• Sonuç bulunamadı

inşaatında tip - plân usulünün mahzurları Mimar Zeki Sayâ-

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "inşaatında tip - plân usulünün mahzurları Mimar Zeki Sayâ-"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

son bir sene içinde yapılan işler henüz başlangıç m a h i - yetindedir. B u bir sene içinde bile büyük binalar vücude getirilmiş bulunuyor.

34 büyük kuleyi havi muazzam tribünler geniş saha - n ı n ü ç t a r a f ı n ı kaplar. Dördüncü t a r a f t a ise 370 m e t r o u - zunlukta, 23 metro yükseklikte yeni bir şeref tribünü vardır ve b u n u n arkasında 144 muazzam sütun bulunuyor. Bu sü- tunlar arasına büyük bayraklar gerilecektir. Büyük istas- yonun yanındaki parti idaresine m a h s u s yeni lokanta d a pek iyi bir tesir yapıyor. Bu bina ayni zamanda (220) odayı havi mükemmel bir oteldir ve yedi ay gibi kısa bir z a m a n d a meydana çıkarılmıştır.

Nürnbergde yapılmakta olan bu i n ş a a t t a eb'at azame- tile birlikte sür'atte takdire lâyık bir derecededir. Meselâ 55 metro uzunlukta ve 14 metro yükseklikteki muhavvele binası (63) gün içinde yükselmiştir. B ü t ü n s a h a n ı n suyunu temin etmek üzere şehir önündeki tepelerde iki büyük su tesisatı vücude getirmektir ki bunlardan kilometrolarca uzunlukta kanallarla h e r istikamete su seykedilir. Büyük a n a yol üzerinde de hararetle çalışılmaktadır.

D e v l e t

Bu mevzu üzerine, 1931 yılında bir tip plânla İstanbul Belediyesi t a r a f ı n d a n inşa edilen otuz kadar ilk mektep bi- nasını bir çok mahzurlu n o k t a l a r d a n tenkid etmiştim [*]. Bu defa d a müteaddit Devlet makamları t a r a f ı n d a n bu usulle yapılan ve yapılmak istenilen (type) binaları incelemek i s - tiyorum. Bu mesele hakikaten üzerinde durulmağa değer bir mimarî mevzudur. Bazı memleketlerde yanlış anlayışlarla h e r türlü binalar için tatbik edilen (tip - plân) bugün mimarî varlıkları olan memleketlerde t a m a m e n bırakilmışdır ve halen iptidaî, kötü bir usul telâkki ediliyor.

(Tip) plânları tetkik ederken, hangi çeşid binalarda bu- nu tatbik etmek ve hangilerinde bunlardan sakınmak lâzım- geldiğini tefrik etmelidir. T i p inşaat bir çok uluslararası kongrelerde m ü h i m konuşmaların mevzuu olmuş, bir çok ke- reler bunlar h a k k ı n d a bazılarının haklı endişe gösterdikleri görülmüştür. Bazı murahhaslar, tip inşaat böyle devam eder- se mimarî ölecektir diye endişelenmişlerdir. Hakikaten, yan- lış kullanıldığı takdirde, yani her nevi binalara kadar tip şü- mullendirildiği takdirde memleket mimarisinin yükselmesine mühim bir engel teşkil eder. B u n a mimarlık zümresi ve var- lığı olmıyan memleketlerde tatbik edilebilecek iptidaî bir sis- temdir diyebiliriz.

[*] M i m a r kolleksiyonu 1931.

Günde seksen vagon k u m ve granit kırıkları 14 metroyâ kadar derinlikte bulunan 16,000 s ü t u n içine imlâ olunmak- tadır. M a k s a t ; , zemini 224 X 259 metro cesametindeki yeni kongre binasını taşıyabilmek üzere tahkim etmektir. B ü t ü n bunlar, dediğimiz gibi, sadece bir başlangıçtan ibarettir. Hal- buki inşaatın hepsine şamil olacak saha (20) kilometro m u - rabbaındadır. Gelecek senelerde bir çok yollar ve demiryol- ları kaldırılacak, yerine yenileri yapılacaktır. S a h a d a h i - lindeki kilometrolarca genişlikte b u l u n a n çam ormanı t e d - ricen meşe ormanı haline getirilecektir. Uğraşılmakta olan iş h e r t a r a f ı uygun ve vahdetli, büyük bir düzeltme işi - dir. Gerek cesameti, gerekse hatlarındaki tesir edici vasıflar bakımından dünyada bir eşi d a h a yoktur, Bu muazzam s a h a h a k k ı n d a d a h a pek çok m a l û m a t verilebilir. Ancak, bütün bunlar, yapılmakta olan işin m a n a ve maksadını ifade etmek- t e n uzaktır. Burada milletin yeni an'anesi,' yeni bir görenek yaratılmaktadır. B u an'ane, milleti h e r z a m a n için hareket halinde bulundurucaktır: Kendi varlığı istikametinde bir h a -

Mimart eserler, yol menfezleri, demiryolu kulübeler köprü tipleri ve daha bunlara benzeyen sade ve san'a tarafı olmıyan ve yalnız ihtiyaç için yapılan "sınaî imalât gibi (tip) projelerle inşa edilemez.

