• Sonuç bulunamadı

Ruhi Su'ya görkemli uğurlama

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ruhi Su'ya görkemli uğurlama"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cumhuriyet

Sahibi: Cum huriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi adına Nadir Nadt, 9 Genel Yayın Müdürü: Hattan C em al, Müessese Müdürü: E m i­ ne U şak lıgil, Yazı İşleri Müdürü: O kay G önensin, # Haber Merkezi Mü­ dürü: Yalçın Bayrr, Sayfa Düzeni Yönetmeni: Ali Acar, • Temsilciler: A N ­ KARA: Yalçın D oğan, İZMİR: H ikm et Ç etinkaya, ADANA: M ehm et Mercan.

İstanbul H aberleri: Reha Öz, Dış Haberler: Ergun Balcı, Ekonom i: Osman (ilagay, Kültür:

Aydın Emeç, Magazin: Yalçın Pekyen, Spor D anışm anı: Abdiilkadir Yücelınan, Düzeltme: Refik Durbaş, Araştırm a: Şahin Alpay, İş - Sendika: Şükran Ketenci. H aber - A raştırm a: Ufuk Cüldemir, # K oordinatör: Ahmet Kurulsan, 0 Mali İşler: Erol i rkilt, İlan: Ziya Ergene, H alkla İlişkiler: Gülderen Koşar, İdare: Hüseyin Giirer, İşletme: Sadun Sönmez.

Basan ve Yuyan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad.

39/41 Cağaloğlu İstanbul, PK: 246-lstanbul, Tel: 526 10 OO (9hat), Telex: 22246 •

Bürolar: Ankara: Ziya Gökalp Bulvarı İnkılap Sokak No; 19/4 Tel: 33 11 41-47, Télex: 42344 • Izmir: Halit Ziya Bulvarı No: 64/3, Tel: 25 47 09-13 12 30 Telex: 52359 • Adana: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: 14550-19731 Telex: 62155.

Meksika

dünyadan

yardım

bekliyor

Ölü sayısı ve kayıplar

konusunda rakamlar saat

başı yükseliyor. Meksika

hükümeti can kaybını 4 bin

olarak bildirirken,diplomatik

kaynakların verdiği rakamlar

20 bine dek çıkıyor.

Meksika Devlet Başkanı,

yabancı devletlerin

yardımına şiddetle

gereksinimleri olduğunu

bildirdi.

MEXICO CİTY, (AP) — Per­

şembe günü Meksika’yı şiddetle sarsmış olan ve önceki gün de yi­ nelenen depremin verdiği zararın büyüklüğü gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. Birleşmiş Milletler kayıtlarına göre dünyanın en ka­ labalık başkenti olan Mexico City’de büyük yıkıma yol açan ilk depremin ardından gelen 7.3 şiddetindeki ikinci deprem ilki­ ne dayanmış kimi yapıları da yıkmaya yetti.

Meksika Devlet Başkanı Mi­

guel de la Madrid ikinci deprem­

den az sonra yaptığı konuşmada halkı birlik ve dayanışma içinde olmaya çağırarak yabancı devlet­ lerin yardımına şiddetle gereksi­ nimleri olduğunu bildirdi. “Ger­

çek şu ki bu çapta bir deprem fe­ laketiyle başa çıkabilecek, yıkın­ tıları hızla kaldırabilecek olanak lara sahip değiliz" dedi

Ölü sayısı ve kayıplar konu­ sunda ise rakamlar saat başı yükseliyor. Meksika hükümeti can kaybını 4 bin olarak bildirir­ ken, diplomatik kaynakların ver­ diği rakamlar 20 bine çıkıyor. ABD Büyükelçisi, düzenle­ diği basın toplantısında can kay­ bının en aşağı on bin olduğunu ileri sürdü.

Yıkıntıların altında ne kadar ceset olduğu konusunda ise kim­ se ciddi bir tahminde buluna­ mazken, sağ kalmış olabilecek­ lere de zamanında ulaşma umu­ du kurtarma çalışmalarının ya­ vaş yürümesi yüzünden gitgide zayıflıyor. _

Bu arada, çeşitli ülkelerden Meksika’ya yapılan yardımlar da sürüyor. Türkiye’nin de 10 bin dolar ve Kızılay aracılığıyla ça­ dır, ilaç gibi malzeme yardımın­ da bulunacağı açıklandı. Öte yandan, ABD Başkanı Ronald

Reagan’ın eşi Nancy Reagan’ı ne

gibi yardım yapılabileceğini ye­ rinde incelemek üzere Mexico City’ye gönderdiği bildirildi.

TAKVİM 23 Eylül 1985 İmsak: 5.19 Güneş: 6.45 Öğle: 13.02 İkindi: 16.26 Akşam: 19.08 Yatsı: 20.28

RU H İ SU A R TIK PLAKLARDARuhi S u ’nun Şişli Camii'ndeki tabutunun üzerine annesi tarafından getirilen küçük bir kız, kırmızı bir karanfil bıraktı (1). Güvenlik kuvvetleri, Şişli’den mezarlığa

yürümek isteyen kalabalığı, güvenlik çemberine aldı (2). Cenazeye katı lanlar arasında SODEP Genel Başkanı İnönü ile HP Genel Başkam Gürkan da bulunuyordu (3). Ruhi Su ’nun eşi Sıdıka Soysal, yakınlarının arasında ağlıyordu (4). Cenazeye katılanlardan bazıları güvenlik güçlerince götürüldüler (S). (Fotoğraflar: ERDOĞAN KÖSEOûLU/BEYSUN GÖKÇİN)

R uhi Su* Y ci görkem li uğurlam a

Ruhi S u ’ya saygı. ..

BAKİ KALAN BU KUBBEDE BİR ONURLU ŞADA İMİŞ

100 kişi gözaltına alındı

Ş iş li Camii’ndeki cenaze törenine H P ve

SODEP genel başkan lan, eski siyasetçiler,

tiyatrocular, müzikçiler, edebiyatçılar,

sinemacılar katıldılar. Aziz Nesin, Su’nun

mezarı başında konuştu.

Cenazenin Zincirlikuyu Mezarlığı’na

götürülmesi sırasında yürümek isteyenlere

güvenlik kuvvetleri önce engel olmak .istedi.

Ancak mezarlığa kadar gidenlerden bazıları

daha sonra toplanarak siyasi şubeye götürüldüler.

İstanbul Haber Servisi — Halk sa­

natçısı, besteci ve ozan Ruhi Su’nun cenazesi dün Şişli Camii’nde kılman öğle namazından sonra Zincirlikuyu mezarlığında toprağa verildi. Şişli Camii’ndeki son yılların en kalaba­ lık cenaze törenine sinema, müzik, ti­ yatro, edebiyat ve siyaset çevreleri ka­ tıldı. Şişli’den Zincirükuyu’ya kadar yürüyen kalabalıktan bazı kişiler da­ ha sonra güvenlik kuvvetlerince göz­ altına alındılar.

Cenaze töreninde HP ve SODEP Genel Başkanlar! da katıldı. Aziz Ne­

sin, Su’nun mezarı başında yaptığı

konuşmada “Sesi güzel, işi güzel,

kendi güzel, içi güzel bir insanı yitir­ dik. Ruhi Su. çorak yönetimlerin çö­

lünde akıp gitti. Türk halkının ve dünyanın başı sağ olsun” dedi.

Geçen cuma günü tedavi gördüğü Cerrahpaşa Tip Fakültesi Onkoloji Servisi’nde ölen Ruhi Su’nun cena­ zesinin kaldırıldığı Şişli Camisi’nde, cenaze namazından önce toplanan kalabalık tabutu başında saygı duru­ şunda bulundu. Cenaze namazının kılınmasından sonra görevli imam Ruhi Su’nun tabutu başında “Türk kUltUrtlne d erin katk ılard a b u lu n m u ş

kıymetli çalışmaları ile Türk milleti­

nin yeni yetişen neslini

aydınlatmıştır” diye konuştu. AZİZ NESİN’İN KONUŞMASI

Ruhi Su, Zincirlikuyu’da toprağa verilirken, polis helikopterleri mezar­

lık üzerinde tur attı. Aziz Nesin, me­ zar başında şu konuşmayı yaptı:

“Tarihi 1985 yıl önce İsa’nın doğu­ muyla mı başlatıyoruz? Yoksa dört bin yıl önce yadının bulunuşuyla mı? Yoksa on bin yıl önceki insanın ma­ ğara resimleriyle mi?”

“ İnsanlık tarihi kaç on bin yıllık olursa olsun tarihin hiçbir zamanın­ da ve dünyanın beş anakarasının hiç bir yerinde ve bugün de dünyanın 160 küsur ülkesinde insanlar milletveki­ li sıkıntısı çekmemişlerdir ve bakan sıkıntısı çekmemişlerdir ve başbakan sıkıntısı çekmemişlerdir ve devlet baş­ kanı sıkıntısı hiç çekmemişlerdir. Ni­ çin? Çünkü bunlar tarihin her döne­ minde ve coğrafyanın her yerinde,

AIDS beyni de kemiriyor

T

HÜCREDEKİ SAATLİ BOMBA

Uzmanlara göre AIDS

virüslerinin genetik yapısı

nesilden nesile değiştiğinden

etkili bir aşı geliştirmek yıllar

alabilir. Benzer bir şekilde

yapısını değiştiren sarılık

virüsünde aşı geliştirilmesi 17

yıl sürmüştü.

Rudolf. Virchow

Hastanesi’nde yapılan bir

otopside, 25 yaşında ölen bir

AIDS hastasının beyninde

normal olarak 90 yaşındaki

bir hastadan daha ileri

hafıza kaybına rastlandı.

Dış Haberler Servisi — ilk önceleri, eş­ cinsellere özgü bir hastalık olarak görü­ len AIDS hastalığı konusunda bir yandan büyük bir hızla yeni bilgiler elde edilirken, bir yandan da bu hastalığın yeni tehlikeli boyutları ortaya çıkıyor. Federal Alman­ ya’da yayımlanan “ Der Spiegel” dergi­ sine göre AIDS, sadece bünyenin bağışık­ lığını yok etmekle kalmıyor, ciddi beyin zedelenmelerine de yol açıyor. Ayrıca AIDS virüsü, her nesilde genetik değişik­ liklere uğrayarak, kendisine karşı bir aşı geliştirilmesini neredeyse imkânsız hale getiriyor.

Patologlara göre, AIDS hastalığından ölenlerde yapılan otopsilerde, AIDS’den ölenlerin yüzde 80’inde beyin zarlarının

hızla erimekte olduğu saptandı. Berlin’­ deki Rudolf Virchow Hastanesi’nde ya­ pılan bir otopside, 25 yaşında ölen bir AIDS hastasının beyninde “ normal ola­

rak 90 yaşındaki bir hastadan daha ileri hafıza kaybına rastlandı.”

Alman AIDS uzmanı Johanna L’Age-

Stehr’in belirttiğine göre AIDS hastala­

rında bağışıklık kaybının yanı sıra, karak­ ter değişiklikleri, hafıza bozuklukları, yaptığı bİT şeyi inkâr etme, hareket zor­ lukları, uzuvlarda duyarlık noksanlığı gibi belirtiler de görülüyor.

1981’de ABD’de sıkça görülmeye baş­ layan esrarengiz bir hastalığın araştırılma­ sıyla başlayan AIDS mücadelesi, o za­ mandan bu yana hızla ilerledi:

• Amerikan ve Fransız bilim adamları, AIDS’in HTLV-3 adını verdikleri bir vi­ rüsten kaynaklandığım saptadı. Amerikalı Robert Gallo, laboratuvarda HTLV-3 vi­ rüsleri üretmeyi ve genetik yapılarının bir bölümünü analiz etmeyi bile başardı. • Virüsün kandaki alyuvar tiplerinden T-4’lere yerleştiği saptandı. HTLV-3’lerin T-4 lenfositlere nasıl sızdığı, biyokimya­ sal prensipleri bakımından aydınlatıldı. • AIDS virüsünün Orta A frika’daki ye­ şil şebeklerden geldiği ve 1960’lardaki bir biyolojik değişim sırasında ilk olarak in­ sana geçmeye başladığı saptandı. • Yaklaşık bir yıldır AIDS hastalarını saptamak için etkin (Alman mikrobiyo­ logu Prof. Rainer Laufs’a göre yüzde 99.8 kesinlikle) kan tahlil yöntemleri biliniyor. • ABD ve İngiltere’de geliştirilmiş bazı

AIDS aşıları şempanzeler üzerinde dene­ niyor.

Ancak, bu tablodan iyimser olmayan­ lar da var. Örneğin Amerikalı bulaşıcı hastalıklar uzmanı Anthony Fauci şöyle diyor: “ Kimse bundan daha şeytani bir

virüs düşünemez. Bir kere vücuda girdi mi, şimdiki bilgi düzeyimize göre onu ora­ dan kimse kovamaz.”

NESİLDEN NESİLE DEĞİŞİYOR

Zaten çok sayıda değişik türü olan AIDS virüslerinin en şeytani yanı, gene­ tik yapısının nesilden nesile değişmesi. HTLV-3 virüslerinin genetik elemanların­ dan sadece yüzde 30’u nesilden nesile ka­ lıcı. Dolayısıyla herhangi bir AIDS virü­ süne karşı geliştirilen bir aşı, virüsler ço­ ğalır çoğalmaz işe yaramaz hale geliyor ve yeni neslin genetik yapısına uygun bir aşı üretilmesi gerekli. Uzmanlar, genetik yapının sadece yüzde 30’unun kalıcı ol­ masının daha önce de sarılık salgınlarını yaratan Hepatit-B virüsüyle mücadelede benzer zorluklar çıkardığını belirtiyor. Sa­ rılığa karşı etkili bir aşı geliştirilmesi tam tamına 17 yıl sürmüştü.

Uzmanlara göre AIDS’e karşı birkaç yıl içinde aşı bulunamazsa, bu hastalığın dünyanın her yanma yayılması kaçınılmaz olacak. AIDS’in ölüme yol açmaması ha­ linde bile uzun vadede ağır beyin zedelen­ melerine yol açtığının ortaya çıkmasından bu yana, bilim adamları, görünüşte teh­ likesiz AIDS hastalıklarının bile uzun va­ dede korkunç sonuçlara yol açabileceği­ ne dikkat çekiyor.

Aids virüsü kana karışıyor

7 m . fflids virüsü E:

Virus, bünyenin savunmasında kilit rolü olan T-4 lenfosıtıyle karşılaşıyor.

Aids virüsleri vücudun savunma I sistemini böyle felce uğratıyor. I

Virüs, T-4 lenfositinin dış yüzeyindeki almgaçları aldatıyor (kilide uyan maymuncuk gibi) ve içeri giriyor.

O Virüs çoğalmıyor O Hastada Aids virüsleri var,

ama hastalık belirtisi göstermiyor, ya da az gösteriyor. O Hastalıklı T-4 hücrelerinin

başkasına geçmesiyle hastalık bulaştırılır.

O "U yku" halindeki virüsler daha

sonra faaliyete geçerek tüm Aids belirtilerine yol açabilir.

Tüm dünyada AIDS paniği

Brezilya’da eşcinsellere sokaklarda saldırılar oluyor.

Eşcinseller işten atılıyor. Arjantin’de bir Katolik örgty,

"Kamu sağlığını tehdit eden eğilim” olarak eşcinselliğin

yasaklanmasını istedi.

Dış Haberler Servisi — “An neleri onları terk ediyor. Arka daşları onlardan kaçıyor. Okul lar onları kabul etmiyor. Baz doktorlar onlara ancak lastik el diven taktıktan sonra dokunu yor. Bunlar, suç kavramını anla yacak yaşta bile olmamalarına rağmen en tehlikeli suçlular gib toplumun dışına itilmişler.”

AP ajansı, son zamanlarda dünyamızda en güncel konular­ dan birine dönüşen korkunç has­ talık AIDS’in kurbanı olan ço­ cukların dramını yukardaki bi­ çimde anlatıyor.

AIDS, insanlık tarihinde bu kadar kısa sürede, bu denli bü­

yük paniğe yol açan belki de tek -hastalık. Birleşik Amerika’dan Latin Amerika’ya, Avrupa’dan Ortadoğu ve Afrika’ya kadar AIDS korkusu çığ gibi büyüyor. Hastalığın bu denli korku yarat­ masının önemli bir nedeni, tıb­ bın şimdilik bu virüs karşısında çaresiz olması. Bu olgu da duyu­ lan korkunun zaman zaman pa­ nik boyutlarına ulaşmasına ve tehlikeli sosyal Tepkilere yol açı­ yor.

AP, Brezilya’da AIDS hastalı­ ğının taşıyıcıları olarak görülen eşcinsellere karşı tepkilerin hız­ la yoğunlaştığını bildiriyor. Eş­ cinseller, zaman zaman sokak­

larda saldırıya uğrayarak dövü­ lüyor, evleri taşlanıyor. Bir dizi işyerinde, sağlıklı olsalar bile, eş­ cinseller işten atılıyor. AP bu tür tehlikeli tepkilerin görüldüğü Brezilya’nın bir zamanlar eşcin­ sellik konusunda hoşgörülü bir ülke olduğuna dikkati çekiyor. Arjantin, AIDS yüzünden eşcin­ sellerin boy hedefi haline geldi­ ği diğer bir Latin Amerika ülke­ si. “inanç Topluluğu” adlı bir Katolik örgüt, hükümete dilek­ çe vererek, eşcinselliğin “ kamu

sağlığını tehdit eden bir olgu”

olarak yasaklanmasını istedi. Latin Amerika’da AIDS ilk kez 1982 yılında Brezilya’da gö­ rüldü. AP’nin yörede yaptığı araştırmaya göre o zamandan bu yana 13 ülkeye yayıldı.

AIDS, son zamanlarda Doğu Avrupa ülkelerinde de görülme­

ye başladı. ABD’de ise ilk kez 1981’de ortaya çıktı. Dünya Sağ­ lık Örgütü’ne göre, halen 43 ül­ kede 15131 kişide AIDS var. Hastalıktan ölüm oranı % 50 dolayında ve şimdiye dek hiçbir hastayı tedavi etmek mümkün olamamış. AIDS, ABD’de ilk kez 1981’de görülmüş. ABD, Avustralya, Japonya ve Avrupa’­ da hastaların % 70’i eşcinseller, damardan uyuşturucu alanlar ve hemofili hastalığı (bir tür kan hastalığı) çekenler.

Ancak AIDS’in en yoğun oldu­ ğu bölge Afrika. Hastalığın Or­ ta Afrika’dan dünyaya yayıldığı sanılıyor. Afrika’nın bir özelliği, bu kıtada hastalığa kadınların da erkekler oranında yakalanması. Angola, Burundi, Kongo, Zaire, Tanzanya, Uganda ve Zambia- da AIDS vakalarına rastlandı.

T-4 hücreleri, içeri sızmış olan virüslerden aldıkları emirlerle virüslerin

çok sayıda kopyasını üretir. Virüs kopyaları ilk hücreyi terkedıp kan dolaşımıyla yayılır, başka T-4 hücrelerine sızar.

Hastalıklı T-4 hücreleri bir süre sonra , virüs üretmekten tükenir ve ölür. Vücudun savunma sistemi içindeki görevlerini yapamazlar, bünye savunmasız kalır.

Doktorlar AIDSh

çare peşinde

A I D S ’e karşı mücadelede, insanların bağışıklık

sistemini güçlendiren iki ilaç üzerinde duruluyor.

WASHINGTON (A P) —

ABD’de AIDS ilk kez 1981’de or­ taya çıktı. Başlangıçta doktorlar yeni bir kanser türü ile karşılaş­ tıklarını sandılar. Başvuran has­ taların hemen tümü eşcinseldi. Zatürree belirtileri, halsizlik, vü­ cutta kabarıklıklar ve sonunda ölüm... Doktorlar ancak aylar sonra bu hastaların vücutlarının savunma sistemlerinin tümüyle yok olduğunu anladılar. Bir bilim adamı şöyle diyor:

“Tarihte, tıp biliminin bu kadar kısa sürede, bu kadar ilerleme kaydettiği başka bir hastalık yok.”Ne var ki, AIDS hakkında

toplanan tüm bilgilere rağmen.

hastalığın tedavisi henüz buluna­ madı. Tıp adamları bir aşamada, hiç olmazsa, AIDS virüsünün büyümesini durduracak ilaçlar yapmaya çalışıyorlar.

Ulusal Alerji ve Sari Hasta­ lıklar Enstitüsü’nden Dr. Ant­

hony Fauci, insanlardaki bağı­

şıklık sistemini güçlendiren

“Interlaukin-2” adlı doğal bir

madde üzerinde çalışmalar yapı­ yor. Tip adamlarına göre, bu madde virüs öldüren ilaçlarla birlikte, hastaya verilebilirse AIDS’e karşı başarılı bir müca­ dele umudu dağabilir. Fransızlar ise “HPA 23” adında bir ilaç üzerinde çalışıyorlar.

her zaman istenilenden, gereksinilen- den daha çok olmuşlardır. Değil bir tek dünyaya, yüzlerce dünyaya yete­ cek kertede vardır bunlardan. Ama tarihin her döneminde ve dünyanın her yerinde her zaman Ruhi Su’lar yoktur. Ruhi Su’lar çok değil gere­ ğince bile bulunmazlar. Ve Ruhi Su’­ lar bir gelir bir giderler.

“ İşte tarihin her zamamnda ve dünyanın her yerinde gereğinden çok bulunanlar, dünyaya pek seyrek ge­ len (Ne mutlu bize ki yurdumuza ge­ len) Ruhi Su’ya tedavisi amacıyla yurt dışına çıkması için hiçbir neden de olmadan, hiçbir bahane de uydu- rulamadan pasaportunu vermediler. Uygar ülkelerin sanatçıları, bilimci­ leri, aydınları, Türkiye’nin her zaman gereğinden pek çok bulunan yetkili­ lerini Ruhi Su’ya pasaport verilmesi için başvuru yağmuruna tuttuktan sonradır ki Ruhi’ye pasaportunun ve­ rilmesi zorunda kalındığında Ruhi Su ölüm yolculuğuna, dönüşü olmayan göçe hazırlanıyordu. Artık hiç kul­ lanmadığı ve kullanamayacağı pasa­ portu ile öldü. O kullanılamayan pa­ saport özenilenerek saklansın. Çün­ kü bizden sonraki kuşaklar bugünü öğrenmek ve anlamak için kullanıla­ mayan pasaportu müzede görmeli­ dirler!’

“ Her sanat dalında yeni bir okul kuran öncülerin, o okulun en iyi ya­ pıtlarını verdikleri pek seyrek görül­ müştür. Ruhi Su, Türk halk müziğin­ de hem yeni bir okul kurdu, hem o okulun en güzel yapıtlarını yarattı. Bugün onun kurduğu okulun ara­ mızda övündüğümüz pek çok usta­ ları var. Elbette Ruhi’yi ölümsüzleş­ tiren salt sesinin biricikliği ve güzel­ liği değildir. Onun büyük değeri Türk halk müziğini çağdaşlaştırarak yeni­ leştirmesi, yeni üretimlere yol açma­ sı, böylece Türk sesini dünya sesi ya­ pabilmiş olmasıdır!’

“Sesi güzel, işi güzel, kendi güzel, içi güzel, bir insanı yitirdik. Kendi­ sinden geriye dünyamızda durmadan su gibi akacak güzellikler kaldı. Şeyh Galip’in Nefı için söylediği (Eyvah ki, bir çorak vadi de akıp gitmişsin) di­ zesindeki gibi Ruhi Su da çorak yö­ netimlerin çölünde akıp gitti. Ama gönüllerimizde yerini alarak. Bütün bir Türk halkının, hepimizin sesi ol­ duğu için dünyanın da sesi olmuştu. Türk halkının başı sağ olsun, hepi­ mizin başı sağ olsun, dünyanın başı sağ olsun!’

Cenaze daha sonra kalabalık ta­ rafından eller üzerine alınarak cami dışına çıkarıldı. Bu sırada, 4-5 oto­ büs bulunduğundan büyük bir kala­ balık yürüyerek Zincirlikuyu’ya git­ meye kalkıştı. Güvenlik kuvvetleri, bunun üzerine halkı dağıtmak iste­ di, ancak kalabalık arasından

“ Yürüyelim” sesleri yükseldi. Yürü­

yüşe geçen kalabalık, “ çevik kuvvet” polisleri tarafından barikat içine alın­ dılar. Şişli G arajı’nın önüne gelindi­ ğinde ÎETT’den otobüs istendi. Bu arada bazı kişiler otobüse hindiler­ se de, arkadaşlarının uyarısı üzerine indiler.

"Emniyet kontrolü” altında yürü­

yenlerden bazı kişiler, “ Ruhi’ler

ölmez” sloganını attı. Ruhi Su’dan

türküler okundu.

Şişli’den yürüyenler Zincirlikuyu’­ ya vardıklarında, Ruhi Su, toprağa verilmişti. Zincirlikuyu’nun kapısın­ da üç panzer ile yeni güvenlik kuv­ vetleri bulunuyordu. Çelenk taşıyan­ lar içeri bırakılırken, geride kalanlar mezarlığa sokulmadı. Çıkışta da da­ ha çok çelenk taşıyan gençler yaka­ lanarak, araçlarla Gayrettepe’deki Siyasi Şııbe’ye götürüldüler.

100 KİŞİ GÖZALTINDA

Emniyet Müdürlüğü yetkililerine göıe, gözaltına alınanların sayısı 100 dolayında. Götürülenler arasında bulunan bazı gazeteciler, daha s o n -'

(Arkası Sa. 13. Sü. 4 ’te)

K a r p o v 4-3 ö n d e

MOSKOVA, (AP) — Dünya satranç şampiyonu Karpov ile Kasparov arasındaki yedinci karşılaşma heyecanlı, taktik mücadele yönünden zengin geçti ve 31. hamlede beraber­ likle sonuçlandı. Cumartesi gü­ nü siyahlarla oynayan Karpov, bu beraberlikten sonra 4-3 öne geçmiş oldu. Karşılaşmayı iz­ leyen büyük ustalar, dünya bi­ rinciliğinin en ilginç ve heyecan verici karşılaşmasına tanık ol­ duklarını, Kasparov‘un saldırı­ lan karşısında K arpov’un sürekli savunmada kaldığını vurguladılar.Dünya birinciliği­ nin sekizinci karşılaşması salı günü yapılacak. İlk karşılaş­ mayı Kasparov, dördüncü ve beşincileri ise Karpov kazandı.

Son yılla rın en

soğu k eylü lü

ERZURUM, (THA) — Erzu­ rum Meteoroloji Müdürü İb­ rahim Karabacak, Erzurum son yılların en soğuk eylülünü yaşıyor” dedi. Karabacak, şu bilgiyi verdi: “Erzurum son yılların en soğuk eylülünü ya­ şıyor. Kuzeyden gelen buzul merkezli hava kütlesi Erzu­ rum 'da soğuk bir eylülün ya­ şanmasına neden olmuştur. Fakat kuzeyden gelen buzul merkezli hava kütlesi geçicidir. Birkaç gün içinde Erzurum da hava normal seyrine dönecek­ tir. Kuzeyden gelen buzul mer­ kezli hava kütlesi Erzurum ’la birlikte Kuzeydoğu Karadeniz ve Doğu Anadolu'yu etkisi al­ tına almıştır. ”

“A ta tü r k

B elg eseli

AN K ARA, (a.a.)Ata­

türk’ün ölümünün 50. yılı için, Almanlarla ortak bir "Atatürk Belgesel Filmi” hazırlanacak. Filmin senaryo çalışmaları için A VA A jansı ’ndan yazar- yönetmen Çetin Öner, kasım ayı içinde Federal Almanya’ya gidecek. Alman TV kuruluşları NDR ve ZDF ile Provobis Film firmasının, 1988 yılına hazırla­

nacak bu büyük belgesel için 250 ila 500 bin mark ayırdık­ larını bildiren Çetin Öner, “Fil­ min Türkiye’deki finansörünün henüz belirlenmediğini” ifade etti.

B a ğ -K u rlu la ra

son gü n

A N K A R A , (a.a.) — Bağ- Kur’a prim, gecikme zammı ve faiz borcu bulunan sigortalıla­ rın prim aslını ödeme süresi, bugün mesai saati bitiminde sona eriyor. Bağ-Kur Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgi­ ye göre, prim borçlarını bu ak­ şama kadar ödeyen sigortalıların gecikme zammı ve faizden doğan borçları, 24 Mart 1987 tarihinde ödenmek üzere ertelenecek.

THK seçim leri

A N K A R A , (ANKA) — Türk Hava Kurumu Genel Başkan­ lığına Hava Tümgeneral Baki Aydm seçildi. THK’dan yapı­ lan açıklamaya göre, kurumun gene! kurulu seçimlerle sona erdi. Tümgeneral Baki Aydın, kurumun genel başkanlığına seçilirken, kurumun yeni yöne­ tim kurulu şu üyelerden oluş­ tu: Yılmaz OraÇŞefîk Aktuğlu, Abdullah Orakçılar, İnanç Ayaşh, Oktay Verel, Osman Çalıkadım, Güney Soydal, Emin Erol, Cemal Çınar, Er­ doğan DericUMehmet Tiirkyar.

Yol-Iş Eğitim

S em in eri

İSTANBUL, (a.a.)Türki­

ye Yol-lş Sendikası’nın eğitim programlan dizisinden otan ‘‘İstanbul taban eğitim çalış­ maları ” Genel Başkan Bayram Meral’in açış konuşmasıyla bugün başlayacak. Seminerler sürecinde görev alan eğitimci­ ler, işçilere çalışma mevzuatı, yeni yasalar, ekonomi ve sos­ yal sigortalar konularında bil­ gi verecekler. Prof. Dr. Alpas­ lan Işıklı, Prof. Dr. Toktamış Ateş, Doç. Dr. Devrim Ulu- can, Doç. Dr. Burhan Şenata- lar, Unsal Tüzün, Prof. Dr. Gülten Kazgan ve gazeteci- araştırmacı Yavuz Şimşek’in katılacağı eğitim seminerleri, 15 gün sürecek.

H alefoğlu

A B D ’ye g id iy o r

AN K ARA (a.a.)Dışişleri

Bakanı Vahit Halefoğlu, BM Genel kurulu’nun 40. dönem çalışmalarına katılmak üzere yarın New York’a gidecek. Ha­ lefoğlu, BM Genel Kurulu‘nun çalışmaları sırasında 4 ekimde Türk dış politikası ile bölgesel

ve uluslararası sorunlar hak- kındaki Türk görüşlerini anla­ tan bir konuşma yapacak. Halefoğlu’nun B M ’de başta ABD Dışişleri Bakam Shultz olmak üzere 30’a yakın ülkenin dışişleri bakanlarıyla görüş­ melerde bulunması bekleniyor.

Fas U laştırm a

B a k a n ı g e liy o r

AN K ARA, (ANKA)Fas

Ulaştırma Bakam Muhammed Bouamoud, Türkiye-Fas Hava Ulaştırma Anlaşmasının imza töreninde bulunmak üzere bu­ gün Türkiye’ye gelecek.

(2)

Ruhi Su’ya görkemli

(Baştarafı 16. Sayfada)

ra salıverildi. Gazeteciler, emniyet görevlilerince, fotoğraf çektikleri için götürüldüklerini ve polis otosunda hakarete uğradıklarım söylediler. Şişli’de cenazenin götürülüşü sırasın­ da, polisçe alınmak istenen Ruhi Su’- nun oğlu Ilgın Su, polislerin sert dav­ ranışına maruz kaldı, ancak uyarı­ lar üzerine bırakıldı.

Bir emniyet yetkilisi, “ Araç yeter­ sizliğinden ve bir organizasyon olma­ dığından, Şişli’deki kalabalığın yü­ rüyerek mezarlığa gitmesine göz yumduk. Polise karşı gelen veya sloj gan atanlan aldık. Bunlardan 6’sı, daha önce aranan kişilerdi. Polis, bu olayda soğukkanlı davranmıştır’’ de­ di.

Gözaltına alınanlardan bazıları, kimlik tespitinden sonra salıverildi­ ler. Bunlar arasında Füsun Erbutak da vardı. Buna rağmen geç saatlere kadar evlerine dönmeyenler, gazete­ leri ve emniyeti arayarak yakınların­ dan haber almak istedi.

ÇELENKLER VE KATILANLAR

Cenazeye 160’ı aşkın çiçek gönde­ rildi, ayrıca TEV’e bağışlar yapıldı. Barış Derneği davası sanıklarından tutuklu Ali Taygun ve Orhan Tay- lan’ın, yurt dışında bulunan Server Tanilli’nin, üzerinde “ Sözü bizim, sazı bizim, sanatın ustası bizim” di­ zeleriyle ‘Merter emekçileri” nin, Al­ man yazar Günter Grass’ın çelenk­ leri dikkati çekti.

SODEP ve HP Genel Başkanları İnönü ve G ürkan’dan başka M. Ali Aybar, Necdet Uğur, Aytekin Kotil, Ahmet İsvan, Abdullah Baştürk, Mahmut Dikerdem ile yazarlar, si­ nema, tiyatro, müzik sanatçıları, sendikacılar ve gazeteciler çoğunluk­ taydı. Orhan Gencebay ve İbrahim Tatlıses de cenazeye katılanlar ara­ sındaydı.

İNÖNÜ-GÜRKAN

SODEP Genel Başkanı İnönü, ga­ zetecilerle konuşurken, Ruhi Su’nun “ yaratıcı bir sanatçı olarak her tür­ lü koşulda eser yaratabileceğini ve halkın bilinmeyen hâzinelerini orta­ ya çıkarabileceğini gösterdiğini” söy­ ledi ve “ Gerçek bir sanatçıyı kaybet­ tik. Anısı önünde eğiliyorum” dedi. H P Genel Başkanı Aydın Güven Gürkan da şunları söyledi:

“ Ben, Ruhi Su’nun ölümünün, Türk toplumu için sanat ve sanatçı­

ya ne ölçüde sahiplendiğimiz konu­ sunda yeniden düşünmeye ve yeni­ den değerlendirmeye yol açmasını di­ liyorum. Eğer Ruhi Su’nun ölümü, devletin ve toplumun sanat, sanatçı ve güzele hiçbir ideolojik ayrım yap­ maksızın sahiplenilmesine imkân ta­ nırsa, Ruhi Su yaşamış olduğundan daha çok hizmet etmiş olacak. Ye­ terince sahiplenemediğimiz için ken­ disinden özür diliyorum.”

G ürkan, dün cenaze törenine ge­ lirk en , A ta tü rk H a v a a la n ı n ­ da, afla ilgili slogan atanlardan bir kişi yakalanarak gözaltına alındı.

Okul açılışı

(Baştarafı 1. Sayfada)

nav hakkı, okullarda öğretmen ve müdürlerin yakınmalarına yol açtı. Sınavların 29 eylülde bitme­ si ve okulların 30 eylülde açıla­ cak olması okullarda bir karga­ şa doğmasına neden oldu. Ba­ kanlık yetkilileri, öğretmenlerin bir hafta sıkı çalışması ile soru­ nun çözümlenebileceğini savun­ dular.

Bakanlık yetkilileri, halen ba­ sımı süren okul kitaplarının 1 ekimden önce okullarda olacak şekilde program yapıldığını ve tüm ders kitaplarının yeni öğre­ tim dönemi başında öğrencilere ulaşacağını kaydettiler.

Öte yandan Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı özel okullara gönderdiği bir genelge ile ön kayıtların gizli bir şekilde yapılmasını sağladı.

Edinilen bilgiye göre, Bakan­ lık 11 eylül tarihli bir genelgeyi okullara göndererek, “ Hiçbir

yeri kazanamamış veya kayıt yaptıramamış öğrencilerin 12-13 eylül tarihlerinde ön kayıt yap­ tırabileceklerini, ön kayıt yaptı­ ranların 14 eylül cumartesi günü de kesin kayıt yaptırabilecekle­ rini” bildirdi.

Ancak özel okullarda ön kayıt yapılacağı basın ve TRT aracılı­ ğı ile dahi önceden açıklanmadı­ ğından sadece Bakanlıktan ön kayıt yapılacağını öğrenen bazı öğrenciler kayıt yapınabildiler.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Çünkü aynı yazı­ da, «Ahmet Vefik Paşa’nın dilini o zaman bizlere öğret­ mek söz konusu olduğunda Edebi Heyet’tekl, zamanın bü­ yük edipleri de

[r]

Mustafa Kemal Paşa ve Heyeti Temsiliye Sivas’tan Ankara’ya kar yağışı altında üstü açık, üç hurda oto­ mobille giderler ve AnkaralIlar onlara görkemli bir

Beykoz, Hereke, Bakırköy fabrikaları gibi Fesaneyi de faaliyet çenberi içine alan Sanayi ve Maadin Bankasının meşkûr himmeti ve şirketin idare he­ yetinin

change in cases diagnosed as having LC is macrocytosis (6) and it is determined in a study performed by Maruyama et all that macrocytosis is the most

Lateral medüller sendromun seyri sırasında %12-36 oranında görülebilen bir semptom olan hıçkırık, diafragmanın ve eksternal (inspiratuar) interkostal kasların

Thus, existence of association between development to be of nephrotic syndrome and hypersensitivity can be considered, because it is reported that minimal change nephrotic

Kısacası Emevî Devletinin yıkılış nedenlerinden önemli ikinci neden, kabilecilik ruhunun yeniden ortaya çıkması ve bunun da beraberinde yine Emevî ailesi arasında