• Sonuç bulunamadı

İKTİSADİ KALKINMADA EĞİTİMİN ÖNEMİ TEKNOLOJİ ve TASARIM DERSİNE YÖNELİK ÖĞRENCİ TUTUMLARI (BOLU İLİ ÖRNEĞİ)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İKTİSADİ KALKINMADA EĞİTİMİN ÖNEMİ TEKNOLOJİ ve TASARIM DERSİNE YÖNELİK ÖĞRENCİ TUTUMLARI (BOLU İLİ ÖRNEĞİ)"

Copied!
161
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İKTİSADİ KALKINMADA EĞİTİMİN ÖNEMİ

TEKNOLOJİ ve TASARIM DERSİNE YÖNELİK

ÖĞRENCİ TUTUMLARI

(BOLU İLİ ÖRNEĞİ)

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan GÖZDE YOLAÇ

(2)

İKTİSADİ KALKINMADA EĞİTİMİN ÖNEMİ

TEKNOLOJİ ve TASARIM DERSİNE YÖNELİK

ÖĞRENCİ TUTUMLARI

(BOLU İLİ ÖRNEĞİ)

YÜKSEK LİSANS TEZİ

GÖZDE YOLAÇ

Danışman: Prof. Dr. RECAİ ÇINAR

(3)

JÜRİ ÜYELERİ ONAY SAYFASI

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü’ne

Gözde YOLAÇ’ın “İktisadi Kalkınmada Eğitimin Önemi, Teknoloji ve Tasarım Dersine Yönelik Öğrenci Tutumları (Bolu İli Örneği)” başlıklı tezi 20 KASIM 2009 tarihinde, jürimiz tarafından İşletme Eğitimi Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza Üye (Tez Danışmanı): Prof. Dr. Recai ÇINAR

Üye : Yrd. Doç. Dr. Şaban ÇETİN Üye : Prof. Dr. İzzet GÜMÜŞ

(4)

ÖNSÖZ

Ülkelerin ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmişlik düzeylerini belirleyen en önemli faktörlerden biri de eğitimdir. Eğitim, bireylere sağladığı özel yararlar yanında, toplumsal açıdan yaratmış olduğu dışsallıklar nedeniyle de ülkelerin ekonomik kalkınmalarında önemli rol oynamaktadır. Günümüzde herkesin kabul edeceği kaçınılmaz bir gerçek vardır. O da çocuklarımızın yaşayacağı zamanın bizim zamandan çok farklı olacağıdır. Araştırmalar çocuklarımızın yaşayacağı zamanın en belirgin özelliğinin başkalarının ürettiklerini kopyalamak olmadığı gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu amaçla çocuklar, ihtiyaçlar ortaya çıkmadan tahmin etme, farklı sorunları yakalama, bunlara yaratıcı çözümler geliştirme, tasarım haline getirme, tasarımın üretim aşamalarını belirleme ve üretme becerisi kazanmalıdır. Tüm bunların ışığında Teknoloji ve Tasarım Dersi öğretim programının gelecek nesillerin yaşayacakları çağın ihtiyaçlarına cevap vermesi amaçlanmıştır.

Bu araştırmada, İktisadi Kalkınmada eğitimin önemi ve ilköğretim II. Kademe sınıflarında 2006/2007 Eğitim Öğretim yılında uygulamaya konulan Teknoloji ve Tasarım dersine yönelik öğrenci tutumları araştırılmıştır. Araştırma evreni Bolu İli Merkez İlköğretim Okulları yedinci sınıf öğrencileridir.

Bu çalışmanın planlanmasında ve uygulamasında birçok değerli insanın katkısı olmuştur. Çalışma boyunca desteğini esirgemeyen, başta tez danışmanın Sayın Prof. Dr Recai ÇINAR’a, görev yaptığım okuldaki; Müdürüm Mustafa DEĞER’e ve öğretmen arkadaşlarıma, Bolu’daki çalışmalarıma yardımını esirgemeyen Sayın Metin DEMİRER’e, arkadaşlarıma ve

Çalışmalarımda, bana her türlü desteği veren aileme sonsuz teşekkür ederim. Gözde YOLAÇ

(5)

ÖZET

İKTİSADİ KALKINMADA EĞİTİMİN ÖNEMİ TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİNE

YÖNELİK ÖĞRENCİ TUTUMLARI (BOLU İLİ ÖRNEĞİ)

YOLAÇ, Gözde

Yüksek Lisans Tezi, İşletme Eğitimi Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Prof. Dr. Recai ÇINAR

Nisan,2009

Araştırmada iktisadi kalkınmada eğitimin yeri ve ilköğretim okullarında 2006/2007 eğitim öğretim yılında müfredatta yer alan Teknoloji ve Tasarım dersine yönelik öğrenci tutumları değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

Teknoloji ve Tasarım Dersinin yeni bir program olması ve iş eğitimi ders müfredatının hedef ve kazanımlarından tamamen farklı nitelikte olması nedeniyle bu çalışmada öğrencilerin Teknoloji ve Tasarım dersine yönelik tutumları araştırılmıştır.

Araştırmanın evrenini Bolu ili merkez ilköğretim okullarının 7.sınıf öğrencilerinden oluşan 554 öğrenci oluşturmaktadır. Bu araştırma kapsamında öğrencilere likert tutum ölçeği geliştirilmiştir. Tutum ölçeği iki deneme ölçeğine de uygulanan dört aşamada geliştirilmiştir. Bu aşamalar, ölçek maddelerini belirleme, deneme ölçeği hazırlama, deneme ölçeğini uygulama, SPSS programı ile güvenirlik ve geçerlilik çalışmaları olarak adlandırılmıştır. Analiz sonucunda elde edilen verilere göre 26 maddenin yer aldığı tutum ölçeği oluşturulmuştur. Ölçekten elde edilen verilerin analizinde öğrenci tutumlarının hangi yönde olduğunu belirlemek için Scheffe ve Tamhane varyans analizi ve T testi yöntemleri kullanılmıştır. Araştırmada anlamlılık düzeyi 0,05 olarak alınmıştır. Araştırmanın sonucunda

1) Teknoloji ve Tasarım Dersine yönelik öğrenci tutumlarının genel olarak olumlu yönde olduğu belirlenmiştir.

2) Öğrencilerin cinsiyetlerine göre farklı tutumlar göstermediği belirlenmiştir.

3) Öğrencilerin ölçme ve değerlendirme yöntemlerine genel olarak olumlu tutum gösterdiği belirlenmiştir.

4) Öğrencilerin derse yönelik tutumlarının aile gelir düzeyinden etkilenmediği belirlenmiştir.

5) Öğrencilerin Teknoloji ve Tasarım Dersine yönelik tutumlarının öğretmenin ders içi davranışlarından etkilendiği belirlenmiştir.

6) Öğrencilerin Teknoloji ve Tasarım Dersine yönelik tutumlarının ders başarılarından etkilendiği belirlenmiştir.

7) Öğrencilerin genel başarı durumlarının Teknoloji ve Tasarım Dersine yönelik tutumlarını etkilediği ancak Teknoloji ve Tasarım Dersi öğretmenlerine yönelik tutumlarını etkilemediği belirlenmiştir.

8) Öğrenciler en çok kurgu kuşağını sevmektedir. Öğrencilerin kuşaklara göre tutumları değişmektedir.

Araştırma sonunda, ortaya çıkan bulgulara dayalı olarak araştırmacı tarafından ortaya konulan önerilere de yer verilmektedir

(6)

ABSTRACRT

The Importance of Education in Economic Development The Attitudes of Students Toward

Technology and Design Lesson (Bolu City Sample)

YOLAÇ, Gözde MSC, Business Education Supervisor: Prof. Dr. Recai ÇINAR

April–2009

The aim of this research is, to determine student attitudes on the Technology and Design lesson which is existed in curriculum of 2006/2007 Education year at the primary schools.

Technology and design lesson is a new curriculum and it is absolutely different from act education’s target and behavior because of that student’s attitude towards the Technology and design lesson is researched.

The research universe is 554 7th grade students from Bolu city’s center primary schools. Likert attitude scales have been developed by two test scale’s which are applied to four stages. These four stages are; to determine scale sentences, to prepare test scale, to apply test scale and reliability and availability analysis with SPSS program. As a result of the analysis, attitude scale which has 26 sentences has been developed. Scheffe or Tamhane variance analysis and Independent Sample T test are used to determine students’ attitude. In research’s significance level is 0, 05. As a result of the research;

1) Student attitudes’ towards the Technology and Design Lesson were determined to be positive in general.

2) Students do not reflect the attitudes are determined differently according to gender.

3) Student attitudes’ towards the measuring and evaluation methods were determined to be positive in general.

4) Student’s attitudes towards the Technology and Design lesson was not affected by income level of their family were determined.

5) Student’s attitude toward the Technology and Design lesson was affected by the behavior of teacher was determined.

6) Student’s attitude toward the Technology and Design lesson was affected by the success of lesson has been identified.

7) Student’s attitude toward the Technology and Design lesson was affected by the overall success of all lesson but students overall success was not affected students’ attitudes toward the teachers.

8) Students are most like the generation of fiction. Students' attitudes were changing according to generations have been indentified.

At the end of the research, recommendations which were based on research findings are also included.

(7)

İÇİNDEKİLER

Sayfa No

JÜRİ ÜYELERİ ONAY SAYFASI ... i

ÖNSÖZ ... ii

ÖZET ... iii

ABSTRACRT ... iv

İÇİNDEKİLER ... v

TABLOLAR LİSTESİ……. ... ix

ŞEKİLLER LİSTESİ ... xiv

I. BÖLÜM GİRİŞ ... 1

1. İktisadi Kalkınma ... 3

1.1. İktisadi Kalkınmada Eğitimin Yeri ... 4

2. Tutum ... 7 2.1. Tutumun Bileşenleri ... 10 2.1.1.Bilişsel Bileşen ... 11 2.1.2.Duygusal Bileşen ... 11 2.1.3.Davranışsal Bileşen ... 11 2.2. Tutumların Özellikleri ... 11 2.3. Tutumların Oluşması ... 13

2.4. Tutum ve Davranış Arasındaki İlişki ... 15

2.5. Tutumun İşlevleri ... 16

2.6. Tutumların Değiştirilmesi ... 18

2.7. Tutumların Ölçülmesi ... 20

2.8. Teknoloji ve Tasarım Dersi ... 23

2.8.1.Programın Genel yapısı ... 28

2.8.2.Programın İçeriği ... 31

2.8.3.Programın Öğrenme Öğretme Süreci ... 34

2.8.4.Programın Ölçme ve Değerlendirme Yöntem, Teknik ve Araçları ... 35

3. Araştırmanın Problemi ... 39

(8)

