• Sonuç bulunamadı

Sitomegalovirüsün Mikozis Fungoides Etyolojisinde Bir Rolü Olabilir mi?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sitomegalovirüsün Mikozis Fungoides Etyolojisinde Bir Rolü Olabilir mi?"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sitomegalovirüsün Mikozis Fungoides

Etyolojisinde Bir Rolü Olabilir mi?

Does Cytomegalovirus Have a Role in the Etiology of Mycosis Fungoides?

Ayfle Gül Erdo¤an, Deniz Balaban, Aynur Karao¤lu

Neslihan Dolar*, Meral Mutlu**, Kadriye Yaflar**

Haseki E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Dermatoloji ve **Klinik Mikrobiyoloji Klini¤i, ‹stanbul, Türkiye *‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dal›, ‹stanbul, Türkiye

15

Girifl

Kutanöz T hücreli lenfomalar›n (KTHL) en s›k karfl›lafl›-lan tipi mikozis fungoides (MF)'dir. Y›llard›r KTHL et-yolojisinde, kronik antijen uyar›s› ile oluflan yayg›n inf-lamatuar cevap sonras›nda epidermisde T-hücrelerinin

ço¤almas›yla malin klonal proliferasyon suçlanmakta-d›r. Hala etyoloji tam olarak ayd›nlat›lamam›flt›r. An-cak etyolojide rol alabilecek birçok ajan ve risk faktör-leri öne sürülmüfltür. Bu risk faktörfaktör-lerinden birisi de vi-rüslerdir1-10. Araflt›r›c›lar Herpes Simpleks virüs (HSV) ile

MF aras›nda iliflki kurmufllard›r. HSV primer olarak de-Y

Yaazz››flflmmaa AAddrreessii:: Dr. Ayfle Gül Erdo¤an, Arseven Sitesi No: 2 Fifi Yan› 22030 Edirne, Türkiye

Tel.: 0284 226 04 39 E-mail: aysegul_erdogan@yahoo.com AAll››nndd››¤¤›› ttaarriihh:: 09.04.2006 KKaabbuull ttaarriihhii:: 25.06.2006

Özet

Amaç: ‹mmun sistemi sürekli uyarma yetene¤ine sahip ve antijenik stimulasyona neden olan sitomegalovirüsün, mikozis

fun-goides etyopatogenezinde rolü olup olmad›¤› tart›flmaya aç›kt›r. Çal›flmam›z, mikozis funfun-goides etyopatogenezinde sitome-galovirüsün olas› iliflkisini ortaya koymak için düzenlendi.

Gereç ve Yöntem: Mikozis fungoides ve yafl/cinsiyet uyumlu kontrol hastalar›nda sitomegalovirüs immunoglobulin-G antikor

düzeyleri kantitatif olarak belirlendi ve aralar›ndaki istatistiksel anlaml› farkl›l›k araflt›r›ld›. Çal›flmaya biyopsi ile tan›lar› kon-mufl ve tedavi alt›nda takip edilen 29 mikozis fungoides hastas› ve 29 da kontrol olgusu dahil edildi. Hasta serumlar›nda mik-ro-ELISA yöntemiyle sitomegalovirüse karfl› oluflmufl anti-sitomegalovirüs immunoglobulin-G antikor düzeyleri, immun status ratio (ISR) birimiyle kantitatif olarak araflt›r›ld› ve karfl›laflt›r›ld›.

Bulgular: Kontrol grubu bireylerinden 25 hastada (% 86) antikor düzeyi normal de¤er olan 1.1 ISR' den fazla ölçüldü. Hasta

gru-bunda ise tüm bireylerde (% 100) antikor düzeyi 1.1 ISR'den yüksek bulundu (p>0.05). Hastalar›n SMV IgG antikor düzeyleri or-talamas› 4.6 ± 1,2 ISR (aral›k 2.6-6.6 ISR) bulunurken, kontrol grubu bireylerinde 4.1 ± 1.7 ISR (aral›k 0.9-6.5 ISR) saptand› (p>0.05).

Yorum: Çal›flmam›zdan elde edilen bulgular, Türk toplumunda mikozis fungoides tan›s› alm›fl hastalar›n kan örneklerindeki

anti SMV IgG titrelerinin, kontrol bireylerinden anlaml› farkl›l›k göstermedi¤ini ortaya ç›kard›. Tart›flmada belirtildi¤i üzere ve elde etti¤imiz bulgular do¤rultusunda, Türk toplumunda mikozis fungoides ile sitomegalovirüs aras›nda bir iliflkinin var-l›¤›ndan söz etmek mümkün de¤ildir. (Turkderm 2007; 41: 15-8)

Anahtar Kelimeler: Mikozis fungoides, sitomegalovirüs, antikor, etyoloji, immunite

Summary

Background and Design: It is controversial whether cytomegalovirus (CMV), an immunostimulator agent, plays a role in the

etiopathogenesis of mycosis fungoides (MF). To investigate a possible linkage between CMV and MF, we designed a prospec-tive clinical study.

