• Sonuç bulunamadı

Yaşayan müze İmoga (İstanbul grafik sanatlar müzesi)'nın çağdaş Türk baskı sanatındaki yeri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yaşayan müze İmoga (İstanbul grafik sanatlar müzesi)'nın çağdaş Türk baskı sanatındaki yeri"

Copied!
125
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

RESĠM ANASANAT DALI RESĠM SANAT DALI

YAġAYAN MÜZE IMOGA (ĠSTANBUL GRAFĠK SANATLAR

MÜZESĠ)’NIN ÇAĞDAġ TÜRK BASKI SANATINDAKĠ YERĠ

Mustafa SÖNMEZ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DanıĢman

Prof. Dr. Zühal ARDA

(2)

T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bilimsel Etik Sayfası

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Mustafa SÖNMEZ

Numarası 144256001003

Anasanat / Sanat Dalı Resim / Resim

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı YAŞAYAN MÜZE IMOGA (İSTANBUL GRAFİK SANATLAR MÜZESİ)’NIN ÇAĞDAŞ TÜRK BASKI SANATINDAKİ YERİ

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada baĢkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

Mustafa SÖNMEZ

(3)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Mustafa SÖNMEZ

Numarası 144256001003

Anasanat / Sanat Dalı Resim / Resim

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Zühal ARDA

Tezin Adı YAŞAYAN MÜZE IMOGA(İSTANBUL GRAFİK SANATLAR MÜZESİ)’NIN ÇAĞDAŞ TÜRK BASKI RESİM SANATINDAKİ YERİ

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan “Yaşayan Müze Imoga (İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi)’nın Çağdaş Türk Baskı Resim Sanatındaki Yeri” başlıklı bu çalışma 06/03/2019 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Ünvanı, Adı Soyadı Danışman ve Üyeler

Prof.Dr. Zühal ARDA

Dr. Öğr. Üyesi Hafize PEKTAŞ Dr. Öğr. Üyesi Ahmet TÜRE

(4)

ÖNSÖZ

Sanat, insanlık tarihinin her döneminde varolan bir olgudur. Ġnsanlığın günümüze kadar geçirdiği dönemler, hayat tarzları, yaĢamı algılayıĢ biçimleri sanatı da bu yönde değiĢtirmiĢtir. Her devirde ve her toplumda sanat aynı anlayıĢ biçimlerine bürünmüĢ fakat farklı oluĢumları yaratmıĢtır. Sanatın günümüzde düĢünsel ve duygusal etkileme dürtüsü farklı disiplinlere ayrılmıĢ olmasıyla alakalıdır. Toplumsal varoluĢun güçlü kollarından biri olan sanat, teknolojinin geliĢmesi ile sanatçılara yeni imkanlar sağlamıĢtır. Bu imkanlar dahilin de sanatın biricik ve tek olmasına karĢın, çoğaltılıp ve eriĢilebilir olması baskı resim sanatı ile ortaya çıkmıĢtır. Sanatın herkes için olduğu ve herkes için eriĢilebilir olması gerektiği fikrini benimseyen sanatçılar, baskı resim tekniği ile orijinal eserlerini birçok kitleye ulaĢtırma amacı gütmektedir. Günümüzde baskı resim, dijital ortamda bilgisayar programlarının desteği ile farklı teknik ve üsluplarla zenginleĢtirilmektedir.

Bu bağlamda araĢtırma kapsamında ele alınan „„YaĢayan Müze Imoga (Ġstanbul Grafik Sanatlar Müzesi)‟nın ÇağdaĢ Türk Baskı Resim Sanatındaki Yeri‟‟ isimli yüksek lisans tez çalıĢması ile Türkiye de müzecilik anlayıĢını farklı noktaya taĢıyan Imoga müzesinin, ÇağdaĢ baskı resim sanatına katkılarının araĢtırılması, Imoga Müzesinin bünyesinde bulunan koleksiyonun incelenmesi ve elde edilen sonuçlarla ilgili literatüre katkı sağlanması amaçlanmıĢtır. Yüksek Lisans tezi araĢtırma sürecinin baĢından sonuna büyük bir özveri ile yardımcı olan danıĢmanım Prof. Dr. Zühal ARDA hocama ve Imoga müzesinin kapılarını açan, her türlü imkanı sağlayan Imoga müzesinin kurucusu Sayın Prof. Dr. Süleyman Saim TEKCAN‟a, desteklerini esirgemeyen Sayın Eda TEKCAN‟a ve sevgili eĢime sonsuz teĢekkür ederim.

Mustafa SÖNMEZ Konya-2019

(5)

T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

ÖZET

“YaĢayan Müze Imoga (Ġstanbul Grafik Sanatlar Müzesi)‟nın ÇağdaĢ Türk Baskı Resim Sanatındaki Yeri” konulu tez çalıĢması kapsamında baskı resmin Türkiye deki geliĢimi ve baskı resim alanında eserler üreten sanatçılara dair önemli örneklerin araĢtırılması amaçlanmıĢtır. Baskı resmin ülkemizde çok eski bir tarihi olmamasına karĢın, Cumhuriyetle birlikte elde edilen birikimin, bugün önemli noktalara taĢındığını görmekteyiz. Bu süreçte gerek sanatçı, gerek akademik eğitime katkıları, gerekse ülkemizdeki kurumsallaĢmayı sağlamaları açısından Leopold Levy, Mustafa Aslıer, MürĢide Ġçmeli, Sabri Berkel, ve Süleyman Saim Tekcan gibi sanatçıların katkıları büyük önem taĢımaktadır. Bu bağlamda Süleyman Saim Tekcan‟ın dünya standartlarında öneme sahip IMOGA-Ġstanbul Grafik Sanatlar Müzesi‟ni kurmuĢ olması, ülkemizde özgün baskı sanatının geliĢmesinde ve yaygınlaĢmasında önemli bir ilerleme sağlamıĢtır. Bu bağlamda baskı resim sanatının günümüz teknolojik geliĢmeleri ile ele alınması çoğaltma iĢlemini hızlandırmıĢtır. Bu geliĢmelerin resim sanatındaki yansımalarına ait örnekler incelenerek bulgu ve yorumlarına ait sonuçların baĢlıklar altında toplanması ve ilgili literatüre katkı sağlanması amaçlanmıĢtır.

AraĢtırmada 2004-2019 yılları arasındaki süreçte Imoga müzesinin ÇağdaĢ Türk baskı resmine katkılarını konu edinen Türk ve yabancı sanatçılardan; Adnan Çoker, Ali Teoman Germaner, Burhan Doğançay, Devrim Erbil, Ergin Ġnan, Julian Dimitrov Jordanov ve Süleyman Saim Tekcan‟ın un eser örnekleri ile sınırlıdır. Ġncelenmek üzere seçilen sanatçıların araĢtırma konusu kapsamındaki istikrarlı çalıĢma tutumları tercih edilmelerinde referans olmuĢtur. AraĢtırma kapsamında Mustafa Sönmez‟in modern baskı tekniği kullandığı uygulama çalıĢmalarının analizlerine yer verilmiĢtir.

Genel tarama modelinin esas alındığı araĢtırmada, nitel araĢtırma yöntem ve teknikleri kullanılmıĢtır. Nitel verileri elde edebilmek için araĢtırma sürecinde “doküman incelemesi ve görüşme” yöntemi kullanılmıĢtır ve bilgisayar, ses kayıt cihazı, fotoğraf makinası gibi cihazlardan yararlanılmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Sanat, Resim, Müze, Baskıresim.

Öğ renci ni n

Adı Soyadı Mustafa SÖNMEZ

Numarası 144256001003

Anasanat / Sanat Dalı Resim / Resim

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Zühal ARDA

Tezin Adı YAŞAYAN MÜZE IMOGA(İSTANBUL GRAFİK SANATLAR MÜZESİ)’NIN ÇAĞDAŞ TÜRK BASKI SANATINDAKİ YERİ

(6)

T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

SUMMARY

"The Place Of The Living Museum Imoga (Istanbul Graphic Arts Museum) In Contemporary Turkish Printing Art" within the scope of thesis work aimed to research important examples of the artists who produce the work in the area of printing and development of litography in Turkey. Although printing art has not a very old history in our country, today we see that the accumulation gained with the Republic has moved to important points . In this process, the contributions of artists such as Leopold Levy, Sabri Berkel, Mustafa Aslıer, MürĢide Ġçmeli, Sabri Berkel, and Süleyman Saim Tekcan have great importance to both artists, academic education and institutionalization in our country. In this context, the fact that Süleyman Saim Tekcan established Imoga - Istanbul Graphic Arts Museum, which has world-class importance, has made a significant progress in the development and spread of original lithograph art print in our country. In this connection, it has accelerated the duplication process by taking the litograph art print with today's technological developments. The examples of the reflections of these developments in litograph art print are examined and the results of their findings and interpretations are gathered under the headings and it is aimed to contribute to the related literature.

In the research, between the years 2004-2019, the Turkish and foreign artists who are interested in the contribution of the Imoga museum to the contemporary Turkish litograph art print; Adnan Çoker, Adnan Turani, Ali Teoman Germaner, Burhan Doğançay, Devrim Erbil, Ergin Ġnan, Julian Dimitrov Jordanov and Süleyman Saim Tekcan. It has been a reference for the selected artists to be selected for the study in favor of stable working attitudes within the scope of research.

Within the scope of the research, Mustafa Sönmez used modern printing art print technique and analyzes of the application studies were also included.

Qualitative research methods and techniques were used in the research which is based on general screening model. In order to obtain qualitative data, “document review and interview ”method was used in the research process and devices such as computer, voice recorder, camera were used.

Key Words: Art, Painting, Museum, Printmaking.

