• Sonuç bulunamadı

Profesör Dewey'in beyanatı...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Profesör Dewey'in beyanatı..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

o

‘;

y

Profesör Devvey'in

beyanatı...

Am erika’ dan maarifin ıslahı için celbedilen (ge­ tirtilen) m aruf Amerikalı terbiye mütehassısı John Devvey, memleketimizde ne yapm ak istediğine da­ ir verdiği izahat çerçevesinde demiştir ki;

“Benim Türkiye’deki vazifem gayet mütevazı ve basittir; münevver (aydın) ve müterakki (ileri) ter­ biyecilerin hal-i hazırda duydukları ihtiyaç ve ilmi meselelerin mahiyeti ile tanışmak, bir istikbalde ne­ ler ümit ettiklerini anlamak ve ilim ve terbiye plan­ larının neden ibaret olduğunu öğrenm ek ve sonra bu sarfedilecek m esaiden en sem eredar (verimli) olacak hususatı vaziyetin m üsaadesi nisbetinde, tenmiye (arttırma) ve takviye etmektir. H er ne ka­ dar herhangi bir ecnebi sistemin tatbiki m evzuba­ his değilse de, başka memleketlerin bu sahadaki tecrübelerinin birçok hususatta faideleri olacaktır. Bütün milletlerden dem okratik bir cumhuriyetin prensipleri aynı şeylerdir. Bunlar, hürriyeti, kardeş­ çe bir birliği ve eşitliği istihdaf eder (amaçlar). Böy­ le bir cemiyetin ihtiyaçları ise nasıl bir terbiye siste­ mine doğru neticeyi rabt (bağlamaya) ve tesbit et­ meye çalışm ak lazım geldiğini gösterir. Filhakika insan tabiatı, bilhassa çocuk tabiatı, bütün memle- kederde büyük bir benzerlik arzeder ve tul derece­ lerinin tebdiliyle (boylamların değişmesiyle) psiko­ lojinin kanunları ve hakikatleri değişmez.

Benim bütün ilmi ve terbiyevi faaliyet devremde tek bir emel ve meşguliyetim vardır; en büyük m e­

sele ferdin kabiliyet, zekâ ve saylarım (emeklerini) bütün menafi (yarar) kuvvederiyle cemiyet ve insa­ niyetin hayır ve terakkisine sarf ve hasretmektir. İç­ timai (sosyal) hayat neticeyi ihzar eder; ferdin kuv­ vetli surette inkişafı ise vasıta ve metodu yaratır. B i­ naenaleyh bir memleketi tecdid etmek (yenileştir­ mek) ve yeni bir hayata başlatm ak için cemaate sa ­ dakat telkin eden, ferdi teşebbüsleri ve kabiliyetle­ ri tenmiye eden (arttıran) bir terbiye sistemine ihti­ yaç vardır.

Bazı taraflardan terbiye metotlarının A m eri­ ka’daki tecrübelerinden nasıl bir netice alındığı so ­ rulabilir. Cemahir- i Müttehide Amerika (Amerika Birleşik Cumhuriyederi)’da ilk numune mektebini bizzat tesis ettim; ve Şikago Darülfünunu’nun p e­ dagoji şubesine merbut (bağlı) olarak zevcemle be­ raber senelerce idare ettim. Bu mektep diğerlerine numune olsun diye açılmadı. Bu, çocuk tabiatının en salim bir terbiye dairesinde inkişafı için tatbik edilen m etot ve prensiplerin tecrübeleri ve keşfi için açılmış bir laboratuar mahiyetinde idi. Bu m e­ tot bilhassa bütün içtimai ihtiyaçta tevafuk eden (uygun gelen) müşterek bir say istihdaf eden ve ta­ lebeyi bir vatandaş olm adan evvel serbest ve de­ m okratik bir hayata elverişli olarak yetiştiren bir sistemdir. Bu aynı zamanda müteşebbis gençler ya­ ratan ve hakiki ve ilmi vasıtalarla maşeri (ortaklaşa) faaliyeti temin eden bir usuldür.

