• Sonuç bulunamadı

Okullaşan bir kişilik:1977'de yitirdiğimiz Hikmet Onat'ın resimleri Kile'de

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Okullaşan bir kişilik:1977'de yitirdiğimiz Hikmet Onat'ın resimleri Kile'de"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1977’de yitirdiğim iz H ikm et O nat’ın resimleri K ile’de

O ku llaşan bir kişilik

On yıl önce

yitirdiğimiz ressam

Hikmet Onat'm

retrospektif nitelikteki

sergisi Kile Sanat

Galerisi'nde 7 marta

kadar görülebilecek.

Onat'in Paris'te

Cormon Atölyesi'nde

çalıştığı döneminden

yapıtların da yer aldığı

sergiyle ilgili olarak

Kaya Özsezgin’in

1984'te Garanti

Bankası “Hikmet

Onat” broşüründe yer

almış bir yazısını

sunuyoruz.

KAYA ÖZSEZGİN

Yaşamı boyunca İstanbul’un doğal görkemine ve bu görkemin denizle bütünleşen çekiciliğine bağlı kalmış olan Hikmet Onat’ta, bu bağlı­ lığın yanı sıra iki seçkin özellik dik­ kati çeker. Onun resmi, aslında akademik-izlenimci bir kökenden gelmiş olmakla beraber, ilk bakışta bu kökenin varlığını düşündürmez. Öte yandan, altmış yıllık sürekli bir çalışmanın yaygın alanını kapsayan bu resimler, genellikle bir tek çevre­ nin, İstanbul’un doğasını konu almış olduğu halde, tekrar çıkmazına gir­ mekten yakasını sıyırabilmiştir. Her iki ayrıcalığın temelinde, resmiyle öz­ deşleşen duyarlı bir sanatçı eğilimi­ ni bulmak zor değildir.

Hikmet Onat resminin akademik- izlenimci tutum unu maskeleyen önemli etkenlerden biri, bu resmin

İSTANBUL OLMASAYDI — Denebilir ki İstanbul olmasaydı Hikmet Onat da olmazdı. 0, şehrin resimsel haritasını çıkartır, Kandilli sırtlarını, Çengelköy'ü, Sarıyer’i (üstte), Beşiktaş, Kanlıca, Cihangir sahillerini taramayı sever.

tuş-tekstür kalitesini özgür ve biraz da yenilikçi bir sanatçı tavrıyla bağ­ daştırmış olmasından ileri gelir. Kuş­ kusuz Avrupa’da geç dönem izlenim­ ciliğinin de çıkış noktası, bir tür ye­ nilikçilikti. Ama onu aşan çağdaş sa­ nat etkinlikleri, izlenimciliği formüle edilmiş bir sanat disiplini düzeyine indirmişti. Bunda, izlenimciliğin po­ püler görüntüsü de önemli bir etken olabiliyordu, örneğin, Almanya’da

Liebermann’ın yaptığına benzer bir estetiği, daha yerel boyutlara uyar­ lanmış biçimiyle Hikmet Onat sahip­ leniyordu. Liebermann gibi Hikmet O nat’ta da ışığı emmiş ve resmin bünyesine yedirmiş bir tuş aktivitesi egemendir. Lokal ışık yerine, boşlu­ ğu bütünüyle kavrayan, ön ve arka plan farkını açık biçimde ortaya çı­ karan yaygın ışığı tercih etmesinde, izlenimcilerin uyguladıkları hava perspektifine yönelmesinin de bir pa­ yı olmalıydı, ö n plandaki görüntü­ lerin koyu, uzaktaki görüntülerin griye dönüşen açık tonlarla belirtil­ mesi, bu yaygın ilkenin bir sonucuy­ du. Hikmet O nat’ın gençlik döne­ minde yaptığı birkaç tablo göz önü­ ne alınmazsa onun figürden çok, peyzaja yönelmiş olduğu söylenebi­ lir. Yani sonuçta bir peyzaj ressamı­ dır o; İstanbul’un güneşli doğasına tutkundur. Boğazın resimsel harita­ sını çıkarmayı, Kandilli sırtlarını, Çengelköy tepelerindeki fıstık ağaç­ larını, Sarıyer, Beşiktaş, Kanlıca, Ci­ hangir, Fındıklı, Bebek ve Üsküdar sahillerini taramayı sever. Denebilir ki, İstanbul olmasaydı Hikmet O nat’m resmi de olmazdı. Bu kent­ le öylesine iç içe, kucak kucağadır.

Güzel Sanatlar Akademisi’nde ya­ bancı hocalar yerine Türk öğretmen­ lerin görev almaya başladıkları bir dönemle çakışmış olması da, Hikmet O nat’ın kişiliği açısından, sanatçılık ve öğreticilik işlevlerine anlam ka­ zandıran bir başka olgudur. Akade­ minin öğretici kadrosundaki kozmo­ polit görünüm, Hikmet O nat’m da içinde bulunduğu genç ve aktif bir sanatçı kesimi tarafından büyük öl­ çüde değiştirilmiş ve bu noktadan ge­ leceğe doğru önemli bir adım atılmış­ tır.

ö te yandan Hikmet Onat da, bü­ tün geleneksel işlevine rağmen, öğ­ rencileri üzerinde doğrudan kabul et­ tirici bir yolu, herhalde denememiş­ tir. Böylece, resim sanatımızın geçiş döneminde ve birinci büyük savaş er­ tesinde “ okul” niteliğine varan bir etkinlik. Hikmet Onat’ın sanatçı ki­ şiliğini bütün öteki çağdaşlarından ve kuşak arkadaşlarından ayırmış, ona bir “ doyen” görüntüsü vermiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

2008 y›l› içinde bafl- lamas› planlanlanan konuflmalar›n ana amaçlar›ndan birisi de ö¤renci ve ö¤ret- menleri DAY 2009 aktivitelerine haz›rla- mak,

Sabiha Gökçen ister Ermeni olsun, ister Kürt, ister Türk, ister Çerkez, ister Abaza, ister Boşnak, benim için Türkiye'nin ilk kadın pilotu ve Atatürk'ün manevi kızıdır. Bu

Göz ovalamanın korneaya etkisinin optik koherens tomografi ile değerlendirildiği bir başka çalışmada epitelyum kalınlığı, santral kornea kalınlığı ve bowman

birlerini pencereden, kapıdan göre göre birbirlerine gönül verdikten son ra mektuplaşmağa girişmiş, bundan bir müddet sonra daha ötelere gittik leri halde

Tablo 8: "Türk iĢletmeleri yabancı sözcük içeren marka adını dıĢ pazara açılırken tercih etmemelidir." Fikrine Katılma Düzeyi Türk işletmeleri yabancı sözcük içeren

Kültür ve Tabiat Varlıkları'™ Koruma Genel Müdürü Altan Akat 20 Şubat günü İstanbul'daki bütün koruma kurullarına bir yazı gönderdi ve bugüne kadar koruma

Bir karlı İstanbul gününde meydana tezgâh açan Rusların görünümü, savaştaki bir cepheyi andırıyordu (sağda).. Çınaraltı’nın Türk müdavimleri

I T i jEŞİKTAŞ’ın eski kalecilerinden, milli futbolcu Sabri Dino dün gece Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak intihar etti.. I .i T r J Milli kaleci Sabri Dino