#2
4
,
i . y y Tr& 'hı 26
Öteki dünya
Ressam
ve besteci
Seyfeddin Efendi (sağda) ve ağabeyi Halife Abdülmecid, sürgün yıllarında Fransa'da.Bestekâr şehzadenin
kayıp eserleri bulundu
Şehzade Seyfeddin
Efendi, Sultan
Abdülâziz'in oğluydu ve
müzisyendi. Bugüne
sadece iki adet bestesi
kalmıştı ama bu iki eser
bile onun Türk
Müziği'nin önemli bir
ismi olarak kabul
edilmesine yetiyordu.
Geçen hafta Nice'dekibir
apartmanm mahzeninde
- Seyfeddin Efendinin
öteki eserlerini buldum.
A j ? — - —
K
\«tiA -% - T ^ g - T d t ,, s, ^ ■ -A-'1^ 3 Tr:
Şehzade Mehmed Seyfeddin Efendi, Sultan Abdülâziz'in küçük oğluydu. 1874'te Dolmabahçe Sarayı'nda doğdu; hayata sürgünde, 1927 Ekim'inde güney Fransa'nın Nice şehrinde veda etti. Sanat, Seyfeddin Efendi'nin ailesinde geleneksel ve hatta günlük, sıradan bir işti. Babası Sultan
Aziz ressamdı, ağabeyi Halife
Abdülmecid Efendi daha da ileri gitmiş, tam
bir profesyonel ressam olmuş, Türk resmine öncülük etmişti; bir diğer ağabeyi Şevket Efendi piyanistti ve
Seyfeddin Efendi de zamanının önde gelen sanatçısıydı. Resimle ve heykelle uğraşır, ramazanlarda İstanbul'un büyük camilerinin minareleri araşma mahyalar yapardı ama bütün bunların ötesinde önemli bir müzisyendi. Tanbur çahyordu, bestekârdı ve bugüne sadece iki parçası kalmıştı: Hüzzam ve Bayati peşrevleri... Her ikisi de gerek melodüeri, gerekse teknik yapıları bakımından Türk Müziği’nin önde gelen eserlerinden kabul edilirdi.
Senelerdir, "Bu derece güzel
besteleri olan bir bestekârın mutlaka başka eserleri de vardır"
diye meraklanmış, bir hayli aramış
ama öteki eserlerinin izine rastlayamamıştım.
Seyfeddin Efendi'nin eserlerine geçen hafta nihayet sahip olabildim. Fransa'daydım, Paris'ten Nice'e
geçtim ve şehzadenin orada yaşayan torununu, Hürrem Sultan'ı ziyaret ettim. Sohbet sırasında bahis bir ara büyükbabasının müzisyenliğine geldi ve Hürrem Sultan babasının babası olan Seyfeddin Efendi'nin "mahzendeki" öteki eserlerinden söz etti! Hemen mahzene inildi, belki yarım asırdır kapalı duran valizler açıldı ve hem şehzadenin besteleri çıktı ortaya, hem en yakın müzik arkadaşı Tanburi Cemil Bey'in notaları, hem de artık bileninin pek kalmadığı daha bir çok eser...
Hürrem Sultan'm
mahzenindeki notaları uçağın bagajına veremedim, İstanbul'a kadar hepsini kucağımda taşıdım. Şehzadenin Mahur takımını, öteki saz eserlerini ve mevcudiyetleri bile bilinmeyen İlâhilerini üeride risale halinde çıkartacağım ve şimdilik bu eserlerden birini, Nice'in Cimiez semtinde 11 Kasım 1925'te yaptığı Uşşak makamındaki İlâhisini yayınlıyorum.