Bu eserin basımını ve ciltlenmesini hayr'a vesile olması için bedelsiz yapan KUBBEALTI Fotokopi'ye (0212 513 3398) teşekkürlerimi sunar Cenab ı Haktan sayilerini meşkur buyurmasını niyaz ederim. Amin
Necmi GÖÇER
Necmi GÖÇER
ÖNSÖZ
Rahmetli Ahmet UZUNDEDE nin KİTABÜL AHBAP kitabının önsözünü olduğu gibi kullandım:
Muhterem din kardeşlerim;
Ahkâm ve akaidi diniyemizi âlimler binlerce eser bırakarak izah ve beyan buyurmuşlardır. İslâmiyet yolunda emri bilmaruf ve nehyi anilmünker vazifelerini ifa etmişler, vakitlerini İslâm ve insanlığa hizmetle geçirmişlerdir. Cenabı hak cümlesinin sayilerini meşkûr buyursun âmin. Bizim de bu gibi hizmetleri görecek bilgimiz olmadığından arif âlim ve kâmil insan sohbetinde bulunan din kardeşlerimizin duydukları ve izah ettikleri sohbet ve nasihatleri kaydederek muhip ve iştiyaklı kardeşlerimize ulaştırmakla bizim de ufacık bir hizmette bulunmaklığımıza cenabı hakkın tevfik buyurduğuna mesrur ve müteşekkirim. Tertip, tasnif ve tanzim hususunda vaki kusurlarıma nazar buyurmamalarını muhterem okuyuculardan rica ve istirham eylerim.
A. Uzundede
ÖNSÖZ...vii
yaz ...1
y o l... 2
ertelem e... 3
g ü n ay d ın ... 4
farketmeli... diyor can y ü c el... 5
se b e p ... 6
çehre...7
g ib i... 8
ah ah ne zor şey ilgilendirm ek insanı k e n d isiy le...9
resim ... 10
p e n c e re ...11
ayna... 12
"vema yentiku anil heva" ...13
e v e t... 14
h a y a ta ... 15
mâ zâ g'âl b a sa ra ... 16
p o p u le r...17
g e lin ...18
çıkan...19
seçm ek... 20
m is a fir... 21
elveda deme ...
sözsüz...
k o m ik ...
riy a...
aramıza hoş geldin sın ır...
davetsiz ...
k om şu...
ayrılan olm ak...
sen ...
zulme is y a n ...
fitn e ...
netekim ...
gerek ...
bir yoldayım ...
sessizlik ...
p o s t...
v e y s e l...
r a s u l...
risalet ...
ord am ısın ...
o ...
ya! ya! y a !...
k a ra rlılık ...
31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54
never m in d ... 62
a b u k ... 63
keselim ayıralım ...64
te rc ih ... 65
iki s a tır ... 66
kafiye ...67
bu ak şam ...68
son çırpınış...69
o lm u y o r... 70
d e s ta n ...71
derm iydin... 72
dahası v a r... 73
savaş soruna g e lin c e ... 74
e rk e k ... 75
anneler (babalar) g ü n ü ... 76
kadınlık... 77
n ilü fer...79
derler k i ... 80
anlatam am ak... 81
a n la ttı... 82
y aln ızlık ... 83
a n la m a k ... 84
a k ıl... 85
k ita p ...94
d a v e t... 95
m ev lâ n a ... 96
a p ta l...97
ş i i r ... 98
olm az... 99
kısm et... 100
z iy a r e t... 101
hayrihi ve şerrihi min allahü te a lâ ... 102
ş a ir... 103
sorm ak... 104
k a ra r... 105
m ele m e k ... 106
raslantı... 107
f a y d a ... 108
şey ... 109
döner mi dönmez m i... 110
c ev ap ... 111
bilem ezsin... 112
k a ab iliy e t... 113
d o ğ ru ... 114
erişem em ek... 115
sevgisizlik... 116
b irleşm e... 117
d ö n ü ş... 127
tem izlik ve şükür ... 128
dedim ... 129
hüküm ... 130
yol arkadaşının işi yolda tu tm a k tır... 131
bosna (geç kalmış bir af d ile y iş )...132
being a b o sn ian ... 133
....dots are the sam e...134
DUAM...135
Haykırsam ne derdim ... 139
DİĞERLER NE SÖYLEM İŞ... 141
F u z û lî... 143
Çokça zikredilen beyitlerinden bazıları şu n lard ır:...148
KASİDE-İ İN SA N İY E ... 149
in c i... 152
sen mi? ben m i? ... 152
e v ... 153
A Dream Within A D ream ... 154
Özünü qoru Xalgım Bakı 1975 ... 155
BENCE SEN DE ŞİMDİ HERKES G İBİSİN... 158
Psychologist, lecturer and a u th o r... 159
Duvar film inden... 160
a.s... 176
kimi dinleyelim... 177
gel kim olursan ol yine gel yerine bil ne bilirsen bil ama bil dedik ...179
yine soruyorsunuz... 180
cevabım gecikti... 181
soruya cevap verilmezse olmaz... 182
Tanıdıkça tanıtanım... 183
Merhaba... 184
Size yazmış olayım ama okuyanlarla da paylaşmış olayım;...185
karşılıklı ozan atışmasına dönmeden kesmek gerek...186
ve dahi eklemeli ki mü'min iman sahibidir... 187
rasulullaha s.a.v. teslimiyet... 188
ne hoş ettiniz... 189
ah derdimi anlatamamak ne z o r ...190
soru “sen aşık mısın peki? “ ... 191
hope you don’t mind being in E nglish... 193
ya düşmezse 194
merhaba tatlı cadım ...
uğradım yoksun...
teşrifatçı ...
keyfe erişm e...
aman sakın arkadaşım...
196 197 198 199 201
sirke... 214
muti kable ente m u ti... 218
gelen geçer...220
iz a b e l...224
hıristiyan... 227
merhaba (farsçadır haaa)... 228
sabır... 229
cam baz... 233
ne işim var sende diye düşündüm ama bulamadım... 235
eyvallah...236
oku sanma ki siyasidir... 237
hırsızın duası...239
manuple...240
iki ucu b..klu değnek...241
insan psikolojisini y ö n etm e... 243
merhaba...245
yaz yaz yaz yaz yaz yaz yaz yaz yaz yaz
der bir ses sen de yaz bu duvar beyaz ama kirletme yaz ki okuyan seni bulsun ki gelişi güzel olsun yaz ama güzel olsun seni anlatsın okumasa da sen yine yaz senin satırların olsun ama bencil olmasın mevsimleri de yaz kışı baharı yazı da yaz hem arkadaşça dostça sevgiyle sevgiyi yaz durma geleni de gideni de senden sana yaz bitmez sen oldukça bu duvar olacak yaz
yol
ama dahası var yol uzun vakit dar yola yolcu
yolcuya yoldaş gerek sen nerenin yolcususun gidiyorum gelirmisin yol aynı yol diyorsan karşılaşmak da istiyorsan bil ki aynı vakitte mümkün yok yol ayrı vakit yoksa sen ile ben ne mümkün
erteleme
sen yürüyen ol yolculuğunu erteleme bekle diyemem beklediğini erteleme ertele umutsuzlukları sevmeyi erteleme seni sevmezler sanma ve ara erteleme ararken tanıt kendini bakanı erteleme birgün diye bekleme geleni erteleme ertele beklemeyi yaşamayı erteleme
"gününüz aydın toprağınız bereketli olsun çiftçi kardeşlerim"
derdi rahmetli özay gönlüm günaydın
farkında olup yaşantının kader demeyip gayrete girenlere günaydın
erişenlere ve dahi erişmeye yol alanlara henüz başlayanlara günaydın
durmaktan vaz geçip harekete geçenlere yola çıkıp yürüyenlere günaydın
yol ne diye merak edip soranlara sorusunda sabit olanlara günaydın
farketm eli... diyor can yücel iş bunları zamanında farketmek sonrasında yürümek yola girmek yolunu neyin aydınlattığını görmek o aydınlıkla yürüdüğünü göstermek yoksa firavun da son nefeste bildi kim bilir belki can yücel de farketti farkeden de farkedilen de ona gitti bu hikaye burda bitmedi devam etti hikaye yazana bak sana ne rol biçti sen rolünü oynarken yaşantın bitti sanma senin dahlin yok yazılanlarda sen yada o yazan da bir yazılanda yazıya takılma yola düş senden sana senden vazgeç ki sen varasın sana
sebep
sebepsiz sonuç olurmu sen sor senin sebebin kim senmisin yoksa o mu sen kim o kim diye sorma
sen seni biliyorsan o da onu biliyor o seni de biliyor ama ya sen onu...
