• Sonuç bulunamadı

Antropomorfist tanrı tasavvuruna karşı Fahreddin er-Râzî'nin tenzih anlayışı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Antropomorfist tanrı tasavvuruna karşı Fahreddin er-Râzî'nin tenzih anlayışı"

Copied!
379
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Temel Ġslâm Bilimleri Anabilim Dalı

Kelam Bilim Dalı

Doktora Tezi

ANTROPOMORFĠST TANRI TASAVVURUNA KARġI

FAHREDDĠN ER-RÂZÎ‟NĠN TENZĠH ANLAYIġI

Ruhullah ÖZ

13932818

DanıĢman

Doç. Dr. Ahmet AKGÜÇ

(2)

T.C.

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Temel Ġslâm Bilimleri Anabilim Dalı

Kelam Bilim Dalı

Doktora Tezi

ANTROPOMORFĠST TANRI TASAVVURUNA KARġI

FAHREDDĠN ER-RÂZÎ‟NĠN TENZĠH ANLAYIġI

Ruhullah ÖZ

13932818

DanıĢman

Doç. Dr. Ahmet AKGÜÇ

(3)

TAAHHÜTNAME

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE

Dicle Üniversitesi Lisansüstü Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliğine göre hazırlamıĢ olduğum “Antropomorfist Tanrı Tasavvuruna KarĢı Fahreddin er-Râzî‟nin Tenzih AnlayıĢı” adlı tezin tamamen kendi çalıĢmam olduğunu ve her alıntıya kaynak gösterdiğimi ve tez yazım kılavuzuna uygun olarak hazırladığımı taahhüt eder, tezimin kâğıt ve elektronik kopyalarının Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü arĢivlerinde aĢağıda belirttiğim koĢullarda saklanmasına izin verdiğimi onaylarım. Lisansüstü Eğitim-Öğretim yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca gereğinin yapılmasını arz ederim.

22/10/2018

(4)
(5)
(6)

I

ÖN SÖZ

Felsefi doktrin ve kadim dinlerde Tanrı inancının önemi kadar, onun neliği ve nasıllığı da hem ilahiyat sistemlerinin hem de felsefi doktrinlerin en problemli konuları arasında yer almıĢtır. Tanrı tasavvurunu teolojik düĢünce tarihinin kadim bir problemi haline getiren neden ise insanın aĢkın olan Tanrıının özünü ve mahiyetini kavramaya, tanımaya ve en önemlisi de tanımlamaya çalıĢırken; fizik âleminin bilinen yasaları ve kendine özgü içkin dilini kullanarak onu betimlemeye çalıĢmasından kaynaklanmaktadır. Haddi zatında bütün beĢerî niteliklerden münezzeh olan Tanrının aĢkınlığını dile getiren dilin beĢerî kusur ve sınırlılıkla muallel olması, Tanrının tenzihi yönüne gölge düĢmesine neden olmuĢtur. Ayrıca Tanrıyı tanımlamaya çalıĢanların içinde bulundukları düĢünce ve kültür ortamları; benimsedikleri teolojik sistemler ve inandıkları kutsal metinlerin antropomorfik pasajları, problemi daha da karmaĢık hale getirmiĢtir. Bu problemi çözme noktasında insanın sahip olduğu kültürel birikim, akıl ve tecrübe farklılığı Tanrıyı betimleyen pasajların farklı anlamlandırılmasına neden olmuĢtur. Ġlahi nitelikleri farklı okumalardan tevarüs eden değiĢik tasavvurların izlerini hem felsefi doktrinlerde hem de Tanrıyı betimleyen kutsal kitapların pasajlarında bulmak mümkündür.

Tanrı, hem felsefi doktrinlerde hem de ilahi hitaplarda yeri geldiğinde salt aĢkın bir bilinmezlikte tasvir edilirken yeri geldiğinde de beĢerî forma büründürülmüĢ bir tipolojide tasvir edilmiĢtir. Yani Tanrı, bir yönü ile aĢkın ve müteâl bir zat olarak tavsif edilirken diğer yönü ile içkin ve antropomorfik bir kiĢilikte betimlenmiĢtir. Tanrının algılanıĢı ve tasviri hususunda yaĢanılan bu aĢkınlık-içkinlik paradoksu, felsefi doktrinlerin problemi olduğu gibi ilahi dinlerin de temel problemi olmuĢtur. Bu bakımdan her ne kadar Yahudi ve Hristiyanlığın Kutsal metinlerinde olduğu kadar yoğun olmasa da Kur‟an‟ın Allah‟ı betimleyen pasajlarında antropomorfik karakterli nitelikleri görmek mümkündür. Kur‟an‟ın

(7)

II

Allah‟a atfettiği antropomorfik niteliklerinin farklılığı ise tenzih sınırını aĢmayacak nitelikte te‟vil ve mecaza elveriĢli olmalarıdır.

Allah inancı, Ġslam inanç sisteminin odak noktasını oluĢturan en önemli meseledir. Bu nedenle münezzeh bir Allah tasavvuru inancı Ġslam‟ın teolojik amentüsünün omurgasını oluĢturur. Ġslam inancında tanrısız bir varlık ve kozmos tasavvuruna geçit verilmediği gibi antropomorfik bir tanrı tasavvuruna da pirim verilmemiĢtir. Ġslam‟ın Allah tasavvurunda öngördüğü bu hassasiyet, zamanla Allah‟ın nasıl bir varlık olduğu hususunda farklı anlayıĢların ortaya çıkmasını beraberinde getirmiĢtir. Bu süreçte kimi ekoller, Allah‟ı salt tenzihi nitelikleri ile betimlemeye çalıĢırken kimileri de onu antropomorfik sıfatları ile tasvir etmiĢtir. Tanrıyı antropomorfik nitelikleri ile tavsif eden antropomorfistlerin isimleri değiĢse de değiĢmeyen en temel karakteristik özellikleri; Tanrıyı insan biçimci bir tipte tasavvur etmeleri olmuĢtur. ÇalıĢmamıza konu olan ve Allah‟ı insan biçimci bir tipolojide tasvir eden antropomorfizmin Râzî dönemindeki temsilcileri ise Kerramiyye ve Gulat-ı ġia ekolleri olmuĢtur. Bu nedenle Râzî, Allah‟ın aĢkınlığını konu edindiği tenzih anlayıĢını, bu iki ekolün antropomorfik Tanrı tasavvuruna reddiye bağlamında temellendirmeye çalıĢmıĢtır.

Râzî, sistematize ettiği tenzih kuramıyla hem salt tenzihe hem de salt teĢbihe karĢı çıkmıĢtır. Ona göre salt tenzih agnostizme yol açarken salt ispat da antropomorfizme yol açmaktadır. Bu bakımdan Râzî‟nin tenzih kuramı, ilahi hitabın Tanrı tasarımında öngördüğü tenzih-teĢbih sentezine dayanmaktadır. Râzî‟yi teĢbih-tenzih karıĢımı bir Tanrı tasavvuru kuramına sevk eden en önemli saik ise hiç kuĢkusuz Allah‟ın benzersiz aĢkınlığı olmuĢtur. Çünkü zatı ve mahiyeti itibariyle benzersiz olan Allah‟ı, kendine özgü aĢkınlığıyla tanımak ya da tanımlamak hiçbir aklın kârı değildir. Salt akıl ve mantığın öncülüğünde hareket eden her zihnin, ilahi zatı betimlemede nasıl fizik ötesi engellerle karĢılaĢtığı bilinen bir gerçektir. Nitekim Râzî bu zorluğu Ģu Ģekilde dile getirmiĢtir: YaratılmıĢ olan, Yaradan‟ını olması gerektiği gibi tanımak ve tanımlamak isterse Ģayet, o zaman kendisinde mevcut olandan ayrı bir fıtrat ve cisimleri tanımaya ve anlamaya yarayan aklından baĢka bir akıl edinmek zorundadır. Çünkü içkin olan bir varlığın sınırlı aklının, aĢkın ve sınırsız olan bir varlığı her yönüyle ihata edip kavraması mümkün değildir. Bundan

(8)

III

dolayı Allah, kendi kendine yönelik boyutuyla zatını tenzihi dil ile betimlerken zatını yaratılmıĢlara tanıtmada ise teĢbih dili kullanmıĢtır. Bu da Tanrı tasavvurunda tenzih-teĢbih sentezini kaçınılmaz kılmıĢtır. Aksi halde aĢkın olanın içkin olan tarafından tanınması ya da tanımlanması mümkün olmayacaktır. Bu nedenle Râzî, hem salt tenzihçi tutumu hem de salt ispat yöntemini aĢırı ve yanlıĢ birer tasavvur olarak görmüĢ ve bu iki aĢırı tasavvura alternatif olarak tenzih kuramını “Sirâtı-Müstakîm” diye adlandırdığı, tenzih-teĢbih karıĢımına dayalı bir metod üzerine inĢa etmiĢtir.

Râzî‟nin tenzih-teĢbih sentezine dayalı yönteminin en temel ilkesi Kur‟an‟ın Allah tasvirini merkezi bir konumda tuttuğu muhalefet doktrini olmuĢtur. Bu doktrinde ilk önce Allah‟ın ne olmadığı temel öncüllerle belirlenmiĢ daha sonra onun ne olduğu ya da nasıl olduğu belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. Bir baĢka deyiĢle Tanrının tasviri, hem subuti hem de selbi sıfatların sentezlenmesiyle yapılmıĢtır. Çünkü Râzî‟nin tenzih kuramında Tanrı tipolojisinin iskeleti vahyin argümanları ile betimlenmiĢtir. Allah‟ı betimleyen tenzihi sıfatlar muhkem kabul edilirken teĢbih ve tecsim ima eden nitelikler de müteĢabih kategorisinde değerlendirilmiĢtir. Râzî‟nin tenzih kuramında ne tenzihi sıfatlar teĢbihi niteliklere kurban edilip antropomorfizme imkân verilmiĢ ne de teĢbihi nitelikler yok sayılarak Tanrı her türlü sıfattan soyutlanmıĢtır. Bununla beraber Râzî, Allah‟ın aĢkınlığıyla bağdaĢmayan her türlü niteliği ya te‟vil etmiĢ ya da reddetmiĢtir. Allah‟ın kendine atfettiği niteliklerin yüzeysel okumaları neticesinde oluĢan antropomorfik Tanrı tasavvurunun gediklerini de mantıki kuramın dolgu malzemesi olan dil sanatları ile doldurmaya çalıĢmıĢtır. Netice itibariyle Râzî‟nin sistematize ettiği bu sentezci yöntem, hem onu farklı kılmıĢ hem de bizi Râzî‟yi araĢtırma konusu yapmaya sevk eden en önemli muharrik güç olmuĢtur.

Tez konusunun seçiminden bitimine kadar katıkılarını benden esirgemeyen danıĢman hocam Sayın Doç. Dr. Ahmet Akgüç‟e, tez izleme komitesinde yer alan değerli hocalarıma ve tezin okunmasında katkı sağlayan Sayın Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Gül, Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Yasin Tomakin, Dr. Öğr. Üyesi M. Sait Uzundağ, Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Özdemir, ArĢ. Gör. Ahmet Akdeniz, ArĢ. Gör. Hüseyin Zamur, ArĢ. Gör. Ġsmet Tunç, ArĢ. Gör. Hasan Kaçan ve ArĢ. Gör. Talip Demir‟e ayrıca isimlerini zikretmediğim hocalarıma ve arkadaĢlarıma teĢekkür ederim. Son olarak

(9)

IV

çalıĢmam boyunca kendilerini ihmal ettiğim çocuklarıma, annelik vazifesi ile beraber babalık görevini de omuzlarına yüklediğim eĢime teĢekkür ederim.

