGİLİ ALANYAZIN 2.1. Cumhuriyet Dönemi Öğretmen Yetiştirme ve Öğretmen Yetiştiren Kurumlar .... 5

2.2. Günümüz Öğretmen Yetiştirme Modeli... 6

2.3. Öğretmen Eğitiminde Nicelik mi? Nitelik mi? ... 12

2.4. Günümüz Öğretmen Yetiştirme Uygulamalarının Sorunları ... 14

III. BÖLÜM YÖNTEM 3.1. Yöntem ... 18

3.2. Çalışma Grubu ... 18

3.3. Verilerin Elde Edilmesi ... 19

(7)

IV. BÖLÜM

BULGULAR VE YORUM

4.1. Bulguların Değerlendirilmesi ve Yorumlanması ... 21

V. BÖLÜM SONUÇ VE ÖNERİLER 5.1 Sonuç ... 33

5.2. Öneriler ... 34

KAYNAKÇA ... 38

(8)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Araştırmaya katılan eğitim çalışanlarının demografik özellikleri ... 18 Tablo 2. Sistemde halen çalışan öğretmenlerin, Üniversitelerin Öğretmen

Yetiştirmedeki Yeterliliğine İlişkin Görüşleri ... 21 Tablo 3. Sistemde halen çalışan öğretmenlerin, Öğretmenlik Mesleğinin Tercihi İçin İşleyişe Dair Görüşleri ... 24 Tablo 4. Sistemde halen çalışan öğretmenlerin, Öğretmenlik Mesleğini Tercih Eden Adayın Özelliklerine Dair Görüşleri ... 26 Tablo 5. Sistemde halen çalışan öğretmenlerin, Öğretmenin Yetişme Sürecinin İşleyişine Dair Görüşleri ... 28 Tablo 6. Sistemde halen çalışan öğretmenlerin, Öğretmenlik Mesleğinin Gereken Önemi Aldığına Dair Görüşleri ... 31

(9)

I. BÖLÜM

GİRİŞ

Bu bölümde araştırmanın amacı, önemi, sayıltıları, sınırlılıkları, ilgili araştırmalara ve araştırma verilerinin değerlendirilmesi yer almaktadır.

1.1. Problem Durumu

Öğretmen yetiştirme programlarının üniversitelere devredilmesinin üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen, sistemde bazı olumlu durumlar ortaya çıkmış ise de yetiştirilen öğretmenlerin niteliği ve öğretmen ihtiyacının karşılanma durumu sürekli tartışılan bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Eğitim fakültelerinin kuruluş amaçlarının hepsinin yerine getirilmediği gözlenmektedir. Bazı öğretmenlik alanları dışında, eğitim fakülteleri öğretmen yetiştirme uygulamalarında aksaklıklar yaşamaktadır. Özellikle büyük ve köklü eğitim fakülteleri, ülkenin öğretmen ihtiyacını göz önünde bulundurmak yerine "bilim ve temel araştırma yapma" gerekçesiyle ihtiyaç fazlası olan fakat prestijli gibi görünen ortaöğretim alan öğretmenlikleri ve eğitim bilimleri alanlarında büyümeyi seçmişlerdir. Bu eğilimin sonucu olarak, okul öncesi, sınıf ve ortaokul (6-8) öğretmenliği gibi kritik alanlarda kısa sürede kapanması imkansız öğretmen açıkları ortaya çıkmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı bu açığı kapatmak amacıyla, öğretmenlik sertifikası dahi olmayan binlerce kişiyi öğretmen olarak atamak zorunda kalmıştır.

Öğretmen yetiştirmekle sorumlu kurumlar (Yükseköğretim Kurulu ve Eğitim Fakülteleri) ile öğretmen istihdamında yetkili kurum (Milli Eğitim Bakanlığı) arasında sağlıklı bir işbirliği ve eşgüdüm sağlanamamıştır. Arz- talep dengesi oluşturulduğunda ihtiyaç fazlası öğretmen oluşumunun önüne geçilmiş olunabilir. Eğitim fakültelerinde başlatılan lisansüstü eğitim çalışmaları öğretim üyelerinin

(10)

akademik bilgilere yoğunlaşmasıyla temel bilimlere yönelmiş, alan öğretimine gereken önem verilmemiştir. Eğitim fakültelerinde uygulanan öğretmenlik formasyonu dersleri her bakımdan yetersiz kalmıştır. Eğitim fakültelerinde, alan öğretimi, yöntem bilgisi ve öğretmenlik deneyimi ile ilgili çalışmalar ihmal edilmiştir. Öğretmen istihdamında arz-talep dengesi maalesef sağlanamamıştır. Günümüzde öğretmen yetiştirme ders kitapları, araç-gereçleri yetersiz kalmıştır.

Eğitim sisteminin temel öğelerinden birisi öğretmendir. Öğretmenlik mesleği açısından en önemli sorunlardan birisi öğretmenlerin hizmet öncesi eğitimleri sürecinde etkin bir şekilde yetiştirilmesidir. Türkiye, Cumhuriyet Tarihi sürecinde öğretmen yetiştirme ve uygulama deneyimi kazanmıştır. Öğretmen yetiştirme programlarının en önemli aşamalarından birisi, öğretmen adaylarını gerçek eğitim ortamlarına hazırlama dönemidir (Sarıtaş, 2007). Birçok problemi olan eğitim sistemimizin en önemli problemlerinden biri, toplumun ihtiyaçları ve isteklerine yönelik öğretmen yetiştirilmemesidir.

1.2. Amaç

Ülkemizde öğretmen yetiştirme politikaları konusunda Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı resmi ve özel okullarda görev yapan öğretmenlerin görüşlerinin alınması amaçlanmıştır. Bu araştırmanın temel amacı ‘Türkiye’de öğretmen yetiştirme politikalarıdır.’ Bu esas amaç doğrultusunda bazı alt problemlere cevap aranmıştır.

Sistemde halen görev yapan öğretmenlerin;

1- Öğretmen yetiştiren kurumların öğretmen yetiştirmedeki yeterliliği konusunda görüşleri nelerdir?

2- Öğretmenlik mesleğinin tercih edilmesi için işleyişi konusunda görüşleri nelerdir?

3- Öğretmenlik mesleğini tercih edecek adayın özellikleri konusunda görüşleri nelerdir?

(11)

5- Öğretmenlik mesleğinin gereken önemi alıp almadığı konusunda düşünceleri nelerdir?

1.3. Önem

Türkiye’de öğretmen yetiştirme politikaları konusuyla ilgili bilgi veren bu çalışma öğretmenlerin yetişme süreciyle ilgili bilgilere yer vermektedir. Bu uygulamalardaki sorunları ve bu sorunlara önerilen çözümlere yer vermektedir.

Öğretmen yetiştirme politikalarının belirlenmesinde rolü olan M.E.B.,YÖK, Eğitim Fakülteleri, ve diğer kurumlar olmak üzere, bu politikaları belirlerken öğretmenlerin mesleki gelişimleriyle ilgili olarak istihdamı sağlanan öğretmenlerin bu konudaki düşüncelerinden yararlanabilirler.

Türkiye' de öğretmenlik mesleğinin özellikle son yıllarda ciddi bir itibar kaybettiğini bunun sebepleri arasında, öğretmen yetiştirme uygulamalarındaki eksiklikler, öğretmenlerin ekonomik yetersizlikleri ve öğretmenliğe atanma ölçütlerinin sık sık değişmesi ve zor olması öğretmenlik mesleğinin niteliğine zarar veren olumsuz değişikliklerdir. Diğer taraftan, değişen koşulların paralelinde öğretmen rollerinde de değişiklikler gerektirdiği ve öğretmen yetiştirme uygulamalarının da değişimler yaşaması gerektiği üzerinde durulmaktadır.

1.4. Sayıltılar

1- Araştırmada veri toplama aracı olarak kullanılan anket formundaki soruları öğretmenler içtenlikle cevaplamışlardır.

(12)

1.5. Sınırlılıklar

1- Araştırma, Tekirdağ İli Çorlu İlçesindeki Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı resmi ve özel okullardaki öğretmenleri kapsamaktadır.

2- Elde edilen bilgiler anket ile sağlanan bilgilerle sınırlıdır. 3- Bu araştırma 104 öğretmenin verdiği cevaplarla sınırlıdır.

(13)

II. BÖLÜM

İLGİLİ ALANYAZIN

2.1. Cumhuriyet Dönemi Öğretmen Yetiştirme Ve Öğretmen Yetiştiren Kurumlar

Cumhuriyet dönemine gelindiğinde öğretmen yetiştirme problemi daha da karmaşık bir yapılanmaya girmiştir(Akyüz,1989:421). 1924- 1925 eğitim öğretim yılından sonra Darülmuallimin’in adı Muallim Mektebi, 1935 yılından sonra ise öğretmen okulu olarak isimlendirilmiştir. Okulların sayıları çok olmakla beraber öğrenci azlığından ve öğretimin yetersiz kalması nedeniyle ilk öğretmen okullarının sayılarında azaltılmaya gidilmiştir. Okul sayıları yerine öğrencilerin mevcudu ve öğretiminin kalitesi arttırılmak amaçlanmıştır.