Material and Method: Patients with biopsy proven MF (n=29) and age/sex matched healthy control subjects (n=29) were

inc-luded in the study. Sera of both groups were quantitatively investigated with micro-ELISA for the presence of anti- CMV im-munoglobuline-G (IgG).

Results: All patients with MF had abnormally elevated levels of anti-CMV IgG in their sera, whereas 25 (86%) patients in

cont-rol group showed higher levels of anti- CMV IgG than normal (p>0.05). The antibody levels measured in patients and healthy control subjects were 4.6 ± 1.2 ISR (range 2.6-6.6 ISR) and 4.1 ± 1.7 ISR (range 0.9-6.5 ISR), respectively (p>0.05).

Conclusion: Levels of anti-CMV IgG in Turkish patients with MF are not significantly different than the levels of healthy

cont-rol subjects. (Turkderm 2007; 41: 15-8)

Key Words: Mycosis fungoides, cytomegalovirus, antibody, etiology, immunity

Orijinal Araflt›rma

Original Investigation

(2)

ri ve sinir hücrelerini hedefler. T lenfosit ile epidermis aras›n-da immunolojik bir iliflki olmas›, KTHL'nin primer olarak kuta-nöz bir süreç içinde bafllamas› HSV'nin potansiyel rolünü akla getirmektedir. Lezyonlarda hem HSV DNA's›, hem de HSV'ye özgül antijenler gösterilmifltir. S›n›rl› say›da araflt›rmada “Eps-tein Barr” virüs (EBV) DNA's› T-hücreli lenfomalarda izole edil-mifl, anti EBV antikorlar› kontrollere göre yüksek bulunmufl, kültüre MF lenfositlerde EBV gösterilmifl, ancak di¤er virüsler-de oldu¤u gibi EBV ile lenfoma aras›nda do¤rudan bir iliflki gösterilememifltir. Di¤er suçlanan virüs ise HTLV-1'dir. Bunun rolünü destekleyen bulgulardan biri, HTLV-1 ile kültürlenmifl MF hücrelerinin ölümsüz hale gelmesi ve elektronmikroskopik olarak HTLV-1'den ayr›lamayan viral partiküller görülmesidir. PCR tekni¤i ile s›kl›kla perifer mononükleer hücrelerde HTLV komponentleri gösterilmifltir. Dolayl› olarak EL‹SA testi ile ba-z› olgularda HTLV' ye karfl› antikor saptanm›flt›r. KTHL'li olgu-lar›n B lenfosit ve Langerhans hücrelerinde HTLV-1 proviral DNA's› gösterilmifltir. Son y›llarda HIV ile KTHL aras› iliflkiye yö-nelik çal›flmalar da bulunmaktad›r. HIV pozitif olgularda MF geliflebilmesi, AIDS'li olgularda MF de görülebilmesi böyle bir iliflkiyi akla getirmekle birlikte, direkt olarak HIV'in rolünden çok, immünsüpresyonun rolü üzerinde durulmaktad›r1-10.

S›n›r-s›z klonal T hücre ço¤almas›n›n mekanizmas› henüz tam ola-rak aç›klanamam›flt›r, ancak sürekli antijen uyar›m› ve gen mu-tasyonu sonucu MF'in çok aflamal› bir patogeneze ba¤l› gelifl-ti¤i kabul edilmektedir. MF, deride bulunan ve di¤er T hücre-lerinden farkl› olarak yüzeylerinde kutanöz lenfosit antijeni reseptörü tafl›yan T hücrelerinin habisleflmesinden kaynakla-n›r. Kronik antijen uyar›s›, süperantijen ve/veya gen mutasyo-nu somutasyo-nucu moleküler de¤iflikliklerin ortaya ç›k›fl›yla ba¤›fl›kl›k sistemi cevab› bozulur1-10. Son y›llarda, MF'in latent virüs