Ruhullah ÖZ Diyarbakır-2018

(10)

V

ÖZET

Tanrının insana ya da insanın Tanrıya benzetilmesi esasına dayalı olan antropomorfizm inancı, sadece Sami dinlere has çözüm bekleyen teolojik bir sorun değildir. Bu açıdan farklı nüvelerine hemen hemen tüm felsefi doktrinlerde, mistik ya da ilahi dinlerde rastlanılan insan biçimci Tanrı tasavvuru insanlık tarihi kadar kadim bir problemdir. Felsefi terminolojide Tanrı-beĢer benzerliğine dayalı antropomorfizmin Ġslam düĢüncesindeki karĢılığı olsa olsa tecsim ve teĢbihtir. Ġslam kelam tarihinde zuhur eden ve kimi zaman zatında kimi zaman sıfatlarında öngörülen bu benzerliğin beraberinde farklı Tanrı tasavvurlarını getirdiği bir gerçektir. Bu bakımdan kadim dinî ve felsefi doktrinlerdeki kadar yoğun olmasa da Ġslam düĢünce tarihinde de kimi ekollerin Tanrı tasavvurları antropomorfiktir. Bu tasavvurların ortaya çıkmasına kaynaklık eden harici nedenler farklı olsa da en önemli dâhili neden ilahi hitabın dil yapısıdır. Zira Allah‟ın kendi kendini betimlediği Kur‟an dilinde zatını hem aĢkın hem de kiĢisellik arz eden bir yapı çerçevesine yerleĢtirmesi, Ġslam düĢünce tarihinde zuhur eden antropomorfizm probleminin odak noktasını oluĢturmuĢtur. Bu münasebetle kadim ilahi dinlerden tevarüs eden literatür ve yabancı kültürlerin etkisi ile nassta Allah‟a atfedilen antropomorfik niteliklerin literal okunması bu tasavvurun en önemli dayanaklarından sayılmıĢtır.

Yerli antropomorfistler diye isimlendirdiğimiz tecsimci ve teĢbihçi ekollerin en önemli Tanrı tasavvuru Allah‟ı cisim ve cismani varlıkların nitelikleri ile muttasıf bir varlık olarak tasvir etmeleridir. Bu tasavvurlara kaynaklık eden en önemli dâhili etken de hiç kuĢkusuz Allah‟ı niteleyen antropomorfik dildir. Bu dil literal okunduğu oranda antropomorfik, tenzih karakterli olduğu nispette de aĢkın ve münezzehtir. Allah‟ı betimleyen dilin beĢerî yönüne ağırlık verenler onu antropomorfik bir kiĢiliğe hapsederken dili salt tenzih zaviyesinden yorumlayanlar da Allah‟ı agnostizme varacak kadar aĢkınlaĢtırıp soyutlaĢtırmıĢtır. Bu iki uç yaklaĢım arasında yani tenzih-teĢbih arası bir orta çözüm yolu önerenlerin baĢında da Fahreddin er-Râzî

(11)

VI

gelmektedir. Râzî, sahip olduğu tenzih anlayıĢıyla ne salt tenzihi ne de salt teĢbihi benimsemiĢtir. Belki o, Ġslam inancının odak noktasını oluĢturan Allah tasavvurunu, Kur‟an‟dan elde edilmiĢ bir yöntemle çözmeye çalıĢmıĢtır. Râzî‟nin muhalefet doktrinine dayalı olan bu tenzih kuramında, Allah‟a atfedilen bütün antropomorfik nitelikler tenzih kuramına temel yapılan ve ontolojik farklılığın en ayırıcı vasfı sayılan temel öncüller ıĢığında değerlendirilmiĢ ve akabinde literal okunmalarıyla insan biçimci bir Allah tasavvurunun tasvirine yol açan antropomorfik nitelikler dilin imkânları ölçüsünde te‟vile tabi tutulmuĢtur. Bu münasebetle Râzî, tenzih kuramını üzerine inĢa ettiği öncüller ıĢığında ilahi hitapta Allah‟a atfedilen fizyolojik organ, beĢerî eylem ve insani duygu nitelikli sıfatları tenzih kapsamında anlamlandırmıĢ ve neticede sistematize ettiği tenzih teolojisini, tenzih-teĢbih karıĢımı bir dengenin temeli üzerine inĢa etmiĢtir.

Anahtar Sözcükler

Antropomorfizm, Fahreddin er-Râzî, teĢbih, tecsim, antropomorfik nitelikler,

(12)

VII

ABSTRACT

Anthropomorphism, based on assimilating God to human beings and vice versa, is not only a theological problem of Sami religions. In this respect, anthropomorphist God conception which its soul occurs in almost all philosophical doctrines and mystical or divine religions is as much an old problem as human history. Tajsim (materialisation) and tashbih (assimilation) are the terms in Islamic thought history that are appropriate to anthropomorphism based on the assimilation of God and human beings in philosophical terminology. This assimilation which occasionally occurs in Islamic though history and foreseen in God‟s entity or attributions is a fact that accompany different conceptions of God. In this respect, although it is not as dense as the ancient religions and philosophical doctrines, the God conceptions of some schools in the history of Islamic thought are anthropomorphic. Although the external causes, leading to the emergence of these conceptions are different, the most important internal reason is the structure of the divine language. In the Qur'anic language, because, the fact that Allah reveals in his own entity in both transcendental and personal structure, has been the central point of the problem of anthropomorphism, occurring in the history of Islamic thought. In this connection, the literal reading of the anthropomorphic characteristics, which have been attributed to Allah by the influence of the literature, inherited from the ancient divine religions and foreign culture is considered as of the most important foundations of this conception.

The most important god conception of the schools of tajsim and tashbih, we call them local anthropomorphism, describing Allah as a matter or entity with material characteristics. The most important internal factor that originates in these conceptions is, of course, the anthropomorphic language, attributing Allah. This language is anthropomorphic while literally read but is transcendental and freed while it is on tanzihi (transcendental) character. While those who have emphasized

(13)

VIII

the human aspect of the language, attributing of Allah, are who limit Him to an anthropomorphic personality, those who have interpreted the language only from the aspect of tanzih, have transcended and abstracted Allah as nearly as agnosticism. Fakhr al-Din al-Râzî is the leading of those who propose a middle course between the two extremes, tajsim and tashbih. Al-Râzî, embraces neither pure tanzih nor pure tashbih by adopting his own tanzihi idea. Perhaps he endeavours to analyse the conception of God, forming the centre of Islamic belief, with a method derived by the Qur'an. In al-Râzî‟s tanzih sense, based on mukhalafah (opposition) doctrine, the entire anthropomorphic characteristics, attributed to God are evaluated in the light of the basic premises, made the basis of tanzih sense and considered the most distinctive qualities of the ontological difference and then these anthropomorphic characteristics, leading an anthropomorphic Allah conception by the literal reading, are interpreted within the bounds of language. Al-Râzî, then, interprets the physiologic organs, human actions and attributions with humanistic emotions in a tanzih sense and he builds, as a result, his tanzihi theology on the basis of the balance between tanzih and tashbih.

Keywords

Anthropomorphism, Fakhr al-din al-râzî, Tashbih, Tajsim, Anthropomorphic Characteristics, Attributions, Tanzih.

(14)

IX

ĠÇĠNDEKĠLER

Sayfa No. ÖN SÖZ ... I ÖZET ... V ABSTRACT ... VII ĠÇĠNDEKĠLER ... IX KISALTMALAR ... XII GĠRĠġ ... 1

1.TEZĠN AMACI VE ÖNEMĠ ... 6

2.TEZĠN METODU ve LĠTERATÜR DEĞERLENDĠRMESĠ ... 10

BĠRĠNCĠ BÖLÜM ANTROPOMORFĠZM 1.1. BĠR KAVRAM OLARAK ANTROPOMORFĠZM ... 16

1.2. ANTROPOMORFĠZMĠN TARĠHĠ GELĠġĠMĠ ... 19

1.2.1. Felsefi Doktrin ve Kadim Ġlahi Dinlerde Antropomorfizm ... 21

1.2.2.Sabık Ġlahi Dinlerde Antropomorfik Tanrı Tasavvuru ... 23

1.2.2.1.Yahudi Ġnancında Antropomorfist Tanrı Tasavvuru ... 24

1.2.2.1.Hristiyanlık Ġnancında Antropomorfist Tanrı Tasavvuru ... 29

1.2.2.2.1. Teslis (Trinity) ... 31

1.2.2.2.2.Ġttihad (Unifcation)... 34

1.2.2.2.3.Hulûl (Ġncarnation) ... 37

1.2.3.Arap Cahilliyesinde Antropomorfist Tanrı Tasavvuru ... 51 ĠKĠNCĠ BÖLÜM

ANTROPOMORFĠZMĠN ĠSLAM KELAMINDAKĠ TEZAHÜRLERĠ: TEġBĠH VE TECSÎM

(15)

X

2.1. ĠSLAM KELAMINDA TEġBĠH VE TECSĠMĠN KAVRAMSAL

ÇERÇEVESĠ ... 57

2.2. KELAM EKOLLERĠNDE ANTROPOMORFĠK TANRI TASAVVURU . 68 2.3. DEĞERLENDĠRME ... 93

2.4. ANTROPOMORFĠZME DELĠL GÖSTERĠLEN DÂHĠLĠ ETKEN: MÜTEġÂBĠHAT ... 102

2.4.1. Nassta Muhkem-MüteĢâbih ĠliĢkisi ve Dengesi ... 113

2.4.2. MüteĢâbihâtın Antropomorfik Dil Yapısı ... 125

2.4.2.1.Paradoksal Dil ... 138

2.4.2.2.Temsili Dil….. ... 142

2.4.2.3.Sembolik Dil… ... 145

2.4.2.4.Mecazi Dil….. ... 150

2.4.2.5.TeĢbihi (antropomorfik) Dil ... 151

2.4.2.6.Tenzihi Dil….. ... 153

2.4.3. Antropomorfik Dili Çözümleme Ameliyesi: Te‟vil ... 157

2.4.3.1. Râzî‟nin Te‟vil AnlayıĢı ... 163

2.4.3.2. Râzî‟de Akıl-Nakil Dengesi ... 168

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM DĠNÎ BĠR KAVRAM OLARAK TENZĠH VE FAHREDDĠN ER-RAZĠ‟NĠN TENZĠH ANLAYIġI 3.1. DĠNÎ BĠR KAVRAM OLARAK TENZĠH ... 180

3.2. KUR‟AN‟DA TENZĠH-TEġBĠH ĠLĠġKĠSĠ VE DENGESĠ ... 184

3.3. FAHREDDĠN er- RÂZÎ‟NĠN TENZĠH ANLAYIġI ... 189

3.3.1. Fahreddin er-Râzî‟nin Tenzih Kuramını Üzerine ĠnĢa ettiği Öncüller ... 212

3.3.1.1. Allah Cisim Değildir. ... 216

3.3.1.2.Allah Cevher Değildir ... 229

3.3.1.3.Allah Araz Değildir ... 232

3.3.1.4.Allah Mürekkeb Değildir ... 235

3.3.1.5.Allah Mütehayyiz Değildir ... 239

3.3.1.6.Allah Muhtaç Değildir ... 246

3.3.1.7.Allah, Benzerli de Benzersiz de Değildir ... 248

(16)