çehre
her çehre farklı
her çehreye farkeden gerek
çehre ne diyorsan sana ayna gerek ayna nedir deme ayna insandadır insan gerek insana ayna ola
gibi
her gelen gibi her geçen gibi iz bırakan gibi işte bu sen gibi
ah ah ne zor şey ilgilendirmek insanı kendisiyle
resim
istemek bilmekle kavuşmak gayretle dilemek ise ne mümkün o diledi sen istedin bu yazıldı
gerisi hikaye yaşanırsa resim
yaşanmazsa hayal
hayalini resmedebilirmisin
aynı pencereden bakanlara...
pencere
sığınmışsan sıkışmışsan bir yere ararsın pencere önce bulduklarından fazlasına götürür seni pencere sonra sana seni unutturur onda takılmakla pencere bakan da görünen de farklı ama o yine aynı pencere kırmazsan aşmazsan sınırlarını sana ne yapsın pencere kır kendi kabuğunu o zaman aramazsın başka pencere çıkmazsan kalıplardan bakıpta göreceğin aynı pencere
ayna
aynaya bakarsın gördüğüne kanarsın o kendin sanırsın baktığın aynadaki sen olsan sendeki seni ne sanırsın bak kendine sende olmayanı aramak mümkün sanırsın bilmeden istemişsen bu özenmedir sana gelir sanırsın zannetmeleri kaldırmadan bu şu o demekle aldanırsın hodri meydan dersin sözünden dönmeyi yiğitlik sanırsın dönme sözünden ki görelim hangi bezin kenarındansın
"vema yentiku anil heva"
"in hüve illâ vahyün yühâ"
ya! ya! ya! susmakdır evveli geleni söylemenin vehim öyle bir manadır ki kırka yarmalı akla gelenin gelene bakmak için bak ve tanı kim akla getirenin sonunda susturur seni dile gelense her akla gelenin nihayeti acıdır yalnızlıktır her kendinden söyleyenin
"kendinden söylemedi" diye buyruğudur o söyleyenin
evet
evet diyerek cevap vereyim evet acıyı biz var ederiz evet acısız olabilir evet yola çıkmak gerek evet kendine bakmak gerek evet sen sen içinsin
evet ben sendeyim evet sensiz sen olmaz
evet arkadaş olmalı yoksa olmaz evet hicreti hatırla
evet arkadaş seçti o evet sende seçmelisin evet başlamalısın
evet önce kabul etmelisin evet ne söylüyorsa doğrudur evet hadis i şerif okumalısın evet okuduğunu ezberlemelisin evet ancak hiç yorum yapmamalısın evet kendini beklemelisin
evet sen oluşunca yol için evet yol açılacak senin için evet ben sendeysem dinle kendini
hayata
derlerki hayat arkadaşı
sanmaki eşi evdeşi sadece arkadaşı arkadaş ah olabilmeli kişinin sırdaşı
sırrı olmayan varmı çünkü sır kişinin yoldaşı hani sırrını mezara götürür ya olmayan arkadaşı bu satırlar da uzadıkça uzuyor kapladı şimdiden telaşı hayatttttt demiş kendine yaşadıkça bilinen bilerek yaşayışı ya hayatttttt doğum günü ne ki bize gerek her an her anlayışı süpriz bu geldi kabul etmen bizce tek kurtuluşu
oh be kısaldı sonunda yazılışı hayatttttt işte yaşayışı
yazdı naciz arkadaşı
mâ zâ g'âl basara iki şey bize yâr
gören göz işiten yâr göz gördüğünde şaşırmadı ya işittiğinden korkmak niye yâr yola çıkmış gidiyor senin beklemen niye
beklediğin senden geride ise ne getirecek sana terkettiklerini mi faydası olsaydı sen terkedermiydin
popüler
gel dedim iki satır da olsa yaz ayarın belli olsun kimliğini bildirme ama ararsa nerdesin belli olsun belki sen değilsin de onun istediği kelli felli olsun aman korkma n'olacak en fazla duvaklı telli olsun
gelin
sen onun muradısın ve muradına erensin ya sonra
işte şimdi sen hayatın içindesin sıkı kavra ki senin hayatındır kıymetlidir o da kıymetini bilsin sanma ki bencilsin
sen hayatınla varsın ona ve sendekine birde meyve o ne deme sen ona meyve senin meyven cümle aleme hediye hediyeni güzel yetiştir
sonra desinler ki onun anası hayırlı
çıkan
çıkarsan bilinirsin bilinirsen tanınırsın sen seni tanırsan sen seni tanıtırsın tanıyan seçenmidir onu sen bilirsin
senden sana giden yolda yalnız değilsin
seçmek
ne güzeldir seçebilmek
daha güzeli istediğini bilebilmek bilmeden seçmek boşa emek ne emek harca ne iste bir dilek bilirsen gerisi gelir isteyerek sakın deme bilmek ne demek bilmeyene anlatmak gerek anlamak içinse yeter istemek
misafir
ziyaretçi bilir nereye neden geldiğini
ev sahibi bilirmi kimi ve neye davet ettiğini misafirlik kuralları ise ev sahibince belli kabul görmek isteyen bunlara razı gelmeli kapısı çalınsın isteyen bil ki davet etmeli davetsiz kapıyı çalansa birşey beklememeli
doğmakla başlar herşey ama bilmek sonra
bilmez nerde ve niye doğduğunu söylenir ona sonra yaşar bilmeden yaşamadan bilinmediğini öğrenir sonra bilmeden istenemez ki bilmeli önce istemek sonra bilince başla istemeye çünkü giden gelmiyor sonra istemeden kavuşmak var sanma iste kavuşmak sonra doğana değil yaşayana iyi ki doğdun denir sonra o halde sende iyi ki doğdun iyi yaşa bundan sonra doğmak
zaman çocuktum herkes büyüktü ben küçücüktüm istedim ki büyüyeyim zamanla büyünür sandım yaşantı takvimde değil arkadaşımsın varsın tesellim sensin doğum günün kutlu olsun
önemlidir doğmak ama nedense kutlanır doğum günü doğduğuna sevinmeli insan hemde hayatın her günü hem doğarken sormasalar da sen sor onlara o günü bize gelince pasta varsa ha düğün ha doğum günü arkadaşım sen sevin biz eğlenelim bu doğum günü doğum günü
evlat
dinle evlat bilesin ki herkes evlat kabul et anaya babaya aittir evlat nefesimize bile sebep onlar evlat evlatlıkla anlaşılır yaşamak evlat asla isyan edemez ebeveyne evlat evlatsın sen sevmiyor sanma evlat babaya isyan ederse fitnedir evlat sen sen ol üf dahi deme ona evlat sana kalanın daha güzeli yok evlat o ne dersen karar vericiliktir evlat evladı olmayanın bile kendisi evlat bilir sonunda onun kıymetini evlat onları görmedin sen doğunca evlat ne güzel hediyesin sen onlara evlat buyuruyor dünya süsüsün sen evlat bu yüzden kutlarız onu her yıl evlat
hatırlatıcı
her gördüğüm baktığım hatırlatır birşey munich caddeleri sende hatırladığım şey memleketimden ilk ayrılış ne acaip şey akıl bir karış havadayken önemsiz herşey yıllar geçince kıymetleniyor hatırlanan şey almanya benim için ilk gözağrısı gibi birşey orda anladım yabancı olmak nasıl acı birşey
ankara
seni gördüm ta gözlerinin içinden saklanan naz eden isteyen derinden istediği hayatı yaşamaktı en güzelinden güzellik derler değişir bakandan görenden değişmez ki güzelliğin görünen gözünden yahya kemal ankaranın demişti seferinden dönüşünü severim ama haberi yoktu senden seni gören hiç dönermi ankaraya seferinden bulamasa seni yeter bir nefes buğulu nefesinden tadmak isterim dudaklarının tadılmamış busesinden
ders sen konu sen
senden sana giderken üşüyen ben dinlesem kalbimi geleceğim hemen ama ne yapmalı ki gelme henüz diyen sensin o güzel sen ama çaresiz ben bak ne hallere düştüm bir görsen sana erişmek için tırmalayan didinen duymuyorsun çünkü kapı kapalı ne etsem aşkım hadi gel de artık diyeceksen