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Mustafa SÖNMEZ

Numarası 144256001003

Anasanat / Sanat Dalı Resim / Resim

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Zühal ARDA

Tezin Adı THE PLACE AND IMPORTANCE OF IMOGA IN

(7)

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ... iii

ÖZET ... iv

SUMMARY ... v

KISALTMALAR VE SĠMGELER ... viii

GÖRSELLER LĠSTESĠ ... ix

I. BÖLÜM - GĠRĠġ ... 1

1.1. AraĢtırmanın Problem Durumu ... 1

1.2. AraĢtırmanın Amacı ... 1

1.3. AraĢtırmanın Önemi ... 1

1.4. AraĢtırmanın Sınırlılığı ... 2

1.5. AraĢtırmanın Varsayımları ... 2

1.6. AraĢtırmanın Evren ve Örneklemi ... 2

1.7. AraĢtırmanın Yöntemi ... 2

II. BÖLÜM – KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 4

2. Plastik Sanatlarda Baskı Resim ... 4

2.1. Kavram Olarak Baskı Resim ... 4

2.2. Baskı Resim Teknikleri ... 4

2.3. Baskı Resmin Tarihsel GeliĢimi... 5

2.4.Türkiye‟de Özgün Baskı Sanatının GeliĢimi ... 8

2.5.Türkiye de Baskı Resim‟ in GeliĢmesinde Rol Oynayan Sanatçılar... 15

III. BÖLÜM - BULGULAR VE YORUM ... 24

3. Imoga Müzesi ... 24

3.1. Imoga Müzesinin KuruluĢu ... 24

3.2.Imoga Müzesi Ġçindeki Atölyeler ... 28

(8)

3.4. Imoga Müzesinin ÇağdaĢ Türk Baskı Resmine Katkıları ... 57

3.5. Imoga Müzesinin Sanat Eğitimine Katkıları ... 65

3.6. Imoga Müzesinin Bulunduğu Konuma Katkıları ... 69

3.7. Imoga Müzesinde Fine Art Baskı ÇalıĢmaları ... 72

IV. BÖLÜM – UYGULAMA ÇALIġMALARI ... 74

4.1. Mustafa Sönmez‟in Imogada Sanatsal Baskı (Fine Art Print) ÇalıĢmaları ... 74

SONUÇ VE TARTIġMA ... 94 KAYNAKÇA ... 98 ELEKTRONĠK KAYNAKÇA ... 100 GÖRSEL KAYNAKÇA ... 101 EKLER ... 108 ÖzgeçmiĢ ... 111

(9)

KISALTMALAR VE SĠMGELER

IMOGA : Ġstanbul Grafik Sanatlar Müzesi M. Ö. : Milattan Önce

H.Z. : Hazreti

MSÜ : Mimar Sinan Üniversitesi LSD : Lebriz Sanat Dergisi

JFK : John Fitzgerald Kennedy.

KÜKT : Kağıt Üzerine KarıĢık Teknik TUKT : Tuval Üzerine KarıĢık Teknik

(10)

GÖRSELLER LĠSTESĠ

G 1. Hitit Mührü, Kil Kabartma. G 2. Sümerlilerin Kullandığı Silindir Mühür.

G 3. Osmanlı Dönemi Dua Mührü.

G 4. Yavuz Sultan Selim‟in Kendi Mührü. G 5. Pieter Coeck‟un Ġstanbul Gravürü. G 6. “Süleyman‟ın Camisi” Pieter Coeck. G.7. T.Allom Eminönü‟nden Bir Görünüm.

G 8. Pieter Coeck “Manners and Customs of the Turks”. G 9. Kâtip Çelebi‟nin Cihannuma (Dünyanın GörünüĢü) eseri,

Ġbrahim Müteferrika tarafından, 1728‟de hazırlanmıĢ seriden bir gravür. G 10. Matbaai Amire‟ den Bir Görünüm.

G 11. Mehmet Hulusi TaĢbaskı “Nuh‟un Gemisi”.

G 12. Ġhap Hulusi TaĢ Baskı “Özel Bir Firmaya Yaptığı Reklam AfiĢi” G 13. Model Emine‟nin Portresi, Leopold Levy, Gravür, 12x9 cm.

G 14. Ferruh BaĢağa, TaĢ Baskı.

G 15. Sabri Berkel, Serigrafi, 36x26cm, 1963. G 16. Fethi Kayaalp, Gravür.

G 17. Muammer Bakır, Ağaçbaskı, 20x63 cm, 1969. G 18. Muammer Bakır, Ağaçbaskı, 28x50 cm, 1969. G 19. Hayati Misman, Metal Gravür, 15x17 cm. G 20. Hayati Misman, Metal Gravür, 26.5x20 cm. G 21. Hasan Pekmezci, Metal Gravür, 2000

(11)

G 22. Hasan Pekmezci, Metal Gravür, 2000 G 23. Nurullah Berk, Serigrafi.

G 24. Süleyman Saim Tekcan, Gravür, 78x53cm.

G 25. Süleyman Saim Tekcan ve Imoga Müzesi

G 26. Süleyman Saim Tekcan ve Imoga Müzesi. G 27. Imoga (Ġstanbul Grafik Sanatlar Müzesi). G 28. Imoga (Ġstanbul Grafik Sanatlar Müzesi). G 29. Süleyman Saim Tekcan Özgün Baskı Atölyesi. G 30. Süleyman Saim Tekcan Özgün Baskı Atölyesi. G 31. Süleyman Saim Tekcan Özgün Baskı Atölyesi. G 32. Süleyman Saim Tekcan Özgün Baskı Atölyesi G 33. Ali Teoman Germaner Heykel Atölyesi. G 34. Imoga Müzesi.

G 35. Imoga Müzesi.

G 36. Imoga Müzesinde Toplantı Bölümü. G 37. Imoga Müzesinde Toplantı Bölümü. G 38. Imoga‟da Misafir Sanatçılar ÇalıĢırken.

G 39. Adnan Çoker, Hahnemühle Kâğıt Üzerine Elek Baskı,1993. G 40. Adnan Çoker, Hahnemühle Kâğıt Üzerine Elek Baskı,1993. G 41. Adnan Çoker, Hahnemühle Kâğıt Üzerine Elek Baskı,1993.

G 42. Adnan Çoker, Hahnemühle Kâğıt Üzerine Elek Baskı,1993.

G 43. Adnan Turani, Hahnemühle Kâğıt Üzerine Elek Baskı,1999. G 44. Adnan Turani, Hahnemühle Kâğıt Üzerine Elek Baskı,1999.

(12)

G 45. Ali Teoman Germaner,Serigrafi,1977. G 46. Ali Teoman Germaner,Serigrafi,1977.

G 47. Burhan Doğançay,70x100 cm, Serigrafi, 1999. G 48. Burhan Doğançay, 70x100, Serigrafi, 1999. G 49. Burhan Doğançay, 70x100, Serigrafi, 1999. G 50. Devrim Erbil, Ġstanbul, 50 x 70 cm, Serigrafi.

G 51. Devrim Erbil, Kalkan Ağacı,70 x 50cm, Serigrafi. G 52. Devrim Erbil, Ağaçlar, 70 x 50 cm, Serigrafi.

G 53. Ergin Ġnan, 78 x 53 cm. Hahnemühle KÜKT. G 54. Ergin Ġnan, 78 x 53 cm. Hahnemühle KÜKT.

G 55. Julian Dimitrov Jordanov,11.70 x 8.70 cm, Exlibris 2006. G 56. Julian Dimitrov Jordanov,8.80 x 11.00 cm,Exlibris,2006.

G 57. Julian Dimitrov Jordanov,11.00 x 8.80 cm, Exlibris , 2006 . G 58. Süleyman Saim Tekcan, Gravür, 2016. G 59. Süleyman Saim Tekcan, Elek Baskı, 1987. G 60. Süleyman Saim Tekcan, Gravür, 2002. G 61. Tomoya Uchida Gravür, 2015

G 62. Tomoya Uchida Gravür, 2015

G 63. Dimo Kolibarov, Gravür, 2015. G 64. Dimo Kolibarov, Gravür, 2015.

G 65. Onnik Karanfilian, Gravür, 2015. G 66. Imoga Channel Sanat Kanalı Logosu, Imoga Müzesi Fotoğraf ArĢivi 2015. G 67. Süleyman Saim Tekcan, Ġmoga Müzesi, Imoga Müzesi Fotoğraf ArĢivi 2015. G 68. Ġmoga Müzesini Ziyaret Eden Öğrenciler, Imoga Müzesi Fotoğraf ArĢivi 2015.

(13)

G 69. Zühtü Müridoğlu Serigrafi, Imoga Müzesi Fotoğraf ArĢivi 2015. G 70. Dimitri Trendafilov, Sanatsal Baskı, Imoga Müzesi Fotoğraf ArĢivi 2015. G 71. Süleyman Saim Tekcan, Imoga Müzesi Fotoğraf ArĢivi 2015.

G 72. Mustafa Sönmez, „„ Ġsimsiz-1‟‟, 2019, 70 x 66cm, Fineart Baskı. G 73. Mustafa Sönmez, „„ Ġsimsiz-2‟‟, 2019, 70 x 66cm, Fineart Baskı.

G 74. Mustafa Sönmez, „„ Ġsimsiz-3‟‟, 2019, 64 x 55cm, Fineart Baskı. G 75. Mustafa Sönmez, „„ Ġsimsiz-4‟‟, 2019, 70 x 66cm, Fineart Baskı. G 76. Mustafa Sönmez, „„ Ġsimsiz-5‟‟, 2019, 70 x 66cm, Fineart Baskı. G 77. Mustafa Sönmez, „„ Ġsimsiz-6‟‟, 2019, 70 x 66cm, Fineart Baskı. G 78. Mustafa Sönmez, „„ Ġsimsiz-7‟‟, 2019, 64 x 55cm, Fineart Baskı.

G 79.Mustafa Sönmez, „„ Ġsimsiz-8‟‟, 2019, 50 x 70cm, Fineart Baskı G 80. Mustafa Sönmez, „„ Ġsimsiz-8‟‟, 2019,180X130cm.TÜAB. G 81. Mustafa Sönmez, „„ Ġsimsiz-8‟‟, 2019,100X140cm.TÜAB.

(14)

I. BÖLÜM - GĠRĠġ

1.1. AraĢtırmanın Problem Durumu

“YaĢayan Müze Imoga (Ġstanbul Grafik Sanatlar Müzesi)‟nın ÇağdaĢ Türk Baskı Resim Sanatındaki Yeri‟‟ konulu yüksek lisans tez çalıĢmasında problem durumunu; “Imoga müzesini Türkiye de bulunan diğer müzelerden ayıran fark nedir? ‟‟cümlesi oluĢturmaktadır. AraĢtırma da söz konusu problem durumu ile alakalı aĢağıdaki sorulara cevap aranmıĢtır.