XI

3.3.1.8.1.Allah‟ın Mekân Tutmaktan Münezzeh OluĢunun Nakli Delilleri... 254

3.3.1.8.2.Allah‟ın Mekân Tutmaktan Münezzeh OluĢunun Akli Delilleri ... 258

3.4. ALLAH‟A ATFEDĠLEN ANTROPOMORFĠK NĠTELĠKLER VE RÂZÎ‟NĠN ANTROPOMORFĠK SIFATLARI YORUMLAMA BĠÇĠMĠ ... 266

3.4.1.Allah‟a Atfedilen Mekân ve Cihet Anlamlı Nitelikler ... 273

3.4.2.Allah‟a Atfedilen BeĢerî Organlar ... 294

3.4.3.Allah‟a Atfedilen BeĢerî Eylemler ... 317

3.4.4.Allah‟a Atfedilen BeĢerî Duygular ... 324

SONUÇ ... 337

(17)

XII

KISALTMALAR

AÜİFD Ankara Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Dergisi AÜSBE Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü b. Bin (oğul)

Bkz. Bakınız

CÜİF Cumhuriyet üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Çev. Çeviren

DİA Diyanet Ġslâm Ansiklopedisi DİB Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı

DÜSBE Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü h. Hicrî

İLAM Ġlmi AraĢtırmalar Merkezi İSAM Ġslam AraĢtırmaları Merkezi

MÜİF Marmara Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi MÜİFAV Marmara Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Vakfı MÜSBE Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü NEÜİF Necmettin Erbakan Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi OMÜİF Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Ö. Ölümü

s. Sayfa

SBARD Sosyal Bilimler AraĢtırma Dergisi

SÜİF Süleyman Demirel Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi SÜSBE Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü TDVY Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları

Thk. Tahkik eden

ty. (Basılan)Tarih yok

UÜSBE Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü vs. Vesaire

(18)

1

GĠRĠġ

Fahreddin er-Râzî, Müslümanların siyasi istikrar açısından nüfuz kaybettiği ama ilmî hareketlilik açısından ivme kazandığı bir zaman diliminde dünyaya gelmiĢtir. H. 25 Ramazan 544 (1150)‟te dünyaya gelen Fahreddin er-Râzî 606 (1209)‟da vefat etmiĢtir. Tabakat müellifleri “Fahreddin er-Râzî kimdir?” sorusuna; Ebu Abdullah Muhammed b. Ziyaettin b. Ömer b. el-Hüseyin b. el-Hasan b. Ali et-Taberistanî, el-KureyĢî, et-Teymî, el-Bekrî, er-Râzî Ģeklinde cevap vermiĢlerdir. Ayrıca Râzî, ilim mahfillerinde daha çok Ġbnu‟l-Hatib, Ġbnu Hatibi‟r-Rey, el-Ġmam, Ġmam el-MüĢekkikîn (Ģüphecilerin imamı) ve Fahreddin er-Râzî gibi isimlerle anılır.1

Râzî‟nin biyografisini bir tarafa bırakıp onun ilmî profilini özetleyecek

1 Râzî‟nin geniĢ biyografisi için bkz. Cemaleddin Ebi‟l-Hasan Ali b. Yusuf el-Kıftî,

Ahbâru‟l-Ulemâ bi Ahbâri‟l-Hükemâ, Daru‟l-Kutubü‟l-Ġlmiyye, Beyrut, 1903, s. 190-192; Ebi‟l-Fida‟

Ġsmail Ġbn Kesîr, el-Bidâye ve‟n-Nihaye, Daru Ġbn Kesîr, Beyrut, 2010, III, s. 55-56; ġemseddin Muhammed b. Ahmed b. Osman ez-Zehebî, Tarîhu‟l-Ġslam, thk. Ömer Abdusselam Tedmurî, Daru‟l-Kutubü‟l-Arabî, Beyrut, 1990, XXVII, s. 642-653; Siyerü A‟lâmi‟n-Nübelâ, thk. BeĢĢâr Avvâd Ma‟ruf, Müessetü‟r-Risâle, Lübnan, 2004, XII, s. 115; Târîhu Duveli‟l-Ġslam, Daru Sâdr, Beyrut, 1999, II, s. 84; el-„Ġber fi Haberi Men Ğeber, thk. Ebu Hacir Zeğlul, Kutubü‟l-Ġlmiyye, Beyrut, 1985, V, s. 18-19; Mîzânü‟l-Ġ‟tidâl, thk. Ali Muhammed el-Bicavî, Daru‟l-Marife, Beyrut, ty. II, s. 340; Ömer b. Muzaffer b. Ömer b. Muhammed Ġbn Ebi‟l-Fevaris el-Verdî,

Târihu Ġbnü‟l-Verdî, II, s. 127; Hasan Ġbn Ebi Azbe, er-Ravdatü‟l-Behiyye, thk. Ali Dahrûc,

Müessetü‟r-Risale, Beyrut, 1996, s. 69-71; Ebi Talib Ali b. Enceb Taceddîn Ġbn Sa‟i,

el-Câmiü‟l-Muhtasar, Matbaatü‟s-Süryaniyye el-Kasulikiyye, Bağdat, 1934, IX, s. 307-309; ReĢiduddîn

Fadlullah, (çev), Fuad Abdulmuti‟ es-Seyyâd el-Hemdânî, Câmiü‟t-Tevârîh, Daru‟n-Nahdetu‟l-Arabiyye, Beyrut, 1983, s. 159; ġihabuddîn Abdurrahmân Ġsmail b. Ġbrahim el-Makdisî Ebu ġamme, ez-Zeyl ala‟r-Ravdateyn, Daru‟l-Kutubü‟l-Ġlmiyye, Beyrut, 2002, III, s. 68; ġihabuddîn Ebu‟l-Felâh Abdulhayy b. Ahmed b. Muhammed Ġbnu‟l-Ġmâd, ġezeratü‟z-Zeheb, thk. Abdulkadir el-Arnavutî-Mahmud el-Ernavutî, Daru Ġbn Kesir, Beyrut, 1985, V, s. 21-22; Taceddîn Ebi Nassr Abdulvahhab b. Ali Ġbn Sübkî, Tâbâkatü‟Ģ-ġâfiîyyeti‟l-Kübrâ, thk. Mahmud Muhammed et-Tanahî-Abdulfettah Muhammed el-Hülûv, Daru Ġhya el-Kutubü‟l-Arabî, Kahire, 1964, V, s. 33-40; Abdurrahim Cemaleddin el-Esnevî, Tâbakatu‟l-Esnevî, Daru‟l-Kutubü‟l-Ġlmiyye, Beyrut, 1987, II, s. 260; Celaleddin Ebu‟l-Fazl Abdurrahmân b. Ebi Bekr b. Muhammed es-Suyutî,

Tabâkâtu‟l-Müfessirîn, Mektebetü Vehbe, Lübnan, 1976, s. 39; Ebu Bekr b. Ahmed b.

Muhammed b. Ömer b. Muhammed Takyeddîn Ġbn Kadî ġehbe Tabâkâtü‟Ģ-ġâfiîyye, Dairetü‟l-Mearif, Haydarabâd, 1979, s. 44; Muveffikuddîn Ebu‟l-Abbas Ahmed b. Kasım b. Halife es-Sa‟dî Ġbn Ebi Useybie, „Uyunu‟l-Enba‟ fi Tabâkât‟i‟l-Etibba, thk. Amir en-Neccâr, Daru‟l-Meârif, Kahire, 1996, II, s. 23-30; Ebu Muhammed Tayyib b. Abdullah b. Ahmed b. Ali Bamahrime,

Kâladât‟un-Nahr, Daru‟l-Minhâc, 2008, V, s. 13-15; Ahmed b. Ali Ġbn Hacer el-Askalanî, Lisânü‟l-Mizân, Mektebetü‟l-Metbuatü‟l-Ġslamî, Lübnan, 2002, IV, s. 426-429; Ġmaduddîn Ġsmail

Ebi‟l-Fedâ, el-Muhtasar fi Ahbâri‟l-BeĢer, Matbaatu‟l-Hüseyniyye, Mısır, ty. III, s. 118; Ebi Abdullah b. Es‟ed b. Ali b. Süleyman el-Yafiî, Miratü‟l-Cinân, Daru‟l-Kutubü‟l-Ġlmiyye, Beyrut, 1997, IV, s. 7-9; ġemseddîn Ebu‟l-Muzaffer Yusuf b. Abdullah Ġbnu‟l-Cevzî, Mirâtü‟z-Zamân fi

(19)

2

olursak o, Ġslam tefekkür tarihinin diyalektik ve sentezci fikir mimarlarının en önde gelen Ģahsiyetlerinden biridir. Çok velüd2

ve nevi Ģahsına münhasır bir kiĢiliğe sahip olan bu Ģahsiyetin akademik olarak yeterince araĢtırılmadığı kanaatindeyiz. Ansiklopedik bir birikime ve interdisipliner bir ilmî kiĢiliğe sahip olan Râzî‟nin bazı yönleri araĢtırılmıĢsa da3

kelamdan felsefeye, felsefeden tasavvufa kadar yapmıĢ

Tevârîhi‟l-A‟yân, er-Risaletü‟l-Alemiyye, DimeĢk, 2013, VIII, s. 542-543; Salahaddîn Halil b.

Aybeg es-Safedî, el-Vâfi Bi‟l-Vâfiyât, Darü Ġhya et-Turas el-Arabî, Beyrut, 2000, IV, s. 248-259; Ebu‟l-Abbas ġemseddîn Ahmed b. Muhammed b. Ebu Bekr Ġbn Hallikân, Vâfiyâtü‟l-A‟yân, Daru Sâdr, Beyrut, 1978, I, s. 676-678; Ebu‟l-Hasanât Muhammed Abdulhayy Leknevî,

Fevâidü‟l-Behiyye, Daru‟l-Kitabü‟l-Ġslamî, Kahire, s. 191-194; Abdullah Mustafa Merağî, el-Fethu‟l-Mubîn fi Tabâkâtü‟l-Usûliyyîn, nĢr. Muhammed Ali Osman, Matbaatü

Ensarü‟s-Sünnetu‟l-Muhammediyye, 1947, II, s. 47-49; Yusuf ġevki Yavuz,” Fahreddin er-Râzî”, DĠA, TDYV, Ankara, 1999, XII. s. 89-95.