Devlet binalarında (plân - tip) in tatbiki milli mimart nin daha tohum halinde İken ölümü demektir.

Tip plân, mimarî ve s a n a t bakımından ehemmiyeti az, hususiyetleri olmıyan, basit ve yardımcı binalar için kabul edilebilir. Bunlar ise m a h d u t t u r . Köy evleri, amele mahalle- leri, ucuz ikametgâhlar bu sınıfa sokulabilir. F a k a t bu sınıf inşaatta bile daima bir type tenevvüü vardır. Halbuki, m i - marî hususiyetleri olan, â m m e hizmetlerine ait, resmi ve milli binaları hiç bir z a m a n bir tip plânla inşa etmek doğru ola- maz. Mesele böyle olduğu halde, bizde Maarif Bakanlığının bundan sekiz yıl evvel bütün Anadolu için tip mektep p l â n - ları vucude getirdiği, d a h a sonra, yukarıda bahsi geçen İ s - tanbul ilk mekteplerinin inşası, Başvekâlet t a r a f m d a n şehir ve kasabalar için kabul edilen mezbaha tipleri ve halâ da.

Nafıa Bakanlığı t a r a f ı n d a n , mektep, postane ve saire gibi â m m e binaları plânları için tipler hazırlandığına şahit olu- yoruz. Bize bu yazıyı yazdırmağa saik olan âmil de bunlar- dır.

Başka başka şehirlerde birbirlerinden t a m a m e n ayrı hususiyetler gösteren arsalar üzerine kurulacak bir çok bina- ları tek bir plâna göre mütemadiyen tekrarlamak bugünkü plân tekniğinin ve bilgilerinin kabul etmediği bir haldir. Bil- hassa mektep, postane gibi â m m e hizmetlerine m a h s u s ve şehirlerin içinde bulunması lâzımgelen binaların, sokaklar, etraf binalar ile sıkı alâkaları vardır. Arsaların şekilleri, or- i n ş a a t ı n d a t i p - p l â n u s u l ü n ü n m a h z u r l a r ı

M i m a r Z e k i S a y â -

(2)

yantasyon vaziyetleri, niveimaniarı gibi bir çok hususi- yetleri olması muhtemeldir. Bu mecburiyetler, neticede mi- marı yerine göre hususi bir plân hazırlamağa icbar etmeli- dir. Yoksa; açık arazide bir köy plânı tatbik ederken m a h - dut bir iki tipi şehir içindeki binalara teşmil edemeyiz. Bun- d a n başka şehirlerin iklim ve malzeme farkları da tipe m ü - saade etmiyecektir. Şimal, cenup, orta ve sahil vilâyetleri- mizde tatbik edilecek inşa sistemleri ve malzeme hususiyet- leri şekil başkalıklarını doğuracağı gibi (tip) plânın tatbikine zorluk verir. F a k a t b ü t ü n bu mahzurlara rağmen (tip) t a t - bik edilirse, nazariyatı mimariye esaslarından ayrılmak icap eder.

Vaziyet böyle iken Devlet inşaatında (tip) e niçin m ü - racaat edildiğinin de sebeplerini araştıralım. Sebepler m u h - t e l i f t i r .

1 — Devlet f e n bürolarının proje işlerine lâzımgelen kıymeti vermemeleri,

2 — Kadrosuzluktan dolayı ihtiyaç nisbetinde ayrı pro-

• jeler hazırlanamaması,

3 — Tip inşaat yapmakta mahzur görmemek ve h a t t â ti- pi tatbik ederken millî bir mimarî yapıldığına zahip olmak.