1. Baskı resim nedir? Baskı resim teknikleri nelerdir?

2. ÇağdaĢ Türk Baskı Resim Sanatında Imoga Müzesinin yeri ve önemi nedir?

3. ÇağdaĢ Türk Baskı Resim Sanatında önemli rol oynayan sanatçıların Imoga müzesinin kuruluĢunda ne ölçüde katkıları olmuĢtur?

4. Imoga Müzesinin ÇağdaĢ Türk Baskı Resim Sanatına ve sanat eğitimine katkıları nelerdir?

1.2. AraĢtırmanın Amacı

“YaĢayan Müze Imoga (Ġstanbul Grafik Sanatlar Müzesi)‟nın ÇağdaĢ Türk Baskı Resim Sanatındaki Yeri” konulu yüksek lisans tez çalıĢmasının amacı, Imoga Müzesinin ÇağdaĢ Türk baskı resim sanatına sağladığı katkıları kültürel ve sanatsal açıdan ortaya koymak, bu müzede eserleri bulunan sanatçıların resimlerini yorumlamak ve literatüre katkı sağlamaktır.

1.3. AraĢtırmanın Önemi

Baskı resim sanatı, geçmiĢten günümüze kadar uygulanmıĢ ve aynı eserin birçok kitleye ulaĢmasını sağlamıĢtır. Baskı resim sanatında sanat eserlerinin kalıplar yöntemiyle çoğaltılabilir olması nedeniyle, sanatçıların eserlerini orijinal olarak görebilme ve farklı sanatsal üsluplarını keĢfedebilme imkanı sağlamaktadır. Ülkemizde bu çalıĢmaları sürdüren ve önemli koleksiyonları bünyesinde bulunduran ilk ve tek müze Imoga müzesinin Türk baskı resim sanatına katkıları bakımından araĢtırma konusunu ortaya koymak önemlidir.

(15)

1.4. AraĢtırmanın Sınırlılığı

AraĢtırmanın sınırlılığı “YaĢayan Müze Imoga (Ġstanbul Grafik Sanatlar Müzesi)‟nın ÇağdaĢ Türk Baskı Resim Sanatındaki Yeri‟‟ olarak belirlenmiĢtir. Bu bağlamda araĢtırma 2004-2019 yılları arasındaki süreçte Imoga müzesinin ÇağdaĢ Türk baskı sanatına katkılarını konu edinen Türk ve yabancı sanatçılardan; Adnan Çoker, Adnan Turani, Ali Teoman Germaner, Burhan Doğançay, Devrim Erbil, Ergin Ġnan, Julian Dimitrov Jordanov ve Süleyman Saim Tekcan‟ın eser örnekleri ile sınırlıdır. Ġncelenmek için seçilen sanatçıların ve eserlerin araĢtırma konusu kapsamındaki istikrarlı tutumları tercih edilmelerine referans sağlamıĢtır.

1.5. AraĢtırmanın Varsayımları

AraĢtırma kapsamında elde edilen dokümanların ve bilgilerin gerçeği yansıttığı varsayılmıĢtır.

1.6. AraĢtırmanın Evren ve Örneklemi

Imoga müzesinin 2004-2019 yılları arasında, ÇağdaĢ Türk baskı resim sanatına sağladığı katkılar ve bünyesinde bulundurduğu önemli koleksiyonlar araĢtırmanın evrenini oluĢturmaktadır.

AraĢtırmanın evreni içerisinden, araĢtırma konusundaki istikrarlı tutumları nedeniyle seçilen Süleyman Saim Tekcan, Devrim Erbil, Ali Teoman Germaner, Adnan Çoker, Adnan Turani, Burhan Doğançay, Ergin Ġnan ve Julian Dimitrov Jordanov örnekleri Imoga Müzesinin ÇağdaĢ Türk baskı resim sanatındaki yeri ve önemindeki örneklemi oluĢturmaktadır.

1.7. AraĢtırmanın Yöntemi

Genel tarama modelinin esas alındığı tez araĢtırmasında, nitel araĢtırma yöntem, analiz ve teknikleri kullanılmıĢtır. Nitel verileri elde edebilmek için araĢtırma sürecinde “doküman analizi ve görüşme” yöntemi temel olarak alınmıĢtır. Bilgisayar, ses kayıt cihazı, fotoğraf makinası gibi cihazlardan ve konuyla ilgili

(16)

makale, bildiriler ve ulusal tez veri merkezindeki tez taramaları yapılarak her tür destekleyici bilgi ve belgeden yararlanılmıĢtır.

AraĢtırmanın ilk bölümü oluĢturan giriĢ kısmında; araĢtırma konusu ve problem durumu, amacı, önemi, sınırlılığı, varsayımları, evren ve örneklemi ile yöntemi verilmiĢtir. AraĢtırmanın ikinci bölümünü oluĢturan kavramsal çerçeve kısmında ise „„Plastik Sanatlarda Baskı Resim‟‟ baĢlığı ve „„Kavram Olarak Baskı Resim‟‟, „„Baskı Resim Teknikleri‟‟, „„Baskı Resmin Tarihsel GeliĢimi‟‟, „„Türkiye de Özgün Baskı Sanatının GeliĢimi‟‟, „„Türkiye de Baskı Resmin GeliĢmesinde Rol Oynayan Sanatçılar‟‟ alt baĢlıklarıyla araĢtırmanın literatürü verilmiĢtir. AraĢtırmanın üçüncü bölümünü oluĢturan Bulgular ve Yorum kısmında Imoga müzesinin tarihçesi, ÇağdaĢ Türk sanatına katkıları, baskı resim sanatının çeĢit ve geliĢim süreçleri ayrıca araĢtırmanın örneklem kısmında isimleri belirtilen sanatçılara ait eser örnekleri incelenmiĢtir. Sanatçılara ait inceleme sonuçları ise; isme göre alfabetik sırada verilmiĢtir. Son olarak ise, araĢtırmanın dördüncü bölümünde teknik açıdan uygulama çalıĢmalarının örnekleri analiz edilmiĢ ve analizlere ait yorumlara yer verilmiĢtir.

(17)

II. BÖLÜM – KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2. Plastik Sanatlarda Baskı Resim 2.1. Kavram Olarak Baskı Resim

Baskı resim, obje ya da imgenin sanatçı tarafından, metal levha, taĢ kalıp, ahĢap, linolyum, ipek kumaĢ gibi aracı yüzeyler ve uygun teknik malzemeler kullanılarak iĢlenmesi ve kâğıt ya da benzeri uygun bir yüzeye aktarılması ile yapılan sanatsal üretim yöntemlerindendir. Bu sanatsal üretim yöntemi Türkiye‟de genellikle „Baskı resim‟ sözcüğü ile tanımlanırken, Almanya‟da “druckgraphik”, Fransa‟da “estampe”, Ġtalya‟da “stampa” ve Ġngiltere‟de “print/ printmaking”, olarak adlandırılmaktadır. Baskı resmin çoğaltılabilir olması pratik açıdan birçok yere ulaĢabilmesini sağlamıĢtır (Araz, 2006: 5).

2.2. Baskı Resim Teknikleri

Baskı resim teknikleri kullanılan malzemeleri ve yüzeyde bıraktığı iz bakımından dört ana gruba ayrılmıĢtır;

1- Yüksek Baskı (Yaygın olarak Linolyum ve ahĢap kalıp kullanılmaktadır.)

2- Düz Baskı (TaĢ kalıp “lito” ya da aynı hassas yüzeyin oluĢturulduğu metal plaka kullanılmakta ve yaygın adı ise Litografi dir.)

3- Çukur Baskı (Çinko, bakır ve ahĢap kalıp kullanılmakta ve Gravür olarak bilinmektedir.)

4- Elek Baskı (Ġpek kalıp kullanılmakta ve Serigrafi ya da Ġpek baskı olarak bilinmektedir.)

5- Sanatsal baskı (Fine Art Print) (Asit kullanılmadan pamuk kağıda, su bazlı özel boyalarla uygulanmaktadır. Kağıt olarak mat, dokusuz ve farklı

(18)

Farklı malzemeler ile yapılan bu baskı çalıĢmaları, sanatçının çalıĢma öncesi belirlediği sayıda basılmaktadır. Elde edilen baskıların her biri özgündür ve sanatçı tarafından baskı sırasına göre numaralanmakta, imzalanmakta ve de baskı plakası baskı sonunda bir daha basılmamak üzere imha edilmektedir.

2.3. Baskı Resmin Tarihsel GeliĢimi

Ġlk baskı çalıĢmalarının nasıl baĢladığı konusunda net bir bilgi olmamakla beraber, insanlık tarihinin ilk dönem resimlerinin mağara duvarlarında baĢladığı, yontma taĢ döneminde, insanoğlunun günlük yaĢantılarını, düĢüncelerini ve duygularını aktardığı eserlerin gün yüzüne çıktığı bilinmektedir. Organik ve inorganik gereçlerden oyma yöntemiyle kalıp oluĢturularak sanat eserleri ve yazılar üretildiği bilinmektedir. Baskı resim, tarih öncesi dönemde mağara resimlerinde de rastlanılmıĢtır. Mağara duvarına oyulan çizgilerin içerisi renklendirmek amaçlı sürülen toprak boyalar ile baskı resmin ilk örnekleri olarak kabul görülmektedir. “Belki de ilk kez çamur üzerinde bulunan ayak izleri, insanoğlunun bir motifi çoğaltma fikri vermiştir. Nitekim Hititlerin ve Asurluların mühürleri bu anlamda ilk örnekler olarak sayılabilirler’’ (Ġçmeli, 1987: 55) (Görsel 1).