eriyen tükenen biten sen değilsin ben
a kıl
bak işte kelimede duruşu çok kıl başkasında görünce olursun kıl senin sanınca aldırmazsın tek kıl ah akıl vah akıl heryerde biten kıl aklı tanımayansa hep der akıl akıl aklı olmayan varmı değilse bir kıl sen aklım var deme bir araçtır akıl kullan aklı aldırma deseler de kıl aklını başkası kullanınca nerde akıl deme kim kullanır dedik ya araçtır akıl sen ehliyet almazsan götürür seni akıl ama sürücüsüne tabidir sana değil akıl kullanmayı öğrenirsen sana faydadır akıl kullanana bak ne getirir ne götürür akıl bakmak içinde araçtır bakma alık alık
mantık
ne zamandır konuşuyordum mantık için her kullanan da mantık der bilmez niçin senin kelimelerinin sence sınırıdır mantık sende olmayan kelimeye ne yapsın mantık kabulsüz duyunca yeniyi red eder mantık kabul ettiğin ise sana yepyeni mantık mantık sana fayda getirmeyen bilmeyince mantıkla bakma ne olur sözü dinle iyice mantık seni hapseder koyduğu her sınırda yeniye yol alana bekçidir mantık her sınırda yeni sana gelmez sen sınırı açmayınca mantık bekçisi açarmı sınırı sen açmayınca yeni ne deme sende ne varsa eskiyendir eskiyi sende tutarsan seni de eskitendir eskimişler ne kadar çok baksana etrafına genci yaşlısı dur der yeni bir şey yapınca sen aldırma eskilere her an yenile kendini
elveda deme
arkadaşlık güzel şey ama arkadaşlar tanışabilmeli yolda yol ne dersen her aldığın nefestir nefes nefese kalmadan bilinmeyecektir elimde değil başlayınca şiirleşiyor hemen beklediğim tanımak beni mümkün demen farkettiysen zorlama oldu cümleler dizilirken dedim ya şiirleşse de şairliğe yol yok benden tamam tamam kesiyorum daha çirkinleşmeden ya işte görüyorsun tek başına budur elden gelen ben merhaba dedim biliyorsun bir de sen desen hoşçakal diyorum ama gelmeye gitmek varken elveda deme yaşa zaten ölüm henüz çok erken
sözsüz
arkadaşım olmasan da ben yine yazayım arkadaşça anlamsız gelmesin düşün bir de deme büyüksün yaşça maksat sen ve ben değil o yüzden dert değil istemesende bana sorma sen kendin bul yazarmıydım istemesemde yazdıklarım sana ama okursan merakla değil aklen aklı kullanmadan okursa faydalanırmı sence insan insanlık sadece kelimede olsaydı sen dermiydin hayvan her gördüğünde var sanıp arama insan hatta hayvan sende bilirsin bazısı daha da vahşiyken hayvandan bazısı da nefes alıp versede farkı yok mumyadan böylelerin kılı kıpırdamaz istesen bir yudum su kuyu kazar sana ama bilmez kazılır kendi kuyusu sana yazmadan edemedim bu ne neşe ne keyif belki yazarsam bulaşır banada bir tutam keyif keyfine varınca yaşamanın istenilene ulaştın başkasına özenince keyifsizliğe sen bulaştın arkadaşın olmak zor dersen kabul ederim bil ki
komik
ya ciddi olsaydı
her komedi ızdırapla kaplı gülende mi güldürende mi ya sen hangi taraftasın gülen mi güldüren mi en iyisi seyreden olmak
bu alemi seyreden anladı ne seyrettiğini ama neden seyrettiğini anlamak
işte o iş yardıma muhtaç
yardım istemek ama kimden dersen sen iste yardım edecek mutlak duyar seni
riya
belki de bir rüya diyenlere rasul ne güzel bir misal dedi o ya sen o rasulde nerdesin riyasızlığı bilmeklemisin riyaya giren bilirmi riyasızlığı girmedim diyen nasıl bilir riyayı halbuki taallümü'şşerre li şerrin buyuran o
sen o buyruktamısın yoksa şer nedir diyenmisin
şerri ilimlenip şerre girmeyenmisin şerde yaşayan şerden habersiz sanırsın ki tümden kedersiz bir deşelesen ne irin akacak
aman yaklaşma kendini yakan senide yakacak
aramıza hoş geldin
diyorsun ki birkeresinde ölmüştüm rüyada yakaladılar kabirde bağladılar beni bana duysaydın muti ente kable muti dedi sana ölebilmeli ölüm gelmeden evvel sana bilirdin o zaman seni bağlamazlardı sana ama bil ki buradada bağlıdır insan insana gel anla artık iş devam ediyor orada da ama anla farklı sanma burayla orayı da iş işten geçseydi olmazdın burada da söylenileni işit senin için senden sana ve dahi buyurdu keşke deme anlasana narında hoş nurunda hoş deyip yalvarsana
sınır
niye sınırlamada kişi kendini o sınırsız
sen onda
ona rağmen sınırlı bu muhal düşünürsen bu sözler de düşünene
davetsiz
deme bana çünkü burda olman davetiyem kimsin deme bana kimliğim apaçık bilinen tanı kendini eğer beni tanıyacaksan
sende sen değilim sende bir noktayım nokta resmin başlangıcı
resimse yaşanılandan kalan yaşamadan bilmek mümkün değil istediğimiz ise kavuştuğumuz iş ben bunu istemedim dememek bulduklarımız istenenlerden bir demet
komşu
komşumdu firdevs
lise yıllarında sevdiğim yada öyle bir şey o vakitte bilmediğim
dahası bilmediğimi de bilmediğim o firdevs idi sen de firdevs
benim ise önceki hedefimdi firdevs müminlere müjdelenen
anladımki
sadıklar onun mülkünün muktedirliğinde beraber firdevsin ise varisi müminler oldu
buyurdu ki;
"siz isteyecekseniz firdevsi isteyin çünkü onun tavanı allahın arşıdır"
arşı bilen bilir ancak şah damarından yakınlığı
ayrılan olmak
ayırmak kendini diğerlerden ayrılmak gidilen yerden ayrı düşmek yardan ve serden ayrılma sen kendi kendinden
sen
ben bana aitim diyorsun peki sen kimsin
sen seni tanıyanmısın ya sen sendekilere ne dersin seni sen yapan senmisin
sen senden sana bakabilenmisin
sana ayna olsa sen seni görebilenmisin söyle bana sen bedenmisin
bedendeki senmisin
senin bedenini taşıyan senmisin sen bu sorularda varmısın soru soranda cevapmısın sen sana dönebilenmisin
dönersen kendine erebilenmisin erdiğinden razı gelebilenmisin söyle bitanem sen sana senmisin
zulme isyan
insan olana şarttır zulme isyan etmeli takılmamak geçmişe nisyan da olmamalı önce kendi bilmeli özü sözü bir olmalı kendi yaşamalı evvela ve yaşatabilmek gel anlaşalım ölümü sahibine bırakmalı beraber olmalı ancak boyun da eğmemeli sevse bile onun haricine secde etmemeli anla arkadaş iş ki ne yaptığını bilmeli ve dahi neden yaptığını da görebilmeli başkasını değil o yola kendini verebilmeli yaşamayı isteyip cahil ölümü istememeli isyanını işe dönüştürmeli fayda etmeli bu şarkı bitince başka şarkı söylemeli biz bizden bize var ki sen ben dememeli
THE GRANDCHILDREN OF HOLOCAUST SURVIVORS FROM WORLD WAR I I ARE DOING TO THE PALESTINIANS EXACTLY
WHAT WAS DONE TO THEM BY NAZI GERMANY...BUILDING WALLS & FENCES TO KEEP PEOPLE IN PRISONS
2. DÜNYA SAVAŞININ SOYKIRIMINDAN
KURTULANLARIN TORUNLARI, KENDİLERİNE NAZİ ALMANYASI TARAFINDAN YAPILANLARIN TAMAMEN A Y N IS IN I FİLİSTİNLİLERE YAPIYORLAR....İNSANLARI
HAPSETMEK İÇİN TELÖRGÜLER VE DUVARLAR İNŞA EDİYORLAR.
fitne....
