• Sonuç bulunamadı

(1)TÜRK SÜSLEME SANATI VE TÜRK SÜSLEMESİNİ YAŞATAN ELLER Arkeolog: Erdem YÜCEL Türk süslemesi denildiği zaman, öncelik- le tezhip sanatının akla geldiğine şüphe yok- tur

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "(1)TÜRK SÜSLEME SANATI VE TÜRK SÜSLEMESİNİ YAŞATAN ELLER Arkeolog: Erdem YÜCEL Türk süslemesi denildiği zaman, öncelik- le tezhip sanatının akla geldiğine şüphe yok- tur"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRK SÜSLEME SANATI VE TÜRK SÜSLEMESİNİ YAŞATAN ELLER

Arkeolog: Erdem YÜCEL

Türk süslemesi denildiği zaman, öncelik- le tezhip sanatının akla geldiğine şüphe yok- tur. Nitekim birçok el yazması baştan son yaprağına kadar birbirinden güzel motiflerle süslenmiş, yaldız veya çeşitli boyalarla daha renkli bir şekle sokulmuştur.

Hat sanatının yanında tezhibin de önem- li bir yeri vardır. Bu nedenle hat ve tezhip yanyana yürüyen iki kardeş sanattır. Hat sa- natı tezhip ile anlam kazanmış ve kendisi- ni daha fazla göstermiştir. Bunun sonucu olarak da hattatlar, eserlerini en iyi şekilde tezhip ettirmeye çalışmışlardır.

Etimoloji yönünden tezhip Arapça bir söz- cüktür; anlamı da, altmlamadır. Buna rağ- men tezhip, yalnızca altın yaldızla değil, ba- kır ve suluboya ile de yapılmıştır.

Sanat tarihimizde tezhibin oldukça uzun bir geçmişi vardır. Kökleri Orta Asya'ya kadar uzanan bu sanat kolu, Anadolu Sel- çukluları zamanında önem kazanmış ve bir- çok sanat eseri harikulâde desenlerle bezen- miştir. Osmanlılardan önce bu sanatın zirve- sine ulaşan Anadolu Selçukluları hepsi bir- birinden güzel pek çok eser yaratmışlardır.

Bundan sonra tezhip, Selçuklulardan Osman- lılara geçmiş ve onlar da bu sanatı daha eksiksiz bir hale getirmişlerdir.

Tezhip, resim ve minyatüre göre daha değişik teknikte yapılan bir sanattır. Kulla- nılacak olan altın yaldızı hazırlamak bile büyük çaba ve ustalık isteyen bir iştir. Bunun için altın varaklar, içerisinde zamk-ı arabî bulunan bir kapta iyice ezilerek hazırlanır.

Böylece kullanılmaya elverişli duruma ge- len 24 ayar altına birkaç damla kaynatılmış jelatin ilâve edilir ve ince bir fırça ile mü- zehhibin çizmiş olduğu desene sürülür. Bun- dan sonra kuruması için kısa bir süre bek- letilir, mühre taşı ile üzerlerine dokunula- rak parlatılır. Bu nedenle de te/Jıip, dikkat ve o nisbette de titizlik isteyen bir saııat ko- ludur. Zira altın yaldız, desenler üzerine ka- lın sürülecek olursa zamanla dökülür, çok ince uygulanınca da iyi parlamaz ve munta- zam olmaz.

Parlak bir geçmişe sahip sanat kollarımız- dan biri olan tezhip veya başka bir deyişle, Türk Süslemesi, bugün üzüntü ile belirtelim ki, güç bir devre yaşamaktadr. Sadece hüs- nü hat ve müzehhiplikle uğraşan bu işin meraklıları, tezhip üzerine eğilmişlerdir. Bu gibi kimselerin çabasıyla da Türk Süsleme Sanatı yaşatılmaya çalışılmaktadır.

Türk Süslemesini kurtarmak ve yaşatabil- mek için yüzyılımızın başlarında Sanayi-î Nefîse Mektebi'nde, tezhip sevgisi bazı genç kuşaklara aşılanmıştır, işte o genç kuşaktan yetişen, günümüzün ustası Ord. Prof. Dr.

A. Süheyl Ün ver, küçük ve idealist bir grupla Türk Süsleme Sanatı'nın yok olup gitmesini önlemek amacıyla yıllardır bıkma- dan, yorulmadan çalışmakta, araştırmalar

yapmaktadır. Ve daha önemlisi de bu zev- ki çevresine aşılamakta, değerli pek çok sa- natkârın yetişmesine önayak olmaktadır.

