• Sonuç bulunamadı

(1)28 Kasım Cuma günü, Bergama Ovacık Köyü Düğün salonunda, Ovacık Altın Madeninin mevcut Atık Barajına ilave yapmak istenilen II.Atık Barajıyla ilgili “Halkı Bilgilendirme!” toplantısı yapıldı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "(1)28 Kasım Cuma günü, Bergama Ovacık Köyü Düğün salonunda, Ovacık Altın Madeninin mevcut Atık Barajına ilave yapmak istenilen II.Atık Barajıyla ilgili “Halkı Bilgilendirme!” toplantısı yapıldı"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

28 Kasım Cuma günü, Bergama Ovacık Köyü Düğün salonunda, Ovacık Altın Madeninin mevcut Atık Barajına ilave yapmak istenilen II.Atık Barajıyla ilgili “Halkı Bilgilendirme!” toplantısı yapıldı.

Çevre İl Müdürlüğü temsilcilerinin yönettiği bilgilendirme toplantısı, çok gergin bir atmosfer içinde başladı. Salon tıka basa maden işçileri tarafından doldurulmuştu. Salonun duvarlarında maden firmasının reklam afişleri, çeşitli logoları asılıydı. İzmir, Ayvalık, Edremit, Kozak, Dikili ve Bergama’dan, Meslek Odalarından, çeşitli sivil toplum kuruluşlarından gelen yaşam savunucuları, bu gergin atmosfer içinde, ıslık, küfür ve tehditler altında ÇED raporu hakkındaki çekincelerini yazılı ve sözlü olarak çevre Bakanlığı yetkililerine anlatmaya çalıştılar.

Maden şirketi, tüm çalışanlarını Düğün salonuna toplamış, Hayrettin Öğüt komutasında provokasyonlarla çevrecileri konuşturmamaya tahrik etmeye çalıştılar. Toplantıyı düzenleyenler, bir türlü toplantı güvenliğini, sessizliği

koruyamadılar ve maden şirketine teslim oldular. İlçe jandarmanın sağduyulu tedbirleriyle tartışmalar daha ileriye taşınmadı. Toplantıyı yönetenler, ortalığı karıştıran, toplantı güvenliğini bozan maden işçilerini ve özellikle

Newmont-Koza ortaklığı yönetiminden aldığı talimatları fazlasıyla yerine getirip, ortalığın kızışmasına yardım eden, maden işçilerini örgütleyen Hayrettin Öğüt’ü ikaz etmekle yetindiler.

Sözün kısası Ovacık’ta Halkı BİLGİLENDİRME yerine BİLGİLENDİRMEME toplantısı gerçekleşti.

Yaşam savunucuları, gergin ortamda, halkın değil, madende çalışan işçilerin katıldığı bir bilgilendirme toplantısında daha fazla kalmanın ortamı gereceğini ve istenmeyen olayların meydana gelmemesi için toplu bir şekilde jandarma kontrolünde ve güvenliğinde salonu terk etti. Maden çalışanları, işçileri dışarı çıkarak, sadece arkamızdan

baktılar…… içeri dönüp kendi kendilerine çalıp-söylediler. Toplantıyı yöneten çevre Bakanlığı yetkilileri ise, çekincelerimizi yazılı ve sözlü kayıtlara aldıklarını ifade etmekle yetindiler; yetkilerini kullanıp toplantı güvenliğini sağlayamadılar, onlarda madencilere teslim oldular…….

Her zaman olduğu gibi ÇED süreci, Halkı Bilgilendirme Toplantısı, formalite bir toplandı olmaktan öteye gidemedi.

Yetkililer toplantı notlarını okumalı, incelemeli ve kararını vermeli… Bu toplantı tekrar halkın güvenlinin sağlandığı, demokratik bir platformda, madenci işçilerinin, çalışanlarının katılmadığı bilimsel konuların tartışılacağı bir ortam ve yerde yapılmalıdır.

Çevre kirliliği yanında Hukuksal kirliliğe de sebep olan Ovacık Altın Madeni İşletmesi sürekli 2007 yılında

kesinleşen Danıştay Kararının arkasına dolanmaya çalıştı ve kesinleşen mahkeme kararlarına rağmen çalışmalarını sürdürdü. Danıştay kararı kısaca, “Olası çevresel risklerden dolayı Ovacık Altın Madeninin çalışmasında kamu yararı yoktur” diyordu. Bu yüce karar sulandırıldı; Eurogold – Normandy – Newmont – Koza ortaklıkları ile şekil/isim değiştirme bahanesiyle şirket yeni izinler alındığı ileri sürülerek çalıştı, mevcut hükümetler tarafından çalıştırıldı.