5. Araştırmanın Önemi ... 41

6. Araştırmanın Sınırlılıkları ... 41

7. Araştırmanın Sayıltıları ... 42

8. Araştırmanın Kısaltma ve Tanımları ... 42

II.BÖLÜM YÖNTEM ... 43

2.1. Araştırma Modeli ... 43

2.2. Evren ve Örneklem ... 43

2.3. Veri Toplama Araçları ... 45

2.4. Veri Toplama Aracı ve Geliştirilmesi ... 46

2.4.1.Tutum Cümlelerinin Hazırlanması ... 46

2.4.2.Tutum Maddelerinin Seçilmesi ... 47

2.4.2.1.Öndeneme Tutum Ölçeği ... 48

2.4.2.2.Deneme Ölçeğinin Geçerlik ve Güvenirliği ... 54

2.4.3.Tutum Ölçeğinin Uygulanması ... 69

2.5. Verilerin Analizi... 69

III.BÖLÜM ... 71

BULGULAR VE YORUM ... 71

3.1. Tutum Ölçeği Boyutlarına Ait Bulgular ... 71

3.1.1. Teknoloji ve Tasarım Dersi Kazanımlarından Alınan Toplam Tutum Puanlarının Dağılımı ... 72

3.1.2. Teknoloji ve Tasarım Dersi Öğretmenini Sevmeden Alınan Toplam Tutum Puanlarının Dağılımı ... 73

3.1.3. Teknoloji ve Tasarım Dersi Uygulanışından Alınan Toplam Tutum Puanlarının Dağılımı ... 74

3.1.4. Teknoloji ve Tasarım Dersine Verilen Değerden Alınan Toplam Tutum Puanlarının Dağılımı ... 75

3.2. 1.Alt Amaca Yönelik Bulgular ve Yorum ... 75

3.3. 2.Alt Amaca Yönelik Bulgular ve Yorum ... 79

3.3.1.Ders Kazanımları İle Sevdikleri Kuşaklara Ait Bulgular ... 80

(9)

3.3.3.Ders Uygulanışı ile Sevdikleri Kuşaklara Ait Bulgular ... 82

3.3.4.Teknoloji ve Tasarım Dersine Verilen Değer ile Kuşaklara Ait Bulgular ... 83

3.4. 3. Alt Amaca Yönelik Bulgular ve Yorum ... 85

3.4.1. Teknoloji ve Tasarım Dersi Kazanımları İle Öğretmen Davranışlarına Ait Bulgular ... 86

3.4.2.Ders Öğretmenini Sevme ile Öğretmen Davranışlarına Ait Bulgular ... 87

3.4.3.Ders Uygulanışı İle Öğretmen Davranışlarına Ait Bulgular ... 88

3.4.4.Teknoloji ve Tasarım Dersine Verilen Değer İle Öğretmen Davranışlarına Ait Bulgular ... 90

3.5. 4.Alt Amaca Yönelik Bulgular ve Yorum ... 92

3.5.1.Teknoloji ve Tasarım Dersi Kazanımları İle Öğrenci Ders İçi Başarılarına Ait Bulgular ... 93

3.5.2.Ders Öğretmenini Sevme ile Öğrenci Dersi İçi Başarılarına Ait Bulgular ... 94

3.5.3.Ders Uygulanışı İle Öğrenci Ders İçi Başarılarına Ait Bulgular ... 95

3.5.4.Teknoloji ve Tasarım Dersine Verilen Değer İle Öğrencilerin Ders İçi Başarılarına Ait Bulgular ... 96

3.6. 5.Alt Amaca Yönelik Bulgular ve Yorum ... 98

3.6.1.Teknoloji ve Tasarım Dersi Kazanımları İle Öğrenci Genel Başarılarına Ait Bulgular ... 99

3.6.2.Teknoloji ve Tasarım Dersi Öğretmenini Sevme ile Öğrenci Genel Başarılarına Ait Bulgular ... 100

3.6.3.Teknoloji ve Tasarım Dersi Uygulanışı İle Öğrenci Genel Başarılarına Ait Bulgular ... 101

3.6.4.Teknoloji ve Tasarım Dersine Verilen Değer İle Öğrenci Genel Başarılarına Ait Bulgular ... 102

3.7. 6.Alt Amaca Yönelik Bulgular ve Yorum ... 104

3.7.1.Ders Kazanımları ile Aile Gelir Düzeyine Ait Bulgular ... 105

3.7.2.Ders Öğretmenini Sevme ile Aile Gelir Düzeyine Ait Bulgular ... 106

3.7.3.Ders Uygulanışı İle Aile Gelir Düzeyine Ait Bulgular ... 107

3.7.4.Ders Tutumları İle Aile Gelir Düzeyine Ait Bulgular ... 108

3.8. 7.Alt Amaca Yönelik Bulgular ve Yorum ... 109

(10)

3.8.2.Öğrenci Günlükleri İle İlgili Bulgular... 112

3.8.3.Ürün Dosyası ile İlgili Bulgular ... 113

3.9. 8.Alt Amaca Yönelik Bulgular ... 115

3.9.1.Teknoloji ve Tasarım Dersi Kazanımları İle Öğrenci Cinsiyetlerine Ait Bulgular ... 115

3.9.2.Teknoloji ve Tasarım Dersi Öğretmenini Sevme ile Öğrenci Cinsiyetlerine Ait Bulgular ... 116

3.9.3.Teknoloji ve Tasarım Dersi Uygulanışı Öğrenci Cinsiyetlerine Ait Bulgular 117 3.9.4.Teknoloji ve Tasarım Dersine Verilen Değer İle Öğrenci Cinsiyetlerine Ait Bulgular ... 118

IV. BÖLÜM ... 120

SONUÇ VE ÖNERİLER ... 120

4.1. Sonuçlar ... 120

4.1.1.Tutum Ölçeğine İlişkin Sonuçlar ... 120

4.1.2.1. Alt Amaca İlişkin Sonuçlar ... 121

4.1.3.2.Alt Amaca İlişkin Sonuçlar ... 123

4.1.4.3.Alt Amaca İlişkin Sonuçlar ... 125

4.1.5.4.Alt Amaca İlişkin Sonuçlar ... 127

4.1.6.5.Alt Amaca İlişkin Sonuçlar ... 129

4.1.7.6.Alt Amaca İlişkin Sonuçlar ... 131

4.1.8.7.Alt Amaca İlişkin Sonuçlar ... 133

4.1.9.8.Alt Amaca İlişkin Sonuçlar ... 134

4.2. Öneriler ... 136

KAYNAKÇA ... 138

(11)

TABLOLAR LİSTESİ Sayfa No TABLO1:ÖRNEKLEMSAYISININOKULLARADAĞILIMI ... 44 TABLO2:ÖNDENEMEÖLÇEĞİNEVERİLENCEVAPLARAAİTBİLGİLER 48 TABLO3:ÖNDENEMEÖLÇEĞİMADDE/TOPLAMKORELASYONU,

ORTALAMA,STANDARTSAPMALARI ... 51 TABLO4:ÖNDENEMEÖLÇEĞİMADDE/TOPLAMDEĞERİVEMADDE

SİLİNDİĞİNDEKİALFADEĞERİ ... 53 TABLO5: DENEMEÖLÇEĞİNEVERİLENCEVAPLARAAİTBİLGİLER ... 55 TABLO6:DENEMEÖLÇEĞİMADDE/TOPLAMKORELASYONLARI

STANDARTSAPMAVEORTALAMALARI ... 57 TABLO7:ALTÜSTGRUPORTALAMALARINADAYALITTTESTİ

SONUÇLARI ... 60 TABLO8:DENEMEÖLÇEĞİNKMOVESİGDEĞERLERİ ... 64 TABLO9:TUTUMMADDELERİNİNFAKTÖRLEREGÖREDAĞILIMI

(TEMELBİLEŞENLERANALİZİ) ... 65 TABLO10:TUTUMÖLÇEĞİNİNSONDURUMUNAAİTBİLGİLER ... 67 TABLO11:ÖLÇEKTEKİMADDELERVEBOYUTLARI ... 68 TABLO12:TUTUMÖLÇEĞİNDENELDEEDİLENTOPLAMPUANLARIN

DAĞILIMI ... 72 TABLO13:TEKNOLOJİVETASARIMDERSİKAZANIMLARIPUANLARININ

DAĞILIMI ... 72 TABLO14:TEKNLOJİVETASARIMDERSİÖĞRETMENİNİSEVMETUTUM

PUANLARININDAĞILIMI ... 73 TABLO15:TEKNOLOJİVETASARIMDERSİUYGULANIŞITUTUM

PUANLARININDAĞILIMI ... 74 TABLO16:TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİNE VERİLEN DEĞER TUTUM

PUANLARININDAĞILIMI ... 75 TABLO17:TUTUMÖLÇEĞİNEVERİLENCEVAPLARINDAĞILIMIVE

YÜZDEORANLARI ... 77 TABLO18:KUŞAKLARINÖĞRECİSAYISINAGÖREDAĞILIMI ... 79

(12)

TABLO19:SEVDİKERİKUŞAKLARAGÖREÖĞRENCİLERİNTEKNOLOJİ VETASARIMDERSİKAZANIMLARIİLEİLGİLİTUTUMPUANLARIVE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 80 TABLO20:SEVDİKERİKUŞAKLARAGÖREÖĞRENCİLERİNTEKNOLOJİ

VETASARIMDERSİÖĞRETMENİNİSEVMEİLEİLGİLİTUTUM

PUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 81 TABLO21:SEVDİKERİKUŞAKLARAGÖREÖĞRENCİLERİNTEKNOLOJİ

VETASARIMDERSİUYGULANIŞIİLEİLGİLİTUTUMPUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 82 TABLO22:SEVDİKERİKUŞAKLARAGÖREÖĞRENCİLERİNTEKNOLOJİ

VETASARIMDERSİNEVERİLENDEĞERİLEİLGİLİTUTUM

PUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 83 TABLO23:SEVDİKERİKUŞAKLARAGÖREÖĞRENCİLERİNTOPLAM

TUTUMPUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 84 TABLO24:ÖĞRETMENDAVRANIŞLARIİLEİLGİLİCEVAPLARIN

DAĞILIMI(N) ... 85 TABLO25:ÖĞRETMENDAVRANIŞLARINAGÖRETEKNOLOJİVE

TASARIMDERSİKAZANIMLARIİLEİLGİLİTUTUMPUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 86 TABLO26:ÖĞRETMENDAVRANIŞLARINAGÖRETEKNOLOJİVE

TASARIMDERSİÖĞRETMENİNİSEVMEİLEİLGİLİTUTUMPUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 87 TABLO27:ÖĞRETMENDAVRANIŞLARINAGÖRETEKNOLOJİVE

TASARIMDERSİUYGULANIŞIİLEİLGİLİTUTUMPUANLARI VE

VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 88 TABLO28:ÖĞRETMENDAVRANIŞLARINAGÖRETEKNOLOJİVE

TASARIMDERSİNEVERİLENDEĞER TUTUMPUANLARI VE

VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 90 TABLO29:ÖĞRETMENDAVRANIŞLARINAGÖREÖĞRENCİLERİN

TOPLAMTUTUMPUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 91 TABLO30:ÖĞRENCİLERİNDERSİÇİBAŞARIDURUMLARININDAĞILIMI

(13)

TABLO31:ÖĞRENCİLERİNDERSİÇİBAŞARIDURUMUNAGÖRE

TEKNOLOJİVETASARIMDERSİKAZANIMLARIİLEİLGİLİTUTUM PUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 93 TABLO32:ÖĞRENCİLERİNDERSİÇİBAŞARIDURUMLARINAGÖRE

TEKNOLOJİVETASARIMDERSİÖĞRETMENİNİSEVMEİLEİLGİLİ TUTUMPUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 94 TABLO33:ÖĞRENCİLERİNDERSİÇİBAŞARIDURUMLARINAGÖRE

