• Sonuç bulunamadı

Sultanların yatak odalarına girdik:Dolmabahçe Sarayı'nda yaşayan Osmanlı Hanedanı'nın bugüne kadar kapalı olan Haremi, ilk kez Renk'e açıldı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sultanların yatak odalarına girdik:Dolmabahçe Sarayı'nda yaşayan Osmanlı Hanedanı'nın bugüne kadar kapalı olan Haremi, ilk kez Renk'e açıldı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Dolmabahçe sarayı'nda yaşayan

OsmanlI Hanedanı'nın

K A M U 3föKlt*-V.

bugüne kadar kapalı olan

■maanaMeaaanoMMMMi ıiıiAnffi líiia sM n o H i

Haremi, ilk kez

açıldı

■ M fla a a H M M n m n n a ı ■ ■ ■ ■ m e a a a a a H n a a a a a a a u M a a a a a B H M H M M M H n M M M a e v ■ ■ ■ ■ ■

Sultanların yatak odalanna girdik...

valide Sultan'ın

Abdülaziz’in, Abdülmecit'in,

Sultan Reşat’ın, kadın

efendilerin, nedimelerin,

cariyelerin odaları ilk günkü

tazeliğiyle korunuyor...

Parkelerin üzerinde

kabartma ipek halılar,

şamdanlar, vazolar, altın

işlemeli perdeler, bronzlar,

gümüşler, çini sobalar,

tablolarıyla saray

28 Kasım’da yeniden

ziyarete açılıyor...

TURGUT GÜNGÖR

ZÜMRÜT yeşili yamaçların,

billur mavi ile kucaklaştığı

yerde bir düğün pastasına benzeyen

beyazlığın adı, Dolmabahçe Sara­

yı... Gözyaşı dolu dramların sergi­

lendiği, şen kahkahaların yükseldi­

ği bir tiyatro. Ağaçlan, kuşlan, kris­

talleri, ipekleri, som altınlan ile göz

kamaştıran büyüleyici bir güzellik.

S U L T A N

REŞ A T 'IN

OsmanlI sarayında, en yaşlı padişah olarak tahta geçen Sultan Reşat, yatak odasında sarı rengin açık ve koyu tonlarıyla yer aldığı eşyalara yer verdi. Aynalı dolap, avizeler, orta masası, üzerinde vazo, kapı girişinde beyaz bir çini soba ve

altın sarısı perdeleriyle

Suttan Reşat'ın yatak odası hüzünlü bir sonbahar yaprağı görümünde duruyor. İmparatorluğun en yaşlı padişahı, burayı aynı zamanda bir oturma odası gibi de kullanmış.

Koltuk takımları ile yatağın ahşap kısımları ceviz, orta masasının üzeri mermer, ayakları .sedef işlemeli. Taban halısı Hereke dokuması saf ipekten ve yine sarının tonları yer alıyor.

P E H L İ V A N P A D İ Ş A H

A B D Ü L A Z Í Z VE M A V İ

Abdülaziz'in pehlivanlığı dillere destan. İri yarı, heybetli, cüsseli bu padişah, kendi vücut ölçü­ lerine uygun bir yatak yaptırmış. Eni ve boyu ile normal yatakların İki misli büyüklükte. Odaya girişten itibaren mavi tutkusu hemen kendini gösteriyor. Orta masası, vazo, şamdanlar, gardı­ rop ve duvarda panolar ve yatağın hemen üstünde çerçeve içinde kendi portresinin bulunduğu t»ir fotoğraf. Boğaz’a bakan pencerelerin perdeleri yine mavi tonlarından seçilmiş. Köşede de­

vasa boyutlu bir koltuk ve rahatlığı simgeleyen bir düğme ile yatak olabiliyor.

OsmanlI’dan Cumhuriyet’e ve bu­

günlere şapka çıkaran, çapkınca göz

kırpan, utangaç gülümseyen bir tab­

lo...

TARİHE YOLCULUK

Bir bilmecenin bugüne kadar çö­

zülmeyen karelerinde, “ sedef

dürbün” ile uzaktan izlenebilen son

halkalarına, tarihi bir yolculuk yap­

tık. 285 oda, 43 salon, 6 hamam

ve 6 balkonlu bu dev yapının için­

de uzayıp giden köşeli koridorlar

geçtik. Selamlık bölümünü şöyle bir

göz ucuyla süzdük, 6 ahşap, 2 de­

mir kapıdan sonra, “ kuş uçmaz, si­

nek geçmez” denilen o günlerin cı-

vıltılı, bugünün suskun “ barem” i-

ne geldik.