SENCE HERKES Mİ BUNA ŞAŞIRIYOR...
BİLENLER HAYIR DİYOR....
BİLMEYEN NEDEN DİYE SORUYOR...
BİLİRSEN BUNLAR YAZILANLAR OLUYOR...
SANMA Kİ YAZILDIĞI İÇİN OLUYOR...
KİM TERCİH EDERSE RAFTAN GİDİP ALIYOR...
SONUNDA BİRİ DİĞERİNDEN DAHA VAHŞİ OLUYOR....
PEKİ ŞERRİ RAFA KOYAN NİYE SORULMUYOR...
KENDİNİ CEHİLDE TUTANA NEDEN BAKILMIYOR...
CAHİLCE İSTEKLER BAK RAFLAR DOLDURUYOR...
HEM KENDİNİ HEM ÇEVRESİNİ ATEŞE ATIYOR...
netekim
netekim hepimiz gibi o da ölecek bunu bilerek yaşıyor sanma ki yetecek ama dur dahası başına neler gelecek çığlığını çektirdikleri de işitecek ama neye yarar elinde değil geçecek bilenleri tanımasa da onlar bilecek onun çekeceğini varmı başka çekecek yok ki mazereti hem kim kabul edecek herkes o mu ki cehilde ahkam kesecek istese de istemese de başına gelecek sanma birisi gelip onu yukarı çekecek sadece odur dibe dibe daha dibe gidecek bunları yazan onu herkese ifşa edecek hem de gittiğinde onunla delil gidecek
yok bil ki yok onu kendinden başka düşünecek
gerek
ağlamak gerek ağlatmamak gerek ağlatılmamak gerek sana sen gerek aldatmamak gerek aldatılmamak gerek atlatılmamak gerek sana sen gerek anlamak gerek anlatmak gerek anlaşmak gerek sana sen gerek bıkmamak gerek dayanmak gerek düşmemek gerek sana sen gerek bir olmak gerek savaşmak gerek yenilenmek gerek sana sen gerek tanımak gerek
bir yoldayım
hedefim mülkünün muktedirliğinde beraberlik bu yol yalnızlık yolu beraberlikte
yoldaşlık ise tahammül işi
musa bile tahammül edemedikten sonra hiç kabulsüz tahammül olurmu
sessizlik
sessiz kal derler ses olmasa hayatı anlama olurmu gözlerin konuşsun dedi ama görmeyen göz olurmu duymaya tahammül etmezsen bu yola çıkış olurmu işitmiyormusun diyor sana işitmedim desen olurmu onu işitmeseydin niçin diye sana sual eden olurmu işittiğini anlayıp red etmesen ona isyan ediş olurmu işitmekle yöneliş yoksa seni cihetsiz davetçi olurmu yönelmeyince kabul etmeyiş yoksa sende acı olurmu nereye yönelirsen benim vechimdir der o aksi olurmu vechini gör ki ona erişmeden durursan yol alış olurmu yol dedim sırat dedi farketmezdi sen yol al ona olurmu
post
dostlar gider postu kalır posta oturan birşey sanır oturma sahibi seni tanır
veysel
uveysi derlermiş kendinden kendine yol bulana veysel karani aşıklar menbaıdır evveldir bilene sevdi görmeden izinliydi ya mescide ya evine sevgiyi veren hırkasını da verdi dedi verin gelene bak işte o hırkadır istemiş ki istanbulda sergilene veysele de veysel diyen bilmiş girmeyi o sevgiye veysel sevgisi devam ediyor her veyselden veysele çocukta olsa dinledi bu fakir söylerken veyseli de
rasul
rasul dedi ona o zikretti kendiyle onu o yol aldın derece derece rasule rasulü kabulünce anlarsın değerini erişince yeter diye gelmesin bir düşünce durursun kendine sınır çizince
risalet
yoktun sen rasul onun muradıyken rasulü seçen o idi rasul seni seçerken sende sen için seni taşıyan rasulken rasulü kabul et henüz vakit varken evvela sıdka er rasul olmak isterken sev ki sevgine erişen seni seyrederken sevgine erişeni taşı rasule ancak rasulken
ordamısın
yoksa duvara mı yazıyorum duvar yazıları ilginç olsa da ne yazanı var ne yazılanı
o
baktım her gelen karalamış oysa yazı beyaz bu kış geçti deme gelmem gelse de yaz eh şiir denilince böyle yazmalı
yoksa okumuyorlar kardeşim yazma manalı manaya erişmeyi kolay sanmayasın
erişmediğin manayı karalayıp aldanmayasın her söze gelen sendendir sanmayasın
duysanda bir duymasanda bir sanmayasın terket bunları daha fazla harcanmayasın
ya! ya! ya!
işte öyle bir şey
arkadaş insanın sırtını yaslayabileceği gerektiğinde kaya gibi sağlam
ihtiyacı olduğunda yumuşak bir omuz
ama en güzeli kişiyi bir noktadan bir noktaya bir anlayıştan daha gelişmiş bir anlayışa bir güzellikten daha bir güzele taşıyan
taşıyabilen tahammül edebilen anlamak ne kelime anladığının faili olan sonuçlarına katlanabilen
kendindekini paylaşabilen sınırları kaldırabilen aklında aklın sınırsızlığına seyahatinde refik olan
refik ne deme refik ile refikadır yolda giden bir diğerine bazısı yoldaş der ama
yolda taş olup takılmamak lazım kimsenin ayağına bilmem arkadaşım arkadaşlık kıymeti bilen olurmuyum bildiğim ise kendimden kendime yolculuğum
kararlılık
karar vermekle başlar adım atmaya arkadaş demeye yürümek isteyen başkasından adım atmayı beklemeye sen adım attın arkadaş dedin sıra geldi kıymet bilmeye söz vermektir arkadaşlık en azından birbirine gülümsemeye söz vermeliyim yapmayı ne gerekirse arkadaşın olabilmeye buraya yazdım ki şahit tutayım okuyanı ve sözüm silinmeye merhaba arkadaşım merhaba sana başlayalım gülümsemeye benden zarar gelmez demekmiş merhaba farisi dilini söyleyene merhaba imzamdır ve dahi çıkmaz mühürümdür beni bilmeyene
ne güzel
ne güzel ki insan harekette ve daha güzeli görünende ya görünmeseydi de bilseydi bildiği ne olacaktı görmediği mi ol dediğinde oldu ama olanda ne oldu o sana bıraktı ol dediklerinden istemeyi sen olanlardan istedin ve verdi
sen verilenlere razı değilsen
sakın kızma verene çünkü ver dediğini verdi istediğin anı hatırla nasıl istedin
bilmeyince istemeyi istenilen kadar verdi o o halde istemeden önce bilki istediğini verecek o bil nasıl ve neyi isteyeceğini
bilmek mümkünmü verilmeden dersen der ki rasulüm misal sana kabul edersen o rasul ki gösterdi neyin nasıl isteneceğini sende bir demet seç ve söyle erişmek istediğini
hayat
ya gelin hanım sen ki hayattasın hayatı yaşamak tek becerin o beceri sana verildi kullansana bakma ona buna sen kendine baksana
sen kendine bak niçin baktığını biliyormusun baktığın kendinde kendini görüyormusun senin gördüğün senmisin o sen isen sana bakan kim onu biliyormusun
kendini tanıyormusun yoksa ne soruyorsun diyormusun sen sana sormasanda sana soracaklar
biliyormusun
sorana cevabın varmı cevabın yoksa başına geleceği biliyormusun
cevabı veren sensen soranın cevabını biliyormusun çok sordun diyorsan iki sorunun cevabını biliyormusun
bayram hatırlama günüdür bayram hatırlatma günüdür bayram hatırlanma günüdür bayram sevinme günüdür bayram ümitlenme günüdür bayram paylaşma günüdür bayram gülümseme günüdür bayram bayramlaşma günüdür bayram insanlığa varma günüdür bayram sevdiğine kavuşma günüdür bayram seviyorum deme günüdür bayram sevildiğini öğrenme günüdür bayram sevgilini bulduğun gündür bayram dertlerden uzaklaşma günüdür bayram dosta erişme günüdür
bayram
bayram is the day when you remember bayram is the day of getting remember bayram is the day when you are remembered bayram is the day of enjoying
bayram is the day of hoping bayram is the day of sharing bayram is the day of smiling bayram is the day of bayraming