infek-siyonlar›nda oldu¤u gibi sürekli bir antijenik stimülasyona maruz kalma ile deride apoptotik özellikten yoksun T hücre-lerinin klonal ço¤almas› ve toplanmas› sonucunda geliflebile-ce¤i üzerinde yorumlar yap›lmaktad›r. MF etyopatogenezinde rol oynayabilme potansiyeline sahip bir baflka virüs ise sitome-galovirüs (SMV)'dür. Özellikle son y›llarda ba¤›fl›kl›k sistemi yetmezli¤i olan hastalarda neden oldu¤u a¤›r infeksiyöz kli-nik tablolar nedeniyle gündeme gelen bir virüstür. ‹nfeksiyon sa¤l›kl› bireylerde genellikle asemptomatik seyreder. ‹lk infek-siyonun ard›ndan insan sitomegalovirüsü vücutta ba¤›fl›kl›k sistemiyle kurdu¤u bir dengede yaflam boyu latent kal›r. Bu la-tent kalma virüsün içinde bulundu¤u herpes ailesinin en önemli özelli¤idir. MF populasyonunda SMV' nin olas› rolünü göstermenin yollar›ndan biri de, vücutta uzun y›llar latent ka-labilen bu virüse karfl› geliflen total immunoglobulin G düze-yinin belirlenmesidir. ‹mmun sistemi sürekli uyarma yetene¤i-ne sahip ve antijenik stimulasyona yetene¤i-neden olan SMV' nin de MF etyopatogenezinde rolü olup olmad›¤› kan›tlanmam›flt›r. Ülkemizde de bu iliflkiyi araflt›ran bir çal›flmaya ihtiyaç vard›r. Ülkemiz sosyoekonomik, genetik ve çevresel faktörlerden do-lay› di¤er geliflmifl bat› toplumlar›ndan farkl›l›k arz eder. Bu yüzden o toplumlarda rastlanan risk faktörleri bizim toplumu-muz için önemli bir risk unsuru oluflturmayabilir. Bu yüzden hem literatürde yeterli veri olmamas›, hem de ülkemizde pre-valans› yüksek say›labilecek bir virüs olan SMV' nin Türk MF populasyonundaki seropozitiflik ve antikor düzeyinin bilin-mesi önem tafl›maktad›r.

Bu temel bilgiler ve düflünceler do¤rultusunda MF etyopatoge-nezinde SMV'nin olas› iliflkisini ortaya koymak için düzenledi-¤imiz çal›flmam›zda, MF ve yafl/cinsiyet uyumlu kontrol hasta-lar›nda SMV immunoglobulin G antikor düzeyleri kantitatif olarak belirlendi ve aralar›ndaki istatistiksel farkl›l›k araflt›r›ld›.

Gereç ve Yöntem

Çal›flmaya takip ve tedavileri yap›lmakta olan toplam 29 MF hastas› ile yafl ve cinsiyet uyumlu 29 kontrol bireyi al›nd›. Bi-opsi ile tan›lar› konmufl MF grubundaki hastalar PUVA, inter-feron ve retinoik asit tedavi protokolleri alt›nda izlenmek-teydiler. Kontrol grubu ise iç hastal›klar› ve dermatoloji po-likliniklerine baflvuran öncesinde herhangi bir operasyon ve kan nakli yap›lmam›fl bireylerden oluflmaktayd›. Çal›flmaya al›nan tüm bireyler araflt›rma hakk›nda bilgilendirildi ve söz-lü onaylar› al›nd›. Çal›flma olgular›n›n tümünden 5 cc venöz kan örnekleri al›nd› ve bekletilmeden serumlar› ayr›ld›. Ör-nekler çal›flma gününe kadar - 20 °C'de derin dondurucu içinde sakland›. Çal›flma günü tüm serum örnekleri ve test reaktifleri oda ›s›s›na getirildi. Serumlarda mikro-ELISA (enzyme linked immunosorbent assay) yöntemiyle anti-SMV IgG antikor düzeyleri “Meddens Diagnostics” (Vorden, The Netherlands) kiti yard›m›yla kantitatif olarak araflt›r›ld›. Kan-titatif sonuçlar AU (ünite) / ml olarak bulundu ve bunlar 0.443 sabit say›s›na bölünerek immun status ratio (ISR) de-¤erleri elde edildi. SMV IgG antikor düzeyinin normal de¤e-ri <1.1 ISR'dir. Çal›flmada say›sal sonuçlar ISR olarak vede¤e-rildi ve karfl›laflt›r›ld›.