Prof. S. Ünver, Türk Süslemesinin yaşa- ma mücadelesini sanatsever, küçük bir gu- rupla birlikte yapmaktadır. Bugün İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde amatör bir topluluk, büyük bir heves ve heyecan içerisinde kütüphane ve müzeleri araştırıyor, malzeme topluyor, yazmaları bir bir elden geçiriyor, çalışıyor... Gerçekte Prof. S. ünver, pek çok kıymetli sanatçıyı yetiştirmiştir. Bu sanatçılar da başlarında hocaları olmak üzere geçtiğimiz aylar içeri- sinde Yapı ve Kredi Bankası'nın Galatasa- ray'daki galerisinde «Türk Süslemesini Ya- şatan Eller» sergisini açmıştır. Bu sergi ger- çekten ilginç olmuş, sanatseverler tarafın- dan beğenilmiş ve basında da geniş yankı- lar uyandırmıştır. Türk Süslemesini yaşatan eller, kültür dağarcığımıza pek çok şey ka- zandırmıştır. Nitekim Baba Nakkaş, Kara Memi, Niğârî, Ali Üsküdarî, Ahmed Ataul- lah, Ressam Levnî gibi sanatkârların pek çok eseri bu grubun çalışmaları ile bir de- fa daha tanıtılmıştır. Sergide geçmiş yüzyıl- lardan günümüze gelebilen Süsleme Sanatı- mızın çeşitli örnekleri görülmüştür. Ger- çekte birçok eski sanatkârın eseri, en iyi şe- kilde tekrarlanmış ve yeni buluşlar ile da- ha da cazip bir şekle sokulmuştur.

«Türk Süslemesini Yaşatan Eller» sergi- sinde, seyirciye öncelikle minyatür ve tezhi- bin hazırlanışı safha safha objelerle anlatıl- mıştır. Bundan sonra Ressam Baharî'den, Ressam Nakşî'den, Matrakçı Nasuh'dan ör- nekler verilmiş, XIV-XV. yüzyıllara ait çe- şitli tezhipler, Ankara evlerinin kalem işle- ri, Selçuklu minyatürleri, Selçuklu mozaik çinileri, Bursa Yeşil Türbe çinileri, çeşitli devirlere ait çiçek ve buket çalışmaları ser- gilenmiştir.

Bu sergi, gelecekte, tarihî süsleme motif- lerimizden ne şekilde yararlanılacağını gös- termesi bakımından ilgi çekicidir. Bugün ka- bul etmek gerekir ki, gerçek anlamda Türk

süsleme sanatkârlarına büyük ihtiyacımız vardır, özellikle bu durum, kendisini res- torasyon sahasında açıkça göstermektedir.

Günümüzde bir Muzaffer Batur var. Ama yarın, kimbilir! Komşumuz Iran, müzeleri- nin yanında kurduğu atölyelerle bu prob- lemi bir dereceye kadar çözümlemiştir. Biz- de Topkapı Sarayı, Türk ve islâm Eserleri Müzesi gibi bazı müzelerimizin yanında, ku- racağımız atölyelerle olumlu sonuçlar alabi- liriz. Fakat bu konunun akademik bir şek- le girmesi de şarttır. Örneğin, Güzel Sanat- lar Akademisi'nde bunun ilmî araştırması, Tatbikî Güzel Sanatlar'da da turizmle ilgili çalışmalara önem verilerek, kalifiye eleman- lar yetiştirilebilir. Böylece yetişecek pek çok Türk süsleme sanatkârına zevkli ve şerefli bir geçim imkânı sağlanabileceği gibi, resto- rasyonlar daha anlamlı kalem işleri ile be- zenecek ve turistik eşya pazarları da uydur- ma süslemelerden yakasını kurtaracaktır.

Referanslar

Benzer Belgeler

29 Eylül Pazar akşamı saat 20.30’da Milas Amfi Tiyatro’da Say- gı duruşu ve istiklal marşımızın okunması ile başlayan geceye MHP Muğla İl Başka- nı

Üsküdar eski Valde Camisi Kiıbbesindeki kalem işleri TÜRK SÜSLEME SANATLARINDAN KALEM İŞLERİ.. Sanat Tarihçisi- Gülden TURA Türk tezyini sanatının bir şubesi olan ka-

Orta kubbenin dafiasına karşılık olarak 4 köşeye ayrıca birer kontrpuva kulesile 4 küçük kubbe oturtulmuş ve esas- kubbeyi taşıyan büyük kemer- ler 4 fil ayağına

ve görkemli minyatürler yapıldı ve görkemli minyatürler yapıldı..  Bundan sonra minyatür daha çok madalyonların üzerine Bundan sonra minyatür daha çok

Fransa Rokokosu son derece şaşalı ve gösterişli iken Osmanlı Rokokosu oldukça sade ve gösterişsiz olarak yapılmaktadır.. Bu dönemde çiçekli buketler, çiçekli

Merdiven babaları, oda kapıları, pencere kepenkleri, üst sıra pencerelerdeki revzenler, hayat/sofa tavanları ve tabii ki duvar yüzeyleri fonksiyonları kadar süslemeleri ile de

BOZER, R., “Selçuklu Devri Levha Çinilerinde Form, Duvar Kaplama Tasarımlarına Yönelik Tespitler ve Fırınlama Sonrası Yapılan Bazı İşlemler”, Anadolu Toprağının

Küme- nin yo¤un merkezinde nötron y›ld›zlar› ve beyaz cüce içerenlerin d›fl›nda, normal y›ld›zlar›n olufltu8rdu¤u ikili sitemler de var.. Ancak bunlar›n