TEKNOLOJİVETASARIMDERSİUYGULANIŞIİLEİLGİLİTUTUM PUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 95 TABLO34:ÖĞRENCİLERİNDERSİÇİBAŞARIDURUMLARINAGÖRE

TEKNOLOJİVETASARIMDERSİNEVERİLENDEĞERİLEİLGİLİ

TUTUMPUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 96 TABLO35:ÖĞRENCİLERİNDERSİÇİBAŞARILARINAGÖRETOPLAM

TUTUMPUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 97 TABLO36:ÖĞRENCİLERİNBAŞARIDURUMUNAAİTDAĞILIM, ... 98 TABLO37:ÖĞRENCİLERİNDİĞERDERSLERDEKİBAŞARILARINAGÖRE

TEKNOLOJİVETASARIMDERSİKAZANIMLARIİLEİLGİLİTUTUM PUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 99 TABLO38:ÖĞRENCİLERİNDİĞERDERSLERDEKİBAŞARILARINAGÖRE

TEKNOLOJİVETASARIMDERSİÖĞRETMENİNİSEVMEİLEİLGİLİ TUTUMPUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 100 TABLO39:ÖĞRENCİLERİNDİĞERDERSLERDEKİBAŞARILARINAGÖRE

TEKNOLOJİVETASARIMDERSİUYGULANIŞIİLEİLGİLİTUTUM PUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 101 TABLO40:ÖĞRENCİLERİNDİĞERDERSLERDEKİBAŞARILARINAGÖRE

TEKNOLOJİVETASARIMDERSİNEVERİLENDEĞERİLEİLGİLİ

TUTUMPUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 102 TABLO41:ÖĞRENCİLERİNDİĞERDERSLERDEKİBAŞARILARINAGÖRE

ÖĞRENCİLERİNTOPLAMTUTUMPUANLARI VE VARYANSANALİZİ SONUÇLARI ... 103 TABLO42:ÖĞRENCİLERİNALİEGELİRİNEAİTDAĞILIM ... 104

(14)

TABLO43:ÖĞRENCİLERİNAİLEGELİRDURUMUNAGÖRETEKNOLOJİVE TASARIMDERSİKAZANIMLARIİLEİLGİLİTUTUMPUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 105 TABLO44:ÖĞRENCİLERİNAİLEGELİRDURUMUNAGÖRETEKNOLOJİVE TASARIMDERSİÖĞRETMENİNİSEVMEİLEİLGİLİTUTUMPUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 106 TABLO45:ÖĞRENCİLERİNAİLEGELİRDURUMUNAGÖRETEKNOLOJİVE

TASARIMDERSİUYGULANIŞIİLEİLGİLİTUTUMPUANLARI VE

VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 107 TABLO46:ÖĞRENCİLERİNAİLEGELİRDURUMUNAGÖRETEKNOLOJİ VE

TASARIMDERSİNEVERİLENDEĞERİLEİLGİLİTUTUMPUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 108 TABLO47:ÖĞRENCİLERİNAİLEGELİRDURUMLARINAGÖRE

ÖĞRENCİLERİNTOPLAMTUTUMPUANLARI VE VARYANSANALİZİ SONUÇLARI ... 109 TABLO48:ÖĞRENCİÖZDEĞERLENDİRMEFORMLARIİLEİLGİLİ

CEVAPLARININDAĞILIMI ... 110 TABLO49:ÖĞRENCİLERİNÖZDEĞERLENDİRMEFORMLARIİLEİLGİLİ

GÖRÜŞLERİNEGÖREÖĞRENCİLERİNTOPLAMTUTUMPUANLARI VE VARYANSANALİZİSONUÇLARI ... 111 TABLO50:ÖĞRENCİLERİNGÜNLÜKLERİLEİLGİLİCEVAPLARININ

DAĞILIMI ... 112 TABLO51:ÖĞRENCİLERİNGÜNLÜKLERİLEİLGİLİGÖRÜŞLERİNİN

ÖLÇEKTENELDEEDİLENTUTUMPUANLARIİLEİLGİLİTTESTİ SONUÇLARI ... 112 TABLO52:ÖĞRENCİLERİNÜRÜNDOSYASIİLEİLGİLİCEVAPLARININ

DAĞILIMI ... 113 TABLO53:ÖĞRENCİLERİNÜRÜNDOSYASIİLEİLGİLİGÖRÜŞLERİNİN

ÖLÇEKTENELDEEDİLENTUTUMPUANLARIİLEİLGİLİTTESTİ SONUÇLARI ... 114

(15)

TABLO54:CİNSİYETLERİNEGÖREÖĞRENCİLERİN,TEKNOLOJİVE TASARIMDERSİKAZANIMLARIİLEİLGİLİTUTUMPUANLARIVET TESTİSONUÇLARI ... 115 TABLO55:CİNSİYETLERİNEGÖREÖĞRENCİLERİN,TEKNOLOJİVE

TASARIMDERSİÖĞRETMENİNİSEVMEİLEİLGİLİTUTUMPUANLARI VETTESTİSONUÇLARI ... 116 TABLO56:CİNSİYETLERİNEGÖREÖĞRENCİLERİN,TEKNOLOJİVE

TASARIMDERSİUYGULANIŞIİLEİLGİLİTUTUMPUANLARIVET TESTİSONUÇLARI ... 117 TABLO57:CİNSİYETLERİNEGÖREÖĞRENCİLERİN,TEKNOLOJİVE

TASARIMDERSİNEVERİLENDEĞERİLEİLGİLİTUTUMPUANLARI VETTESTİSONUÇLARI ... 118 TABLO58:CİNSİYETLERİNEGÖREÖĞRENCİLERİN,TOPLAMTUTUM

(16)

ŞEKİLLER LİSTESİ

ŞEKİL1PROGRAMDAYERALANKUŞAKLAR ... 28 ŞEKİL2PROGRAMINGENELYAPISI ... 30

(17)

I. BÖLÜM GİRİŞ

Eğitim okuyan, araştıran, düşünen, çevre-insan ilişkilerini değerlendiren, sebep-sonuç ilişkilerini bulabilen, gelişmeleri takip eden yararlanan, zamana ayak uydurabilen ve isabetli kararlar veren kişilerin yetiştirilmesinde en önemli etkendir.

“Eğitim yaygın bir biçimde “insanın kişiliğini besleme süreci” ve insan sermayesine yapılan yatırım” olarak kabul edilmektedir. En genel anlamda “istendik davranış oluşturma ya da davranış değiştirme süreci”dir(Senemoğlu, 2005 s.27)”. Eğitim; toplumsal, ekonomik ve siyasal gelişmeler için gerekli olan ön şarttır. Yeni bilgilerin edinilmesi, üretilmesi, üzerine başka bilgilerin ilavesi, edinilen bilgilerin hayata geçirilerek başka alanlarda kullanılması, düşüncenin geliştirilmesi eğitim sayesinde gerçekleşebilir. Weinstein ve Mayer’e göre (1986), iyi bir öğretim, öğrencilere nasıl öğreneceğini, nasıl hatırlayacağını, nasıl düşüneceğini ve kendilerini nasıl güdüleyeceklerini öğretmeyi kapsar.

Eğitim, insanın sahip olduğu yetenekleri geliştirerek bireysel ve toplumsal gelişmeyi sağlayan, ekonomik kalkınmayı destekleyen, kültürel değerlerin gelecek nesillere aktarılmasına yardımcı olan çok önemli bir süreçtir. Eğitimin, kalkınmanın en etkili araçlarından biri olarak görülmesi nedeniyle, en değerli yatırımın insan kaynaklarına yapılan yatırım olduğu fikri, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde, üzerinde önemle durulan bir konu olmuştur. Eğitim, geleceğe yatırım yapılması özelliğinden dolayı, kişisel gelirde artışa, gelir dağılımında adalete, istihdam artısına yol açarak insanların refah düzeyi ve yasam kalitesinin artırılmasında etkin bir rol oynamaktadır. Eğitim ile ekonomik büyüme ve kalkınma arasındaki bu sıkı ilişki nedeniyle, beşeri sermaye olarak da ifade edilebilen

(18)

eğitilmiş, uluslararası piyasalarda rekabet ortamına uyum sağlayabilecek insan gücüne olan ihtiyaç ve önem artmaktadır. Türkiye’de de, ekonomik ve sosyal gelişme için ihtiyaç duyulan nitelikli işgücünün sağlanması ve rekabet gücünün kazanılması ancak eğitim sisteminin geliştirilmesi ile mümkün olacaktır. Bu ise her seviyede okullaşma oranının arttırılmasına ve eğitime ayrılan kaynakların büyüklüğüne bağlıdır(Coşkun, 2008 s.3).

Her şeyin hızla değiştiği, teknolojinin hızla ilerlediği yenidünya düzeninde gelişmiş ülkeler arasında yer alabilmenin yolu bilgiden ve eğitimden geçmektedir. Günümüzde hızla değişen toplum karşısında eğitimde etkilenmekte ve değişime ayak uydurmaya çalışmaktadır. Değişen toplum karşısında sürekli değişen ve gelişen bireylerin taleplerini karşılamakta büyük ölçüde eğitime düşmektedir. Eğitimin üstlendiği rol; çağın getirdiği değişmelere bireylerin uyum sağlamasına yardımcı olmak ve gelişmelere katkıda bulunmalarını sağlamaktır. Bu sürekli değişen ve gelişen toplum karşısında eğitim sisteminin de değişmesi gerekmektedir. Bu süreç içerisinde de programın ve öğretmenin öğrenciyi nasıl yetiştirdiği önemlidir. Yaşadığımız çağ içerisinde bireylerden beklenen bilginin aktarılıp tüketilmesi değil, bilginin kişi tarafından üretilmesidir. Sürekli olarak başkaları tarafından yönetilen, pasif, bilgiyi başkalarından alan insanlar yerine, öğrenmeyi öğrenen, düşünen, üreten, okuduğunu ve dinlediğini anlayabilen hayattaki problemleri kendi başına çözebilen bireyler yetiştirilmelidir.

Bu bilgiler ışığında araştırmanın ilk bölümünde iktisadi kalkınma ve iktisadi kalkınmada eğitim ve teknolojinin önemine ilişkin konulara, bununla birlikte eğitim müfredatına yeni bir vizyon getiren Teknoloji ve Tasarım Dersinin Önemine ve dersin amacına ulaşmasında önemli olan tutumların özelliklerine değinilmiştir.

Araştırmanın ikinci ve üçüncü bölümlerinde Teknoloji ve Tasarım Dersine yönelik öğrenci tutumlarının değerlendirmesinde kullanılan yöntem ile bu yöntem sonucunda elde edilen bulgulara ve yorumlara yer verilmiştir.

(19)

Araştırmanın son bölümünde ise öğrencilerin Teknoloji ve Tasarım dersine yönelik tutumları ile ilgili elde edilen sonuç ve önerilere yer verilmiştir.

1. İktisadi Kalkınma

Kalkınma, bir ülkenin hedeflenen şekilde ekonomik gelişme gerçekleştirmesi İçin ulusal ekonominin tamamında bir düzenleme yapmasıdır. Fakat bu tanım ekonomik büyümenin de tanımı olabileceği için kalkınmanın tanımını büyümeden ayırmak gerekmektedir. Geniş anlamda kalkınma, bir toplumdaki ekonomik, sosyal, kültürel, toplumsal anlamda arzu edilen her türlü gelişme ve değişme olarak da tanımlanmaktadır. Tarihsel olarak kalkınma, azgelişmiş denilen ülkelerde ortaya çıkan büyük ölçüde beşeri acıları azaltılmaya ve maddi refahı artırmaya yönelik potansiyelin harekete geçirilmesi anlamını içermektedir (Gasper ( 1995 )’den aktaran; Tüylüoglu ve Çestepe, 2004: 29 ) .