Bugün resmî inşaatı idare eden Nafıa Bakanlığındaki Yapı işleri bürosunun bina işlerine günün mimarî telâkki- lerine uygun olacak surette bir veçhe vermesi lâzımdır. P r o - jelerin mimarî ve teknik kıymetlerinin yükseltilmesini temine çalışmalıdır. Başka memleketlerde Devlet f e n büroları, ya- pılacak inşaatın yalnız nâzımı vazifesini görürler. Kadroları h e r z a m a n için büyük mimarî faaliyetleri t a m a m e n kendi uhdeleri ile başarmağa kifayet edemiyeceğinden bir çok res- mî inşaatın projelerini hariçteki hususî mimarî bürolara yap- tırırlar. Bu suretle hem projelerin tanzimini hem de inşaatın kontrolünü tanınmış mimarî bürolara vermek suretile b u n - l a r d a n geniş mikyasta istifade ederler. P r a n s a d a bu şekilde her sene pek çok resmi ve beledî inşaat yapılmaktadır. Bu sa- yede inşaat yapmak için Devlet ve Belediyeler her z a m a n için daimi büyük mimari büroları kurmıyarak b u n l a r ı n m a s r a f - larından kendilerini korumaktadırlar. Y a h u t d a en doğru ve en güzel usul bu projeler için müsabakalar açmaktır. Müsa- bakalar hemen h e r memlekette t a m a m e n millidir. Müsaba- kaların tanzimi mimarî teşekküller t a r a f ı n d a n o dereceye kadar incelenmiştir ki meselâ bir Fransız müstemlekesinde açılan bir müsabakaya o müstemlekede çalışmağa izinli ol- mıyan başka bir Fransız m i m a r ı iştirak edemez. Almanyada h e r h a n g i bir hükümet dahilinde veya bir şehirde açılan bir müsabakaya o m ı n t a k a d a çalışmağa mezun olmıyan bir mi- m a r giremez. İtalyada Faşist mimarlar sendikasına dahil ol- mıyan mimarlar, milli ve devlet müsabakalarına giremezler.

Avrupada h a t t â şehirler, mıntakalar arasında bile m ü s a b a - kaya iştirakler tahdit edilmiştir. İşte henüz biz bu kadarını istememekle beraber devlet binaları için millî müsabakalar Avrupada mıntakalar h a t t â şehirler, arasında bile m ü s a b a - ka usullerine Devlet yapılarında büyük bir yer ayırmamız hem memleket mimarlığımız için hem de inşa edilecek b i n a - ların mükemmeliyeti için elzemdir. Bu sayede Devlet tip in- ş a a t t a n kurtulacak ve güzel binalar elde etmiş olacaktır.

Mimarî değeri olan binalar, şose menfezleri, demiryolu kulübeleri, köprü ve d a h a bir çok basit, s a n a t t a r a f ı olmı- yan, yalnız ihtiyaç ve tekniğe d a y a n a n «sınaî imalât» gibi (tip) e girmez.

Bu kategoriye sokmağa kalkındığı takdirde her türlü m i m a r i düşüncelerden uzaklaşılmış olur. Bunu bir kaide ola- r a k kabul etmeliyiz.

Ayni tip resmi binalar inşa etmekle, milli bir mimarî ya- ratılacağını zannedenler ise t a m a m e n yanılıyorlar. Millî m i - mari, h e r şehirde birbirinin ayni model, devlet binası, mek- tep mahkeme binası ve saire yapmakla doğmaz. Millî mimarî, milletin kültüründen doğacak, iklim ve malzemesinden hâsıl olarak, millî sanatkârın heyecanından meydana gelecek eser- dir. Her türlü mimarinin yaptığı eser (milli) dir. (Seri) veya (tip) mahsulü (periferique) birbirinin benzeri binaların çoğal- ması ile milli mimari yaratılamaz. Mimaride milliyeti, detaylar- daki ve heyeti umumiyelerdeki tesirlerde aramalıyız. Bunla- rın bize yapacağı tesir yabancı değilse o eser millidir.

Buraya kadar tip inşaat için saydığımız m a h z u r l a r d a n başka, bir de yurd mimarlığına karşı olan fenalıklarını ince- liyelim. Her memlekette yapılan bir çok inşaatın m ü h i m bir kısmı doğrudan doğruya devlete veya devletle alâkası olan müesseselere aittir. Bu inşaat şüphesiz, büyüklük ve karak- teristik cihetleri itibarile diğer küçük i n ş a a t t a n çok d a h a m ü - himdir. Memleket mimarlığının manevî varlığını yükseltecek olan müsabakalar açarak, serbest çalışan mimarları işte bu devlet inşaatı projelerini hazırlamağa teşvik etmelidir. Bu suretle memleket mimari âleminde kollektif bir çalışma mey- d a n a gelir ki bu ise mimarlarımızı mesleki bakımdan' yüksel- teceği gibi Avrupada muasırları derecesinde mükemmel ya- pılar elde edilmesini de temin eder. Sinan devrinde bile baş- m i m a r ı n yanında 45 hassa mimarı vardı. Bugün bize büyük bir millî heyecan veren o devrin mimarî eserleri yalnız Sina- n ı n değil bir çok T ü r k mimarının kollektif çalışışlarının mah- sulüdür. Müsabaka usulünün m a l û m olmadığı o devirde, Si- n a n bu işi meslekdaşları ile mesai birliği y a p a r a k meydana getirdi. Fransız (Normandie) Transatlantiğinin iç mimarisi- ni yapmak için yirmiden fazla Fransız mimarını çalıştırdılar.