2 Râzî‟nin eserlerini kategorik bir ayrıma tabi tutacak olursak onun nevi Ģahsına münhasır çok velüd bir müellif olduğu ve dönemin revaçta olan bütün ilimî disiplinlerde mahirce kalem oynattığını söyleyebilirirz. Râzî, her türlü ilmi öğrenmeyi Ģeri bir gereklilik olarak görmüĢtür. Râzî, disiplinler arasında herhangi bir ayrım yapmadığından onun farklı ilim dallarıyla olan meĢguliyeti oldukça ilgi çekicidir. Sünni kelâmcılar ve fıkıhçıların salt dini ilimler sahası dıĢında kalan ilim dallarıyla ilgilenmenin pek revaçta olmadığı bir dönemde Râzî, hem tabii hem de Yunanlılardan aktarılan evail ilimlerinde ulaĢılması zor bir mertebeye ulaĢmıĢtır. Râzî‟nin kelâmcı bir kiĢide ender görünen tıp sahasında söz sahibi olacak dereceye ulaĢması, branĢ sahası olan kelâm ve tefsirin sınırlarının dıĢında kalan geometri, matematik, astronomi, ziraat, siyaset, ve mukayeseli dinler konusunda risaleler kaleme alması, öte yandan büyük önem verdiği ezoterik sırrî ilimler ile tılsımat (büyüler), reml (falcılık), feraset ilmi, ilimler ansiklopedisi, astroloji, ve benzeri ilimlerde kalem oynatması onun dehasının ve geniĢ çaplı velutluğünün en önemli göstergeleridir. Râzî‟nin velutluğunu farklı kılan bir diğer özelliği de onun bu disiplinlerin hepsinde kelâm ve Ġslami vahyin ruhunu merkeze alarak konuları iĢlemesi ve bu iki temel dsiplinle iliĢkilendirmesidir. Râzî‟nin velutluğunu nevi Ģahsına münhasır kılan onun ilmî disiplinlere yaklaĢım tarzının salt bir bilgi yığını depolamasından ibaret olmamasıdır. Zira o elde ettiği her türlü bilgi ve malumatı meçhulün izahında, kapalının inkiĢafında ve en önemlisi de hakikat‟in izahında bir araç olarak kullanmıĢtır. Kendisi ile ilim arasına girdiği için yeme ve içme gibi asli ihtiyaçlarına ayırdığı zamanı dahi ömründen saymayan Râzî, farklı disiplinlerde o kadar derin bir vukufiyete ermiĢtir ki, Usulculer arasında usulcu, Fukaha arasında fakih, kelâmcılar arasında önde gelen bir kelâmcı, müfessirlerin parmakla gösterdiği bir tefsirci, felsefi cenahta felsefenin ezber bozan felsefecisi, tıp literatürünün mahir tıpçısı, dil bilimcilerin filoloğu, gramercilerin referansı, Ģairlerin piri, söz sanatının etkileyici sözcüsü ve tasavvufun mutasavvıfı olmuĢtur. Râzî‟nin geniĢ çaplı ilmi kimliğinin detayları için bkz. Tâhâ Câbir el-Alvâni, el-Ġmâm Fahreddin er-Râzî ve Müsennefatühü, Daru‟s-Selam, Ġskenderiyye, 2010, s. 84

3 Tespit ettiğimiz ve araĢtırmamız boyunca kendilerine müracaat ettiğimiz Râzî üzerine yapılan çalıĢmalardan bir kısmı Ģunlardır: Kitaplar: Muhammed el-„Ureybi, el-Müntelâkât el-Fikriyye

inde Ġmam Fahreddin er-Râzî, Daru‟Fikr, Lübran, 1996; ReĢid Kukam, “et-Tefkirü‟l-Felsefi leda Fahreddin er-Râzî”, (YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Cezayir Üniversitesi Felsefe Bölümü(,

Cezayir, 2005; Muhammed Salih Zerkan, Fahreddin er-Râzâ ve Araühü‟l-Kelâmi ve‟l-Felsefi, Darü‟l-Fikr, Beyrut, ty.; Tâhâ Cabir el-„Alvanî, Fahreddin er-Râzî ve Müsennefâtühû, Darü‟s-Selam, Kahire, 2010; Îfaf b. Yahya, “Mevkifü‟r-Râzî mine‟l-Esma‟ ve‟s-Sifât”, (YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Ümmü‟l-Kura Üniversitesi Akaid Anabilim Dalı), Mekke, 2011; Muhyeddim Muhassib, Ġlmü‟d-Delale inde‟l-Arab Fahreddin er-Râzî Nümüzecen, Daru‟l-Kitab, Beyrut, 2013; Ömer Türker-Osman Demir, Ġslam DüĢüncesinin DönüĢüm Çağında Fahreddin er-Râzî, ĠSAM, Ġstanbul, 2013;Sabine Schmidtke-Reza Pourjavady, Critical Remarks by Najm Din

al-Kat‟ibi on the Kitâb al-Mu‟alim by Fakhr al-Dîn al-Râzî together with the Commentaries by „Izz-Dawla Ibn Kammuna, Iranian Institute Of Philosoohy-Institute of Islamıc Studies Free

University of Berlin, Tehran, 2007.; Mehmet KeleĢ, “Fahreddin er-Râzî‟nin Nübüvvet

(20)

3

Temel Ġslam Bilimleri Kelâm Anabilim Dalı), Konya, 2008; Hayri Kaplan, “Fahreddin

er-Râzî‟de Ruh ve Ahlak”, (YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü Felsefe Din Bilimleri, Ġslam Felsefesi, Anabilim Dalı), Ankara, 2001; Mustafa Bozkurt, “Fahreddin er-Râzî‟de Bilgi Teorisi”, (YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel Ġslam Bilimleri Kelâm Ana Bilim Dalı), Ankara, 2006; Faruk Sancar, Kelâm-Tasavvuf TartıĢmları Fahreddin er-Râzî ve Ġbnü‟l-Arabî Örneği, Sarkaç Yay., Ankara, 2011; Muammer ErbaĢ, Fahreddin Râzî, Hayatı, Eserleri, DüĢüncesi, Plural Publications, Köhn, 2107; Süleyman Uludağ, Fahrettin Râzî Hayatı, Fikirleri, Eserleri, Harf Yay., Ankara, 2014; Ali Hüseyin Fahd, “el-Mefâhîm inde Fahreddin er-Râzî”, (YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Ümmü‟l-Kura Üniversitesi), Mekke, 1411; Hadice Hammadi Abdullah,

Menhecu‟l-Ġmam Fahreddin er-Râzî Beyne‟l-EĢâ‟ireti ve‟l-Mu‟teziliyye, Daru‟n-Nevadir, Suriye, 2012;

Sami Düğaym, Mevsuâtû Mustalâhâti‟l-Ġmam Fahreddin er-Râzî, Mektebetu Lubnan, Beyrut, 1. Baskı, 2001; Hüsnü Aydemir, “Fahreddin Râzî‟ye Göre Dinin AnlaĢılmasında Aklın ve Akli

Ġlimlerin Rolü”, Bilimname, 2014/1, XXVI, s. 71-97; Shihadeh Ayman, “Gazzâlî‟den Râzî‟ye 2/12. YY.‟da Felsefi Kelâmda Yeni GeliĢmeler”, çev. Bilal TaĢkın, Kelâm AraĢtırmaları Dergisi,

XIV, say. I, 2016, s. 240-278; Fahrettin Olguner, Üç Türk Ġslam Mütefekkiri Ġbn

Sina-Fahreddin Râzî-Nassireddin Tusi DüĢüncesinde VaroluĢ, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay.,

Ankara, 1. Baskı, 1985; Süleyman Uludağ, Fahreddin Râzî, Harf, Yay.,Ankara, 1. Baskı, 2004; Mehmet Fatih Arslan, “Fahreddin Râzî‟de Varlık ve Mahiyet”, (YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü), Ġstanbul, 2008; Tuncay BaĢoğlu, Fıkıh

Usülünde Fahreddin Râzî Mektebi, ĠSAM, Ġstanbul, 2017; Ahmed Mahmud Cezzâr, Fahreddin er-Râzî ve‟t-Tasavvuf, MünĢeâtü‟l-Mearif, Ġskenderiyye, 2000; Muammer ErbaĢ, “Fahreddin er-Râzî ile Ġbn Teymiye‟nin Kur‟an‟a YaklaĢımları Tefsirleri Üzerine Mukayeseli Bir ÇalıĢma”, (YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü),

Ġzmir, 2002; Hamdi Gündoğar, Fahreddin er-Râzî‟de Ġnsan Fiilleri, Çıra Yay., Ġstanbul, 2010; ġaban Haklı, “Müteaahirin Döneminde Felsefe-Kelam ĠliĢkisi: Fahreddin er-Râzî Örneği”, (YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü), Ġstanbul, 2009; Hidayet IĢık, Dinler Tarihi Açısından Fahreddin Râzî ve Eserleri, Numan Teknik, Konya, 2005; Arif Mufdî Mis‟ar, el-Menkûl ve‟l-Ma‟kûl fi‟t-Tefsiri‟l-Kebîr li Fahreddîn er-Râzî, Merkezü‟l-Melik Faysal li‟l-Buhûs ve‟d-Dîrâseti‟l-Ġslamiyye, Riyad, 2005; Abdulhamid Muhsin,

er-Râzî Müfessiren, Dârû‟l-Hurriyye, Bağdat, 1974; Seyyid Hasan Hüseynî, Du Filosof-i Ġslamî: Hoca Nâsîr ve Fahr-i Râzî, DaniĢgah-ı Tahran, Tahran, 1373; Abdulhakim Yüce, Râzî‟nin Tefsirinde Tasavvuf, Çağlayan Yay., Ġzmir, 1996; Makaleler: Tahsin Güngör, “Tarih ve Toplum AraĢtırmalarında Bir Yöntem kaynağı Olarak Klasik Metafizik Fahreddin er-Râzî Ekolü ve Ġbn Haldun”, Ġslam AraĢtırmaları Dergisi, sayı: 17, 2007, s. 49-78; Hidayet IĢık, “Fahreddin Râzî‟nin Münazara fi‟r-Reddi ala‟n-Nasara Adlı Eseri Üzerinde Bir Ġnceleme”, Marife,

sayı:1/3, 2002, s. 119-132; Hayri Kaplan, “Baha Veled, ġems ve Mevlana‟nın Râzî‟ye Yönelik

EleĢtirileri ve Râzî‟nin Sufilere/Tasavvufa BakıĢı”, Tasavvuf, sayı: 14, 2005, s. 285-335;

Veysel Kaya, “Fahreddin er-Râzî‟nin Sünni EĢ‟ari Kelamına Yönelttiği EleĢtiriler”, Marife, sayı: 3, 2005, s. 247-258; Süleyman Tuğral, “Fahreddin er-Râzî‟de Varlık-Mahiyet ĠliĢkisi”, Marife, sayı: 1, 2001, s. 195-206; Ġbrahim Çapkın, “Fahreddin er-Râzî‟nin Ġslam Mantık

Tarihindeki Önemli ve Bazı Mantık Konuları Hakkındaki GörüĢleri”, Dini AraĢtırmalar

dergisi, Sayı: 23, 2005, s. 111-126; Müstakim Arıcı, “VII./XIII. Yüzyıl Ġslam

DüĢüncesindenFahreddin Râzî Ekolü”, Ġslam AraĢtırmaları Dergisi, Sayı: 262011, s. 1-37;

Yavuz, “Fahreddin er-Râzî”, DĠA, XII, TDVY, Ankara,2006; Yunus Cengiz, “Nefs

Çözümlemesi Açısından Fahreddin er-Râzî‟nin Ġbn Sînâ ile ĠliĢkisi”, Uluslararası Ġmam EĢ„arî

ve EĢ„arîlik Sempozyumu Bildirileri, Siirt Üniversitesi Ġlâhiyat Fakültesi (21-23 Eylül 2014) ed. Cemalettin ERDEMCĠ - Yrd. Fadıl AYĞAN; Beyan Yayınları, Ankara, 2014; EĢref AltaĢ, “Ġbn

Sînâ Felsefesi ve EĢ'ariyye Kelâmı Arasında Fahreddin er-Râzî'nin Yöntemi”, M. Ü. Ġlahiyat

Fakültesi Dergisi 36 (2009/1), 135-150; “Ġbn Sîna Metafiziğinin Reddi Çerçevesinde

Fahreddin er-Râzî‟nin Üç Ukdesi”, Ekev Akademi Dergisi Yıl: 13 sayı: 41 (Güz 2009); Tahsin

Görgün, “Tarih ve Toplum AraĢtırmalarında Bir Yöntem Kaynağı Olarak Klasik Metafizik:

Fahreddin er-Râzî Ekolü ve Ġbn Haldûn”, Ġslâm AraĢtırmaları Dergisi, Sayı 17, 2007, 49-78;

Salahaddin Küfrevi, “Fahreddin Er-Râzî'nin Teoloji Felsefesinde Zorunlu Varlık DüĢüncesi”, (Çev.), Muhammed Yazıcı, Dini AraĢtırmalar, Mayıs-Ağustos 2008, Cilt: ll, s. 31, ss. 235-245; Ġsmail Hanoğlu, “Kitabu‟l-Muhassla fi‟l-Mantık ve‟l-Hikme Bağlamında Fahreddin er-Râzî

(21)

er-4

olduğu hakikat arayıĢı ve bu arayıĢ serüveninde zihin dünyasında yaĢanılan düĢünsel gelgitlerin yeterince analize tabi tutulmadığını düĢünüyoruz. Râzî‟nin en fazla farkındalığını konuĢturduğu ve hakkında yeterince çalıĢmanın yapılmadığı konulardan biri de onun teĢbih ve tecsime (antropomorfizm) karĢı göstermiĢ olduğu reaksiyonun adı olan tenzih anlayıĢıdır. Biz de bu çalıĢmamızda Râzî‟nin antropomorfist ekollerin insanbiçimci Tanrı tasavvurlarına karĢı geliĢtirdiği tenzih kuramını konu edindik.

