• Sonuç bulunamadı

2020 YILI ELEKTRİK ENERJİSİ GÖRÜNÜMÜ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "2020 YILI ELEKTRİK ENERJİSİ GÖRÜNÜMÜ"

Copied!
73
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2020 YILI

ELEKTRİK ENERJİSİ GÖRÜNÜMÜ

Nedim Bülent DAMAR, Mart 2021

(2)

2 2020 YILI

ELEKTRİK ENERJİSİ GÖRÜNÜMÜ İçindekiler

GİRİŞ 3

1. KURULU GÜÇ 4

1.1-GÜNCEL KURULU GÜÇ 4

1.2-TÜRKİYE’DE KURULU GÜCÜN GELİŞİMİ 6

1.3-KURULU GÜCÜN KURULUŞLARA GÖRE GELİŞİMİ 9

1.4-LİSANSIZ KURULU GÜÇ 11

1.5-BİYOKÜTLE SANTRALLERİNİN GELİŞİMİ 14

1.6-TEPE GÜÇ (PUANT) DEĞER İNCELEMESİ 19

1.7-EMREAMADE GÜÇ VE KAPASİTE KULLANIM SORUNU 23

1.8-YAPIMI DEVAM EDEN ÜRETİM TESİSLERİ 29

1.9-NÜKLEER SANTRALLERİN DURUMU 30

2. ÜRETİM 31

2.1-GÜNCEL ÜRETİM DEĞERLERİ 31

2.2-ÜRETİMİN KAYNAKLARA DAĞILIMI 32

2.3-ÜRETİMDE DIŞA BAĞIMLILIK 37

2.4-2019 ve 2020 YILLARI ELEKTRİK ÜRETİMİ -KARŞILAŞTIRILMASI 38

2.5-ÜRETİMİN KURULUŞLARA DAĞILIMI 39

3. ELEKTRİK PİYASASI FİYATLARI 41

4. TÜKETİCİ TARİFELERİ 43

5. TÜRKİYE’DE ELEKTRİK ÜRETİM ŞİRKETLERİNE DESTEKLER 47 5.1-YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI DESTEKLERİ-YEKDEM 47

5.2-KAPASİTE MEKANİZMASI UYGULAMASI 49

5.3- KÖMÜR YAKITLI SANTRALLERDAN HER YIL BELLİ MİKTARDA

VE BELLİ FİYATLI ELEKTRİK ALIMI 50

5.4-TÜRKİYE ELEKTRİK SEKTÖRÜ PİYASASINA GENEL BAKIŞ 51

6. TÜKETİM 53

6.1-TÜKETİMDE GÜNCEL DURUM 53

6.2- LİSANSIZ TÜKETİM 56

6.3-TÜKETİM ALANLARI-TÜKETİCİ TÜRÜNE GÖRE TÜKETİM 56

6.4- DIŞALIM DIŞSATIM 59

6.5-TÜRKİYE VE OECD 2020 YILI TALEP GELİŞİMİ 60

7. TÜRKİYE ELEKTRİK SİSTEMİNDE KAYIP KAÇAK DURUMU 61

8. ELEKTROMEKANİK SANAYİ 70

9. SONUÇLAR 71

(3)

3

2020 YILI ELEKTRİK ENERJİSİ GÖRÜNÜMÜ

Nedim Bülent DAMAR, Mart 2021

GİRİŞ

2020 yılı Covid-19 salgınından tüm dünyanın olduğu gibi Türkiye’nin de büyük ölçüde etkilendiği bir yıl oldu. Haziran ve Temmuz aylarında Türkiye’de salgının etkilerinin azaldığı savı ile normalleşme adı altında salgının önlenmesi için alınan önlemler gevşetildi, özellikle ekonomik faaliyetler için alınan önlemlerin tamamı kaldırıldı. Ancak Ağustos ayından itibaren salgın tekrar etkisini arttırdı ve salgının ikinci dalgasının başladığı açıklandı. Salgının ikinci dalgası yıl sonunda halen sürmekteydi. Salgının başladığı Mart 2020 tarihinden sonra Nisan ve Mayıs aylarında salgından önemli oranda etkilenerek düşen elektrik üretim ve tüketimi Haziran ve Temmuz aylarında önceki yıl verilerine yaklaşım gösterdi. 2020 yılı, Ağustos ayından itibaren ise bir önceki yılın aynı aylarına göre artış göstererek yılı 2019 yılı rakamlarını çok az aşarak tamamladı.

2020 yılı içerisinde elektrik alanındaki gelişmeler, Covid-19 salgının elektrik sistemine olası etkileri ve ülkemiz elektrik sektörünün güncel durumuna yakından bakabilmek için 2019 yılı genel elektrik verileri ile karşılaştırılarak bu çalışmada incelenmektedir. Bunun yanında 2020 yılı genel gelişmesini değerlendirebilmek için geçmiş yılların elektrik verilerinin gelişimi ile 2020 yılı içerisinde elektrik sektöründe gelişme gösteren bazı diğer önemli hususlar da ilgili bölümlerde kısaca irdelenmiştir.

İnceleme içerisinde elektrik sisteminin verilerine farklı açılardan bakılarak ilgili konularda doğrudan bilgi verilmeye çalışılmıştır. Ancak henüz kesin verileri açıklanmayan hususlar (örneğin kayıp ve kaçak verileri) 2019 yılı verileri üzerinden incelenmiş ve 2020 yılında aynı konular bu çerçevede yorumlanmıştır.

Bu inceleme içerisinde kullanılan veriler TEİAŞ, EPDK, EPİAŞ ve diğer kamu kuruluşlarının mevcut kamuya açık en son verileri alınarak kullanılmaktadır. Ancak bu verilerin bir kısmı daha sonraki yayınlarda güncellenmektedirler. Ayrıca bazı veriler değişik kurumlarca hatta aynı kurumun değişik veri bölümlerinde farklı olarak yayınlanmaktadır. Böyle durumlarda verinin alındığı kaynağın aynı olmasına özen gösterilmiş ve değişiklik olması durumunda durum ilave not ile açıklanmıştır. Veri kullanımında öncelikle TEİAŞ ve TEİAŞ-YTBS verileri esas alınmaktadır.

(4)

4 1. KURULU GÜÇ

1.1- TÜRKİYE DE KURULU GÜÇ GELİŞİMİ

Türkiye Kurulu gücü 2020 yılı sonunda Şekil-1’de ayrıntılı olarak görüleceği üzere 95.890,6 MW olmuştur.

Şekil-1: 2020 Aralık Sonu Türkiye Kurulu Gücü ve Santral Sayıları (Kaynak: TEİAŞ Aralık 2020 Kurulu Güç Raporu)

2020 yılı sonu verileri aşağıdaki Türkiye kurulu güç gelişimi, toplam güç ile yıllara göre rakamsal ve oransal artışlarını gösteren grafikler (Şekil-2, 3 ve 4) ile karşılaştırıldığında; 2020 yılı kurulu gücündeki artışın son aylarda devreye alınan üretim tesislerinin eklenmesi ile 2018 ve 2019 yıllarında görülen düşük kurulu güç artış oranına karşın 2010 ile 2017 yılları arasındaki yüksek kurulu güç artış oranları ile paralellik gösterdiği görülmektedir.

(5)

5 Şekil-2: Türkiye Yıllara Göre Kurulu Güç Gelişimi (Kaynak: TEİAŞ Aralık 2020 Ayı Kurulu Güç Raporu)

Ancak son yılların realitesi olan bazı doğal gaz ve petrol kaynaklı üretim tesislerinin işletilmesine son verilmesi sonucu 2010 yılı ile 2017 yılları arasında yıllık %12’lere varan kurulu güç artışı hızı 2017 sonrası en yüksek artışı %5,07 ile 2020 yılında görmüştür.

Şekil-3: Türkiye 1970-2020 Yılları Kurulu Güç Artış Oranları (%) (Kaynak: TEİAŞ YTBS verileri kullanılarak tarafımızdan hazırlanmıştır.)

2013 yılında tepe yapmış olan yıllık kurulu güç artış hızı son 10 yıl içerisinde yıllık artış oranı olarak %12,18 ile %3,15 arasında değişiklikler göstermiş olmakla birlikte son 10 yılda kurulan tesislerin toplam gücü 46.366,6 MW artarak 2010 yılı kurulu gücünün 1,94 katına ulaşmıştır. Ayni süre içerisinde Türkiye elektrik tüketim talebi ise 1,44 katı artmıştır. Yani kurulu güç artış oranı elektrik talep artışından çok fazla olmuştur (Şekil-5). Bu durum yaklaşık 40 yıldır hiçbir planlama yapılmadan özel sektöre en fazla kâr elde edeceği alan olarak sunulan elektrik enerjisi sektöründe gerçekçi planlama yapılmasının zorunluluğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Şekil-4’te verilen kurulu güç gelişim grafiği plansız yatırım gerçekleşmelerini tekrarlayan iniş çıkışları açıkça göstermektedir.