Cumhuriyetin ilk dönemlerinde öğretmenliği meslek haline getirmek, dönüştürmek için büyük emekler sarf edilmiştir. 13 Mart 1924 tarihli Orta Tedrisat Kanunu’nun 1. Maddesiyle ‘muallimlik devletin umumi hizmetlerinden talim ve terbiye görevini üstlenen, müstakil sınıf ve derecelere ayrılan bir meslektir’. 22 Mart 1926 tarihli ve 789 sayılı Maarif Teşkilatına dair kanunun 12. Maddesinde de ‘maarif hizmetlerinde gerçek olan muallimliktir’ sözlerine yer verilmiştir. Bu yasal düzenlemelerde yer alan bu sözlerin anlamları : (a) Öğretmenlik, devletinöğretim ve eğitimi olan kamu görevini üstlenen bir meslektir. (b) Eğitim ve öğretim hizmetleri arasında öğretmenliğin üstünlüğü ve ayrıcalığı vardır (Akyüz, 2001:344). Eğitim öğretim hizmetlerinde öğretmenliğin ilk sırada yer almasına karşılık öğretmen olma şartlarında yasal düzenlemenin gerektirdiği titizlik göz ardı edilmiştir. Osmanlıdan kalan uygulamalar sonucunda öğretmenlik mesleği kapısı ardına kadar açık girişi kolay bir meslekten kurtulamamıştır.

(14)

Cumhuriyet dönemine girildiğinde Osmanlı Devleti’nden kalan çok az bir okur-yazar kişi sayısı vardı. Bu nedenle yeni yönetim eğitimde yeniliğe giderek çeşitli öğretmen yetiştirme politikaları geliştirmiştir. Bu yapılan yeniliklerle Cumhuriyet dönemi Türkiye’de eğitim gelişme gösterse de öğretmen yetiştirme sorunları tamamen ortadan kalkmadı.

2.2. Günümüz Öğretmen Yetiştirme Modeli

1996’ya kadar Öğretmen yetiştirme politikaları toplumun ihtiyacı olan ve öğretmenden istenenlere uygun şekilde ‘ her şeyi bilen öğretmen ‘ modelini oluşturma amacı taşımaktaydı. Cumhuriyet’in ilanından beri yetişmesi amaçlanan öğretmenlerden toplumun ilerlemesi hususu konusunda toplumun itici gücü olmaları istenmiştir. Öğretmenlerden istenenler ise, öğrencinin ve çevrenin ekonomik, hukuksal, siyasi, sağlık gibi alanlarda ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu beklentinin eğitimin çevredeki işlevlerinden dolayı ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Yani öğretmenden beklenen rol ‘her şeyi bilen, yapan kişi olmasıdır. Öğretmen yetiştirme kurumlarında uygulanan programlarda mevcut olan dersler de bu kalitedeki öğretmenleri ortaya çıkarmayı hedefler. Öğretmen okullarında, eğitim yüksekokullarında, köy enstitülerinde, eğitim fakültelerinde yani öğretmen yetiştiren kurumlarda verilen derslerde bu açıkça ortadadır. 1994’te başlayıp 1998’de biten YÖK/Dünya Bankası Hizmet Öncesi Öğretmen Eğitimi Projesi kapsamında eğitim fakültelerinin tekrar yapılandırılması gerçekleştirildi. Bu süre zarfında tekrar yapılandırma nedeni belirtilirken önceki dönemlerdeki öğretmen yetiştirme programlarındaki eksiklikler ve sıkıntılar, problemler söylenmiş ve bu yapılandırmanın dönemin ihtiyaçlarını karşılamak için zorunlu olduğu belirtilmiştir. 1997’de sonra uygulanan öğretmen yetiştirme tipi, öğretmenlik mesleğini ‘öğretim teknisyenliği’ olarak tekrardan düzenlemeyi hedeflemiştir. Yeniden yapılandırma modelinin temelinde belli alanlarda öğretimi gerçekleştirecek öğretim teknisyenlerini ortaya çıkarmaktır.

(15)

Eğitim fakülteleri öğretmen yetiştirme programlarının tekrardan yapılanması nedenleri şöyle belirlenmiştir:

1- İhtiyaç duyulan alanlarda kaliteli öğretmen yetiştirme amacı taşıyan eğitim fakülteleri, bu amacından bilim ve temel araştırma yapma yoluna yönelmiştir.

2- Eğitim fakültelerinde uygulanan alan öğretmenliği programları ile fen-edebiyat fakültelerinin programları arasında benzerlikler ortaya çıkmaya başlamış, eğitim fakülteleri ile fen-edebiyat fakülteleri birbirleriyle verimli bir işbirliği oluşturamamıştır.

3- Eğitim sisteminin öncelikli olarak ihtiyaç duyduğu sınıf öğretmeni ve okul öncesi öğretmeni yetiştirmede eksik davranılmıştır.

4- Eğitim fakültelerinde öğretmen adaylarına alan öğretimi verilmemiş ve göz ardı edilmiştir.

5- Yükseköğretim Kurulu ile öğretmen ihtiyacı olan ve ona iş sağlayan Milli Eğitim Bakanlığı arasında verimli ve etkili bir iletişim, işbirliği oluşturulamamıştır.

6- Öğretmen yetiştiren ‘Pedagojik Formasyon Sertifika Programları’, eğitim fakülteleri tarafından para kapısı olarak değerlendirilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından atama yapılması imkânsız olan alan mezunlarına da bu sertifikalar verilmiştir.

7- Milli Eğitim Bakanlığı, yurt dışı burs imkânını sadece mühendislik ve fen bilimleri alanlarında kullanmıştır.

8- Eğitim fakültelerinin kaynakları aslında nitelikli öğretmen yetiştirilmek için kullanılması gerekirken bu kaynaklar temel araştırmalar için harcanmıştır.

9- Eğitim fakültelerinin öğretmen yetiştirme programlarında var olan dersler, konuları, içerikleri ve bütünselliği bakımından gereken kalite ve özelliğe sahip öğretmenleri yetiştirmekten yoksundur (YÖK 1998: 14-19).

YÖK/Dünya Bankası Hizmet Öncesi Eğitim Projesi kapsamında yapılanlar ve bunların sonuçları şöyledir:

1- Farklı alanlarda program geliştirme çalışmaları yapılmış ve üretilen kaynak öğretim materyalleri ilgili derslerde kullanılmak üzere eğitim fakültelerine gönderilmiştir.

(16)

2- Eğitim fakültelerindeki öğretim üyeleri lisansüstü öğrenimlerini almak için yurt dışına gitmelerine izin verilmiştir.

3- Eğitim fakültelerinde kullanılmak amacıyla araç-gereçler alınmıştır.

4- Milli Eğitim Bakanlığı ile bir sözleşme imzalanmış ve eğitim fakültesi – uygulama okulu işbirliği yapılmıştır.

5- Eğitim fakültelerinde uygulanan programların denetlenmesi ve değerlendirilmesi gerekçesiyle Öğretmen Yetiştirme Milli Komitesi oluşturulmuştur.

6- Lisans seviyesinde 16 öğretmen yetiştirme uygulaması ortaya çıkmıştır. 7- Eğitim fakültelerinin öğretmen yetiştiren programlarıyla MEB okullarında uygulanan programlar arasında doğrusallık ortaya çıkarılmıştır.

8- Öğretmenlik formasyonu oluşturmak için yapılan dersler tekrardan düzenlenmiş, derslerin sayısı ve oranı arttırılmış formasyon dersleri ile alan derslerinin aynı doğrultuda olması amaçlanmıştır.

9- Öğretmenlik formasyon derslerine uygulama saatleri eklenmiştir.

10- Türkçe yazılı anlatım ve Türkçe sözlü anlatım dersleri tüm öğretmenlik bölümlerine mecburi ders olarak eklenmiştir.

11- Yan alan uygulaması başlatılmıştır.

12- Tüm öğretmen yetiştiren bölümlere zorunlu bilgisayar dersi getirilmiştir. 13-Ortaöğretim Alan Öğretmenliği Tezsiz Yüksek Lisans Programları açılmıştır.

Yeniden yapılanmanın pozitif sonuçları olarak; özel öğretim yöntemlerine daha çok yönelmek gerektiği, meslek öncesi öğretmenlik uygulamalarının artması, sınıf öğretmenliği meselesinin ciddi olarak ele alınması, 4+4+4 sisteminin ihtiyaç duyduğu öğretmenleri yetiştirmeyi hedeflemeyi, asıl branşın yanında yan alan uygulamasının olması gerektiği üzerinde durulmuştur.