Bittabi ben henüz Türkiye için mufassal (ayrıntı­ lı) bir program yapacak kadar hazır değilim.. Bina­ enaleyh benim için ilk başlanılacak nokta, mesleki talimi ıslahtır. Bu şüphesiz muallimleri en son talim

ve terbiye m etodu dairesinde yetiştirmek meselesi­ dir. Aynı zam anda muallimlerin içinde çalıştıkları idari, mali ve içtimai şartlara tabi bir iştir.

Biz geçen gün muallim mektepleri mezuniyet ce­ miyetinin tertip ettiği bir m üsam erede bulunduk ve mezkur (adı geçen) cemiyetin bir marşını duy­ m akla mahzuz olduk (hoşlandık). Bu marşta bana tercüme ettiklerine nazaran, muallimler kendileri­ ni bir orduya (ilim, nur ve terakki uğrunda m üca­ dele eden bir orduya) mensup olduklarını kemal-i iftiharla ilan ediyorlardı, işte benim de araştırdığım böyle âli (yüksek) bir mefkure idi. Benim yapabile­ ceğim vesayayı (vasiyetleri) başarabilecek ancak böyle bir kanaat ve fikir olabilir. Bir memleketin ha­ kiki olan kuvveti ve terakkisi, talim ve terbiye

mese-lesine bağlıdır ve bunun amilleri ise bu vazifeyi de- ruhteetmiş (üstlenmiş) olan muallimlerdir.

Bu meslek erbabının ellerini daha serbest bırak­ mak ve faaliyetlerini takviye etmek için eğer bir şey­ ler yapm ağa muvaffak olursam , bunu kendim için büyük bir şeref addedeceğim. ”

16 Ağustos 1924

Darülfünun'da ıslahat

D arülfünun Divanı, p rofesör Dewey ile konuş­ maları, D arülfünün’umuzun ıslahı ve tekamülü hakkında, emin (rektör) İsm ail H akkı (Baltacıoğ- lu) Bey, dün bir muharririmize aşağıdaki izahatı vermiştir;

“Tıp Fakültesi’nde 5 muallimlik miinhaldir (boştur). Bunlara fakülte namzet gösterm işti. Bu n am zedertasdikedildi. Vekâlete gönderilecektir. Ecnebi mütehassıslara gelince; Fen Fakültesi muh­ telif mevzular için 7 mütehassıs talep etmiştir. Bun­ lar arasında fizik, T ürkiye jeolojisi, maden, hayva­ nat için mütehassıs celp edilecektir... Tıp Fakültesi mütehassıs celbi kararını programlarının tetkikine talik ettiğinden (ertelediğinden) taleplerini daha sonra dermeyan edecektir. Yalnız dişçi şubesi için organizatör olmak üzere bir mütehassıs celbini ta­ lep etmiştir.

D ivan’da müzakere cereyan etti. Fen Fakülte­ sin in teklif ettiği m ütehassıslar aynen kabul edil­ miştir. Yalnız bunların tedris edecekleri derslerden ikisi yeniden tesis edileceğinden evvela bunların te­ sisi için vekâlete teklif edilecektir. D işçi mektebi için teklif edilen m ütehassısın vaziyeti ve resmi mevkii üzerinde müzakere cereyan etmiştir. Bu za­ tın Tıp Fakültesi reisi (dekanı) nezdinde ilmi müşa­ vir olarak istihdamı kararlaştırılmıştır...

