• Sonuç bulunamadı

Erbil kazası'nın siyasi, sosyal ve ekonomik durumu (1876-1908)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Erbil kazası'nın siyasi, sosyal ve ekonomik durumu (1876-1908)"

Copied!
185
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

I T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

TARĠH ANA BĠLĠM DALI TARĠH BĠLĠM DALI

ERBĠL KAZASI'NIN SĠYASĠ, SOSYAL VE EKONOMĠK DURUMU (1876-1908)

DOKTORA TEZĠ

DANIġMAN

Doç. Dr. Hüseyin MUġMAL

HAZIRLAYAN

Hashim Jasim Mohammed TOONJĠ Ö. N. 124102001006

(2)

II

ĠÇĠNDEKĠLER

Bilimsel Etik Sayfası ... V Doktora Tezi Kabul Formu ... VI ÖZET ... VII SUMMARY ... IX ÖN SÖZ ... XI KISALTMALAR ... XIII GĠRĠġ ... 1 I BÖLÜM ... 17

1. ĠDARĠ VE EĞĠTĠM YAPI ... 17

1.1. XIX. Yüzyılda Osmanlı'nın Siyasi ve Ġdari Durumu ... 17

1.2. Mithat PaĢa'nın Ġdaresinde Musul Vilayeti (M 1869-1872) ... 18

1.3. 1876 Yılından Önce Erbil Kazası'nın Ġdari Yapısı ... 20

1.4. Kürt Emirlikleri (Beylikleri) Yönetiminde Erbil ... 21

1.5. II. Abdülhamit Döneminde Erbil’in Ġdari TeĢkilatı (M 1876-1909) ... 22

1.6. Erbil Kazası'nın Ġdaresi ... 23

1.6.1. Erbil Kazası'nın Kaymakamı ... 25

1.6.2. Erbil Kazası'nın Kaymakam Yardımcısı ... 25

1.6.3. Müftü ... 25

1.6.4. Mal Müdürü Efendi (Defterdar) ... 25

1.6.5. Mektupçu (Kâtip Tahrirat Efendi) ... 25

1.6.6. Kaza Ġdaresi Meclisi ... 25

1.7. Erbil Belediyesi ... 26

1.7.1. Belediye Meclisi ... 27

1.7.2. Belediye Meclisinin Görevleri ... 27

1.7.3. Belediyenin Gelirleri ... 28

(3)

III

1.7.5. Belediye BaĢkanı'nın Görevleri ... 28

1.8. Erbil'de YetiĢmiĢ Kadılar ve Din Adamları ... 28

1.8.1. Kadılar ... 28

1.9.1. RüĢtiye Okulları ... 34

1.9.2. Dinî Okullar ... 35

1.9.3. Gayri Müslim Okulları ... 37

1.9.4. Ġptidai Okulları (Ġlkokullar) ... 38

1.10. Erbil Kütüphaneleri ... 38

II BÖLÜM ... 40

2. DEMOGRAFĠK VE SOSYAL YAPI ... 40

2.1. Toplum Nüfus ... 40

2.2. Nüfusu OluĢturan Milletler ... 40

2.2.1. Türkmenler ... 40

2.2.2. Kürtler ... 55

2.2.3. Araplar ... 59

2.3. Erbil'de Dini Azınıklar ... 61

2.3.1. Museviler ... 62

2.3.2. Hıristiyanlar ... 65

III. BÖLÜM ... 67

3. ERBĠL ġEHRĠNĠN GENEL YAPISI ... 67

3.1. Erbil Kalesi ... 67

3.2. Çöl Minaresi ... 68

3.3. Zanaat ve Ticaret Yerleri ... 69

3.3.1. Bedesten ... 69

3.3.2. Hanlar ... 70

3.4. Dinî ve Sosyal Yapılar ... 71

3.4.1. Cami ve Mescitler ... 71

3.4.3. Mezarlıklar ... 80

(4)

IV

3.4.5. Mahalleler ... 83

3.5.6. Hamamlar ... 87

3.5.7. Hamamların Genel Düzeni ... 88

3.5.8. Divahaneler ... 89

IV BÖLÜM ... 90

4. EKONOMĠ ... 90

4.1. Ziraat ... 90

4.1.1. Toprak Düzeni ... 90

4.1.2. 1858 Arazi ve Tapu Kanunu'nun Erbil'e Etkisi: ... 91

4.1.3. Erbil'de Ġltizam Uygulaması ... 92

4.1.4. Arazî-yi Seniyye ... 93

4.2. Erbil Halkının Ġktisadi Durumu ... 95

4.3. Ziraat ... 97 4.4. Erbil'in Ticareti ... 100 4.5. Erbil’in Sanayîsi ... 105 4.5. Esnaflar ... 107 SONUÇ ... 113 KAYNAKÇA ... 115 EKLER ... 126 ÖZGEÇMĠġ ... 172

(5)

V T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bilimsel Etik Sayfası

Öğr

enci

nin

Adı Soyadı: Hashim Jasim Mohammed TOONJĠ

Numarası: 124102001006

Ana Bilim / Bilim

Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı/ Tarih Bilim Dalı

Programı: Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı: Erbil Kazası'nın Siyasi, Sosyal ve Ekonomik Durumu (1876-1908)

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada baĢkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

Öğrencinin imzası

(6)

VI T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Doktora Tezi Kabul Formu

Öğr

enci

nin

Adı Soyadı: Hashim Jasim Mohammed TOONJĠ

Numarası: 124102001006

Ana Bilim / Bilim

Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı/ Tarih Bilim Dalı

Programı: Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez DanıĢmanı: Doç. Dr. Hüseyin MUġMAL

Tezin Adı: Erbil Kazası'nın Siyasi, Sosyal ve Ekonomik Durumu (1876-1908)

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan Erbil Kazası'nın Siyasi, Sosyal ve Ekonomik Durumu (1876-1908) baĢlıklı bu çalıĢma 05 . 09 . 2016 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oyçokluğu ile baĢarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiĢtir.