Valide Sultan’ın, Abdülmecit’ -

in, Abdülaziz’in, Sultan Reşat’ın,

nedimelerin, cariyelerin, kadmefen-

dilerin odaları bırakıldığı gibi, ama

ilk sahiplerini beklemesine hazır, ge­

ri dönüşün özlemi içinde biraz da

hüzünlü duruyordu.

Sarayı yaptıran padişah artık

yoktu... Güçlü, heybetli, pehlivan

padişah yaşamıyordu... Saltanatın

en yaşh padişahın yerinde, anı rüz­

gârları esiyordu.

EŞYALAR TANIK

Atatürk’ün 93 gün kalarak kul­

lanabildiği odalar... Hindistan’ın

pelesenkağacından yapılan oyma iş­

çiliğiyle bezenmiş dolaplar... A l­

manya’dan gelen ve bugün bir eşi

bulunmayan org üe piyanolar... Se­

def işlemeler bu yolculuğa tanık ol­

dular...

Dekoratif parkeler, kabartma

ipek halılar, pırıl pırıl avizeler, ren­

gârenk vazolar, şamdanlar, mermer­

ler, .kristaller, aynalar, şömineler, çi­

ni sobalar, bronzlar, gümüşler, yal­

dızlı çerçeveler ve altın perdeler bir

kez daha tarihe selam verdiler.

M İLLİYE T, Boğaz’ın bu beyaz

inci gerdanlığını sîzlere fotoğrafla­

rıyla sergiliyor...

Saraydaki yatak odaları içinde belki de boyut olarak en

küçüğünde Valide Sultan gecelerini geçirmiş. Kapıdan girişte büyük kristal aynalı tuvalet masası, hemen yanında sedef işlemeli mücevher dolapları, tuvalet masası ve dore kumaşlı yatak. Altın varak kaplamalı gardırop, orta masası, üstünde vazo, perdeler yine dore kumaştan. Tavandaki avizenin mumları aydınlatma için öteki salonlara göre düşük ışıklı. Ayrıca bir gaz lambası var.

(Fotoğraflar: EROL DİKSOY)

S A R A Y D A KU LLAN ILAN

M A LZEM ELER

• .S a ra yın iç duvarları tuğla, d öşem eleri ahşaptır.

• Kullanılan taş cinsleri Haznedar küfekisi, Sarı­ yer taşı, Karamürsel’in od taşıdır. Mermer cinsi Marma­ ra’dır. Hünkar hamamının mermerleri Mısır’dan getirilen alabaster madenidir.

• Ahşap malzeme olarak çıralı çam ve m eşe ile H in­ distan ve Afrika kökenli ağaç türleri ku lla n ılm ış.

SÜSLEM E TARZI

• C ephelerde kartuş, gülbezek, m adalyon, is tirid ­ ye kabuğu, çelenk, askı çelenk, vazo, C ve S kıvrım ı g i­ bi Barok, R o ko ko ve A m p ir ö ze llik li m otif ve kom pozisyonlar var.

• iç süslemede doğa, kuş, hayvan ve manzara re­ simleri yer alır. Tablolar ahşap, bez,kurşun ve aynaüze-

rine yağlı boya olarak yapılmış.

• Kaset süslem elerinde altın tozu kullanılm ış. Ta­ vanlarda a lçı kabartm a m o tifle ra y e r verilm iş. Duvarve tavan süslem elerinde perspektif mimari kom pozisyon­ lar görülür.

HE RE K E D O K U M A S I

A L T I N P E R D E L E R

Bütün eşyaları ile göz kamaştıran sarayda ha­ lılar kadar, perdelerin de ayrı bir yeri var. He­ reke dokumahanesinde özel motifleriyle do­ kutulan perdelerin tümü ipek. Renk olarak, genellikle kırmızı, pembe, mavi seçilmiş. Bunların arasında ziyarete açılmayacak bir oda var, bütün perdeleri altın işlemeli. İpekli kumaş üzerine gümüş ve altın işlemeli He­ reke dokumasının en güzel örneği.

RLARI

....

• Parkeler, şçıRfı koyulu m eşe tahtaların, çapraz geçm e olarak düzeİflerim esi ife kare levhalar m eydana getirerek dizilm iş. CeVfz, plesenk, ıhlam ur gibi ahşap m alzem e geom etrik desenli olarak kullanılm ış.

• Kapılar maun ve cevizden yapılmış.

• M obilyaların çoğu Avrupa kökenli, bir kısm ım a- rangozhanede üretilmiş. Çin, H indistan ve M ıs ır’dan ge­ len değişik stildeki m obilyalar belirliodalarda toplanm ış

• Döşemelik ve perdelik kumaşların tümü Türk kö­ kenli ve saray dokumahanesinde saf ipekten dokutul­ muş.