‹statistiksel Analiz

De¤erler ortalama ± SD olarak verildi. Ba¤›ms›z gruplardaki sa-y›sal de¤iflkenlerin istatistiksel karfl›laflt›r›lmas›nda “student-t” testi ve kategorik de¤iflkenlerin karfl›laflt›r›lmas›nda ise ki-Kare ve “Fisher” kesin ki-Kare testi kullan›ld›. ‹statistiksel anlaml›l›k s›n›r› p< 0.05 olarak kabul edildi.

Bulgular

Hasta grubunda (n=29) kad›nlar›n say›s› 11 (% 38) iken, kont-rol grubunda (n=29) kad›nlar›n say›s› 14 (% 48) olarak bulun-du (p>0.05). Hasta grubunun yafl ortalamas› 51.8 ± 14.6 (yafl aral›¤› 26-84 y›l) saptan›rken, kontrol grubunun ise 53.7 ± 12.7 (yafl aral›¤› 32-78 y›l) olarak bulundu (p>0.05). Kontrol grubu bireylerinden 25 hastada (% 86) antikor düzeyi normal de¤er olan 1.1 ISR' den fazla ölçüldü. Hasta grubunda ise tüm birey-lerde (% 100) antikor düzeyi 1.1 ISR'den yüksek bulundu (p>0.05). Tablo 1'de gösterildi¤i gibi hastalar›n SMV IgG anti-kor düzeyleri ortalamas› 4.6 ± 1.2 ISR (aral›k 2.6-6.6 ISR) bulu-nurken, kontrol grubu bireylerinde 4,1 ± 1,7 ISR (aral›k 0.9-6.5 ISR) saptand› (p>0.05). Evrelerine göre s›n›fland›r›lm›fl MF has-talar›n›n ortalama anti-SMV IgG antikor düzeyleri de¤erlendi-rildi¤inde ise evre IA' da 9 hastada (6 ± 0.4 ISR), evre IB'de 18 hastada (5 ± 0.6 ISR), evre IIA'da 1 hastada (4 ISR) ve evre III'de 1 hastada (3.5 ISR) bulundu.

www.turkderm.org.tr

Tablo 1. Gruplar›n ortalama SMV IgG antikor düzeyleri karfl›lafl-t›rmas›

M

MFF hhaassttaa ggrruubbuu KKoonnttrrooll ggrruubbuu

((nn==2299)) ((nn==2299)) PP ddee¤¤eerrii

Yafl (y›l) 51.8 ± 14.6 53.7 ± 12.7 p>0.05

Cinsiyet (E/K) 18/11 15/14 p>0.05

SMV IgG antikor 4.6 ± 1.2 4.1 ± 1.7 p>0.05 düzeyi (ISR)

Erdo¤an ve ark.

Mikozis Fungoides Etyolojisinde Sitomegalovirüsün Rolü

Türkderm 2007; 41: 15-8

(3)

Tart›flma

Çeflitli virüslerin MF etyolojisindeki olas› rolleri üzerinde yap›l-m›fl çal›flmalar›n ortaya koyduklar› bulgular, kronik immun ya-n›ta neden olan, vücutta uzun y›llar latent kalma potansiyeli-ne sahip ve toplumda prevalans› yüksek bir virüs olan SMV'nin de MF etyopatogenezinde sorumlu olabilece¤i kufl-kusunu do¤urmaktayd›. Bu varsay›mdan yola ç›karak düzen-ledi¤imiz çal›flmam›z›n sonucunda, Türk MF hastalar›nda SMV'ye karfl› oluflan kronik immun yan›t›n bir göstergesi olan SMV IgG antikor düzeyinin, kontrol hastalar›nda saptanan düzeyden farks›z oldu¤u ortaya ç›kt›.

SMV ile oluflan primer infeksiyonu uzun süreli bir latent dö-nem izler. Birçok doku latent dödö-nemdeki SMV'yi bar›nd›rabi-lir. SMV immun yan›ttan çeflitli mekanizmalarla kaçarak ve ko-runarak y›llarca latent kalabilir. SMV seropozitifli¤i yafl art›fl›y-la iyi koreart›fl›y-lasyon gösterir. Bir bölgede SMV prevaart›fl›y-lans› o toplu-mun sosyoekonomik koflullar›na, co¤rafi durutoplu-muna, cinsiyet ve hijyenik koflullar›na göre farkl›l›klar göstermektedir. Özel-likle Türk toplumu gibi sosyoekonomik düzeyi alt s›n›rlarda olan ve hijyenik koflullar› yeterli olmayan toplumlarda virüs insanlar aras›nda kolayl›kla yay›labilmektedir11. Ustaçelebi ve

ark.12Türkiye' de EL‹SA ile 128 hamile kad›nda %87.5

oran›n-da seropozitiflik bildirmifllerdir. Yine ‹zmir'de 1985'te total an-ti-SMV pozitifli¤i EL‹SA ile %91.7, 1991 y›l›nda ise 300 kan ve-ricisinde %95 olarak bulunmufltur13,14. ‹stanbul T›p Fakültesi

poliklinik hastalar›nda yap›lan bir çal›flmada seroprevalans %92.75 olarak tespit edilmifltir15.