Ünvanı, Adı Soyadı DanıĢman ve Üyeler Ġmza

Doç. Dr. Hüseyin MUġMAL

Prof. Dr. Doğan YÖRÜK

Yrd. Doç. Dr. Fikret ARSLAN

Yrd. Doç. Dr. Ali DADAN

Prof. Dr. Ahmet ÇAYCI

DanıĢman

Üye

Üye

Üye

(7)

VII T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğr

enci

nin

Adı Soyadı: Hashim Jasim Mohammed TOONJĠ

Numarası: 124102001006

Ana Bilim / Bilim

Dalı Tarih Ana Bilim Dalı/ Tarih Bilim Dalı

Programı: Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez DanıĢmanı: Doç. Dr. Hüseyin MUġMAL

Tezin Adı: Erbil Kazası'nın Siyasi, Sosyal ve Ekonomik Durumu (1876-1908)

ÖZET

Farklı dönemlere ait tarihsel kaynaklarda, muhtelif devletlerin bölgeye hâkim olmasına bağlı olarak Erbil için farklı isimler kullanılmıĢtır. Erbil'den söz eden ilk kaynaklarda Erbil'in sınırları Büyük Zap ve Küçük Zap Nehirleri arasında gösterilmiĢse de tarihsel süreçteki siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel geliĢmelere bağlı olarak bu sınırlar değiĢime uğramıĢtır. Erbil; kaza merkezi, üç nahiye ve 300 köyden oluĢmaktadır.

Ġdari açıdan dönemin siyasi koĢullarına bağlı olarak belli dönemlerde Musul'a, Bağdat'a ya da ġehrizor'a bağlı bir birim olmuĢtur. Erbil, kervanların geçiĢ noktası üzerinde yer alması nedeniyle ulaĢım ve ticaret açısından büyük bir öneme sahiptir. Ancak Erbil, ticaretin yanı sıra önemli bir tarım ve hayvancılık Ģehriydi. Ziraî ürünlerin baĢında tahıl gelmekle birlikte, Erbil çevresindeki engebeli arazilerde de meyve yetiĢtiriliyordu.

Hayvancılıkta ise koyun ve at ön plana çıkmaktaydı. Erbil'in 16. yüzyılda Osmanlı hâkimiyetine girmesi ile birlikte Osmanlı Devleti'nin idari, mali ve yasal düzenlemeleri burada da uygulanmaya baĢlamıĢtır. Bu bağlamda, 19. yüzyılda baĢta eğitim olmak üzere Osmanlı Devlet düzeninde meydana gelen yenilikler doğrudan Erbil'e yansımıĢtır. Erbil'de eğitim ilk olarak camiler de baĢlamıĢsa da tekke ve zaviyeler de aynı iĢlevleri yerine getirmiĢtir. Eğitim din

(8)

VIII

adamlarınca icra edilmiĢtir. Süreç içerisinde öğrenci sayısının artması ile birlikte Sıbyan ve RüĢdiye gibi bağımsız okullar açılmıĢtır. Erbil'de inanç hayatı çeĢitlilik göstermiĢtir. Musevilik, Hıristiyanlık ve Ġslam gibi semavi dinler hep var olmuĢtur. Günümüzde halkın ekseriyeti Müslüman'dır. Camilerin yanı sıra tekke ve zaviyeler baĢlıca ibadethaneler olarak varlıklarını korumuĢlardır.

Erbil'in bir ticaret Ģehri olmasına bağlı olarak Ģehir mimarisinde ticari yapılar önemli bir yer teĢkil etmiĢtir. Hâlâ varlığını sürdürmekte olan Kayseri (Bedesten) ÇarĢısı bu yapılardan sadece biridir. Bunun yanı sıra kervanların dinlenme yeri olması dolayısıyla Erbil'de birçok menzilin varlığından söz etmek mümkündür. Bu menziller postacılar aracılığı ile devlet postalarının Irak'ın diğer Ģehirlerine özellikle de Musul'a ve Kerkük'e götürülmesi esnasında kullanılmıĢtır.

(9)

IX T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğr

enci

nin

Adı Soyadı: Hashim Jasim Mohammed TOONJĠ

Numarası: 124102001006

Ana Bilim / Bilim

Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı/ Tarih Bilim Dalı

Programı: Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez DanıĢmanı: Doç. Dr. Hüseyin MUġMAL

Tezin Ġngilizce Adı: The Political, Social and Economic Conditions of Erbil District (1876-1908)

SUMMARY

Different titles have been used for Erbil subject to domination of various states to the region at the historical resources belong to different periods. Although the first resource mentioning from Erbil showed Erbil between rivers Great Zab and Little Zab; those borders changed subject to political, economic and socio-cultural developments in the historical period. Erbil composes center, three towns and 300 villages.

Regarding to administrative aspect, Erbil was a unit bound to Mousul, Baghdad or Shahrizor subject to political terms of the period. Erbil was located in passing point of camel trains therefore it has great importance regarding to transportation and trade. However, Erbil was an important agriculture and livestock city beside trade. Grain was primary agricultural product; fruit was grown at rough land around Erbil. Sheep and horse growing was forefront at animal livestock. Upon Erbil’s entering rule of Ottoman State in 16th

Century, Ottoman State began to apply its administrative, financial and legal regulations here.

In this context, reforms in Ottoman State regulation primarily in education area in 19th century reflected to Erbil directly. Even education had been begun in the mosques in Erbil, Islamic monasteries and lodges performed the same functions. Education was performed by religious functionaries. Upon increasing number of students in the period, independent schools

(10)

X

like infant’s school and ottoman junior high schools opened. Belief life in Erbil showed variety. Divine religions like, Judaism, Christianity and Islam always occurred. Today, most of folk is Muslim. Beside mosques, Islamic monasteries and lodges kept their existence as primary worship houses. Subject to being of Erbil a trade city, commercial structures composed an important place in the city architecture.

Kayseri (Bedesten/ Covered bazaar) Bazaar that still keeps its existence is only one of such structures. Beside this, it is possible, there are many destinations in Erbil because of being resting place of camel trains. Such destinations had been used especially during delivery of state posts to other cities of Iraq especially Mosul and Kirkuk through postmen.

(11)

XI ÖN SÖZ

Osmanlı tarihi araĢtırmaları içinde Ģehir tarihi çalıĢmaları son yıllarda önemli bir yer tutsa da, idarî bir birim olarak kaza statüsündeki yerlerin tarihi ile ilgili çalıĢmalar oldukça azdır. Bu çalıĢma azlığı nedeniyle tarihi önemi olan birçok Ģehir ve kaza hakkında bilgilerimiz sınırlıdır. Bugüne kadar yapılan çalıĢmalarda da kimi bilgi ve gerçekler isteyerek ve istem dıĢı göz ardı edilmiĢtir. Gözden kaçan ve yeterince araĢtırılmayan bu mekânlardan biri de günümüzde de önemini koruyan bir bölge olan Kuzey Irak coğrafyasında yer alan Erbil Kenti'dir.