Negatif sonuçlarına baktığımızda ise; 150 senelik öğretmen yetiştirme deneyimi ve birikiminin dışlanması, öğretmen yetiştirme uygulamalarında var olan derslerin düzenlenmesindeki yanlışlar, branş öğretmeni eğitiminin 5,5/6 yıla çıkarılması, yapılması gereken uygulamaların imkansızlıklar nedeniyle olması gerektiği gibi yapılamaması, lisansta alınan dersler ile lisansüstü diplomasının

(17)

alınması, tezsiz yüksek lisans öğreniminin sertifika programlarına dönüşerek bozulması, bazı bölümlerde öğretmenlerin 5,5/6 yılda bazı bölümlerin ise 4 yılda öğretmen yetiştirmesi ile öğrenim süresinin tutarsızlığı, aynı öğretmenlik meslek bilgisi derslerini alan öğrencilere değişik diplomalar verilmesi, öğretmenlik mesleğini seçmenin lisans eğitiminin sonuna ertelenmesi, değişik öğretmen yetiştiren uygulamaların varlığı, tezsiz yüksek lisans alan öğretmenliğine başvuracak lisans mezunlarının çokluğu gibi ayrıntılara dikkat çekilmektedir(Kavcar 2003: 84-85).

Yeniden yapılandırmanın en önemli olumsuz getirisi ise öğretmenlik mesleğinin temellerinden birini meydana getiren eğitim bilimleri bölümlerinin lisans düzeyinde kapatılması ve üniversitelerdeki eğitim bilimleri bölümündeki öğretim üye ve elemanlarının farklı bölümlerde iş imkânı sağlanarak yapısal bakımdan eğitim bölümleri bölümlerinin büyük kısmını boşaltmış olmalarıdır. Yeniden yapılandırma süreci eski teorik öğretmen yetiştirme uygulamalarına karşı olarak ortaya çıkmış olsa da teorisiz pratiğin nasıl oluşacağını ortaya çıkaramamıştır.

Öğretmenliğin temeli eğitim fakültelerinde atılmaktadır. Diğer kaynaklar olarak ise fen-edebiyat ve diğer lisans programlarından mezun olan öğrenciler oluşturur. Fen-edebiyat ve lisans programlarından mezun olan öğrenciler Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK’ün bir araya gelmesi ile açtıkları ya da açılması düşünülen Orta Öğretim Alan Öğretmenliği Tezsiz Yüksek Lisans ya da Pedagojik Formasyon Sertifika Programını başarılı bir şekilde sonuçlandırma koşuluyla atanma hakkını elde edeceklerdir.( YÖK, 2013-2014 yılından itibaren eğitim fakültelerinin ortaöğretim programlarını kapatarak İngilizce ve PDR alanı dışında bütün ortaöğretim öğretmeni yetiştirme yetkisini fen-edebiyat fakültelerine aktarmıştır).

Öğretmenlerin mesleki yeterliliklere sahip uzman bir öğretmen olarak yetişmeleri 3 aşamadan meydana gelmektedir. Şuan Türkiye’de öğretmen adayı seçiminde üniversiteye giriş sınavları adı altında ve akademik başarı gerektiren bir ölçüt vardır; Yükseköğretime Geçiş Sınavı(YGS) ve Lisans Yerleştirme Sınavı(LYS). Bu tek ölçüt haricinde öğretmenlik için gerekli kişisel özellikler göz önünde bulundurulmamakta, kişilik testleri gibi belirleyici yöntemler

(18)

uygulanmamaktadır. Eğitim fakültelerini seçen öğrencilerin istekli, azimli, bilinçli ve idealleri peşinde koşan adaylar olmaları öğretmenlik mesleğinin geleceğini etkileyen faktörler arasındadır.

Öğretmen yada Anadolu Öğretmen Liselerinden mezun olan öğrencilerin eğitim fakültelerini tercih etmesi gerekir ki uygulamada başarılı olan bu liselerden üniversitelerin eğitim fakültelerine kaliteli öğrenci akışı sağlansın. Ama maalesef 2014-2015 eğitim öğretim yılından başlanarak Öğretmen ve Anadolu Öğretmen liselerinin kapatılması ya da başka liselere dönüşüm sağlamasıyla uygulamada başarılı olan bu liselere de bir kamçı vurulmuş idealist öğretmen yetiştirme, bilinçli öğretmen yetiştirme büyük bir darbe almıştır. Çünkü burada öğretmen adayları temelden eğitim alıyor eğitim fakültelerinde de bu eğitimlerini pekiştiriyorlardı.

Hizmet öncesi eğitimde ise öğretmenlik için gerekli bilgilerin ve becerilerin öğretmen adaylarına kazandırılması esas hedeftir. Hizmet öncesi eğitimde öğretmen adaylarına kazandırılması amaçlanan bilgi ve beceriler; alan bilgisi, meslek bilgisi ve genel-kültür alanındadır. Bu alanlarda en çok ağırlık verilen alan bilgisidir. Daha sonra meslek bilgisi gelirken en son genel kültür alanında bilgi ve beceri sağlanmak istenmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı’na göre belirlenen öğretmen yeterlilikleri ise kişisel ve mesleki değerler, Öğrenme ve öğretme süreci, öğrencileri tanıma, okul-aile ve toplum ilişkileri, gelişimi izleme ve değerlendirme, program ve içerik bilgisi olarak sıralanmıştır. Bu öğretmen yeterliliklerinin bazı ülkelerde uygulanan öğretmenlerin mesleki standartlarına uygunluk göstermektedir. Tabi ki bazı farklılıklar görülmektedir, tıpa tıp uygun olduğunu söylemek doğru olmaz. Öğretmen yeterliliklerinin daha başlangıçta olduğu, daha verimli sonuçların alınması için, başarılı olunması amacıyla süreç içerisinde geliştirilmesi için çalışmaların yapılması gerekliliği ortaya konmuştur.

1. Öğretmenlik yeterliliklerinin kavramlarının ve dayandığı temel kavramların tanımının yapılması,

(19)

2. Öğretmen yeterliliklerinin içine aldığı bilgiler, tutumlar, değerler ve performanslarının daha anlaşılabilir, uygulamada kolay olan bir yapıya sahip olması,

Öğretmen yeterliliklerinin, öğretmen seçme, yetiştirme ve gelişim, öğretmenlerin kariyerleri ve performanslarını değerlendirmeyle bağlantı kurulması önerilmiştir.

Eğitim fakülteleri harici diğer lisans mezunları, son zamanlarda Pedagojik Sertifika programları ile öğretmen yeterliliklerini tamamlamaya çalışmaktadırlar. Fakat bazen bu programlar hızlandırılmış bir şekilde uygulanmaya çalışılmaktadır. Böylece hızlı ve sıkışık bir şekilde yetişen öğretmenin niteliği de tartışma konusudur.

2000 yılından itibaren öğretmenlik mesleğine atanmak için uygulanan sınav; Kamu Personeli Seçme Sınavı(KPSS)dır. Bu sınavda başarılı olan öğretmen adaylarının ataması yapılarak görevlerini devlet bünyesinde yapmaları sağlanmıştır. 2013 yılından itibaren belirli alanlardaki öğretmen adayları atanabilmek için KPSS haricinde Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi ( ÖABT) sınavına da girmek zorunda bırakılmıştır. Öğretmen olarak ataması yapılacak olan öğretmen adaylarının önce KPSS’na girerek bu sınavda 60 Genel kültür 60 Genel yetenek sorusunu cevaplandıracak, ardından da 80 sorudan oluşan Eğitim Bilimleri testinin sorularını cevaplandırması istenmektedir. Şuan 17 alanda uygulanan ÖABT sınavında ise 50 soruyu cevaplandırdıktan sonra elde edilmesi gereken puanları alanlar mülakat için başvuracaktır. Mülakattan da başarılı olarak geçen öğretmen adayları devlet bünyesinde görevlerini icra etmeye başlayabileceklerdir. Bu sınavlara yüzbinlerce başvuru yapan aday vardır. Maalesef ataması yapılan öğretmen sayıları ise on binleri geçememektedir.

Öğretmenlere iş sağlama ve öğretmen yetiştirme politikaları günümüzde yaşanan en büyük problemler arasında yer almaktadır.

Safran’a göre; Günümüzde Türkiye’de 75 tane eğitim fakültesi bulunmaktadır. Eğitim fakülteleri ile birlikte fen-edebiyat fakültelerinin de sayısı yükselmiştir. Eğitim fakültesi öğrencilerinin sayısı bugün 220.000, fen-edebiyat

(20)

fakültesi öğrencilerinin sayısı 280.000 civarındadır. İlahiyat fakültesi, güzel sanatlar, iletişim, beden eğitimi spor yüksekokullarına da pedagojik formasyon hakkı tanındığı düşünülürse, öğretmen yetiştiren tüm kurumlarda 734.000 öğrenci öğrenim görmektedir. Bu da gelecek 4 yıl içinde 734.000 öğretmen adayı devreye girecek demektir. Atama bekleyen öğretmen sayısı ise 300.000 civarındadır. Bu da 4 sene sonra toplamda 1 milyon öğretmen adayımız olacağı anlamına gelmektedir. Öğretmen ihtiyacı MEB’deki tüm branşlarda şu an 129.000 görünüyor. Her sene toplamda 80.000 kişi eğitim ve fen-edebiyat fakültelerinden mezun olmaktadır. Yılda 40.000 öğretmen atansa, 40.000 aday açıkta kalacaktır. Mevcut 280.000 atanamamış öğretmen sayısına her yıl 40.000 daha eklenmektedir. Yıllık 40.000 öğretmen alımı da en fazla 2-3 yıl daha devam edecek. Ondan sonra o da bitecek denilebilir, yeni atamalar sadece emekli olan veya vefat eden öğretmenlerin yerine yapılacaktır. Bunun da yıllık ortalaması sadece 10.000 olarak tahmin edilebilir.