(19)

M.Ö VII. Yüzyılda günümüze yansıyan ve yapılmaya baĢladığı bilinen mühür, en eski çoğaltma tekniği olarak değerlendirilmiĢtir. Değerli ve değersiz taĢlardan, metal malzemeden üretilen bu küçük damgalar, çoğunlukla taban ve saptan oluĢmaktadır. Papirüs, parĢömen Kil, mum veya kâğıt yüzeyine basılabilen mühürlerin en bilineni Hz. Süleyman‟a ait olanıdır. Ġlk ortaya çıkan mühürler Mezopotamya bölgesinde Asurlular ile Hititler tarafından, kil tabletler kazınarak kullanılmıĢtır. Genellikle ticari sözleĢme, hesap ve mektupların yazılı olduğu bu tabletlerin üzerine, kil katılaĢmadan önce mühür basılmasıyla gerçekleĢtirilmiĢtir. Ek olarak, Eski Mezopotamya Uygarlığının en tuhaf ürünlerinden biri olan silindir mühürler ilk defa Mezopotamya uygarlığının kurucularından Sümerler tarafından kullanılmıĢtır. Çoğunlukla taĢtan yapılmıĢ 2-3 cm boyutunda ki silindir mühürlerin üzerine çeĢitli figürler, motifler kazınır ve yumuĢak bir kil üzerine yuvarlanarak baskısı gerçekleĢtirilmiĢtir. Mezopotamya döneminde iĢlev gören mühürler çoğunlukla tapınağa ait erzak küplerini mühürlemek için dinsel amaca hizmet etmek için kullanılmıĢtır. Sümerler‟ in kullandığı silindir mührün yaĢ kil üzerine döndürülerek her defasında aynı Ģekilde iz bırakması açısından ilk baskı örnekleri olarak kabul edilmektedir (Araz, 2006:7)(Görsel 2).

(20)

Eski Romalılar, Yunanlılar ve Bizanslılar da mührü bir çok alanda uygulamıĢtır. Ortaçağ döneminde mühür tunçtan ya da gümüĢ üretilerek, yeĢil ve kırmızı bir mum veya balmumu üzerine basılarak gerçekleĢtirilmiĢtir. Türk boylarına ait damga mühürlerin Orta Asya da da örnekleri bilinmektedir. Müslümanlarda bu durum, Ġslamiyet‟in ilk döneminde Hz. Muhammed, etrafında ki kabilelerin baĢında bulunanlara bu yeni dine katılmaya çağırdığı mektuplara basmak üzere hazırlanan mührü kullanmıĢtır. Osmanlı dönemi mühür örneklerinde ise sahibinin ismi ile beraber dilek, dualar ve süsleme kullanılmıĢtır (Görsel 3,4). Sümer devletinin Ziggurat adlı tapınaklarında yiyecek stoklarını kayıt altına alma ihtiyacından dolayı ilk yazı sistemini kurdukları, yapılan kazı çalıĢmaları sonucunda ortaya çıkmıĢtır. „„IV. Uruk devleti döneminde bulunduğu varsayılan „„Çivi Yazısı‟ ‟insanoğlunun tarihsel dönüm noktalarından birisi olarak kabul edilmektedir‟‟(Becer, 2002: 85). Yazının icadı, yazı ve resim gibi dokümanları çoğaltmak için baskı tekniklerinin bulunması ve geliĢtirilmesi yolunda insanları araĢtırma yapmaya yöneltmiĢtir. Bu doğrultuda Mezopotamya bölgesinde, 2800 yıl önce ki kil ve balmumu üzerinde kazılan yazılar farklı yüzeyler üzerine basılmıĢtır.

(21)

Görsel-4: Yavuz Sultan Selim‟in Kendi Mührü (“Sanal”, 2019). 2.4.Türkiye’de Özgün Baskı Sanatının GeliĢimi

Türkiye‟de baskı faaliyetleri ilk kez 1533‟de Osmanlı devletine misafir sanatçı olarak gelen Flaman Ressam Pieter Coeck‟un baskı resimleridir. Ġstanbul‟da kaldığı sürece yedi farklı Ġstanbul gravürü yapmasıyla baĢlamıĢtır. Sultanahmet‟teki at meydanında Sultan Süleyman‟ın öncülüğünde olmak üzere bu yedi farklı görünümler içeren gravürler Coeck‟un ölümünden sonra 1553‟te basılan özel bir albümde yer almıĢtır (Görsel 5,6).

(22)

Görsel-6: “Süleyman‟ın Camisi” Pieter Coeck (“Sanal”, 2019).

Yabancı ülkelerden gelen ünlü sanatçılar Osmanlı Devletinin sosyal yaĢantısını konu olarak alan gravürler yapmıĢlardır. Yine, 18. , 19. yüzyıllarda, Ġngiliz sanatçılardan; T.Allom, V.H.Borlett, J.F.Lewis, Maltalı; Kant A. Preziosi, D.Wilkie, Fransız sanatçılardan; C.Rogir E.Flondin, J.Lourens, gibi birçok Avrupalı Oryantalist sanatçı, Ġstanbul ve saray görünümlerini iĢleyen gravürler yapmıĢlardır (Görsel 7,8).

(23)

Görsel-8: Pieter Coeck “Manners and Customs of the Turks” (“Sanal”, 2019). Yabancı ressamların Türk baskı sanatındaki bu önemli ve ilk giriĢimlerinin yanı sıra 15. yüzyılda, Ġstanbul‟un Kâğıthane köyünde kurulan ilk kâğıt fabrikası ise bu geliĢimin ayrı bir yönünü göstermektedir. Bu fabrikanın kuruluĢu, en çok hat sanatçıların kâğıt ihtiyaçlarını karĢılamak amacı ile yapılmıĢtır. Sonraki dönemler de Bursa‟da, 1520 yılına kadar iĢlev göstermiĢ olan bir baĢka kâğıt fabrikası da faaliyete geçmiĢtir.

Baskı resim sanatını baskı teknolojilerinden ayrı tutmak olanaksız hale gelmiĢtir. Türkiye‟de ilk kurulan ve daha sonraları sayıları günden güne artan ve geliĢen basım atölyeleri, Türk baskı ve grafik sanatının geliĢmesine zemin hazırlamıĢtır. Türkiye‟deki basımevlerinin kuruluĢ ve geliĢimleri ele alındığı zaman 1493 yıllarında, Osmanlı Devleti döneminde, ilk matbaa Selanik‟te kurulmuĢ ve Museviler tarafından iĢletilmiĢtir. Daha sonraki yıllarda bu oluĢumu diğer azınlık matbaaları izlemiĢtir. 1746 yılında Yalova ilinde Yalakabat Kâğıt Fabrikası kurulması konusunda giriĢimlerde bulunulmuĢtur. Kâğıt fabrikalarının giderek artması Türk basımcılığının da geliĢmesine neden olmuĢtur. Ayrı bir önem arz eden geliĢme ise Türkiye‟ye ilk matbaayı Ġbrahim Müteferrika‟nın getirmiĢ olmasıdır (Görsel 9).

Ġbrahim Müteferrika, 1730 yılında Ġstanbul‟da baĢlatılan resim kalıbı çıkartabilme iĢi sonraki yıllarda yerini özgün baskı sanatına bırakmıĢtır. Kitap baskı iĢleri çoğaltılıp geliĢtikçe resimli kitaplar çoğalmıĢ, ancak bu resimler özgün eserler

(24)

olarak kitap resimleme dıĢına çıkamamıĢlardır. TaĢ basma tekniğinin Ġstanbul‟a gelmesiyle baĢlayan geliĢme, baskı resmin kitap dıĢına çıkma yolunu açmıĢtır (Özsezgin ve Aslıer, 1989: 153).

Görsel-9: Kâtip Çelebi‟nin Cihannuma (Dünyanın GörünüĢü) eseri, Ġbrahim Müteferrika tarafından, 1728‟de hazırlanmıĢ seriden bir gravür (“Sanal”, 2019).

1830 yılında, Jacques ile Henri Caillol‟un Ġstanbul‟da litografi baskı atölyesi kurmaları, taĢbaskı eserlerin çoğaltılıp, yaygınlaĢmasına aracı olmuĢtur. TaĢbaskı resimlerin üretilmesi için, günümüzde ki Ġstanbul Üniversitesi Merkez Binası olarak kullanılan, Harbiye Nezareti binasının yanında ordu emrinde olan bir matbaa kurulmuĢtur.

TaĢbaskı atölyesinden sonra, Ġstanbul‟da Mülkiye, Harbiye, Mühendishane ve Tıbbiye alanlarında okullarda okutulacak kitapların basılması için basımevleri kurulmuĢtur. Basılması amacıyla, elyazması Kur‟an-ı Kerim, harita ve resimleri çoğaltmak için de, Matbaai Amire, Zelliç, Osman Bey, Mahmud Bey Matbaaları gibi taĢ basmahaneleri de kurulmuĢtur (Görsel 10).

(25)

Görsel-10: Matbaai Amire‟ den Bir Görünüm (“Sanal”, 2019).

1850 yılından sonra ise, posta pulu ve dergi basım iĢi, hattatlar kaligrafi ve ressamlar sanatçıları tarafından üstlenilmiĢtir. 1885 ile 1900 yılları arasında, Hulusi Matbaası, taĢbaskı tekniğiyle halk resimleri basıp, bu eserleri kahvehanelerde ve Anadolu da ucuz fiyatlara satarak, sanatın halkına ulaĢmasını sağlamıĢtır. Türkiye‟de en eski baskı tekniği olarak bilinen taĢbaskı tekniği, eski halk masallarını süslemiĢ resimler basılıp çoğaltılmıĢtır (Görsel 11).

(26)

Günümüze kadar ulaĢmamıĢ olan bu orijinal taĢ baskı resimler, 30-40 yıl öncesinde de kahvehanelerin duvarlarında, halk öykülerini anlatan kitap ve dergilerde halka ulaĢan önemli belge niteliği taĢımaktadır. Oldukça sade, ayrıntısız çizilen resimler olayın daha kolay anlaĢılmasını sağlamaktadır. Bu eserlerde doğa olduğu gibi tasvir edilmemiĢtir. Öykülerde kalıplaĢmıĢ peyzaj, çizilen insan figürleri ile benzer betimlenmiĢtir. Peyzajlarda yer alan bahçeler, çiçekler, dağlar ve ırmaklara yeni bir üslup kazandırılmıĢtır (Renda, Özsezgin, Atar ve Katı, 1993: 122).

Malik Aksel, 1959 yılında taĢ baskı resimlerini, Ġstanbul Resim Heykel Müzesi içinde sergilenmesine öncülük etmiĢ ve Ġstanbul‟da açılmıĢ ilk “Halk TaĢ Baskı Sergisi‟ni gerçekleĢtirmiĢtir.