Ancak, seroprevalans›n toplumda yüksek olmas› bu virüsün o toplumdaki bireylerde KTHL etyopatogenezindeki olas› rolü için bir gösterge oluflturmayabilir. Virüslere karfl› oluflan im-mun yan›t›n derecesinin esas belirleyicisi sadece seropozitiflik de¤il, kantitatif olarak belirlenen antikor titresidir. Yüksek an-tikor titrelerinin latent SMV infeksiyonun reaktive oldu¤unu ve sürekli bir immun yan›t oluflturdu¤unu, ayn› zamanda faz-la miktarda oluflan antijen-antikor immun kompleks deposit-lerinin de doku hasar›na yol açt›¤› üzerinde durulmaktad›r. Sürekli bir antijenik uyar›n›n varl›¤›nda aktive olan T lenfosit-leri ço¤alarak klonal proliferasyona zemin haz›rlayabilir16.

Vi-rüslerin etyolojideki rollerini araflt›ran çal›flmalar, ya virüsle in-fekte hücrelerde do¤rudan virüs partiküllerini ve DNA's›n› gösterme ya da bu virüse karfl› oluflan immun yan›t›n derece-sini (yüksek antikor düzeyi) araflt›rma esas›na dayanmaktad›r. Söz konusu suçlanan virüslerden biri Herpes simpleks virü-südür (HSV). HSV primer olarak deri ve sinir hücrelerini hedef-ler. T lenfosit ile epidermis aras›nda immunolojik bir iliflki ol-mas›, KTHL'nin primer olarak kutanöz bir süreç içinde baflla-mas› HSV'nin potansiyel rolünü akla getirmektedir. Lezyonlar-da hem HSV DNA's›, hem de HSV'ye özgül antijenler gösteril-mifltir17. Fakat, HSV infeksiyonu ile malin lenfoma geliflimi

ara-s›nda do¤rudan iliflki gösterilememifltir4. HHV-6 ile iliflkiyi

arafl-t›ran bir çal›flmada, lenfomatoid papülozis ve MF'li olgularda HHV-6 düflük oranda gösterilmifl ve önemli bir rolü olmad›¤› düflünülmüfltür18. Erkek E ve ark.19,20 MF etyopatogenezinde

HHV rolünü araflt›rd›klar› çal›flmalar›nda 92 MF hastas›nda po-limeraz zincir reaksiyonu ile EBV ve HHV-6 kan›t›n› biopsi ör-neklerinde arad›lar. Dokuz hastan›n biopsi örör-neklerinde EBV DNA ve bir hastada ise HHV-6 saptad›lar. Sonuçta, virüslerle anlaml› bir iliflki saptamamalar›na ra¤men, özellikle EBV'nin MF etyopatogenezinde potansiyel yard›mc› etken

olabilece¤i-ni vurgulad›lar. “Epstein Barr” virüsü (EBV) ise bat› ülkelerin-de yetiflkin populasyonun % 95'inülkelerin-de seropozitiflik oluflturur. Lenfoproliferatif bozukluklarla iliflkilidir. S›n›rl› say›da araflt›r-mada EBV DNA's› T-hücreli lenfomalarda izole edilmifl, anti EBV antikorlar› kontrollere göre yüksek bulunmufl, kültüre MF lenfositlerde EBV gösterilmifl, ancak di¤er virüslerde oldu-¤u gibi EBV ile lenfoma aras›nda do¤rudan iliflki gösterileme-mifltir4,21. MF ve Sezary sendromu ile EBV etyolojisini araflt›ran

bir çal›flmada 64 hasta üzerinde anti EBV antikor düzeyleri kantitatif olarak kontrol grubuyla karfl›laflt›r›lm›flt›r. MF hasta-lar›nda kontrollere göre anti VCA (viral capsid antigen) anti-kor titreleri anlaml› olarak daha yüksek saptanm›flt›r22.