2.3. Öğretmen Eğitiminde Nicelik mi? Nitelik mi?

Öğretmenlik mesleğinin yeterliliklerine sahip öğretmen yetiştirme uğraşı, nitelikli insan yetiştirme disiplininin temelini oluşturur. Öğretmen yetiştirme politikası eğitim sistemimizin en önemli aşaması olmasına Türkiye ‘de buna çok önem verilmemiş yükseltilmesi gerekirken aksine öğretmenin niteliği azalmıştır.

Öğretmenlik mesleğinin kalitesinin düşmesinin nedenlerinde, öğretmen yetiştirme politikalarında yapılan değişikliklerin, eğitimin tamamında geniş bir araştırmanın, planlamanın olmadan siyasi dayatmalar şeklinde yapılmasıdır.

Türkiye’de öğretmen yetiştirmede toplumun sosyal, coğrafi, kültürel, ekonomik yapısına göre bir politika olmadıkça bu kalite yükselmeyecektir. Kısa süreli verilen Pedagojik Formasyon Sertifika Eğitimi ve Tezsiz Yüksek Lisans eğitimleriyle bu problemler devam edecektir. Türkiye’de öğretmenler 1982’ye kadar Milli Eğitim Bakanlığında yetiştiriliyordu. Bu tarihe kadar öğretmenlerde niteliğe önem verilmemiş, nicelikleri göz önünde bulundurulmuştur. Bunda siyasi partilerin

(21)

çıkarları etkili olmuştur. Öğrenci sayılarının artmasıyla, öğretmen yetiştirme politikalarına yenileri eklenmiş ve aralarında bağlantı kurulamamıştır. 1982’de üniversiteler öğretmen yetiştirme görevini, istihdamını ise Milli Eğitim Bakanlığı üstlenmiştir( Duman, 1988).Üniversitelerin elinde bulundurdukları öğretmen yetiştirme politikası günümüzde de yetersiz bulunmakta ve farklı çözümler önerilmektedir. Örneğin, Varış(1988) ; bu politikaların gerekliliğini açıklamış, bazı sorunların geçiş planı olmadan yürürlüğe girdiğini ve böylece öğretim elemanı sorununun ileri geldiğini belirtir. 1997’de eğitim fakültelerinin tekrar yapılandırılmasıyla nitelikli öğretmen yetiştirilmesi amaçlanmıştır. İlköğretime ve ortaokullara öğretmenleri artık fen – edebiyat fakülteleri ve eğitim fakülteleri üstlenmiştir. Fen- edebiyat fakültelerinde tezsiz yüksek lisans uygulanması zorunlu hale gelmiştir. Bu hususta da olumlu ve olumsuz tartışmalar yapılmıştır: Kızılçaoğlu (2006), yeni uygulanan programların eskilerini öne sürerek tekrardan geliştirilmesine dikkat çekmiştir. Çünkü yeniden yapılandırmada öğretmenler ihtiyaçlara cevap vermemiş ve gerçekçi olmamıştır. Tezsiz Yüksek Lisans programlarının ülkemizin şartlarına, ihtiyaçlarına, realitesine uygun olması uygun olmaması nedeniyle tartışılmıştır. Lisans eğitim süresinin 5 yıl olması ekonomik sorunlara yol açmış, ders dönemlerinin 7’ye indirilmesi ise derslerin eksik kalmasına, böylece öğretmen adaylarının öğrenimini tamamlanmamasına neden olmuştur.

Müfredattaki değişiklikler programlara yerleştirilmemiş, içerikler güncellenmemiş öğretmen eğitim derslerinin sayısı yukarıya çekilmemiştir. Aynı zamanda derslerinin arasında ilişki kurulmamış, derslerin seçiminde öğrencilerden çok öğretmenler göz önünde bulundurulmuş, eğitim, bilgi konusunda gerekli şartlar aranmamıştır. Sadece alan eğitiminde eğitim fakülteleri olumlu gelişmeler kaydetmiştir bunu da Akreditasyon metoduyla başarmıştır. Başka bir araştırmada ise; Türkiye’nin eğitim fakültelerine öğrenci almasıyla ve öğretmenlerin başarıları ve teknik bilgilerinin diğer memleketlerdeki politikalardan daha fazla olması gerektiği ön plana çıkmıştır. Aynı zamanda mezun olan öğretmen adaylarının mesleğe başlamadan önce hem alanla hem de potansiyellerini ortaya çıkaracağı sınavlara ihtiyacı olduğu ileri sürülmüştür.

(22)

Türkiye’de 2009-2010 eğitim öğretim yılında YÖK’nun aldığı kararla öğretmen yetiştiren Tezsiz Yüksek Lisan programlarından Pedagojik Formasyon Eğitimine geçilmiştir. Böylece fen – edebiyat bölümü öğrencileri öğrenimleri esnasında Formasyon Eğitimlerini tamamlamışlar, mezunlar ise bu programdan faydalanmışlardır.

Bundan sonra Türkiye’de ihtiyaç duyulmayan branş öğretmen sayısı artmış, nitelikli öğretmen yetiştirmek güç bir hale gelmiştir.

2.4. Günümüz Öğretmen Yetiştirme Uygulamalarının Temel Sorunları

Sık sık değişen öğretmen yetiştirme politikaları nedeniyle Türkiye’de yeterli seviyede öğretmen yetiştirme sorunu hala aşılamamıştır.

1- Öğretmenliğe alan dışından alımlar yapılınca meslekte ciddi problemler ortaya çıkmıştır.

Eğitim fakültesinden mezun olmayanlardan yapılan atamalarla 1990 yılları sonlarında öğretmenliğin itibarını ve sağlam temellere dayanmasını engellemiştir. Ziraat fakültesi, hukuk fakültesi, mühendislik fakültesi mezunları icra etmelerinin önüne geçilmeli çünkü eğitim fakültesi mezunları sadece öğretmen oluyor.

2- Fen – edebiyat fakültesi ile eğitim fakültesi ikilemi süregelmektedir.

YÖK, 2013’te aldığı kararla fen – edebiyat mezununa formasyon fırsatı tanıdı, daha da ileri giderek alan öğretmenleri fen- edebiyat mezunu öğretmenlerden atanmaya başladı.

3- Öğretmen yetiştirmede ihtiyaca göre hareket edilmemektedir.

Günümüzde yaklaşık 100 bin olan eğitim fakültelerinde yılda en az 45.000 öğrenci mezun oluyor. Buda bütün üniversitelerde öğretim elemanına düşen

(23)

öğrenciyi arttırmaktadır. Yani eğitim fakültelerinde diğer fakültelere göre öğretim üyeleri sayısı az iken öğrenci sayısı da buna keza en fazla buradadır.

4- Ülkemizde üniversiteler ve ya fakülteler inşa etmek eğitim, bilim yetersizliğinden ziyade siyasi bir politika olarak görülmüş ve maalesef bu görüşten ilk zarar görenler eğitim fakülteleridir. Buna neden olanlar siyasetçiler olduğu gibi ‘siyasi düşünceli ‘ üniversite öğretim elemanlarıdır.

5- Eğitim Fakültesi öğrencileri bazı fakülteler tarafından bir yarıyıl uygulama okullarına gönderilmişler ama maalesef öğrencilerin takibi fakülteler tarafından yerine getirilmemiştir.

Aynı zamanda öğretmenliğe hazırlayan ‘okul deneyimi ve öğretmenliği uygulaması’ dersleri, kitapları eksik seviyededir.

Aksu (2003), tarafından yapılan bir çalışmada 2006 öğrencisi ve 95 öğretmeni olan bir ilköğretim okuluna 268 uygulama öğrencisi gönderildiği saptanmıştır.

6- Eğitim fakültesi kitaplarının yetersizliği formasyon dersleri kitaplarında da görülmüş bu sebeple raflarda kalmıştır.

Derslerin uygulanmasında, uygulamaların nasıl olacağıyla ilgili problemler ortaya çıkmıştır.

7- Öğretmenlik meslek bilgisinin ders kitabı yazılırken genelde öğretim elemanları görevlerinde yükselmeyi ve isimlerini başına yazacakları unvanı düşünmektedir. Aynı zamanda bu soruna birde yayın evinin para kazanma arzusu eklenince büyük bir sorun haline gelmektedir.

(24)

8- Pedagojik formasyon eğitimi bulunmayan öğretim elemanları öğretmenlik formasyon derslerine, eğitim fakültesi öğretim üyesi eksikliği nedeniyle kolaylıkla girebilmektedirler.