bayram is the day of reaching humanity bayram is the day of meeting with lover bayram is the day of telling your love
bayram is the day of hearing someone loves you bayram is the day of finding your lover
bayram is the day of leaving the troubles bayram is the day of reaching your intimate bayram is just today
bless your bayram bayraming
here
this is the first time in english see if inspires as in turkish some say do not become selfish be aware of yourself not to be a fish fish has memory that never recalls words can be told to whoever recalls as you see it is not because of language i see i have nothing in pandora's luggage accept my apology for all this rubbish i have to return as quick as in to turkish
speak do not shout
when you know no one seems to hear (from pink floyd) and know before you speak
there is one listening to your speech
when your speech goes along with the prophet your way is opened widely also with a ratchet
say say say the shortest way
is from your tongue to your ear so think about whether you hear what you say if no one seems to hear
never mind take a deep breath think again
it is different now if it is not
then never mind if it is so
so never mind
abuk
yine başladı tıktıklar sanki yanımdasın sana mesafe yok ki ta kanımdasın kan mecralarında gezeni tanırım ama sen ondan da öte kanca atmışsın bana kanırttıkça kanamada her taktığın yer balıkçı dahi oltayı senden insaflı çeker bağlamışsın ucunu bir meçhule hemde geçmişsin karşıya tam keyif o demde
keselim ayıralım
artık bunu da aşarsam bana karada ölüm yok denizde zaten ölmüştüm bir kere yenisi yok hem hüdaiyi ziyaret edene duasına mazharım aza çoğa bakmam manaya ulaşınca yazarım sakın şaşma inan elimde değil geleni yazanım gelen sanaymış banaymış bakmam paylaşanım
tercih
sanma ki lisanını seçen sensin sende konuşanı da bilmeyensin adım atınca beklerler yürüyesin ah nerde o yürek istediğinde ısrar etsin
iki satır
geldim iki satır karalayayım diye gelmedi ki o iki satır ne yapsam nafile mekandan mı zamandan mı bilemedim iki satır bile yazsaydım yeter di diye uğraştım eğdim büktüm ama çok katı bükemedim aklımdaki inadı
inat etti bir kere yazmayayım diye ama aklıma hükmeden benim ya yazacağım yine de
kafiye
bilmem ne yazacağım şu anda ah bir durgunluk geldi aklıma yazmak kolaydı aslında aklıma geleni yazdığımda akıl bana aitse nerde mana düşünmekle de olmuyor baksana eh uyduruk bir kafiyeye kalsada bu kadar satır geldi ya
şükür buna da
bu akşam bir acaip bu akşam ne yapsam olmuyor iki satır yazıyorum ama içi dolmuyor bu kadar gereksiz söz söylemezdim ama
bana bişeyler oldu oluyor kendime gelmem gerek yoksa iş işten geçiyor
hadi yeter artık bu zevzeklik demeliyim ama demek olmuyor
son çırpınış
biliyorum bu akşam gelmeyecek ne yapsam boş şaya burdayken gelemeyecek çünkü izinsiz
şayayı gönderemem ki bu bana izinsiz şayadan bana birşey yok benden de şayaya şaya ne diye sorma arkadaşım
şaya arkadaşımın köpeği köpek varsa bana ilham yok ilham getiren izinsiz ben çaresiz olsaydı ne yazardın dersen
belki gelenlerden bir parça tekrarlı tekrar etmeyende bunu yazmak yok yok vermeyince o bende yok olanlara yetişmek için gitmek gerek ama bu vakitte gidecek araç yok yok ta yok olurmu yok zaten yok ama o da yok bu da yok
olmuyor
ne gelirse olmuyor
doluya koyuyorum boşa koyuyorum olmuyor dolu almıyor boş dolmuyor
istediğimi biliyorum ama istediğim olmuyor o dedi iste vereceğim diye
istemesini mi bilemedim istenilen mi istemedi
çünkü o vereceğini rıza da veren razı gelemeyene önce rızasını veren
bekleten isteten dua ettiren döndüren kuvvetli ve cabbar sığınayım ona yoksa dünya bana dar
sen bu dünyada olursan dermisin bu dünya senin bana dar
darlıktan çıkaran o feraha bu iş iki kişiyle çıkar felaha
felah ne diyeyim sen daha iyi bilensin belki bildiğini de öğretensin
ama bana gelince tutuldun
söyle nolur bana sen niye duruldun neşen ne oldu kiminle paylaştın
sen sana anlatsana kendine daha yakınsın beni boşver sen kendine bakansın
bak kendine bakalım ne var belki bir nefeslik yer bana da var
destan
selamen selame derler diyor o ki sen selam verdin destan da yazma dedin o halde iki kelime o ve sen
o varsa sen yok sen varsan o yok sen onda varsan o da sende var sen onda olmasan sen sen olurmuydun o kim deme o kendisi ya sen kendin olanmısın
sen kendin isen kendini bulanmısın
dermiydin
ilerdeyse geri dönsün istermiydin dönerse sevdiğim dermiydin sevseydin dön dermiydin hiç gidene gel denirmi sen bile olsan bu istenirmi istediğin verilince
bu da nerden çıktı denirmi verene niye verdin denirmi
dahası var demiştim dahası var sen meraklananmısın meraktan soranmısın
soracaksa insan bilmek için sormalı ve dahası bildirmek için sormalı hiç alim bilmediğini sorarmı bilmeden sorarsa alimliği varmı sana sormalı sen hangisisin
meraklımı bilenmi bildiren mi alim mi
sordun söylemeli cevapsızlık tereddüte düşürür seni sen sana geleni seç gelene geç deme
işine yarayanı kullan yaramayandan vazgeçsene
savaş soruna gelince rasule gelip sordular
elimden almak istiyorlar malımı buyurdu verme sana ait olanı dediler zorla almak istedikleri
buyurdu onlarla savaş ki tek bildikleri dediler ya ölürsek bu yolda
buyurdu cennet sana daha iyi ya dediler ya öldürürsek oldu da buyurdu cehennem o yolun sonunda girecekler oraya eninde sonunda
erkek
rabiatül adeviye velayet mertebesine eren kadınlardandı onu bilen duyan bu işte çoktu
rabia başı açık geziyordu
dediler ki ne yapıyorsun islamda hiç başı açıklık olurmu o da dedi ki baş kime örtülür erkeğe karşı
peki hani erkek
bu arada hasan-ı basri hazretleri geliyor dediler hemen başını örttü
dediler noldu dedi ki işte o erkek
anneler (babalar) günü çocuğuna şefkatı ile anne
biz çocuklar annelere hizmetimizle biz babalar çocuklara şefkatimizle biz erkekler annelere hürmetimizle insanlar insana anneye sevgimizle anneler her gün mutluluk ola sizinle
kadınlık
olmasan olmazdı o en sevilen bunu bilesin sen ol diyenin olduranısın bunu bilesin ben isteyen ondan istek sana ait bilesin sen isteyince yerine getirmeyen yok bilesin sen yalnız ondan iste yoksa yanarsın bilesin
kadın erkek
ikisi ayrı ama ikisi beraberliğe yolcu kadın dedi erkek beni ben yapacak ben onda bileceğim bilemediklerimi onda tadacağım yaşamayı doyasıya ve dedi kadın bana ait benim olmalı aslını terkettirdi bu istek ikisinde de kadın sahiplenilmem dedi mal değilim erkek benim olmayana dedi akan değilim deseydi sen seninle varsın bana ve kendine iş tamam olurdu biterdi bu kavga şıp diye
nilüfer
acılarla beslenmek acıtır tamam ama asıl kötüsü alışmak be gülüm acılarla beslenirken inan