Bu çalıĢmada Erbil ile ilgili elimizden geldiğince eriĢebildiğimiz kaynaklara ulaĢarak hem kentin bütüncül tarihine hem de Osmanlı Devleti dönemindeki durumuna katkı yapmayı amaçladık. Tezimizin giriĢ bölümünde Erbil’in eski çağlardan Osmanlı egemenliğine uzanan tarihi genel bilinen hatları ile aktarılmıĢtır.

Tezimiz dört bölümden oluĢmaktadır. Bu bölümler sırasıyla Ģu bölüm ve baĢlıklardan oluĢmaktadır:

Birinci bölüm “Ġdari ve Eğitimsel Yapı” baĢlığını taĢımaktadır. Bu bölümde 19. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin Durumu, Mithat PaĢa Ġdaresinde Musul Vilayeti, 1876 yılından önce Erbil'in Kısa Tarihi, Erbil Kürt Emirlikleri Yönetiminde, II. Abdülhamit Döneminde Erbil'in Ġdarî TeĢkilatı, Erbil Kazası'nın Ġdaresi, Erbil Belediyesi, Belediye Meclisi, Erbil’de YetiĢen Din Adamları ve Kadılar, Erbil'de Eğitim ve Okullar alt baĢlıklarıyla 19. yüzyılda Erbil’in idare ve eğitim durumu incelenmiĢtir.

Ġkinci bölümün baĢlığı ise “Demografik ve Sosyal Yapı”'dır. Bu bölümde Ģehrin toplam nüfusu, nüfusu oluĢturan milletler (Türk, Kürt, Arap), ve dini azınlıklar (Musevi ve Hristiyanlar) ele alınarak, bu toplulukların âdet ve gelenekleri, kıyafetleri, milli yemekleri gibi konular hakkında bilgiler aktarılmıĢtır.

Üçüncü bölüm “Erbil ġehrinin Genel Yapısı” baĢlığını taĢımaktadır. Bu bölümde Ģehrin genel görünümü, zanaat ve ticaret yerleri (Bedesten ve hanlar), kalesi, dinî ve sosyal yapıları (Camiler ve tekkeler), mezarlıklar, türbeler ve mahalleleri hakkında bilgiler verilmiĢtir.

Dördüncü bölümde “Ekonomi” baĢlığı altında Erbil'in ziraati, toprak düzeni, 1858 Arazi Kanunu'nun Erbil'e etkisi, Erbil'de iltizam uygulaması, Arazi-i Seniyye, Erbil halkının iktisadi durumu, ticaret, sanayi ve esnaf grupları hakkında bilgi verilmiĢtir.

Bu tezde yaklaĢık yüz Arapça, elli Kürtçe ve son olarak on beĢ Türkçe kaynak kullandık. ÇalıĢma konumun seçimi ve geliĢimindeki yönlendirmeleriyle, araĢtırmamın ortaya çıkmasında

(12)

XII

emeği geçen her türlü yardım ve desteğiyle hiç esirgemeyen değerli hocam Sayın Doç. Dr. Hüseyin MUġMAL'a samimî Ģükranlarımı sunarım.

ÇalıĢmam boyunca bilgi ve kaynak bakımından yol gösteren Sayın Prof. Dr. Alaattin AKÖZ, Prof. Dr. Doğan YÖRÜK, Yrd. Doç. Dr. Fikret ARSLAN, Prof. Dr. Osman ALĠ, Rawyar ABBAS, Özlem GÜLENÇ ve Didar OSMAN'a teĢekkürlerimi bir borç bilirim. Maddi ve manevi destekleriyle yanımda bulunan sevgili aileme, özellikle rahmetli annem, ve babama da teĢekkür ederim

Son olarak her konuda sabırla yardımcı olan eĢim Neda AHMED desteklerinden dolayı teĢekkür iletirim.

Hashim Jasim Mohammed TOONJĠ Konya, 2016

(13)

XIII KISALTMALAR * : Açıklama Notu b. : Baskı/ Basım B.M. : BirleĢmiĢ Milletler C. : Cilt Çev. : Çevirmen Doç. : Doçent Dr. : Doktor ĠÖ. : Ġslamiyetten Önce ĠS. : Ġslamiyetten Sonra MÖ. : Milattan Önce MS. : Milattan Sonra Prof. : Profesör s. : Sayfa S. : Sayı ss. : Sayfalar T.C. : Türkiye Cumhuriyeti TDV. : Türk Diyanet Vakfı TTK. : Türk Tarih Kurumu vb. : Ve benzeri, ve diğerler vs. : Ve saire Yay. : Yayınları Yrd. : Yardımcı yy. : Yüzyıl

(14)

1 GĠRĠġ

Kuzey Irak’ta yer alan Erbil kenti, çok uzun ve köklü bir tarihe sahiptir. Tarih boyunca Erbil'e bir çok devlet hakim olmuĢtur: Sümerler, Asurlular, Ahminiler, Sasaniler, Emeviler, Abbasiler, Selçuklular, Atabeyler, Osmanlıların egemenliğinde kalmıĢtır. Bu devletlerin zamanında Erbil, askerî, dinî ve ekonomik merkez olarak rol oynamıĢtır. Örneğin Asurlular döneminde Erbil, çok önemli askerî bir merkezdi; savaĢ tanrısı ĠĢtar'ın tapınağı da Erbil'deydi. Hadyab Devleti zamanında da baĢ Ģehir olarak önemli bir merkezi olmuĢtur. Büyük Selçuklulardan sonra kurulan Atabeyler döneminde de Erbil, kültürel ve içtimaî bir merkez idi. Özellikle Sultan Muzafferiddin Gökbörü döneminde kent büyük öneme sahipti. En eski dönemde inĢa edilen Erbil Kalesi, Osmanlılar döneminde de kullanılmaya devam etmiĢ ve hâlâ devam edilen bu kale, hâlâ dimdik ayakta olup Ģehrin önemli bir parçasıdır.

Bu önemine karĢın Erbil hakkında yapılan araĢtırmalar yetersizdir. Mevcut araĢtırmalar, ya 20. yüzyıldan sonraki dönemi kapsamakta ya da hatırat veya seyahatnameler Ģeklindedir. Bizim ele aldığımız dönem II. Abdülhamit Dönemi'dir. (M 1876-1908) Bu araĢtırmamızın amacı, Erbil tarihine katkıda bulunmak ve ileride yapılacak araĢtırmalara kaynaklık etmektir. Erbil Ģehri, incelenen dönemde, Halep, ġam gibi önemli birmerkez olmasa da, öncelikle Ģehrin bölgedeki öneminden, ikinci olarak da bu konu hakkında herhangi bir çalıĢma yapılmamıĢ olmasından dolayı çalıĢma konumuz olarak belirlenmiĢtir.