Kalkınma iktisadının amacı, gelişmekte olan ülkelerde yasayan insanların hayat standartlarının düşük olmasının sebeplerini araştırmak ve bu ülkelerin sosyal ve ekonomik açıdan refah düzeyleri yüksek olan gelişmiş ülkeleri yakalamak için gerekli olan önlem ve stratejileri geliştirmektir Kalkınmayı sağlayarak, gelişmiş ülke konumuna gelen ülkeler; kişilerin tek tek refahlarını artırmakta dolayısı ile de ülke refahının artmasını sağlamaktadır. Bilgili eğitimli ve sağlıklı bir hayat için kalkınmanın gerçekleşmesi şarttır. Refahın artması sadece GSMH’ deki artışla değil, iletişim, yol, su, sağlık eğitim gibi yasam şartlarının topyekûn iyileştirilmesi ile gerçekleşmektedir(Kaplan, 2004 s.7 ).

İktisadi kalkınma genel olarak yıldan yıla kişi başına düşen reel gelir artışı sağlayacak biçimde insan gücü, sermaye donanımı, doğal kaynaklar ve teknoloji ile bilgi gibi kıt kaynakların sürekli artışı olarak tanımlanabilmektedir(Ülgener, 1980 s.409). İktisadi kalkınma arz ve talep kaynaklı incelenebilir. Ancak burada iktisadi kalkınma üzerinde eğitimin önemine yer verilmiştir.

(20)

1.1. İktisadi Kalkınmada Eğitimin Yeri

Eğitimin iktisadi değerinin analizi konusunda, iktisatçılar arasında uzun yıllar egemen olan görüş iktisadi analizlerin eğitimin incelenmesinde işe yaramayacağı düşüncesine dayanıyordu. Bu nedenden dolayı eğitimin iktisadi analizi üzerinde pek fazla duruluyordur. Ancak, II. Dünya Savaşından sonraki dönemde milli gelir hesapları daha gerçekçi bir yaklaşımla gözden geçirilmeye başlanmış ve milli gelir artışının fiziki ve beşeri üretim unsurlarındaki artışla açıklanması söz konusu olmayan bir ilave artış payı gösterdiği ortaya konmuştur. Bu durum doğrudan doğruya eğitim seviyesindeki yükselmeden ileri geldiği anlaşılmıştır(Mosino, 2002, S.3).

İktisadi kalkınmanın sağlanması II. Dünya savaşından bu yana pek çok ülkenin değişmez amacı olmuştur. Kalkınma bireylerin gelir düzeyini artırmak amacıyla siyasal iktidarın belli ekonomik politikaları izleyerek toplumun yapısını değiştirme girişimidir. Kalkınma kavramı ekonomik, toplumsal, siyasal, kültürel ve eğitsel içeriklidir. Eğitim, üretim sürecinin bir girdisi olarak iktisadi kalkınmaya katkı sağladığı gibi, bireylerin davranışlarında olumlu yönde gelişmeler yaratarak kalkınma sürecinde sosyal ve siyasal açıdan da önemli etkiler yaratmaktadır.

Günümüzde eğitimin ekonomik, toplumsal ve kültürel kalkınmayı hızlandıran en önemli faktör olduğu bilinmektedir. Ekonomide verimliliğin artırılması nitelikli işgücü ile olasıdır. Eğitim kurumlarında çağdaş teknolojiye uygun bilgi ve becerilerle donatılan bireyler iktisadi kalkınmandın gerektirdiği nitelikli işgücü oluşturarak üretim düzeyinin artmasını ve ekonominin hızla kalkınmasını sağlamaktadır. Eğitim toplum içerisinde insanların bilgilerini artıran ve bu insanları daha nitelikli hale getiren vazgeçilmez bir unsur olduğu kadar, iktisadi kalkınmanın bir sonucu olarak da artan mal ve hizmet üretimine olan talebi artırarak bireylerin yaşam düzeyini yükselten bir etkendir(O’Donoghue, 1991 s.42 ve Baro, 2002 s.9). Üretim sürecinin bir girdisi olarak eğitim, iktisadi kalkınmaya katkı sağladığı gibi, bireylerin

(21)

davranışlarında olumlu yönde gelişmeler yararak kalkınma sürecinde sosyal ve iktisadi açıdan da önemli etkiler yaratmaktadır.

Eğitimin iktisadi faaliyetler ve İktisadi kalkınma ile olan yakın ilişkisi yanında ulusal birliğin sağlanması açısından da önemi büyüktür. Sosyal ve kültürel farklılıkların mevcut olduğu ülkelerde ulusal birliğin güçlendirilmesinde eğitim bir araç olarak kabul edilmektedir. Eğitim düzeyi artan toplumlarda suç işleme oranları hızla düşmekte, yönetim daha demokratik bir nitelik kazanmakta, ekonomik ve siyasal istikrarı sağlamak kolaylaşmaktadır(Kruger ve Lindahl, 2001, s.1107).

Eğitim, insanın sahip olduğu yetenekleri geliştirerek bireysel ve toplumsal gelişmeyi sağlayan, ekonomik kalkınmayı destekleyen, kültürel değerlerin gelecek nesillere aktarılmasına yardımcı olan çok önemli bir süreçtir. Eğitimin, kalkınmanın en etkili araçlarından biri olarak görülmesi nedeniyle, en değerli yatırımın insan kaynaklarına yapılan yatırım olduğu fikri, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde, üzerinde önemle durulan bir konu olmuştur. Eğitim, geleceğe yatırım yapılması özelliğinden dolayı, kişisel gelirde artışa, gelir dağılımında adalete, istihdam artısına yol açarak insanların refah düzeyi ve yasam kalitesinin artırılmasında etkin bir rol oynamaktadır. Eğitim ile ekonomik büyüme ve kalkınma arasındaki bu sıkı ilişki nedeniyle, beşeri sermaye olarak da ifade edilebilen eğitilmiş, uluslararası piyasalarda rekabet ortamına uyum sağlayabilecek insan gücüne olan ihtiyaç ve önem artmaktadır. Türkiye’de de, ekonomik ve sosyal gelişme için ihtiyaç duyulan nitelikli işgücünün sağlanması ve rekabet gücünün kazanılması ancak eğitim sisteminin geliştirilmesi ile mümkün olacaktır. Bu ise her seviyede okullaşma oranının arttırılmasına ve eğitime ayrılan kaynakların büyüklüğüne bağlıdır. (Coşkun, 2008, s.3)

Eğitim bireye bilgi, beceri kazandırma, bireyin toluma uyumunu sağlama sürecidir. İnsanların bilgilerini, davranışlarını, bedeni, ahlaki, fikri yeteneklerini, düşünme, yaratma, problem çözme, karar verme ve uygulama güçlerini oluşturmak ve geliştirmek için yapılan çalışmaların tümü eğitim adını almaktadır. Eğitimin iktisadi önemi, eğitimsel niteliklerin üretim sürecinde nasıl kullanıldığı ve ne işe yaradığını ifade

(22)

etmesi açısından önem taşımaktadır. Fransız düşünür ve iktisatçı Saint Simon eğitimin ülke kalkınmasındaki önemini şu cümlelerle ifade etmektedir: “Fransa’nın tüm tıbbi araçları bir gecede tahrip edilse aynı düzeyi altı ay içinde yeniden kurulabilir ama tüm doktorları bir anda ortadan kaybolursa ancak yüzyıl sonra bugünkü düzeye ulaşabilir”. Aynı görüş yüzyıl sonra ünlü Amerikalı iş adamı H.Ford tarafından şöyle dile getirilmektedir: “Fabrikalarımı ve makinelerimi tahrip edin ama adamlarımı baka bırakın. En kısa sürede eski servetime yeniden sahip olurum” (Öztürk, (2005) s.4)

Eğitim, önemli fonksiyonları yerine getirmektedir. İlk olarak, eğitim, bilimsel ve teknolojik yenilikleri geliştirmesi suretiyle emeğin verimliliğinin artmasında önemli rol oynamaktadır. Eğitim kurumları emeğin verimliliğini artırmaktadır. Buna bağlı olarak üretim artmaktadır. İkinci olarak, potansiyel yeteneklerin keşfedilmesi ve geliştirilmesini sağlamaktadır. Eğitimin üçüncü fonksiyonu insanların, iktisadi büyüme ile yakından ilintili olan iş fırsatlarındaki değişimlere uyum sağlama yeteneklerini artırmasıdır. Dördüncü olarak eğitim kurumları öğrencilerini öğretim elemanı olarak da yetiştirmek suretiyle eğitim için gerekli bilgilerin kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlamaktadır (Kurktan, 1977. S.64).

Teknoloji ve Tasarım Dersinin genel amaçları göz önüne alındığında yaratıcı, eleştirel düşünen, sorun çözmeye odaklı bireyler yetiştirmek olduğu görülmektedir. Günümüzde gelişmiş ve sanayileşmesini tamamlamış toplumlar ile gelişmekte olan ülkeler arasındaki en önemli ayrıcalık eğitim ve bilgi olmaktadır. Bilgi, üretim faktörleri olarak sayılan sermaye, emek, doğal kaynaklar ve teknoloji yanında beşinci etmen olarak görülmektedir. Gelişmiş toplumların büyük bir bölümü bilgi ve teknolojiden etkin olarak yararlanma yeteneğini kazandığından bilginin üretim ve hizmet sektöründe fiziki sermaye kadar önemli bir etken olduğu söylenebilir(Tekeli, 1993, S.209). Teknoloji ve Tasarım dersi yaşanılan çağın en önemli ihtiyacı olan bilginin ve teknolojinin üretilmesi, kullanılması ve pazarlamasında yetişen çocuklara ön hazırlık niteliğinde olduğundan Türk eğitim müfredatında bir ilk niteliği taşımaktadır. Bu nedenle gelecek çağda büyük bir öneme sahip olan dersin öğrenciler açısından nasıl karşılandığının bilinmesinde de yarar vardır. Bu nedenle öğrencilerin Teknoloji ve Tasarım Dersine yönelik Tutumları büyük önem taşımaktadır.

(23)

2. Tutum

İnsan özelliklerini değişik durumlarda, düşünme, bedenen harekette bulunma ve hissetme gibi yollarla yansıtır. Bunlardan ilk ikisi bilişsel ve devinişsel iken üçüncüsü duyuşsal özellikleri yansıtır. Anderson duyuşsal özellikleri, insanın kendi hislerini ifade etmesi veya hissetmesinin belli yolların kalitesi olarak tanımlar(Tekindal, 2002, s.2). Duyuşsal özelliklerin önemli bir bölümünü tutumlar oluşturmaktadır. Tutumun birçok tanımı yapılmıştır. “Tutum, bir duruma, insana, eşyaya karşı belli bir tarzda tepki göstermeye hazır olma” olarak tanımlanabilir (Küçükahmet, 1976, s.62). Severy, tutumun yapısal doğasını göz önüne alarak tanım yapan iki ekolden söz etmektedir. Birinci ekol Thurstone’nun tutum tanımı ile bağlantılı olanlarıdır. Thurstone’nun tanımı şöyledir: bir psikolojik objeye karşı negatif veya pozitif duygunun yoğunluğu. Bir psikolojik obje, olumlu veya olumsuz duygular göz önüne alındığı zaman insanların farklılık gösterebildiği herhangi bir sembol kişi, ifade, slogan veya fikirdir. Bu düşünce ekolünde tutum ek boyutlu olarak düşünülür ve ona pozitif-negatif veya tercih edilir-edilmez gibi bir değerlendirici perspektiften bakılır.

İkinci düşünce ekolü, tam bir değerlendirme boyutundan ziyade tutumları kavramsallaştıran öğe, teorisyenler tarafından desteklenmiştir. Gable’ye göre, Wagner’in tanımı şöyledir: bir tutum objesine karşı davranışta bulunmak, sırayla, bir kişinin değerlendirilmesi, bilgisi ve eğilimine uygun gelen duyuşsal, bilişsel ve davranışsal öğelerin bir kompozisyonudur.

Duyuşsal giriş özelliklerinin önemli bir kısmını tutumlar oluşturur. Tutumlar psikolojik bir düşünsel oluşum içinde, toplumsal değer, norm ve ilişkilerin etkisiyle oluşurlar. Tutumların bu şekilde oluşması, davranış bilimcilerin bu kavrama farklı şekilde yaklaşmalarına neden olmuştur. Bazı davranış bilimcilerine göre tutum, zihinsel bir öğe, bazılarına göre davranışı yönlendiren duyuşsal bir ön düşünce, bazılarına göre de ideoloji veya kanaat oluşumunu etkileyen bir değerler bütünü, bir vaziyet alıştır. Genel olarak tutum kavramı, insanların çevresindeki herhangi bir obje veya nesneye karşı sahip oldukları tepki eğilimini ifade etmektedir.

(24)

“Tutum, Latince olan kökeninde "harekete hazır" anlamına gelmektedir. Bugün ise tutum kavramı, bir yapı olarak görülmekte ve doğrudan gözlenemese de davranıştan önce gelen ve hareketlerimize rehberlik eden yapı olarak görülmektedir” (Arkonaç, 1998,s.170).

Tutum konusu ile ilgilenen araştırmacılar benimsedikleri yaklaşım tarzlarına göre çeşitli tanımlar yapmışlardır. Bu tanımlardan bazılar şunlardır:

Tutum, bir kişi, durum, kurum ya da toplumsal sürece yönelik olarak çeşitli biçimlerde tanımlanan; temel bir değer ya da inancı gösterdiğine inanılan kişilere ve durumlara karşı belli (az çok tutarlı) bir şekilde hareket etme eğilimi olarak görülen davranıştır. Tutum, bir duruma, insana, eşyaya karşı belli bir tarzda tepki göstermeye hazır olma durumudur (Küçükahmet, 1976, s.62).

“Tutum, somut bir objeye ya da soyut bir kavrama ilişkin, ona karşı ya da ondan yana olma durumudur” (Turgut 1977, s.1).

“Tutumlar, organize olmuş uzun süreli duygu, inanç ve davranış eğilimleridir” (Cüceloğlu, 1991, s.521).

Tutum, faaliyet için sübjektif veya zihni bir hazırlık durumudur. Esasında tutum, bir tepki hazırlığı olarak düşünülebilir. Kendisi bir davranış değildir, davranışın ön koşuludur. En kapalı tepkilerden en açık tepkilere kadar, davranışın her derecesinde mevcut bir ön koşuldur (Ünal, 1981,s.9).

Tutum, bireyin kendi iç dünyasının bir yönü ile ilgili olarak belirli değer yargılarına ve inançlarına bağlı olarak ortaya çıkan coşku ve tanıma süreçleridir. Tutumlar öğrenmeyle kazanılan, bireyin davranışlarına yön veren, karar verme sürecinde yanlılığa neden olan bir olgudur. Bir obje ya da bir olaya karşı geliştirdiğimiz tutum; eğer olumlu ise, onunla ilgili kararlarımızın olumlu olma olasılığı, eğer tutumumuz olumsuzsa onunla ilgili kararlarımızın olumsuz olma olasılığı vardır. Tutumlarımız geleceğe yönelik bir karar niteliği taşımaktadır (Ülgen, 1995, s.97). Tutumları doğrudan doğruya gözlemek, tavır ve hareketlerden

(25)

çıkarmak güçtür. Tutumlar daha çok kişilerin yaptıklarından ve söylediklerinden çıkarılır. Tutumların gözlenmelerindeki güçlüğe karşın insanın sevgilerini nefretlerini ve davranışlarını önemli ölçüde etkiler.

Duygusal, davranışsal ve bilişsel olmak üzere üç bileşeni olan tutumların merkezi bileşeni bir nesne ile ilgili göreli olarak devamlı bir duygudur. Tutumlar da, davranışlarımızın çoğu gibi, öğrenme yoluyla kazanılmıştır. Aslında tutumlar bir bireyin kazanılmış kişilik özelliklerinin bir parçasıdır ve diğer kazanılmış kişilik özellikleri gibi klasik veya edimsel şartlanma yoluyla veya modellerin gözlenmesi ve taklit yoluyla öğrenilmektedir.

Birçok sosyal psikologa göre tutum, zihinsel (bilişsel) bir öğe, bazılarına göre davranışı yönlendiren duyumsal bir ön düşünce, kimilerine göre de ideoloji, ya da kanaat oluşumunu etkileyen bir değerler bütünü, bir vaziyet alıştır. Daniel Katz tutumu; "bireyin sahip olduğu değerler dizgesine bağlı olarak bir simgeyi, bir nesneyi, bir kişiyi ya da dünyayı iyi ya da kötü, yararlı ya da zararlı yönleriyle algıladığı bir ön düşünce biçimi," olarak tanımlar. Bu yüzden tutumun içinde bir olumluluk ya da olumsuzluğun yanı sıra bir de değer yargısına bağlı iki farklı özellik vardır. Bu iki özelliğin birincisine çekicilik-etkileyicilik boyutu, ikincisine de değer yargısı içeren boyut denmektedir. Thurstone'a göre tutum, psikolojik bir nesneye yönelen olumlu ya da olumsuz bir yoğunluk sıralaması ve derecelendirilmesidir. Psikolojik nesne, bireyle ilişkili olan ve olumluluk ya da olumsuzluk derecesine göre üzerinde bir yargıda bulunduğu bir simge, bir kişi, bir slogan ya da bir düşünce biçimi olabilir. Mc Clelland ise tutumu, bireyin şimdiki davranışını belirleyen geçmiş deneyimlerinin bir özeti olarak görür. Bireyin, düşünce dünyasına yansıyan değişik nesne ve insanlara geçmiş deneyimlerinden aktardığı anlamlarla bakması, tutumun başka bir biçimde betimlenmesidir. Genel olarak tutum kuramı, tutumun, tutum nesnesi ile ilgili geçmiş bir deneyim ya da yaşantının insan beynindeki kaydı, tortusu ya da ön düşüncesi olduğunu ve şimdiki ya da gelecekteki davranışıyla ilişkili olarak bireyin düşünsel oluşumuna etkide bulunduğunu varsayar.

(26)

Muzaffer Şerif tutumları, diğer sıradan düşünce yapılarından ve bunların oluşturduğu davranışlardan ayırt etmek için altı ölçüt geliştirmiştir (İsen ve Batmaz, 2002, s.250).

1.Tutumlar doğuştan edinilmez, sonradan kazanılır. Temel olarak, tüm düşünsel etkinlikler gibi tutumun oluşması da, öğrenme sürecinde ortaya çıkan bir etkinliktir. 2. Tutumlar geçici düşünsel durumlar değildir; bir kez ortaya çıktıktan sonra az ya da çok belirli bir süre devam ederler. Bunun nedeni tutumların derece derece gelişerek ve biçimlenerek oluşmasıdır.

3. Tutumlar birey ile nesneler arasındaki ilişkilere bir kararlılık ve düzenlilik kazandırır.

4. İnsan-nesne ilişkisinde, özellikle tutumlar aracılığıyla belirlenen bir etkilenme-güdülenme (yanlılık) süreci ortaya çıkmaktadır. Bir insan herhangi bir tutumunu biçimlendirdiğinde artık söz konusu nesneye yansız bir gözle bakamaz; ya bu nesneye karşı, ya da ondan yana olacaktır.

5. Tutumların oluşması ve biçimlenmesi için birbirleriyle karşılaştırılabilir birçok öğenin bir arada olması zorunludur. Bir nesneye karşı olumsuz ya da olumlu bir eğilimin baş göstermesi, ancak o nesnenin diğer nesnelerle Ait Bulgularından sonra mümkün olabilir.

6. Genel olarak kişisel tutumların oluşumu ile ilgili ilkeler, toplumsal tutumların oluşmasına da uygulanabilirler. Toplumsal tutumlar, toplumsal nesne, değer, konu, grup ya da kurumlara yönelik tutumlardır.

2.1. Tutumun Bileşenleri

Bir tutum, bir nesneye ilişkin duygu, düşünce ve davranışlardan oluşmaktadır. Buna dayanarak bir tutumun üç bileşenden oluştuğunu söylemek mümkündür. Bunlar bilişsel, duygusal ve davranışsal bileşenlerdir(Güney, 1997, s.350).

(27)

2.1.1. Bilişsel Bileşen

Bilişsel bileşen, bireyin düşünce süreçlerinde kullandığı bir sınıflama olgusudur. Tutum nesnesine ilişkin düşünce, bilgi ve inançlar bilişsel bileşeni oluşturur. Örneğin kişinin matematiğin yararlı olduğunu, bilimsel gelişmelerde önemli rol oynadığını, rasyonel düşünmeye hizmet ettiğini düşünmesi tutumun bilişsel yanını oluşturabilir.

2.1.2. Duygusal Bileşen

Tutumun duygusal bileşeni, insanın tutum nesnesine ilişkin duygu ve değerlendirmelerinden oluşur. Duygusal bileşen, bireyin tutuma konu olan canlı-cansız, somut-soyut olan şeylere karşı heyecanlarını ifade etmektedir. Tutum nesnesi hoşa gidebilir veya gitmeyebilir, sevilir veya sevilmez gibi yargılar da tutumun duygusal bileşenini oluşturur. Duygusal bileşen, tutuma devamlılık verir, tutumu şekillendirir Örneğin kişinin matematikten hoşlanması, onu zevkli bulması, boş zamanlarında da matematikle ilgili etkinliklerle uğraşması veya bunların tam tersi tutumun duygusal bileşeni ile ilgilidir.

2.1.3. Davranışsal Bileşen

Davranışsal bileşen, duygu ve kanıyla örtüşen bir şekilde hareket etme eğilimidir. Bu bileşen, tutumun sözlü ya da eylemsel ifadesidir. Örneğin öğrencinin matematik derslerine katılmayı istemesi, devamsızlık yapmaması, ev ödevlerini yapması, derse etkin olarak katılması matematiğe karşı olumlu tutuma sahip öğrencinin yapması muhtemel davranışlardır.

2.2. Tutumların Özellikleri

Tutumlar kendilerine özgü bazı özellikler taşırlar. Bu özellikler hem bütün olarak bir tutum için hem de tek tek bileşenleri için geçerlidir. Bu özellikler şunlardır:

1. Tutumlar, güç ve derece bakımından farklı olabilir. Her tutumun, o tutumun sahibi kişiye özgü bir gücü vardır. Tutumlar olumlu ve olumsuz uçlar

(28)

arasında birçok derecelere sahiptir. Tutumların gücü bu derecelere göre belirlenir. Tutumun gücü, kişinin o tutum konusundaki düşünce, duygu ve davranışlarının gücü olarak tanımlanmaktadır. Güçlü bir tutumda, kişinin o konudaki her üç tutum öğesi de güçlüdür (Binbaşıoğlu, 1995, s.372)

2. Tutumlar yalın ya da karmaşık olabilir. Bir tutumun veya bileşenlerinin karmaşıklık derecesi, bu tutumun ya da bileşenlerinin içerdiği unsurların sayı ve çeşitliliğine bağlıdır. İçerilen öğelerin sayısı ve çeşidi artıkça karmaşıklık derecesi de artar. Hem bir kişinin değişik iki nesneye ilişkin tutumlarının bileşenleri, hem de iki ayrı kişinin aynı nesneye karşı tutumlarının bileşenleri karmaşıklık bakımından farklı olabilir.

3. Tutumlar, diğer tutumlarla ilişkilidir. İnsanların bir konudaki tutumu, diğer konulardaki tutumlarıyla yakın ilişki içindedir. Bir tutumun yakından ilişkili olduğu tutum sayısı arttıkça, bu tutumun değişme ihtimali o oranda azalır (Güney 1997, s.354). “Tutumlardan biri kişinin diğer tutumlarına da egemen olabilir, onları etkileyen, yöneten merkezi bir hale gelir. Bu merkezi tutum, kişinin yaşama bakış açısı” şeklinde de tanımlanabilir (Usal, 1995, s.121).

4. Tutumların öğeleri arasında tutarlılık bulunabilir. Karmaşık bir yapıya sahip olan tutum öğelerinin tutarlı olmaları beklenir. Yani, duygu, düşünce ve davranışın, aralarında çelişki oluşturmayacak şekilde uyumlu, aynı yönde gelişmiş olmaları önemlidir. Güçlü tutumlar, öğelerinin güçlü ve aynı yönde olması nedeniyle tutarlı tutumları oluşturmaktadırlar. Tersine zayıf tutumların da kararsızlığa açık tutumlar olması beklenir. Tutum içi tutarsızlık yani bir tutumun bileşenleri arasında uyuşmazlığın varlığı, tutumda bazı değişmelerin ve rahatsızlık yaratacak bir durumun sebebidir. Dolayısıyla bileşenleri arasında tutarlılık bulunmayan tutumlar daha kolay değişir. Bir kişinin tutumunu değiştirmenin en kolay yolu onun tutumunun bileşenleri arasında bir tutarsızlık ya da çelişki oluşturmaktır (Güney, 1997, s.354).

5. Tutumlar arasında da bir tutarlılık vardır. Tutumlar birbirleriyle genellikle tutarlı bir örüntü oluşturmaktadır. Bu durum 1950'lerde yapılan çalışmalarla anlaşılmıştır.

(29)

Diğer yandan aynı yıllarda yapılan başka çalışmalarda ise tutumlar arasında ille de tutarlılık bulunduğu kanıtlanamamıştır. Sonuçta, tutumlar arasında tutarlılık eğilimi bulunmakla birlikte, tutarlılığın şart olması gerekmez (Usal, 1995, s.121).

2.3. Tutumların Oluşması

Tutumlar kalıtımsal özellikler taşımazlar. İnsanlar toplumsal yaşamda öğrenme yoluyla tutum sahibi olurlar. Başka bir deyişle, insanlar sosyalleşme süreciyle beraber tutum sahibi olurlar. İnsanların bu sosyalleşme süreci içinde nelere, nasıl ve ne tür tutumlar oluşturacağını belirleyen birçok faktör mevcuttur. Bunlardan en önemlileri şunlardır.

• Zihinsel Faktörler

Bir tutumun zihinsel yönü, insanın tutum konusu olan nesneye karşı olan inançlarıdır. Birey bazı kaynaklardan tutuma konu olan nesne hakkında bilgiler alır ve aldıkları bu bilgileri kendi zihinsel yapısındaki mevcut bilgileri ile birleştirir ve bir inanç sistemi oluşturur. Bir tutumun zihinsel faktörü, kişilerin bilgisel düzeydeki değişimlerinin bir sonucudur. Tutumda en önemli zihinsel faktör belirleyicisi inançlardır. Bu inançlar insanların tutum nesnesine karşı olumlu-olumsuz, iyi-kötü, yeterli-yetersiz şeklinde yargıların oluşmasına neden olurlar. Zihinsel faktörler, insanların nesneler hakkındaki tutumlarının kesinliğini ve kararlılığını belirler. Tutum sonucu gerçekleşecek olan davranışın eğilimi, tutumun zihinsel-bilgisel faktörü tarafından belirlenir.

• Fizyolojik Faktörler

Yaşlanma, hastalık, belli ilaç ve cerrahi müdahaleler bireylerin tutum sisteminin oluşumu ve değişimini sağlayan fizyolojik koşullardan bazılarıdır. Yapılan bazı araştırmalar, insanların her yaş dönemindeki tutumlarında önemli değişmeler ve gelişmeler olduğunu doğrulamıştır. Örneğin, insanlar büyüdükçe egemenlik, saldırganlık, rekabet, baş eğme, bağımsızlık ve diğer genel

(30)

tutum eğilimlerinde önemli değişmeler olmaktadır. Ancak bireyin tutumlarının oluşumunda fizyolojik faktörlerin rolü üzerinde henüz yeterince araştırma yapılmamıştır. Bu konudaki araştırmalar arttıkça konu daha net anlaşılacaktır.

• Anne-Baba Faktörü

Tutumların oluşmasında önemli faktörlerden biri de anne-baba etkisidir. Çocuk doğumdan okul çağına kadar anne-baba etkisi altındadır. Anne ve babasını kendisini koruyan, bilgilendiren, ödüllendiren ya da cezalandıran en büyük güç olarak görmektedir. Dolayısıyla anne-baba, çocukların nelere, nasıl ve ne şekilde tutum oluşturacağını belirleyen önemli bir faktör olmaktadır. Yapılan araştırmalar, çocukların olay ve nesnelere karşı oluşturdukları tutumlarla, anne ve babaların sahip oldukları tutumlar arasında büyük benzerlikler olduğunu doğrulamıştır. Çocuk anne babanın davranışlarını, olaylara yaklaşma tarzını taklit ederek ya da modele bakarak öğrenmektedir.

• Akranlar Faktörü

Çocuklar büyüdükçe tutumlarının oluşmasında anne-baba etkisi azalır ve anne babanın yerini çocuğun akranları alır. Arkadaş grubunu oluşturan üyeler arasında tutumlar açısından benzerlikler bulunur. Bu benzerlik daha çok ergenlik döneminde görülür. Çünkü arkadaşlar ergenlik döneminde birçok şeyi ortaklaşa gerçekleştirmektedirler. Arkadaş grubunun benzer tutumlara sahip olmalarında, benzer tutumlara sahip olan kişilerin birbirini arkadaş seçmelerinin etkisi vardır.

• Bireysel Özellikler Faktörü

Davranış bilimciler, tutumlar ile insanların kişilik özellikleri arasında yakın bir ilişki olduğuna inanmaktadırlar. Hatta bu ilişkinin karşılıklı olduğunu kabul ederler. Yani hem tutumlar insanların kişilik yapısını yansıtırlar hem de insanların kişilik yapılan ne tür tutumlar oluşturacaklarını belirler. Örneğin içe dönük kişiler, daha çok ikna edilmeye yatkındırlar ve sosyal baskıdan kolayca

(31)

etkilenirler, dışa dönük kişiler ise, bunun tersi özelliklere sahiptirler. İşte bu kişilik özelliklerine göre insanlar nesnelere karşı tutum sahibi olurlar.

• Kitle İletişim Araçları Faktörü

Tutum oluşumunda etkili olan en önemli kitle iletişim araçları, gazete, televizyon ve radyodur. Gerçekten makaleler, reklâmlar, haberler, haber programları ve çeşitli kitapların bazen insanların o zamana kadar hiç bilmediği çeşitli olay ve nesnelere karşı tutumlar oluşturmasına veya mevcut tutumlarını değiştirmesine etkileri fazladır.

• Sosyal Sınıf Faktörü

İnsanların içinde bulunduğu sosyal sınıfın da tutum oluşumunda etkisi vardır. Sosyal sınıfın tutum oluşumundaki etkisi özellikle sosyalleşme süreci aşamasında daha fazladır. İnsanlar içinde yaşadıkları sosyal sınıfın değer yargılarını benimserler ve bu benimseme doğrultusunda nesnelere, düşüncelere ve olaylara karşı tutum geliştirirler(Güney, 1997, s.361).

2.4. Tutum ve Davranış Arasındaki İlişki

Tutumun insan davranışını etkilediği bilinir. Ancak tutum ile davranış arasında her zaman bir ilişki olmayabilir. Yani insanların tutumları her zaman ve her yerde davranışa dönüşmeyebilir. Tutumlarının davranışa dönüşüp dönüşmemesi bazı faktörlerle ilişkilidir bunlar:

• Tutumun Kuvvet Derecesi

Bir tutumun davranışa dönüşüp dönüşmeyeceğini belirleyen en önemli faktörlerden biri tutumun kuvvet derecesidir. Kuvvet derecesi yüksek olan bir tutumun davranışa dönüşme ihtimali, kuvvet derecesi düşük olan tutuma göre çok fazladır.

(32)

• Çevresel Faktörler

İnsanların içinde bulundukları ortamın kendine özgü şartları insanların tutumlarının davranışa dönüşmesine veya dönüşmemesine neden olabilmektedir. Ortamsal baskılar çok güçlü olduklarında tutumlar, genellikle, bu baskıların göreli olarak güçsüz oldukları durumlardaki kadar davranışların güçlü bir belirleyicisi olamazlar.

• Davranışın Sonuçlarına İlişkin Beklentiler

İnsanların tutumlarının davranışa dönüşüp dönüşmeyeceğini belirleyen faktörlerden biri de gerçekleşen davranışın doğuracağı sonuçlara ilişkin beklentilerdir. Davranışın doğuracağı sonuçlara ilişkin beklenti ve ortamsal koşulları tutumun kuvvet derecesinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Eğer tutumun kuvvet derecesi çok yüksek ise, beklenti ve ortamsal koşullara bakmaksızın insanlar tutumlarını davranışa dönüştürebilirler.

• Yöntemsel aksaklıklar

Tutumlarla davranışlar arasında tutarlılık bulmadaki başarısızlığın nedeni bazen yöntemsel aksaklıklardır. Tutumlar doğru ya da güvenilir olarak ölçülememiş olabilir. Eğer denekler doğru yanıtlar vermiyorlarsa, soruları anlamıyorlarsa ya da soru, yanıtlamayı güçleştirecek kadar bulanıksa, tutum ölçeği ölçmek için geliştirildiği tutumu ölçmüyor demektir(Güney, 1997, s.358).