0,00 10,00 20,00

30,00

TÜRKİYE KURULU GÜÇ GELİŞİMİ 1970-2020 ARTIŞ ORANLARI

(%)

(6)

6 Şekil-4: Türkiye 1970-2020 Yıllara Göre Kurulu Güç Artışı (MW) (Kaynak: TEİAŞ YTBS verileri kullanılarak tarafımızdan hazırlanmıştır.)

Şekil-5: 1996-2020 Yılları Arası Kurulu Güç ve Tüketim Artış Oranları Karşılaştırılması(Kaynak: TEİAŞ verileri kullanılarak hazırlanmıştır.)

Kuruluş verileri yayınlanmayan ve 2020 yılı sonu itibarı ile yaklaşık 350 MW civarında olduğu tahmin edilen çatı güneş enerjisi uygulamalarının bu çalışma içerisinde kullanılan TEİAŞ kurulu güç değerlerine dahil olup olmadığı hakkında kesin bilgimiz bulunmamaktadır.

1.2-2020 YILINDA KURULU GÜCÜN GELİŞİMİ

Şekil-1’deki tablodan görüleceği üzere 31 Aralık 2020 tarihi itibarı ile Türkiye’nin elektrik kurulu gücü 95.890.6 MW’dır. 2019 yılı sonunda toplam 91.267 MW olan kurulu güç ile 31 Aralık 2020 tarihindeki kurulu güç arasındaki fark 4.623,6 MW olmuştur (Şekil-1 ve Şekil-4).

Bu artış miktarının ayrıntıları ile 2020 yılı gelişmeleri aşağıda incelenmektedir

1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020 KURULU GÜÇ ARTIŞ % 3,03 6,68 11,84 4,38 3,92 12,40 11,75 3,48 5,42 4,33 0,82 2,40 7,04 10,64 6,84 7,84 12,18 8,61 5,22 7,34 8,71 3,75 3,05 5,07 TÜKETİM ARTIŞ % 11,3 8,1 3,9 8,3 -1,1 4,5 6,5 6,3 7,2 8,6 8,8 4,3 -2,0 8,4 9,4 5,2 1,6 4,4 3,3 5,1 6,2 2,5 -0,3 0,5

-5,0 0,0 5,0 10,0 15,0 20,0 25,0

ARTIŞ/AZALIŞ %

1996-2020 YILLARI TÜKETİM VE KURULU GÜÇ ARTIŞ ORANLARI KARŞILAŞTIRMASI

TÜKETİM ARTIŞ % KURULU GÜÇ ARTIŞ %

(7)

7 Şekil-6: Türkiye 2019-2020 Kurulu Güç Artışı (MW) (Kaynak: TEİAŞ YTBS verileri kullanılarak tarafımızdan hazırlanmıştır.)

Şekil-6’da görüleceği üzere; 2020 yılında 229 MW gücünde doğalgaz santrali daimi olarak devreden çıkarılmış ve 4.825,6 MW gücünde yeni tesis devreye girmiştir. (Yıl içerisinde bir kısım küçük güçlü santraller devreden çıkarılmış ve yerine yenileri devreye alınmışsa da bu faaliyetlere burada rakamsal olarak yer verilmemiştir.) Yeni yapılan tesisler incelendiğinde Türkiye kurulu gücüne 2020 yılında 321,3 MW’ı biyokütle ve atık ısı santrali olmak üzere toplam 360,2 MW termik kaynaklı tesis eklendiğini, buna karşılık 4.492,4 MW yenilenebilir kaynaklı tesisin devreye girdiği görülecektir. Yenilenebilir kaynaklı tesisler içerisinde 2.282,5 MW artışla barajlı hidroelektrik tesisler en büyük payı almıştır. Hidroelektrik santraller dışında kalan güneş, rüzgâr ve diğer yenilenebilir kaynaklardaki artış 2.210,3 MW olmuştur. 2019 ile 2020 yılları karşılaştırıldığında dikkat çeken en önemli husus yeni kurulan tesislerin %92,5 gibi çok yüksek bir oranının yenilenebilir kaynaklı olmasıdır.

2020 yılı sonu itibarı ile Türkiye’de 9.402 adet santral mevcut olup bunların 7.518 adedi güneş santralidir. Bu sayı güneş santralleri vasıtası ile elektrik üretim tesislerinin yerel yaygınlığının çok arttığını göstermektedir.

Türkiye 2020 yılı kurulu gücünün kaynaklara göre dağılımı Şekil-7’de gösterilmiştir.

2020 yılında devreye alınan yeni tesisler yüksek güçlü barajlı hidroelektrik santraller ile genellikle küçük güçlü yenilenebilir kaynak üretim tesislerinden oluşmaktadır. 2020 yılı içerisinde devreye alınan yeni üretim tesislerinin 514,2 MW’lık bölümü yani %11,33’ü lisanssız (çoğunluğu 1 MW’dan küçük) tesislerdir.

(8)

8 Şekil-7: Türkiye 2020 Yılı Kurulu Gücünün Kaynaklara Göre Dağılımı (Kaynak: TEİAŞ Aralık 2020 Kurulu Güç Raporu)

2020 yılında aylık kurulu güç gelişimi Şekil-8’de gösterilmektedir. Bu şekilden görüleceği üzere yılın başlarında yavaş gelişen artış yıl sonunda birçok tesisin devreye alınması ile önemli oranda kurulu güç artışı sonucunu vermiştir.

Şekil-8: Türkiye 2020 Yılı Aylara Göre Kurulu Güç Gelişimi (Kaynak: TEİAŞ YTBS verileri kullanılarak tarafımızdan hazırlanmıştır.)

Şekil-6’da 2020 yılı içerisinde kaynaklara göre kurulu güç gelişimi 2019 yılı ile karşılaştırmalı olarak gösterilmiştir. Bu şeklin incelenmesinde görüleceği üzere barajlı su santrallerindeki artış dışında rüzgâr ve güneş santrallerinde görülen yüksek oranlı arışlar da dikkat çekicidir. Şöyle ki rüzgâr santrallerinin kurulu gücü bir önceki yıla göre %16,3 olurken güneş santrallerindeki

AYLAR Aralık 19 Ocak 20 Şubat 20 Mart 20 Nisan 20 Mayıs 20 Haziran 20 Temmuz 20 Ağustos 20 Eylül 20 Ekim 20 Kasım 20 Aralık 20 OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL EKİM KASIM ARALIK TOPLAM MW 91.267 91.342 91.406 91.371 91.565 91.932 92.097 92.885 93.023 93.207 93.919 94.801 95.891 MW 75 64 -35 194 368 165 787 138 184 712 882 1.090 4.624

TÜRKİYE 2020 YILI KURULU GÜCÜ GELİŞİMİ(Ay sonları itibarı ile) 2020 YILI AYLIK KURULU GÜÇ ARTIŞI (MW)

91.267 91.342 91.406 91.371 91.565 91.932 92.097 92.885 93.023 93.207 93.919 94.801 95.891

MW

2020 KURULU GÜÇ GELİŞİMİ (MW)

Aralık 19 Ocak 20 Şubat 20 Mart 20 Nisan 20

Mayıs 20 Haziran 20 Temmuz 20 Ağustos 20 Eylül 20 Ekim 20 Kasım 20 Aralık 20 Doğrusal (Haziran 20)

75 64

-35 194

368 165

787

138 184

712 882

1.090

-200 0 200 400 600 800 1.000 1.200

OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL EKİM KASIM ARALIK

AYLIK ART/AZAL MW

Grafik Başlığı

(9)

9 artış %11,2 oranında olmuştur. Artış oranı yönünden en büyük artış %39,2 oranı ile biyokütle santrallerinde gerçekleşmiştir.

2020 yılı gelişmeleri sonunda Türkiye kurulu gücünün fosil yakıt-yenilenebilir kaynak ayrımı Şekil-9’da gösterildiği gibi olmuştur.

Şekil-9: 2019-2020 Yılları Türkiye Kurulu Güç Yenilenebilir/Termik Kaynak Gelişimi (Kaynak: TEİAŞ YTBS verileri kullanılarak tarafımızdan hazırlanmıştır.)