Dünyanın her yerinde, geri kalmış ve kalkınmakta olan ülkelerde, çok uluslu siyanürcü maden şirketleri kargaşalara, kavgalara, skandallara, hukuksal kirliliklere sebep olmuştur. Topraklarında altını olup ta zengin olamayan ülkeler arasında Endenozya, Peru, Arjantin, Güney Afrika Cumhuriyeti, Sudan, Gana, Bolivya, Kazakistan, Kırgistan gibi ülkeleri sıralayabiliriz.

Altın dünyanın her yerinde mevcut; doğanın dengesini bozar, öteler, kayaları ezer, ufalar kimyasallarla, siyanürle çözerseniz, içerisinden altın ve gümüşü elde eder, geriye doğal yapısı bozulmuş çukurlar, kimyasallarla bağlı halde bulunan ağır metalleri serbestleşmiş tehlikeli kimyasallara dönüşmüş atıklarla karşılaşırsınız.

Atık içerisinde yüzde elli katı tanecikleri ve yüzde elli su içeren madencilikte slurry/şlam denilen çamurdur. Çamurun arıtılması diye henüz bulunmuş bir teknoloji yoktur. INCO firmasının dünyanın değişik noktalarında yaptığı ve arıtma denilen işlem; baraj göletlerinde yüzeyde biriken sıvı fazdaki siyanür ve bazı metal bileşiklerinin barajın tabanına, çamurun katı kısmına çökeltmesidir.

Ovacık altın madeni işletmesinde barajda sıvı fazda yukarıda bahsettiğim işlemin daha hızlı tepkimeye girmesi için, baraja kostik ilave eden boru hattı mevcuttur. Prof. İsmail Duman Hocamızın açıklamalarına bakacak olursak; Tübitak tarafından önerilen kostik duraylaması, baraj göletinde bozuşmamış konumda bulunan ağır metallerin de kimyasal

(2)

yapısı bozarak, serbest hale, yani tehlikeli, zehirli konuma getiriyor.

Atık barajı/deposu içerisinde, çeşitli asitler, kimyasallar, ağır metaller, siyanür türevleri içeren, Tehlikeli Atık Deposudur. Gerek barajın yapımında gerekse alınacak önlemlerde barajın bu son derece zehirli ortamı göz önünde bulundurmalıdır.

Mevcut barajda, uygulanan yönetmelikler, protokoller, neticesinde kontrol amacıyla barajın sıvı fazından atık numunesi alınmakta ve yapılan analizlerde gerek siyanür gerekse ağır metal içerikleri sınır değerlerin altında kalmaktadır. Zehirli metallerin, siyanürlü bileşenlerin çöktürüldüğü atık çamurunun katı fazı ise hiçbir zaman analiz yapılmamış – irdelenmemiştir.

Çevreye, insan sağlığına, yer altı sularına zarar verecek atık, baraj içerisinde dipte depolanan çamurun katı

tanecikleridir. Maden çalışmaları sona erdiğinde barajın sıvı fazı buharlaşacak, ortaya son derece tehlikeli-zehirli katı atıklar çıkacaktır. Üzerisi bohçalanarak korunacağı iddia edilen tehlikeli katı atıklar, ömür boyu çevreyi, insan

sağlığını tehdit edici olası riskleri içermektedir. Deprem bölgelerinde, çeşitli biyolojik olaylarla, yağan yağmurlarla, sellerle depo edilen zehirli atıklar yer altı sularına, flora ve faunaya olumsuz etkilerde bulunacaktır. Uluslar arası antlaşmalara göre, maden çevresinde yaşayanların onayı alınmadan, onlar, ömür boyu tehlikeli atıklarla yaşamaya mahkum edilmiş olacaklardır.

Yukarıda bahsettiğim olası riskler, tehditler altında çalışan bir maden ve atık barajı, daha da büyütülmek isteniyor, ikinci bir atık deposunun yapılması ise gündemde. İkinci atık deposunda Ovacık altın madeni dışındaki işletmelerden, Havrandan, İzmir’den, Kaz Dağlarından, Kozak’tan getirilecek/taşınacak altın cevherinin siyanürle işlenmesi söz konusu. Ovacık köyü Ege Bölgesinin merkez siyanürlü altın elde merkezi oluyor. Bakırçay havzası, değerli tarım toprakları, civar köyler, Bergama, Dikili, Kozak, jeotermal kaynaklar, seralar, bölge turizmi 5-10 yıl hizmet edecek, getirisi çam fıstığı ve turizm gelirlerinin yanında çok az olan, geçici bir getiri olan altın madenciliğine feda edilmek isteniyor. Nerede uluslar arası anlaşmalar, insana - çevreye saygı, insan hakları, maden civarı köylerde yaşayanların yaşam hakkı…..