Hoca Ali Rıza, askeri okular için hazırlamıĢ olduğu resim albümlerindeki taĢbaskı resimleriyle, Türk özgün baskı resim sanatına ilk eserlerini kazandırmıĢtır. Hoca Ali Rıza, farklı asker okullarında resim derslerini vermiĢ, 1864 -1935 yıllarında yaĢamıĢ olan ressam olarak literatüre girmiĢtir. Karakalem çizgileriyle yüzlerce resim çizerek kendi tarzında eserler ortaya koymuĢtur. Sanatçının bu çizgi eserlerinin bir kısmı, Askeri RüĢtiye öğrencilerine örnek teĢkil etmek üzere, taĢ baskı tekniği ile basılmıĢ ve albüm Ģeklinde yayınlanmıĢtır (Özsezgin ve Aslıer, 1989: 154).

19. yüzyılda ise yapılmıĢ ilk atlasın, ilk ceride, ilk pulun basılmıĢ olduğu kayıtlarda yer almaktadır. MeĢrutiyetten sonra ki dönemde ilk ilan Ģirketlerinin kurulduğu bilinmektedir. 20. yüzyıl baĢlarında kitap kapaklarındaki düzenlemelere yer verildiğini, Ġhap Hulusi‟nin afiĢ alanında ilk örneklerini yapıldığını, Münif Fehim gibi birçok önemli sanatçının grafik sanatı alanında ürün verdiği bilinmektedir (Ġçmeli, 1985: 62) (Görsel 12).

(27)

Görsel-12: Ġhap Hulusi TaĢ Baskı “Özel Bir Firmaya Yaptığı Reklam AfiĢi” (“Sanal”, 2019).

Aslıer ve Özsezgin de BatılılaĢma hareketini, Türkiye‟de grafik ve baskı sanatına olan etkilerini Ģöyle açıklamaktadır:

“Türkiye’de kitap basımı ile birlikte başlamış ve eğitici, öğretici ilkelerin kalıbında daha çok bilgi vermeyi amaçlamış ilk ilişkiler, zamanla Batılı sanatçıların üretim tarzlarının batılılaşma hareketlerine paralel biçimde Türkiye’de de etkisini hissettirmesiyle grafik ve baskı sanatları, toplum yaşamla bütünleşmiş, ayrıca endüstri ve sanayi alanında tanıtım ve propagandanın tartışılmaz bir ögesi haline gelmiştir(Özsezgin ve Aslıer, 1989: 124).”

19. yüzyılda Türkiye‟de Batı sanatı etkileri ile bir sanat eğitimi kurumunun kurulması ihtiyacı ortaya çıkmıĢtır. Avrupa‟da sanat eğitimini tamamlamıĢ olan Osman Hamdi Bey‟in uğraĢı ile 1883 yılında Sanayi Nefise Mektebi kurulmuĢtur. Bu sayede sanat eğitimi sivil toplumlarda da görülmeye baĢlanmıĢtır. Fakat 1892 yılında

(28)

Fransa‟dan Stanislav Arthur Napier adlı sanatçı getirtilerek, Hakkaklık bölümü açılmıĢtır. Türkiye‟de Hakkaklık bölümü olarak açılmıĢ olan ve eğitim amaçlı ilk özgün baskı resim atölyesi olarak bilinen atölye, bugünkü Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü içindedir. 1897 yılında Napier‟ in görevden ayrılmasından sonra onun yerine Nesim Efendi getirilmiĢtir. Kalıp kazımacılığı tekniğinin uygulandığı ve basımevlerinin piyasasına eleman yetiĢtirilen bir atölye olarak bu bölüm içinde yetiĢen öğrencilerin bilgilerine ve ürettiği eserlerine ne yazık ki ulaĢılamamaktadır (Zencirci, 2003: 95).

2.5.Türkiye de Baskı Resim’ in GeliĢmesinde Rol Oynayan Sanatçılar Sanayi Nefise Mektebi, 1927 yılında Güzel Sanatlar Akademisi adını almıĢtır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Batıya güzel sanatlar öğrenimi için gönderilmiĢ genç sanatçılarımızdan Orhan Peker, Aliye Berger ve Bedri Rahmi Eyüpoğlu gibi ressamlar, özgün baskı resim alanında da çalıĢmalarda da bulunmuĢlardır. Fakat 1950 yıllarına kadar yalnız özgün baskı resim üreten sanatçı olmamıĢtır.

Eren ve Bedri Rahmi Eyüpoğlu, serigrafi baskı tekniğini kullanarak Türkiye baskı resim sanatında ilk baskı çalıĢmaları yapan sanatçılardan olmuĢlardır.

1936‟da Güzel Sanatlar Akademisinin yeni oluĢum hareketi görülmüĢ, fakat bu yıla kadar özgün baskı öğretimi yapılmamıĢtır. 1937 yılında Akademinin Resim Bölüm BaĢkanlığına Fransız Leopold Levy getirilmiĢ ve çukur baskı tekniği ve taĢbaskı tekniği ile yapılabilen özgün baskı atölyesinin yöneticiliğini Ġtalya‟nın Floransa kentinde eğitim görmüĢ olan Sabri Fettah - Berkel‟e verilmiĢtir (Zencirci, 2003: 95).

Levy‟nin ilk yıllarında öğrencilerine desen çizmenin kavramın çağdaĢ örneklerini benimsetmiĢ ve bir ressamın desenini, bizim en önemli ve en yüce baĢarılarımızdan daha çok heyecanlandırmasının gerekliliğini öne sürmüĢtür. Levye göre gravür sanatı, en çarpıcı anlatımları bu yönüyle ele alınmasını vurgulamıĢtır. Böylece sanat, farklı bir tarzdan çok , “bir hileye ve cambazlığa oldukça müsait iĢçilikle küçültmeye, farklılaĢtırmaya” uygun bulmuĢtur.

(29)

Bu sebeplerden herhangi bir intihale yönelmemek ve sanat kiĢiliği aramak için bu yoldaki estetiğin ve tekniğin iyi kavratılması gerekliliğini açıklamaktadır. (Özsezgin ve Aslıer, 1989: 125) (Görsel 13).

Görsel-13: Model Emine‟nin Portresi, Leopold Levy, Gravür, 12x9 cm (“Sanal”, 2019). 1940 yılların baĢında, bu atölyede öğrenim gören Avni ArbaĢ, Fethi KarakaĢ, Ferruh BaĢağa, Kemal Ġncesu, Mazhar Olgun, Nejat Melih, Mümtaz Yener, NeĢet Günal, Nuri Ġyem ve Selim Turan gibi ressamlar, metal gravür ve yedirme teknikleri ile sade renkli çukur baskı ve çok renkli taĢ baskı çalıĢmaları yapmıĢlardır. Çok nadir sayıda olan bu eserler, Türkiye baskı sanatındaki ilk özgün baskı sanatı eserleri oldukları için değerlidir. Aynı zamanda bu sanatçılar Türk baskı resminin geliĢmesinde önemli bir rol oynamıĢtır (Zencirci, 2003: 96) (Görsel 14).

(30)

Görsel-14: Ferruh BaĢağa, TaĢ Baskı (“Sanal”, 2019).

1960‟lı yıllarda, akademi Prof. Sabri Berkel baĢkanlığında farklı arayıĢlarla yeni bir ivme kazanmıĢtır. Sanatçı Sabri Berkel, 1960 yılından sonra elek ve monotipi baskı tekniklerini uygulayarak soyut kendine özgü formlar yakalamıĢtır (Görsel 15).

Görsel-15: Sabri Berkel, Serigrafi, 36x26cm, 1963(“Sanal”, 2019).

Daha sonra Baskı Resim Bölümüne, Nurullah Berk‟in atölyesi öğrenci olarak mezun olan, Fethi Kayaalp öğretici olarak atanmıĢtır. Leopold Levy‟nin de öğrencisi

(31)

olarak gravür dersleri almıĢ olan sanatçı, titizlikle yansıtmacı tarzda gravürler yapmıĢtır (Görsel 16).

Görsel-16: Fethi Kayaalp, Gravür (“Sanal”, 2019).

1964 yılından sonra Muammer Bakır‟ın katkılarıyla grafik sanatlar, ana dal haline gelmiĢtir. Öğretici olarak Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü ne bağlı Resim Bölümü'nde çalıĢmıĢ, bu kurumda vefatına kadar Plastik Metal Atölyesini yönetmiĢtir. Çok yönlü bir sanatçı olan Muammer Bakır, yağlıboya, ağaç baskı, metal gravürler, suluboya, monotipi ve kitap resimleri ile uğraĢmıĢtır. Bunun haricinde Plastik Metal Atölyesinde bakır rölyef, tel iĢleri, metal heykel konularında çalıĢmıĢtır. Ancak Özgün Baskı ve özellikle Ağaç Baskı konusunda kendini daha çok geliĢtirmiĢ ve tüm sanat çevrelerince takdir toplayan eserler yaratmıĢtır (Sanal- 1, 2015).

Atölye yetersizliklerine rağmen çalıĢmalara devam edilmiĢ Türk baskı resim sanatının geliĢmesinde önemli rolü olan Muammer Bakır baskı sanatını ülkemizde

(32)

önemli bir konuma getirmek için elinden gelen çabayı ve gayreti göstermiĢtir (Görsel 17,18).

Görsel-17: Muammer Bakır, Ağaçbaskı, 20x63 cm, 1969 (“Sanal”, 2019).

Görsel-18: Muammer Bakır, Ağaçbaskı, 28x50 cm, 1969 (“Sanal”, 2019).

1966 yılında Ankara‟da sanatçı Veysel Erüstün‟ün çabaları ile çok yönlü bir gravür atölyesi kurulmuĢtur. Hamza Ġnanç‟ın bölüm baĢkanlığı dönemlerinde de atölyelere baskı makinası temin edilmiĢtir. 1966 yılından 1980 yılına kadar baskı atölyelerinde; Behiye Eyikan, Hayati Misman, Hasan Pekmezci, Zahit BüyükiĢleyen, Hüseyin Bilgin, gibi ressamlar yetiĢmiĢ ve bu sanatçılar da Uğurgün Pamir, Güler

(33)

Akalan gibi genç nesil sanatçıların yetiĢtirilmesi sağlanmıĢtır (Ġçmeli, 1985: 63) (Görsel 19,20,21,22).