Patolo-jik durumlarda örne¤in aktif kronik mononukleozda viral rep-likasyon devam eder ve bunun bir göstergesi olan anti VCA antikor titresi de sürekli yüksek düzeyde kal›r. Bu viral enfek-siyonun kontrol alt›nda olmay›p, replikasyonun devam etti¤i-nin indirekt bir bulgusudur22. Yüksek antikor titresi de do¤al

olarak, devam eden ve sürekli bir antijenik uyar›n›n varl›¤›n› destekler.

MF etyolojisinde yukar›da say›lan birçok virüs suçlanm›flken, SMV ile ilgili yeterli veri mevcut de¤ildir. SMV'nin MF etyolo-jisinde olas› rolünü ve risk faktörü olup olamayaca¤›n› araflt›-ran bafll›ca klinik çal›flma Herne KL ve ark.23taraf›ndan

yürü-tülmüfl araflt›rmad›r. Bu çal›flmada biyopsi ile do¤rulanm›fl top-lam 116 MF/Sezary sendromlu hasta üzerinde, SMV, EBV, HIV-1 ve HTLV-HIV-1,2 seropozitiflik yüzdeleri, kalitatif olarak yafl/cin-siyet uyumlu kontrol bireyleriyle karfl›laflt›r›lm›flt›r. Hastalar›n % 97.4'de anlaml› düzeyde pozitif SMV IgG tespit edilmifltir. Kontrol grubunda ise bu oran % 57.3 olarak bulunmufltur. Hem erken, hem de geç evre MF hastalar›nda yüksek oran saptanm›flt›r. EBV antikoru bak›lan 13 MF hastas›n›n tümünde anti EBV seropozitifli¤i bulunmufltur. Hiçbir hastada HIV'e karfl› antikor saptanamazken, 114 hastan›n sadece birinde HTLV-1,2'ye karfl› antikor pozitifli¤i tespit edilmifltir. Bu çal›fl-ma özellikle SMV ve EBV'nin MF etyopatogenezinde önemli risk faktörleri olabileceklerini desteklemektedir.

SMV'ye karfl› yüksek antikor titreleri koroner arter hastal›¤› olanlarda da saptanm›fl ve anjiyoplasti sonras› restenoz ile yüksek anti SMV IgG (>1/800) aras›nda pozitif korelasyon tes-pit edilmifltir24-26. Bu çal›flmalar›n da vurgulad›¤› gibi yüksek

antikor titresi olas› s›k tekrarlayan SMV aktivasyonlar›n› akla getirmektedir ki, bunlar sürekli bir immun yan›t oluflturarak, hem inflamasyonu hem de düz kas hücresi proliferasyonunu aktive ederler. MF etyopatogenezinde hem EBV, hem de SMV serolojik de¤ifliklikleriyle iliflkili olabilecek iki mekanizma üze-rinde durulmaktad›r. Bunlardan birincisinde, süpresor ya da si-totoksik T hücrelerinin ve do¤al öldürücü (natural killer) hüc-relerinin yetersizli¤i ya da disfonksiyonu sonucu hücresel ve hümoral immun yetersizlik geliflir. Böylece virüsün replike ol-du¤u infekte hücreler tahribattan korunur ve canl›l›klar›n› sürdürürler. ‹kincisinde ise, antikor titrelerinin yükselmesi yo-¤un bir viral ço¤almaya karfl› cevap olarak geliflir. Sonuçta, im-mun cevab›n yetersizli¤inden korunan EBV ya da SMV ile in-fekte keratinositler, sitokinleri ya da ekspresse ettikleri viral proteinler arac›l›¤›yla dermal T lenfositlerinin aktivasyonuna ve proliferasyonuna yol açarlar22.

Çal›flmam›z›n sonucunda ortalama anti SMV IgG antikor titre-sinin ve seropozitifli¤in kontrol bireylerinden anlaml› farkl›l›k göstermedi¤i ortaya ç›kt›. Herne KL ve ark.23çal›flmas›nda

yu-kar›da bahsedildi¤i üzere Amerikan MF hastalar›nda SMV se-Erdo¤an ve ark.