Fahreddin er-Râzî, Müteahhirun dönemine entelektüel bir dinamizm kazandırarak, çoğu ardılını etkilemiĢ bir düĢünce adamıdır. Râzî, sahip olduğu geniĢ yelpazeli ilmî birikimi, konulara farklı yaklaĢım tarzı, metodolojik farkındalığı ve disiplinler arası diyalogcu ve sentezci tutumu ile hem çağdaĢlarının hem de ardıllarının dikkatini celp etmeyi baĢarmıĢtır. Özgünlüğü ile Ġslam düĢünce tarihinin köĢe taĢlarından biri olmayı baĢaran Râzî‟nin en önemli farkındalığı; bütüncül ve sistematik bir düĢünce yapısına sahip olmasıdır. Râzî‟nin Kelam düĢünce tarihinde açtığı en büyük çığır; ilahiyat bahislerinde birbirlerine mesafeli olan kelam ile felsefenin arasını uzlaĢtırmak olmuĢtur. Râzî, Allah‟ın neliği ve nasıllığı noktasında felsefeye mesafeli duran Selef‟in salt nakilci ve bila keyfi tutumunu hem eksik hem de Tanrının bilinmezliğine götüreceğinden tutarsız bulmuĢtur. Bununla beraber aĢırı tenzihçilerin salt soyut Tanrı tasavvurlarını da agnostizme yol açıcı bir duruĢ olarak görmüĢtür. Râzî, benimsemiĢ olduğu felsefi kelam yöntemiyle birbirine oldukça

Râzî‟de Akıl-Nakil ĠliĢkisi ve Te‟vil”, SBARD, Yıl, 13. Sayı: 26 Güz, 2015/2; Ömer Türker,

“Varlık ve Anlam: Bilgi ve Bilinenin ÖzdeĢliği Üzerine Fahreddin er-Râzî ve

Takipçilerinden Hareketle Bir Değerlendirme”, Nazâriyât Dergisi, 1/1 (Ekim 2014): 35-50.;

Sâdık Kılıç, “Fahreddin er-Râzî Bağlamında Dil-Anlam ve DıĢ Dünya ĠliĢkisine Dair Bir

Deneme”, Ġslami Ġlimler Dergisi. Yı1, 9, Cilt 9, sayı: 1, Bahar 2014, s. 185/220; Orhan ġ. Koloğlu,

“Esmâ-i Hüsnâ‟da Tevkîfilik – Kıyâsîlik Problemi: Fahreddîn er-Râzî Örneği”, UÜĠF Dergisi, Cilt: 13, Sayı: 2, 2004 s. 231-251; Ġbrahim CoĢkun, “Fahreddîn Er-Râzî'ye Göre Nazarî

ve Ġstidlâli Bilgi Üzerinden Kelâm KarĢıtlığı Yapan “HaĢvîyye”nin Tutarsızlığı”, Ġslami

AraĢtırmalar Dergisi, 2016; Asiye Aykıt, “Nefis Nazariyesi Çerçevesinde Fahreddin

er-Râzî‟nin Ahlak DüĢüncesi”, CÜĠF Dergisi, 2014, Cilt: XVIII, Sayı: 1 Sayfa: 199-225; Salih Sabri

Yavuz, “Fahreddin er-Râzî‟ye Göre Epistemolojik ve Ġtikadi Açıdan Ahâd Haber ve Kritiği”, Ġslami AraĢtırmalar Dergisi, c. 17, sayı: 3, 2004, s. 149-161; Hülya Alper, “Sevgi-Bilgi ĠliĢkisi

Bağlamında Allah ile Ġnsan Arasındaki Sevginin Mahiyeti”, MÜĠF Dergisi 30 (2006/1), 5-19;

Navar Abidi, “ed-Delîl Lugâvî ve Delâletü‟l-Lafz bi‟l-Mânâ”, Mecelletü‟l-Adab, sayı: 7, Cezayir, 2010; Muammer ErbaĢ, “Fahreddin Râzî, Hayatı Eserleri DüĢüncesi”, Plural Publications GmbH, Köln, 2017, s. 107; Muammer Ġskenderoğlu, “Fahreddin er-Râzî‟nin

el-Metâlibu‟l-„Aliye‟sinde Peygamberliğin Ġsbatı”, Usul, Temmuz-Aralık, 2010; S. Hüseyin Nassr, Ġnsan ve Tabiat, (Çev.), Nabi Avcı, Ağaç, Yay., Ġstanbul, 1991, Ġslam DüĢünce Tarihi,

(22)

5 mesafeli olan bu iki yaklaĢımı mezc ederek4

alternatif ispat yöntemleri geliĢtirmiĢ ve Allah‟ın münezzeh oluĢunu bu her iki disiplinin temel argümanları ile ispatlamaya çalıĢmıĢtır. Bu yönüyle Râzî‟in geliĢtirmiĢ olduğu mezc metodu, Allah‟ı antropomorfizme eden salt nakilciliğe ve agnostizme götüren salt akılcılığa alternatif bir metottur. Bu metodun en temel özelliği problemlerin çözümünde akıl ile naklin birlikte iĢ görmesidir.

Râzî‟nin salt nakilciğin literalizmine karĢı geliĢtirdiği ve teolojik problemlerin çözümlemesinde kullandığı akıl; anlayan, tahlil eden, yorumlayan, eleĢtiren, serbest düĢünebilen, iĢlevsel ve pozitif ama pozitivist olmayan, rasyonel ama vahiyden yoksun rasyonalist olmayan bir akıldır.5

Râzî aklının en çok temayüz ettiği konuların baĢında antropomorfik Tanrı tasavvurunun oluĢmasında dolgu malzemesi görevi gören antropomorfik ilahi sıfatları tahlil etmek gelmektedir. Râzî, antropomorfik Tanrı tasavvurunun tasvirine delil gösterilen bu türden sıfatları, aklî usuller ve dil kuralları çerçevesinde te‟vil ederek Allah‟ın münezzeh oluĢunu ispatlamaya çalıĢmıĢtır.

Râzî‟nin kelam sisteminde en fazla alan açtığı konu, hiç kuĢkusuz kelam disiplininin üçlü ayağının merkezini oluĢturan ilahiyat konusudur. Buna bağlı olarak Râzî‟nin en fazla yoğunlaĢtığı konuların baĢında Allah tasavvurunun Ģekillenmesinde kilit rol oynayan ilahi sıfatların temellendirilmesi meselesi gelmektedir. Allah‟ın aĢkınlığı ve bambaĢkalığını tenzih kuramına temel yapan Râzî, teĢbih ve tecsim ifade eden sıfatları benimsemiĢ olduğu muhalefet doktrini çerçevesinde tahlil etmiĢtir. Bu nedenle Allah‟ın aĢkınlığını konu edinen ilahi beyanları muhkem, onun içkin oluĢunu ima eden ifadeleri de müteĢâbih kategorisinde değerlendirmiĢtir. Ve neticede tenzih

4 Goris Ghanavati-Levis Gardia, Felsefetü Fikri‟d-Dinî beyn‟l-Ġslam ve‟l-Mesihiyye, Arapçaya (Çev.), Suphî Salih, Darü‟l-Ġlm, Beyrut, 1969, III, s. 56.

5 Râzî, hem kelâm hem felsefe hem de diğer disiplinlerde her ne kadar bir EĢ‟ari ideoloğu ve temsilcisi rolünü üstlenmiĢ olsa da onun hemen hemen her konuda kendine özgü donanım ve performansı küçümsenmeyecek nitelikte özel ve özneldir. Râzî‟nin en belirgin özelliği ve öznelliği; onun eleĢtirel yaklaĢımı, tahlil ve tenkit yeteneği, problemleri anlaĢılır bir Ģekilde bütün yönleriyle ortaya koyup çözmeye çalıĢması, kendine olan özgüveni ve disiplinler arasındaki vukufiyetiyle alakalıdır. Râzî‟nin zihin dünyasındaki aktif sürekliliği ifade eden bilimsel gelenek ve bilimin evrenselliği bağlamındaki seleflerine olan bağlılığı ise bağımlılıktan öte tamamıyla saygıya dayalıdır. Belki de Râzî‟yi Râzî yapan ve onu çağdaĢlarından ayırıp mezhep içi özgün bir kimliğe sahip kılan da orjinalitesidir.

(23)

6

kuramını muhkem kabul ettiği selbi sıfatlar üzerinde inĢa ederek, müteĢâbih olanı muhkem kabul ettiğinin ıĢığında anlamlandırmıĢtır.