9- Orta öğretime öğretmen yetiştirme işi fen – edebiyat fakültelerine bırakılmış, bu alan öğretmenleri 5,5 yıllık eğitimiyle öğretmenlik mesleğine girmişlerdir. Fakat bu süreçte eğitim fakülteleri, fen – edebiyat öğrencilerine tezsiz yüksek lisans eğitimi vermesi konusunda büyük bir baskıyla karşı karşıya gelmiştir.

10- Milli Eğitim Bakanlığının 2003 yılı istatistik bilgilerine göre, alan öğretmenleri eksikleri fizik öğretmenliği için 272, biyoloji öğretmenliği için 658, kimya öğretmenliği için 234, matematik öğretmenliği için 1663 iken bu alanlarda ihtiyaçtan daha fazlasına eğitim verilmekte ve tezsiz yüksek lisans öğrencileri büyük ekonomik uğraşlar verdikleri halde, emekleri hiçe giderek işsiz kalmışlardır. Yani yılda fen alanında 75 öğretmen atanırken mezun sayısı 20.000leri bulmaktadır. Bu düzensizliğin yoluna girmesi için MEB ile YÖK’ ün birlikte hareket etmesi gerekir.

11- 4 yıllık lisans eğitiminden sonra formasyon ya da tezsiz yüksek lisans ile alınan öğretmenlik mesleği dersleri insanlarda şu algıyı oluşturmakta : ‘ ‘bir işe sap olamadık, en azından öğretmen olalım’’.

Bu düşünce öğretmenlik mesleğinin itibarını, değerinin düşmesine neden olmuştur.

12- MEB ’da ihtiyaç olan öğretmen sayısı ile eğitim fakültelerinde öğrenim gören öğrenci sayıları arasında tutarsızlık vardır. Eğitim fakültelerinde ihtiyaçtan daha fazla öğrenci eğitim görürken buna birde tezsiz yüksek lisans öğrencileri eklenmektedir. Böyle olunca da atanmayı bekleyen öğretmen sayısı gittikçe artmaktadır.

13- Kimi eğitim fakültelerinde ikinci öğretim programları da yer almaktadır. Aynı zamanda fen – edebiyat fakültesi ikinci öğretimleri de vardır. Buralarda mezun

(25)

öğrencilerinde formasyon sertifikasıyla öğretmen olmalarının sonucunda öğretmenlik mesleğinde bir yığılma görülür.

(26)

III. BÖLÜM

YÖNTEM

3.1. Yöntem

Bu çalışma, Türkiye’de öğretmen yetiştirme politikaları konusunda yapılmış olup, veri toplama aracı olarak kullanılan anket çalışması ile öğretmenlerin görüşlerini belirlemeye yöneliktir. Ankette Likert ölçeği kullanılmıştır.

3.2. Çalışma Grubu

Araştırmanın çalışma grubunu, 2016-2017 eğitim öğretim yılında Tekirdağ İli Çorlu İlçesinde her tür ve düzeydeki okul ve kurumlarda görev yapan toplam 104 öğretmen oluşturmuştur.

Tablo 1. Araştırmaya katılan eğitim çalışanlarının demografik özellikleri

Demografik Özellikler N %

Cinsiyet Kadın 92 88,5

Erkek 12 11,5

Medeni Durum Bekâr 76 73,1

Evli 28 26,9 Öğrenim Durumu Lisans 92 88,5 Yüksek Lisans 12 11,5 Yaş 22 - 26 yaş 32 30,8 27 - 31 yaş 40 38,5 32 – 36 yaş 16 15,4 37 - 41 yaş 16 15,4 Çalıştığı Okul İlkokul 8 7,7 Ortaokul 20 19,2 Lise 72 69,3 Diğer 4 3,8 Mesleğin Kaynağı Eğitim Fakültesi 48 46,2 Fen-Edebiyat Fak. 56 53,8 Mesleği Seçme Nedeni Kendi İsteği 92 88,5 Mesleğin Çekiciliği 4 3,8 Aile Baskısı 8 7,7 Branş Sınıf Öğretmeni 8 7,7 Okul Öncesi Öğrt. 4 3,8 Sözel Ders Öğrt. 72 69,3 Sayısal Ders Öğrt. 20 19,2

(27)

Araştırmaya katılan çalışan öğretmenlerin demografik özelliklerine göre elde edilen bulgular;

 Katılımcıların % 88,5’i kadın, %11,5’i erkektir.  Katılımcıların %73,1’ i bekâr, % 26,9’u evlidir.

 Katılımcıların %38,5’i 27-31 yaş aralığında, %30,7’si 22-26 yaş aralığında, %15,4’ü 32-36 yaş aralığında, % 15,4’ü de 37-41 yaş aralığında yer almaktadır.

 Katılımcıların öğrenim durumları ise % 88,5’i Lisans düzeyinde mezun, % 11,5’i de Yüksek Lisans düzeyinde mezundur.

 Katılımcıların çalıştıkları okul türleri ise %69,3’ü liselerde, % 19,2’si ortaokul, %7,7’si ilkokul, %3,8’i ise diğer kurumlarda çalışmaktadırlar.  Katılımcıların üniversitelerden mezun oldukları fakülte oranları ise

%53,8’i Fen-Edebiyat Fakülteleri, %46,2’si ise Eğitim Fakülteleri öğretmenlik mesleğinin kaynağı olan okullardır.

 Katılımcıların %88,5’i öğretmenlik mesleğini kendi isteği ile seçmiş, % 7,7’si aile baskısı sonucunda seçmiş, % 3,8’i ise öğretmenlik mesleğinin çekiciliği nedeniyle tercih etmiştir.

 Katılımcıların % 7,7’si sınıf öğretmeni, % 3,8’i okul öncesi öğretmeni, % 19,2’si sayısal ders öğretmeni, % 69,3’ ü sözel ders öğretmenidir.

3.3.Verilerin Elde Edilmesi

Verilerin elde edilmesinde kullanılan anket iki kısımdan meydana gelmektedir. İlk kısımda cinsiyet, yaş, öğrenim durumu, çalıştığı kurum, mesleği seçme nedeni, branşı ve öğretmenlik mesleğinin kaynağı olan okul olarak ankete cevap veren öğretmenlerin kişisel (demografik) bilgilerine ait 8 sorudan meydana gelmektedir.

İkinci kısımda ise, Türkiye’de öğretmen yetiştirme politikaları konusunda öğretmenlerin düşüncelerini öğrenmeye yönelik 28 soru ele alınmıştır. Öğretmenler

(28)

anketi, beşli ölçek üzerinde, her sorunun karşısında yer alan Kesinlikle Katılmıyorum (1), Katılmıyorum (2), Kararsızım (3), Katılıyorum (4), Kesinlikle Katılıyorum (5) seçeneklerinden kendi düşüncelerine uygun olan seçeneği işaretleyerek yanıtlamışlardır.

3.4. Verilerin Toplanması ve Analizi

Türkiye’de öğretmen yetiştirme politikaları ve sorunlarını açığa çıkarmayı hedefleyen bu çalışma ile anket ve ölçekler aracılığıyla bilgiler toplanmıştır. Doğru bir şekilde cevaplandırılan anketler inceleme kapsamına alınmıştır. Elde edilen veriler SPSS ( Statistical Package fort he Social Sciences) paket programı (24.0 sürümü) ile çözümlenmiştir.

Verilerin analizi bağlamında ilk olarak katılımcıların demografik özelliklerini belirlemeye yönelik frekans ve yüzde dağılımları hesaplanmış, ikinci basamakta ise çalışma grubunu oluşturan katılımcıların Türkiye’de öğretmen yetiştirme politikalarına yönelik önermelere verdikleri cevapların frekansları, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri hesaplanmıştır.

(29)

IV. BÖLÜM

BULGULAR VE YORUM

Bu bölümde araştırmanın amacı doğrultusunda hazırlanan veri toplama aracı ile elde edinilen verilerin istatistiksel çözümlemesi sonucunda ortaya çıkan bulgular yer alır ve yorumlanmaktadır. Alt problemlere dair veriler sırayla ele alınmış ve her biri yorumlanmıştır.

4.1. Sistemde halen görev yapan öğretmenlerin, Üniversitelerin Öğretmen Yetiştirmedeki Yeterliliğine İlişkin Görüşlerine Ait Bulgular

Öğretmenlerin üniversitelerin öğretmen yetiştirmedeki yeterliliğine ait görüşleri Tablo 2’de gösterilmiştir.

Tablo 2. Sistemde halen görev yapan öğretmenlerin, Üniversitelerin Öğretmen Yetiştirmedeki Yeterliliğine İlişkin Görüşleri

Kesinlikle

Katılmıyorum Katılmıyorum Kararsızım Katılıyorum

Kesinlikle Katılıyorum

f % f % f % f % f %

S12: Öğretmen adaylarına öğrenimleri esnasında ihtiyaç

duydukları materyaller sağlanmalı 12 11,5 - - 4 3,8 20 19,2 68 65,5 S13: Öğretmen yetiştiren kurumlarda

derslerin içerikleri ve verilen her bilgi

yeterli düzeyde olmalıdır. 12 11,5 - - - - 32 30,8 60 57,7 S14: Branş bazında öğrencilere

verilen her bilgi yeterli olmalı. 12 11,5 - - - - 36 34,7 56 53,8 S15: Branş bazında öğrencilere

verilen her bilgi yeterli olmalı ve

uygulamaya açık olmalıdır. 16 15,4 - - - - 32 30,8 56 53,8 S16: Öğretmen yetiştiren kurumun

çevresinin öğretmen adayına sosyal ve kültürel olarak getiri sağlaması gerekir.