R A K A M L A R L A DOCM ABAH ÇE

• Sarayda 142 halı ve 115 seccade var. Hereke im a­ latının yanı sıra Feshane, Kayseri, Uşak ve İran örnek­ leri bulunur. Dekoratif parkelerin üzerinde halıların kapladığı alan yaklaşık 4500 metrekaredir.

• Kristalin kullanım alanı çok geniş. Bohemia ve Bakara avizeleri ile birlikte ender olarak Beykoz ürün­ leri yer alır. Sarayda toplam 36 avize, 581 adet kristal ve gümüş şamdan bulunuyor.

• 280 adet vazodan 46'sı Y ıld ız porseleni, 59’u Çin, 26’sı Japon, 29'u F a n sız Sevr cin sid ir.

• Bir koleksiyon oluşturacak özellikleriyle 158 sa­ at var.

• Duyarlardaki 600 tablo üzerinde 120 ressam ın adı yer alır. Saray B a şre ssa m ıZ on a ro’nun 3’ü suluboya, biri karakalem, diğerleri yağlıboya olm ak üzere 19 eseri, ay­ rıca A iva sovkski'n in 28 tablosu, H a life A b d ü lm e cid Efendi ile Türk ressam larından Yü zbaşı Rıza, K o lağ ası Haşan Behçet, Şeker Ahm et P a şa , Osm an H am di Bey ve H ikm et O nat’ ın yapıtları bulunur.

• Saray 14.595 metrekarelik alana kurulu ve 1427 pencere ile 25 değişik işlevli kapısı var.

S A R A Y I Y A P T I R A N A B D Ü L M E C İ T ' İ N K O R K U S U

Dolmabahçe Sarayı’ nın yapım emrini veren Abdülmecit’ in odasında pembe, romantik bir zevk görülüyor. Kapının girişinde solda kristal aynalı tuvalet masası. Yanında gardrop, cibinlikti yatak, orta masası, vazo, şamdan, avize ve sehpalarda ince bir işçilik zevki yansıyor. Veremden ölen Abdülmecit’ in korkularını yansıtan iki özellik hemen dikkati çe­

kiyor. Kapının sağında altın varak kaplamalı bir lavmana (lavabo) var. Yıkanmak için özel olarak suyu bir çekmeyece dolduruluyor ve kilitleniyor. Sadece padişah kullanabiliyor. Karyolanın ayakları ise böcek korkusuna karşı özel olarak korunmuş. 0 günlerde padi-

şah dört köşeye birer kap su doldurup, karyolanın ayaklarını bunun içine koymuş

A L A B A S T E R

M E R M E R D E N

Y A P I L A N H A M A M

OsmanlI’ nın son sarayında iki hamam var. Biri daha kadınsı zevklerin sergilendiği Kütahya çinileriyle bezenmiş Harem hamamı, öteki de, alabaster mermerleri M ısır’ dan getirtilen ha­ mam. Çok sert, ama ışık geçirme özelliğine sahip bu mermer hamamın girişinde sıcak­ lık ve bekleme bölümleri yer alıyor. Bronz çer­ çeveler içinde üç kurna, kadife kumaş kaplı kapısında kristal tokmağı ile benzeri yok

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

A le v alev yanan tankerlerde idare kalm am ış, tekneler akıntıyla ordan oraya sürük- lenm iye düşmüşlerdi.. K âğıth elvacılara, lahmacunculara, sahlepçilere gün

‹ki ‹ngiliz araflt›rmac› da bu programlar›n popülerli- ¤inden yararlanarak , 30 y›l önce bafllat›lan, ancak tepkiler üzerine yar›da ke- silen ünlü bir deneyi yeni-

Eser le ri nin yapılış tarzı ve umu miy et le uyandırdığı tesir eski Türk işlemelerini,

Etrafındaki kitap mal­ zemesini en az B orges kadar zengin, hatta o- nun gibileri bile kendi­ ne ekleyerek kullana­ bilecek kadar hünerli yazanınıza ‘iyi

Les Allemandes fortes, blondes, aux joues roses étaient pour la plupart sans chapeau, sans bas et marchaient rapidement avec les hommes, dans les robes qui les

La première voulait faire la connaissance d’une dame de Paris plutôt qu’elle ne dé­ sirait s(e flaire confecficJtaner

Nous sommes très contents de vous avoir parmi nous.. Mme Damgar et moi préférâmes prendre du

simple. Cet enfant d’Izmir plei nde franchise me ra­ contait son amour et me proposait le mariage.. Ça tombe juste. Ses parents lut envoient très peu de chose. La