Yukarıdaki şekilde görüleceği üzere fosil yakıtlı kurulu güç 2020 yılında bir önceki yıla göre yalnızca %0,27 artarken yenilenebilir kaynaklı kurulu güç %10,3 oranında artmıştır.

1.3-KURULU GÜCÜN KURULUŞLARA GÖRE GELİŞİMİ

Bilindiği gibi Türkiye’de elektrik üretim tesisleri kamu ve özel sektör tarafından işletilmektedir.

Geçmişte yap-işlet-devret ve yap-işlet şeklinde işletilen bazı tesisler günümüzde artık çok azalmıştır. Son yıllarda lisanssız elektrik üretimi adı altında küçük tesislerin yapımı da hızla yaygınlaşmaktadır.

Şekil-10: 2019 Yılı Türkiye Kurulu Gücünün Kuruluşlara Dağılımı(Kaynak: TEİAŞ 2019 Yılı İstatistikleri)

43.604 47.663

48.097 47.794

41.000 42.000 43.000 44.000 45.000 46.000 47.000 48.000 49.000

YENİLENEBİLİR TOPLAM

TERMİK TOPLAM

KURULU GÜÇ(MW) 31.12.2019 KURULU GÜÇ(MW) 31.12.2020

(10)

10 Şekil-10’da görüleceği üzere 2019 yılı sonu itibarı ile mevcut kurulu tesislerin mülkiyet açısından %75’i serbest üretim şirketleri ve lisanssız santraller adı altında özel sektöre geri kalan %25’i de kamuya aittir. Ancak santrallerin işletmesi göz önüne alındığında özel sektör işletmesinde olan tesislerin oranı %78,5 ile 71.685,1 MW gücünde, kamu (EÜAŞ) tarafından işletilen tesislerin toplamı ise %21,5 oranı ile 19.581,9 MW olmaktadır.

2019 yılı sonu itibarı ile bu şekilde olan Türkiye kurulu gücünün kuruluşlara dağılımımı 2020 sonunda Şekil-11’de gösterilen değerlere gelmiştir. 2020 yılı içerisinde eklenen tesisler ile serbest üretim santrallerinin güç miktarı artmıştır. Bununla beraber yeni işletmeye alınan barajlı hidroelektrik santraller ile İşletme Hakkı Devir ve Yap-İşlet- Devret sözleşmelerinin bir kısmının sürelerinin bitmesi nedeni ile bu santrallerin EÜAŞ’a devri yapıldığından EÜAŞ’ın işlettiği santrallerin da güç toplamı artmıştır. Ancak oransal olarak kamu-özel ayrımında pek fazla bir değişim olmamıştır.

Şekil-11: 2020 Sonu İtibarı İle Türkiye Kurulu Gücünün (MW) Kuruluşlara Dağılımı (Kaynak: TEİAŞ aylık kurulu güç raporları)

Yukarıda Şekil-10 ve Şekil-11’de görüldüğü üzere Türkiye kurulu gücünün büyük bir bölümü (%75) özel sektöre aittir.

İlk kuruluşundan 1985 yılına kadar devlet tekelinde olan elektrik üretimi, önce Yap-İşlet- Devret, Yap-İşlet ve Otoprodüktör yöntemleri ile özel sektöre açılmış, daha sonra 2001 yılında yayınlanan ilk elektrik piyasa yasası ile elektrik hizmetinin özel sektör tarafından kar esaslı olarak verilmesi devlet politikası olarak belirlenmiştir. Bu yasadan sonra elektrik üretim ve dağıtımı alanında özelleştirmeler ve özel sermaye ile tesis yapımı hızlanmış ve aradan geçen 35 yılda elektrik üretim alanında kamu payı yukarıda görüldüğü şekilde %25 civarına gerilemiş, elektrik dağıtım hizmeti ise tamamen özel sektör eli ile verilir duruma gelmiştir.

EÜAŞ İHD LİSANSSIZ SERBEST ÜRETİCİ YİD TOPLAM

KURULU GÜÇ (MW) 21.419,10 2.626,80 6.823,50 64.680,90 140,30 95.690,60

ORANI % 22,38 2,75 7,13 67,59 0,15 100,00

2020 YILI KURULU GÜCÜN KURULUŞLARA DAĞILIMI

EÜAŞ 22%

İHD LİSANSSIZ3%

SERBEST 7%

ÜRETİCİ 68%

YİD 0%

ORANI %

EÜAŞ İHD LİSANSSIZ SERBEST ÜRETİCİ YİD 21.419,10

2.626,80 6.823,50 64.680,90

140,30

KURULU GÜÇ (MW)

EÜAŞ İHD LİSANSSIZ SERBEST ÜRETİCİ YİD

(11)

11 2009-2019 yılları arasında Türkiye elektrik kurulu gücünün kamu ve özel sektöre dağılımı Şekil-12’de gösterilmektedir.

Buradan görüleceği üzere 2000’li yıllar başlarında payı çok düşük olan özel sektör, 2009 yılında ulaşmış olduğu %45,3’lük paydan sonraki on yılda işletme hacmi olarak %78,5’e yükselmiştir.

Dolayısı ile elektrik üretim tesisleri sahipliği açısından Türkiye’de kamu marjinal bir seviyeye gelmiştir.

Şekil-12: 2009-2019 Yılları Arası Türkiye Elektrik Kurulu Gücünün Kamu ve Özel Sektöre Dağılımı (Kaynak:

TEİAŞ 2019 Sektör Raporu)

1.4-LİSANSSIZ KURULU GÜÇ

Ülkemizde lisans alarak elektrik üretmek ve ürettiği elektriği elektrik piyasası veya ikili anlaşmalar yolu ile satarak elektrik piyasasını oluşturmak yanında lisanssız elektrik üretimi adı altında bir elektrik üretim alanı da oluşmuştur. Bu konuya özel yönetmelik ve uygulamaları ile lisanssız elektrik üretimi öncelikle üretenin kendi ihtiyacını karşılaması ve ihtiyacından arta kalan miktarı da piyasaya veya ikili anlaşma ile bir diğer bir piyasa oyuncusuna satması şeklinde kurgulanmıştır.

54,7 49,4

45,6 43,4

37,2 31,5

27,8 25,6 23,4 20,9 21,5 45,3 50,6 54,4 56,6 62,8 68,5 72,2 74,4 76,6 79,1 78,5

0,0 10,0 20,0 30,0 40,0 50,0 60,0 70,0 80,0 90,0

2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019

%

Yıllar

GRAFİK I.VI- TÜRKİYE KURULU GÜCÜNÜN KAMU VE ÖZEL SEKTÖRE GÖRE DAĞILIMI (2009-

2019)

Kamu Özel

(12)

12 Şekil-13: 2020 Yılı Lisanssız Elektrik Üretim Tesisleri Gelişimi (Kaynak: TEİAŞ YTBS verileri kullanılarak

tarafımızdan hazırlanmıştır.)

Lisanssız elektrik üretim tesisi yapımında olanakların arttırıldığı 2014 yılını takip eden yıllarda bu tür üretim tesisleri hızlı bir artış göstererek kısa zaman içerisinde Türkiye kurulu gücünün

%7 oranına yükselmiştir. Şekil-13’te görüleceği üzere lisanssız elektrik üretiminin çok büyük bir bölümü güneşten elektrik elde eden tesislerden oluşmaktadır. Bunun ana nedenleri; bu tesislerin kuruluş maliyetlerinin ucuz olması, teknik gereksinimlerinin ve temininin kolayca elde edilebilmesi ve kuruluş yeri açısından esnek olması olarak sıralanabilir. Buna ilave olarak tüketicinin kendi ürettiği elektriğe ücret ödemeyerek, dağıtım şirketine ödeyeceği faturanın bedelinin azalması ayrı bir teşvik konusu olmuştur. Bunun yanında ihtiyacı üzerinde ürettiği elektriği sisteme 10 yıl boyunca tabi olduğu tek terimli tarife fiyatı üzerinden satabilmektedir.