2.5. Tutumun İşlevleri

Tutumların birey açısından birçok işlevi vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

• Araç İşlevi

Bir tutum bireyin bir amacına ulaşmasında araç işlevi gördüğü için benimsenebilir. Bireyin çıkarlarına ya da bir toplumsal uyum amacına hizmet edebilir. İnsan çocukluktan başlayarak, kendi gereksinmelerini doyurmayı birincil

(33)

amaç olarak kabul eder ve bu doyumu sağlayan nesnelere karşı olumlu bir tutuma sahiptir. Bu nedenle de, istediği amaca ulaşmak için çevresiyle kurduğu ilişkilerde hep olumluyu, yararlıyı ve sevileni fazlalaştırmaya yönelik güdülerini ve uyumluluk ilişkisini temel davranış kalıbı olarak geliştirir. Birey bu amaçla uyumlu tutumlar edinmeye çalışarak, kazanımlarını daha yüksek bir düzeyde gerçekleştirmeye çaba gösterir.

• Tutumun Benlik Gerçekleştirici ve Değer İfade Eden İşlevi

Tutumlar psikolojik kimliğe ilişkin değerleri açıklayıcı özelliklere de sahiptir. Birey, kendisini öz değerleri açısından ifade etmesini ve görmek istediği biçimde algılamasını sağlayan tutumlar da geliştirmektedir. Bu işlevi gören tutumlar bireyin "benlik kimliğini" tamamlar ve güçlendirir (İsen ve Batmaz 2002, s.254).

Bireyin kendisine ilişkin imgesinin bir kısmı, sahip olduğu merkezi değerler tarafından iyice sarılmıştır ve eğer tutumları, bu değerlerin önem verdiği bir yönünü ifade ederse kendisini doyuma ulaşmış hisseder.

Katz insanların kendi benlik kavramlarının unsurlarını veya merkezi değerlerini yansıtan tutumlarını ifade etme ihtiyacında olduklarını varsayar. Bu tür tutum ifadeleri temelde kişinin kendi benlik kavramının geçerliliğini doğrulamaya yönelik olup, başkalarını etkileme hedefi daha azdır (Arkonaç, 1998, s.175).

• Benliği Koruma İşlevi

Tutum, bir savunma mekanizması gibi benliği koruyucu bir işlev görür; bireyin kişiliğini koruyan ve temel değerlerine yönelik her türlü tehdidi önlemeye yarayan bir yapıya sahiptir. Freud'a göre birey, kendisi ile ilgili her türlü gerçeği, inancı ve ön düşünceyi, dış dünyanın katı ve yıpratıcı gerçekleri ile karşı karşıya getirerek çatıştırmaktan kaçınır ve sürekli bir benlik koruma mekanizması geliştirir. Sonuçta bu yapıda tutumlar edinmek ister.

(34)

Benlik koruma mekanizması iki biçimde var olur. Bunlardan birincisi söz konusu sorunu yadsıma ve hiç yokmuş gibi görme eğilimidir. Bu tür bir savuma mekanizması bireyin psikolojik yapısı açısından tehlikeli sonuçlar doğurabilir. İkinci bir benlik koruma mekanizması ise, sorunu yadsıma yerine çarpıtma, yani değişik ya da daha düşük bir düzeyde algılama yoluyla gerçekleşir. Bu savunma mekanizması ruhsal denge açısından genellikle bir tehlike yaratmıyorsa da, insanın davranışlarında tutarsızlıklar oluşturabilir; hatta gereğinden fazla kullanıldığında önemli bir psikolojik soruna dönüşebilir (İsen ve Batmaz 1998, s.255).

• Tutumların Bilgi Sağlayıcı İşlevi

İnsan karmaşık bir özelliğe sahip olan evreni, insan ilişkilerini ve canlı-cansız nesneleri ancak zihninde sistemli bir hale getirerek anlayabilmektedir. Sistemli hale getirme, çoğunlukla kişinin algılama seviyesiyle yakından ilişkilidir. Gerçekten kişi, toplumsal düzendeki yerini, ihtiyaçlarını ve kazanımlarını ancak bu şekilde tespit edebilmektedir. Sistemli olmayan karmaşık ilişkileri sistemli hale getirmek bilgilenme vasıtasıyla olur. Kişilerin tutumları, bilgilenme ihtiyaçlarını da tespit eder. Tutumlar, bireylerde belirli bir ihtiyaç düzeyi yaratırlar (Güney, 1997, s.357).

Bazı tutumlar yalın bir biçimde, bireyin dünyasını anlamasına ve karşılaşabileceği tutum nesnelerine ilişkin olarak davranışa hazır duruma gelmesine yardım ederler. Kendileri için hiçbir zaman kazanımlarına ulaşmada bir araç işlevi görmeyecek olan ve bilinçaltı çatışmaların çözülmesinde pek yardımcı olmayacak çok sayıda şey hakkındaki tutumları yalnızca nesneleri anlamak ve bir yerlere yerleştirebilmek için benimserler.

2.6. Tutumların Değiştirilmesi

Tutum değişimi sorununa eğilen çeşitli araştırmalar dört farklı kuramsal yaklaşım kullanmışlardır. Bunlar, "öğrenme" kuramları, "sosyal yargı", "tutarlılık ya da denge" içeren bilişsel kuramlar ve "işlevsel" kuramlardır.

(35)

• Öğrenme Kuramları

Öğrenme kuramları yapılan araştırmalarda tutum değişmesine uygulanmıştır. Tutum değişimi bir öğrenme süreci olarak ele alınmakta ve eski tutumun yerine yeni bir tutum öğrenilmektedir. Öğrenme kavramları, çalışmaları tutarlı bir temele oturtmak, akademik deneysel psikolojiyle ilişki sağlamak ve bulgulan belirli bir çerçeve içinde yorumlamak için kullanılmıştır. Klasik şartlanma ve olumlu pekiştirme ile bireylerde tutum geliştirilmiştir. Uyaran, tepki, pekiştirici, genelleme vb. gibi öğrenme kavramları özellikle etkileyici iletişimle tutum değişimi konusunda başarı ile uygulanmıştır.

• Sosyal Yargı Kuramı

Sosyal yargı kuramına göre kuvvetle bağlanılan bir tutumun kendinden farklı görüşleri red alanı, kabul alanından daha geniştir. Yani kontrast mekanizmasını kullanarak, o görüşleri kendi görüşünden daha da farklı görüp reddetme olasılığı daha fazladır. Buna karşılık, fazla kuvvetle bağlanılmamış olan tutumların, farklı görüşleri kabul alanı, red alanından daha geniştir. Yani benzetme mekanizmasını kullanarak, o görüşleri kendi görüşüne gerçekten olduklarından daha da benzer görüp kabul etme olasılığı daha fazladır.

• Tutarlılık Kuramları

1960'lardan itibaren en çok araştırmaya yol açan tutum değişimi kuramsal çerçevesi tutarlılıktır. Tutumların özelliklerinde de incelendiği gibi tutumlar tutarlılığa yönelirler. Bu tutarlılık hem tutum öğeleri arasında, hem de tutumlar arasında söz konusudur. Hatta genellikle insan düşünüşünün ve davranışının tutarsızlıktan kaçıp tutarlı olmaya yöneldiği söylenebilir. Tutarlılık kuramları arasında Heider'in "denge" kuramı, Rosenberg ve Abelson'un "bilişsel dengeleme" kuramı, Festinger'in "bilişsel çelişki" kuramı yer almaktadır.

(36)

• İşlevsel kuramlar

Bu kurama göre, kişi bir tutumu belirli bir gerekçeyle geliştirir, yani tutum onun bir ihtiyacını karşılar. Eğer bu ihtiyaç karşılanırsa, tutuma da gerek kalmaz ya da yeni bir ihtiyaç ortaya çıkarsa, tutumda da paralel olarak bir değişme görülür (Kağıtçıbaşı, 1999, s.148).

2.7. Tutumların Ölçülmesi

Bir kişinin herhangi bir konudaki tutumunun tam olarak anlaşılması bu kişinin söz konusu konudaki düşünce, duygu ve davranışlarının iyi bilinmesi ile paraleldir. Ancak, kişinin belli bir konudaki tutumunu oluşturan düşüncelerini ve duygularını yakalamak gerçekten zordur. Buna karşın, davranışlarını algılamak ve hatta yorumlamak görece olarak daha kolaydır. Kaldı ki, davranışların aynı zamanda düşünce ve duyguların da bir aynası gibi düşünülmesi olanaklıdır. Böylece tutum ölçümü yaklaşımının hemen bütünü ile bir davranış ölçümüne dayanması yadırganmamalıdır. Bu davranış kavramı da bireylerin yalnızca hal ve hareketlerini gözlemlemeye dayanmaz. Tersine, özellikle sorulan sorulara verilen cevaplara dayanan, seçenek belirleyen ve fikir belirten sözel ya da yazılarak belirlenen olası davranışları içerir (Usal 1995, s.136).

Tutum ölçeklerinin temel işlevi, bireyleri, kabul ettikleri ya da karşı çıktıkları bir önerme ile ilgili olarak kabul etme ya da karşı çıkma uçlan arasında bir yere yerleştirebilmektir. Başka bir deyişle amaç, bireyin bir nesneye ya da bir görüşe karşı hangi konumda olduğunun belirlenmesidir (İsen ve Batmaz 2002, s.262).

Tutumların ölçülmesi için pek çok ölçek geliştirilmiştir. Burada, daha sonra geliştirilen ölçeklere de öncülük eden, üç önemli ölçek üzerinde durulacaktır.

• Thurstone Ölçekleri (Eşit Görünen Aralıklar Tekniği)

Thurstone ve arkadaşları, değişik derecelerde benimsenen tutumlara kesin değer puanlan verebilen bir ölçek geliştirmeye çalıştı. Thurstone ölçeğinin altında

(37)

yatan mantık, "metre"nin uzunluğu ölçmesi gibi, on bir eşit aralığa bölünmüş bir tutumlar dizisinin de kişilerin görüşlerini matematik değerler olarak yansıttığı (ölçtüğü) varsayımıdır (İsen ve Batmaz 2002, s.263).

Bu teknikte çok sayıda tutum cümlesinin, birbirinden eşit aralıklı farklılıklar gösteren 11 gruba ayılması istenir. Burada hakemler, bir tutum objesi hakkındaki cümlelerin ne derece olumlu ya da olumsuz olduğuna karar verirler. Hakemler tarafından üzerinde görüş birliği ortaya çıkmayan cümleler ölçeğe sokulmaz, çünkü bunlar ölçülecek tutumu belirgin bir şekilde yansıtmıyor demektir. Bir cümle kartının değişik hakemler tarafından konduğu kümelerin sayısı ne kadar çeşitli ise, o maddenin (cümlenin) dağılımı (yayılımı) o kadar geniştir ve o cümlenin nasıl bir tutumu yansıttığı hakkında o kadar az anlaşma var demektir. Bu tür cümlelerden arıtılmış bir ölçek kurulduktan sonra bu ölçek uygulamaya hazır demektir (Kağıtçıbaşı, 1999, s.135).