Görsel-19: Hayati Misman, Metal Gravür, 15x17 cm (“Sanal”, 2019).

(34)

Görsel-21: Hasan Pekmezci, Metal Gravür, 2000 (“Sanal”, 2019).

Görsel-22: Hasan Pekmezci, Metal Gravür, 2000 (“Sanal”, 2019).

1970‟li yıllarda, Hayati Misman ve MürĢide Ġçmeli‟ nin de çabalarıyla donanımlı baskı atölyesi kurulmuĢtur. 1953 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü‟nden mezun olmuĢ olan içmeli, 1961 yılında gitmiĢ olduğu Ġspanya‟da litografi baskı sanatı üzerine uzmanlık eğitimini almıĢ ve 1962 - 1965 yılları arasında Londra‟ya giderek illüstrasyon çalıĢmalarında bulunmuĢtur.

(35)

Süleyman Saim Tekcan ise Almayanın Münih kentinde bulunan Münih Güzel Sanatlar Akademisi olmak üzere, farklı akademilerde özgün baskı öğrenimi üzerine araĢtırmalar yapmıĢtır. Almanya dönüĢünde yaptığı araĢtırmalar ve çalıĢmalarla ilgili bir rapor hazırlamıĢtır. Hazırladığı bu raporu, Milli Eğitim Bakanlığı‟na sunar. Ġsteği; Eğitim Enstitülerine baskı atölyeleri kurulması olmuĢtur. Anadolu‟daki bu kurumlarda, gravür ve serigrafi atölyelerinin açılmasında etkili olan sanatçı 1989‟da Atatürk Eğitim Enstitüsü Baskı Atölyelerini kurmuĢtur.

1970 yıllarında Türkiye'de özgün baskı teknikleri alanının yanı sıra farklı sanat dalları üzerine de ağırlığını hissettirmiĢ ve değer kazandığı bir döneme girmiĢtir. Sanatçı ilk olarak baskı atölyesini 1974 yılında Ġstanbul KuyubaĢı Aralık Sokak'ta kurmuĢ ve kendi eserlerini üretmeye ve basmaya baĢlamıĢtır. Bu atölye ilk kurulduğu zamanlarda sanatçı Tekcan yalnız kendi gravür, litografi ve serigrafi tekniği ile bastığı çalıĢmalarını çoğaltmayı amaçlamıĢ ve bu atölyenin gravür makinası, serigrafi makinesi ve kurutma aparatları gibi tüm makine donanımlarını, Almanya'dan getirmiĢ olduğu örnek projelerle kendi uygulamıĢtır. Türkiye'de çağdaĢ baskı resim üretimi açısından gerekli teçhizat olmadığı bir dönemde, kendi tasarladığı makine preslerle baskı üretimini gerçekleĢtirerek atölyesini baĢka sanatçıların da kullanımına açmıĢtır ve atölyenin ilk özgün baskı eserini ortaya çıkaran sanatçısı Nurullah Berk olmuĢtur (Görsel: 23).

(36)

Bu atölyeye sırasıyla Ferruh BaĢağa, NeĢet Günal ve Gündüz Gölönü baskı resim eserlerini uygulamıĢlardır. Atölye 1974 yılından 1977 yılına kadar çalıĢmalarını KuyubaĢ‟ı atölyesinde sürdürmüĢtür. Fakat daha ferah ve büyük mekâna ihtiyaç duyulduğu için atölye 1977 yılının Haziran ayında Söğütlü çeĢme Derici Zeynel Sokak'taki yerleĢkesine taĢınmıĢtır. Bu atölye kısa sürede yalnızca bir baskı resim atölyesi olmaktan sıyrılıp, samimi havası ile büyük sanatçıların durak yeri olan, sanat muhabbetleriyle dolu bir kesiĢme mekânı haline gelmiĢtir. Avni ArbaĢ, Ali Teoman Germaner, Semih Balcıoğlu, Cihat Burak, Elif Naci, Emin Barın, Eren Eyüboğlu, Veysel Erüstün, Nedim Günsur, Zühtü Müridoğlu, Devrim Erbil, Mehmet Güleryüz, Özer KabaĢ gibi büyük sanatçılar bu atölyede bir taraftan eser üretmiĢler, bir taraftan da sanat sohbetleri yaparak bu güzel mekânın olgunlaĢmasına büyük oranda katkıda bulunmuĢlardır. Atölyeye daimi olarak gelenler arasında Bertan Onaran, ġahap Balcıoğlu, Malik Aksel, Mehmet Ali Aybar, Turhan Selçuk, Hamit Kınaytürk ve Aziz Nesin gibi isimleri saymak mümkündür. KuyubaĢı ve Söğütlü ÇeĢme atölyelerinden sonra sanatçı atölyesini Çamlıca‟ya taĢımıĢtır. Çamlıca Sanat Evi atölyesinde birçok sanatçı çalıĢmalarını üretmiĢtir. Bugün bu gelenek halen Ġstanbul Grafik Sanatlar Müzesi‟nin içinde yer alan Tekcan Özgün baskı Atölyesi‟nde de devam etmektedir (Kotan, 2012:10) (Görsel 24).

(37)

III. BÖLÜM - BULGULAR VE YORUM 3. Imoga Müzesi

3.1. Imoga Müzesinin KuruluĢu

Türkiye de birçok sanat eğitimi veren kurumlar da özgün baskı atölyelerinin yaygınlaĢması ve baskı resim eğitiminin öğretilmesinin yanı sıra 1974‟de, Türkiye‟nin ilk profesyonel baskı atölyesi sanatçı ve sanat eğitimcisi Süleyman Saim Tekcan tarafından kurulmuĢtur.

Akademisyen kimliği ve sanatçı kiĢiliğiyle yoğun bir tempoda sanat hayatını sürdüren Süleyman Saim Tekcan, tüm makine ihtiyacını Almanya‟dan temin ettiği örnek projeleri hayata geçirerek, kendisinin kurduğu Artess özgün baskı atölyesi, Türkiye de baskı resim sanatı adına önemli bir örnek oluĢturmuĢtur (Tekcan, 1984:5).

Ġlk baĢta yalnız kendi sanatsal üretimi için düĢünmüĢ olduğu atölyesinin donanımına kısa zamanda döneminin ünlü sanatçılarına ve akademisyenlerine de açma kararı almıĢtır. Bu kararı almasına sebep olan; sanatın toplumda yaygınlaĢması adına sanatsever kitlesinin farklı beğenilerine cevap veren çeĢitlilik ve boyutta sanat eserinin ortaya çıkabileceği imkanların sağlanması ve halen özgün baskı sanatı ile tanıĢmamıĢ ancak sanatsal anlamda baĢarı elde etmiĢ ve büyük önem taĢıyan ustaların, bu yeni tekniklerle karĢılaĢarak üretim aĢamalarında önünün açılması amacı taĢımaktadır.

Bu hedefle kısa sürede baĢardığı tüm teknik elemanları, özgün baskı resim ile ulaĢtığı üstün bilgi ve tecrübesiyle beraber tüm usta sanatçıların ulaĢım ve üretimine imkan sağlamıĢtır (Görsel 25,26).

(38)

Görsel-25: Süleyman Saim Tekcan ve Imoga Müzesi (“Imoga Müzesi ArĢivi”, 2015). Sanatçı, Imoga müzesinin oluĢmasını Ģu sözlerle açıklamıĢtır;

“Imoga müzesinin açılış konuşmasında da olduğu gibi 40 yılı aşkın süre içinde kurulu bir atölyeye gelen sanatçılar ki Türkiye’nin çok değerli sanatçılarının işlerinin para ödemeyip karşılığında işlerini bırakarak oluşturduğu bu koleksiyonun sergilenmesi gerekmekteydi. Imoga müzesi bu usta sanatçıların destekleriyle ve ürettikleri güzel eserlerle meydana geldi. Uluslararası pek çok bienal ve trienallerde jüri üyeliği yaptım. Bunlardan bir tanesinde çok önemli sanatçılarında olduğu bir yerde İstanbul’da bir müze kuracağımı söylemiştim. Tüm sanatçılara kâğıda kurulacak müzenin ismini yazmalarını rica ettim. Imoga adı oradan çıkmıştır. İstanbul Museum of Graphic Arts’ın baş harflerinden oluşuyor. Uluslararası olmak adına bu ismi tercih ettik fakat Türkçe ismi de var. İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi”(MenekĢe, 2014: 49).

(39)

Görsel-26: Süleyman Saim Tekcan ve Imoga Müzesi (“Sanal”, 2019).

Özgün Baskı Atölyesi Artess, 2004 yılının bahar aylarından bu yana, meydana gelmesine katkı sağladığı daha geniĢ bir kurumsal yapının çatısı altında çalıĢmalarına devam etmektedir. Imoga müzesi, otuz yılı aĢkın deneyimi, eser ve tecrübe birikimi ile farklı bir boyutta tekrar inĢa edilerek oluĢturuldu.

Ġstanbul Anadolu yakasının, Acıbadem ile Göztepe semtleri arasında konumlanmıĢ bir muhitte, henüz geliĢmekte olan Ünalan mahallesi mevkiisin de üretim ve sunum binası olarak Imoga (Ġstanbul Museum of Graphic Arts) Süleyman Saim Tekcan tarafından yapılandırılmıĢtır. 2000 m2 kapalı alana sahip binanın çeĢitli amaçlara ve etkinliklere hizmet etmek üzere koĢullandırılmıĢ altı katı bulunmaktadır. GiriĢ ve altındaki iki kat ile beraber toplam 1100m2 sergileme alanı olarak tasarlanan bölümde, devamlı koleksiyonlardaki önemli eserler dönüĢümlü olarak sanatseverlerle buluĢmaktadır (Imoga, 2006:5) (Görsel 27).

(40)

Görsel-27: Imoga (Ġstanbul Grafik Sanatlar Müzesi) (“Sanal”, 2019).

Müzesinin birinci katında Artess Atölyesinde, Süleyman Saim Tekcan Özgün baskı üretimi ve resim çalıĢmalarını sürdürmeye devam etmektedir.

Müzenin ikinci katında ise HeykeltıraĢ Ali Teoman Germaner‟in heykel atölyesi sanatseverlerle buluĢmaktadır. Dünyada gerçek anlamda müze donanımına yaklaĢması amacıyla müzede, görsel sanatları ve farklı disiplinleri üretmek içinde imkânlar bulunmaktadır (Görsel 28).