Erbil, bu dönemde, sadece önemli bir kaza merkeziydi. Eyalet merkezi olmaması kaynak sıkıntısını da beraberinde getirmiĢ olup daha çok Irak kütüphanelerinden ve Arapça kaynaklardan yararlanılmıĢtır. Birinci el kaynakların yokluğu, araĢtırmamızın en büyük eksiklikleri arasında yer almaktadır. Olanlardan yararlanarak 19. yüzyılın son çeyreğindeki Erbil’i ortaya konulmaya çalıĢılacaktır.

Tezimizle ilgili arĢiv malzemelerini imkanlarımız ölçüsünde kullandık. Türkçe kaynakların yanı sıra Arapça kaynakları tarayarak, Erbil kentinin tarihine ve bizden sonra yapılacak araĢtırmalara ıĢık tutmaya çalıĢtık. Bu tezin yararlı bir Ģekilde ortaya çıkması için Kuzey Irak'ta bulunan aĢağıdaki kurum ve kuruluĢlardan faydalandık:

Duhok ġehri'nde Duhok Üniversitesi Kütüphanesi, Erbil ġehri'nde Selahattin Üniversitesi Kütüphanesi, Erbil’de Muhammediye Camisi Kütüphanesi, Süleymaniye ġehrine bağlı Ranya Ġlçesi’nde Raperin Üniversitesi Kütüphanesi, Erbil’le Bağlı olan Soran Ġlçesi’nde Soran

(15)

2

Üniversitesi Kütüphanesi, Süleymaniye ġehri'nde Süleymaniye Üniversitesi Kütüphanesi ve ġerzat ġeyh Muhammed Ģahsi Kütüphanesi.

Tezimizin konusu Erbil Kazası'nın Sisayi, Sosyal ve Ekonomik Durumu (M 1876-1908) ilgili; bu uzun tarih içersinde ve bu döneme alması nedeni Sultan II. Abdulhamit'in zamanı olmasıdır. Zira bahsettiğimiz dönemi Birinci ve Ġkinci MeĢrütiyet hareketi yaĢandı ve Osmalı Ġmpratorluğu toprağı içersinde köklü değiĢimler yaĢandı. AraĢtırmamızda Erbil'in o dönemlerde siyasi, sosyal ve ekonomi durumu olarak ele aldık.

Salnâmeler, bilindiği gibi Osmanlı döneminde ilki 1848’de çıkarılan ve devlete ait yıllık bilgileri barındıran kitaplar olup hemen hemen devlet yıkılıncaya kadar düzenli olarak çıkarılmıĢtır. Buralarda Erbil’in idarî yapısıyla ve buna bağlı bazı temel bilgileri yer almaktadır. Bunun yanında, bir süre sonra, Osmanlı Devletinin eyaletlerinin de salnâmeler yayınladıklarını görüyoruz. Erbil’in bağlı olduğu Musul Eyaleti de 19. yüzyılın üçüncü çeyreğinden sonra salname çıkarmaya baĢlamıĢtır. Burada da, Erbil ile ilgili daha fazla bilgi bulunmaktadır. Bu kaynaklar, çalıĢmanın temelini oluĢturacaktır. Son olarak da, her ne kadar inceleme dönemini kapsamasa da, Erbil hakkında yazılmıĢ çeĢitli eserlerden de faydalanmaya çalıĢacağız. Bunlar arasında on cilt halinde yayınlanan Hawler Ansiklopidesi adlı eserde Erbil’le ilgili siyasi, tarihi, coğrafi, dini, ekonomi, sosyal vb. bigileri içermektedir.

1 - William Rupert HAY: Two Years Ġn Kurdistan 1918-1920. Birinci Dünya SavaĢını takip eden iĢgalin ardından Kuzey Irak’ta Ġngiliz Yönetimini kurma görevi ona verilmiĢtir. Hay, orda 1918 – 1920 yılları arası nda Erbil’de yaĢadı ve gördüklerini canlı bir Ģekilde anlattı.

2 – Guillaume Antoine Oliver: Rihlet Oliver ile'l-Irak 1794-1796. Ġtalyan seyyah ve Böcek bilimcisi olan Oliver 1794-1796 yıllarıarası Irak’ı gezdi ve yanında Erbil’i gezdi ve gördüklerini anlattı.

3 – Claudius James RĠCH: Rihlet Riç fi’l-Irak. Ġngiliz arkelok olan Riç, 1820 yılında Irak’ı (Ġçinde Erbil Dahil olmak üzere )ve Ġran’ı da gezdi ve gördüklerini anlattı.

4 – Carsten NĠEBUHR: el-Irak fi-l Karn es-Samn AĢar, Bu Alman seyyah 1774 yılında Irak’ı (Ġçinde Erbil Dahil olmak üzere)gezdi ve gördüklerini anlattı

5 – Sinan Marufoğlu: Osmanlı Dönemi'nde Kuzey Irak 1831-1914, kitabında 1831-1914 yılları arasında Kuzey Irak’ı siyasi, sosysl ve ekonomi yönlerden anlattı fakat Erbil küçük bir kaza olduğu için ona çok az değindi.

(16)

3

6 – Zubeyir Bilal ĠSMAĠL, (1938-1998) yılları arasında yaĢıyan Erbilli tarihçi ve arkelok, Erbil fi Edvariha et-Tarihiyye kitabında Erbil’i eskiden ta yakın zamanlara kadar anlattı. Ama daha fazla eski tarihe ağırlık verdi. Ulema ve Medaris Erbil adlı diğer bi kitabında da Erbil geçmiĢ ve yakın dönemlere doğru dinadamları ve dini medreseleri anlatmıĢtır. Ulamauna fi Hidmet el-Ġlm ve’d-din adlı diğer bir kitabında da Erbil alimlerinin tarihlerini anlattı. ġeyh Çöli adlı diğer bir kitapta da ġeyh Çöli Camisi’ni anlatmıĢtır.

7 – Ġbrahim Halil EL-ALLAF, Tarih el-Vatan el-Arabi fi-l Ahd el-Osmani 1516-1916, adlı kitabında 1516-1916 yılları arasında arap yurdunun siyasi tarihini anlattı. Burada Erbil’den de az bir Ģekilde vsözetmiĢtir.

8 – Halil Süleyman El-ASSAFĠ, Lamahat Ġçtimaiyye min Tarih Erbil adlı kitabında Erbil’in Osmanlı Dönemi’nin sonlarından ta yakın döneme kadar Erbil’in sosyal hayatını kapsamlı bir Ģekilde el almaıĢtır.