gözünü kırpmaz gelse ölüm ama acı tatlı değil sadece bak dilinde tad var binlerce dilin neden acı söyler sadece
derler ki
derler ki bir kapıya geldiğinde kapıyı çal ki ne istediğin biline bu kapıyı kaç kez çaldık ama nafile
ne bakan var ne de soran ne istiyorsun diye bu kapının sahibi kendini kaptırmış olmalı bir başını kaldırıp baksa alemde ne var
aramazsa nerden bilecek o kendindekilerle var
aramak için istemek lazım istemeyene sunulacak ne var
anlatamamak işte görüyorsun
ne sen bana ne ben sana bu böyle olmasın diyorsan hem sen bana hem ben sana nerdesin sen
seni arayamayan ben beni aramayan sen yani kim suçlu dememeli durma bu kadar mesafeli hadi artık konuşsana halin nedir diye sorsana sana sitem etmek ne haddime özledim sohbetini anlasana
anlattı kendini o
anlattı kendini kendine o o kendinde kendiyle anlatan bir işitsen anlattı kendini o işiten anladı ne ise işittiği
anladı ama kabuldü onun istediği sen işittiğini kabul edenmisin kabulsüz olduğunu işitenmisin kabul seni sokar harekete
hareket etmeyen varamaz ki hedefe hedefsiz olan döner divane gibi hedef bul kendine kalma virane gibi hedefine ulaşırsan deme ne yapayım bilseydin isterdin ki ulaşmayayım ulaşılacak hedef seçmeyesin sen kendine hedefsin bunu bilesin hedefi kendi olan yorulurmu kendine yol bulan kaybolurmu anlattı
yalnızlık
yalnızlık kaderim dersin kısa kesersin kader sence ne dersin kaderden bahsedene buyuruyor niye ubudiyeti terkedersin kaderden bahsetmeyen yok ama sence bilen varmı dersin bizde kader demeyelim ama sonunda kader bilinse ne dersin 0 derki ben gizli bir hazineyim onun muradı olsan iyi edersin muradını bilinmek olarak diledi ki inan sen bu işi bilebilensin bildiren açıklıkta sanma kendini gizledi sakın sen örtmeyesin bileni de dilemese kim bilebilirdi aman bu noktayı sektirmeyesin bilinecek ne deme bilinemeyeceğini bilmektir işte bunu bilesin bildiklerin onun diledikleri ol dedikleri başka dileyen göremezsin 01 dediklerinde sevgi istek ve seni daveti ile ancak öyle
isteyensin
istediklerin senden için ol denilen mi yoksa olanlardan mı isteyensin
bak iş buraya dayandı bakalım sen ne kadarını kader diye
anlamak anladığını sanmakmıdır yanlış anlayınca bu anlamakmıdır yanlış ne doğru ne ki
anlamak yanlış yada doğru olsun
biz bizden başkasını anlayabilenmiyiz ki doğru yada yanlış olsun
anladım dediğimiz bizdeki hayaldir
o hayalin gölgesi bile zandakine düşmeyendir sen sanma ki her görünen bilinendir
bildiren olmazsa zanlar sanki bilinendir zan kalkmazsa hepimiz zandan zana gidendir cenab-ı hak dedi zan nedir ki bak hakikat var bilen anlar haktan başka bilinecek ne var bilki insan hakta ancak haktır
haktan gayri olan sadece sanmaktır sanma yani zan dedikleri kalkmadan o hakikat ortaya çıkmayacaktır nedir hakikat diyene
anlamak
akıl
aklımı seveyim dersin aklın seni severmi bilmezsin sevgi akıldan değilse
sevgisiz aklını nasıl seversin sevdiğin aklını beğenenmisin git dediği yolda gidenmisin o yol seni götürünce ıssıza aklımı neyleyim diyenmisin aklını tanı sen o akıldanmısın aklına koyanı tanıyanmısın sen aklına geleni yapanmısın o halde sen kendinde olanmısın
sevgi
sevgini ispat et dersin
sen sevdirmesen birisi seni nasıl sevsin sen bak kendine kime kendini sevdirensin sevdirdiysen kendini şüphesiz sen sevilensin
aşk
aşkı bilmek her zaman gecikir oysa beraberlik denen aşk değildir aşık olan kör derler ama değildir kör olsa aşkın haricini görenmidir yine de aşk insanı kör edendir sevgisiz aşık olan zannedendir görmek isteyen sevgiye girendir bak sevdiğine o sevgisini giyendir seviyorsan sana sevgiyi o verendir sevmiyorsa seni sevdirmeyen kimdir sevgi kelimesi sevgiyle dolmayandır seven sevgiye ona aitleri koyandır sevgi kelimende ne varsa ondandır sen o kelimeyi doldur yoksa kuruyandır ne varsa ondan gelen ayırmadan doldur ona bakarsan onda sevdiğin şey boldur
kurban
ah arkadaşım ah ki aşk istenen değil ki sevgi aşk hiç değil ki aklı yitirmek iş değil ki akılsız başı kesmeli ki kurban olur başka ne ki
mutluluk
mutluluk sevenden değil sevilendendir ancak sevgiyi sevene veren sevilendir hünerli o sevgiyi görüp alabilendir daha hünerli aynı yolu kullanabilendir o yolla sevgisini sevilene verebilendir ama ya sevgi kelimesi nedir nedendir alim işte o kelimeyi bilendir
ilmini kullanabilen hükmedebilendir gönlüne sev sev diyebilendir
sevmeyen bir gönül yaratılmayandır
seç
kendine bir yer seç
bilmeden bu alemi gel geç sorarlarsa ne anladın dersin ki hiç
bir çok yaşlıya sordum ne anladın hiç dedi hepsi birşey anlamadım hiç ki yaşantının bakiyesi
senin nefsinin sana hediyesi beğendinmi kendine yaptığını fayda yok terketsen de taptığını buyurdu bil nefsini bileceksen rabbını rabbı allah olan anladı kurtulduğunu kurtulmak ne demek demeyesin gecikirsen sonra neyleyesin aman vakit geçiyor oyalanma sakın gencim diye nefsine aldanma genci yaşlısı binmiş bu alamete cem karacayıdamı duymadın
dinleyene
söz söylemeli ancak dinleyene anlayan beri gelsin demeyene anlayış isterdi rahmetli rıza efendi anlayan geldiğinde onu saran kefendi anlamayan ah etmedi yaptığına anlayan ah dedi yapana ve yapılana ah edene ahbap gerek derdini dinlemeye paylaş ki dert yükü yalnız çekilmeye sen derdini anlat ahbap bulunur dertliyi duyan ancak onun kuludur o ki kulundan sana konuşur
aman sesini yükseltme ne söylesen duyulur
yaşamak
yaşamaktasın ki görüneni rengarenk
kapını çalan azaldığında solduğunda her renk
istemediğin biriyle yaşlandığında halini düşündünmü ya o da seni istemiyorsa onun halini düşündünmü aman ne karamsarlık deme
sana da çıkabilir bilsene
ne yapmalı ki yaşantı sürmüyor istediğince bir ters yel esmesin götürür herkes gibi senide bunları üzmek için yazmadığımı bil yinede bak ne güzel şeyler söyleyeceğim şimdide sen anda yaşa düşünme geleceği
gelecek dediğin gelmeyecek ki sandığın gibi
sen anda yaşadıkça bak ki beden eskisede sen aynı sen şükret tadını çıkar değişmedi ki sendeki sen
sen kendini bildiğinden beri baksana haline yaşlanan ânın yada hatıran varmı hayalinde insanı taşıyan bedensede bedende yaşayan insan sen seni taze yaşat aklen fikren insansın sen insan insan denilen etle kanmıdır ki yaşlandırıyorsun insana verildi bu hayat ne kendini telaşlandırıyorsun
paylaş
her anda ve her yaşta yaşamaktır hayat sanma yemek içmek nefes almaktır hayat kendinle beraber diğerleriyle anlamlıdır hayat paylaşılmayınca ne yaparsan yap dolmaz hayat paylaşan bulununca tadına doyum olmaz hayat
kitap
