• Sonuç bulunamadı

Hakiki alimlerin biyografileri vardır:A. Süheyl Ünver

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hakiki alimlerin biyografileri vardır:A. Süheyl Ünver"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

“Hakiki alim lerin biyografileri vardır”

AHMED GÜNER SAYAR

A. Süheyl Ünver

G

eçtiğimiz mayıs ayında Eren Yayınevi, yani Muhittin Eren bir eser daha kazandırdı ya­ yın dünyamıza: Ressam, miizehhip, tıp tarihçisi, tabip, yazar Ord. Prof. A. Sü­ heyl Ünver’in (1898-1986) biyografisi. N edeni malumdur, günümüze kadar yazılmış veya yayımlanmış biyografile­ rin sayısı ülkemizde iki elin parmakla- nndan daha az. Bu açıdan değerlendi­ rildiğinde kitabın yayın dünyamızdaki yerinin “müstesna” olduğunu yüksek sesle söylemek gerek. Bu “istisnai”liği, biyografiyi hazırlayıp kaleme alan Prof. Dr. Ahm et Güner Sayar, kitabın ö n ­ sözünün yedinci dipnotunda açıklıyor: “Ülkemiz insanının kitap okumaya pek mütemayil olmayışı bu eserin önü­ ne daha işin başında dikilen bir engel­ di. Engelin kımıldatılmasında Muhittin Eren bu işi can-ı gönülden kabul etti. Onun bu davranışı beni yıllara açılan ve Hırka-i Şerif semtinde başlayan de­ dem ile babası Nureddin Eren’in (...) yakınlığına götürdü. Her ne zaman Sa­ haflar Çarşısı’na gitsem Nureddin Bey’i görür, sohbet eder, bana dedemin İs­ mail Saib Sencer’le yakınlığından söz açardı. Nureddin Eren’i rahmetle anar­ ken ardından Muhittin gibi hayrül-halef bir evlatla bu dünyada yaşamağa de­ vam ettiğini, bu çalışmamla daha iyi gördüm.”

Aslında kitabın en önem li boyutu kitabın yani biyografinin konusunu teş­ kil eden insanın, yani A. Süheyl Ün­ ver’in kendisi. Kitabın kapağının içinde “Süheyl Ünver’in hayatı, şahsiyeti, fikri dünyası ve eserlerinin ele alındığı bu kitap, OsmanlI’nın son kuşağından Cumhuriyet’e geçişi yaşayan, içimizden bir insanın hikâyesidir. Kişiliğinin te­ mel yapı taşlan ile fikir dünyasının en esaslı boyutu olan arşivciliğinden hare­ ketle, taıihle tasavvufu, geçmiş kültürü­ müzle, bugünü nasıl birleştirdiği bu eserle ortaya konulmuştur. Hekim, sa­

natkâr, tarihçi, alim, fakat hepsinin için­ de v e üstünde “insan” Süheyl Ünver yaşarken çok kişiyi etkilemiş, hatta cez- betmiştir. Bir başka açıdan bu kitap, birbirleriyle zıt, uzlaşmaz olanları başa- nyla uyuma götüren bir Türk insanının devamlı ve metodik bir çalışmayla ne­ ler üretebildiğinin de ispatıdır” diye an­ latıyorlar A. Süheyl Ünver’i. Yaşamı bo­ yunca 1500 adet defter not tutmuş; di­ le kolay. Muhittin Eren telefonda anlat­ tı: Ord. Prof. Enver Ziya Karal, A. Sü­ heyl Ünver’i Heredot ve Dante ile bera­ ber dünya tarihinin en çok yazan insa­ nı olduğunu vurguluyormuş. Biyografi­ yi hazırlayan Prof. Dr. Ahm et Güner Sayar, A. Süheyl Ünver ile uzun yıllar birlikte çalışmış. Biyografinin hazırla- nışını kitabın önsözünde şöyle anlatı­ yor:

“Ünver’in vefatını müteakip aile-ta- lebe arasındaki acı dinmeye yüz tutun­ ca hocamızın saygıdeğer ve sevgili ke­ rimeleri Gülbiin Mesara Hanım babası için biyografik bir çalışmaya başlamamı istediğinde benim de kafamda böylesi bir fikrin kuluçka dönemini yaşadığını ifade ettim. Lütfettiler, bana unutama­ yacağım bir cömertlikle kendilerinde bulunan Süheyl Ünver’e ait arşivi kul­ lanma imkânını verdiler. Ben işe önce Gülbün Mesara’nın Çiftehavuzlar’daki evinde arşiv ve kütüphanesinde

başla-A. Süheyl Ünver’in kitapta y e r alan tablolartndatu

HAYATİ, ŞAHSİYETİ VE ESERLERİ

1898 - 1986

dım... Süheyl Ünver’in parmaklarının ucundan çıkmış kızında mevcut her şe­ yi tetkik ettim, bu çalışmam içi gereken notlan aldım. Bu meyanda benim mü- tevazi kütüphanemde Ünver’e ait olan- lan da tekrar elden geçirdim. Kaynağa çevirdim. Daha sonra beni Siileymani- ye Kiitüphanesi’nde bekleyen bir um­ manın içine girdim. Bu meyanda belki hocamın himmeti, hiç hesapta yok iken resmi bir görevle Ankara’da bu­ lunmam gerekti. Komisyon toplantıla­ rından önce veya sonra TTK.’da Dr. A. Süheyl Ünver Arşivi’ni tetkik ettim. ...Bu devasa birikim içerisinde hayrete, şaşkınlığa düştüm. ... Şu kadar ki ancak m elekleri kıskandıracak bir safiyetin çalışmaları beni çoğu kez ya sarhoş et­ miş ya da aklımın fizik sınırlan içerisin­ de bocalamaya itmiştir. Böylesi bir ruh hali beni itaati altına alınca müstağrak halimin muhafazası için çalışmamı o anda kesiyordum. Bu sözlerimde her­ hangi bir mübalağa payının olmadığına okuyucuyu inandırmayı çok isterdim.” Eren Yayınevi, tekrar belirtelim, bu kitabı yayımlamakla önemli bir görevi yerine getirmiştir. Ord. Prof. Ahmet Güner Sayar’a haksızlık ettiğimiz sanıl­ masın. Bilakis “em ek” v e esas övgü ona aittir. Ancak baskı maliyetlerinin “duman” olduğu bu dönemde Muhittin Eren’in hiçbir kâr hesabı yapmadan ki­ tabı tereddütsüz yayınlaması da her tür övgüye layıktır. ■

/j»

^

/ /

t s ) ) &

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Haşmet Uzbilek ise şehre gez- mek için gelen herkesin yolunun düştüğü isimdir fakat asıl önemlisi yani şehre gelen profesörle şehirde yaşayan lise hocasını

An- cak işin doğrusu, Yılkı Atı’nın getirdiği şöhret, çağdaş Türk edebiyatında kendi- sine sağlam bir zemin sağlayınca, Abbas Sayar’ın kafasında potansiyel olarak

III — Edirne sarayı cedidi âmiresi nammdaki Rifat Osman eserinde bu kasrın mliteaddid iç ve dış resimleri, plânı ve gayet mühim bir faslı vardır.. En esaslı vesikalar

Öğretmen görüşlerinin cinsiyete göre değişip değişmediğini test etmek amacıyla yapılan “t-testi” (p< .05)’ten büyük olduğu için sonuç anlamlı

Birçok defa da, Ziya Kalkavan ya da Kakavanlardan biri, ka-i çakçılıkla suçlanmış, haklarında davalar açılmış, hatta tutuklan­ mışlardı. Ziya Kalkavan,

ii'îİGyen sesin i

Bir sanatçı kendi kendine var değildir, bir kültür toplulu ğunun içinde sürekli bir varlık kazanabilir, kendisi öldükten sonra gelecek kuşaklar onur: sesine

Cevad paşaya gelinceye k a d ar A bdülham id devrinde m ütercim Riiştü, M ithat, Ethem, Ham di, Vefik, Sadık, Saffet, Tunuslu H ayreddin, A rifi, Küçük Said,