01 Ekim 2020 tarihi itibarı ile lisanssız elektrik üreticilerinin fazla elektrik üretimleri için uygulanan tarife yukarıda görülmektedir. 2020 yılı elektrik piyasası ortalama satış bedelinin

KAYNAK (MW) 2019 SONUOCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL EKİM KAS IM ARALIK

DOĞALGAZ 123,0 123,0 123,0 130,0 130,0 130,0 130,0 130,0 147,0 159,0 159,0 162,0 181,0

ATIK IS I 206,0 206,0 208,0 208,0 208,0 208,0 208,0 208,0 213,0 213,0 213,0 213,0 213,0

BİYO KÜTLE 76,0 76,0 76,0 77,0 77,0 77,0 77,0 77,0 77,0 82,0 82,0 82,0 83,0

HİDROELEKTRİK 9,0 9,0 9,0 9,0 9,0 9,0 9,0 9,0 9,0 9,0 9,0 9,0 9,0

RÜZGAR 71,0 71,0 71,0 71,0 71,0 71,0 71,0 71,0 71,0 71,0 71,0 71,0 71,0

GÜNEŞ 5.825,0 5.825,0 5.883,0 5.925,0 5.955,0 5.972,0 5.987,0 5.987,0 6.072,0 6.102,0 6.150,0 6.191,0 6.224,0 TOPLAM(MW) 6.310,0 6.310,0 6.370,0 6.420,0 6.450,0 6.467,0 6.482,0 6.482,0 6.589,0 6.636,0 6.684,0 6.728,0 6.782,0

0,0 1.000,0 2.000,0 3.000,0 4.000,0 5.000,0 6.000,0 7.000,0 8.000,0 2019 SONU

ŞUBAT NİSAN HAZİRAN AĞUSTOS EKİM ARALIK

2020 YILI LİSANSSIZ SANTRALLAR KAYNAKLARA GÖRE KURULU GÜÇ

GELİŞİMİ(MW)

DOĞALGAZ ATIK ISI BİYO KÜTLE HİDROELEKTRİK RÜZGAR GÜNEŞ 6.000,0 6.100,0 6.200,0 6.300,0 6.400,0 6.500,0 6.600,0 6.700,0 6.800,0 6.900,0

2020 YILI LİSANSSIZ SANTRALLAR KURULU GÜÇ GELİŞİMİ TOPLAM (MW)

(13)

13 27,87 kuruş/KWh olduğu dikkate alınır ise lisanssız elektrik üreticilerine ödenen elektrik bedellerinin 2020 yılında önemli oranda desteklenmekte olduğu görülecektir.

Ülkemizde son tüketici elektrik fiyatlarının yüksek olması bu tür üretimin daha da artacağını düşündürmektedir. Şekil-14 incelendiğinde özellikle güneş enerjisi çatı uygulamalarının artması ile lisanssız elektrik kurulu gücünün daha da hızlı artacağı öngörülebilir. Yukarıdaki kurulu güç rakamlarına henüz daha çatı uygulamalarının dâhil olup olmadığı belli değildir. Çatı uygulamalarının kayıtlarının sisteme entegre edilmesi ile lisanssız kurulu gücün gerçek değerleri görülebilecektir. 2020 sonu itibarı ile çatı güneş enerjisi uygulamalarının 350 MW civarında olduğu tahmin edilmektedir.

Tüketici yararına olan ve elektrik sistemine ayrı bir teknik yük getirmeden yapılan bu tür uygulamaların kurulum kolaylıklarının daha da arttırılarak desteklenmesi ülke elektrik sektörü açısından büyük önem taşımaktadır. İlave kaynak gerektirmeksizin ve çevre ile barışık bu tesislerin son tüketici üzerindeki elektrik fatura ödemesi yükünü hafifleteceği ve böylece yurttaş açısından yararlı olacağı açıktır.

Şekil-14: Lisanssız Elektrik Üretim Tesisleri Kurulu Gücünün Yıllara Göre Gelişimi (Kaynak: TEİAŞ YTBS verileri kullanılarak tarafımızdan hazırlanmıştır.)

Son zamanlara kadar üst sınırı 1 MW olan lisanssız elektrik tesislerinde bu sınır Mayıs 2019 tarihinden itibaren 5 MW olarak uygulanmaya başlanmış ve 2019 Mayıs ve Haziran aylarında

YILLAR/KAYNAK 2014 2015 2016 2017 2018 2019

2020

TOPLAM (MW) 52,81 310,65 917,63 3645,29 5352,36 6309,27 6782,00 478,00 6304,00 TERMİK (MW)

HİDROLİK+RÜZGAR+GÜNEŞ (MW)

404,33 40,43 254,14 835,49 3444,20 5051,88 5904,94 12,38 56,51 82,14 201,09 300,47

0,00 2000,00 4000,00 6000,00 8000,00

2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020

LİSANSSIZ ELEKTRİK TESİSLERİNİN YILLAR İTİBARI İLE GELİŞİMİ(MW)

TERMİK (MW) HİDROLİK+RÜZGAR+GÜNEŞ (MW)

(14)

14 yayınlanan yeni yönetmelik, tebliğ ve EPDK kararları ile lisanssız elektrik üretimine ilişkin birçok husus yeni kurallara bağlanmıştır.

Bu yeni kurallar çerçevesinde; yerinde elektrik üretiminin küçük yerleşkeler ve az nüfuslu beldeler için yeterli olacağı göz önüne alınır ise mevcut kaynakların yerel halkın onay ve gözetimi altında özellikle yenilenebilir kaynaklar kullanılarak yerinde üretim tesisleri ile yapılmasının elektrik sistemi açısından yararlı olacağı öngörülebilir. Bu kaynakların kullanılmasında çevreye zarar vermeyen ve yerel halkın yaşamının olumsuz etkilenmeyeceği projelerin yapılmasına özen gösterilmeli ve tesisisin yapımından önce halkın mutlak onayı alınmalıdır. Bu tür tesisler kurulduğu mahaldeki tüketicilerin elektrik ihtiyacını karşılamaya yönelik olmaları dolayısı ile tesisin mülkiyetinin yerel halkın olmasının sağlanması öncelikli olmalıdır. Ortak mülkiyetin sağlanması yönünde elektrik üretim kooperatifleri bazı ülkelerdeki başarılı uygulamaları ile önemli bir seçenek olarak görülebilir.

1.5-BİYOKÜTLE SANTRALLERİNİN GELİŞİMİ

Şekil-15: Bir Biyokütle Santralinin Şematik Görünümü

Son yıllarda ülkemizde biyokütle ve atık ısı santralleri adı ile yenilenebilir kategorisi altında yer alan santrallerin yapımı hız kazanmıştır. Atık ısı ve biyokütle santralleri özünde termik santral kategorisi içerisinde yer almaktadırlar. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarifine göre biyokütle kaynakları aşağıda belirtilenlerden oluşmaktadır.

(15)

15

1.Bitkisel Biyokütle Kaynaklar

Yağlı tohumlu bitkiler (kanola, ayçiçek, soya v.b.)

Şeker ve nişasta bitkileri (patates, buğday, mısır, şeker pancarı v.b.) Elyaf bitkileri (keten, kenaf, kenevir, sorgum, miskantus, v.b.)

Protein bitkileri (bezelye, fasulye v.b.)

Bitkisel ve tarımsal artıklar (dal, sap, saman, kök, kabuk, v.b.) 2. Orman ve Orman Ürünlerinden Elde Edilen Biyokütle Kaynakları

Odun ve orman atıkları (enerji ormanları ve enerji bitkileri, çeşitli ağaçlar)

3. Hayvansal Biyokütle Kaynakları

Sığır, at, koyun, tavuk gibi hayvanların dışkıları, mezbahane atıkları ve hayvansal ürünlerin işlenmesi sırasında ortaya çıkan atıklar.

4. Organik çöpler, Şehir ve Endüstriyel Atıklardan Elde Edilen Biyokütle Kaynakları

Kanalizasyon ve dip çamurları, kâğıt, sanayi ve gıda sanayi atıkları, endüstriyel ve evsel atık sular, belediye ve büyük sanayi tesisleri atıkları

Kutu içerisindeki bölüm ETKB EİGM web sitesinden aynen alınmıştır.

5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kanunu’nda 2016 yılında yapılan son değişikler ile biyokütle; İthal edilmemek kaydıyla, kentsel atıkların yanı sıra bitkisel yağ atıkları, tarımsal hasat atıkları dâhil olmak üzere tarım ve orman ürünlerinden ve bu ürünler ile atık lastiklerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan yan ürünlerden elde edilen kaynakları ve sanayi atık çamurları ile arıtma çamurları olarak tanımlanmaktadır.

Bu tarif ve açıklamalardan görüldüğü üzere genellikle her türlü atık biyokütle kaynak olarak kabul edilmektedir.