kitabım ben diyor bilmiyor kitap niçin okunmuyorsa bir kitap yazan sorar niçin sen kitapsan bilirmisin seni yazanı sen seni yazansan bilirmisin okuyanı okuyan seni ne bulacak sendekileri mi sendekiler seninse isteyene verirmisin okuyana beğendiysen istediğini al dermisin senin kitabın yazılmışsa sen oynayanmısın yoksa başrol bile değil figüranmısın kendi kitabında fügüran olma
kitabını kendin yaz ama okuyan olma okuyan kitabını seni bulmalı onda yoksa sen yazmışsın çizmişsin ne fayda
davet
ne güzel davetçidir o davet eder davetini işiten var işitmeyen o kim der sen bir resminle davet ediyorsun baksana seni gören hemen hal değiştiriyor anlasana bak ki neye davet ediyorsun sen
aman ev sahibini tanı misafirsin sen
mevlâna
dedi ki gel kim olursan ol gel deriz ki bil kim olursan ol ama bil bilmekle yol alır insan
bilmeden yaptığı her iş noksan bilince ver kararını
bilmezsen sen çekeceksin zararını her satır karalayan bilenmi
bilse yazdığını okuyan gülenmi sen gülersen ağlamalısın bil ki çünkü o rasul dedi ki
benim bildiğimi bilseydiniz az güler çok ağlardınız ağlamak bilmenin eseri
ya gülersen sende ne var ve neyin eseri
aptal
aptal olan abdalı bilmez ki
aptallığı dışa vurur bunu bile görmez ki sen sen ol ayır aptal ile abdalı
abd kuldur ona kulluğu tasdikli ancak bilmeyen der o yol eksikli eksik gören bilmez ki eksik kendisi tam olmaya geldik bu cihana besbelli sen ona buna bakma senin yerin sende belli bil senden sana o yolu çıkma dışına sakın yoksa kurdu kuşu kapmaya gelir akın akın sonra sen bile seni kaybeder şaşırırsın
bilsen senin senden sana yolun ne güzel şaşırırsın sen şaşıranlardan olma şaşma yolundan
uyma sapanlara girse de her iki kolundan çalışmak ibadettir işte abd işi
şiir
sanma ki şiir yazanım her gelen gibi
yazılanlar düşünmek içindir düşün işine gelen gibi nerden gelir bilirim ama nereye gider okuyan bilir okumadan kayıtlardan kurtul ki sana mana verilir
manasız dersen sen bilirsin ama bilki mana bile manada verilir mana ne diyeceksen sendekilerin sende resmidir çizilir
üstelik sendeki resim istesen de istemesen de çizilir çizilene bak hangisi değiştirilebilir
sen unutsan ne değişir resmi çizen mutlak bilir
olmaz
olmaz dememeli olmaz olmaz
ne varki akla gelen var ki yok olsa olmaz 0 ol demeden hiç bir şey olmaz
01 dedi oldu ki sen seçtin seçmesen olmaz seçtiklerini o verdi başka veren olmaz sen razı ol verdiklerine yoksa o razı olmaz sanma ki o razı olmadan veren yoksa o olmaz sen sen ol senden başka birşey olmaz
kısmet
meğer senmişsin yazmıştım bilmeden kısmetlisini sende okuyunca gördüm yazılanın sebebini sende hayatı sevensin ben gibi
evet sebebi ne sen ne ben o besbelli uzatmadan bak ne yazmıştım evveli
şimdi tekrar olsada benim için yine kıymetli....
ziyaret
ziyaret eder her dalı her çiçeği o sanırsın bal alacak şifa olsun diye o bal yapan bilir hangi çiçeğin balıdır o bilmese şifa olurmuydu bal şifa dedi o o kim diyene bak kimlik söylemedi ki o o sadece o dur dilediğine bildirir kendini o onu bilmek mümkün olmasa da o yine o bildiğin ve dahi bilmediğin ne varsa o hadi artık sorma kendine anla işte sadece o anla ki nerde olursan ol seninle beraber sadece o
hayrihi ve şerrihi min allahü tealâ ilimlenin ilimsiz olan bilemez ki ilimlenmemeyi ilimlenin ki ilime erişilmez okumakla alfabeyi ilimlenin ki ilimdir yine öğreten ilimlenebilmeyi ilimlenin ki son sanmayın cehenneme girmeyi ilimlenin ki bırakın ona buna şuna cahil demeyi ilimlenin aklınıza geleni gideni de ayırd etmeyi ilimlenin bilin takılmadan yaşamayı öğrenmeyi ilimlenin ki bilin size sizden olan yolu görmeyi ilimlenin ilime değer yok bırakın paha biçmeyi ilimlenin hayrın ve şerrin iş ile geldiğini görmeyi ilimlenin işlerde hayrı tercih edip yolda yürümeyi ilimlenin ilimden daha ilerisine de ilimle gitmeyi
şair
en zoru yazana şair olduğunu söyleyenedir sabret anlatacağım söz yerine göredir söz seninse söylenen kime göredir sen sana söylemezsen söz seninmidir
başkasına lazım olanı söylemek mümkünmüdür kim razı gelir başkasından gelene
hadi bak kendine gelebilirsen razı gelsene rızasına ermeyen bilirmi razı gelmeyi sen senden razı olsan unutursun istemeyi istemek bile rızasızlığı gösterir
senin yazdıkların sende kimi gösterir sen seni sana göster başkasına değil yoksa teşhirciliktir başka bir şey değil
sormak
soruyor o söz kimin diye
sormalıydı kim yerine kime diye okusa anlayacak o söz niye
okumak nedir bilmeli o dedi oku diye oku bize tercümeydi o ıkra dedi biline
ıkra dedi o rasule istedi okusun kendi dilinde okuyabilenlerden değilim dedi rasul kendi kendine dedi rabbın adıyla oku anla ne okunacak diye sen oku kendini kendinde bak o rasulden hediye anladığın senin değil hepsi ondan sana hediye
karar
karar veriyordu molla kasım bu yarar bu yaramaz diye oysa yunus demişti yıllar evveli seni sigaya çeker diye anla kim kimi sigaya çekti bu işte
reddetsen de o her yerde her an bir işte onun işini bilmelisin ki sana fayda getire faydasız iş varmı düşün kendi kendine
melemek
melek diyor kendine hemde isyan edeni bilmez ki melek olan bilmedi isyan edeni melek ismini veren soktu meleği hizmete hizmete isyan etmedi ama etmedi secde de secde etmeyen melek değildi aslı cindi secdeden imtina edince ona şeytan denildi sen tanısan şeytanı ayırırdın kendini ateşe atan şeytan düşündümü kendini sen sana fayda et yoksa eden bulunmaz bu kervan yürüdümü istesende durmaz kervana dahil ol ki varasın menzile köyün en son çitinde kalırsın ünzile harekete geç demeden anla bilmeli bilmeden hareket eden erişemedi ki sen erişmek istediğin yeri bul oraya varmak için gerekir kabul kabul et senden sanadır her yol seç birini deme şu yol bu yol yol yolcuyu götürür vuslata
raslantı
rasladığımda bir ize eğer benzerse bana takılmadan edemem ve yazarım illa ona yazdıklarım kurulu sözler değil bilesin geleni yazarım ama gelen sana bilesin
sen kimsin bilen değilim ama söz sanadır bilesin sözleri manasız sanıp sakın kaldırıp atmayasın bir düşün belki ne dediğini onun anlayacaksın o ki konuşur kuluna mekansız ve zamansız sen anla ki onun sözleri gelmesin sana anlamsız anlayacak çağdasın yaşın yazılan ise
deme ne çağı anlayan anlar o çağda ise
fayda
aradığını bilsen bulduğun bu olurmuydu bunu aradım dersen faydası olurmuydu sen seni bilsen başkasına faydası olurmuydu sen farkına var ne olur gafletin faydası olurmuydu fayda ne diyorsan bilmediğinin sana faydası olurmuydu
şey
sen ona buna kızsan ne kızmasan ne kızgınlık bile senin değil farketsene bak kendine gördünmü hiç öfkeden fayda fayda istersen ki ancak senden sana fayda arama kendin dışında bulamazsın bir şey şey denilen bile sen olduğun için şey şeye isim versen de şey yine şey sen ise insansın sanma ki başka birşey
döner mi dönmez mi