Ovacık altın madeninin bulunduğu bölge, Dikili-Bergama, Turizm ve Kültür Bakanlığı tarafından Turizm alanı ilan edildi. Ölçekli Çevre Düzeni Planları yapıldı. Planlar üzerinde Sağlık Turizmi alanları, Tarım Alanları, Sulama Alanları işaretlendi. Dikili’de Organize Sera Bölgesi Kurulmasına başlanıyor. Altın Madeninin hemen yanında Bergama Organize sanayi Bölgesi yer alıyor. Organize Sanayi Bölgesinde çiçek yetirişçiliğinden bahsediliyor. Dikili- Bergama arası dünyanın en büyük sera işletmeleri yer alıyor. çevre Köylerden, Dikili ve Bergama’da yüzlerce işçi bu seralarda çalışıyor. Dikili Jeotermalle ısınıyor, bölgede Sağlık Turizmi yatırımları planlanıyor. Tüm bu saydığım yatırımlar altın madenciliği gibi geçici yatırımlar değil; yıllarca, ömür boyu devam edecek, kapasitesi, üretimi sürekli artacak yatırımlar.

Ovacıkta’ki Bilgilendirmeme! Toplantısına dönecek olursak, yetkililerden cevap alamadığımız, açıklanmayan birçok gizli kalmış, irdelenmeyen konular var.

Atık Barajının seddeleri, yan yüzeyleri yapılırken/(yapılanlar) sıkışma testleri yapılmış mı? Ne tip dolgu malzemesi kullanılmış? Kil nereden temin edilecek? Özelliği nedir? Baraj yapımında DSİ Baraj yapım kriterleri uygulanacak mı? Tehlikeli atıkların depolanacağı bir barajda, astarlama malzemesinin özelliği nedir? Depreme karşı risk analizi yapılmış mı?

Atıkların depolanacağı baraja Kostik verilmesi nasıl irdeleniyor?

Kostik atık çamurunun sıvı fazındaki siyanür ve bazı ağır metalleri barajın tabanına çöktürür; ancak, atık çamurunda çözünmemiş-bağlı siyanürü ve ağır metalleri çözer, serbestleştirir, atığın depolanacağı barajın kimyasal kirliliğini daha fazla arttırır.

Maden çalışması sırasında, atıkların katı fazı sürekli analiz edilmeli, ortaya çıkacak aşırı kimyasal kirlilik tespit edilmelidir.

(3)

Halen atıktaki sıvı fazı analiz edilmekte; atıklar arıtılmış gibi gösterilmektedir. Kimyasal kirlilik katı fazda, barajın tabanında birikmektedir.

Maden sona erdiğinde; atıkların sıvısı buharlaştığında, atık deposunda biriken/depolanan katı atıkların risk analizi yapıldı mı? Bu atıklarla, atıkların yaratacağı olası risklerle beraber çevre halkı ömür boyu niçin beraber yaşasın! Olası risklerin risk analizi yapıldı mı? Katı atıklar ne olacak, riski nedir, neler içeriyor.

Mevcut baraj alanından, baraj tabanından şimdiye kadar katı fazdan, çamurdan numune alınıp, analizi yapıldı mı?

Kostiğin ağır metal ve siyanür bileşiklerini üzerindeki olumsuz etkileri, çözme etkisi irdelendi mi? Analiz yöntemlerinin şekli nerede yazılı, uluslar arası yöntemlerle mi yapılıyor?

Çamurun analizi neden Üniversite laboratuarlarında yapılmıyor?

Atık deposunun yeri tarım arazilerinin bulunduğu, gözenekli alüvyon tabalarının üzerisi!

Jeoloji Mühendisleri odasının itirazı üzerine mevcut baraj/depo, çamköy’e doğru ötelenmiş, andezit zemin üzerine yerleştirilmiş ti! (2006 Yılı Baraj Etütleri).

Ne değiş ti de; yeni depo/baraj uygun olmayan zeminde yapılıyor. Zemin etütleri nerede? Araştırma çukurları var mı?

Baraj dolgusu, bozuşmuş maden atığı olan andezitlerden yapılıyor; baraj yapım kriterlerine uygun değil. Nasıl oluyor da dolguda kullanıldı/kullanılacak. Bozuk andezitler iş makineleri tarafından serilirken, sıkıştırırken bozuluyor, ince tazecikler/toz haline geliyor. Sıkışmada su kullanılınca çamur haline gelecek. DSİ’nin bu konuda görüşü nedir, kriterler uymazsa ne yapılacak? Tehlikeli atıkların depolanacağı barajda, normal su baraj kriterlerinden daha gelişmiş kriterlerin koyulması gerekiyor. Geçirgenlik, astarlama, kullanılacak astarın özelliği, kalınlığı, deprem sırasındaki durumu irdelendi mi?

Çukurlarla, yığma tepelerle kaplı bir alanda, tonlarca dinamitin kullanıldığı, yer altı su tablasının altında çalışılan bir maden de, yeni çatlaklar, sızmalar oluşurken, flora ve faunadan nasıl bahsedilebiliyor? Yer altı su tablasının maden kayaçlarının asit salgısından korunması nasıl yapılacak. Yer altı su tablasının altında nasıl bir çalışma yapılabilir?

Maden havzası yer altı su akışının üzerinde bulunuyor ve maden yan kayaçları asidik kayaçlardan oluşuyor.

Bölgede doğal olarak yer altı sularında bulunan Arsenik, Civa, Antimon gibi ağır metaller, Çevre Bakanlığı kirlilik sınır değerlerine çok yakın. Madenin ve barajın çalışması ile, olası sızmalar ve yer altı su tablası altındaki kazı çalışmaları yer altı su tablasının sınır değerlerini de aşarak, tehlike yaratacaktır. Halen de yaratmaktadır. Ege Üniversitemizin Ovacık civarı su kuyularında yapmış olduğu analizlerde örneğin Arsenik değerleri, çeşitli su numunelerinde normal sınır değerlerin 20-25 misli fazla çıkmıştır. ÇED raporunda bu konular niçin yer almıyor?

Maden civarı tarlalarda su sıkıntısı çekiliyor. Yer altı su tablası sürekli olarak derinlere doğru düşüyor. 1990 larda 60 metreden su veren kuyular; şu anda 175-225 metrelerden su çekebiliyor. Madenin, geri dönüşüm dışı günlük taze su ihtiyacı nedir? Bu su kuyulardan nasıl temin edilecek? DSİ su kullanımında - kuyulardan su çekilmesinde nasıl kontrol kuracak - nasıl müsaade verecek. Madenin su ihtiyacının tarım üzerindeki olumsuz etkileri irdelendi mi? Risk analizi mevcut mu?

Mevcut tesisin su ihtiyacı, çevredeki yer altı sularını olumsuz etkilerken, yer altı su tablasının derinleşmesine sebep olurken; nasıl oluyor da ikinci bir baraja izin veriliyor. Nasıl oluyor da Ovacık, Ege bölgesinin merkez siyanürlü liç tesisi haline getiriliyor. Bergama, Bakırçay, Dikili, Tarım alanları, Seralar, Jeotermal potansiyel, bölgede yaşayanlar gözden mi çıkarıldı? ÇED’de bu konulara neden yer verilmiyor?

Dünya altın madenciliği bilgi notlarına bakacak olursak; bir ton altın içeren bir cevherin işlenmesi için üç ton taze suya ihtiyaç var. Ovacık’ta yılda 500.000 ton cevher işleyen tesiste, 1.500.000 ton taze suya ihtiyaç var. Avrupa Birliği standartlarına göre, bir kişinin günde 50 lt. suya ihtiyacı olduğu öngörülüyor. Ovacık altın işletmesinde tüketilen su;

83.340 kişilik bir şehrin tükettiği su miktarı ile eşdeğer oluyor. İkinci barajın yapımı ve civar il/ilçelerden taşınacak cevherlerin Ovacık’ta işlenmesiyle, yörede tarım yapmaya, yaşayanların su ihtiyacının karşılanmasına olanak

(4)

sağlanamayacak. ÇED raporunda bu konuda herhangi bir araştırma yer almıyor!

Maden işletmesinin, atık barajlarının yer aldığı alan Turizm ve Çevre Bakanlığı tarafından Turizm alanı ilan edildi.

Çevre Düzeni planı içerisinde yer alıyor ve Sağlık Turizmi, Genel Turizm, Tarım, Sulama Barajı alanlarını içeriyor.

ÇED raporunda bu konuda bir değerlendirme yok!

Böylesine değerli, jeotermal kaynakların, seraların bulunduğu bir bölgede, nasıl oluyor da, tartışmalı, halen mahkemeleri devam eden bir işletmeye büyüme, siyanürle merkezi altın elde eden tesis olma izni veriliyor. ÇED çalışmalarında, İnsan ve Çevre ve İnsan Sağlığı, bölgenin özellikleri neden irdelenmiyor?

Madenin çevreye verdiği zararlar nasıl gözlemlenecek? Köylerde yaşayanların periyodik sağlık muayeneleri yapılıyor mu? Kan numuneleri alındı mı? Göğüs filmleri çekildi mi? Maden civarında bir poliklinik açıldı mı? Hayvan

ağıllarından sondalama usulü kan numuneler alınıp; değerlendirmeler yapıldı mı/yapılacak mı? Madenin çevreye vereceği zararlar, riskler için İşletmeci firmadan çevre ve çevrede yaşayanlar için bir sigorta isteniyor mu? Alınacak teminat mektubunun miktarı nedir?

Tehlikeli atıkların depolandığı, siyanür ve son drece tehlikeli asitlerle çalışılan bir maden çevresinde, kirlilikleri tespit edici, akredite olmuş bir laboratuar; siyanürün ve ağır metallerin insanlar üzerindeki etkilerini, tespitini yapacak bir poliklinik, hastane var mı? Bergama Hastanesi olası zehirlenmelere karşı gerekli önlemleri almış mı? Siyanür ve ağır metal zehirlenmelerini tespit edebilecek, tedavi edebilecek donanıma sahip mi? (Mevcut Hastanemizde bu konularda tecrübeli bir hekim bulunmuyor ve gerekli kitler, ilaçlar mevcut değil)

Madeni Denetleyecek – Gözlemleyecek Birim Kim? Bu birimde hangi uzmanlar var! Üniversitelerimiz neden bu birimde yer almıyor?

Yeni barajın, devam eden maden işletmesinin hukuksal durumu nedir? Mevcut Mahkeme kararları neler? Neden geçerli olmuyor? Hukuksal kaos içinde nasıl oluyor da izinler alınabiliyor? Bu toplantılar yapılabiliyor! ÇED Raporlarında bu gibi durumlara neden yer verilmiyor? Madencilerin provokasyonu ve tehditleri, saldırıları altında yapılan ÇED toplantısını Çevre Bakanlığı yetkilileri, güvenlik nedeniyle neden iptal etmedi?

Sanıyorum yukarıdaki sorularıma yine yanıt verilmeyecek, ÇED raporlarında irdelenmeyecek.

Bilime ve Mühendisliğe önem verildiğinde; yapılan araştırmalar değerlendirildiğinde, temiz toplum, insan hakkı, yaşam hakkı, çevre duyarlılığı, çevre ve insan sağlığı gibi konular ele alındığında, uluslar arası sözleşmeler geçerli olduğunda, hukuka saygı gösterildiğinde – mahkeme kararları uygulandığında bizlerde AB ve Gelişmiş Ülkeler gibi, sömürülen ülkeler sınıfından çıkacak, onların, çok uluslu güçlerin, emperyalizmin uşağı olmayacağız.

Hasan GÖKVARDAR Maden Mühendisi 30.11.2008

Referanslar

Benzer Belgeler

• Ayarlanabilir düşük akım koruması ile susuz çalışmaya karşı ilave koruma. • Ayarlanabilir yüksek

Muğla'nın Milas ilçesinin Karacahisar köyüne kurulması planlanan kömürlü termik santrale karşı kampanya başlatan Karacahisar Gönüllüleri şu ana kadar 20 bin imza

Çevre ve Orman Bakanı, Kışladağ altın madeni davasında gösterdiği hukuka direniş ve madenciyle işbirliği tavrını, halka ve TBMM’ye yalan söylemeyi bırakmalı, artık

Ovac ık Köyü’nde madenci ile Çevre Bakanlığı’nın elbirliği ile oynadığı oyunu bozmak için yaşam savunucuları aynı gün aynı saatte 14 Ocak 2009 çarşamba günü

01.01.2016 tarihinden itibaren toplama ayırma tesisleri tarafından tesisten çıkan ambalaj atıklarına ilişkin 7C bildirimi yapılırken belgeler PDF ortamında taranmakta,

• EFP 30D: İçerisinde 6 mm ye kadar partikül olan az kirli suların tahliyesinde kullanılmak için ideal olan açık çarklı, paslanmaz çelik filtreli pompalardır.. • EFP

• Ayarlanabilir düşük akım koruması ile susuz çalışmaya karşı ilave koruma. • Ayarlanabilir yüksek

Atık havuzu ana seddesinin mansap şevi tarafında yeraltı suyu akımı yönünde ve yeraltı suyunu en iyi temsil edecek şekilde maden sahasını çevreleyen çit boyunca açılan 6