Bu atıklar doğrudan veya bazı termokimyasal ve biyokimyasal işlemlerden geçirilerek sıvı yakıt veya gaz haline getirilmek sureti ile termik santral kazanlarında yakılmakta ve bir türbin jeneratör vasıtası ile elektrik enerjisine dönüştürülmektedir. Yani biyokütle santralleri çok çeşitli ve değişik atıkları yakıt olarak kullanan termik santrallerdir. Termik santrallere benzer şekilde Şekil-15’te görüldüğü gibi yakıt biriktirme alanları, yakıt işleme alanları, yakıt depolama tankları, yakıt taşıma konveyörleri, havaya gaz salımı yapan kazanları ve benzer tesisleri vardır.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye’nin biyokütle potansiyeli tablosu Şekil-16’da verilmiştir.

(16)

16

Toplam Hayvan Sayısı 422.832.374 Adet

Hayvansal Atık Miktarı 193.878.079 ton/yıl

Hayvansal Atıkların Enerji Değeri (Teorik) 4.385.371 TEP/yıl Hayvansal Atıkların Enerji Değeri (Ekonomik) 1.084.506 TEP/yıl Bitkisel Üretim Miktarı 171.399.002 ton/yıl

Bitkisel Atık Miktarı 62.206.754 ton/yıl

Bitkisel Atıkların Enerji Eşdeğeri (Teorik) 25.384.268 TEP/yıl Bitkisel Atıkların Enerji Eşdeğeri (Ekonomik) 1.462.159 TEP/yıl Belediye Katı Atık Miktarı 32.170.975 ton/yıl Belediye Atıklarının Enerji Değerleri (Teorik) 3.373.011 TEP/yıl Belediye Atıklarının Enerji Değerleri (Ekonomik) 485.858 TEP/yıl Orman Atıklarının Enerji Değeri (Ekonomik) 859.899 TEP/yıl Atıkların Toplam Ekonomik Enerji Eşdeğeri: 3.892.422 TEP/yıl

Şekil-16: Türkiye Biyokütle Enerji Potansiyeli (Kaynak. ETKB Enerji İşleri Genel Müdürlüğü web sitesi)

Bu tabloda (Şekil-16) belirtilen toplam potansiyel yaklaşık 45 milyar KWh/yıl elektrik üretimine tekabül etmektedir. Bu veri başka kaynaklarda daha yüksek verilmektedir.

Şekil-17: Türkiye’de Kurulu Bir Biyokütle Santrali (Google’dan alınmıştır)

Özellikle şehir atıklarından elektrik elde edilmesi için üretim tesislerinin kuruluşu (genel olarak çöp santralleri adı altında) oldukça eskiye dayanmaktadır. Özellikle gelişmiş ülkelerde atık yönetimi açısından tercih edilen bir yöntem olmuştur.

(17)

17 Şekil-18’de verilen grafikte görüleceği üzere dünyada biyokütle santrallerinin yıllık üretimi 20 yılda yaklaşık 6 misli artmış ve 600 milyar KWh’ye ulaşmıştır.

Şekil-18: Dünyada Biyokütle Santralleri Üretimi Gelişimi (Kaynak: IEA)

Ancak son yıllarda iklim değişikliğine neden olan gaz salımları ve kuruldukları bölgelerde çevreye muhtemel zararları yönünden kısıtlamalar getirilmiştir. Bu tür santral kurulumlarında yakıt olarak kullanılan atıkların doğaya saldıkları gazlar iklim değişikliği açısından olumsuz etki yapmaları yanında bir biyokütle santralinin işletilebilmesi için gerekli olan atıkların toplanması, depolanması ve taşınması süreçlerinde çevre zararlarına neden olmaktadırlar.

Yaratılan kirlilik özellikle yakın yerleşim birimlerini etkilemektedir. Bunun yanında özellikle atık oto lastiklerinin yakıt olarak kullanılması durumunda salınan gazların insan sağlığı için zararlı olduğu bilinmektedir.

Şekil-19: ABD’de Bulunan Biyokütle Santralleri Sera Gazı Salımlarının Kömür Santralleri İle Karşılaştırılması (Kaynak: Dünya Enerji Konseyi World Energy Resources Waste to Energy 2016 Raporu Sy:55) (Açıklama: MSW Incineration: Belediye katı atıklarını (MSW) yakma, coal combustion: kömür yakma)

(18)

18 Dünya Enerji Konseyi’nin 2016 yılında yayınlamış olduğu rapordan alınan Şekil-19’daki tablo belediye katı atıklarını yakıt olarak kullanan biyokütle santrallerinde meydana gelen karbon dioksit salımının kömür yakılmasından %33 daha fazla, nitrojen oksit salımı ile yaklaşık aynı değerlerde olduğunu göstermektedir.

Bu türlü olumsuz faktörlerin önlenmesi için bu tür santral yapımında;

- Yer seçimi çevreye en az zarar verilecek şekilde yapılmalı ve yerleşim bölgelerinden uzak olmalıdır. Tarım arazileri içerisine yapılması önlenmelidir.

- İnsan yaşamına zarar veren lastik atığı gibi atıkların kullanımı yasaklanmalıdır.

- İklim değişikliğine neden olan gaz salımını önleyici teknik önlemler alınmalıdır.

Ülkemizde biyokütle santrallerinin gelişimi Şekil-20’de gösterilmiştir. ETKB web sitesinden alınan bu grafik 869 MW gücünde biyokütle santralleri yanında 369 MW gücünde atık ısı santrallerini de göstermektedir.

Yalnızca biyokütle santralleri gücü dikkate alınırsa, yukarıdaki bölümlerde görüleceği üzere bu rakam 2020 sonu itibarı ile 1.043 MW’a ulaşmıştır.

Şekil-20: Türkiye Biyokütle ve Atık Isı Santralleri Kurulu Güç Gelişimi (Kaynak: ETKB EİGM web sitesi)

(19)

19 2001 ile 2012 yılları arasında yatay bir artış gösteren biyokütle santralleri 2012 ile 2016 yılları arasında hız kazanmış, 2016 yılında tanımda yapılan genişlemeler sonucunda önemli oranda artarak 1000 MW seviyesini geçmiştir. Özellikle 2016 ile 2020 arasındaki dört yılda kurulu gücün iki misli artmış olması dikkat çekmektedir.

Biyokütle santrallerinin yapım maliyetleri öteki tür santrallerden daha yüksek olup tipine göre 2000 ile 3500 ABD doları/KW, işletme bedelleri ise 50-80 ABD doları/MWh arasında olmaktadır. Bu tip elektrik üretim tesislerinin türüne bağlı olmakla birlikte eğer yakıt sağlamakta sıkıntı çekilmez ise kapasite oranları genellikle %85-90 arasındadır.

Bu yüksek kapasite oranı ve nispeten ucuz işletme maliyeti ülkemizde bu tür santrallere yapılan yatırımı arttırmıştır.

Biyokütle santrallerine ilişkin önemli bir nokta bu santrallerin ülkemiz de yenilenebilir elektrik üretim kaynağı olarak kabul edilip en üst seviyeden destek sağlanmasıdır. Bu tür santrallerde yenilenebilir bir nitelik olmamasına rağmen bu desteğin neden sağlandığı bilinmemektedir.

Uluslararası Enerji Ajansı elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynakları ile atıkları (çöp) ayrı kategoriler olarak kabul etmektedir.

Sağlanan YEKDEM desteği ile biyokütle santrallerinin ürettiği elektriğe 13.3 cent/KWh bedel ödenmektedir. Ülkemizde bu tür santraller büyük oranda yerli imkânlar ile kurulmaktadır.

Yerli katkı payı eklendiğinde bu rakam 18,9 cent/KWh olabilmektedir. Bu durumda bu tür santraller yatırım geri dönüşü ve karlılık açısından öteki tür santrallere göre önemli avantajlar sağlamaktadır. Atık bertarafı açısından da yararlı olan bu tür tesisler yarattıkları kirlilik yanında yüksek karlılık oranları ile genel elektrik fiyatının artmasına etki etmektedirler.

1.6-TEPE GÜÇ (PUANT) DEĞER İNCELEMESİ

Türkiye elektrik sisteminde puant (tepe) güç kullanımı lisanslı tesislerde, en yüksek 2017 yılında 47.660 MW olarak gerçekleşmiştir. Sonraki yıllarda bu sayıya ulaşılamamış, 2020 yılında da Aralık sonuna dek en yüksek 45.527 MW (03.09.2020 günü) olmuştur. Bu tepe güç rakamlarına lisanssız üretim de kullanılan güç dâhil değildir.