1. TEZĠN AMACI VE ÖNEMĠ

ÇalıĢmamızın temel amacı; antropomorfik Tanrı tasavvuruna karĢı Fahreddin er-Râzî‟nin tenzih anlayıĢını temellendirmektir. Ġslam kelam tarihinde -ister sabık dinsel veri ve yerleĢik kültürlerden kaynaklı olsun ister nassın insanbiçimci tematik verilerin etkisinden olsun- kimi ekollerce benimsenmiĢ antropomorfik bir Tanrı tasavvuru bulunmaktadır. Bu çalıĢmada Râzî‟nin Tanrının neliği ve nasıllığını ele alıĢ biçimini ve antropomorfik Tanrı tasavvuru geleneğine yönelik eleĢtirilerini tespit edip onun tenzih anlayıĢının çerçevesini belirlemeye çalıĢacağız. Bu nedenle Râzî‟nin perspektifinden aĢkın ve her yönüyle yaratılmıĢlardan bambaĢka olan Allah‟ın nasıl olduğu ve nasıl anlaĢılması gerektiğini temellendirmek temel hedefimizdir. Hedefimize ulaĢmak için de Allah‟ın zat ve mahiyetini, özellikle antropomorfizm ima eden haberi sıfatlar bağlamında Allah‟ın aĢkın oluĢunun tenzihi yönünü, Râzî‟nin perspektifinden araĢtırmaya tabi tuttuk. AraĢtırma sürecinde Allah ile insan arasında hassas bir iletiĢim aracı görevi gören tenzih ile teĢbih dilinin iyi anlaĢılması gerektiğini fark ettik. Bu nedenle Râzî‟nin her iki tarafı keskin bir bıçağı andıran teĢbih ve tenzih dilini nasıl anlamlandırdığını, ona nasıl bir kavramsal çerçeve çizdiğini ve kendini insanın idrakine sunan Tanrısal dilin beĢer algısında nasıl anlaĢılması gerektiğini izaha kavuĢturmaya çalıĢtık. Bu merkezi hareket noktası çerçevesinde çalıĢmamızın hedeflerini Ģu altı baĢlık altında özetleyebiliriz:

Birinci hedefimiz, kelam ile metafizik gibi tümel disiplinleri birbirine mezc eden Râzî‟nin, tenzih kuramının Ģekillenmesinde bu mezcin nasıl etki ettiğinin izlerini sürmek6

ve tenzih anlayıĢını temellendirmede bu iki disiplinden hangisine daha çok ağırlık verdiğini tespit etmektir.7

Zira Râzî‟nin sistematize ettiği bu mezc

6 Râzî bu mezc yöntemiyle âdeta Ġbn Sina felsefisi ile EĢ‟ari kelâmını tam anlamıyla aynı dili konuĢur ve aynı meseleleri tartıĢır noktasında birleĢtirmiĢtir. Ömer Türker-Osman Demir, Ġslam

DüĢüncesinin DönüĢüm Çağında Fahreddin er-Râzî, ĠSAM Yay., Ġstanbul, 2013, s. 19.

7 Râzî‟yi bu sentezci ameliyesinde özgünleĢtiren en önemli husus; klasik kelâmcıların cedelci üslubunu bir tarafa bırakarak, kelâm ile felsefe arasında var olagelen problemleri bir uzlaĢı zemininde çözüme kavuĢturmasıdır. Râzî, filozof ve kelâmcıların düĢüncelerini üzerine inĢa ettikleri akli önerme ve öncülleri ortak mukaddimeler olarak belirlemiĢ, aralarında uzlaĢı sağlayarak tenzîh kuramını bu ortak mukeddimeler üzerine inĢa etmiĢtir. Muhammed el-Ureybî,

(24)

7

metodu ile ilahiyat bahsindeki antropomorfik imaların nasıl çözümlendiği ve aĢkın Tanrı ile içkin niteliklerinin nasıl bağdaĢtırıldığı önem arz etmektedir. Bunun için Râzî‟nin Tanrı tasavvurunun Ģekillenmesinde akıl ile naklin birbirleri ile tenakuz etmeksizin nasıl iĢ gördüklerini izaha kavuĢturmaya çalıĢtık.

Ġkinci hedefimiz, Râzî‟nin tenzih kuramını temellendirmede kelamî gelenekten miras aldığı ispat yöntemi yerine alternatif olarak geliĢtirmiĢ olduğu tahkik yöntemi8

ile nasıl bir Tanrı tipolojisi çizdiğini görmektir. Bununla beraber Râzî‟nin tenzih düĢüncesini temellendirirken ve buna bağlı olarak ilahi sıfatları tahlil ederken seleften farklı bir dil ve üslupla konuyu felsefi bir tarzda nasıl ele aldığını, problemin çözümlenmesi hususunda felsefi burhandan tasavvufi irfana9

kadar birçok farklı epistemolojik damardan10

nasıl beslendiğini ve nihayetinde bunları EĢ‟ari paradigmanın temellerini sarsmayacak tarzda nasıl sentezlediğini ortaya çıkarmaktır.

el-Müntelekâtu‟l-Fikriyye inde Ġmam Fahreddin er-Râzî, Daru‟l-Fikrü‟l-Lubnanî, Beyrut,

1992, s. 169.

8 Râzî, yöntemi gereği bir konuyu araĢtırırken önce o konunun daha önce nasıl ele alındığını nakleder. En sonunda ise konu ile alakalı düĢüncesini ifade eder. Bir muhakkik edası ile konulara yaklaĢan Râzî, devraldığı mirası ne bir taklitçi savunuculuğu ile savunmuĢtur ne de tekfirci bir eleĢtirici gibi reddetmiĢtir. O, gelenekten tevarüs eden görüĢleri önce incelemiĢ, daha sonra doğru olanı ispat ederek yanlıĢ olanları ise itirazlar dile getirerek reddetmiĢtir. EĢref AltaĢ, “Ġbn Sina Felsefesi ve EĢ‟ariyye Kelâmı Arasında Fahreddin er-Râzî‟nin Yöntemi”, MÜĠF Dergisi, 1, 150.

9 Bu konudaki temel hedefimiz; Râzî‟nin Sufi‟yenin ilham ve sezgilerini nasıl kullandığını ve bunu metafizik bilgiye ulaĢmanın bir yöntemi olarak nasıl kabul ettiğini izaha kavuĢturmak. Zira Râzî, son dönem eserlerinden olan el-Metâli‟bul-‟Âliye adlı eserinde tasavvufi verilerin epistemolojik bilgi değerini Ģu Ģekilde dile getirir: “Tasavvufi yöntem, hem güçlü hem kuvvetli hem de nefis bir yöntemdir.” Râzî, her ne kadar tasavvufi yöntemi akli istidlal yönteminden üstün tutmamıĢsa da iki yöntemi birbirlerine yakınlaĢtırmakla hatadan daha çok korunacağını savunmuĢtur. Râzî,

el-Metâli‟bul-‟Âliye, thk. Ahmed Hicazî es-Seka, Dârü‟l-Kütübi‟l-Arabi, Beyrut, 1987, I, s. 12.

10 Râzî‟nin farklı epistemolojik damardan beslendiğinin en somut kanıtı her biri ayrı bir uzmanlık ehliyeti gerektiren farklı disiplinlerde kaleme aldığı eserleridir. Râzî‟yi farklı disiplinlerde kaleme aldığı eserler ve bu eserlerde ortaya koyduğu belli baĢlı fikirler açısından incelemeye tabi tutacak olursak karĢımıza özellikle üç ayrı Râzî portresi çıkacaktır. Üç ayrı disiplinde (kelâm-felsefe-tasavvuf) farklı uzmanlık portresiyle karĢımıza çıkan fakat en nihayetinde bir tek kiĢi olan bir Râzî vardır. Her disiplin durağında karĢımıza bir önceki anlamından bir yönüyle soyunan, değiĢen, geliĢen, geniĢleyen ve daha da yükselen bir Râzî portresi ile karĢı karĢıyayız. Bu üçlü disiplin arasındaki gelgit serüveninin giriĢ katında bizi Kelâmcı Râzî karĢılar. Râzî, baba evinden ve ilk muallimi olan babasından aldığı eğitim gereğince ilmî hayatının iptidai noktasında koyu bir EĢ‟ari paradigmasına mensup bir kelâmcıdır. Hakikat arayıĢının ikinci durağında, felsefi cenah ile dirsek teması güçlenmiĢ Felsefeci Râzî portresi ikamet etmektedir. Bu duraktaki Râzî‟nin en önemli özelliği kelâmî problemleri çözmek için felsefeden ödünç aldığı felsefi argümanları sıkça kullanan ve kelâmı felsefi bir hüviyete büründüren bir feylesof portresi ile karĢı karĢıyayız. Üçüncü ve son durakta ise Tasavvufçu Râzî görülmektedir. Henüz üstesinden yeterince gelinmemiĢ Râzî‟nin son dönem eserlerine serpiĢtirilmiĢ sözlerinden yola çıkarak onun bu disiplindeki ilmî kimliği ve tasavvufi disiplinle olan düĢünsel yakınlığı gözlerden kaçmamaktadır. Bu münasebetle Râzî‟yi interdisipliner kimliğe sahip bir kiĢi olarak tanımlasak yeridir. Felsefe ile kelamın Ġbn Sînâ ve Gazzâlî ile birbirine gittikçe yaklaĢan ve değiĢen yapıları Râzî ile birlikte metot ve kanunları

(25)

8

Üçüncü hedefimiz, Râzî‟nin literal anlamları ile antropomorfizme kapı aralayan kimi haberi sıfatları te‟vil ederken te‟vili nasıl zahir karĢıtı olarak kullandığını tespit etmektir. Ayrıca kelamî ve itikadî açıdan problem arz eden nassları aklın ve dilin imkânları ile nasıl yoruma tabi tuttuğunu ve kimi zaman da aĢkın olan Allah‟ın neliği ve nasıllığının kavranamazlığı hususunda aczini itiraf ettiği hususları belirlemektir.

Dördüncü hedefimiz, Râzî‟nin müteĢâbihât ve haberi sıfatları temellendirmede EĢ‟ari eksenden çok Mutezili düĢünceye nasıl yakın bir duruĢ sergilediğini ortaya koymaktır. Bununla bağlantılı olarak onun hangi konularda aklın bedahetini naklin delaletine tercih ettiğini izaha kavuĢturmaktır. Ayrıca Râzî‟nin, “Aklın delaleti olmasaydı Ku‟ran‟da neyin muhkem neyin müteĢâbih olduğu ortaya çıkmazdı. O halde asıl rehber Kur‟an değil akıldır.” sözünden yola çıkarak, Râzî‟nin haberi sıfatların te‟vili hususunda EĢ‟ari refleksten ziyade Mutezili anlayıĢla örtüĢen bir tavrı nasıl takındığını ve bu tavır değiĢikliği neticesinde akıl-nakil baskınlığında aklı nakle nasıl baskın kıldığını örnekleri ile izaha kavuĢturmaktır.

BeĢinci hedefimiz, Râzî‟nin ulûhiyet ile ilgili belli bir bilgi düzeyini (Takdis, Tasdik, Acz-ı Ġtiraf, Sükût, Ġmsak, Keff, Marifet Ehline Teslim) yeterli gören selefin metodolojisini nasıl eksik gördüğünü11, antropomorfist anlayıĢın temel dayanağı olan

müteĢâbih ayetlerin var oluĢ hikmetini ve onların Kur‟an‟ın bütünlüğü içerisinde nasıl anlaĢılması gerektiğini tahlil etmektir. Râzî, bir taraftan temeli keyfiyeti meçhullük ve yorumsuzluk ilkesi üzerine kurulu olan Selef‟in Tanrı tasavvurunu eksik bulurken diğer taraftan Tanrıyı insani fizyonomiye indirgeyen ve Tanrının cismaniliğini savunanları da Ģiddetle reddetmiĢtir. Râzî‟ye göre bila keyfcilerin yorumsuzluğu, aĢkın olanı idrak edemezliğe dayalı iken Allah‟ın zatını ve sıfatlarını

itibariyle çakıĢma ve çatıĢmayı birlikte bulunduran bir kesiĢme noktasına varmıĢtır. AltaĢ,

Fahreddin er-Râzî‟nin Ġbn Sînâ Yorunu ve EleĢtirisi, Ġz Yay., Ġstanbul, 2009, s. 15.