(41)

3.2.Imoga Müzesi Ġçindeki Atölyeler

Müzenin birinci katında sanatçı „Süleyman Saim Tekcan Özgün Baskı Atölyesi‟ bulunmaktadır. Sanatçı eserlerinin çalıĢmalarını bu atölyede sürdürmeye devam etmektedir. Atölye içerisinde dört adet farklı boyutlarda ipek baskı makinası, iki adet gravür presi ile ayrı bir alanda, her türlü donanımı bulunan serigrafi için pozlama yapılabilecek karanlık oda ile asit odası bulunmaktadır (Görsel 29,30).

Görsel-29: Süleyman Saim Tekcan Özgün Baskı Atölyesi (“Imoga Müzesi ArĢivi”, 2015).

(42)

Süleyman Saim Tekcan, kendi özgün baskı atölyesini Ģöyle anlatıyor;

“Benim kurduğum baskı atölyeleri, uluslararası düzeyde çağdaş baskı atölyeleriydi. Bu atölyeler, yüzlerce sanatçının iş ürettikleri atölyeler oldular. Avrupa’da bir örneği yoktu.

Sanatçılar kendilerini ifade etmek için kullandıkları resimsel anlatılarını baskı teknikleriyle de gerçekleştirmek için benim atölyeme geldiler. Atölyede bu baskı teknikleriyle çalışmak için gelen sanatçılardan hiçbir ücret almadık. Her biri birer seri gerçekleştirerek, atölyeye armağan ediyordu. Bu şekilde bir sistem oluşturmuştuk.

Atölyem ayrıca deneysel çalışmalara dayanan bir atölyeydi. Senelerdir baskı teknikleri alanında dersler veriyorum ve baskı tekniklerini geliştirici buluşlar ortaya koydum. Bunlardan biri, serigrafi tekniğinde, yaş baskı dediğimiz bir teknikle ilgili çalışmalarım.

Beş rengin bir araya geldiği zaman oluşan ara renklerin sonsuz olduğunu düşünün. Böyle bir tekniğin sanatsal bir baskıda kullanılması büyük bir yenilikti. Bu teknik Kanada’da, Amerika’da ve Avrupa’da bazı okullarda benim adımla birlikte anılarak gösteriliyor”(B+, 2011: 29) (Görsel 31, 32).

Benim gibi genç öğrencilere de baskı resim sanatını öğretmek ve farklı teknikleri uygulamaları için Imoga müzesinde fırsat veren Tekcan;

“Birçok genç sanatçıyla proje çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. . Claire Arkas, Sencer Gülün, Elvan Tekcan, Gazi Sansoy, Merve Turan, Cemil Cahit Yavuz, Ümit Doğan, Mustafa Sönmez gibi genç isimler, baskı projelerimizi gerçekleştirdiğimiz isimlerden bazılarıdır (Tekcan, 2014: 8).” sözleriyle ülkemiz genç sanatçılarına yeni bir ufuk açmıĢtır.

(43)

Görsel-31: Süleyman Saim Tekcan Özgün Baskı Atölyesi (“Imoga Müzesi ArĢivi”, 2015).

Görsel-32: Süleyman Saim Tekcan Özgün Baskı Atölyesi (“Imoga Müzesi ArĢivi”, 2015). Müzenin ikinci katında ise „ Sanatçı Ali Teoman Germaner‟in heykel üretim atölyesi ve eserleri izleyiciye sunulmaktadır. Yirmi altı dizgiden oluĢan serisi

(44)

1977‟de “AloĢname” adında Süleyman Saim Tekcan Özgün Baskı Atölyesinde serigrafi tekniğiyle basılmıĢtır. 2004 yılından bu yana eserleri Ġstanbul Grafik Sanatlar Müzesi içerisinde yer alan özel atölyesinde çalıĢmaları sergilenmektedir (Görsel 33).

Görsel-33: Ali Teoman Germaner Heykel Atölyesi (“Imoga Müzesi ArĢivi”, 2015). Binanın en üst katında ise Imoga müzesinin detaylı sanat etkinliklerine ev sahipliği yapan çok yönlü salon bulunmaktadır. Sanat galerisi, kafe olarak da kullanılan bu üst katta da iki adet gravür makinası bulunmaktadır.

Günümüze kadar dünyaca pek çok sergi ve workshoplara ev sahipliği yapmıĢtır. Türkiye‟deki birçok baskı resim sanatçısı da müzenin bu katında kiĢisel sergilerini gerçekleĢmiĢtir (Görsel 34,35).

(45)

Görsel-34: Imoga Müzesi (“Imoga Müzesi ArĢivi”, 2015).

Görsel-35: Imoga Müzesi (“Imoga Müzesi ArĢivi”, 2015).

Imoga müzesi, içerisinde uluslararası standartlarında bir eser arĢiv sistemi bulunmaktadır. Bütün envanterin dijital alanda belgelenmiĢ olduğu bu sistem, sanal alanda da müzenin kendi sitesinde sunulmaktadır.

Binanın içinde müzenin gerektirdiği yan fonksiyonlardan biri olan çerçeve atölyesinin yanı sıra yönetim ofisleri, toplantı bölümü ile grafik tasarım ofisi ve yurt

(46)

dıĢından gelen sanatçıların konaklamasını sağlayan tam donanımlı misafirhaneleri yer almaktadır.

Uluslararası ve ulusal sanatçılarda linolyum, gravür, ipek baskı gibi farklı özgün baskı tekniklerinde eserler üretebilecekleri her türlü üretim olanakları sağlanırken, sanatçılar kendi yürüttükleri üretimleri, atölyenin dünya çapında bilgi ve sanat tecrübesinden de faydalanma imkânı bulunmaktadırlar (Görsel 36, 37, 38).

(47)

Görsel-37: Imoga Müzesinde Toplantı Bölümü (“Imoga Müzesi ArĢivi”, 2015).

(48)

3.3.Imoga Bünyesindeki Önemli Koleksiyonlar

Imoga müzesi, 100‟ü aĢkın Türk ve yabancı sanatçının eser ürettiği 5000‟in üzerinde ve 30‟u aĢkın sanatçının bağıĢ ve satın alarak koleksiyona katılmıĢ olan 200‟ü aĢkın eserler ile dünya çapında özel bir konumda baskı resim koleksiyonlarına sahiptir. Bu önemli sistem ve bunun sonucunda ulaĢılmıĢ değerli koleksiyon boyutuyla Imoga müzesi, kendine uluslararası sanat çevrelerinde haklı bir yer edinmiĢ ve Türkiye‟nin önde gelen sanat kurumu halini almıĢtır. Adnan ÇOKER, Adnan TURANĠ, Ali Teoman GERMANER, Burhan DOĞANÇAY, Devrim ERBĠL, Ergin ĠNAN, Julian Dimitrov JORDANOV ve Süleyman Saim TEKCAN önemli koleksiyonlar arasında yer almaktadır.

3.3.1.Adnan Çoker

20 Ekim 1927 yılında Ġstanbul Süleymaniye semtinde dünyaya gelmiĢtir. 1944-1951 yıllarında Güzel Sanatlar Akademisi Zeki Kocamemi‟ nin Atölyesi‟nden mezun olmuĢtur. Güzel Sanatlar Akademisi‟nin Yüksek Resim Bölümü‟nü tamamlayıp, 1955‟de Avrupa öğrenim bursu kazanarak Fransa‟nın Paris Ģehrine öğrenim için gitmiĢtir. Emilio Vedova, Andre Lhote, Henri Goetz ve Hayter ile birlikte çalıĢma fırsatı elde etmiĢtir. 1960‟da asistan olarak girmiĢ olduğu Güzel Sanatlar Akademisi‟nden sanatçı profesör olarak emekli olmuĢtur. Adnan Çoker yirmi altı kiĢisel sergi açmıĢ ve birçok karma sergiye de katılmıĢtır. katılmıĢtır.

Imoga Müzesi bünyesindeki önemli koleksiyonlardan sanatçının eserleri düĢünce ve eylem olarak dinamik bir taraf oluĢturmaktadır. Sanatçının sanat yaĢantısı kendi ülkesinin kültürü ile bütünleĢmiĢtir. Çoker‟in koyu resimler dizisine hacim (espas) anlayıĢının karıĢtıması minimuma indirgenmiĢ renk değerlerini zıt anlamda etkilememiĢtir.

Eserin her iki yarısına bakıldığı zaman tekrarlanmıĢ simetrik biçimler ve ufak kırık parçalar olarak birbirini tekrar eden, siyah karanlığa inat tek boyutlu yüzeylerdeki simetrik biçimlerin bir renk espası düĢüncesini doğrular niteliktedir (Sanal- 2, 2015)(Görsel 39, 40, 41).

(49)

Görsel-39: Adnan Çoker, Hahnemühle Kâğıt Üzerine Elek Baskı,1993, (“Sanal”, 2019). Ġpek Aksüğür Duben, Çoker‟in sanatını Ģöyle açıklıyor;

“1988 yılından bu zamana bakıldığında Adnan Çoker’in olgunluk çağının tohumları o noktada atılmış olduğu anlaşılıyor. Tek boyut resminden geleneksel hacme, soyuttan figüre geçerek sanat tarihi açısından geriye dönme gibi görünen bu karmaşık süreçte sanatçının kendi gerçeğini ve kimliğini tanımlamaya çalıştığı ve kendi dilini keşfetmek için öğrenmiş olduğu dili unutmaya hazır olduğu bir dönemdi. Bireşim oluştuğunda eski zamandan beri uğraştığı problemleri farklı bir şekilde ele almıştı: ve yeniden soyut, yeniden konstrüksiyon ağırlıklı, sade ve yine yüzey resmi. Ancak şimdi form, yüzey resmi derinlik ve boşluk duygusuna rağmen ve birlikte gelişerek, renk ve denge elemanları en aza indirilmiş özgün bir anlam kazanmaktadır.

(50)

Sanatçının yirmi yıldır yaptığı siyah Minimalist tarzlı resimler olgunlaşarak, boşluk mistik bir aşkın sesini duyurmaya çalışacaktır sanki ve zaman, mekân tanımını inkâr ederek seyircisinde bazen islamik, giderek daha geniş bir evren belki uzay duygusu yaratacak.