9 – Abbas EL-AZZAVĠ, 1890-1971 yılları arasında yaĢıyan tarihçi, edebiyatçı ve avukat olan el-Azzavi, el Irak Beyne-l Ġhtilaleyin adlı kitabında Irak’ı 1258-1917 yılları arası Irak’ın tarihini sekiz ciltte anlatmıĢtır. Osmanlı’nın son dönemini kitabının son cildi olan sekizinci ciltte anlatmıĢtır. Burada Erbil’den az söz etmiĢtir. Fakat Erbil’in 1880 kıtlığına daha fazla önem vermiĢtir ve onu güzel bir Ģekilde anlatmıĢtır.

Tarihçi, Erbil fi Muhtelif el-Usur diğer bir kitabında Erbil’in uzun siyasi, dini ve sosyal hayatını çok kısa bir Ģekilde eskiden ta yakın bir zamanına kadar anlatmaktadır. Burada bazı konulara önem vermiĢ ve bazı konuları da çok özet bir Ģekilde anlatmıĢtır.

10 – Muhammed Emin ZEKĠ: 1880-1948 yılları arasında yaĢıyan tarihçi, Hulasat Tarih el-Kurd ve Kurdıstan min Akdem el-Usur et-Tarihiyye adlı kitabında Kürtlerin eski çağlardan beri ta yakın döneme kadar Kürt tarihini anlatmaktadır. el-Kurd ve-l Devle eL-Osmaniyye ve Mavkif Ulema eL-Kurd fi Ahd es-Sultan Abdülhamid min ed-Devle el-Osmaniyye adlı kitabında da Osmanlı Dönemi’ndeki Kürt dinadamlarını anlatmaktadır.

11 – Abdürrazzak EL-HĠLALĠ; et-Talim fi-l Irak adlı kitabında Osmanlı döneminin sonlardan ta Ġngiliz Dönemlerinin sonlarına kadar anlatmaktadır.

12 – Ömer ġeyh Latif BERZENCĠ, GeĢtek be Nav Tekyev Mızgevtekani Hawler adlı kitabında Erbil’in merkezi ve Erbil merkezi dıĢında bulunan bazı camileri ele alarak kapsamlı bir çalıĢma yapmıĢ.

(17)

4

13 – ġakir ZABIT: Mucez Tarih et-Turkman fi'l-Irak adlı kitabında Türkmen tarihini özet bir Ģekilde anlatmıĢtır.

14 – ġerzad ġeyh MUHAMMED: el-Asar ed-Diniye fi Erbil el-Mekabir ve-l Mesacit ve-l Cevami ve-l Tekaya el-Kadime fi Erbil, Burada yazar Erbil’deki eski mezarlık, mescit, cami ve tekkelerden sözetmektedir.

15 – HaĢim Hızayyır EL-CENABĠ: Medinet Erbil-Dirase Tarihiye fi Coğrafiyet el-Hazar. Burada yazar Erbil’in coğrafyasından ve Ģehrin planından sözetmektedir. Yazar Erbil’in çarĢıları, mahalleleri, yolları vb. Ģeylerden sözetmektedir.

16 – Naznaz TAWFĠQ, Irak - Erbil Yöresi Mezar Kültürü, Nevşehir Hacı Bektaşi Veli

Üniversitesine sonulan bu Yüksek Lisans Tezi‟nde, yazar Erbil‟in mezar, Türbe ve mezar kültüründen detaylı bir şekilde sözetmektedir

17 – Bahri FETTAH: Erbil Şehrinin Nüfus Coğrafyası, Ġzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’ne

sunulan bu Yüksek Lisans Tezi’nde Yazar Erbil’in nufüs coğrafyasından sözetmektedir. Ayrıca Burada Ģehrin planından da sözetmektedir.

18 – Sözlü Kaynaklara gelince: iki görüĢme yaptık. Birincisi 15.03.2016 Tarihinde 1936 Doğumlu Hacı Casim Muhammed Kasım, ile Bir GörüĢmedir. Ġkincisi de 19.03.2016 Tarihinde 1930 Doğumlu Hacı Kelsum Muhammed Kasım ile Bir GörüĢme.

Erbil Çoğrafyası

Erbil, bugünkü Irak'ın kuzeyinde olup 415 metre rakıma sahiptir. Erbil'in kuzey doğusunda Ġran, kuzeyinde Türkiye, doğusunda Irak'ın Süleymaniye kenti ve batısında Musul eyaleti yer almaktadır. Güney ve güney doğusunda yine Irak'ın Kerkük Ģehri bulunmaktadır.1

Erbil, Türkiye'ye Musul ve Zaho'dan geçmek koĢuluyla 206 km uzaklıktadır. Kuzeydoğuda Ġran'a Hacı Umaran yolu mesafesiyle 187 km uzaklıktadır. Güney tarafından Kerkük'ten 96 km uzaklıktadır. Batıdan da Musul'a 87 km mesafededir. BaĢkent Bağdat ile de arasında 346 km bulunmaktadır.

Erbil her iki Zap'ın (Büyük Zap ve Küçük Zap) arasında bir mevki iĢgal etmektedir. Büyük Zap, Erbil'den 30 km ve Küçük Zap ise 50 km uzaklıktadır.2 Erbil Kazası'nın büyüklüğü salnamelerde, uzunluğu 40 gün ve eni de 20 gün yürüme mesafesi olarak tarif edilmiĢtir. Erbil

1

Abdullah Gafur, Coğrafiyet Kurdıstan, Apik Basımevi, Stokholm, 1996, s. 272.

2

(18)

5

Ģehrinin coğrafî konumu 35-36 enlemleri ile 44-45 boylamları arasındadır. Yine salnamelerde, Ģehrin güney doğusunda Köysancak Kazası ile Ranya Kazası, batısında ise Musul ve Büyük Zap Nehri bulunmaktadır. Güney batısında Altun Köprü, kuzeyinde de Ravanduz Kazası vardır.

Erbil coğrafi sınırları içersinde akarsu bulunmamaktadır. En yakın büyük akarsu batısından yaklaĢık 40 km uzağından geçen Dicle Nehridir. Böylece hem bölge hem de Ģehir akarsulardan mahrum olduğu için su ihtiyacını yapay dehlizlerden karĢılamaktadır. Yaz mevsiminde sıcaklık ortalaması 40 derece civarındadır.3 Erbil iklimi genel olarak kıĢın soğuk ve yağmurlu, yazın ise sıcak ve kuraktır.

