• Sonuç bulunamadı

Tiyatromuzun eski bir emektarı:34 seneden beri kanto söyliyen Şamram Hanım tiyatroculuğa nasıl başladı?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tiyatromuzun eski bir emektarı:34 seneden beri kanto söyliyen Şamram Hanım tiyatroculuğa nasıl başladı?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tiyatromuzun eski bir emektarı

34 senedenberi kanto söyliyen Şamram

hanım tiyatroculuğa nasıl başladı?.

Istanbulda, bilhassa kenar ma­ hallelerde Abdülhak Hamit ismini

hiç işitmemiş olanlar çoktur,

lâkın Şamram hanımı tanımayan Şamram hanımın bir kaç kanto­ sunu seyretmemiş olanlar pek az­ dır. Çünkü Şamram hanımın şöh­ reti o kadar popülerdir. Böyle ol­ duğu halde hiç kimse Şamram hanımın hayatını, tiyatroya nasıl başladığını bilmez..Ben küüçktüm Şamram hanımı seyrettim, gençli­ ğim de Şamram hanımı seyrettim, ihtiyarlayan Şamram hanım hâlâ sahnede...

Geçen gün Şehzadebaşından ge­ çiyordum. Bir tiyatro ilânı gözüme ilişti, okudum: Bu gece Şamram hanım tarafından kantolar, düe- tolar...

lar, cevahirler, yakut parçaları

gibi bir kadınsın.. Yazık değil mi senin bu güzelliğine.. Yoksuzluk içinde çırpınmaktan tat mı duyu­ yorsun.? Artistlik büyük bir mes­ lektir, gel, gel sen de benim gibi artist ol, gel, gel, evet evet artist olmalısın...

Evvelâ itiraz ettim:

— Katiyen olmaz, dedim, zev­

cim var dedim.. Lâkin Peruz

altından girdi, _ üstünden çıktı

beni kandırdı.. İşte biçare Şam­ ram tiyatro hayatını bu tesadüfe medyundur.

Ertesi günü Peruz hanıma git­ tim.. O zaman Haşan beyin yanın­ da çalışıyordu.. Beni maalmem­

nuniye k&nıpanyaya kabul

Gündüzdü, tiyatro zamanı,

değildi... kapıda duran adama

sordum:

— Şamram hanım ne zaman bulunur..

— Yukarda odası vardır.. Bak bir kere?

Merdivenlerden çıktım, karanlık bacaların arkasından, uzun kori­ dorlardan geçtim.. Tiyatronun en üst katma, paradiye çıktım.. Sıra sıra odalar... Düeto artistlerinden biri balık kızartıyor..

Bir odada bütün kantocu, dü- etocu, varyeteci madamlar mat­ mazeller iskanbil oynuyorlardı.

Kapısı açık bir odanın önünden geçerken baktım Şamram hanım içeride... Meşhur tiyatro artisti uzun bir minderin üzerine boylu boyuna uzanmış.. Yüzünde iki üç parça ağda... Başı ucunda duran hizmetçisi zaman zaman bu ağda­ lardan birine asılıyor, bütün kuv­ veti ile çekiyordu..

Şamram hanım beni görünce ahundaki ağda parçasını çıkar­ mağa uğraşarak yer gösterdi:

— Görüyorsunuz ya muhterem

evlâdım. Sanat ve memleketin

irfanını yükseltmek uğrunda ne

büyük, ne ülvî fedakârlıklara

katlanıyoruz...

— Tabiî Şamram hanım mem­ leket de sizden bunu bekler..

— Evet, evet, evet... Haklısınız. Şamram hanımla konuşurken Manakyan efendinin bir piyesini oynıyoruz zannediyorum.

Çünkü Şamram hanımın lisanı

aynen o lisan., sordum:

' — Şamram hanım kaç senedir sahnedesiniz?.

Gözlerini kırpıştırdı, başını iki

Şamram H.

tarafa salladı, yüzünün çizgileri uzayıp kısaldı ve cevap verdi:

— Otuz dört sene...

Otuz dört senedir her gece muntazaman kanto oynayan Şam­ ram hanım: size yazı ile biraz tarif edeyim., iki tarafta iki kaim çizgi taşiyan ne büyük”ne küçük bir ağız tasavvur edin, kenarları çizgili iki siyah göz camları büyük iki gözlük iki siyah ve kaim kaş. Kısa fakat şişman bir vücut, işte otuz dört senedir Istanbulun al­ kışladığı Şamram hamm...

— Şamram hanım... Tiyatrocu­ luğa nasıl başladınız?