Bugün 1937 Paris sergisini hazırlayan Fransız mimarlarının adedi 150 yi mütecavizdir. Bu sergideki ecnebi paviyonları in- şa eden yabancı mimarları da hesaba katarsak bu adet 200 ü geçer.

Demek oluyor ki; devlet projelerini resmî bürolardan çı- k a r m a ğ a gayret, ve bunları sanki bir (seri) fabrikasyon m a - taı imiş gibi (tipe) sokarak proje hazırlamak eski ve iptidai bir hareket olur. Bu ise s a n a t t a inhisar yapmak demektir Meselâ hâlen Adliye Vekâleti binasının projesinin Nafıa fen heyeti t a r a f ı n d a n hazırlanması doğru değildir. Bu bina için müsabaka açılmış olsaydı, m u h a k k a k ki b u n a 20 d e n fazla müsabık iştirak edecekti. Tek bir proje yerine yirmi m u h t e - lif mimarın çalışış ve düşünüşünün içinden en muvafıkmı seçmek en doğru bir hareketti.

Nafia Bakanlığından temennimiz, inşa edilecek binaların projelerinin hazırlanmasında dışardaki m i m a r l a r ı n iştirakini temin etmek için, müsabakalar açmasıdır. Her m i m a r kendi projelerini tatbik etmek arzusile meşbudur. Bakanlığın vilâ- yetlere memur olarak göndermeğe imkân bulamadığı m i m a r - ları, oralarda yapılacak binalar için m ü s a b a k a d a kazanan projeleri sahiplerine tatbik ettirmek suretile temin edebilir.

Çünkü mimar evvelâ bir sanatkârdır. Kendi eserini meydana koymak, y a r a t m a k ister, onu vücude getirmek için çırpınır.

Kendi eserini yapmak o n u n için bir gayedir. Belki de bu mi- m a r l a r ı n yegâne egoist oldukları t a r a f t ı r , f a k a t otoritelerin elinde ne de olsa bu bir fırsattır. Bu eserleri m ü s a b a k a saye- sinde, iyi bir jüri ile kontrol ederek seçmek te kabil olduk- t a n sonra memleketin h e r köşesinde tatbika imkân bulacak- tırlar.

Referanslar

Benzer Belgeler

2 Haziran 2008 tarihinde sizlik Sigortas kapsam nda, 20 i siz için Ayval k Halk E itim Müdürlü ü i birli inde bayanlara yönelik “Gümü Has r Tak Örücülü ü” mesle inde

Necmettin Erbakan Üniversitesi üst yönetimi tarafından belirlenen amaç ve ilkelere uygun olarak; yüksekokulun vizyonu, misyonu doğrultusunda eğitim ve öğretimi

Salon ,şömineli iç salon ve yemek salonu o şekilde birleştirilmiş ve yerleştirilmiştir ki kabul kısmı her iki cihetteki manzaradan da istifade edebilecektir...

Orly hangar- larında, mikyas, nisbet, ahenk olmadığı için bunlar mimarî eser değildir- Ahengi, muvazenet; iklim; optik kaideleri gibi daimî şartlara uymakla Yunanlıların

Oturma odası güçlükle havalandırılabileceği gibi tek soba ile evin bütün odalarının ısınmaları da gayrikabildir.. Derece alan bu üç projedeki mahzurların hiçbirini

Bu amaçlara ulaşmak için Fakültemiz, verilmekte olan derslerin ve içeriklerinin bilimsel araştırmalara temel teşkil edecek kaliteye ulaştırılması ve sürekli

Necmettin Erbakan Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi 2010-2011 öğretim yılında Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü, Bilgisayar ve Öğretim

Durmuş ve Bağcı (2013) öğretmen adaylarının web tabanlı öğretime yönelik tutumlarını inceledikleri çalışmalarında sınıf değişkenine göre anlamlı farka