- Profesör John Dewey ile neler görüştünüz? - Profesör ile daha ziyade ilmi meseleler üzerinde görüştük. Bilhassa pragmatizm felsefesi ve entelek- tüalist pedagojinin mahzurları, Durkheim’ın mem­ leketimiz ve bilhassa Darülfünunumuzdaki tesirle­ ri, el işi tedrisatı nokta-i nazarından mekteplerimiz,

Avrupa’da Amerika tedrisat usullerinin tesirini ta­ şıyan bazı müesseseler, bilhassa Belçika’da D oktor D ecru’nun mektepleri, bizim medreseler ve laisite meselesi, ilahiyat Fakültesi gibi mevzular üzerinde konuştuk; ayrıca kendisine Darülfünunum uzun teşkilatı ve umumi maarifim iz hakkında sualleri üzerine malumat verdim. Profesörün felsefesi hak- kındaki kanaatim , A kşam gazetesinin bir m akale­ sinde açıklanmıştır. Profesör şerefine pazar günü saat beşte Darülfünun’da bir çay ziyafeti verilecek­ tir.

- D arülfünun’un ıslahı ve ilmi heyeti arasında tebdilat (değişiklikler) icrası m evzubahis oluyor mu? Bu b abda fikriniz nedir?

- Ben Türkiye’de ıslaha muhtaç olmayan müesse­ se olduğunu zannetmiyorum. Darülfünunumuz da bunlardan biridir. D arülfünun ıslaha muhtaçtır. D arülfünun 1335 nizamnamesinin intişarından beri ıslah edilm ektedir ve daha ıslah edilecektir. Ancak bütün T ürklerin ve T ürkiye mukadderatın­ da rolü olan bütün insanların bilm esi tabiidir ki, D arülfünun gibi memleketin bütün m addi ve m a­ nevi hayatıyla alakadar terakkilerinden müstefid (faydalanan) ve tedennilerinden (gerilemelerin­ den) zarar gören bir m üessesenin her türlü muhit ve zaruret kayıtlarından azade olarak sırf mantıki talepler ve m ücerret (soyut) düsturlarla imkan ve tabiat haricinde terakki etmesi ilmen bir muhaldir (imkânsızdır). Avrupa darülfünunları bu hale gele­ bilm ek için asırlarca çalıştılar. En iptidaileri ve en yenileri de dahil olduğu halde darülfünunlar, ilim ve hürriyet müesseseleridir. Bu hürriyederini yalnız dahili hayatları itibarıyla değil, harici kuvvetler ile olan münasebederinde dahi istihsal ve temin etmiş­ lerdir. iki şeyden biri; ya Darülfünun darülfünun gibi anlaşılır ve darülfünun şartlarında, darülfünun prensiplerine göre tekamül eder veya herhangi bir mektep gibi telakki edilir ki, bu telakki Darülfünun kadar memleket için de vahimdir. D arülfünun’un ıslahını talep edenler Darülfünun’un manevi şahsi­ yetini rencide edecek yerde, evvela başında b u lu ­ nan insanlardan izahat talep etmelidir... ”

26 Temmuz 1924

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

14.1. İlan yapıldıktan sonra ihale dokümanında değişiklik yapılmaması esastır. Ancak, tekliflerin hazırlanmasını veya işin gerçekleştirilmesini etkileyebilecek

Atomik fiziğin gelişmesinde önemli rol oynayan bazı deneyler modern fiziğin ilgi çekici birer parçası olmuşlardır. Thomson’un elektronu buluşu, Milikan’ın elektronun

Dickey ve Pantula (1987) tarafından önerilen ve literatürde ardışık birim kök testi (sequential unit root test) olarak bilinen yönteme göre bu

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

Bu fuvayye ayni zamanda kapalı veya açık bir teras olarak ta kullanılabilir.. Bu kata Halkevi ve Parti başkanı, kâtip odası

Diploma almağa muvaffak olan genç meslektaşlarımıza hayatta muvaffakiyet ve memleket kültürüne nafi olma- larını diler ve kıymetli tedris heyetini tebrik ede- riz..

Fabrikalarda çalışan işçilerin iş yeri civarında sıhhi ve konforlu -evlerde barındırılması neticesinde aşağıdaki faydaların temin edildiği yapılan tecrübe- lerle

 Kaşık içerisinde seçilen ölçü maddesine göre Kaşık içerisinde seçilen ölçü maddesine göre yeterli rölief alanı bulunmalıdır. yeterli rölief