• Sonuç bulunamadı

KLÂSİK TÜRK MİMARİSİ VE SİNAN'IN SANATI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KLÂSİK TÜRK MİMARİSİ VE SİNAN'IN SANATI"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

K L Â S İ K T Ü R K M İ M A R İ S İ V E S İ N A N ' I N S A N A T I

Y. Mimar Abidin Mor taş Dünya Mimarî stilleri arasında klâsik Türk

mimarisinin üstün ve ehemmiyetli bir yer alışının sebebi, bu mimarinin yalnız bir 'başlık, bir sütun nisbeti, bir kemer münhanisi gibi, mahdut bir iki motifi esas alınmış ve üst tarafı izafe edilmiş sat-hî ifadeli bir mimarî değil, inşa tekniğinde, plân ve hacim nisbetHerinde ve bütün inşaat kısımlarında son derece hususiyeltli, ısade fakat kudretli ve mâ-nalı, mütekâmil bir mimarî stil oluşundadır. Bu mi-marî tarzı, temelinden saçağına kadar binlerce eser üzerinde ayni tecanüsle fakat her defasında bir hususiyet arzeden, bir sürpriz saklayan bilgi ve san'at inceiikleriie tatbik edilmiştir.

Bugün hatırasını andığımız büyük ve eşsiz üst ad Mimar Sinanm bütün eserlerini ve kendisi-nin bunlarla alâka yakınlığı derecelerini bilmiyo-ruz. Burada yalnız klâsik mimarimizi tekâmülün son (basamaklarına ulaştırıp bize büyük bir mede-nî seviyenin hatıralarını miras bırakan dâhî san'at-kârın birkaç büyük eseri üzerinde duracağız.

Klâsik Türk mimarisinin il'k esaslarını Mimar Hayrettin 1506 da ikmâl ettiği Bayazıt camiinde tesbit etti. Bu cami bina olarak gerek plân ve itec-simat bakımından ve gerek sade ve asîl detaylar bakımlarından müstesna bir eser olduğu kadar; medrese, kütüphane, imaret ve sair müştemilâtile birlikte muvaffak bir şehircilik manzumesi teşkil

etmektedir. ı : ı Sinan, uzun bir görgü ve tecrübe devresi ge-çirerek muhtelif inşa sahalarında yenilikler dene-dikten sonra 64 yaşında iken en büyük eserlerin-den ilki olan Şehzade camiini inşaya başladı. Bu camide Ibüıyük orta kubbenin yükü 4 yanda birer yarım (kubbe ile beden duvarlarına intikal ettiril-mek ısure'tile yeni bir inşa tekniği tatbik edilmiş ve

camiin esas iç sahası fevkalâde genişletilmiş oldu. Orta kubbenin dafiasına karşılık olarak 4 köşeye ayrıca birer kontrpuva kulesile 4 küçük kubbe oturtulmuş ve esas- kubbeyi taşıyan büyük kemer-ler 4 fil ayağına istinat ettirilmiştir.

Binanın avluya bitişik 2 köşesinden yük,selen minareler, o zamana kadar yapılan minarelere üs-tün bir nisbet mükemmeliyetine erişmiştir.

Şehzade camimin heyeti umumiye kompozis-yonunda, kitlelerin tertip ve tecsiminde dinamik bir cesaret göze çarpmakla beraber mimarî nizam sadeleşip kendini bulmamıştır. Binanın bu ifadesi, ruhuna ithaf edildiği genç bir insanın durulmamış haleti ruh iyesi ne bir bakımdan uygundur. Ancak, bazı detaylarda da, meselâ revaklarda kemer, sü-tun ve (silmelerde, kubbe konturlarmda nislb etler in tatmin edici olmadığı görülür. Ekseri tezyinatın plâstik olmayışı ve satıhta kalışı büyük ve hare-ketli hacimler yanında bir vahdet temin edeme-miştir. Bu sebeple Sinan Evliya Çelebinin babası Derviş Mehmet Zıllîye: Kalfalığımı Şehzade ca-miinde icra ettim demiştir.

İnşası 1544 te başlayıp 1548 de biten Şehzade camiine 151 yük akçe ısarfedilmiştir.

Şehzade camiinin ikmâlinden bir müddet son-ra Kanunî Süleyman bir sabah Sinam huzuruna dâvet edip (camiişerif hususunda meşveret olunup resmî bina tayin ve makamı münif tebyin olun-du). Tezkeretülfoünyanın bu ifadesine göre nın ve müştemilâtının yeri görüşülerek esas bina-nın eb'adı ve umumî şekilleri hakkında bir avan proje tesbit edilmiştir.

Bu münasebetle kaydedelim ki Sinan zama-nında inşaatın ufkî ve şakulî mürtesemlerdien te-şekkül eden muntazam projelerle meydana geldi-ği bugün tahkik ve tesbit edilmiştir. Topkapı Mü-zesinde Sinan zamanına ait birkaç ufkî ve şakulî mürtesem bulunduğunu öğrendik, Bu projeler yu-murta akiyle cilâlanımış parşömen kâğıtları üzeri-ne mürekkeple çizilir, icabında ıslak bezle siliüzeri-nebi-

silinebi-lirdi. Halim Baki Kunter'in tetkiklerine göre bu kâğıtların üzerine Fildişi maatalarla muayyen mik-yaslarda murabîbaî taksimat çizilirdi.

(2)

taşçı ustası getirildi ve 'bunlar Haliç kenarında Fa-tih zamanından kalma Sarayıâtîk binasına yerleşti-rildi. TariHıî rivayetlere göre 30 ıbine varan ırgat-larla Haliç kenarında Süleymaniyenin oturacağı

tepeye kadar set iset temel hafriyatına haşlandı. Bu setlere derin ve kuvvetli istinat duvarları çeki-lerek üzerlerine camiin müştemilât binaları otur-tuldu. Camiin temelleri, sağlam zemine istinat eden kısmen radye halinde, kısmen de geniş ku-yular içine örülen dolu duvar ayaklar üzerine ke-mer ve tonozlara oturan sağlam taş satıhlar teşkil

olunmak üzere inşa olundu.

«Hakkaki 'bu cami bir püşfcei âlı üzerine mebni olmakla temelini iıptida tâ Tahtakale önündeki set-ten ve Siyavüşpaşa sarayı şeddinden ve Yeniçeri ağası şeddinden ve Küçükpazar sarnıcı şeddinden ve Ağa mektebinin ve Bimarhane tarafları serile-rinden cümle Süleymaniye camimin temelleridir ki bu veçhile ibu camiiâlı metanet bulmuştur. Sü-leymaniyenin cami zemini hizasına kadar, yani topraktan 2 metre yüksekliğe kadar temel duvar-ları inşaatının ikmal edilişi üç sene sürdü.

Kanunî Süleyman kendi namını ebedileşıtire-cek olan bu cami için hiçlbir masrafı esirgemedi-ğinden bu üç sene içinde büyük ölçüde malzeme hazırlığı yapıldı. Mısırdan büyük somaki sütunlar, Belkis sarayından renkli mermerle, Arabistandan

yeşil ve Marmaristen Blok halinde beyaz mermer-ler getirildi.

Temellerin iyice oturması için inşaata bir sene fasıla verildi. Bu müddet zarfında muayyen kalıp-lara -göre beden duvarlarının, fil ayaklarının, mi-narelerin taş ve mermerleri hazırlandı. 5 inci inşa yılında Bayazıt camiine göre 'kıble istikameti tam olarak ayarlandıktan sonra elevasyona mihraptan başlandı. O devirde muntazam esnaf birliklerinin teşkilâtı içinde çalışan işçiler muayyen gündelik

alırdı. Irgatlara 6-8, ustalara 12-16 akçe gündelik verilirdi.