Yıllık yağıĢ oranı Ģehir içerisinde bölgesel farklılıklar arz etmektedir. ġehrin güneyinden kuzeyine doğru bir yağıĢ oranı artmaktadır. Güney bölgelerinin fazla yağıĢ almadığı kuzey bölgelerinin ise hem yağıĢının fazla olduğu hem de kıĢ mevsiminde kar Ģeklinde yağıĢlar aldığı görülmektedir. Yağmur oranı yıldan yıla değiĢmektedir. Erbil'in bazı bölgelerinde yağmur oranı 480 mm’dir ve bu oran dağlık bölgelerde 1000 mm'ye kadar çıkmaktadır. Ama yıllık yağıĢ ortalaması 380 mm'dir.4

Erbil ve genel olarak Kuzey Irak'ta yağıĢ, Ekim ve Mayıs ayları arasında yağar, yaz döneminde ise bulutluluk ve yağıĢ miktarı azalır. Erbil'de yağıĢlı gün sayısı 55-60 gün arasındadır. Kuzey Irak, güneyinden farklı olarak ilkbaharda da yağıĢ almaktadır; bu da ziraat ürünlerinin yetiĢmesine olumlu yönde etki etmektedir. Erbil ve çevresinde kurak iklim tipi egemendir. Bu nedenle bitki örtüsü step ve ağaçlı steptir. Doğu ve kuzeydeki dağlık alanlara doğru, ağaçlı stepler yerini çalılık ve kızılçam örtüsüne bırakır.5

Erbil Kazası'nda iki büyük sıradağ vardır.6

Birincisi Büyük Zap Nehri'nden Küçük Zap Nehri'ne kadar uzanan ve üzerinde Caluk, Zoruk ve Zrav adlı tepelerin bulunduğu sıradağlardır. Ġkincisi ise Dicle Nehri'nden Küçük Zap Nehri'ne kadar uzanan Karaçuğ sıradağlarıdır. Sıradağların arasında bölgede üç ova oluĢmuĢtur. Birincisi Erbil Ovası'dır. Bu ovanın çevresinde Ravanduz Dağları, Köysancak Kazası, Zoruk ve Zrav dağları ile Büyük Zap ve Küçük Zap nehirleri bulunmaktadır. Ġkincisi ġemamık ve Kendinave Ovası'dır. Bu ova Üç tepe, Karaçuğ, Büyük ve Küçük Zap'a kadar uzanan bölgededir. Üçüncü ova ise Karaçuğ Ovası'dır. Bu ova Karaçuğ, Dicle ve Küçük Zap nehirlerine kadar

3

Musul Vilayeti Salnamesi, H 1312/ M 1894, s. 217.

4

HaĢim Yasin Hamedemin, “ġeveni Hawler”, Hawler Ansiklopedisi, 1. baskı, C. 1, Grin Galeri Basımevi, Lübnan, 2009, s. 34.

5

Bahri Fettah, Erbil Şehrinin Nüfus Coğrafyası, (BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Dokuz Eylül Üniversitesi, Ġzmir, 2000, ss. 3-5.

6

(19)

6

uzanan ovadır. Buradaki ovalarda akarsu bulunmamasına rağmen su ihtiyacı dehlizlerle karĢılanabilmektedir. Bu duruma karĢın Erbil Kazası'nın toprakları nispeten verimlidir. Özellikle Karaçuğ Ovası'nın toprakları oldukça verimlidir.

Hayvancılık da Erbil'de oldukça yaygındır. Hayvancılığa karĢın 19. yüzyılın sonlarında buralarda terk edilmiĢ köyler bulunmaktadır Erbil Ģehri, konumu gereği Irak'ın güneyinden Türkiye'ye, batısından Ġran'a ulaĢan karayolları üzerinde yer alır. Bu durum geçmiĢten günümüze Erbil’in önem arz eden bir ticaret merkezi olmasını da sağlamıĢtır.7

1876 Yılına Kadar Olan Erbil Tarihi

Erbil, kuruluĢu milat öncesine dayanan bir Ģehirdir. Tarih olarak MÖ 6000 yılına kadar gitmektedir. Kaynaklardan edinilen bilgilere göre kurulduğu ilk zamanlardan beri ziraî amaçlı kullanılan bir bölgedir.8

Erbil sözcüğü eski kaynaklarda farklı adlarda kaydedilmiĢ ve zamanla bu adlar değiĢikliğe uğramıĢtır. Erbil adına ilk olarak MÖ 2000 yıllarında yaĢayan Sümer Kralı ġölke dönemi kaynaklarında Ourbillion veya Ourbilum olarak rastlanmaktadır.9

Bu ad Akadlar döneminde ve özellikle Neramsin (MÖ 2291-2251) zamanında Ourbell olarak görülmektedir.10 Fakat Asurların çivi yazılarında Ģehrin adı bugünkü adıyla yani Erbil veya Erbil-İştar Ģekliyle geçmektedir. Bu ad Asurların tapınağı olan Egashan-klama yani Bölgenin Büyük Evi anlamına gelmektedir.11 Ahmini (AhmeniĢler) döneminde ise Ģehrin adına Arbela kaydı düĢülmüĢtür. Arap ve Ġslam kaynaklarında günümüzdeki kullanımdan farksız olarak Erbil adı geçmektedir. Osmanlı Devleti hâkimiyeti altında kaldığı zamanlarda da Arapların kullandığı ad korunmuĢ ve Ģehrin adı

Erbil olarak Osmanlı kayıtlarına geçmiĢtir.12

1905 yılında Alman araĢtırmacı Oskar Man tarafından derlenen Ģiirlerden meydana gelen

Tuhfay Muzaffariye adlı kitapta Ģehir için Hawler (Hawler) adı kullanılmıĢtır.13 Görüldüğü gibi

Erbil Ģehri farklı zamanlarda muhtelif adlarla anılmıĢtır (Ourbillion, Arbela, Erbil, Havler.)14

Bu bölgede yaĢayanlar için ortak din Ġslam ve ortak dilde Arapça ve lehçeleri olduğu için Erbil ve

Hawler sözcükleri kullanılmaya devam etmiĢ fakat diğerleri zamanla unutulmuĢtur. Erbil adının

7

Musul Vilayeti Salnamesi, H 1330/ M 1912, s. 279.

8

Erbil Belediyesi, Erbil fi Erbaat Avam, Dar el-Cumhuriye Basımevi, Bağdat 1968, s. 29.

9

Ġsmail ġükür, Erbil Dirase Tarihiyye ve Devriha es-Siyasi ve'l-Fikrî 1939-1958, Binayi Basımevi, Süleymaniye 2008, s.18.