12 11,5 - - - - 44 42,3 48 46,2

S17: Kurumlardaki öğretim üyeleri bilimsel nitelik (akademik) yönünden

yeterli düzeyde olmalıdır. 12 11,5 4 3,8 - - 20 19,2 68 65,5 S22: Türkiye’de meslek olarak

öğretmenliğe gösterilen saygının

(30)

Üniversitelerin öğretmen yetiştirmedeki yeterliliği bakımından bulguları için katılımcılara 7 önerme yöneltilmiş ve kesinlikle katılıyorum, katılıyorum, kararsızım, katılmıyorum ve kesinlikle katılmıyorum cevapları kapsamında değerlendirme yapmaları istenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre betimsel analizler (frekansı, yüzdesi ve standart sapması) açısından sonuçlar şöyledir;

 Katılımcılar,’’ Öğretmen adaylarına öğrenimleri esnasında ihtiyaç duydukları materyaller sağlanmalı.’’ önermesine %65,5 oranında kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 4,3077 ve standart sapma değeri ise 1,30031’dir.

 Katılımcılar, ‘‘Öğretmen yetiştiren kurumlarda derslerin içerikleri ve verilen her bilgi yeterli düzeyde olmalıdır.’’ önermesine %57,7 oranında kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 4,2404 ve standart sapma değeri ise 1,25795’tir.

 Katılımcılar, ‘‘Branş bazında öğrencilere verilen her bilgi yeterli olmalı.’’ önermesine %53,8 oranında kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 4,2019 ve standart sapma değeri ise 1,24931’dir.

 Katılımcılar, ‘‘Branş bazında öğrencilere verilen her bilgi yeterli olmalı ve uygulamaya açık olmalıdır.’’ önermesine %53,8 oranında kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 4,0865 ve standart sapma değeri ise 1,39424’tür.

 Katılımcılar, ‘‘Öğretmen yetiştiren kurumun çevresinin öğretmen adayına sosyal ve kültürel olarak getiri sağlaması gerekir.’’ önermesine %46,2

oranında kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 4,1250 ve standart sapma değeri ise 1,22821’dir.

 Katılımcılar, ‘‘Kurumlardaki öğretim üyeleri bilimsel nitelik(akademik) yönünden yeterli düzeyde olmalıdır.’’ önermesine %65,5 oranında kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 4,2308 ve standart sapma değeri ise 1,34548’dir.

 Katılımcılar, ‘‘Türkiye’de meslek olarak öğretmenliğe gösterilen saygının düzeyi yeterlidir.’’ önermesine %57,7 oranında kesinlikle katılmıyorum

(31)

cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 1,7692 ve standart sapma değeri ise 1,09039’dur.

Katılımcılar üniversiteleri öğretmen yetiştirme sürecinde yeterli bulduklarını fakat öğretmenliğin gördüğü itibarı ise yeterli bulmadıklarını ifade etmişlerdir.

Katılımcılar üniversitelerin öğretmen yetiştirme sürecinde öğretmen adaylarına öğrenimleri esnasında ihtiyaç duydukları materyaller sağlanmada yeterli görmekte bu madde ile ilgili olumsuz bir düşünce içerisinde olmadıklarını ifade etmişlerdir.

Bu alt başlıklardaki kesinlikle katılmıyorum maddesine verilen en büyük oran (%57,7) bu madde olmakla beraber kesinlikle katılıyorum oranı ise en az oranı (%3,8) almıştır. Katılımcılar öğretmenlerin çevrede, toplumda gördüğü itibarı yeterli bulmamaktadır. Bu durumunda öğretmenlik mesleğinin tercih edilme sorununu ortaya çıkarma olasılığı yüksektir.

4.2. Sistemde halen görev yapan öğretmenlerin, Öğretmenlik Mesleğinin Tercihi İçin İşleyişe Dair Görüşlerine Ait Bulgular

Sistemde halen görev yapan öğretmenlerin öğretmenlik mesleğinin tercihi için işleyişine dair görüşleri Tablo 3’te gösterilmiştir.

(32)

Tablo 3. Sistemde halen görev yapan öğretmenlerin, Öğretmenlik Mesleğinin Tercihi İçin İşleyişe Dair Görüşleri

Kesinlikle

Katılmıyorum Katılmıyorum Kararsızım Katılıyorum Katılıyorum Kesinlikle

f % f % f % f % f %

S3: Öğretmenliğin meslek olarak seçilebilmesi adına, öğrenci alımlarında daha dikkatli ve özenli olunmalı, öğrencilere mezuniyetten sonra iş istihdamı sağlanmalı.

12 11,5 - - - - 8 7,7 84 80,8

S4: Öğretmenlik mesleğinin tercih edilen bir meslek olması için mesleğin önemine, saygınlığına vurgu yapılmalı, toplum bu konuda bilinçlendirilmelidir. 4 3,8 4 3,8 4 3,8 24 23,3 68 65,3 S5: Öğretmenlik mesleğinin tercih edilir nitelikte bir meslek olabilmesi için her anlamda meslek koşulları cazip kılınmalıdır.

12 11,5 - - 12 11,5 16 15,4 64 61,5

S6: Mesleğin tercih edilmesi için mesleğini severek yapan öğretmenlerin olması gerekmektedir. 12 11,5 - - 4 3,8 12 11,5 76 73,2 S25: Öğretmenlik mesleğinin tercih edilmesine yönelik çalışmalar yeterli seviyededir. 20 19,2 32 30,8 44 42,4 4 3,8 4 3,8

Öğretmenlik mesleğinin tercihi için işleyişi bakımından bulguları için katılımcılara 5 önerme yöneltilmiş ve kesinlikle katılıyorum, katılıyorum, kararsızım, katılmıyorum ve kesinlikle katılmıyorum cevapları kapsamında değerlendirme yapmaları istenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre betimsel analizler (frekansı, yüzdesi ve standart sapması) açısından sonuçlar şöyledir;

 Katılımcılar, ‘ ‘ Öğretmenliğin meslek olarak seçilebilmesi adına, öğrenci

alımlarında daha dikkatli ve özenli olunmalı, öğrencilere mezuniyetten sonra iş istihdamı sağlanmalı.’’ önermesine %80,8 oranında kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 4,4615 ve standart sapma değeri ise 1,28413’tür.

(33)

 Katılımcılar, ’’ Öğretmenlik mesleğinin tercih edilen bir meslek olması için mesleğin önemine, saygınlığına vurgu yapılmalı, toplum bu konuda bilinçlendirilmelidir.’’ önermesine %65,3 oranında kesinlikle katılıyorum

cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 4,5385 ve standart sapma değeri ise 0,89142’dir.

 Katılımcılar, ’’ Öğretmenlik mesleğinin tercih edilir nitelikte bir meslek olabilmesi için her anlamda meslek koşulları cazip kılınmalıdır.’’ önermesine

%61,5 oranında kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 4,1538 ve standart sapma değeri ise 1,32760’tır.

 Katılımcılar, ’’ Mesleğin tercih edilmesi için mesleğini severek yapan öğretmenlerin olması gerekmektedir’’ önermesine %73,2 oranında kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 4,3462 ve standart sapma değeri ise 1,30547’dir.

 Katılımcılar, ‘‘Öğretmenlik mesleğinin tercih edilmesine yönelik çalışmalar yeterli seviyededir.’’ önermesine %42,4 oranında kararsızım cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 2,4231 ve standart sapma değeri ise 0,97236’dır.

Tablo 3 incelendiğinde katılımcıların 5 maddeye verdikleri kesinlikle katılıyorum oranları % 80,8 ile % 3,8; katılıyorum oranları %23,3 ile %3,8; kararsızım oranları %42,4 ile - ; katılmıyorum oranları %30,8 ile – ve kesinlikle katılmıyorum oranları ise %19,2 ile %3,8 arasında değişmektedir. Katılımcılar öğrencilerin üniversiteye alım sürecinde dikkatli, özenli olunması ve iş istihdamı sağlanması maddesinde ağırlıklı olarak kesinlikle katılıyorum cevabını vermişlerdir(%80,8). Bunda üniversiteden mezun olan öğretmenlerin atanamaması etkili olmaktadır. Katılımcılar 5 maddelik bu alt başlıkta 2 maddenin bütün oranlarına cevap vermişlerdir. ‘‘Öğretmenlik mesleğinin tercih edilen bir meslek olması için mesleğin önemine, saygınlığına vurgu yapılmalı, toplum bu konuda bilinçlendirilmelidir.’’ ve ‘‘Öğretmenlik mesleğinin tercih edilmesine yönelik

(34)

de işaretlenmiştir. Öyle ki ‘‘Öğretmenlik mesleğinin tercih edilmesine yönelik çalışmalar yeterli seviyededir’’ maddesi en yüksek oranı %42,4’dir.