Gözlüklerini çıkarıp, burnunun üstündeki gözlük yerini mendili ile sildi, gözlük çıkınca Şamram hanımın yüzü büsbütün değişti..

— Uzun hikâye muhterem ev­

lâdım.. Heyhat, heyhat ki eski

ve sevimli bir maziye ait.. Bili­

yorsunuz, Ermeni patırtısı çık­

mıştı... Bu yüzden zevcime ıttıra

ettiler, işinden çıkardılar..

Bu meş’um ve müthiş felâket üzerine pek bikes kaldık.. Teyze­ min kızı Peruz hanım o zaman meşhur bir aktristi.. Lâkin o va­ kit büyük ve kıymettar sanatkâr­ ların kadrini bilmezdik. Biz bile aktris oldu diye Peruz hanımla konuşmazdık.. Bütün aile onunla dargındı. Zevcim işten çıktıktan sonra bir gün türbeden geçiyordum ... Baktım karşı taraftan, Peruz hanım bir faytonun içinde.. Mak­ sadım kendisi ile yüz yüze gelme­ mekti, lâkin o beni görünce las­ tikli faytonunu durdurdu, yanıma gelerek çenemi tuttu:

— Şamramcığım, dedi, elmas­

ettiler ve bundan 34 sene evel ilk dafa olarak bir gece Peruz hanımla beraber Penbe kız düeto- suna çıktım. Düeto bitip de perde kapanır kapanmaz yer yerinden oynardı, tiyatro:

— Penbe kızı isteriz, Penbe

kızı isteriz..

Feryatları ile sarsıldı, ikinci

dafa çıktığım zaman hiç unutmam

bir adam uzanıp da bakayım

derken en üst kat localardan

birinden aşağıya düştü. Başı ya­

rıldı, hastaneye kaldırdılar.

Daha o hafta ismim bütün Istan- buîun ağzında dolaşıyordu.. Ben şöhretimi yedi gün içinde yaptım. Ondan sonra Manakyan, Abdür-

razak, Naşit beylerin yanında

çalıştım. Ben ne yokluk ne teh­

likeler içinde sanata hayatımı

hasrettim. Sahnede oynarken bana

localarımdan kırmızı ipeklei

mendil gösterirlerdi.

mm m m, O T l i » o m o l r " ?

— Senin için kan dökerim demek. Benim kazancım hakkında mübalağalı şeyler söylerler.. Lâkin ben çok az kazandım en fazla günde 5 lira.. Ya inanır mısınız bu na.. Lâkin rivayete bakılırsa ben her temsil için 50 lira alıyor- muşum.. Lâf.. Ha geçirdiğim teh­

likelerden bahsediyordum. Bir

kere zamanın sadnazamı Rıdvan paşa bütün tiyatroları kapattırdı.. Az daha hepimizi de hapsediyordu..

Söz tam buraya gelince kapı vuruldu, dişandan kalın bir ses bağırdı:

— Haydi Şamram hanım pro­ vaya...

H ik m et Feridun

T

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

This report contains a review of some studies about iodide concentrations measured by IDA in several media such as urine, drinking water, milk and commercial salts [10, 11,

Büyük tevazuu için­ de derin bilgisini ve çok yönlü kişiliğini uzun za - man ustalıkla sakladığın - dan iyi anlaşılamamış bir kıymet olduğu kanısında -

İlk eserlerinde Fransız roman­ tiklerinin etkisinde kalan Fatma Aliye Hanım, “Udi” adlı roma­ nında (1899,) babasının gö­ revi üzerine gittiği Halep’te

Akade­ minin öğretici kadrosundaki kozmo­ polit görünüm, Hikmet O nat’m da içinde bulunduğu genç ve aktif bir sanatçı kesimi tarafından büyük öl­

Kraliçe Louise’in gençlik resmi Br tikse İden Paris-Soir gazetesine ya­ zılıyor: Eski Saksonya kraliçesi Louise, Brükselde büyük bir sefalet içinde ya­

Ama özlediğim sohbeti nedense her seferinde bir başka güne e rt e le ­ dim. Scksenbeş yaşına ra ğm en

in 200 bovine origin meat, milk and their products (minced meat, meatball, Inegöl meatball, sausage, pasteurized milk, Tulum cheese, fresh soft cheese and cecil cheese).. In

Ülke genelinde köylü sendikalarının kurduğu koordinasyon komitesi ile dün bir araya gelen Tarım Bakanı Sotiris Hac ıgakis üreticilere toplam 500 milyon avro civarında yardım