uğruyorsun ama bir merhabayı çok görüyorsun yetmezmiş gibi yazdıklarımı da görmüyorsun sonra iki satır karalanınca anlayamadım diyorsun eh anla artık sen aklında gelip gidiyorsun
cevap
herkes istiyor karşıdakinde dürüstlük doğruluk ama demiyor ki bana ait bana lazım doğruluk doğruluk ki istemesi kolay yapması yaşlandırır kaybetmeye gör her şey seni telaşlandırır telaşla başlayanın eli ayağı dolaşır birbirine sen doğru olursan rastlatır seni sen gibi birine derler söyle bana dostunu söyleyeyim kimliğini kim olduğunu bilen ancak seçer dostum dediğini dost seçmek kolay değil o bilgiye ermeden
sakın dostum deme kimseye onunla gerdeğe girmeden gerdeğe girmek için önce nikah yapmak gerek
nikah nedir deme seni sende tutmak gerek sen seni terkedersen kaybolursun
çarparsın duvarlara yazık olursun
bu kadar sert söz gelmezdi sen istemeseydin sakın kimseyi suçlama ne geldiyse sen istedin her kötü gördüğünün bilki tümü kötü değil kötü de bile iyi var anlatacağım işte bil
bilemezsin
yaşamadan istesende bilemezsin tanımadan ne verecek bilemezsin keyfine varmadan farkını bilemezsin tadmadan ne farkedecek bilemezsin bilmediğini bilmeden ne getirir bilemezsin
kaabiliyet
tanınmak isteyensin sınır koyan da sensin kaldır sınırları ki seni isteyen sana gelsin istemediğin birisini anında red edebilensin önce bil bilmeden sanma ki isteyebilensin istediklerinin hepsi kendine verilensin bak kendine hep artansın sanma eksilensin
barbizede 'den gelen ilhamla doğru
doğru çoğunluk olmak demek değil ki
doğru kaç kişinin kabul ettiğiyle değişen değil ki doğru ona buna şuna göre doğru olan değil ki
doğru yapılmasıyla veya yapılmamasıyla değişen değil ki doğru kabul edip yapılınca zarar veren değil ki
doğru bir kişiye veya bir gruba veya bir zümreye ait değil ki doğru olmamak ihanet ama doğru olmak erdem değil ki doğru olmak insana ait insan olamayandan doğruluk beklenen değil ki
doğru nasıl bakarsan bak kime uygularsan uygula aynı olandır başka bir şey değil ki
erişememek
sende olana bakıyorsun hissine kapılıp sevgi diyorsun sen sevgiyi senin his ve bildiğinden ibaret sanıyorsun dahası sen seni seveceği de sendeki hisle sınırlıyorsun seni sevecekte olanları sen niye sevgiye koymuyorsun sendeki sana ise ondaki ona ait bunu niye bilmiyorsun senden ona aksın ama ondan sana gelmesin istiyorsun yağsan aksan sevsen güvensen ona diye varsayıyorsun sayıyorsun ama birşey yapmadan seni sevsin istiyorsun peki neden o zaman ne yaparsan yap ona erişemiyorsun
sevgisizlik
sevgi bir kelime kiminde boş kimiyse doldurur onu sana boş verildi sevgi kelimesi zamanla doldur onu sevgiye ne konur bilmiyorsan nasıl kullanırsın onu önce sevgi kelimesine isim koy kim hakederse onu her ne varsa o isimden sana gelen koy sevgiye onu bak o zaman sevgi doldukça nasıl seviyorsun onu sen sevmeye başlayınca inan iyi tanıyacaksın onu bilirsin senin ismini nasıl seçer eğer tanırsan onu iş böyle görülür dikkat edersen hayra çıkar sonu
birleşme
sen onu seninle sende bir etmişsin ya sen onunla onda birmisin asıl olan sen ve o birmisin o sende sen onda birmisin
sen sendeki seni kaldır ki o kalsın
o sende kendine baksın onda seni görsün o kendinden kendini yok etsin
seni kendinde sen etsin
affınıza sığınarak biraz şerh (manada açılım denebilir) edebilirmiyim
seviyorum diyen kendine bakıp sevdiğini gören ise bu vehimdir oysa sevdiğine bakabilirse ve de orada kendini görebilirse bu gördüğü sevdiğinin kendisine verdiği sevgidir
işte sevme ve sevilmenin beraberliği ancak böyledir gelelim vehime
vehim doğruyada yanlışada çıkabilen ve tahkik yani araştırıcılığa girmeyi gerektiren bir haldir
vehim ile karar verilirse sonucu hayrihi ve şerrihi denilenin tercih edilişinde cehle giriş
yani hayrı tercih edişi ilimsizlikle hayrı ve şerri beraber ediniş veya ya hayırda şer yada şerde hayrı kullanış
nasıl oluyor derseniz
sevdiği haramdır (evli) kendisi fiilsizdir yani hayırdadır ki bu durumda hayırda şerdir
fiil yani zina hali fiillenene külli şerdir ve ateşi muciptir ki temizlenmek ola
bu ise dünyada ateş yani zaniye halk içinde kötülenme ve ceza ahirette ateş ki buda zinadaki haramı kabulsüzlüğün giderilmesi yani temizlenmesi sebebi iledir
hiçbir iş yoktur ki içinde hayır ve şer beraber bulunmaya akla gelebilir ki o halde her işi yapan şerri de fullenmiş olur ve yine akla gelebilir ki zina da külli şer deniliyor
ancak fiillenene denildiğini unutmamak gerek bir iş işi görenle sınırlanan değil ki
o işden ilmel yakin ve aynel yakin ilimlenen var
dahası hadise uygunluğa girip fiillenmemeyle hayrın hakkal yakinine erişiş var
o halde nasıl ki her işde hayır ve şer beraber
bu demektir ki hayrın ve şerrin ilimlenmesindedir ayrılış
öyleyse işi yapanda şer görünmesi tercihle edinilen olduğundan burada niyet ve fiilde nihayetleniş ilimde de nihayetlenmedir ayrıca cennet ile dünya arasındadır cehennem
ve cehennemden geçişledir cennet yanmak ise temizliği mucipler içindir o halde kirlenen temizlenecektir
kir ise günah denilenler denilse de asıl kir kabulsüzlüklerdir çünkü günah denilenler derecelenmeye manidir
kişide lâ ilahe illalah durduğu müddetçe yürütülendir lâ ilahe illallahtır kişiyi yürüten
lâ ilahe illallahı olmayan veya terkedenlerle muhatap edilmemiştir alim
uymak
sevmediysen sevmeni gitmediysen gitmeni görmediysen görmeni erişmediysen erişmeni varmadıysan varmanı gelmediysen gelmeni uymadıysan uymanı gülmediysen gülmeni isterim versin sana seni
al gülüm ver gülüm
bak arakadaşım gel senle muhabbet edelim eskiler dermiş soğan ekmek yiyelim
bulamazsak tuzla ekmek diyelim ozan değilim ama söyler yine dilim kim kimdir ne nedir alıp verelim senden bana aksın sendeki ilim
varsa bizdende sana akar belki bir ilim eh okuyanada bu şiirdir diyelim
nerede dersen orayı söyle geleyim hadi şimdilik hoşçakal diyeyim
diyeyim diyesin diye
evet geldim ki arkadaş oldu unuttu demeyesin diye evet geldim ki sanmasın söylediklerim boşmuş diye evet geldim ki arkadaşım resimlerimde varsın diye evet geldim ki bende güzelliğe doyum olmaz ki diye evet geldim ki sözlerim gerçek seyredeyim seni diye evet geldim ki sana bakıp güne iyi başlayayım diye evet geldim ki görünce gözüm gönlüm açılabilir diye evet geldim ki şair olmasam da bir şiir yazayım diye evet geldim ki ne gelirse gelsin yine de razıyım diye evet geldim ki bir adım gelene on adım gelesin diye
çok güzel bir adım daha
her adım sendekini alıp sana veren demişler görene köre ne
haydi durma sor kendine yürümekle gidilecek yer değil
ama hareket etmeyene de verilen değil
bilirsin
bilirsin fazla naz aşık usandırır oysa seven ekmeğini tuza bandırır kendi yansada sanma seni yandırır bunlar çatlayan sabır taşından sızandır