Mikozis Fungoides Etyolojisinde Sitomegalovirüsün Rolü Türkderm

2007; 41: 15-8

17

(4)

www.turkderm.org.tr

ropozitifli¤i yüksek oranda saptanm›flt›. Bizim toplumumuzda ise yayg›n seropozitiflik olmas›na ra¤men, MF s›k tan› konu-lan bir hastal›k de¤ildir. Yukar›daki çal›flma ile bizim çal›flma-m›z›n sonuçlar›n› irdeledi¤imizde, verilerin benzer ç›kmamas›-n›n en önemli nedenlerinden birinin iki toplumun genetik ya-p›s›n›n farkl› olmas›d›r diyebiliriz. Bir baflka olas› faktör ise SMV enfeksiyonu ile Amerikan toplumundan farkl› olarak ço-cukluk ve genç eriflkinlik ça¤lar›nda karfl›laflmam›zd›r . Bun-dan dolay› eriflkin yafllarda virüs ile infekte olma veya yüksek seropozitiflik gösterme, MF etyopatogenezinde etkili olabilir. Ayr›ca yard›mc› virüslerin varl›¤›nda SMV sinerjistik olarak MF etyolojisinde rol alabilir. Bir baflka aç›klama ise farkl› SMV ge-notiplerinin dünyan›n de¤iflik yerlerinde uygun genetik ze-min oldu¤unda MF oluflturabilmesidir27. Çal›flmam›zdan elde

edilen bulgular, Türk toplumunda MF tan›s› alm›fl hastalar›n kan örneklerindeki anti SMV IgG titrelerinin, kontrol bireyle-rinden anlaml› farkl›l›k göstermedi¤ini ortaya ç›kard›. Tart›fl-mada belirtildi¤i üzere ve elde etti¤imiz bulgular do¤rultu-sunda, Türk toplumunda MF ile SMV aras›nda bir iliflkinin var-l›¤›ndan söz etmek mümkün de¤ildir. Ancak, bu konuda Türk toplumunda ileride yap›lacak çok merkezli ve daha fazla has-tay› içeren çal›flmalar farkl› sonuçlar ortaya ç›karabilir.

Kaynaklar

1. Kim-James HY, Heffernan MP. The diagnosis, evaluation, and tre-atment of cutaneous T-cell lymphoma. Curr Probl Dermatol 2001; 13:301-40.

2. Dalton JA, Yag-Howard C, Messina JL, Glass LF. Cutaneous T-cell lymphoma. Int J Dermatol 1997; 36: 801-9.

3. Hoppe RT. Mycosis fungoides and the Sezary syndrome: patho-logy, staging and treatment. Curr Probl Cancer 1990; 295-361. 4. Diamandidou E, Cohen PR, Kurzrock R. Mycosis fungoides and

Sezary syndrome. Blood 1996; 88: 2385-409.

5. Vidal E, Brocq L. Etude sur le mycosis fungoide. Le France Medi-cal 1885; 2:946.

6. Blasik LG, Newkirk RE, Dimond RL, Clendenning WE. Mycosis fungoides d'emblee: a rare presentation of cutaneous T-cell lymphoma. Cancer 1982; 49: 742-7.

7. Braun-Falco O, Plewig G, Wolff HH, Burgdorf WH. Dermatology. 2nd ed. Berlin, Springer, 2000; 1617-23.

8. Özarma¤an G. Lösemi ve lenfomalar. Tüzün Y, Koto¤yan A, Ay-demir EH, Baransü O (eds). Dermatoloji, 2. Bask›, Nobel T›p Kita-bevleri, ‹stanbul, 1994; 685-92.

9. Zackheim HS, Mc Calmont TH. Mycosis fungoides: the great imi-tator. J Am Acad Dermatol 2002; 47: 914-8.

10. Latkowski JA, Heald P. Cutaneous T Cell Lymphomas. In:

Freed-berg IM, Eisen AZ, Wolff K, (eds). Fitzpatrick's Dermatology in General Medicine, Vol 2, 6th ed. New York: Mc Graw Hill, 2003; 1537-58.

11. Günhan C: Cytomegalovirus infeksiyonlar›. Wilke Topçu A, Söyle-tir G, Do¤anay M. ‹nfeksiyon hastal›klar› ve mikrobiyolojisi. No-bel T›p Kitabevleri, 2002; 2: 1191-7.

12. Ustaçelebi fi, Köksal ‹, Cantürk H. Hamilelikte Torch etkenlere karfl› antikorlar›n saptanmas›. Mikrobiyoloji Bült.1986;20:1. 13. Y›lmaz Ö: ‹zmir Yöresinde Toplumun De¤iflik Kesimlerinde

Sito-megalovirüs Enfeksiyonu ‹nsidans›. Doktora Tezi, 1988.

14. Tüzün H‹: Toplumumuzda Anti-CMV Yayg›nl›¤›. Uzmanl›k Tezi, 1991.

15. Erden S, Büyüköztürk S,Sarg›n D, Kardefl BA, Y›lmaz G, Badur S, Karan MA. Poliklinik hastalar›nda sitomegalovirüs seroprevalan-s›. Türk Mikrobiyol Cem Derg 1999;29(3-4):191-4.