4.3. Sistemde halen görev yapan öğretmenlerin, Öğretmenlik Mesleğini Tercih Eden Adayın Özelliklerine Dair Görüşlerine Ait Bulgular

Sistemde halen görev yapan öğretmenlerin öğretmenlik mesleğini tercih eden adayın özelliklerine dair görüşlerine ait bulgular Tablo 4.’te gösterilmiştir.

Tablo 4. Sistemde halen görev yapan öğretmenlerin, Öğretmenlik Mesleğini Tercih Eden Adayın Özelliklerine Dair Görüşleri

Kesinlikle

Katılmıyorum Katılmıyorum Kararsızım Katılıyorum

Kesinlikle Katılıyorum

f % f % f % f % f %

S7: Öğretmen öğrencilere yapıcı bir davranış sergilemeli

8 7,7 4 3,8 - - 28 26,9 64 61,5

S8: Öğretmenin bilgi ve başarı düzeyi yüksek olmalı

12 11,5 - - 4 3,8 32 30,8 56 53,8

S9: Öğretmenler yapıcı, uyumlu, gelişime açık ve olumlu tutumlar sergilemelidir.

20 19,2 - - 4 3,8 20 19,2 70 67,3

S27: Ülkemizde çalışan öğretmenlerin bilgi düzeyleri var olan koşullara uygundur.

20 19,2 24 23,1 20 19,2 36 34,6 4 3,8

Öğretmenlik mesleğini tercih eden adayın özellikleri bakımından bulgular için katılımcılara 4 önerme yöneltilmiş ve kesinlikle katılıyorum, katılıyorum, kararsızım, katılmıyorum ve kesinlikle katılmıyorum cevapları kapsamında değerlendirme yapmaları istenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre betimsel analizler (frekansı, yüzdesi ve standart sapması) açısından sonuçlar şöyledir;

 Katılımcılar,’’ Öğretmen öğrencilere yapıcı bir davranış sergilemeli’’ önermesine %61,5 oranında kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 4,3077 ve standart sapma değeri ise 1,17479’dur.

(35)

 Katılımcılar, ’’ Öğretmenin bilgi ve başarı düzeyi yüksek olmalı ’’ önermesine %53,8 oranında kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 4,1538 ve standart sapma değeri ise 1,26774’tür.

 Katılımcılar, ’’ Öğretmenler yapıcı, uyumlu, gelişime açık ve olumlu tutumlar sergilemelidir.’’ önermesine %67,3 oranında kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 3,8750 ve standart sapma değeri ise 1,50525’tir.

 Katılımcılar, ‘‘Ülkemizde çalışan öğretmenlerin bilgi düzeyleri var olan koşullara uygundur.’’ önermesine %34,6 oranında katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 2,8077 ve standart sapma değeri ise 1,21541’dir.

Tablo 4 incelendiğinde çalışan öğretmenlerin cevapları: Sistemde halen görev yapan öğretmenlerin Öğretmenin öğrencilere yapıcı bir davranış sergilemesi gerektiği görüşünü savunmuşlardır.

“Öğretmenin bilgi ve başarı düzeyi yüksek olmalı” maddesi için %3,8 oranında kararsız kalınmış, % 11,5 kesinlikle katılmıyorum cevabı verilmiş, % 30,8 katılıyorum, % 53,8 oranında kesinlikle katılıyorum cevabı gelmiştir.

Sistemde halen görev yapan öğretmenlerin, öğretmenlerin yapıcı, uyumlu, gelişime açık ve olumlu tutumlar sergilemesi görüşünde yoğunlaşmışlardır.

“Ülkemizde çalışan öğretmenlerin bilgi düzeyleri var olan koşullara uygundur” maddesi ise %3,8 kesinlikle katılıyorum, % 19,2 kesinlikle katılmıyorum, % 19,2 kararsızım, % 23,1 katılmıyorum, %34,6 katılıyorum oranlarını almıştır. Bu alt başlıktaki maddelerden sadece bu maddenin bütün seçeneklerine cevap verilmiştir ve sistemde halen görev yapan öğretmenler öğretmenlerin bilgi düzeyleri %34,6 oranında yeterli görmektedirler.

(36)

4.4. Sistemde halen görev yapan öğretmenlerin, Öğretmenin Yetişme Sürecinin İşleyişine Dair Görüşlerine Ait Bulgular

Sistemde halen görev yapan öğretmenlerin, öğretmenin yetişme sürecinin işleyişine dair görüşlerine ait bulgular Tablo 5’te gösterilmiştir.

Tablo 5. Sistemde halen görev yapan öğretmenlerin, Öğretmenin Yetişme Sürecinin İşleyişine Dair Görüşleri

Kesinlikle

Katılmıyorum Katılmıyorum Kararsızım Katılıyorum Katılıyorum Kesinlikle

f % f % f % f % f %

S10: Formasyon Sertifika kapsamında verilen bilgiler var olan koşullara uygun , gelişen ve geliştiren nitelikte olmalıdır.

12 11,5 4 3,8 - - 32 30,8 56 53,8

S11: Formasyonda verilen bilgilerin salt bilgi değil uygulamaya açık ve uygun bilgiler olmasına özen gösterilmelidir.

8 7,7 4 3,8 - - 40 38,4 52 50

S18: Öğretmenlik mesleğinin diğer alanlar tarafından yapılması uygundur.

56 53,8 24 23,1 8 7,7 - - 8 7,7

S19: Fen – edebiyat fakülteleri öğretmen adaylarına yeterli eğitimi verirler.

44 42,3 20 19,2 24 23,1 16 15,4 - -

S20: Öğretmenliğin meslek olarak seçilmesinde ihtiyaç oranları göz önünde bulundurulmalıdır.

- - 8 7,7 12 11,5 20 19,2 56 53,8

S24: Tezsiz Yüksek Lisans ve Sertifika Programları, öğretmen yetiştirme

uygulamalarını sürdürmelidir.

24 23,1 4 3,8 36 34,6 40 38,4 - -

S28: Öğretim üyeleri, öğretmen adaylarına öğrettiği bilgileri adaylara verirken kullanmalıdırlar. 20 19,2 28 26,9 40 38,4 12 11,5 4 3,8 S26: Öğretmenlik mesleğine girişte uygulanan KPSS yeterlidir. 52 50 24 23,1 12 11,5 12 11,5 4 3,8 S1: Öğretmen adaylarına teknoloji kullanımını öğretecek dersler ve uygulamalar yapılmalıdır. 4 3,8 - - - - 36 34,6 64 61,5 S2: Üniversiteler öğretmen adaylarına daha çok deneyim kazandırmak için uygulamalı dersleri artırıp MEB.na yardımcı olmalı

(37)

Öğretmenin yetişme sürecinin işleyişine dair görüşler bakımından bulgular için katılımcılara 10 önerme yöneltilmiş ve kesinlikle katılıyorum, katılıyorum, kararsızım, katılmıyorum ve kesinlikle katılmıyorum cevapları kapsamında değerlendirme yapmaları istenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre betimsel analizler (frekansı, yüzdesi ve standart sapması) açısından sonuçlar şöyledir;

 Katılımcılar, ‘‘Formasyon Sertifika kapsamında verilen bilgiler var olan koşullara uygun, gelişen ve geliştiren nitelikte olmalıdır.’’ önermesine %53,8 oranında kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 4,1154 ve standart sapma değeri ise 1,31686’dır.

 Katılımcılar, ‘‘Formasyonda verilen bilgilerin salt bilgi değil uygulamaya açık ve uygun bilgiler olmasına özen gösterilmelidir’’ önermesine %50 oranında kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 4,1923 ve standart sapma değeri ise 1,14973’tür.

 Katılımcılar, ‘‘Öğretmenlik mesleğinin diğer alanlar tarafından yapılması

uygundur.’’ önermesine %53,8 oranında kesinlikle katılmıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 1,6923 ve standart sapma değeri ise 1,14126’dır.

 Katılımcılar, ‘‘Fen – edebiyat fakülteleri öğretmen adaylarına yeterli eğitimi verirler.’’ önermesine %42,3 oranında kesinlikle katılmıyorum cevabını

vermiştir. Aritmetik ortalaması 2,1154 ve standart sapma değeri ise 1,12610’dur.

 Katılımcılar, ’’ Öğretmenliğin meslek olarak seçilmesinde ihtiyaç oranları göz önünde bulundurulmalıdır.’’ önermesine %53,8oranında kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 4,3462 ve standart sapma değeri ise 0,96310’dur.

 Katılımcılar, ‘‘Tezsiz Yüksek Lisans ve Sertifika Programları, öğretmen yetiştirme uygulamalarını sürdürmelidir.’’ önermesine %38,4 oranında

katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 2,8846 ve standart sapma değeri ise 1,16008’dir.

(38)

 Katılımcılar, ‘‘Öğretim üyeleri, öğretmen adaylarına öğrettiği bilgileri

adaylara verirken kullanmalıdırlar.’’ önermesine %38,4 oranında kararsızım cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 2,5385 ve standart sapma değeri ise 1,05133’tür.

