,
J
v
ve bir evden, bir alçak gönüllü bahçecikten oluşan bir doğa kö şesi... Bu tü r b ir sanat yapıtı ne denli bireyci bir tav ırd a da olsa, size sunduklarıyla, sizin o andaki açm azınıza, bir tu ta m insancıl so luk üfleyişiyle yine toplum a dö nük b ir boyut ve işlev de ed in m iyor mu?
1950’lerdeki A kyunak’ı soyut ilgilendiriyordu. Yaklaşık 1965’ lere dek g eo m etrik /so y u t tu tk u su sü rm ü ştü sanatçıda. Bu a ra m a larda, tu ta rlılık ve içtenlik öl çüsünün sürekli denetlendiği k a nısındayım sanatçıda... Nitekim çok sağlam bir biçim de A kade mi öğrenim inden aldığı kökleşik resim bilgisinin de zorlam asıyla, denetlediği bu tu ta rlılık ve iç tenliği soyutta bulam ayan A kyu- nak, ölçülü ve disiplinli b ir b i çim de te k ra r nesnele yanında doğaya yöneldi ve şimdi bu yol da sağlam ca yürüyor, özellikle tu ta rlı b ir görünü çeşitlem eleri y o ru m u n d a...
A kyunak sanat e tk in lik le ri miz içinde bol ü rü n veren bir sanatçım ız. E km ek teknesini y ü rü te n yaşam kavgası içinde, üç yüksek okuldaki öğreticiliğinden çalabildiği zam anlarla k arşılaş tırılam ayacak ölçüde bir çalış k anlıkla ü re tk e n ve de h e r se r gisinde kişiliğini o lu ştu ran çiz gisinde belirli bir aşam ayla...
Ö rneğin, bu son sergisinde y e r alan, elli dört yağlı boya, pastel ve siyah - beyaz, geçen sergilerine oranla özellikle iki
NİHAT AKYUNAK — «Çengel köy, 1978» tu v al üzerine yağlı boya, 41x33 cm.
yönden bir ayrıcalık ve aşam a gösteriyor...
Birincisi, eski y ap ıtların d a genelde k alın boyacılık ve y a n ın da daha koyu ve ağ ır renkçilik tekniği egem endi... Bu son y a p ıtların d a çok daha taze ve say dam ve ışıklı ren k lerin gezindi ğini görüyoruz tu v allerin yüze yinde... Renk gam larının en ko yu skalasından alınm ış bir renk bile saydam lık ve ışıkla yüklü 1979 ü rü n ü g ö rünülerinde... İkincisi, A kyunak’ın kim i çev relerde, figürcü yanının t a r tı şıldığına tan ık olm uştum kim i, zam an... Sanatçı, bunu da y an ıt- iarcasına, gerek çeşitli nüler, po rtreler, gerek kim i görünü ağır lıklı y ap ıtların içine attığı fig ü r lerle. y u k ard a değindiğim A ka- dem ik/kökleşik bilgisini de se r giliyor... Ö rneğin yine 1979 ü r ü nü bir işinde, ön planda görünen çeşitli jestli ve dışavurum culuğu yanında desen ve kitle sağlam lığı olan figürlerde...
A yrıca A kyunak’a özgü bir gözlemimi de noktalayayım şu racıkta...
A kyunak, her hangi bir y a rışm a, ödül tasasıyla da ü re tm i yor. (Hem bu tasada da olsa ne çıkar... Ö ncelikle A kadem inin yol açtığı ve sonunda kim i k u ru lu şların sü rd ü rm ey e başladık ları b ir ilginçlikle, kim i galeri cilerim izin de a rtık jü ri üyeliği yapabildiği bir ortam da!!.) içer de ve dışarda şuna ya da buna öykünm eden, doğru bildiğine ve en soylusunu yaptığına inandığı bir kişilikte ve yolda yürüyor A kyunak...
G örünü tad ı ve y o ru m u n daki y akınlık ve de b ir az da olsa değindiğim bu inançla A k- yunak'ı bizdeki b ir COROT ola rak, kuşkusuz karşılaştırm a ola rak değil, bir yaklaşım , çağrışım olarak nitelem işim b ir eleştirim de (1).
Bu çizgiden sapm adan ve yinelem elere gitm eden daha hangi aşam alar ve çeşitlem eler göreceğiz ilerde sanatçıda, b ak a l ı m , bu benim kişisel ve özel beklentim .
1 C um huriyet. 21 A ralık 1977
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi