• Sonuç bulunamadı

Doğu Akdeniz aerosollerinin kimyasal kompozisyonunun kısa ve uzun dönem değişimlerinin incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Doğu Akdeniz aerosollerinin kimyasal kompozisyonunun kısa ve uzun dönem değişimlerinin incelenmesi"

Copied!
42
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DOĞU AKDENİZ

H

AEROSOLLERİNİN ^

KİMYASAL

Z

KOMPOZİSYONUNUN S *

KISA ve UZUN

DÖNEM

DEĞİŞİMLERİNİN

İNCELENMESİ

TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ KURUMU

R

A

P

O

(2)

TÜ R K İYE ATO M ENERJİSİ KURUMU

TEKNİK RAPOR

DOĞU AKDENİZ AEROSOLLERININ

KİMYASAL KOMPOZİSYONUNUN

KISA ve UZUN DÖNEM

DEĞİŞİMLERİNİN İNCELENMESİ

(3)

2690 sayılı kanun ile kurulmuş olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun ana görevi; atom enerjisinin barışçıl amaçlarla ülke yararına kullanılmasında izlenecek ulusal politikanın esaslarını ve bu konudaki plan ve programları belirlemek; ülkenin bilimsel, teknik ve ekonomik kalkınmasında atom enerjisinden yararlanılmasını mümkün kılacak her türlü araştırma, geliştirme, inceleme ve çalışmayı yapmak ve yaptırmak, bu alanda yapılacak çalışmaları koordine ve teşvik etmektir.

Bu çalışma TAEK personeli tarafından gerçekleştirilmiş araştırma, geliştirme ve inceleme sonuçlarının paylaşımı amacıylaTeknik Rapor olarak hazırlanmış ve basılmıştır.

TÜ R K İYE ATO M ENERJİSİ KURUMU

Teknik Rapor 2011/01

TürkiyeAtom Enerjisi Kurumuyayınıdır. İzin alınmaksızın çoğaltılabilir. Referans verilerek kullanılabilir.

T Ü R K İ Y E A T O M ENERJ İ Sİ K U R U MU Adres : EskişehirYolu 9. km 06530Ankara/Türkiye Tel :+ 9 0 (312) 295 87 00

Fax :+ 9 0 (312) 287 87 61 W eb : www.taek.gov.tr

(4)

ÖNSÖZ

Son yıllarda doğu Akdeniz ve Karadeniz atmosferlerinde yürütülen hava kirliliği çalışmaları bu bölgedeki kirlilik yükünün Batı Akdeniz’de görülenden çok dahayüksek olduğuyönünde belirtiler vermeye başlamıştır. Eğer mevcut sınırlı verilerin gösterdiği belirtiler doğru ise, ülkemizin de tam ortasında bulunduğu Doğu Akdeniz ve Karadeniz atmosferleri Avrupa’daki en kirli bölgeler olup Avrupa’da atmosfere atılan kirleticilerin henüz bilinmeyen bir taşınım mekanizması ile Doğu Akdeniz, Anadolu ve Karadeniz bölgesine boşaltıldığını göstermektedir. Söz konusu yüksek kirlilik düzeylerinin ve buna neden olan emisyon kaynak bölgelerinin ortaya çıkartılması, ülkemizin uluslararasıplatformda savunmakta olduğu tezler açısından çok önemlidir.

Yukarıda anlatılan durumun ortaya çıkartılabilm esi için verilerin hızlı, doğru ve güvenilir olarak üretilm esi ve istatistik yöntem lerle değerlendirilm esi gerekm ektedir. Bu verilerin üretilmesinde hızlı nükleer tekniklerden olan ve dünyada yaygın olarak Nötron Aktivasyon Analiz (INAA) veya X - Işınları Floresans (XRF) teknikleri kullanılmaktadır. Ayrıca uygulanan istatistik yöntem lerin güvenilir olabilm esi için ise yeterli sayıda veri gerekmektedir. H alihazırda Doğu Akdeniz ve Karadeniz atm osferlerinde yapılan çalışmalarda ne ölçülen param etre sayısı ne de analiz edilen örnek sayısı kesin bir sonuca varmak için y e te rli değildir.

Bu çalışmada proje Ortadoğu Teknik Üniversitesi M ühendislik Fakültesi Çevre M ühendisliği Bölümü (ODTU-MF-ÇMB) ile ortak olarak yürütülm üştür. Numunelerin toplanması, hazırlanması ODTÜ-MF-ÇMB tarafından yapılm ış ve analizler M erkezim iz Ölçme ve Enstrum antasyon Bölüm ü E lem entel A naliz laboratuarında bulunan Enerji D ağılım lı X - Işınları Floresans Spektrom etresi(EDXRF) ile yapılm ıştır. Yaklaşık 1500 hava filtresin in analizleri yapılm ış ve değerlendirm elerde Mg, Al, Si, S, Cl, K, Ca, Ti, Cr, Fe, Mn, Ni, Zn, Br, Pb elem entlerin sonuçları kullanılmıştır. Yapılan istatistik değerlendirm eler ile Antalya bölgesine taşınan kirleticiler, m iktarı ve geldiği bölgeler; kısa, m evsim lik ve uzun dönem olarak belirlenmiştir. A liağa bölgesi için değerlendirm eler devam etmektedir.

(5)

İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER

Tablolar Dizini...i Şekiller Dizini...ii Yönetici Özeti...iii Executive Summary... iv Kısaltmalar...v 1. GİRİŞ... 1 2. YAPILAN ÇALIŞMALAR...3

2.1 Aerosol Örneklerinin Toplanması... 3

2.2 Enerji Dağılımlı X-lşınları Floresans (EDXRF) Spektrometresi İle Kimyasal Kompozisyonun Belirlenmesi...4

2.3 Örneklerin Analize Hazırlanması... 5

2.4 EDXRF Spektrometresinin Kalibrasyonu...6

2.5 EDXRF Analizleri... 7

2.6 Kalite Kontrol/Kalite Güvence Parametreleri... 9

2.6.1 Şahit Örnek Analizi...10

2.6.2 Tayin Sınırlarının Belirlenmesi... 11

2.6.3 Tekrarlanabildik...14

2.6.4 Doğruluk... 15

2.6.5 Belirsizlik Hesapları...15

3. SONUÇLAR...18

(6)

3.2 Mevsimsel Değişimler...21 3.3 Uzun Dönem Değişimler... 27 4. KAYNAKÇA... 29

(7)

TABLOLAR DİZİNİ

Tablo 1. Oxford ED-2000 XRF Spektrometresinin Özellikleri... 8 Tablo 2. Analiz Sırasında Geçerli Olan Optimum Uyarma Koşulları... 8 Tablo 3. EDXRF Spektrometresinde Aerosol Örnekleri için

Belirlenen Tayin Sınırları...12

Tablo 4. Çalışmada Belirlenen Tayin Sınırlarının Literatür ile

Karşılaştırılması... 13

Tablo 5. SRM 2783 için Belirlenen Analitik Doğruluk Değerleri... 15 Tablo 6. Hesaplanan Ortalama İstatiksel Belirsizlik ve Gözlem

Sıklığı...17

(8)

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1. Aerosol Örneklerinin Toplandığı Örnekleme İstasyonu... 3 Şekil 2. Yüksek Hacimli Örnekleyici ve İçinde Bulunduğu Platform... 4 Şekil 3. Whatman 41 Selüloz Asetat Filtrelerine Ait SEM

Görüntüleri... 5

Şekil 4. Örneklerin Kesilmesinde Kullanılan Kesici ve Kesilerek

Analize Hazırlanmış Örnekler... 6

Şekil 5. Oxford ED-2000 XRF Spektrometresi ve Numune

Değiştirme Düzeneği...7

Şekil 6. EDXRF Spektrometresi Analizinde Takip Edilen Basamaklar... 9 Şekil 7. Whatman 41 Selüloz Asetat Filtre Şahit Analizi... 10 Şekil 8. EDXRF Spektrometresi ile Belirlenen Parametreler için

Hesaplanan Kesinlik Değerleri... 14

Şekil 9. Hesaplanan Ortalama İstatiksel Belirsizlik ve

Gözlenme Sıklığı... 18

Şekil 10. Seçilmiş Bazı Kirleticiler için Kısa Dönem Değişimler... 19 Şekil 11. Seçilmiş Antropojen Kirleticilerin Mevsimsel Değişimleri...22 Şekil 12. Seçilmiş Toprak Kaynaklı Kirleticilerin Mevsimsel

Değişimleri... 23

Şekil 13. Seçilmiş Toprakve Antropojen Karışımı Kirleticilerin

Mevsimsel Değişimi... 24

Şekil 14. Deniz Kaynaklı Kirleticilerin Mevsimsel Değişimleri... 25 Şekil 15. Analiz Edilen Parametrelere Ait Yaz-Kış Oranları... 25

(9)

YÖNETİCİ ÖZETİ

2004 yılında ODTU-MF-ÇM Bölümü ile başlatılan proje kapsamında Akdeniz Bölgesinden ülkemize taşınan kirleticilerin kaynaklarının belirlenmesi, taşınım hız ve miktarlarının bilinmesi ülkemiz için önemli bir veri olacağından ve daha önce bu tür bir verinin üretilmemesi bu çalışmanın önemini ortaya koymuştur. Bu bilgilerin elde edilmesi için doğru ve yeterli numune temini, bunların doğru analizi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla Merkezimizde bulunan hızlı, güvenilir ve hassas EDXRF spektrometresi ve “NIST 2783 Air Particles on Flitter” standardı kullanarak analizler yapılmıştır.

Ülkemize taşınan kirleticilerin takibinde Antalya istasyonunda ölçülen değerlerin 1993-2001 yılları arasında kısa ve uzun dönem değişimlerinin incelenmesi ve böylece kirletici emisyonlarının kontrolü ile ilgili alınan önlemlerin ne derece etkili olduğunun tartışılmasıdır. Bu bağlamda, belirlenen kirletici konsantrasyonları kısa (günlük) dönem, mevsimsel ve uzun dönem olmak üzere üç ana başlık altında incelenmiştir.

Bu çalışmada değerlendirilen kirleticilerin kısa dönem değişimlerinin çok episodik olduğu (birbirini takip eden günlerde konsantrasyonlar arasında 10-20 kat fark olduğu) söylenebilir. Kirleticilerin atmosferde kısa dönem değişimlerini belirleyen en önemli etkenlerin arasında meteorolojik faktörler (yağış gibi) ile birlikte kirletici emisyonlarının şiddetinde gözlenen değişimlerde sayılabilir. Pb konsantrasyonlarında gözlenen azalma ise aslında Avrupa’dan kaynaklı emisyonlarda Pb miktarının azalmasıyla ilişkilidir. Antropojen kirleticilerin de yaz aylarında konsantrasyon değerleri daha yüksek olduğu görülmüştür. Projenin Ege Bölgesi (İzmir-Aliağa) çalışmaları bu yıl bitirilecektir.

(10)

EXECUTIVE SUMMARY

A collaborative study was started with the Middle East Technical University, Environmental Engineering Department in 2004 in order to determine the transport of air pollutants and their deposition rates to Eastern Mediterranean with the ultimate aim of filling the gaps in knowledge on the current status of Eastern Mediterranean air quality profile. Collection sufficient amount of representative samples, analyzes of the collected samples with high accuracy and precision and interpretation of generated data are crucial efforts. To attain this goal, EDXRF spectrometer, which is a rapid, reliable and sensitive analytical instrument, located at our center was employed in analysis of the collected samples after calibration with ‘NIST 2783 Air Particles on Filter’.

The effectiveness of the control strategies taken on the emissions was discussed by investigating the short and long term variations in the chemical composition of samples collected between 1993 and 2001 at Antalya station. In this context, generated data set was studied for short (daily) term, seasonal and long term variations.

It has been found that short term variations in the concentrations of pollutants in short time scale are highly episodic. The concentration of measured pollutants was changed 10-20 folds in the subsequent two days. The most important factors affecting the chemical composition of pollutants in short time interval are meteorological factors such as precipitation and variations observed at the emission strength of pollutants. The declined in Pb concentrations at the Antalya station was attributed to observed decrease in Pb emissions in Europe after the introduction of leaded gasoline. Highest summer averages were reported for anthropogenic pollutants in summer months. Aegean Sea (Izmir-Aliağa) studies of the project will be completed this year.

(11)

KISALTM ALAR

SANAEM : Sarayköy NükleerAraştırmave Eğitim Merkezi

EDXRF : Enerji Dağılımlı X-lşınları Floresans Spektrometresi

ODTÜ-MF-ÇMB : Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü

SEM : Taramalı Elektron Mikroskobu

INAA : Enstrümantal Nötron Aktivasyon Analizi

NIST : National Institute Standard Technology

SRM : Standart Referans Materyal

(12)

1. GİRİŞ

Aerosoller çapları 0.001 pm ile 100 pm arasında değişen katı ve sıvı parçacıkların bileşiminden oluşan ve atmosferde gaz fazında hareket eden maddeler olarak tanımlanabilir (Spurny, 1999) [17]. En düşük dane aralığı atmosferde bulunan molekül ve molekül topluluklarına karşılık gelirken, en büyük parçacık çapı atmosferden yeryüzüne çok çabuk bir biçimde çökelen parçacıklara karşılık gelmektedir (Pöschl, 2005) [16]. Aerosol terimi literatürde Partikül Madde (PM) ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır.

Aerosoller atmosfere doğal yollardan salındığı gibi, örneğin, deniz yüzeyinden atmosfere atılan deniz tuzu, rüzgârın etkisiyle yer yüzeyinden atmosfere taşınan toprak, yanardağların patlamasıyla atmosfere salınan partikül madde, yapay (insan faaliyetleri sonucu atmosfere taşınan partiküller, örneğin, termik santrallerde kömürün yakılmasına bağlı olan emisyonlar vb.) kaynaklardan da açığa çıkmaktadır. Aerosoller ister yapay ister doğal yollardan atmosfere salınsın görüş mesafesini kısaltan, her türlü yaşayan canlının sağlığı üzerinde olumsuz etki yapan, güneş ışınlarının absorblandığı bandı değiştirerek iklimi etkileyen kirleticiler olarak bilinmektedirler.

Bunun yanı sıra partikül maddenin yapısında bulunan bazı elementleri kullanarak bunların atmosferdeki konsantrasyonlarını belirleyen kirletici kaynakları dasaptanabilmektedir. Örneğin, S 0 42 veSe kömürün yanması sonucu atmosfere salınan kirleticilerdir. Vanadyum petrol yanması sonucu oluşur. Kurşun atmosfere motorlu taşıtlardan salınmaktadır (Chow, 1995) [4], Bu kirleticiler iz element olarak kullanılmakta ve kaynakları çeşitli istatiksel yöntemlerle belirlenmektedir.

Avrupa’da 1980’li yıllardan itibaren kirleticiler üzerinde ciddi bazı önlemler alınmış ve bunu takip eden yıllarda bazı kirletici konsantrasyonlarında azalmaların olduğu görülmüştür. Türkiye’nin gerek Doğu gerekse Batı Avrupa’dan kaynaklı hava hareketlerinin etkisi altında olduğu da bilinmektedir. Öztürk (2009) [15] 1993-2001 yılları arasında Antalya’ya ulaşan hava kütlelerini gruplandırmış ve bu zaman diliminde Batı Avrupa’yı içine alan sektörden %37 civarında bir taşınımın olduğunu bulmuştur. Dolayısı ile Antalya’da ölçülen değerler üzerinde Avrupa’dan salınan emisyonların etkisi olduğu söylenebilir.

(13)

Bu çalışmanın amacı Akdeniz sahilinde Antalya kırsalında kurulan istasyonda toplanan örneklerdeki mevsimsel, kısa ve uzun vadeli

değişimleri belirlemektir. Bu amaçla toplanan partikül madde

örnekleri Merkezimizde bulunan Enerji Dağılımlı X-lşınları Floresans Spektrometreleriyle (EDXRF) ile analiz edilmiş ve elde edilen bulgular zamansal değişimleri açısından irdelenmiştir.

(14)

2. YAPILAN Ç A LIŞM A LAR

2.1 Aerosol Örneklerinin Toplanması

Bu çalışma kapsamında değerlendirilen aerosol örnekleri ODTÜ’nin Antalya’nın yaklaşık 20 km batısında, sahilde kayaç bir yapının üzerine kurulan bir istasyonda toplanmıştır. İstasyonun yeri Şekil 1’de gösterilmiştir. İstasyonda toplanan örneklerin kirletici kaynaklarından etkilenmemesi için istasyon özellikle yerleşim bölgelerinden uzak bir yerde kurulmuştur. Örnekler SIERRA-ANDERSEN Model SAUV-10H PM10 Yüksek Hacimli örnekleyici kullanılarak Whatman-41 selüloz filitreler üzerinde toplanmıştır. Örneklerin toplandığı örnekleyici ve örnekleyicinin bulunduğu düzeneğe ait görüntüler Şekil 2’de verilmiştir. Örnekleme kampanyası 1992 yılında başlamış ve 2001 yılında sona ermiştir. İstasyonda toplanan örnekler belirli aralıklarla ODTÜ Çevre Mühendisliğinde bulunan Class-100 temiz odaya gönderilmiş ve analize kadar burada saklanmıştır.

(15)

Şekil 2. Yüksek Hacimli Örnekleyici ve İçinde Bulunduğu Platform

2.2 Enerji Dağılımlı X-lşınları Floresans (EDXRF)

Spektrometresi ile Kimyasal Kompozisyonun Belirlenmesi

X-lşını floresans analiz tekniği, analiz edilecek numune içindeki

elementleri bir radyasyon kaynağı ile (radyoizotop, X-lşınları

Tüpü, proton, elektron,..gibi) uyartılarak karakteristik X-ışınlarının yayınlamasına ve bu ışınlarının nitelik ve nicelik olarak belirlenmesine dayanan bir yöntemdir. Merkezimizde bulunan 50 W gücündeki Enerji dağılımlı X-ışını floresans Spektrometresi (EDXRF) ile katı, toz ve sıvı formundaki jeolojik, biyolojik, arkeolojik, çevre numunelerinin Na-U arasında analizleri hızlı, doğru ve hassas olarakyapılmaktadır. Bununla beraber tahribatsız bir yöntem olması, çeşitli fiziksel ve kimyasal yapıda madde analizlerine uygun olması, analiz öncesinde numunenin hazırlanmasında diğer yöntemlere göre daha az zaman harcanması, bazı durumlarda birkaç ppm civarında tespit edebilme gücünün olması ve aynı anda pek çok elementin analizinin mümkün olması nedeniyle, bu çalışmada aerosol örneklerinin analizinde EDXRF yönteminin seçilmesinin nedenleri arasında sayılabilir. Ayrıca, analiz edilecek örneğin çok olması XRF tekniğinin tercih edilmesinde bir diğer etkendir. XRF yöntemi aerosol örneklerinin üzerinde toplandığı hava ^litrelerinin analizine ek olarak çevre ile ilgili toprak, sediment, cevher, biyolojik örnek, su vs. gibi ortamlarda bulunan kirleticilerin belirlenmesinde de kullanılmaktadır.

Bu çalışma kapsamında analiz edilen iki örneğe ait SEM görüntüleri Şekil 3’de verilmiştir. Daha önce de belirtildiği gibi aerosol örnekleri Whatman-41 selüloz asetat filtreler üzerinde toplanmış olup, bu filtrelerin

(16)

kalınlığı 150 pm’dir. XRF tekniğinin Teflon gibi ince filtrelerin analizinde daha uygun bir yöntem olduğu bilinmektedir. Kalın ^litrelerde numune tarafından yayımlanan karakteristik X-ışınları hem filitre materyali hem de filitre içerisinde bulunan partikül madde (aerosol) tarafından absorblandığından tekniğin hassasiyeti düşmektedir.

Şekil 3. Whatman 41 Selüloz Asetat Filtrelerine Ait SEM Görüntüleri

2.3 Örneklerin Analize Hazırlanması

Örneklerin XRF analizi için ön hazırlıklar ODTÜ-Müh. Fak. Çevre Müh. Bölümünde yapılmıştır. Öncelik olarak fleksiglass malzemeden bir kesme cihazı yaptırılmıştır. Kesicinin yapımında ya da örneklerin kesilmesinde metal malzeme kullanılmamasına örnekleri kirleteceği düşüncesiyle özellikle özen gösterilmiştir. Cihaz tipik delgeç düzeneğine benzemekte olup Whatman 41 selüloz asetat ^litrelerden 55 mm çapında diskler çıkartılmış ve kesilen bu parçalar önceden de-iyonize su ile yıkanıp kurutulmuş petri kaplarının içerisinde Merkezimiz Ölçme ve Enstrumantasyon Bölümü Elementel Analiz laboratuarlarında bulunan XRF spektrometreleri ile analizler yapılmıştır. Örneklerin EDXRF analizine hazırlanması Class-100 Temiz odada gerçekleştirilmiştir. Örnekleri kesme işleminde kullanılan delgeç ve kesilen örneklere ait görüntüler Şekil 4’de verilmiştir.

(17)

Şekil 4. Örneklerin Kesilmesinde Kullanılan Kesici ve

Kesilerek Analize Hazırlanmış Örnekler

2.4 EDXRF Spektrometresinin Kalibrasyonu

Bu çalışmada en büyük zorluk EDXRF spektrometresinin Whatman-41 filitreler için kalibrasyonunda yaşanmıştır. Piyasada standart selüloz asetat filitrenin bulunmaması, EDXRF spektrometresinin Whatman-

41 filtreler için kalibrasyonunu zorlaştırmıştır. Spektrometresinin

kalibrasyonunu yapabilmek için ilk önce temiz Whatman-41 filitreler üzerine Merck marka standart solüsyonlar pipet edilmiştir. Ancak solüsyonların filitreler içerisine tamamen nüfuz ettiği ve bazen de ^litrelerin arkasından çıktığı görülmüştür. Bu nedenlerle spektrometrenin kalibrasyonunu gerçekleştirebilmek için daha önce INNA spektrometresi ile analiz edilmiş örneklerin kullanılmasına karar verilmiştir. Bu bağlamda 1993 yılında INNA ile analiz edilmiş 200 örnek standart filitreler ve kontrol filitreler olarak eşit iki bölüme ayrılmıştır. İlk önce 100 standart filitre EDXRF spektrometre ile analiz edilmiş ve intensité değerleri cps cinsinden bulunmuştur. Bu örneklere ait her elementin nanogram cinsinden değerleri INNA analizlerinden bilindiğinden, intensité değerleri (cps) nanogram (ng) değerlerine bölünerek her element için ortalama bir cps/ng değeri hesaplanmıştır. Ayrılan 100 kontrol filitrede standart filitreler ile aynı koşullarda EDXRF spektrometresi ile analiz edilmiştir. Kontrol filitreleri için bulunan intensité değerleri standart filitreler için hesaplanan ortalama (cps/ng) değerine bölünerek bu filitreler için nanogram değerleri bulunmuş ve bu değerler INNA sonuçları ile karşılaştırmıştır. Kontrol filitreleri için hesaplanan ve INNA analizi sonucu bulunan nanogram değerlerinin kabul edilebilir olması nedeniyle, standart filitreler için hesaplanan cps/ng değerleri, EDXRF ile analiz edilen diğer örneklerin intensité değerlerini kütleye çevirmekte kullanılmıştır.

(18)

2.5 EDXRF Analizleri

Aerosol örneklerinin analizinde laboratuarımızda bulunan ED-2000 Oxford XRF spektrometresi kullanılmıştır. Şekil 5’de kullanılan spektrometreye ait fotoğraflar görülmektedir. Spektrometrenin teknik özellikleri Tablo 1’de verilmiştir. Spektrometre da 170 eV ayırma gücüne sahip (5.9 keV için) Si(Li) katı hal dedektörü kullanılmakta ve örneklerX-ışınları tüpünün gümüş anodundan elde edilen radyasyonla bombardıman edilmektedir. Örneklerin analizi dört farklı koşulda yapılmıştır. Analiz sırasında geçerli olan uyarılma koşulları Tablo 2’de özetlenmiştir. Çok hafif elementler (Mg, Al, Si, P, S, Cl), çelikler (Ti, Cr, Mn), katilar (K, Ca) ve orta hafif elementlerin (Fe, Ni, Cu, Zn, Br, Pb) analizinde X-ışınları tüpünden yayımlanan ışınlar farklı ^litrelerden geçtikten sonra analiz edilecek örneklerin üzerine yönlendirilmiştir. Spektrometre aynı anda 8 örneği 140 dakika da analiz edebilme özelliğine sahiptir. Bu şekilde spektrometre günde dört kez çalıştırılmış ve günde 32 örnek analiz edilmiştir. Örneklerin analizinde takip edilen prosedür Şekil 6’da verilmiştir. Her set bitiminde filtre tutucular alkol ile temizlenerek örneklerin kontamine olması önlenmiştir. Daha önce de belirtildiği gibi örnekler laboratuara petri kapları içerisinde getirilmiş ve analiz bittikten sonra yine petri kaplarının içerisine konularak ODTÜ Çevre Mühendisliğimde bulunan Temiz Oda’ya taşınmıştır.

(19)

Tablo 1. Oxford ED-2000 XRF Spektrometresinin Özellikleri

S p ektro m etren in B ölüm leri D eğerler X -lşınları Tübü

* Azami Güç 5 0 W

* Azami Voltaj 50 kV * Azami Akım 1000 mA

Si(Li) Katı-Hal D edektörü

* Çözünürlük Gücü 160 eV * Soğutma Yöntemi Sıvı Nitrojen

Ö rn ek Tepsisi

* İç Çap 47 mm

* Dış Çap 50.5 mm

* Kalınlık 1 mm

Tablo 2. Analiz Sırasında Geçerli Olan Optimum Uyarma Koşulları

Parametre

Koşul Numarası 1

VLE (Çok Hafif)

2 Solid (Katı)

3 Steel (Çelik)

4

Medium (Orta Hafif) Tüp Voltajı (kEV) 2.5 10 15 22.6 Tüp Akımı (mA) 900 900 1000 494

Doğrudan Uyarma (Ag tip anot) Filtre

Kalınlığı

Yok İnce Al Kalın Al Kalın Ag

Analiz Süresi (s) 150 100 100 100 Analiz Aralığı Na - K K - C r C r - F e Fe - Mo,Pb

Elementler Mg, Al, Si, P,

S, Cl

(20)

Şekil 6. EDXRF Analizinde Takip Edilen Basamaklar

2.6 Kalite Kontrol/Kalite Güvence Parametreleri

Bu çalışma kapsamında çok fazla örnek analiz edildiğinden, Kalite Kontrol/Kalite Güvence parametrelerinin belirlenmesi önemli bir aşamadır. Bu bağlamda, arazi şahitlerinin analizi, tekrarlanabilirlik, doğruluk ve belirsizliğin hesaplanmasına ve kabul edilebilir değerler elde edilmesi durumunda analize devam edilmesine özen gösterilmiştir.

(21)

Whatman-41 için her açılan kutudan en az bir filtre örneklerde olduğu gibi bir gece sabit nem odasında şartlandırıldıktan sonra araziye gönderilmiştir. Numune toplanan örneklerden farklı olarak şahit arazi örneklerinden hava sadece 5 dakika boyunca geçirilmiştir. Daha sonra bu örnekte polietilen poşetler içerisinde Ankara ODTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü’nde bulunan Temiz Oda’ya gönderilmeden önce diğer örneklerle beraber buzdolabında tutulmuştur. Şahit örnek analizi filitrenin kendisinden ya da örnekleyiciden kaynaklanabilecek herhangi bir kirleticinin belirlenmesinde kullanılmıştır. Şekil 7’de EDXRF ile analiz edilen bir arazi şahidine ait intensité değerleri verilmiştir.

2.6.1 Şahit Örnek Analizi

Al S P Cu K Ca Ti Cr Fe Mn Ni Zn Pb Element

Şekil 7. Whatman 41 Selüloz Asetat Filtre Şahit Analizi

Şekil 7’de belirtilen elementlere ek olarak, numunelerin toplandığı ^litrelerde Cl, Br ve Mg da ölçülmüştür. Analiz edilen 30 arazi şahidinin sadece bir tanesinde Si ölçülmesi bu örneğin Si açısından kirlendiğini göstermektedir. Bu elementlere ek olarak, P ve Cu elementlerinin arazi şahitlerinde yüksek miktarlarda olduğu görülmüştür. Bakır’ın örneklerin toplanmasında kullanılan Yüksek Hacimli örnekleyiciden kaynaklandığı, P ise Whatman-41 filitrenin kendisinden kaynaklandığı söylenebilir. Bu nedenle Cu ve P örnekler için kirletici olduğu düşünülmüş ve iki element analiz sonuçlarının değerlendirilmesine katılmamıştır.

(22)

2.6.2 Tayin Sınırlarının Belirlenmesi

Bir spektrometrenin tayin sınırı bilinen bir güven aralığında

spektrometrenin ölçebildiği en küçük değer olarak bilinmektedir. Bu çalışmada tayin sınırının belirlenmesinde International Union of Applied and Pure Chemistry (lUPAC) tarafından kullanılan yöntem takip edilmiş ve tayin sınırı hesabı aşağıda verilen eşitlik kullanılarak kullanılmıştır

(Tiwari vd., 2005) [18].

Nb = Background intensité değeri (cps), olarak geçmektedir.

Daha önce bu raporda belirtildiği gibi EDXRF spektrometrenin kalibrasyonunda INNA sonuçları kullanılmıştır. Bu nedenle bu eşitlikte geçen Background intensité değeri (Nb) standart filitreler için oluşturulan INNA-XRF eğrilerinin kesişim değeri olarak alınmıştır. Her element için kullanılan sayma süreleri de Tablo 2’de verilmiştir. Analiz edilen örnekler için bulunan tayin sınırları (TS) Tablo 3’de sunulmuştur.

Analitik teknikler için hesaplanan tayin sınırları spektrometreden spektrometreye değişebildiği gibi, aynı spektrometre için de tüpün çalışma süresine göre de değişebilmektedir. Ama bu çalışmada EDXRF spektrometresinin kalibrasyonu için farklı bir yöntem kullanıldığından, EDXRF için hesaplanan tayin sınırları literatürde verilen diğer değerlerle karşılaştırılmış ve sonuçlar Tablo 4’de verilmiştir. Tablo 4’den de görülebileceği gibi tayin sınırları hem birim alanda hem de ^litrelerden geçen hava miktarı için hesaplanmıştır. Tayin sınırları örneklerin toplanmasında kullanılan ^litrelerin yapıldığı malzemelerin farklı olması, örneklerde toplanan partikül madde miktarlarının farklı olması ve kullanılan EDXRF spektrometrelerinin özelliklerine bağlı olarak farklı olması nedeniyle çalışmadan çalışmaya değişiklik göstermektedir. Ancak Tablo 4’den de görülebileceği gibi bu çalışma ve karşılaştırmada kullanılan diğer çalışmalar tarafından belirlenen değerlerin birbirinden çok farklı olmadıkları söylenebilir.

(1)

Bu eşitlikte;

= Kalibrasyon eğrisinin eğimi (cps/konsantrasyon) = Sayma süresi (saniye)

(23)

Tablo 3. EDXRF Spektrometresinin Aerosol Örnekleri için Belirlenen Tayin Sınırları Analyte m (eğim) (cps/ng) Ib (Kesişim ) (cps) R2 (Korelasyon Katsayısı) TS (ng) TS (ng m-3) TS (ng cm-2) Al 0.0012 9.27 0.6562 621.49 6.87 35.82 Fe 0.0107 54.99 0.7515 207.91 2.30 11.98 Pb 0.0065 5.16 0.3072 105.04 1.16 6.05 Ni 0.0036 0.66 0.4637 67.70 0.75 3.90 Br 0.0087 7.37 0.7786 93.61 1.04 5.40 K 0.0028 58.07 0.4202 666.64 7.37 38.42 Mn 0.0025 0.57 0.5709 90.60 1.00 5.22 Cl 0.0104 168.59 0.9075 306.09 3.39 17.64 S 0.0062 643.51 0.8114 1002.22 11.08 57.77 Zn 0.0100 3.96 0.5090 59.70 0.66 3.44 Ti 0.0049 3.70 0.6619 117.77 1.30 6.79 Cr 0.0059 3.02 0.3200 88.36 0.98 5.09 Ca 0.0046 5.15 0.9182 148 1.64 8.53

(24)

T a b lo 4. Ç a lış m a d a B e lir le n en T ay in S ın ır la rın ın L it e ra tü r ile K a rş ıl a ş tı rı lm a s ı P in P ■u o c a> S o i " ® 1——1 m VN CO CO COCO d 20 LO CO Is-LO OCO CO dCVJ VN Is -"O Is- P ' > 2 E S. 2 B ra £ 3 108.7 4 1.9 - LO VN 11 .3 12 .8 cvj CO CO 62.8 VN CO CO 7.6 VN T3 „ > <M <? £ ü. £ <5 10 u O) O O) ■ 00 = C M l ı VN cq 0 .9 2 CVJCO d LO LO Cvj O 0CT> 6 8 0 LO cvj CVJ CO _ £ se â 2 * 0 (0 o S CVJ CO LO CO 11 .98 LOO CO 0 LO CVJ CO CO 5.22 17.64 Is­ Is-l< LO 3.4 4 6 .79 5 .09 0 6 8 COLO CO V a lk o v ic vd. , 1 99 6 [1 7] (ngm -3 ) VN - -VN CO - VN VN 0.7 COVN - <z L a d s b e rg e r v e C re a tc h m a n , 1999 (n g m 3) LO L 0 - LOd CO COd LO cvj LOd cvj - ■ CVJ •■ > <*3 T3 C > g §> . ! § £ 3 OJ „ O CO 1— 1 CO ö 0. 7 LO d Œ)CVJ COd CO cvj LOd 6 0 d Cvjd B u Ç a lış m a (n g m 3) 6 .8 7 2 .3 0 CO 1.04 7.3 7 -3 .39 CO 0 COCO d 0 CO 8 6 0 0 .75 'sl-co P a ra m e tre < LL0 na . m * E 2 O (/) NE H O z 0

(25)

2.6.3 Tekrarlanabilirlik

EDXRF performansının günden güne nasıl değiştiğini anlayabilmek için gün içerisinde analiz edilen beş örnek saklanmış ve bir sonraki gün analiz edilen örneklerle beraber yeniden analiz edilmiştir. Ayrıca spektrometrenin kalibrasyonunda kullanılan 5 adet standart filtrede günlük olarak analiz edilmiş ve elde edilen sonuçlar için tekrarlanabilirlik kontrol edilmiştir. Tekrarlanabilirliğin % 10’un altında olması durumunda, o günkü örnekler yeniden analiz edilmiştir. Bu şekilde bütün analizler boyunca tekrarlanabilirliğin % 10 değerinin altında olması sağlanmıştır. Şekil 8 EDXRF kalibrasyonunda kullanılan bir standart filitreye ait % relatif standard sapma değerini göstermektedir. Bilindiği gibi bu parametre analitik hesaplarda tekrarlanabilirlik ya da kesinliğin belirlenmesinde kullanılmaktadır. Şekil 8’den de açıkça görülebileceği gibi EDXRF tarafından belirlenen parametreler için % relatif standard sapma değeri % 10’un altındadır. Bu nedenle EDXRF’in tekrarlanabilirliğinin kabul edilebilir olduğu söylenebilir.

Element

(26)

2.6.4 Doğruluk

EDXRF ile yapılan ölçümlerin analitik doğruluğu National Institute of Standards and Technologies (NIST)’den alınan SRM 2783 ile kontrol edilmiştir. Bu standard partikül maddenin Teflon tipi filtre üzerine toplanması ile elde edilmiş ve nicel analiz sonuçları da standardın sertifikasında verilmiştir. SRM 2783 EDXRF ile örneklerin toplandığı ^litrelerle aynı koşullar altında analiz edilmiş ve sonuçlar Tablo 5’de verilmiştir.

Tablo 5. SRM 2783 için Belirlenen Analitik Doğruluk Değerleri SRM 2783

Onaylanmış Değer (ng) Ölçülen Değer (ng) Bağıl Hata

Avg. SD Avg. SD (%) Si 58600 1600 59500 1550 1.54 S 1050 260 915 165 12.86 K 5280 520 4902 570 7.16 Cr 135 25 146 28 8.15 Mn 320 12 315 20 1.56 Al 23210 530 19580 670 15.64 Zn 1790 130 1609 123 10.11 Fe 26500 1600 30310 1890 14.38 Ca 13200 1700 14990 1650 13.56 Ti 1490 240 1685 270 13.09 Pb 317 54 320 38 0.95

Tablo 4’den de görüldüğü gibi en büyük bağıl hata % 15.64 ile Al için ve en düşük bağıl hata da % 0.95 ile Pb için bulunmuştur. Analiz edilen diğer parametrelere ait bağıl hatalar bu iki değer arasında değişmektedir. Hesaplanan bağıl hata değerlerinin % 20’nin altında olması analitik doğruluğun kabul edilebilir seviyede olduğunu göstermektedir.

2.6.5 Belirsizlik Hesapları

Bevington, P.R., (1969) [2] bir analizde toplam belirsizliği her bir bileşenin kareleri toplamının karekökü olarak tanımlamıştır. EDXRF sonuçları için toplam belirsizlik örneklerden geçen hava miktarının hesaplanması, örneklerin tartılması, spektrometrenin kalibrasyonu ve EDXRF analizinde bulunan belirsizliklerin toplamı olarak düşünülmüş ve toplam belirsizlik hesabında aşağıda verilen eşitlik kullanılmıştır:

(27)

2 2 2 2 2

CT , = CL+CT„ + a „ o, + CT (2)

Bu eşitlikte:

a, = toplam belirsizlik

ga = analitik belirsizlik

ctc = kaibrasyondan kaynaklanan belirsizlik

ctvoI = örneklerden geçen hava miktarının hesaplanmasından

kaynaklanan belirsizlik

ctw = örneklerin tartılmasından kaynaklanan belirsizlik

Braziewicz vd. (2004) [3] yaptıkları bir çalışmada Si (Li) detektörünün belirsizliğini % 4 olarak belirtmiştir. Ancak bu çalışmada belirsizlik count değerlerinin standard sapma değerlerinin ortalama count değerlerine bölünmesiyle her element için hesaplanmıştır. Brom ve Cl değerleri dışındaki elementler için kalibrasyon belirsizliği SRM 2783 analizi için hesaplanan bağıl hata değerleri kullanılarak elde edilmiştir. Brom ve Cl için kalibrasyon belirsizliği % 5 olarak kabul edilmiştir. Örneklerin tartımından kaynaklanan belirsizlik ise % 5 olarak kabul edilmiştir. Bu çalışma kapsamında EDXRFanalizIeri için hesaplanan belirsizlikdeğerleri Tablo 6’da verilmiştir. Nikel dışındaki elementler için hesaplanan toplam belirsizlik değerinin % 20 ve % 20’nin altında olduğu görülmektedir. Bu nedenle ölçüm sonuçlarının güvenilir bir veri seti elde etmek için kabul edilebilir olduğu söylenebilir.

(28)

Tablo 6. Hesaplanan Ortalama İstatiksel Belirsizlik ve Gözlem Sıklığı

Elem ent G ö zlen m e Sıklığı % O rtalam a İstatiksel B elirsizlik %

Mg 79.19 8.97 Al 99.62 7.86 Si 37.19 7.54 S 99.96 19.37 Cl 23.88 8.66 K 99.96 13.61 Ca 99.13 13.08 Ti 99.77 17.51 Cr 19.03 20.44 Fe 98.94 9.43 Mn 95.03 9.50 Ni 76.69 52.74 Zn 49.81 10.41 Br 96.85 8.66 Pb 77.26 13.82

Örneklerde belirlenen elementlerin örneklerde gözlenme sıklığı bu elementler için hesaplanan belirsizliğe karşı Şekil 9’da gösterilmiştir. Bu şekilden de açıkça görülebileceği gibi Zn, Cl ve Cr için örneklerde gözlenme sıklığı % 60’ın altında bulunmaktadır. Nikel için ortalama belirsizlik % 50’nin üzerindedir. Bu dört element için bundan sonra yapılacak istatiksel değerlendirmelerde ve verilerin yorumlanmasında daha dikkatli olmak gerekmektedir.

(29)

100 80 60 40 20 •< # • • Mg Pb Ni Zn Cl Cr 10 20 30 40 50 60 Ortalama İstatiksel Belirsizlik (%)

Şekil 9. Hesaplanan Ortalama İstatiksel Belirsizlik ve Gözlenme Sıklığı

0 0

3. Sonuçlar

Bu çalışmanın amacı Ülkemize taşınan kirleticilerin takibinde Antalya istasyonunda ölçülen değerlerin 1993-2001 yılları arasında kısa ve uzun değişimlerinin incelenmesi ve böylece kirletici emisyonlarının kontrolü ile ilgili alınan önlemlerin ne derece etkili olduğunun tartışılmasıdır. Bu bağlamda, belirlenen kirletici konsantrasyonları kısa (günlük) dönem, mevsimsel ve uzun dönem olmak üzere üç ana başlık altında incelenmiştir.

3.1 Kısa Dönem Değişimler

Kirleticilerin kısa dönem değişimleri yağış gibi birtakım meteorolojik parametrelerin yanı sıra bu kirleticileri atmosfere salan kirletici kaynaklarının emisyon miktarlarına bağlı olarak değişmektedir. Seçilmiş kirleticilerden S 0 42_, Cl ve Al’un kısa dönem değişimleri Şekil 10’da verilmiştir.

(30)

SO4 1 5 8 1 1 3 1 1 3 6 5 8 7 1 6 10 6 10 5 9 2 6 10 1 8 1 5 8 6 3 11 3 8 3 8 3 6 2 Ay Al PT 10 O) 8 T3 c g 6 a £ 4 o 2 O 1 . I WW., JLUW W k ljL ij -NaİJu- u ıJ llIu i 0 1 5 8 11 3 11 3 6 5 8 7 1 6 10 6 10 5 9 2 6 10 1 8 1 5 8 6 3 11 3 8 3 8 3 6 2 Ay Cl İl 1 Iı 1 J ıı 1 ı I 1 J k ı J k ^ d i l U İ i l 1 1 d A I L M U I 1 5 9 12 7 12 4 7 5 9 10 2 6 2 7 2 5 1 3 7 10 2 10 2 5 4 7 5 12 4 9 5 9 4 7 3 Ay

(31)

Şekil 10’dan da görülebileceği gibi kirletici konsantrasyonları kısa dönemde çok büyük değişimler göstermektedir. Antropojen elementlerin toprak ve deniz tuzu kökenli elementlere kıyasla kısa dönemde daha az değişim gösterdiği Öztürk (2009) tarafından da belirtilmiştir. Araştırmacı 1993-2001 yılları arasında antropojen kökenli iyonlardan S 0 42_ için 54 episod kaydetmiştir. Episod günlerinde S 0 42 ‘a ait konsantrasyon değerlerinin geometrik ortalama olan 6.5 pg m_3’den yaklaşık olarak 30 pg m_3’e çıktığı bulunmuştur. Sülfat için belirlenen bu episodlardan 52 tanesi yaz aylarında ve sadece 2 tanesi kış aylarında kaydedilmiştir. Antalya istasyonu kırsal bir bölgede kurulduğundan antropojen kaynaklı element ve iyonlar bölgeye daha çok uzun mesafeli taşınım ile ulaşmaktadır. Dolayısı ile bu kirleticilerin istasyonda ölçülen konsantrasyonlarını etkileyen en önemli faktör yağıştır. Uzun mesafeli taşınım sırasında bu kirleticiler yaş ve kuru çökelme ile atmosferden yıkanmaktadır. Yağış olaylarının bölgede kış aylarında daha çok görülmesi kış için kaydedilen episod sayısının neden daha az olduğunu açıklamaktadır.

Şekil 10’da deniz tuzundan kaynaklı elementlerden Cl’un kısa dönem değişimi gösterilmiştir. Yine Öztürk (2009) [15] tarafından Antalya istasyonunda toplanan örneklerde 1993-2001 yılları arasında Cl için toplam 140 episod gözlenmiştir. Bu episodlardan 73 tanesi kış mevsiminde 67 tanesi de yaz mevsiminde kaydedilmiştir. Yaz ve kış mevsimlerinde gözlenen episod sayılarında çok fazla fark olmamasına rağmen, yaz ve kış episodlarına ait ortalama değerlerin birbirinden önemli derecede farklı olduğu görülmüştür. Yaz episod konsantrasyonlarının ortalama değerinin 4.7 pg m 3 olduğu buna karşın kış episodlarına karşılık gelen değerin 8.4 pg m 3 olduğu bulunmuştur. Sodyum, Cl ve Br gibi elementler deniz yüzeyinden rüzgârla atmosfere taşınmaktadır. Kış aylarında rüzgârın şiddetinin yaza oranla fazla olması kış aylarında daha çok episod gözlenmesini açıklamaktadır. Toprak kökenli elementlerden Al’un kısa dönem değişimi de Şekil 10’da verilmiştir. Antalya istasyonunda ölçülen toprak kaynaklı elementlerin Sahra tozu ve yerel toprak olmak üzere iki farklı kaynağı bulunmaktadır. Toprak rüzgârın etkisiyle atmosfere taşındığı için bu mekanizmanın toprağın kuru olduğu yaz aylarında daha etkili olduğu söylenebilir. Dolayısıyla toprak kaynaklı elementlere ait yaz episodlarının kış episodlarına göre daha sık gözlenmesi beklenmektedir. Öztürk (2009) [15] Sahra ve yerel kaynaklı episodlarının aylara göre değişimlerini incelemiş, yerel topraktan kaynaklanan episodların Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında daha sık olduğunu buna karşın Sahra tozu episodu olarak adlandırılan episodların Şubat, Mart, Ekim ve Kasım aylarında sıklığının arttığını bulmuştur.

(32)

Sonuç olarak bu çalışmada değerlendirilen kirleticilerin kısa dönem değişimlerinin çok episodik olduğu (birbirini takip eden günlerde konsantrasyonlar arasında 10-20 kat fark olduğu) söylenebilir. Kirleticilerin atmosferde kısa dönem değişimlerini belirleyen en önemli etkenlerin arasında meteorolojik faktörler (yağış gibi) ile birlikte kirletici emisyonlarının şiddetinde gözlenen değişimlerde sayılabilir.

3.2 Mevsimsel Değişimler

Atmosferde bulunan birçok kirletici konsantrasyonun mevsimsel değişimler gösterdiği söylenebilir. Bu değişimleri belirleyen en önemli meteorolojik parametre daha önce de belirtildiği gibi yağıştır. Bunun yanı sıra atmosferde güneş enerjisinin etkisiyle atmosfere salınan birincil kirleticilerinfotokimyasal bazı tepkimeleregirmesiyleoluşan ikincil kirleticiler de bulunmaktadır. Örneğin, S 0 42_ atmosfere daha çok yanma prosesleri sonucu salınan S 0 2’in fotokimyasal bazı tepkimeler geçirmesi sonucunda oluşmaktadır. Bu nedenle, fotokimyasal tepkimelerle atmosferde oluşan kirletici konsantrasyonlarının yaz aylarında kış aylarına oranla dahayüksek olması beklenmektedir. Uzun mesafeli taşınan birçok kirletici, kış aylarında atmosferden yağışla daha sık yıkandıklarından bu tür kirleticilerde de yine bariz yaz ve kış konsantrasyon farkları bulunmaktadır.

Bu çalışmada ölçülen parametrelerin mevsimsel değişimleri 4 farklı grupta incelenmiştir. Birinci grupta atmosfere insan faaliyetleri sonucu salınan kirleticilerden S 0 42_ ve Pb bulunmaktadır. Bu iki kirleticiye ait mevsimsel değişimler Şekil 11’de sunulmuştur. Bu şekilden açıkça görülebileceği gibi bu iki kirleticiye ait konsantrasyon değerlerinin Nisan- Eylül ayları arasında arttığı, Ocak-Mart ve Ekim-Aralık ayları arasında ise azaldığı söylenebilir. Sülfatın bu çalışmada gözlenen mevsimsel değişimi daha önce literatürde gerçekleştirilen birçok çalışma tarafından da ortaya konulmuştur (Kouyoumdjian and Saliba; (2005) [9].

Antropojen kaynaklı kirleticilerde olduğu gibi toprak kaynaklı kirleticiler için de çok açık bir mevsimsel değişim olduğu Şekil 12’de görülmektedir. Kalsiyum, Al, Fe ve Ti gibi elementlerin konsantrasyon değerleri gerek lokal toprakta gerekse Akdeniz’e Kuzey Afrika’dan taşınan tozda bol miktarda bulunmaktadır. Dolayısı ile toprağın kuru olduğu Nisan-Eylül ayları arasında bu kirleticilerin konsantrasyonlarının arttığı ve Temmuz- Ağustos aylarında en yüksek seviyeye ulaştığı görülmektedir. Bu kirleticiler toprağın yapısında rüzgarın etkisiyle atmosfere taşınmakta ve böylece yaz konsantrasyon değerlerinde yazın artış görülmektedir.

(33)

Toprak ve antropojen kaynaklı kirleticilere ait mevsimsel değişimler Şekil 13’de sunulmuştur. Bu grupta bulunan elementlerden Cr ve Ni hem lokal toprağın yapısında bulunmakta (Kubilay ve Saydam, 1995; [10] vd., 2003) hem de atmosfere kalhanelerden ve çelik üretimi faaliyetlerinden salınmaktadır. Bu grupta bulunan dört elementte diğer antropojen ve toprak kaynaklı kirleticilerde olduğu gibi kış mevsiminde azalan yaz mevsiminde artan bir eğilim göstermektedir. Bu kirleticilerin atmosferde mevsimsel değişimlerini etkileyen en önemli parametre yağıştır. Yağış hem atmosferde bulunan parçacıkları yıkamakta ve bunlara bağlı olan elementlerin konsantrasyon değerlerini değiştirmekte hem de toprağı ıslattığı için parçacıkların atmosfere taşınmasını önlemektedir.

n

Ay

co

Ay

(34)

S

| Ç U c o d i— » M □ □ □ I---

j^J

— I

1

1

LU

5

t

8

<

X

î

(A

2

1

s

8

« ® « □ a n a l---

|0J—

| M M □ DmnD □ I---M — I

-—

E H

□ □ □ □ ı---

|EEJ]

— ı o o „ I---Q Q - H M D m m um 1---

1

|

--- 1 » □ i m a ---

|Ej~j

--- 1 »c m □ □ |---

|E^ |

---1

° 1

— S E

M « M c n e o l ---

1 »[]

--- 1 » m e □ □ □ □ |--- — ı

». -□=.«— E E

M m * c d d d emi---|k

^~j

— I m ® « □ D o mı q e|--- * j

^~j

— | ® WMŒDŒÜD I--- ---1 MM i v mm q ---| 0 Jh ® no □ |---

U|

— | » M n a n ] |—

|*jj-|

M W M r rm r n n l--- p J J — | I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I m m m —

gjt

J__1__1__1__1__1__1____1 1__1__1__1__1__1__1__

I

I

§

(ÇUJ/Bu) UOÂSDJjUDSUO» (glU/Bu) UOÂSDJjUDSUO» ı 1 1 1 1 ı 1 1 1 1 ı 1 1 1 1 r ^ . »

1

t =

H I

w m« o n i--- p j J - H

J

è LU

5

1

^

j f ” 8 < X î t A 2

1 Y i c y ı ! lL / U 1 h h ı 1 Y1 X .

r

® ®M M ® ODD □ □ |--- gQ ---1 ® ® SS B D D □ |--- 0 ]--- 1 . . .. . ---

0 ^

. . . . . . ® □ CD ODD |---Q Q ---1 . . — —

0 E

B HDOO ODD]--- ---1 W M W □ O QCp--- g ]---1 B » B W CD DD CD ODD 1---m| j ^ j - 1 B m W M M B D □ oral---m| J j — 1 b® ®s M i ni mnp--- | Tp

S

8

m m m a n u - --- p j j n « « « s a s a K n i |— j p . W M » M 1 I Ê E |- |J |h 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1____ L

.“H

1 ! ! ! ! 1 ! ! ! ! 1 ! ! ! ! 1 ! ! ! ! 1 § g 8 a

(gLU/6u) UOÂSDJjUDSUO» (gUJ/Bu) UOÂSDJjUDSUO»

0 O c k S u b M c r N is M a y H a z T e m A g u E yl E km K as Ark 0 O c k S u b M a r N is M a y H a zT e m A g u E yl E km K as Ark A y A y Ş e k il 1 2 . S e ç ilm iş T o p ra k K a yn a kl ı K ir le tic iler in M e v s im s e l D e ğ iş im le ri

(35)

felU /B u) UOÂSDJfUDSUO» (£UJ/6u) UOÂSDJfUDSUO»

(£IU/Bu) UOÂSDJfUDSUO» (gLU/Bu) UOÂSDJfUDSUO»

0 Oc kS iJb M cr M s M a y H a zT e m A g ^ E yl E km K as A rk 0 O c k S u b M s M a y H a zT e m A g u E yl E km K as Ar k A y A y Ş e k il 1 3 . S e ç ilm iş T o p ra k v e A n tr o p o je n Ka rı şım ı K ir le ti c ile rin M e v s im s e l D eği şim i

(36)

* □ □ ! --- I 1 «S «S B 1--- [ p j P J ---- 1 m œJ---1 * J |—ı 1 i LU S'

i

1 * 1 < î i n

8

o S » B B M CDD I--- P U ----1 » o o - , --- ^ W □□ I--- \ J ] ---1 ,— g g « □ □ ı--- p j T J ---1 m □ m |---p j |---1 » ŒD □ □ |--- --- 1 w □ inn I--- |~ p p ~ |---1 b m m □ □ D q--- 1 J |— ı ,— g g « « « □ □ |--- t ^ _ ) v _ l — ' B B BB □ 1--- 1 B m □ m mı |--- p j j — | b b b b □ □ □ □ |--- p ~ | ~ j —| B BÈ nnnmj--- ^ « « m □ m d|--- p j |—| * m * o □!--- j p J J - ı □ o m q--- 1 b p ~ | ---1 8 8

(g jJ/B u ) UOÂSDJjUDSUO» (glU/Bu) UOÂSDJjUDSUO»

1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 T M ® D3D |---p | —| 1 B « B b a n a I--- |b ^ j j 1 i LU S ' 1 1 * 1 < î 2 1 i

8

S Ï »

D

B a m □ |---1 B p ~ | — I B B sa® Qnnn)— p | □ □□ cp---[ 7Q ---1 ® □ □ □ 1---1 p p |---1 M m o o ] ---p j |---1 « g } B b b b b «oınq--- pjj-H b m □ □ □ ı---p p |--- 1 * « □ cam map---|~p ~j---1 b B B BBnnırp— p j j ı M B B □ ŒDQD □ |--- P P P J ---1 B B B b b b d amD□ |--- p j | | b * b o di--- g } n B B ı * ı b b s...lama--- p J |h

b m o œddi— |p j — | ® B ® BOT ıııimin o |---p p j - |

1 ! ! ! ! 1 ! ! ! ! 1 ! ! ! !___ L

□ □ □ ı---1 * p j - ı

(£UJ/Bu) UOÂSDJjUDSUO» (gUJ/Bu) UOÂSDJjUDSUO»

0 O c k S u b M c r N is M a y H a zT e m A g u E yl E km K as A rk 0 O c k S u b M cr M s M a y H a zT e m A g u E yl E k m K as Ar k A y A y Ş e k il 1 4 . D e n iz K a y na k lı K ir le ti c ile rin M e v s im s e l D e ğ iş im le ri

(37)

Mevsimsel değişimleri incelenen elementlerden son grupta deniz yüzeyinden atmosfere taşınan deniz tuzunun yapısında bulunan kirleticiler yer almaktadır. Bu elementlerden Kve Mg hem toprak kaynaklı parçacıkların yapısında hem de deniz tuzunda bulunmaktadır. Bu nedenle bu iki elementte Cl ve Br dan farklı olarak yaz konsantrasyonlarında artış buna karşın kış konsantrasyonlarında bir azalmanın olduğu görülmektedir. Diğer bir deyişle bu iki elementin toprak kaynağının deniz tuzu kaynağına göre atmosferde konsantrasyonları belirlemede daha baskın olduğu söylenebilir. Buna karşın, Cl Şekil 14’de görüldüğü gibi Ocak-Şubat ve Kasım-Aralık aylarında daha yüksek konsantrasyonlarda ölçülürken yaz aylarında konsantrasyonlar düşmüştür. Daha önce de belirtildiği gibi kış aylarında rüzgarın şiddetinin daha yüksek olması ve buna bağlı olarak deniz yüzeyinden daha fazla tuzun atmosfere taşınması Na ve Cl gibi elementlerde kış ayları konsantrasyonlarının yaza nazaran daha yüksek olmasına sebep olmaktadır. Brom de Cl gibi deniz tuzundan kaynaklı bir element olmasına karşın bu elementin atmosferde ölçülen konsantrasyonlarına katkıda bulunan bazı antropojen kaynaklarda bulunmaktadır. Örneğin, Br‘un kömürve petrolün yakılması takım antropojen faaliyetler sonucu atmosfere salındığını belirtmiştir. Bu nedende kış aylarında deniz tuzundan kaynaklanan Br daha yüksek konsantrasyonlarda ölçülürken, yaz aylarında özellikle Temmuz-Ağustos da yanmadan kaynaklı Br’un daha baskın olduğu söylenebilir.

Bu çalışmada değerlendirilen kirleticilere ait yaz konsantrasyonlarının ortanca değerleri kış konsantrasyonlarının ortanca değerlerine bölünerek Şekil 15 oluşturulmuştur.

Şekil 15. Analiz Edilen Parametrelere Ait Yaz-Kış Oranları

Beklenildiği gibi toprak kaynaklı elementler için bu oranın 1’in üstünde olduğu hatta Fe, Al ve Ti gibi elementlerde 3’ün üzerinde olduğu görülmektedir. Antropojen kirleticilerin de yaz aylarında konsantrasyon değerleri daha yüksek olduğundan bu kirleticilere ait ortalama da 1’in üzerindedir. Sadece Cl için hesaplanan değer 1’in altında bulunmaktadır.

(38)

Bu daha önce de açıklandığı gibi bu elementin atmosferde konsantrasyonunu belirleyen taşınım mekanizmasının kış mevsiminde daha etkin olmasından kaynaklanmaktadır.

3.3 Uzun Dönem Değişimler

Kirleticilerin uzun dönem değişimleri Mevsimlik Mann Kendall testi ile incelenmiştir. Bu raporda sadece antropojen kirleticilerden S 0 42_ ve Pb ait sonuçlar verilecektir. Mevsimsel Kendall testi ile ilgili ayrıntılı bilgi Gilbert (1987) [6] tarafından verilmiş olup bu test parametrik olmayan yani kirletici konsantrasyonlarının herhangi bir dağılıma uymasını gerektirmeyen bir yöntemdir. Mevsimsel Kendall testinde kirleticilerin zamanla azalan ya da artan bir eğilime sahip oldukları hipotezi kirletici konsantrasyonlarında herhangi bir eğilimin olmadığını öneren alternatif teze karşı araştırmacının kabul ettiği belirli bir anlam derecesinde test edilir. Bu testte hesaplanan “z” değeri standart standart normal dağılım tablosundan elde edilen değerle karşılaştırılır. Eğer hesaplanan mutlak “z” değeri standart değerden büyükse bir eğilimin (trendin) olduğu kabul edilir. Eğer “z” negatif bir değere sahipse azalan bir trendin olduğunu, pozitif ise artan bir eğilimin (trendin) olduğu söylenebilir. Kirletici konsantrasyonlarının birim zamandaki değişimleri de yine parametrik olmayan Sen’in trend eğim metodu adı verilen ve veri setindeki eksik değerlerden ve ekstrem (outlier) verilerden etkilenmeyen bir yöntemle hesaplanmıştır. Sülfat ve Pb için hesaplanan Mevsimlik Kendall testi ve Sen’in trend eğilim metodu değerleri Tablo 7’de verilmiştir.

Tablo 7. S 0 42' ve Pb için Trend Analiz Sonuçları Mevsim lik Mann

Kendal Testi

Önem Seviyesi ? = 0.05

Sen’in Eğim Trend Metodu ng/m3/yıl

TREND

S 0 42- -1.582 1.96 -140.57

-Pb -4.747 1.96 -1.11 t

Tablo 7’den de görülebileceği gibi S 0 42_ ve Pb konsantrasyonlarında zamanla herhangi bir azalış ya da artışın olup olmadığı % 5 anlam seviyesinde test edilmiştir. Sülfat için hesaplanan Mevsimlik Mann Kendall “z” değeri (1.582) normal dağılım tablosundan elde edilen “z kritik” değerinden (1.96) küçük olduğu için % 95 güven aralığında 1993 -2001 yılları arasında S 0 42_ konsantrasyonunda herhangi bir değişimin olmadığı söylenebilir. Buna karşın Pb için hesaplanan mutlak Mevsimlik Mann Kendall “z” değeri (4.747) normal dağılım tablosundan elde edilen

(39)

“z kritik” değerinden (1.96) büyük olduğu için Pb konsantrasyonunda bir trendin olduğu ve hesaplanan değerin negatif olması da bu trendin azalan bir trend olduğunu göstermektedir.

Bu çalışmada S 0 42_ konsantrasyonunda uzun dönem bir değişim bulunmamasına rağmen, Avrupa Çevre Ajansı Türkiye’de ölçülen asidik parametrelerden S 0 42_ ve NO3- iyonlarının 1990-2002 yılları arasında % 66 arttığını belirtmiştir (Avrupa Çevre Ajansı, 2005). Bilindiği Türkiye’de kurşunsuz benzin kullanımına 2002 yılından önce geçilmiş ve kurşun içeren benzin kullanımı da 2002 yılında yasaklanmıştır. Antalya istasyonuna gelen hava kütlelerinin bu çalışma süresince % 37’lik bir oranla Batı Avrupa’dan kaynaklandığı bulunmuştur (Öztürk, 2009) [15]. Bu nedenle, bu çalışmada Pb konsantrasyonlarında gözlenen azalma aslında Avrupa’dan kaynaklı emisyonlarda Pb miktarının azalmasıyla ilişkilidir.