10

Ferhat Pirbal, Kronoloci Havler la Konava ta 1958, 1. baskı, ġehap Basımevi, Erbil 2008, s. 5

11

Zübeyir Bilal Ġsmail, Erbil fi Edvariha et-Tarihiyye, Numan Basımevi, Necef 1970, s. 61.

12

Cemal Baban, Esma el-Mudun el-Irakiyye, Bağdat Yayınevi, Bağdat 1986, s. 16.

13

Hadi ReĢit ÇavuĢli, Turas Erbil et-Tarihi, Kültür ve Gençlik Genel Müdürlüğü Basımevi, Bağdat 1985, s. 17.

14

(20)

7

anlamına gelince, birçok kaynak Erbil sözcüğünün iki farklı sözcükten meydana geldiğine dair görüĢ birliği içindedir. Buna göre Erbil kelimesi, dört anlamına gelen arba ve Tanrı anlamındaki

ilah sözcüklerinin kaynaĢması sonucu ortaya çıkmıĢ olup Dört Tanrı Şehri anlamında

kullanılmaktadır. Bu adlandırma ilk olarak Asurlar dönemine ait kaynaklarda göze çarpmaktadır.15

Bunun yanı sıra Erbil kelimesine farklı yorumlar getirenler de olmuĢtur. Bunlardan ilki Erbil’in asker veya adam anlamındaki er ve tanınan anlamındaki bil sözcüklerinin kaynaĢması sonucu oluĢtuğu öne süren ve Erbil kelimesinin Tanınan Adam anlamına geldiğini ifade eden görüĢtür. Ġkinci olarak öne sürülen farklı bir görüĢ ise Suudi Arabistanlı tarihçi Muhammed bin Ahmet Tekiddin'in el-Akd el-Semn fi Tarih Beled el-Emin adlı kitabında kaydettiği Erbil’in Hz. Ġsmail'in bir oğlunun adı olduğuna dayanmaktadır.

Son olarak hepsinden farklı bir görüĢ ortaya atılmıĢtır. Buna göre Ģehrin adı Erbil değil Hawler'dir. Hawler, gökyüzü anlamındaki hava ve leylek sözcüğünün diğer bir kullanımı olan lel sözcüklerinin birleĢmesiyle oluĢmuĢtur. Bu adlandırma gökyüzünde çok sayıda leyleğin bulunmasına dayandırmaktadır.16

Eski Çağlarda Erbil Tarihi

Sümerler, Şolke (MÖ 2048-2095) yönetiminin 48. yılında Erbil Kalesi'ne saldırır ve kaleyi ele geçirirler.17 O dönemde Erbil küçük bir köydür. Sobartiler onu geniĢletir ve Ģehir haline getirirler, adını da Ourbilliom koyarlar. Bunun üzerine Akadîler karĢı saldırıya geçerler ve Sümerlere karĢı zafer elde ederler. Sercun-i Akadî (Büyük Sargon MÖ 2279-2234 birkaç yıl Erbil'i iĢgal eder. Böylece Akadîler kuzeyden güneye kadar tüm yolları kontrol altına almıĢ olur.18 Her ne kadar bu dönemde Erbil civarında Lolobi ve Gutiler gibi güçlü milletler yaĢamıĢsa da Akadîler Erbil'i kontrol altında tutmayı baĢarmıĢlardır.19

Bu durum MÖ 1500 yıllarına kadar devam eder. Bu tarihten sonra Erbil, Mitani (Mittaniler) ve Horilerin (Hurrililer) eline geçer. Bunlar, Erbil ve Mezopotamya'nın kuzeyini tamamen egemenlikleri altına alırlar. Milattan önceki Erbil'in altın çağı diyebileceğimiz en parlak dönemi ise Asurlar dönemidir. Zira bu dönemde Erbil, önemli bir dinî merkez haline gelmiĢtir.

15

Selam Ahmet, Tarih Şehrezur fi'l-Usur el-Abbasiyye, Erbil Ekadimiyesi, Erbil 2012, s. 31.

16

Hadi ReĢit ÇavuĢli, Turs Erbil, s. 17.

17

Zubeyir Bilal Ġsmail, “Hawler le Mejuda”, Hawler Ansiklopedisi, 1. baskı, C. 2, Grin Galeri Basımevi, Lübnan 2009, s. 532.

18

Seyyid Mevlüt Behali, Hawlerim Vadiva Vabistuva, Kültür Bakanlığı Basımev, Bağdat 2011, s. 7.

19

(21)

8

Asurların tanrısı olan İştar Erbella için ibadetler hep burada yapılır olmuĢtur. Krallar savaĢa gitmeden önce ĠĢtar tapınağa giderek orada sabaha kadar tanrıdan düĢmanlara karĢı zaferi elde etmek için dua ederlerdi.20 Bu durum Erbil'in ekonomik ve askeri alanlarda de ilerlemesini sağladı. Bu zamanda Erbil için yapılan en önemli proje Senharip (MÖ 705-681) döneminde tatlı suyu, Bastura'dan, Erbil Kalesi'nin içine kadar getirmekte kullanılan kanaldır.21 Asurlar Devleti'nin Midiler tarafından yıkılmasıyla birlikte Erbil, Midi Ġmparatorluğu'nun bir parçası olur. Dinî mekânlar dıĢında, Erbil'in diğer yerleri büyük tahribata uğrar.22 MÖ 331 yılında önemli bir tarihi olay gerçekleĢir. Ġskender liderliğinde Yunanlılar Erbil'in kuzeyinde bulunan Büyük Zap Nehri'ne kadar gelirler. Burada çok büyük bir savaĢ gerçekleĢir. Burada Ġskender’in ordusu Pers Kralı 3. Dara'nın ordusunu yener ve Yunanlar savaĢı kazanırlar.