16. Mc Kie RM. Initial event in mycosis fungoides of the skin is viral infection of epidermal Langerhans cells. Lancet 1981; 8: 283-5. 17. Duvie M, Magee K, Storhz KH. ‹n situ hybridization for HSV in

mycosis fungoides and alopecia areata. J Invest Dermatol 1989; 92: 423.

18. Brice SL, Jester JD, Friednash M, et al. Examination of cutaneous T-cell lymphoma for HHV by using the polymerase chain reacti-on. J Cutan Pathol 1993; 20: 304-7.

19. Erkek E, Sahin S, Atakan N, et al. Examination of mycosis fungo-ides for the presence of Epstein-Barr virus and human herpesvi-rus-6 by polymerase chain reaction. J Eur Acad Dermatol Venere-ol 2001;15: 422-6.

20. Erkek E, Sentürk N, Dincer ‹, et al. Identification of herpes simp-lex virus DNA and lack of human herpesvirus-8 DNA in mycosis fungoides. Acta Derm Venereol 2002; 82: 214-6.

21. Lee PYP, Charley M, Tharp M, Jegasothy BV, Deng JS. Possible ro-le of EBV infection in cutaneous T-cell lymphoma. J Invest Derma-tol 1990; 95: 309-12.

22. Jumbou O, Mollat C, Guyen JMN, et al. Increased anti - Epstein Barr virus antibodies in epidermotropic cutaneous T-cell lympho-ma: a study of 64 patients. Br J Dermatol 1997; 136: 212-6. 23. Herne KL, Talpur R, Mc Ham JB, et al. Cytomegalovirus

seroposi-tivity is significantly associated with mycosis fungoides and Se-zary syndrome. Blood 2003; 101: 2132-6.

24. Blum A, Giladi M, Weinberg M, et al. High anticytomegalovirus IgG antibody titer is associated with coronary artery disease and may predict post coronary baloon angioplasty restenosis.Am J Cardiol 1998; 81: 866-8.

25. Blum A, Peleg A, Weinberg M. Anti cytomegalovirus IgG anti-body titer in patients with risk factors to atherosclerosis. Clin Exp Med 2003; 3: 157-60.

26. Nieto FJ, Adam E, Sorlie P, et al. Cohort study of cytomegalovirus infection as a risk factor carotid intimal medial thickening, a measure of suclinical atherosclerosis. Circulation 1996; 94: 922-7. 27. Ghosh K. CMV seropositivity and mycosis fungoides- the Indian

perspectives. Blood 2003; 102: 2706-7. Erdo¤an ve ark.

Mikozis Fungoides Etyolojisinde Sitomegalovirüsün Rolü

Türkderm 2007; 41: 15-8

Referanslar

Benzer Belgeler

Kalp at›m h›z›nda bafllang›ç de¤erlerine göre; diltizem gru- bunda ekstubasyon sonras›nda anlaml› de¤ifliklik saptanmaz- ken, esmolol grubunda ekstubasyon öncesi,

Çal›flmaya Kahramanmarafl ili içinde özel diyaliz merkezle- rince takibi yap›lan ve düzenli olarak diyalize giren toplam 50 KBY'li hasta, herhangi bir böbrek veya kardiyak

Bu klonik gösteren T lenfositle- ri, bilinmeyen bir nedenle primer olarak deriye affi - nite göstererek önce epidermotropik olarak epider - mise yönelmekte, daha

Sonuç olarak, belirgin yan etkiye yol açmaks›z›n larin- goskopi ve entübasyon s›ras›nda oluflan hemodinamik yan›t›n kontrolünde ve entübasyon kalitesi de¤erlendir- mesinde

fiekil 1’de, istatistiksel olarak anlaml›l›k kazanma- makla beraber, özellikle afl›lama sonras› ba¤›fl›k kalma oran›n›n kad›nlarda erkeklere göre belirgin olarak

4-5 yıldan beri sağ koltukaltından skapular bölgeye uzanan 12x7 cm boyutta ciltten hafif kabarık, hafifçe sert üzeri krutlu, koyu pembe mor renkte; benzer

Dolayısıyla, parasal aktarım mekanizmasının kredi kanalı, geleneksel faiz oranı kanalına bir alternatif olarak çıkmamı , aksine, geleneksel faiz oranı

Her üç krizde de etkili olan faktörlerin anla ılmasının gelecekte olası krizleri önlemede önemli oldu u dü üncesiyle yola çıkılan bu çalı mada, öncelikle geçmi