11 Râzî, selefin antropomorfik görünümlü teolojik kavramlara karĢı takındıkları bila keyfi tutumunu hem eksik hem de yanlıĢ bulmuĢtur. Râzî‟ye göre Selefin bu tutumu, teolojik söylemin beĢerî düzlemde anlamdan yoksun olacağı ve bilinebilir hiçbir hakikat‟i bildiremeyeceği vehmini uyandırdığından tutarsızdır. Râzî, Allah‟a atfedilen antropomorfik nitelemeleri lafzi itibariyle kabul edip, mahiyeti açısından beĢerî nitelikler gibi olmadığını savunan Sıfatiyyenin iddiasını mantıksız gördüğünden reddetmiĢtir. Râzî, Esasü‟t-Takdîs, thk. Ahmed Hicazî es-Seka, Mektebetü Külliyati‟l-Ezheriyye, Kahire, 2001. s. 50. Esasü‟t-Takdis‟ten yapılan anlıntılarda Ġbrahim ÇoĢkun‟nun „Allah‟ın AĢkınlığı‟ adıyla tercümesinden yararlanmıĢtır. Ġbrahim ÇoĢkun,

(26)

9

yaratıklara benzeten teĢbihçi ve tecsimci akımların muhalefet dayanağı ise lafız ve manaya dayalı doktiriner bir hususiyetten kaynaklanmaktadır. Râzî, bu çıkmazı açmak için Arap dilinin inceliklerinden ve sanatsal gücünden yararlanarak mecazî isnadı tenzih anlayıĢının hizmetine sokmuĢtur. Böylece o, haberi sıfatları te‟vil etmede Kur‟an‟ı Kur‟an‟a arz metodunu uygulayarak teĢbih görünümlü ama tenzih içerikli lafızları Allah‟ın münezzeh Ģanına yaraĢır bir Ģekilde anlamlandırmıĢtır. Bu nedenle onun antropomorfik nitelikleri Kur‟an‟ın bütüncül yapısına paralel bir yöntemle nasıl izaha kavuĢturduğunu temellendirmek temel hedeflerimizdendir.

Altıncı ve son hedefimiz de referansta temel yapıt kaynağımız durumundaki nassa dayalı metinlerin metaforik/mecazi, temsili, antropomorfik, temsili, vs. Ģeklindeki dilsel kullanımların Râzî perspektifinde nasıl bir süzgeçten geçtiğini, Tanrı gerçekliğinin bize kendini olduğu gibi göstermesinden doğan imkânsızlığı bu antropomorfik dil vasıtasıyla nasıl imkâna dönüĢtürdüğünün nedenlerini araĢtırmaktır. Hakeza Tanrı algısının çeĢitlenmesinde etkin rol oynayan bu teolojik dilin Râzî‟de nasıl anlam bulduğunu delilleri ile izaha kavuĢturmaktır.

ÇalıĢmamızın baĢlığından da anlaĢılacağı üzere araĢtırmamız esas itibariyle Ģahıs merkezlidir. Bu çerçevede çalıĢmamızı Râzî eksenli yürüttük. Görünürde her ne kadar Ģahıs merkezli bir çalıĢma olarak görülse de bu çalıĢmanın odak noktasında yer alan kiĢinin çok donanımlı, tabir yerindeyse interdisipliner bir kimliğe sahip oluĢu, çalıĢmanın çerçevesini geniĢletmektedir. Zira Râzî‟nin interdisipliner bir kimliğe sahip oluĢu beraberinde aynı ismin çatısı altında yatan farklı fikir sahibi kiĢilikleri barındırmaktadır.12

Râzî‟nin tenzih kuramının çerçevesini belirlemeden önce antropomorfistlerin görüĢ ve argümanlarını ele aldık. Ġleri sürülen ya da delil gösterilen argümanlar çürütüldükten sonra Râzî‟nin tenzih anlayıĢı bağlamında

12 Râzî, herhangi bir problemi temellendirirken o problemin çözümüne dair farklı disiplinlere ait metotları kullanmakta bir sakınca görmemiĢtir. O yeri geldiğinde kelam içinde felsefe yapmıĢ, yeri geldiğinde de kelamî meselere tasavvufi açıdan yaklaĢmıĢtır. Nitekim Râzî‟nin bu dsiplinler arası sentezci tutumu, kimi zaman filozof kelâmcı, kimi zaman kelâmcı filozof kimi zaman da tasavvuf kelâmcısı olarak anılmasına sebep olmuĢtur. Örneğin o, „el-Mebâhisü‟l-MeĢrikiyye‟sinde felsefe içinde kelâm yaptığından; “filozof kelâmcı” , „el-Muhassal‟ adlı eserinde kelâmda felsefe yaptığından “kelâmcı filozof” ve Aksamu‟l-Lezzat adlı eserinde kelam içinde tasavvuf yaptığından “tasavvuf kelâmcısı” olarak anılır olmuĢtur. Seyyid Hüseyin Nasr, Ġslam DüĢünce Tarihi, “Fahreddin Râzî” M. ġerif (Ed.), Ġnsan Yay., Ġstanbul, 2014, I, s. 805.

(27)

10

Tanrının neliği ve nasıllığını ele aldık. Nihayetinde Râzî‟nin tenzih ile ilgili geliĢtirmiĢ olduğu argümanları tahlil ettik.

Râzî‟yi tercih etmemizdeki iki önemli nedenden biri, Râzî‟nin antropomorfik Allah tasavvuruna kaynaklık eden Kur‟an'daki antropomorfik ifadeleri nasıl tefsir ve te‟vil ettiğine dair sistematik bir çalıĢmanın ortaya konmamıĢ olmasıdır. Ġkincisi ise onun sadece EĢ‟ari ekolün birer temsilcisi olarak değil aynı zamanda Ġslam kelam disiplinininde kendine özgü bir duruĢu olan en önemli Ģahsiyetlerinden biri olmasıdır. Kelam disiplinine yaptığı özgün katkılarla farkındalık yaratan Râzî‟nin, sadece bir mütekellim değil aynı zamanda felsefe ile kelamı sentezleyen,13

kendine özgü felsefi bir kelam sistemi olan14

ve ömrünün son demlerinde tasavvufi cenahla dirsek teması sağlayan bir kiĢi olması, onu tercih etmemizde belirleyici olmuĢtur. Zira tek Ģahıs üzerinden üç farklı disiplinin (Kelam-Felsefe-Tasavvuf) konuya yaklaĢım tarzını öğrenmeyi hedefledik. Ayrıca Râzî ile her üç disiplinin konuyu kendi metodolojilerine özgü kriterlerle temellendirme biçimlerine vakıf olma imkânına kavuĢmayı umduk. En nihayetinde Râzî‟nin Ģahsında bu konuyu çalıĢmakla nass ile bağdaĢık, rasyonalite ile barıĢık bir Allah tasavvurunu temellendirmeyi hedefledik.

2. TEZĠN METODU ve LĠTERATÜR DEĞERLENDĠRMESĠ

Bu çalıĢmada Ġslam kelam tarihinde dâhili ve harici etkenlerden zuhur ettiğini düĢündüğümüz antropomorfik Tanrı tasavvurları ve bu minvalde tevarüs eden teolojik tartıĢmaların iç ve dıĢ kaynaklı etmenlerinin izleri sürülmüĢtür. Ayrıca var olagelen insanbiçimci Tanrı tasavvurlarına karĢılık Fahreddin er-Râzî‟nin tenzih anlayıĢı konu edinmiĢtir. ÇalıĢmamız kiĢi merkezli olması hasebiyle çerçevesi çeĢitli yönlerden sınırlandırılmıĢtır. Örneğin Râzî, antropomorfizmin harici etkenlerini daha çok Yahudi ve Hristiyan literatüründen tevarüs eden israiliyat etkisine dayandırdığından çalıĢmamızda, sabık ilahi dinlerden sadece Yahudilik ve

13 Râzî‟nin disiplinler arası gelgitlerini bir sentez olarak değerlendiren ve felsefenin kelama dâhil edilmesi ya da kelâmın felsefileĢtirilmesini Râzî‟nin eli ile gerçekleĢtiği hususunda en çarpıcı açıklamalar, bir tarih felsefecisi olan Ġbn Haldun‟dan gelir. Ġbn Haldun, Râzî‟nin farklı disiplinlere ait konuları iç içe iĢlenmesini „kaba bir sentez olarak‟ değerlendirir. Abdurrahmân Ġbn Haldun,

Mukaddime, Daru‟l-Kutubu‟l-Ġlmiyye, Beyrut, 2006, s. 260; Tâhâ Cabir el-Alvanî, Fahreddin er-Râzî ve Müsennefatühû, Daru‟s-Selam, Ġskenderiyye, 2010, s. 90.

14 Süleyman Uludağ, Fahreddin Râzî, Harf, Yay., Ankara, 2004, s. 71; Muammer Ġskenderoğlu, “Fahreddin er-Râzî‟nin el-Metâlibü‟l-‟Aliye‟sinde Peygamberliğin Ġsbatı”, Usul, 26.

(28)

11

Hristiyanlığın antropomorfik Tanrı tipolojisini betimleyen iligili pasajlar vermekle yetinilmiĢtir. Problemin detaylı mukayesesinin yapılabilmesi ve din dıĢı etkenlerin problem üzerindeki oranının belirlenmesi için de, kısa da olsa antropomorfik Tanrı tasavvurlarının özgeçmiĢine değinilmiĢtir.

Antropomorfik Tanrı tasavvuru problemi, hemen hemen bütün kelamî ekoller tarafından ele alınan bir konudur. Konu, haddi zatında kelamî bir problem olmakla beraber milel-nihal, tefsir, tarih ve reddiye türü disiplinlerde de oldukça tartıĢma konusu olmuĢtur. Konunun asıl mecrasından kaymaması ve teolojik perspektifi korumak adına kelamî perspektifi esas alarak problemi araĢtırmaya tabi tuttuk. ġahıs merkezli olan çalıĢmamızda öncelikle antropomorfik Tanrı tasavvuru eleĢtirisi, kelamcı kimliği ile tebarüz eden Râzî‟nin tenzih kuramının perspektifiyle ele alınmıĢtır. Bu bağlamda çalıĢmamızda Râzî kelamını kendi kavram ve yöntemlerinden hareketle antropomorfik Tanrı tipolojisine yönelik eleĢtirilerini inceleyip değerlendirdik ve akabinde onun tenzih anlayıĢının argümanlarını tespit etmeye çalıĢtık.

Râzî‟nin disiplinler arası ilmî literatürü geniĢ bir mirasa tekabül ettiğinden çalıĢmamız kaynak taraması bakımından da sınırlandırılmıĢtır. Bu bakımdan Râzî‟nin mezkûr konuya atıfta bulunduğu kelamî ve felsefi eserleri ile yetinilmiĢtir. Bununla beraber Râzî‟nin Tanrı tasavvurunun Ģekillenmesinde kilit bir konuma sahip olan tenzih hassasiyeti, Fahreddin er-Râzî‟nin düĢünce sistematiği içinde Tanrı anlayıĢı ve tenzih kuramını ele alıĢ biçimini konu edindiği tüm eserlerine müracaat etmemizi zorunlu kılmıĢtır.15 Bu münasebetle araĢtırmamızın birinci derecedeki

15 AraĢtırma sürecinde kendilerine sıklıkla müracaat ettiğimiz Râzî‟nin eserleri Ģunlardır: Fahreddin er-Râzî, „Acaibü‟l-Kur‟ân, Daru‟l-Kutubü‟l-Ġlmiyye, Beyrut, 1984; el-Erbâîn fi Usuli‟d-Dîn, thk. Ahmed Hicazî es-Seka, Mektebetü Külliyati‟l-Ezheriyye, Kahire, 1986;

el-Mesâilü‟l-Hamsûn fi Usûli‟d-Dîn, thk. Ahmed Hicazî es-Seka, Daru‟l-Cîl, Beyrut, 1990; el-Metâlibu‟l-‟Âliye, thk. Ahmed Hicasi es-Seka, Dârü‟l-Kütübi‟l-Arâbî, Beyrut, 1987; eĢ-ġefâtü‟l-Uzmâ, thk.