İnşaatın 7 nci senesinde, binayı ikmâl için iki aylık son bir gayret sarfedildi. Bütün işler muhte-lif ustaşılara götürü verildi. Sinan zayıf uzun bo-yile, ucu demirli asasile binanın içinde dışında do-laşarak talimat vererek dünyanın en değerli mi-marî eserini ikmâl etti.

Kanunî Süleyman büyük bir kadirşinaslık göstererek açılış merasiminde camiin anahtarını: «Bu bina eylediğin beytullahı sıtkusafa ve dua ile

yine sen açmak evlâdır.» diye eserin eşsiz san'at-kârına bırakmıştır.

Süleymaniye camii diört muazzam fil ayağına

oturtulmuş esas kubbe, mihrap ve giriş tarafların-da birer yarım, iki yanıntarafların-da tarafların-da beşer tam kubPoe ile örtülüdür. Avlunun 4 köşesine isabet eden mina-reler bediî insan duygusunun eıı mütekâmil seziş-lerinin taşla ifadesi halinde fevkalâde nislbetli ve güzeLdir.

Camiin dış görünüşünde sade ve tabiî satıh-lar, kusurısuız kon-turlu, son derecede nisbetli boş-luklar, saçakların şuurlu gölgeleri, kubbelerin aza-metli ve nizamlı tertipleri, en ufak detayların bir-birinden asîl inceliği elbedî İbir san'at heyecanı ya-ratıp yaşatacak mahiyettedir.

Alelâde taş yığınlarının kadir bir el marife-tiyle nizamlanarak müteâl bir san'at felsefesi ha-line geldiği Süleymaniye, geçmşLte ve gelecekte insan 'dehâsının tahakkuk ettirdiği ve ettireceği misilısiz bir âbidedir.

Bugün ıssız dış avlusunda huş ula dolaşırken idrâkimizden buut ve zamanın silindiğini, metafi-zik bir hasretle içimizin sızladığını hissettiğimiz Süleymaniyenin büyük sırrı, erişilmez ölçüdeki san'at kudretindedir.

Dünyanın hiçbir binasında mimarî, bu kadar ilâhileşmemiş, ve bu kadar insan ihatasının vahidi kıyasileri dışına çıkmamıştır.

Süleymaniyenin içi yalnız taş ve mermerden en asîl düz ve münlhani satıhlar ve profillerle teş-kil edilmiştir. Çini tezyinatı gayet az kullanılmış-tır. Sarhoş İbrahimin alçı pencereleri ve büyük hattat Karahisarlı Ahmet ve Hasan

Çelebile-rin yazıları camiin iç mimarisinde kıymet bü-tünlüğünü tamamlamaktadır. Bilhassa esas kubbe-nin ortasındaki âyet, yazı kompozisyonunun müs-tesna bir örneğidir.

Süleymaniyenin müştemilâtile brlikte inşası 597 akçeye mal olmuştur. Bu miktar takiriben 60 milyon akçe veya 1 milyon altın sikkeye tekabül eder.

Sinan 84 yaşında son şaheserini, Selimiye-yi inşaya başladı. înşaat 6 sene sürdü ve 9.62 de bitti. Sinan Evliya Çelebinin babası Derviş Meh-met Zıllîye Selimiye için: (cümle makdurumu bu Selim Han camiine sarfedip yed'i tûlâmı âyan ve beyan eyledim. Bildiğimiz cihanın mimar ve mü-hendisleri var makdurların sarfetseler böyle bir eseri azîm binasından âciz olacaklardır) demişti.

(3)

Tezekkeretülbünyanda Sinan bu hususu şöyle izah ediyor: (Mukaddema bina olunan üç şerefeli bir kule ıgibidir, gayet kalındır, ama bunun manaresi hem nazik hem üçer yolları olmak gayet müşkül olduğu ukalâya malûmdur).