Aşağıda verilen Şekil-21’deki tablo lisanssız kullanım dâhil tepe güç değerlerini göstermektedir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı 2020 yılı puant değerini de “3 Eylül 2020 tepe güç (puant) 49 556 MW’a ulaşarak rekor kırdı” şeklinde açıklamıştır.

(20)

20 Şekil-21: Türkiye Elektrik Sistemi Puant Güç ve Elektrik Tüketimi (Kaynak: TEİAŞ Üretim Kapasite Projeksiyonu 2020-2024)

Yukarıda belirtildiği gibi 2020 yılı sonu itibarı ile Türkiye kurulu gücü 95.890,6 MW’dır. Yani 46.334,6 MW ani yedek güç mevcuttur. Bu ise bugüne kadarki en yüksek tepe ihtiyaç gücü olan 2020 yılı tepe gücü 49.556 MW’ın %93,5 i seviyesindedir. Bu oran çok yüksektir.

Uluslararası uygun bulunan ani yedek güç oranı %15-%30 arasındadır.

Türkiye’de kurulu güç gelişimi ile puant güç ihtiyacı gelişimi birbirine paralel gitmemektedir.

Aşağıdaki Şekil-22’de görüleceği üzere 2000 yılına kadar paralel giden kurulu güç ve puant talep artışları, bu tarihten sonra kurulu gücün hızlı artışı nedeni ile farklılaşmaya başlamış ve nihayet 2020 sonunda kurulu güç anlık puant ihtiyacının yaklaşık iki katına yaklaşmıştır.

Şekil-22: 1980-2020 Arası Kurulu Güç ve Ani Puant Gelişimi (MW) (Kaynak: TEİAŞ Elektrik İstatistikleri-2020 yılı verileri tarafımızdan eklenmiştir.)

(21)

21 Bilimsel verilere ve ülke gerçeklerine dayanmadan ve gerçekçi bir planlama yapılmadan yapılan yatırımlar sonucu ortaya çıkan durum aşağıdaki Şekil-23’te daha net görülmektedir.

Şöyle ki 2010 ile 2020 arasında tepe güç ihtiyacı toplam 16.164 MW artarken (lisanssız tesisler dâhil) kurulu güç 45.183 MW yani 2,8 misli artmıştır.

Şekil-23: Kurulu Güç ve Puant (Tepe) Güç Karşılaştırılması (Kaynak: TEİAŞ 2019 Yılı Elektrik İstatistikleri)

Kurulu güç tesisi yalnızca puant güç ihtiyacının değil aynı zamanda elektrik talebinin karşılanması açısından da değerlendirilmesi gerekli bir faktördür.

Talep artışına bağlı olarak ve gelecek yılları da dikkate alarak üretim tesisi planlaması yapılmalıdır.

Elektrik üretim tesisleri bazı yenilenebilir kaynaklı tesisler hariç yapım süresi uzun süren tesislerdir.

İnşa süresi uzunluğu yanında fizibilite, yasal izinler ve malzeme imal süreleri de çok zamana ihtiyaç göstermektedir.

Bu nedenle elektrik üretim tesislerinin önceden talep tahminlerine uygun olarak planlanması ve tesisi gerekir. Şekil-24’te tüketim ile kurulu güç artış oranları karşılaştırması verilmiştir.

-4,00 -2,00 0,00 2,00 4,00 6,00 8,00 10,00 12,00 14,00

0 10000 20000 30000 40000 50000 60000 70000 80000 90000 100000

2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020

ORAN %

GÜÇ MW

YILLAR

2010-2020 ARASI KURULU GÜÇ VE PUANT GÜÇ KARŞILAŞTIRMASI

TEPE GÜÇ(MW) KURULU GÜÇ (MW) TEPE GÜÇ ARTIŞ % KURULU GÜÇ ARTIŞ %

(22)

22 Şekil-24: 2000-2020 Yılları Brüt Tüketim (Talep) Kurulu Güç Değişim Oranları (Kaynak: TEİAŞ 2019 yılı İstatistikleri, 2020 yılı geçici değerler ile tarafımızdan eklenmiştir.)

Şekil-24’te görüleceği üzere talep (tüketim) artış hızı son 20 yılda düşme eğiliminde iken (kesikli mavi çizgi) kurulu güç artış hızı 2017 yılına dek artış göstermektedir. Ancak 2017 yılından sonra belli bir paralellik yakalanmıştır. Fakat kurulu gücün gerçekleşmeler yüksek rakamlara ve farka ulaştığı için artış hızındaki paralellik de kurulu güç ile gerekli güç arasındaki farkı büyütmektedir.

Plansız kurulan üretim tesisleri, yapılan talep tahmin raporlarının bilimsel verilere değil siyasi iktidarın göz boyamak için yarattığı yüksek büyüme senaryolarına dayandırılması, yatırımcılara yüksek karlı yatırımların vaat edilmesi ve bu vaatlerin tutulabilmesi için olmadık teşvikler verilmesi bu farklılığı yaratmıştır. Elektrik üretim tesislerinin kurulması bilimsel veriler eşliğinde yapılacak gerçekçi talep tahminlerine dayandırılmalıdır.

Aşağıda Şekil-25’te TEİAŞ Talep projeksiyonlarında şaşma! (sapma) oranları verilmiştir.

Burada dikkat edilmesi gereken 2010 yılı ile 2014 yılı arasındaki yapılan talep tahminlerindeki yüksek oranlı sapmalaradır. Orta büyüklükte bir tesisin bile en az 7-8 yıl önce tasarlanmaya başlaması gerektiği göz önüne alınır ise 2010-2014 yılları arasında yatırım yapmaya karar verme çalışmaları içerisinde olan tesis yatırımlarında karar vericileri nasıl yanlışlara sürükleyeceği açıkça görülür.

-5,00 0,00 5,00 10,00 15,00

2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020

YILLIK ARTIŞ ORANLARI %

YILLAR

TÜKETİM-KURULU GÜÇ DEĞİŞİM ORANLARI %

TALEP ARTIŞ % KURULU GÜÇARTIŞ % Doğrusal (TALEP ARTIŞ %)

(23)

23 Şekil-25: Talep Projeksiyonları Sapma Oranları (Kaynak: TEİAŞ Üretim Kapasite Projeksiyonu 2020-2024)

Depolanması henüz tam olarak mümkün olmayan elektrik talep olmadıkça üretilemez. Dolayısı ile fazladan kurulan tesislerin kapasite kullanım oranları düşer. Bu ise kar bazlı yapılan bu tesislerde fizibilite raporlarında belirtilen gelirlere ulaşılamaması sonucunu doğurur ve tesis zarar eder. Tesis sahiplerine zarar yaşatmamak için egemenler tarafından teşvikler verilir veya elektrik fiyatları arttırılır. Ülkemizde aynen bu senaryo sahnelenmektedir. Gerçeklerle ilgisi olmayan şişmiş talep tahminleri ve bir takım “elektrik gereklidir, arzı tehlikeye atılamaz”

tekerlemesi yaygaraları ile özünde elektrik üretim tesisi yatırımcılarına PR yapılmakta ve planlama yapılmaksızın üretim tesisleri kurulmaktadır. Sonra da her yıl elektrik fiyatı arttırılarak bu tesislerin bedeli halka ödettirilmektedir. Bu uygulamaların sonucu olarak Türkiye satın alma paritesine göre OECD ülkeleri içerisinde en pahalı elektrik kullanan ülkelerden yani halkına çok pahalı elektrik satan ülkelerden biri olmuştur.

Elektrik üretim tesisleri gerçekçi bir planlama yaparak, yeterli, ucuz ve çevreye en az zarar verecek şekilde ve kamu hizmeti anlayışı ile yapılmalıdır. Bugünkü gibi azami kar anlayışı ile üretim tesislerinin kurulmasının devam edilmesi politikası, elektrik üretim tesis bedellerinin hızla düşmesine karşın halkın satın aldığı elektriğin fiyatını arttırmaya devam edecektir.

1.7-EMREAMADE GÜÇ VE KAPASİTE KULLANIMI

Bir ülkenin kurulu gücü elektrik sistem güç talebini karşılamakta önemli olmakla birlikte mevcut kurulu gücün üretmeye hazır olması daha büyük önem arz etmektedir. Üretmeye hazır olan santraller emreamade santraller olarak kabul edilmektedir. Bir santralin emreamade olmaması arıza veya arıza dışı nedenlerle olmaktadır. Arıza dışı nedenler genel olarak kaynak yetersizliği veya kalitesizliğinden kaynaklanmaktadır. Arıza nedeni ile emre amade olmama

(24)

24 durumu geçici olup giderilebilmektedir. Arıza dışı nedenler yenilenebilir kaynaklardan elektrik üreten tesislerde genellikle birincil kaynak düzensizliği (Barajlı ve akarsu santrallerinde doğal su gelirlerindeki değişkenlik, rüzgâr hızı değişimi, güneşlenme süresi vs) olarak kabul edilmektedir.