• Likert Ölçekleri (Toplamalı Sıralama Tekniği)

Likert ölçeği, tutumları ölçmek için kullanılan belki de en kolay ve direkt yöntemdir. Likert, ölçek kurmak için gereken dört işlemi şöyle sıralamıştır:

a) Belli bir tutumla ilişkili olduğu tahmin edilen çok sayıda tutum cümlesi (madde) bir araya toplanır.

b) Bu maddeler bir denek grubuna verilir. Deneklerin bu cümlelere beş kategori üzerinden tepki göstermeleri istenir : "Fikrime çok uygun", "Fikrime uygun", "Kararsızım", "Fikrime aykırı", "Fikrime çok aykırı".

c) Her denek için toplam puan hesaplanır. Yukarıdaki beş kategori sırasıyla 5,4,3,2,1 puan ağırlığı almak üzere, her kişinin bütün ölçek maddelerine verdiği cevaplar toplanarak toplam bir puan elde edilir.

d) En ayırıcı maddeleri seçebilmek için "madde analizi" yapılır. Madde analizi, her madde için, o madde üzerinden grubun aldığı puanların, grubun bütün ölçek maddeleri üzerinden aldığı toplam puanlarla korelâsyonudur. Madde analizinde, tüm ölçek puanlarıyla yüksek korelâsyon gösteren maddeler tutulur; diğerleri atılır (Kağıtçıbaşı 1999, s.136).

(38)

Likert'in ölçek geliştirme yönteminde, uyarıcılara gösterilen tepkilerdeki bütün sistematik değişmeler, cevaplayıcıların tutumları arasındaki farklılıklara atfedilir. Uyarıcılardan her biri, bir diğerinin tekrarı gibi düşünülür.

Likert tipi ölçeklerin en önemli özelliği tek boyutlu olmasıdır. Ölçekteki bütün maddeler aynı tutumu ölçer. Tek boyutluluğu sağlamak için madde analizi yapılır. Likert tipi ölçek ile Thurstone ölçeğinin farkı, Thurstone ölçeğinde hakemlerin görüş birliğinin esas alınması, madde analizinin yapılmamasıdır.

• Guttman Ölçekleri (Birikimli Ölçekleme Tekniği)

Guttman ölçeklerinde de Likert ölçeklerinde olduğu gibi, denekler çok sayıda maddeye tepkilerini belirtirler. Guttman için temel iki sorun tek boyutluluk ve üretilebilirliktir. Tek boyutluluk, bir ölçeğin bütün maddelerinin aynı tutumu ölçmesidir. Üretilebilirlik (tekrarlanabilirlik) ilkesi de tek boyutluluğun mantıksal sonucudur. Bu ilkeye göre, bir kimsenin bir ölçekten aldığı toplam puanı bilirsek, o ölçekteki her maddeye (soruya) ne şekilde cevap verdiğini üretebiliriz ya da doğru tahmin edebiliriz. Örneğin ağırlık ölçen bir ölçek Guttman ölçeğidir. Böyle bir ölçekte şöyle maddeler olabilir:

1. Ben 40 kilodan fazlayım 2. Ben 60 kilodan fazlayım 3. Ben 80 kilodan fazlayım.

Üçüncü maddeye olumlu cevap veren bir kimsenin, 1. ve 2. maddelere de olumlu cevap vermiş olduğunu kesinlikle söyleyebiliriz. Guttman, kabul edilebilecek en düşük üretilebilirlik kıstasını 0,90 olarak belirlemiştir (Kağıtçıbaşı, 1999, s.138).

Birçok psikolojik değişkenler gibi tutumlarında doğrudan gözlemlenemeyen, kuramsal ya da gizli değişkenler olduğunu ve varlıklarının ancak sözlü veya davranışsal belirtilere dayanılarak saptandığı bilinmektedir.

(39)

Tutum kavramı bireyin, herhangi bir davranış ya da tepkisini yansıtmakta, birçok davranıl ve tepkilerden çıkarılmaktadır(Arkonaç, 2001, s.157). Bu nedenle de öğrenci tutumları, eğitim programları içinde yer alan derslerde öğrenci başarısı üzerinde çok önemli rol oynamakta özellikle öğretme-öğrenme sürecinde belirgin bir biçimde ortaya çıkmaktadır.

2.8. Teknoloji ve Tasarım Dersi

Ülkelerin ekonomik kalkınmalarını gerçekleştirmeleri büyük ölçüde yeni teknoloji yaratma ve bu teknolojileri ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürme konusundaki başarılarına bağlıdır. Bu süreçte en önemli kaynak ise eğitimdir(Dowrick, 2002 s.2). Eğitim, toplumsal yaşamın her kademesini önemli ölçüde etkileyen bilim ve teknoloji üretimini sağlayarak ekonomik ve sosyal yapıda önemli değişimler yaratmaktadır. Hızlı ekonomik kalkınmaları ile dikkat çeken Hong Kong, Singapur, Güney Kore ve Tayvan gibi Doğu Asya ülkelerinin gelişmekte olan her ülkedeler kategorisinden gelişmiş ülkeler kategorisine geçmelerinde bilimsel çalışmalar üzerinde yoğunlaşmaları ve ithal ettikleri yeni teknolojileri ekonomik kalkınmada etkin olarak kullanmaları son derece önemli rol oynamıştır. Sadece Tayvan’da yılda 7 bin öğrencinin yurt dışına eğitim amaçlı gönderildiği bilinmektedir. Bu ülkeler eğitime verdikleri öneme bağlı olarak elde ettikleri hızlı teknolojik gelişim sayesinde üretimde verimlilik artışı sağlayarak yüksek ekonomik kalkınma hızına ulaşmışlarıdır. Gelişen teknoloji, üretim, dağıtım ve tüketimi olumlu yönde etkileyerek ekonomik kalkınmaya olumlu katkı sağlamıştır(Kozlu, 1995, s.124). Ekonomik kalkınmayı sağlayacak yeni teknolojiler ancak eğitim ile üretilebilmektedir. Yeni teknolojilerin üretilmesinde en önemli ihtiyaç olan eleştirel düşünebilen, sorun çözmeye odaklı, yeni fikirler üreten, kendine güvenli bireylerin yetiştirilmesinde eğitimin yeri çok önemlidir. Bu nedenle Teknoloji ve Tasarım dersi Türk Eğitim Müfredatında yeri almış ve yaratıcı düşünen, sorun çözmeye odaklı, yenilikçi, teknolojiyi takip eden, kullanabilen öğrenciler yetiştirmeyi amaçlamıştır.

Ülkeler, kendi vatandaşlarının zaman içinde değişen ihtiyaçlarını karşılamak ve onların gelişen dünyaya uyum sağlamalarını kolaylaştırmak için eğitim

(40)

felsefelerini, politikalarını ve ekonomilerini sürekli gözden geçirmek ve eğitim alanında bazı düzenlemeler yapmak zorundadırlar. Bu süreçte eğitimden beklenen, bireylere bilgiye ulaşmanın yolarlını göstermek ve dindiği bilgiyi gerekli durumlarda kullanmalarını sağlamaktır. Dünyadaki birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de son yıllarda hem ekonomik, sosyal ve kültürel değerlerin hem de dünyanın evrensel değerlerini dikkate alarak eğitim alanında reform niteliği taşıyan çalışmalar yapmış ve yeni düzenlemeleri uygulamaya geçirmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığının 2004 yılında, Avrupa Birliğiyle işbirliği içinde yürütülen Temel Eğitime Destek Projesi kapsamında Türk Milli Eğitiminde yeni bir düzenlemeye gitmiş ve eğitim alanında reform niteliği taşıyan çalışmalar gerçekleştirmiştir. Bu çalışmalar kapsamında İlköğretimin ilk beş yılında okutulan temel derslerin öğretim programlarının aynı anda ve koordineli bir şekilde geliştirilmesi ile başlanmıştır. Bu geliştirmeden sonra ilköğretim 6, 7 ve 8. Sınıflarındaki temel derslerin öğretim programları da geliştirilmiş ve 2006–2007 eğitim öğretim yılında 6.sınıflardan başlayarak kademeli olarak uygulamaya geçirilmiştir. Daha sonra ilköğretimin farklı sınıf düzeylerindeki Bilgisayar, Görsel Sanatlar, İngilizce, Trafik, Beden Eğitimi, Düşünme Eğitimi, Halk Kültürü, Müzik, Satranç, Spor Etkinlikleri derslerinin programları geliştirilmiştir(Güven, 2008, s.227).

Yenilenen ilköğretim programlarında hedefler sarmallık ilkesi esas alınarak belirlenmiştir. Öğrenmede davranışçı yaklaşımdan çok bilişsel ve yapılandırmacı öğrenme yaklaşımları dikkate alınmıştır(Yıldırım, 2008, s.314). Teknoloji ve Tasarım dersi (M.E.B Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı 2005/80 nolu genelge) kendisinin ve toplumun yararını daha yaşanabilir hale getirmek için sorunların farkında varan, çözümler üreten, yaratıcı ve hayal gücü gelişmiş, düşüncelerini kurgulayan ve ifade eden, öğrenmeyi öğrenen, sorgulayan, girişimci, değişim ve gelişime açık sorumluluk bilinci gelişmiş bireyler yetiştirmek vizyonu(TTK, 2008,s.3) ile oluşturularak ilköğretim II.Kademe müfredata girmiştir. Teknoloji ve Tasarım dersi, konusu ve işleyişiyle İş Eğitimi Dersinden tamamen farklı ve faydalı bir ders olarak, altı yedi ve sekizinci sınıflarda haftada iki saat verilmektedir.

Şekil

TABLO 1: ÖRNEKLEM SAYISININ OKULLARA DAĞILIMI
TABLO 2: ÖN DENEME ÖLÇEĞİNE VERİLEN CEVAPLARA AİT  BİLGİLER  Olumlu  Kuvvetle  Katılıyorum Katılıyorum  Fikrim  Yok Katılmıyorum  Asla  Katılmıyorum  Olumsuz  Asla  Katılmıyorum Katılmıyorum  Fikrim  Yok Katılıyorum  Kuvvetle  Katılıyorum  Madde  No  Cümle
TABLO 3: ÖN DENEME ÖLÇEĞİ MADDE/TOPLAM KORELASYONU,  ORTALAMA, STANDART SAPMALARI
TABLO 4: ÖN DENEME ÖLÇEĞİ MADDE/TOPLAM DEĞERİ VE MADDE  SİLİNDİĞİNDEKİ ALFA DEĞERİ
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

İkinci araştırma sorusu olan, teknoloji ve tasarım dersinde bilişim teknolojileri ile desteklenmiş öğretim programının uygulandığı deney grubunun derse

The Impact of Regional Trade Agreements on North African Countries’ Foreign Trade and Economic Welfare, Evidence from Algeria and the European Union Association

Immunoprecipitation)實驗進一步證實了 baicalein 能夠促使 HIF-1α結合 至 erythropoietin (EPO)與 vascular endothelial growth factor (VEGF)

[r]

Knobloch’a (2003: 22-34) göre otantik öğrenme öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine yönelerek mevcut yetenek ve deneyimlerini ortaya çıkarmaya, üst düzey düşünme

Öğrencilerin Öğrenme Tercihleri: Bilgi içeriğinin türünü tercih etme, öğrenme materyali ile ilişki kurma biçimlerini tercih etme, öğrencilerin tercih

Keskin (2015)’in ortaokul öğrencileri üzerinde yapmış olduğu çalışmada beden eğitimi dersine yönelik tutum noktasında kadın ve erkek öğrenciler arasında anlamlı

Öylesine özgün bir dili var ki Perihan Mağden’in, iki cümlesini okuyup da onu tanımamak mümkün değil.. Bu, bir yazar için elbette