 Katılımcılar, ‘‘Öğretmenlik mesleğine girişte uygulanan KPSS yeterlidir’’ önermesine %50 oranında kesinlikle katılmıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 1,9615 ve standart sapma değeri ise 1,19808’dir.

 Katılımcılar, ‘‘Öğretmen adaylarına teknoloji kullanımını öğretecek dersler ve

uygulamalar yapılmalıdır.’’ önermesine %61,5 oranında kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 4,5000 ve standart sapma değeri ise 0,84761’dir.

 Katılımcılar, ’’ Üniversiteler öğretmen adaylarına daha çok deneyim kazandırmak için uygulamalı dersleri artırıp MEB’na yardımcı olmalı’’ önermesine %61,5 oranında kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 4,3077 ve standart sapma değeri ise 1,17479’dur.

Tablo 5’e bakıldığında sistemde halen görev yapan öğretmenlerin öğretmenin yetişme sürecine ilişkin görüşleri; Formasyon Sertifika kapsamında verilen bilgilerin var olan koşullara uygun, gelişen ve geliştiren nitelikte olması gerekliliğini % 53,8 oranında kesinlikle katılıyorum yanıtını vermişlerdir. %50 oranında formasyonda verilen bilgilerin salt bilgi değil uygulamaya açık ve uygun bilgiler olmasına özen gösterilmesi gerekliliği ortaya konmuştur. % 53,8 oranında öğretmenliğe alan dışından kesinlikle alım yapılmaması belirtilmiştir.%23,1 oranında ise bu maddeye katılıyorum cevabı verilerek öğretmenlerin alan dışından alınmaması gerektiği düşüncesi desteklenmiştir. %42,3 oranında ise fen- edebiyat fakültelerinin öğretmen yetiştirmesi düşüncesine kesinlikle katılım sağlanmamıştır. Fen- edebiyat fakültelerinin öğretmen yetiştirmesini destekleyen hiçbir düşünce ortaya çıkmamıştır.%23,1 oranında bu maddede kararsızlık vardır. %53,8 oranında Öğretmenliğin meslek olarak seçilmesinde ihtiyaç oranları göz önünde bulundurulmalıdır maddesine kesinlikle katılıyorum denilmiştir.%19,2 oranında katılıyorum denilirken bu madde için kesinlikle katılmıyorum seçeneği boş kalmıştır.

(39)

Tezsiz Yüksek Lisans ve Sertifika Programları, öğretmen yetiştirme uygulamalarını sürdürmelidirmaddesi için % 38,4 oranında katılıyorum cevabı gelmiş, bu maddeye kesinlikle katılım sağlanmamıştır. Öğretim üyeleri, öğretmen adaylarına öğrettiği bilgileri adaylara verirken kullanmalıdırlar maddesine verilen cevap oranı ise %38,4 oranında kararsız kalınmıştır. Bu maddede katılımcılar öğretim üyelerini yeterli görmemektedirler (%19,2 kesinlikle katılmıyorum, % 26,9 katılmıyorum). Öğretmenlik mesleğine girişte uygulanan KPSS yeterlidir maddesi için % 50 oranında kesinlikle katılmıyorum cevabı gelmiştir. Yani katılımcıların yarısı bu maddeye kesinlikle katılmadıklarını ifade etmişlerdir. Bu maddeye öğretmen yetişme sürecinde pek katılım sağlanmamıştır (% 11,5 katılıyorum, %3,8 kesinlikle katılıyorum). Öğretmen adaylarına teknoloji kullanımını öğretecek dersler ve uygulamalar verilmesi gerekliliği % 61,5 oranında kesinlikle katılıyorum ile gerekli olduğu düşüncesini ortaya çıkarmıştır.%34,6 oranında katılıyorum seçeneği işaretlenmiştir. Bu madde için kesinlikle katılmıyorum oranı ise %3,8 gibi çok küçük bir orandır. Üniversiteler öğretmen adaylarına daha çok deneyim kazandırmak için uygulamalı dersleri artırıp MEB’na yardımcı olmalı maddesi için %61,5 oranıyla kesinlikle katılıyorum denilmiştir.

4.5. Sistemde halen görev yapan öğretmenlerin, Öğretmenlik Mesleğinin Gereken Önemi Aldığına Dair Görüşlerine Ait Bulgular

Sistemde halen görev yapan öğretmenlerin, öğretmenlik mesleğinin gereken önemi aldığına dair görüşlerine ait bulgular Tablo 6’da gösterilmiştir.

Tablo 6. Sistemde halen görev yapan öğretmenlerin, Öğretmenlik Mesleğinin Gereken Önemi Aldığına Dair Görüşleri

Kesinlikle

Katılmıyorum Katılmıyorum Kararsızım Katılıyorum Katılıyorum Kesinlikle

f % f % f % f % f %

S21: Türkiye’de Yüksek Öğretim Kurumuna bağlı okullar nitelikli öğretmen oluşturmada başarılıdır.

24 23,1 16 15,4 28 26,9 28 26,9 4 3,8

S23: Tezsiz Yüksek Lisans ve Sertifika Programları öğretmen eğitiminde yeterlidir.

(40)

Öğretmenlik mesleğinin gereken önemi aldığına dair görüşler bakımından bulgular için katılımcılara 2 önerme yöneltilmiş ve kesinlikle katılıyorum, katılıyorum, kararsızım, katılmıyorum ve kesinlikle katılmıyorum cevapları kapsamında değerlendirme yapmaları istenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre betimsel analizler (frekansı, yüzdesi ve standart sapması) açısından sonuçlar şöyledir;

 Katılımcılar, ‘‘Türkiye’de Yüksek Öğretim Kurumuna bağlı okullar nitelikli öğretmen oluşturmada başarılıdır.’’ önermesine %26,9 oranında

katılmıyorum ve %26,9 oranında kararsızım cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 2,8077 ve standart sapma değeri ise 1,27772’dir.

 Katılımcılar, ‘‘Tezsiz Yüksek Lisans ve Sertifika Programları öğretmen eğitiminde yeterlidir.’’ önermesine %38,5 oranında kararsızım cevabını vermiştir. Aritmetik ortalaması 2,6538 ve standart sapma değeri ise1,04062’dir.

Tablo 6 incelendiğinde katılımcıların öğretmenlik mesleğinin gereken önemi aldığı konusunda kararsız kaldıklarını görmekteyiz. İki madde için kararsızım oranları %26,9 ile % 38,5’dir. Katılımcılar Türkiye’de Yüksek Öğretim Kurumuna bağlı okullar nitelikli öğretmen oluşturmada başarılıdır maddesine %26,9 oranında kararsız, %26,9 oranında katılıyorum seçeneklerini seçmişlerdir. % 15,4 oranında katılmadıklarını, % 23,1 oranında kesinlikle katılmadıklarını, % 3,8 oranında kesinlikle katıldıklarını ifade etmişlerdir.

Katılımcılar Tezsiz Yüksek Lisans ve Sertifika Programlarını öğretmen eğitimindeyeterli görme maddesine ise % 38,5 kararsızım cevabını vermişlerdir. Bu programların yeterliliğine kesinlikle katılıyorum cevabı verilmemiştir. Yani bu programlar pek yeterli görülmemektedir (kesinlikle katılmıyorum %19,2, katılmıyorum % 19,2, katılıyorum %19,2).

Referanslar

Benzer Belgeler

Eksik tekrar; gösteren yanı aynı, gösterilen yanı farklı dil birimlerinin aynı dil gerçeğine gönderme yapması demektir.. Kimi zaman mesajların alıcıya iyice belletilmesi, eski

Bir aĢk hikâyesinin anlatıldığı “Leylâ vü Mecnûn”da Leylâ, karĢılıklı bir aĢkın taraflarından biri olması bakımından hem “âĢık” hem de “maĢuk” vasfını aynı

Sohbet sırasında bahis bir ara büyükbabasının müzisyenliğine geldi ve Hürrem Sultan babasının babası olan Seyfeddin Efendi'nin "mahzendeki" öteki eserlerinden

Bu el vurm alarından kopan hengâm eler­ den sonra, bir de bacak kaldırıp havaya bir çelme attı mı, seyircile­ rin ağzının suyu akar, bu sefer de ayaklarla

Sonuç olarak, araştırma yapılan ülkelerde eğitim sistemlerinin genel olarak birbirlerinden çok da farklı olmadığı, Almanya’da mesleki ve teknik eğitime özel bir

M ilyonlarca insan kulaklıkla yüksek sesle uzun süre müzik dinledikleri için işitme kaybı riskiyle karşı karşıya. Geliş- tirilen yeni kulaklık teknolojisi yüksek sevi-

50 Mehpare Bağış, 1936 Siirt doğumlu, Okur-yazar değil, Siirt merkezde ikamet etmekte, Ev hanımı 51 Aynur Ömür, 1960 Siirt doğumlu, Okur- yazar, Siirt merkezde ikamet etmekte,

We can convert one into the other with relative ease, but all our power is based upon the control of natural sources, in the Sense that the energy or fuel is never man-made..