Çoker'in dili her zaman çağdaş, her zaman modern ve Türk resim sanatında her zaman öncü olmuştur. Türk Resim sanatında 1940 yılllarından itibaren konu olan "buradandık" meselesine sanatçı, mimari espas ve rengin özellikleri sayesinde özgün öneriler getirmiştir. Altını çizmek istediğim nokta, Sanatçının bu meseleyi Doğu'ya ve Batı'ya ve sanat tarihine bilinçle bakan bir İstanbullu bir ressam ruhuyla başarmış olmasındandır.”(Duben, 2007: 1) (Sanal-3, 2015).

(51)

Görsel-41: Adnan Çoker, Hahnemühle Kâğıt Üzerine Elek Baskı,1993, (“Sanal”, 2019).

(52)

Adnan Çoker‟in eseri (Görsel 42) incelendiğinde; koyu değerlerin daha ön planda olduğu ve açık değerlere olan geçiĢlerin titizlikle yapıldığı görülmüĢtür. Mor, pembe ve siyah renkleri ıĢıkla sadeleĢtirilmiĢ eserler ortaya çıkartmaktadır. Eserde kullanılan renkler daha çok gizemli bir hava yaratmıĢ ve ıĢık tek noktada kendini göstermektedir. Geometrik formlarda ve soyut olarak oluĢturulan eserde kubbe formlarının kullandığı görülmektedir. Eser izleyende mistik bir izlenim yaratmaktadır. Adnan Çoker‟in resimlerinde geometrik formların kullanılmasından dolayı biçimci kurama dahil edilebilir.

3.3.2. Adnan Turani

ÇağdaĢ Türk Resminin öncülerinden ressam ve sanat tarihçi Adnan Turani 1925 yılında Ġstanbul'da doğmuĢtur. 1941-1944 yılları arasında Ġstanbul Ġlk öğretmen Okulu‟ndan öğretmenlik eğitimi yapan Adnan Turani, okulunu bitirdikten sonra 1945‟de yetenek sınavlarını kazanıp girmiĢ olduğu Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü‟nü 1948‟da tamamlamıĢtır. 1953‟de burs kazanarak Almanya‟nın Münih, Hamburg ve Stuttgart Güzel Sanatlar Akademileri‟nde çalıĢma ve öğrenme olanakları bulmuĢtur. Lisans ve uzmanlık eğitimini tamamlayan sanatçı, 1959 yılında yurda dönerek Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü‟nde akademisyenliğe baĢladı ve 1970‟e kadar bu görevini sürdürmüĢtür. 1970 yılında Hacettepe Üniversitesi Edebiyat ve Güzel Sanatlar Fakültelerinde derslere giren Adnan Turani 1972‟de doktoraya baĢladığı Hacettepe Üniversitesi'nde Güzel Sanatlar Enstitüsü koordinatörlüğü görevini de yürütmüĢtür. 1973 yılında doktor unvanını alan sanatçı, 1978‟de doçent olarak akademik anlamda hızla ilerlemeye devam etmiĢtir. 1986‟a kadar Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü‟nde öğretim üyeliği görevinde bulunmuĢtur. 1986 ile 1987 yılları arasında Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Anabilim Dalı BaĢkanlığı yapan sanatçı 1990 yılında görevinden ayrılarak emekli olmuĢtur.

Adnan Turani‟nin yüksek eğitim hocalığı sırasında bilimsel plastik sanatlar estetiği, sanat felsefesi ve sanat tarihi ve üzerinde hazırladığı yayınlanmıĢ eserleri de bulunmaktadır (Sanal-4, 2015).

(53)

Imoga Müzesi bünyesindeki önemli koleksiyonlardan Adnan Turani gerek kuramsal yazıları, gerek sanat eserleri ile Türk Resim sanatında özgün bir yere sahiptir. Türk resminde 1950 yıllarından sonra hızla yayılan non-figüratif (nesnesiz sanat) sanat eğilimi içerisinde yer almaktadır (Tansuğ, 2005:281).

Sanatçının resim anlayıĢı, soyut kurgularla oluĢturulmuĢ bir etki biçimi arayıĢına dayanan Adnan Turani için peyzaj biçimi değil, peyzaj biçiminin resimselleĢtirilmiĢ kurgusu önem taĢımaktadır.

Resimleri, optik görüntü biçiminin deformasyonuna değil, etki biçiminin zaman içinde araĢtırılarak bulunabilen soyut anlayıĢla yani önceden bilinemeyen kurgusuna dayanmaktadır (Önakın: L.S.D) (Görsel 43).

(54)

Görsel-44:Adnan Turani, Hahnemühle Kâğıt Üzerine Elek Baskı,1999, (“Sanal”, 2019). Adnan Turani‟nin eseri (Görsel 44) incelediği zaman ilk göze çarpan kompozisyonun merkezde yoğunlaĢmasıdır. Renkler tüpten çıktığı gibi kullanılmıĢtır. Çizgisel üslup kompozisyonu desteklemektedir. Açık ve koyu tonlar dengeli bir Ģekilde kullanılmıĢtır. Kompozisyonda tasvir edilen kadın figür anatomik açıdan deforme edilmiĢtir. Adnan Turani kendi tarzı ve üslubu ile resimde devinim ve hareketi yakalamıĢtır. Resimde keman çalan ve yarı nü bir kadın resmedilmiĢtir. Mavi ve yeĢil tonları, gri tonların kullanılmasıyla kontrast oluĢturmuĢtur. Esere bakıldığında kadın figürünün içtenlikte keman çaldığı ve müziğe kendini kaptırdığı hissedilmektedir. Eserde tasvir edilen figür ve diğer ögeler gerçeğe yakın olmadığı ve izleyicide farklı duygular hissettirdiği için anlatımcı kurama dahil olabilir.

3.3.3. Ali Teoman Germaner

Imoga müzesi bünyesindeki önemli koleksiyonlardan Ali Teoman Germaner 1934 yılında Ġstanbul'da dünyaya gelmiĢtir. 1949-1954 yılları içerisinde Heykel Bölümü'nde, Zühtü Müridoğlu, Rudolf Belling ve Ali Hadi Bara'nın atölyelerinde sanat eğitimi gören sanatçı 1960‟da Fransız hükümetinin bursuyla Paris Ģehrine gitmiĢtir. Sanatçı 1961-1965 yılları içerisinde École des Beaux-Art‟ da bulunmuĢtur.

(55)

W. S. Hayter‟in atölyesinde gravür ve René Collamarini' nin atölyesinde heykel çalıĢmalarında bulunmuĢtur. Ali Teoman Germaner 1965 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümünde akademisyen olarak göreve baĢlamıĢtır. Sanatçı 1970 yılında doçent, 1976 yılında da Profesör olmuĢtur (Sanal-5,2015).

Sanatçı eserlerini Ģöyle tanımlıyor;

“Çalışmalarım çoğunlukla günüme dönük, biraz dalga geçen, yarı hiciv, biraz da işi fazla ciddiye alıp anıtsal görünme çabasındaki işlerdir. Mitolojiden yararlanmam ise belli bir yöreye ait mitolojisi değildir; Uzak Batı, Uzak Doğu, kendi ülkemiz ve Orta Doğu mitolojilerinden birtakım unsurları, birtakım öğeleri alıp tekrardan gündeme getirmeyi bu elemanları alıp sözcük gibi kullanmayı amaçlıyorum. Yoksa geçmişteki mitolojiye sığınarak tekrardan gündeme getirmek gibi bir derdim olmadı, ama inanıyorum ki masalsı öğeler bir takım insanların çok daha rahat anlayabilecekleri öğelerdir. Bu yüzden çoğunlukla uzak geçmişin motiflerini ara ara eserlerime katmayı istiyorum.

Ortaya koyulan herhangi bir eser, bir şeyi beyan etmektir, yani bir nevi söylemdir. Bu sebeple söylemin anlaşılır olmasını isterim, o masalsı bir havaya bürünerek bunu başarıyorum. Söylemek istediğim; şudur ki sözel olarak anlatamayacağım şeyleri, geçmişte mitolojiden aldığım, veya şöyle diyelim almaya uğraştığım ya da gönderme yapmak için değiştirerek kullandığım bir gerçektir”(Sanal-6, 2015) (Görsel 45).

(56)

Görsel-45: Ali Teoman Germaner,Gravür,1977, (“Sanal”, 2019).

Görsel-46: Ali Teoman Germaner,Gravür,1977, (“Sanal”, 2019).

Ali Teoman Germaner‟in eseri ( Görsel 46) gravür tekniği ile basılmıĢtır. Ali Teoman Germaner‟in eserleri incelendiği zaman ilk göze çarpan koyu tonların içinde

Referanslar

Benzer Belgeler

Hicaz makam dizisinde seyreden iki farklı eserin notasyonlarına bakıldığında, ilk örnekte donanımda sadece Sib perdesi, ikinci örnekte de Fa diyez ve Do diyez

Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu’ndan 1985 yılında mezun olan Fatma Eti Aslan, 1988 yılında Yüksek Lisans, 1992 yılında Doktorasını tamamlayarak, 1999

The religious establishment in Yunus Emre's day was preaching scorn for the human being, propagating a sense of thfe futility of earthly 'existence.. The

Örnek yapının taban kesme kuvvetleri, sabit temelli ve taban izolasyonlu sistemler için elde edilmiş ve kurşun çekirdekli kauçuk izolatör dizaynı yapılmıştır. Örnek

Çok değişkenli doğrusal regresyon modelinin kestirim aşamasında kullanılan üstel kuvvet dağılışına göre (3) denkleminde en uygun p değeri “1”

Kazanlı veya maşalı tipo baskı makinelerinde baskının ve keski işleminin tam ve sorunsuz bir şekilde yapılabilmesi için beslemenin çok dikkatli ve yeterli miktarda

Gül açar bülbül öter yaz geçer Yâr güler gönül abdan vaz geçer Dil susar faslı aşkı saz geçer Mey akar mehveşdeki naz geçer Nevbahar her yer

Araştırma bu amaç doğrultusunda, şu sorulara cevap aramaktadır: Atölye dışı öğrenme ve öğretme bağlamında, Güzel Sanatlar Lisesindeki Grafik Tasarım der