• Sonuç bulunamadı

Gülümserdi denizden fazla...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gülümserdi denizden fazla..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

-tt

-

SrX

17 MAYIS 1998 PAZAR

PENCERE

'Gülümserdi

Denizden Fazla../

Cumhuriyet “Cuma Kitapları”nın 46’rıcısında, Anadolu destanını verdi.

Destanı yazan:

Fazıl Hüsnü Dağlarca!..

Homeros 27 yüzyıl önce Anadolu’da Troya Sa­

vaşının destanını yazmıştı; bu toprakta 27 yüzyıl

sonra yaşanan ‘Kurtuluş Savaşı ’nın destanını iki büyük şair yazdı:

Nâzım Hikmet...

Dağlarca...

Dağlarca, özünde destan şairidir; en küçük şi­ irinde bile duyumsanan destansı rüzgârlanmanın gizemi, Türkçenin ses bayrağını dalgalandırır.

İnsanlık tarihinde destanlar çok değildir; doruk­ larda yaşanan inanılmaz olayların yarattığı şiiri di­ le getiren edebiyat türleridir.

Homeros ‘llyada’yı yazmıştı ya da söylemişti; Yu­ nanlılar ile Troyalıların savaşında, insanlar ya da in­ san kılığındaki Tanrıların söylencesini dile getir­ mişti.

27 yüzyıl önce Anadolu kendisini savunmuştu. 27 yüzyıl sonra Anadolu’nun savunması, bu top­ raklarda bir destan daha yarattı:

“A l al oldu her taraf,

Aydınlandı vaktin alnı damar damar. ”

Dağlarca durumu şiirle saptıyor:

"Bu yurt kopmuş kopacak, Bu bizim ölümüzdür. Göğsümüz al, yeşil, mor, Bu bizim gülümüzdür. Nereye? Ta sonsuza, Bu bizim yolumuzdur. Kader çizer yazısın, Bu bizim elimizdir. ”

Destan masal değildir, gerçeğin özüdür; destan­ dan payını almayanın tarih bilinci eksik kalır.

Homeros ‘ilyada’yı 2700 yıl önce yazdı, yeni bir destan için sabırla bekledi Anadolu...

Kimi bekledi?..

Her destanın bir kahramanı vardır, bir de oza­ nı!.. Kolay mı bir destanı yazmak?.. Destan bir toprakta boy atıyor, sonra o toprakta yeniden bir destanın yaşanması için nadaslanma süresi bin­ lerce yıl...

Bizim destanımızın kahramanı nasıl bir kişi?.. Çağımızın Homeros’u Dağlarca anlatıyor:

“Gülümserdi denizden fazla, Susardı deniz kadar. ’’

Atatürk’e karşıt olanlar arasında her türlüsü var;

mürtecisi, ayrılıkçısı, mandacısı, enteli, eleştiri bir yana, saldırıyı eksik etmezler; ellerinden geleni art­ larına koymazlar...

Nafiledir.

Çünkü Mustafa Kemal bir destan kahramanıdır. Bu destan Anadolu halkının yüreğine işlemiştir; Atatürk’ü yenilgiye uğratmak için, önce Dağlarca’yı yenmek gerek...

Dağlarca yazıyor:

“Mustafa Kem al’i gördüm düşümde, Daha diyordu.

Uğruna şehit olasım geldi hemen, Sabaha diyordu.

A l b ir kalpak giymişti, al A l b ir ata binmişti, al Zafer ırak mı dedim, Aha diyordu. ”

Taha Toros Arşivi

İlil iııııı il ıır mu ini mı

Referanslar

Benzer Belgeler

Nâzım 10 Eylül 1959'da Rusça kaleme aldığı vasiyetnamesinde, en değerli mirası olan eserlerinin telif hakkının üçte ikisini karım Münevver ve oğlum Mehmet'e diyerek

parmak proksimal falanks tabanının radyal yüzünde uzama ile sınırlı bulgular gözlenirken, genin tamamı etkilendiğinde; elde orta falankslarda kısalık, 2.. parmak

Kocası, daha karısının ce­ nazesi kalkmadan, onun yerini al­ mağa hazırlanan bir arkadaşile, bo­ zulan işlerini düzeltmek için yeni bir Ankara seyahatine

«Hayatımızda bütün faaliyetimiz, memleket işle­ rinde keyfî, müstebitçe hareket edenlere karşı mü­ cadele ile geçmiştir» diyen Atatürk, en kutsal

Hayat hikâyesini 1970'de yayımladığı "Yakın Tarihte Gördüklerim, Geçir­ diklerim" isimli dört ciltlik

Vaktile, benim de kalem yar­ dımımla milliyetçi “Turan,, gazete­ sini çıkarmış olan Zekeriya Beyin Türk ordusunu, Türk milliyetper­ verlerini ve Türk

Üzerinde her şeyden ziyade durmak istediğim nokta, Nasuhi Baydar’ın bu tercümesinde her satır ve parçanın aynen ve tamamen lisanımıza nakledilmemiş

Ney ve nısfiyeyi, mest olduğu demlerde; gelişi güzel, fakat bir bahçeden rastgele toplanan çiçekler gi­ bi, hoş çalar ve ayık olduğu zamanlarda ise; değil