(40)

KAYNAKÇA

1- Bennet, C., Jonsson, P., Lindgren, E.S., 2005. “Concentrations and Sources of Trace Elements in Particulate Air Pollution, Dar es Salam, Tanzania, studied by EDXRF”, X-Ray Spectrometry 34,1-6

2- Bevington, P.R., 1969. “Data Reduction and Error Analysis for the Physical Sciencens”. Me Graw Hill Book Company, pp.99

3- Braziewicz, J., Kownacka, L., Majewska, U., Korman, A., 2004. “Elemental Concentrations in the Tropospheric and Lower Stratospheric Air in Northeastern Region Of Poland”. Atmospheric Environment 38, 1989-1996

4- Chow, J.C., 1995. “Measurement Methods to Determine Compliance with Ambient Air Quality Standards for Suspended Particles” . Journal of Air & Waste Management Association 45: 320-382

5- European Environment Agency, 2005. “European Environment, State and Outlook 2005”, State and Environment Report No:1/2005 6- Gilbert, R.O., 1987. “Statistical Methods for Environmental Pollution

Monitoring”. John Wiley & Sons Inc., ISBN 0-471-28878-0

7- Güvenç N, Alagha O, Tuncel G, 2003. Investigation of soil multi­ element composition in Antalya, Turkey Environment International, 29 (5), 631-640

8- Haupt, O., Linnow, K., Harmel, R., Schaefer, C., Dannecker, W., 1997. “Qualitative X-Ray Anlysis of Emitted Aerosol Particles from Incineration Plants Sampled on Quartz Fibre Filters”. X-Ray Spectrometry, 26, 79-84

9- Kouyoumdjian, H., and Saliba, N. A., 2006. “Mass concentration and ion composition of coarse and fine particles in an urban area in Beirut: effect of calcium carbonate on the absorption of nitric and sulfuric acids and the depletion of chloride”. Atmospheric Chemistry and Physics 6, 1865-1877

(41)

10- Kubilay, N., and Saydam, A.C., 1995. “Trace Elements in Atmospheric Particulates Over the Eastern Mediterranean; Concentrations, Sources and Temporal Variability”. Atmospheric Environment 29(17), 2289-2300

11- Landsberger, S. and Creatchman, M., 1999. “Elemental Analysis of Airborne Particles”. Advances in Environmental, Industrial and Process Control Technologies, Volume 1, Gordon and Breach Science Publishers, ISBN 90-5699-627-4

12- Lindgern, E.S., Henriksson, D., Therning, P., Laursen, J., and Pind, N., 2006. “Possible Indicators for biomass burning in a small Swedish city studied by energy dispersive X-ray Fluorescence (EDXRF) spectrometry”. X-Ray Spectrometry, 35, 19-26

13- Louie, P.K.K., Chow, J .C ., Chen, L.W. A., Watson, J.G. Leung, G ., Sin, D.W.M., 2005. PM2.5 chemical composition in Hong Kong:urban and regional variations, Science of the Total Environment 338, 267­ 281

14- Marenco, F., Bonasoni, P., Calzolari, F., Ceriani, M., Chiari, M., Cristofanelli, P., D' Alessandro, A., Fermo, P., Lucarelli, F., Mazzei, F., Nava, S., Piazzalunga, A., Prati, P., Valli,

15- G., Vecchi, R., 2006. Characterization of atmospheric aerosols at Monte Cimone, Italy, during summer 2004: source apportionment and transport mechanisms. Journal ofGeophysical Research 111, D24202. doi:10.1029/2006JD007145.

16- Öztürk, F., 2009. Ph.D. Thesis, Middle East Technical University, Environmental Engineering Department, Ankara, Turkey

17- Pöschl, U., 2005. “Atmospheric Aerosols: Composition,

Transformation, Climate and Health Effects” . Atmospheric Chemistry International Edition 44: 7520-7540

18- Spurny, K.R., 1999. Analytical Chemistry of Aerosols, ISBN: 1-56670- 040-X, Lewis Publishers, Washington D.C

19- Tiwari, M.K., Singh, A.K., and Sawhney, K.J.S, 2005. Analytical Sciences 21, 143-147

20- Valkovic, V., Dargie, M., Jaksic, M., Markowicz, A., Tajani , A., Valkovic, O., 1996. “X-ray emission spectroscopy applied for bulk and individual analysis of airborne particulates”. Nuclear Instruments and Methods in Physics Research B 113, 363-367

(42)

YAYIN BİLGİ FORMU

R a p o r B ilg ile ri I .Y a y ı n Yılı/N o

2011/01

2 .R a p o r B a ş lığ ı 3 .Y a y ın K u ru lu

DOĞU AKDENİZAEROSOLLERİNİN KİMYASAL KOMPOZİSYONUNUN KISA ve UZUN DÖNEM DEĞİŞİMLERİNİN İNCELENMESİ

Tarih (Gün/Ay/Yıl)-No 21.10.2009-5

4. Y a z a r la r 5 -Y a y ın T ü rü

Dr. Abdullah ZARARSIZ, Dr. Fatma ÖZTÜRK,

Rıdvan KIRMAZ, Dr. Yakup KALAYCI, Prof. Dr.Gürdal TUNCEL

Teknik Rapor

6. Ç a lış m a y ı Y a p a n B irim

Sarayköy NükleerAraştırma Merkezi, Ölçüm ve Enstrumantasyon Bölümü ve ODTÜ-Müh. Fak., Çevre Müh. Bl.

7 . D e s te k le y e n v e y a O r ta k Ç a lış ıla n K u r u lu ş la r

ODTÜ-Mühendislik Fak., Çevre Müh. Bl.

8. Ö z e t

2004 yılında ODTU-MF-ÇM Bölümü ile başlatılan proje kapsamında Akdeniz Bölgesinden ülkemize taşınan kirleticilerin kaynaklarının belirlenmesi, taşınım hız ve miktarlarının bilinmesi ülkemiz için önemli bir veri olacağından ve daha önce bu tür bir verinin üretilmemesi bu çalışmanın önemini ortaya koymuştur. Bu bilgilerin elde edilmesi için doğru ve yeterli numune temini, bunların doğru analizi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla Merkezimizde bulunan hızlı, güvenilir ve hassas EDXRF spektrometresi ve “NIST 2783 Air Particles on Flitter” standardı kullanarak analizleryapılmıştır. Ülkemize taşınan kirleticilerin takibinde Antalya istasyonunda ölçülen değerlerin 1993 2001 yılları arasında kısa ve uzun değişimlerinin incelenmesi ve böylece kirletici emisyonlarının kontrolü ile ilgili alınan önlemlerin ne derece etkili olduğunun tartışılmasıdır. Bu bağlamda, belirlenen kirletici konsantrasyonları kısa (günlük) dönem, mevsimsel ve uzun dönem olmak üzere üç ana başlık altında incelenmiştir.

Bu çalışmada değerlendirilen kirleticilerin kısa dönem değişimlerinin çok episodik olduğu (birbirini takip eden günlerde konsantrasyonlar arasında 10-20 kat fark olduğu) söylenebilir. Kirleticilerin atmosferde kısa dönem değişimlerini belirleyen en önemli etkenlerin arasında meteorolojik faktörler (yağış gibi) ile birlikte kirletici emisyonlarının şiddetinde gözlenen değişimlerde sayılabilir. Pb konsantrasyonlarında gözlenen azalma ise aslında Avrupa'dan kaynaklı emisyonlarda Pb miktarının azalmasıyla ilişkilidir. Antropojen kirleticilerin de yaz aylarında konsantrasyon değerleri daha yüksek olduğu görülmüştür. Projenin Eğe Bölgesi (İzmir-Aliağa) çalışmaları bu yıl bitirilecektir.

9. A n a h ta r K e lim e le r 10. G iz lilik D e r e c e s i

XRF spektrometresi, Analiz, Hava Filtresi, FaktörAnalizi Tasnif Dışı

GİZLİLİK d e r e c e l e r i

TASNİF DIŞI (UNCLASSIFIED): içerdiği konu itibarıyla, gizlilik dereceli bilgi taşımayan,

ancak devlet hizmetiyle ilgili bilgileri içeren evrak, belge ve mesajlara verilen en düşük gizlilik derecesidir.

HİZMETE ÖZEL (RESTRICTED): içerdiği konu itibarıyla, gizlilik dereceli konular dışında olan,

ancak güvenlik işlemine ihtiyaç gösteren ve devlet hizmetine özel bilgileri içeren evrak, belge ve mesajlara verilen gizlilik derecesidir.

ÖZEL (CONFIDENTIAL): içerdiği konu itibarıyla, izinsiz olarak açıklandığı takdirde, milli

menfaatleri olumsuz yönde etkileyecek evrak, belge ve mesajlara verilen gizlilik derecesidir.

GİZLİ (SECRET): izinsiz açıklandığı takdirde, milli güvenliği, milli prestij ve menfaatleri ciddi ve

Referanslar

Benzer Belgeler

Yasal olarak yapılması gereken stabilite test programının bir parçası olup, yüksek sıcaklık ve yüksek nem gibi hızlandırılmış test koşulları uygulamak suretiyle..

[r]

maddesinde de, vergi mahkemelerinin genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve

(2005) tarafından Yunanistan ve civarı için verilen Arias şiddeti deneysel azalım ilişkisi ve aletsel dönem deprem katalogu kullanılarak Gumbel uç değer yöntemiyle

Okulun tüm üyeleri, çevrimiçi ortamda güvenli ve uygun davranış hakkında hatırlatılacak ve okul camiasının herhangi bir diğer üyesine zarar vermek, sıkıntı yaşamak

Bir akım kaynağı ve ona paralel bağlı bir empedanstan oluşan aşağıdaki Şekil 4.6'da görünen eşdeğer devre, Şekil 4.3'deki devrenin Norton eşdeğer devresi

Uydu tabanlı ilk lazer altimetresi olan Ice, Cloud and Land Elevation Satellite (ICESat, Buz, Bulut ve Kara Yüksekliği Uydusu) üzerinde olan Geoscience Lazer Altimetre

Bir çinko kaplamasının (tabakasının) meydana getirilmesi için saf Zn arasında, demir ve çinko alaşımı olan metaller arası bir bileşikten ibaret ince bir tabakanın