Termik santrallerde ise arıza dışı nedenlerin ana kaynağı yakıt yetersizliği ve kalitesizliğidir.

Aşağıda Şekil-26’da TEİAŞ tarafından Haziran 2020 yayınlanan Üretim Kapasite Projeksiyonu 2020-2024 isimli yayından alınan 2017 -2024 yılları arasındaki Emreamadelik oranları (%) gösterilmiştir. Bu tablodaki 2017-2019 yılları arası için verilen rakamlar gerçekleşen rakamlar olup 2020-2024 arası kurumun projeksiyonudur.

Şekil-26: 2017-2024 Yılları Arasındaki Emreamadelik Oranları (%) (Kaynak: TEİAŞ Üretim Kapasite Projeksiyonu 2020-2024)

Bu tablodan (Şekil-26) görüleceği üzere 2017-2019 yılı sonu arasındaki üç yıllık devrede ülkede mevcut kurulu gücün %48 ile %41’i çeşitli nedenlerle devre dışı olup elektrik üretemez durumdadırlar.

Emreamade konusu incelenirken elektrik üretim tesislerinin gerçekleşen kapasite oranlarını (gerçekleşen ortalama çalışma oranlarını) incelemek bu konuda bazı ilave bilgiler vermektedir.

TEİAŞ yukarıda bahsi geçen Üretim Kapasite Projeksiyonu 2020-2024 raporunda Türkiye’deki santrallerin 2015-2019 yılları ortalama çalışma oranlarını paylaşmıştır (Şekil-27).

(25)

25 Şekil-27: 2015-2019 Yılları Arasındaki Santrallerin Ortalama Çalışma Oranları (%) (Kaynak: TEİAŞ Üretim Kapasite Projeksiyonu 2020-2024)

Yukarıdaki tablo ve açıklamaları içeren görselde görüldüğü üzere Türkiye’de elektrik üretim tesislerinde ortalama çalışma oranları %8 ile %68 arasında değişmektedir.

2019 yılı üretim değerleri incelendiğinde kapasite kullanım oranları ile ilgili olarak ithal kömür termik santrallerinin durumu dikkat çekmektedir. 2020 yılı ithal kömür santralleri kurulu gücü 8.987 MW olup 2020 yılı boyunca aynı kalmıştır. 2020 yılında ithal kömür santrallerinden üretim 62.466 GWh olmuştur.

Bu rakam %79,3 kullanım oranına (kapasite oranı) tekabül etmektedir. Bu oran kömür santralleri için maksimum kullanım oranına çok yakındır ve 2020 yılında elektrik üretiminde önceliğin bu tür santrallere verildiğini işaret etmektedir.

Yakıtı ithal olan ve sera gazı salımı nedeni ile ülkemizde iklim değişikliğine çok önemli zararlı etkisi bulunan bu tür santrallere bu denli önemli oranda öncelik verilmesi anlaşılır değildir ve mutlaka fazla kapasite arasında kullanım oranlarına yenilenebilir yerli kaynaklara öncelik verilerek işletme yapılmalıdır.

Kapasite oranlarında karşılaştırma yapabilme amacı ile diğer iki gelişmiş ülke gerçekleşen çalışma oranları (gerçekleşen kapasite oranları) aşağıda verilmiştir.

(26)

26 Şekil-28: ABD’deki Santrallerin 2019 Yılı Kaynaklara Göre Ortalama Çalışma Oranları (Kaynak EIA)

Plant Type/Santral Tipi Capacity Factor (%)

Nuclear power plants /Nükleer Santraller 73.8

Combined cycle gas turbine stations/Kombine çevrim doğal gaz 27.9

Coal-fired power plants/Kömür Santralleri 58.4

Hydroelectric power stations/Hidroelektrik Santraller 31.7

Wind power plants/Rüzgâr Santralleri 32.3

Photovoltaic power stations/Güneş Santralleri (Fotovoltaik) 10.2

Marine (wave and tidal power stations)/Deniz Santralleri (Dalga-

Gelgit) 9.7

Bioenergy power stations/Biyo enerji santralleri 58.0

Şekil-29: Büyük Britanya 2013 yılı kaynaklara göre ortalama çalışma oranları

(27)

27 Öteki ülkeler gerçekleşen kapasite oranları ile Türkiye gerçekleşen kapasite oranları Şekil- 30’da verilen tabloda karşılaştırılmıştır.

KAYNAK TÜRKİYE (%) ABD(%) İNGİLTERE (%) TEORİK (%)

TERMİK 47-52 47,5-56,8 27,9-58,4 70-85

HİDROLİK 24-36 39,1 31,7 30-60

RÜZGÂR 29-33 34,8 32,3 30-40

GÜNEŞ 8-19 24,5 10,2 20-30

JEOTERMAL 62-68 veri yok veri yok 80-90

BİYOKÜTLE 40-45 veri yok 58 80-90

Şekil-30: Bazı Ülkelerde Santrallerin Kaynağa Göre Ortalama Çalışma Oranlarının Karşılaştırması

Şekil-30 incelendiğinde kapasite kullanım oranlarında paralellik görülmektedir. Termik dışındaki kaynaklar genellikle teorik kapasite alt sınırları seviyelerinde gerçekleşirken, termik santral kapasite kullanım oranı (Türkiye’de ithal yakıtlı termik santraller hariç) alt sınırın da altında kalmıştır.

Gerçekleşen ortalama çalışma oranları ile emreamadelik oranlarının aynı tablo içerisinde karşılaştırılması (Şekil-31) elektrik sisteminin kurulu güç açısında değerlendirmesinde önemli olacaktır.

KAYNAK (%) EMRE AMEDELİK ORANLARI

(%)GERÇEKLEŞEN

KAPASİTE ORANLARI (%) FARK

TERMİK 59-67 42-52 17-15

BARAJLI HES 75-79 24-36 51-43

AKARSU HES 19-32 24-36 BELİRSİZ

RÜZGÂR 32-80 31-33 1-47

JEOTERMAL 59-78 66-67 -7-11

BİYOKÜTLE 57-62 41-44 16-18

GÜNEŞ 10-18 10-18 0

Şekil-31: 2017 ile 2019 Yılları Arası Emreamadelik Oranları ve Gerçekleşen Ortalama Çalışma Oranları Tablosu

(28)

28 Bu tablonun (Şekil-31) incelenmesinden anlaşılacağı üzere;

-Kapasite kullanım oranları tüm kaynaklarda emre amade oranlarının altında kalmıştır yani arz güvenliği büyük oranda sağlanmıştır.

-Emre amade olduğu halde en az çalıştırılan santraller barajlı hidroelektrik santraller olmuştur (Akarsu kullanımı verileri belirsiz olduğundan dikkate alınmamıştır).

-Termik kaynaklar emreamadelik oranına en yakın oranda kapasite kullanımına sahiptir yani santrallerin çalıştırılmasında öncelik termik santrallere verilmiştir (Gücü çok düşük olduğu için bu sonuca varılmasında jeotermal santraller göz ardı edilmiştir).

-Türkiye kurulu gücü genellikle genç santrallerden oluşmaktadır. Toplam kurulu gücün kuruluş itibarı ile yaşlılık durumu aşağıdaki gibidir. Görüldüğü üzere kurulu gücün %52 si 0 ile 10 yaş arasındadır. Bu denli genç bir yapıya sahip olan üretim tesislerinin oldukça düşük kapasite oranlarına sahip olması yapım aşamasındaki planlama ve fizibilite çalışmalarındaki eksiklikleri gündeme getirmektedir.

Bu bölümde genel bir bakışla incelenmeye çalışılan emreamadelik ve kapasite kullanım konusunda mevcut veriler kurulu gücün arz güvenliğini sağlamak açısından sorunlu olmadığını ve kapasite fazlası olduğunu açık olarak göstermektedir. Emre amade oranlarının düşük olması nedeni ile arz güvenliği sorunu olabileceği hususu mevcut verilerle görülmemektedir. Bu nedenle yapılacak yeni santrallerin planlı, çevreye ve insana dost, ucuz enerji üretme kapasitesine sahip, kurulduğu bölge insanının onayını almış olan ve bir kaza halinde çevre felaketi yaratabilecek nükleer santraller dışındaki kaynaklardan ve özellikle yenilenebilir kaynaklardan faydalanarak kurulması ülke yararı açısından birinci planda olmaktadır.