Selimiyede büyük esas kubbe 8 fil ayağına is-tinat eder. Kubbenin büyük dafiası bu ayakları her taraftan destekliyen kemerlerde beden duvarına intikal eder. Duvarlar mihrap tarafında büyük mihrap nişi, yanlarda istinat ayakları, avlu tarafın-da avlu kemerleri vasıtasile takviye edilmiştir. Bu camiin en büyük hususiyeti esası cami'bina-sının 4 köşesinin 4 minare ile tesbit edilmiş olma-sıdır. Bu suretle büyük kubbenin zamanla tesirini göstermesi icap eden dafia kuvveti çok bilgili bir surette karşılanmıştır.

Selimiye camii gerek teknik imkânların bü-yük bir vukufla ve kolaylıkla kullanılmış olması bakımından, gerek birçok detaylardaki olgunluk bakımından eşsiz bir şaheserdir. Ancak, Süleyma-n iyedeki mimarî seziş Süleyma-ne SiSüleyma-naSüleyma-nıSüleyma-n, Süleyma-ne de düSüleyma-nya öl-çüsünde başka bir mimarın hiçbir eserine nasip olmayan bir kudrettedir.

Sinanm diğer binaları her biri ayrı bir tetkik mevzuu teşkil edecek mahiyette orijinal eserler-dir.

Sinan hakkında bugüne kadar çok söz söy-lenmiş olmakla beraber san'at ve teknik bakımın-dan hemen hiçbir esaslı etüd yapılmamıştır. De-ğerli mimar ve mühendis arkadaşlarımızın bu va-dide kadirşinas mesailerini temenni ederiz.

M. MORTAŞ

(Bizans San'ati yazısından dsuam)

den ibaret olup, -canlı ve neşelidir; bazan hatlarda, Helleniatiik ibir sadelik görülürse de, bazan da kaba ve siliktir.

İmparatorluğun çok fakir düşmüş olması dola-yısiyle nim kıymette olan maddeler üzerine işlenmiş küçük çapta slanatlar, artık pek nadir vücuda

getiril-di. .Tedariki müşkül olan madeni kap kaçağı tercih eden Bizanslılar, Seramik sanatını o tarihe kadar ih-mal etmişlerdir. Bu devirde Seramik sanatında da büyük bir inikişaf görüldü. Lâkin, Bizans kap kaçağı,

estetik noktayı nazardan, insanı sukutu hayala uğratır. Dokuma kumaşlar artık imâl edilmiyordu. Buna

mu'-kabil hem sade nakışlara ve hem de aplike nakışlara fazla rağbet gösterilmiştir. Aplike nakış sanatı, son Bizansı müteakip devre kadar yüksek bir vtarlık gös-termkir.

Referanslar

Benzer Belgeler

-In the roots of vascular cryptogams (pteridophytes), e.g have a single tetrahedral apical cell. it is generally thought that by its division this gives rise to all the tissues of

Okullarda ise adaptif liderlik eğitim faaliyetlerinin paydaşlarına olan olumsuz öğelerin etkisinin azaltılması, okulların yeniden yüz yüze eğitime geçtiğinde

Benim bu husustaki bedbin­ liğim hasta olan bir adamın hasta olduğunu bilmesi , hasta olduğunu kabul etmesidir.. Bir hasta için hasta olduğunu görmesi bir

Using LoRa the data transmission can be achieved at very long range therefore the very few gateway nodes are required to connect huge number of sensor nodes and the network

Bu tez çalışmasının temel amaçlarından biri, aşağı stratosferde ozon profillerinde ortaya çıkan lamine (filament) yapının atmosfer dinamiği ile olan

Nilsel ‹lter, Ankara Nuran All›, Ankara Oya Gürbüz, ‹stanbul Rebiay K›ran, Kocaeli Sahin Yazar, Antalya Sedat Özçelik, Sivas Seher Bostanc›, Ankara Sezer Erboz, ‹ z m i

Dış kapı kilidi dıştan (yale) » » » gömme (yerli) Fişeli dolap kilidi. Maymuncuk demir

En el segundo, compararon los elementos de la oración y sus características sintácticas; del estudio de las equivalencias y la clasificación de las diferencias extrajeron