Ahmed Hicazî es-Seka, Mektebetü Külliyati‟l-Ezheriyye, Kahire, 1988; Ġ‟tikâdâtu

Furuk‟il-Müslimîn vel-MüĢrikîn, Mektebetü‟n-Nahde, thk. Ali Samî en-NeĢĢâr, Mısır, 1938; (el-Mealim fi Usûli‟d-Dîn), Ġslam Ġnancının Ana Konuları, (Çev.), Nadim Macit, Erzurum, Ġhtar Yayıncılık,

1996; Kelâma GiriĢ (el-Muhassal), (Çev.), Hüseyin Atay, AÜĠF Yay., Ankara, 1978;

Levâmiü‟l-Beyyinât an ġerhi Esmâillahi ve‟s-Sîfât, thk. Muhammed Bedreddin el-Halebî,

el-Matbaatü‟Ģ-ġerkiyye, Mısır, 1323; Lübâbu‟l-ĠĢârât ve‟t-Tenbihât, thk. Ahmed Hicazî es-Seka, Mektebetü‟l-Külliyatü‟l-Ezheriyye, Kahire, 1986; Me‟âlimu Usûli‟d-Dîn, thk. Nizâr Hammâdî, Daru‟l-Fetih, Amman, 2010; Menâkibu Ġmam eĢ-ġâfiî, thk. Ahmed Hicazî es-Seka, Mektebetü Külliyatü‟l-Ezheriyye, Kahire, 1986; Mesâilü‟r-Râzî ve Ecvâbühâ, Mektebetü Mustafa el-Babî, Kahire, 1961; Muhassalü Efkâri‟l-Mütekaddimîn ve‟l-Müteahhirîn, nĢr. Tâhâ Abdurrauf Sa‟d, Kahire,

(29)

12

materyali, Fahreddin er-Râzî‟nin tenzih-teĢbih ve tecsim gibi konuları iĢlediği kelam ve felsefeye dair eserleri olmuĢtur. Kaynak taraması sürecinde öncelikle Râzî‟nin eserleri eleĢtirel bir analize tabi tutulmuĢtur. Ġlgili eserlerin mevzumuzla alakalı bölümleri derinlemesine tahlil edilerek elde edilen veriler tez konumuzun ana umdesini oluĢturmuĢtur.

Râzî‟nin düĢünce serüveninin evrilmesi göz önünde bulundurularak, onun tenzih kuramı hakkındaki son düĢüncelerinin ürünü olan Esasü’t-Takdis16

adlı çalıĢması temel referans kaynağımız olmuĢtur. ÇalıĢmamızın ikincil yan kaynakları da sabık ilahi kitaplar, milel-nihal ve fırak türü eserlerdir. Bu yan kaynaklar yardımıyla sabık ilahi din ve felsefi doktrinlerin antropomorfist Tanrı tasavvurları ile yerli antropomorfistlerin Tanrı tasavvurlarının temel niteliklerini mukayese etme imkânımız olmuĢtur. Bu açıdan çalıĢmamız hem mukayeseli hem de problem odaklı bir çalıĢmadır. Zira bir problem alanı olarak gördüğümüz antropomorfizm ve tenzih konusunu ele alırken „problem odaklı‟ bir metot uyguladık. Metodumuzun temellendirilmesi hususunda da tenzih karĢıtı olan antropomorfizm ve onun Ġslam düĢüncesindeki versiyonu olan teĢbih ve tecsimin birbirleri ile olan alaka ve etkisinin izleri mukayeseli olarak ele alınmıĢtır. Bu iz sürme arayıĢında, Ġslam düĢüncesinde zuhur eden teĢbih ve tecsim düĢüncesinin tamamıyla harici etkenlerden mi yoksa yerel nassi verilerin antropomorfik ifadelerinden mi tevellüt ettiği sorusuna cevap aranmaya çalıĢılmıĢtır.

ÇalıĢmamızda, mukayeseli ve problem odaklı bir metot takip edilmekle beraber tasviri bir yöntem de uygulanmıĢtır. Problem haddi zatında kelamî olması hasebiyle, konu öncelikle Ġslam kelamında antropomorfizm olduğu Ģekliyle tespit edilip tasvir edilmiĢtir. Bu açıdan çalıĢmamız, her ne kadar Râzî‟nin antropomorfik Tanrı

Mektebetü‟l-Külliyeti‟l-Ezheriyye, ts; Münazârâtün fi‟r-Reddi ala‟n-Nasârâ, thk. Abdulmecîd en-Neccâr, Daru Garbi‟l-Ġslamî, Beyrut, 1996; Nihâyetü‟l-Ġcâz fi Dirâyeti‟l-Ġ‟câz, Daru Sâdır, Beyrut, 2004; ġerhu „Uyun el-Hikme, Müessesetü‟s-Sâdık, Tahran, 1415; Esasü‟t-Takdîs, thk. Ahmed Hicazî es-Seka, Mektebetü Külliyati‟l-Ezheriyye, Kahire, 2001; el-Me‟âlim fi

Usuli‟d-Dîn, thk. Nizar Hammadî, Daru‟l-Fetih, Amman, 2010; Mefaâtihu‟l-Gayb, Dârü‟l-Fikr, Beyrut,

1981; Nihâyetü‟l-„Ukûl fi Dirâyeti‟l-Usûl, thk. Saîd Abdullatîf Fûde, Darü‟z-Zehair, Beyrut, 2015; el-Mebâhisü‟l-MeĢrikiyye, thk. Muhammed Mu‟tasım Billah el-Bağdadî, ManĢurâtü Zevi‟l-Kurbâ, Irak, 1329.

16 Râzî‟nin bu eseri çoğu tabakat eserlerinde „Esasü't-Takdîs‟ adıyla takdim edilmekle beraber bazen de „Te‟sisü‟t-Takdîs‟ adıyla da anılmıĢ ve basılmıĢtır. Örneğin Darü Nuru‟s-Sabah adlı yayın evi eseri „Te‟sisü‟t-Takdîs‟ isimiyle neĢretmiĢtir. thk. Enes Muhammed Adnan eĢ-ġerfavî,

(30)

13

tasavvuruna eleĢtirisi ve tenzih anlayıĢının belirlenmesine hasredilmiĢ olsa da diğer Ġslami ekollerin konuya yaklaĢım tarzınlarına da yer yer göndermelerde bulunmuĢtur. Böylece diğer ekollerin konuya olan yaklaĢımlarına yapılan çapraz atıflar sayesinde karĢılıklı etkileĢim ve ayrıĢmanın izleri tespit edilmeye çalıĢılmıĢtır. Bu bağlamda hem tasvir yöntemine hem de verilerin analizi ve mukayesesine dayalı karĢılaĢtırma yöntemine baĢvurulmuĢtur. Râzî‟nin tenzih hususunda geliĢtirdiği yöntemlerin derin analizinin yapılması, çalıĢmamıza analitik bir hüviyet de kazandırmıĢtır. Bu bakımdan çalıĢmamız; problem odaklı, mukayeseli ve tasviri, karĢılaĢtırmalı ve analitiktir diyebiliriz.

ÇalıĢmamız içerik açısından bir giriĢ, üç bölüm ve bir sonuçtan oluĢmaktadır. GiriĢ‟in ardındaki Birinci Bölümde tenzih karĢıtı antropomorfizm kavramının kavramsal çerçevesi ve tarihi öz geçmiĢi ele alınmıĢ, akabinde Tanrı tasviri, felsefi doktrinler ve kadim ilahi dinlerin antropomorfik pasajları ıĢığında değerlendirilmiĢtir. Bu münasebetle Ġslam kelam tarihinde zuhur eden antropomorfist ekollerin Tanrı tasavvurlarının Ģekillenmesine etki ettiği iddia edilen Yahudilik ve Hristiyanlığın Tanrı tasavvurları incelenmiĢ, hemen akabinde Ġslam inancının zuhuruna beĢiklik eden Arap cahiliyesinin Tanrı tasavvurunun tipolojisi Kur‟an‟ın Allah tasviri ıĢığında eleĢtiriye tabi tutulmuĢtur.

Ġkinci Bölüm‟de; antropomorfizmin Ġslam kelam tarihindeki versiyonu olan tecsim ve teĢbih inancı genel hatları ile tartıĢılmaya çalıĢılmıĢtır. Bu minvalde Ġslam kelam tarihinde zuhur eden antropomorfik Tanrı tasavvurunun savunucuları olan itikadi fırkalar mercek altına alınmıĢtır. Bu münasebetle tenzih-teĢbih bağlamında baĢta Ehl-i Hadis, HaĢviyye, Kerramiyye, Gulat-ı ġia, gibi ekollerin Tanrı tasavvurları genel hatları ile tahlil edilmiĢtir. Aynı bölüm baĢlığı altında dâhili antropomorfizme delil gösterilen müteĢâbihât genel hatları ile tahlil edilmiĢtir. Tanrıyı betimlemede kullanılan müteĢâbihâtın antropomorfik dil yapısı, ekollerin müteĢâbihâta yaklaĢım tarzı ve Râzî‟nin muhkem müteĢâbih hususundaki duruĢunun çerçevesi de belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. Aynı bölüm baĢlığı altında, ilahi hitabın antropomorfik dili, tenzih perspektifinin çözüm ameliyesi olarak te‟vil kuramı, kelamî ekollerin antropomorfik nitelikleri te‟vil etme yöntemleri ve neticede Râzî‟nin te‟vil anlayıĢı akıl-nakil iliĢkisi bağlamında tahlil edilmiĢtir. Ayrıca bu

Referanslar

Benzer Belgeler

manifoldu olu¸ sturularak ayn¬zamanda bir pseudo-kompleks Lie grubu olan bu mani- foldun skaler e¼ grilikleri, holomor…k kesit e¼ grilikleri ile Riemann e¼ grilikleri

Abrams ve ark taraf›ndan 2000 y›l›nda yap›lan bir derlemede, IOM taraf›ndan önerilen s›n›rlar ara- s›nda kilo alan kad›nlar›n maternal ve fetal sonuç- lar

Source: Republic of Turkey, Ministry of Interior Directorate General of Migration Management http://www.goc.gov.tr/icerik6/residence-permits_915_1024_4745_icerik

According to findings obtained from the study, the trust towards the executives that give value to their employees, that provide their vision development and that

Stephan (2010), reklamlarda kullanılan hayvanlar insanlara ne kadar yakınsa, tüketicilerin o ürün/hizmeti benimsemelerinin o kadar kolay olacağını belirtip günümüzde

Bu teorilere göre, kurumsal sosyal sorumluluk gerçekte şirketlerin işleyiş mantığına aykırıdır; dolayısıyla şirketler çözüm üreten değil, daha ziyade sorun

Dergimizin 2009 yılı birinci, ikinci ve üçüncü sayısında değerli katkılarını aldığımız tüm danışma kurulu üyelerimize, dergi yayın kurulunda yer alan öğretim üye

Deliryum, pek çok sistemik hastalık, metabolizma bozuklukları, ilaç ya da maddelerin toksik etkisi, geçiril- miş operasyonlar, epileptik nöbetler, enfeksiyonlar gibi pek