Bunun yanında; kaynağı tükendiği/azaldığı için devreye işletilmesi sorunlu olan, teknik olarak proje gücüne ulaşması mümkün olmayan, sürekli arızalı, finansal zorlukları nedeni ile yakıt satın alma sıkıntısı kronikleşmiş üretim tesisleri ayrı bir şekilde sınıflandırılarak mevcut kurulu güç tarifinden ayrılmalı ve kurulu güç verisi gerçekçi bir seviyeye getirilmelidir. 95.890,6

(29)

29 MW’lık kurulu güç rakamı varken günlük emre amade listeleri açıklayarak sürekli olarak mevcut kapasitenin %40-50 arasındaki bir kapasiteyi üretemez olarak göstermek Türkiye kurulu gücü ve gerekli yedek kapasite ihtiyacı için gerçekçi bir değerlendirme yapmayı güçleştirmektedir. Bu durum aynı zamanda plansız yatırımlar için de zemin hazırlamaktadır.

1.8-YAPIMI DEVAM EDEN ÜRETİM TESİSLERİ

Türkiye elektrik kurulu gücü 95.890,6 MW’a ulaşmışken EPDK tarafından lisans verilmiş üretim tesisi yatırımları da devam etmektedir. EPDK tarafından yılda iki kez Ocak ve Temmuz aylarında lisans verilen üretim tesislerinin proje ilerleme raporu yayınlanmaktadır. Bu yıl Eylül başında yayınlanan Temmuz 2020 ayı raporuna göre, yapımına başlanarak gerçekleşme oranları farklı seviyelerdeki lisans verilmiş üretim tesislerinin yapım aşamasındaki toplam kurulu gücü 23.378,73 MW’dır. Kaynaklarına göre bu projelerin ayrımı şu şekildedir:

- Hidroelektrik santraller : 3.326,68 MW - Diğer yenilenebilir kaynaklar : 3.845,99 MW

Güneş : 189,664 MW

Jeotermal : 220,350 MW Rüzgâr : 2.991,194 MW Biyokütle : 444,786 MW

- Fosil yakıtlı santraller : 11.406,06 MW Doğalgaz :3.345,366 MW

Fuel oil : 9,20 MW Motorin : 25,00 MW İthal kömür : 4.525,50 MW Taş kömürü : 85,00 MW Asfaltit : 135,00 MW

Linyit : 3.281.00 MW

- Nükleer santraller : 4.800 MW

Toplam : 23.378,73 MW

Görüldüğü üzere yapılmakta olan lisanslı santrallerin %33,82’si doğal gaz ve ithal kömür gibi ithal kaynaklardan; %20,53’ü nükleer santral için uranyum ithalinden olmak üzere toplam

%54,35’i yurt dışından temin edilecek yakıtlar ile işletilecek santrallerden oluşmaktadır. Bu durum, mevcut dışa bağımlılık oranını azaltmayacağı gibi yapılacak ithal kaynaklı santrallerin çoğu baz santraller olacağından dışa bağımlılığı arttıracaktır. Plansız ve arz talep dengesi fazla gözetilmeden “bırakınız yapsınlar” felsefesiyle ve yatırımcıların kâr hırslarına göre yapımı süren bu santraller, ileride elektrik sektörünü bugünkünden daha büyük sorunlarla karşı karşıya bırakacaktır. Sürekli olarak yerli ve milli politika izlediğini açıklayanlar enerji sektöründe plan

(30)

30 program yapmayarak kendi verdikleri izinler ile dışa bağımlılığı arttırmaktadırlar. Lafta dışa bağımlılığı azaltma uğraşı içerisinde görünerek yakıtı yurt dışından gelecek olan nükleer santrali bile yerli gösterme gayreti içerisinde olan yöneticilerin, kendi verdikleri izinler ile dışa bağımlılığı arttırdıkları bu tabloda açıkça görülmektedir. Gerçekleşen tepe güce yakın bir yedek kapasitesi bulunan Türkiye, bu gibi ve özellikle ithal kaynaklara dayalı yatırımlarda planlı davranarak kıt kaynaklarını gereksiz yatırımlara harcamamalıdır. Bunun tek çözümü ise kar hırsının olmayacağı elektrik temin hizmetinin kamu hizmeti anlayışı ile ele alınmasından geçmektedir.

Not: EPDK listesi Temmuz 2020 değerlerini içermektedir. Aradan geçen süre içerisinde bu tesislerin bir bölümünün devreye alındığı ve Kasım ayı kurulu güç rakamlarına dâhil olduğu dikkate alınmalıdır.

1.9-NÜKLEER SANTRALLERİN DURUMU

Yapılmakta olan üretim tesisleri içerisinde yer alan Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) ile Eylül ayında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ÇED uygun raporu verilen Sinop Nükleer Güç Santralinin, Türkiye elektrik kurulu güç yapısı içerisinde büyük sorunlara neden olacağı bugünden görünmektedir. İki tesis de yap işlet usulü ile uluslararası yasa hükmünde anlaşmalarla yapılmaya çalışılmaktadır. Akkuyu NGS’nin yarı üretimine 15 yıl boyunca, Sinop NGS’nin ise tüm üretimine 20 yıl boyunca alım garantileri verilmektedir. Her iki santralin de sahipleri yabancı ülke şirketleri olacak ve alım garantisi verilen elektrik, ABD doları karşılığı ile satın alınacaktır. Elektrik KWh alım fiyatı son yılların piyasa ortalamasının ve Avrupa toptan elektrik fiyatlarının 3 katından fazladır. Ayrıca bir büyük kaza durumunda nükleer santrallerin sebep olacağı hasarın telafisi olanaksızdır.

Toplam 9.240 MW ile bugünkü Türkiye toplam gücünün yaklaşık %9,6’sı oranında bir büyüklüğe sahip olacak bu nükleer santrallerin, Türkiye’deki kurulu güç dengesine yapacağı etki ile elektrik fiyatları, nükleer santral yapım ve işleticisi şirketlerin kar etmesi uğruna yükselecek ve yurttaşlar zarar görecektir.

Uzun yıllardır Türkiye’de kaynakların kıt olduğu ve gelecekte elektrik talebinin karşılanamayacağı savları ile önce doğalgaz ve ithal kömür santrallerinin yapımı devlet tarafından teşvik edilmiştir. Daha sonra hiçbir ticari şirketin genel ekonomik koşullar içerisinde yapmaya istekli olmadığı nükleer santrallerin, devlet eliyle ve uluslararası anlaşmalar yoluyla garanti altına alınıp çok yüksek fiyatlar verilerek adeta zorla yapımı gerçekleştirilmeye

Referanslar

Benzer Belgeler

Literatür araştırmasının ana başlıkları Türkiye’nin rüzgar enerjisi ve yenilenebilir enerji kaynakları hakkındaki mevcut durumu, bu kaynaklar için

• Att regionstyrelsen vidtar aktiva åtgärder i syfte att säkerställa att organisationens upphandlingsbehov fångas upp på ett tydligt sätt tidigt i upphandlingsprocessen, samt

Bununla birlikte, dördüncü çeyrekte gerçekleşen kiralama anlaşmaları hem metrekare bazında hem de sayıca, sırasıyla %40 ve %31 oranlarında yenileme işlemlerinden

2020 yılında pandeminin belirgin etkisiyle ekonominin dayanıklılığında yaşanan zorluklara rağmen, ihracat ticaret hacmi Ocak – Aralık 2020 döneminde bir önceki yılın

Çorum Esnaf ve Sanatkarlar Odalarý Bir- liði (ÇESOB) Baþkaný Recep Gür, koronavi- rüs salgýnýndan zarar gören esnaf ve sanat- karýn Halkbank'tan aldýklarý ve ödenmeyen

Tabloya bakıldığında bir önceki yılın Nisan ayına oranla Sivas ili ihracatında yaklaşık %13 oranında bir azalma söz konusu iken çevre illerden en çok

 85 yaş ve üzeri nüfusun ikamet ettiği bölgelere bakıldığında da 65 yaş ve üzeri nüfus grubuyla orantılı olarak, en yüksek oran belde ve köylerde görülmektedir.

Diğer taraftan ICBC Turkey’in bağlı ortaklığı olan ICBC Turkey Yatırım Menkul Değerler A.Ş’de 22.05.2015 tarihinde Yönetim Kurulu Üyeliğine atanmış olup, 2020 Mart