Bu savaĢ tarihte Gaugamela veya Arbela Savaşı adıyla geçmektedir.23

Bu savaĢtan sonra Erbil, Ġskender'in hâkimiyetine geçer. Ġskender burada birkaç gün kaldıktan sonra seferlerini devam ettirmek için Ģehirden ayrılır. Ölümünün ardından Ġskender'in devleti üç bölgeye bölünür ve Erbil, Slukilerin (Slevkos Ġmparatorluğu, MÖ 312-MÖ 64) hâkimiyetine girer. Daha sonra Erbil, 100 boyunca (MS15-MS 116) Hedyab (Adiyabena) bölgesinin baĢkenti olur.24 Slukilerin zayıflamaları ve tarih sahnesinden çekilmelerinin ardından sahada EĢkaniler (Partlar) (MÖ 247-MS 224) adında diğer bir güç ortaya çıkar. Bunlar, Yunanları Ortadoğu'dan uzaklaĢtırmıĢ ve Ġran ile Mezopotamya'da hâkim olmuĢtur. EĢkaniler'in hâkimiyeti süresince, Erbil'in dinî açıdan önem arz etmektedir. Zira Erbil'de Tanrı ĠĢtar Mabedi bulunuyordu.25

EĢkaniler'den sonra MÖ 83 yılında Ermenler burayı iĢgal eder ve bu iĢgal Kral Ġzat (Ġzates-MS 36-60) döneminde dahada kuvvetli Ģekilde kendini hissettirir.26

Fakat MS 115 yılında tekrar EĢkaniler ortaya çıkar. Erbil, Rum ve EĢkaniler arasında savaĢ sahası haline gelir. SavaĢlar sonucu Erbil, Gergelay döneminde Rum hâkimiyetinde girer. EĢkaniler'de istiladan korktukları için krallarını oldukları mezarlıktan çıkarırlar.27

Miladî 3. y.y. ilk çeyreğinde Erbil Ġse Sasani

20

DilĢat Zamva, “Kronoloci Hawler 6500-242 PeĢ Zayin”, Hawler Ansiklopedisi, 1. baskı, C. 2, Grin Galeri Basımevi, Lübnan 2009, s. 570.

21

Avni Sebavi, “Hawler le Serdemi AĢuriyekan”, Hawler Ansiklopedisi, 1. baskı, C. 3, Grin Galeri Basımevi, Lübnan 2009, s. 989.

22

E. M. Diyagnof, Midya, (Çev. Burhan Kani), Kültür Bakanlığı Basımevi, Erbil 2008. s. 387.

23

Cemil Muhammed Mustafa, Vaka-i Maraket Gogamela, Havar Basımevi, Duhok 2010, s. 32.

24

Suheyle Mecit, “Erbil le Mavey Dagirkırdini Slokiu Ahmini”, Hawler Ansiklopedisi, 1. Baskı, C. 3, Grin Galeri Basımevi, Lübnan 2009, s. 133.

25

Zubeyir Bilal Ġsmail, Erbil fi Edvariha et-Tarihiyye, s. 97.

26

Ahlam Talibi, Mejuy Hawler, Hawler Ansiklopedisi, 1. baskı, C. 3, Grin Galeri Basımevi, Lübnan 2009, s. 978.

27

(22)

9

Ġmparatorluğu'nun kurucusu 1. ErdeĢir'in eline geçer ve Müslüman Arapların fethine kadar yaklaĢık 400 yıl bir Ġran Ģehri olarak kalır.28

Dinî tarihine bakarsak, Hıristiyan yazar Edward Zahav'ın belgelerine göre (Bu belgeler Süryanicedir) Erbil'e M. 116 yılında Hristiyanlık girmiĢ ve yaklaĢık 500 yıl devam etmiĢtir. Bu sürede Erbil bir Hıristiyan Ģehridir.29

Hıristiyanlığın yayılmasının ardından Sasani Kisrası 2. ġapur'da M 538 yılında Hıristiyanlığı kabul eder ve Erbil'deki ZerdüĢtlerin tapınaklarını yıkarak kilise yaptırır.30

Ġslami Döneminde Erbil

Erbil'in Hz Ömer'in bölgeye tayin ettiği ilk vali Ġyaz bin Ganem veya onun vefatından sonra M 641 yılında Musul valiliğine getirilen Utbe bin Ferkad es-Sülemi tarafından M 639 veya M 641 yılında fethedildiği tahmin edilmektedir.31 Ġslam tarihçileri hiçbir Ģekilde Erbil'in ve Ģehir kalesinin Ġslam hâkimiyetine nasıl girdiğinden söz etmezler. Her iki taraf arasında anlaĢma yapılıp yapılmadığı da bilinmemektedir. Bilinen tek Ģey Erbil yakınlarında Haza adlı bir bölgede bir savaĢın yapıldığı ve bu savaĢta Müslümanlar'ın zaferi elde ettiğidir.32

Emeviler döneminde Erbil'den çok nadir söz edilmemektedir. Bunun sebebi de bütün olayların Hilafet merkezinde gerçekleĢmesi veya Rum ve Sasaniler arasında gerçekleĢen savaĢlardan dolayı Erbil'nin harabe bir Ģehir haline gelmesi olabilir. Abbasiler döneminde de Erbil'den bahsedilmektedir. Belâzürî, Futuh el-Buldan adlı kitabında Erbil hakkında tek bir satır bile yazmamıĢtır.33

Fakat Ġbnuü'l-Esir el-Kamil fi't-Tarih adlı eserinde Emevilerin döneminin sonunda Abbasiler ile gerçekleĢen iki çatıĢmadan söz etmektedir. Birinci askerî çatıĢma 749 yılında Emevî Abdullah bin Mervan ve Abbasî Osman bin Sufyan komutasındaki askeri birlikler arasında gerçekleĢen çatıĢmadır. Bu çatıĢmayı Abbasiler kaybeder.34

Ġkinci çatıĢma ise 750 yılında Erbil kuzeyinden birkaç mil uzak olan Hase Nehri'nin yanında Emevi Halifesi Mervan Bin Muhammed ve Abbasi Komutanı olan Abdullah bin Ali arasında gerçekleĢen çatıĢmadır. Burada Emevi hilafeti birden bire yok olmuĢtur.35 Ġslam Ģehirlerinde Erbil'den söz eden ilk yazar

28

Sami es-Sakkar, “Erbil”, İslam Ansiklopedisi, s. 272

29

Edward Zahav, Kronoloci Hawler, (Çev, Abdulmümin DeĢti), ġehap Yayınevi, Erbil 2012, s. 39.

30

Seyyid Mevlüt Behali, Hawlerim Vadiva, s. 28.

31

Sami es-Sakkar, “Erbil”, İslam Ansiklopedisi, Türk Diyanet Vakfı, C. 11, TDV, Ankara 1995, s. 272

32

Ahmet Mirza, “Hawler le Serdemi Futuhati Ġslamida”, Hawler Ansiklopedisi, 1. baskı, C. 3, Grin Galeri Basımevi, Lübnan 2009, s. 1081.

33

Zubeyir Bilal Ġsmail, “Hawler le Sereta Hatıni Ġslam da”, Hawler Ansiklopedisi, 1. baskı, C. 2, Grin Galeri Basımevi, Lübnan 2009, s. 1096.

34

Ġbnü'l-Esîr, El-Kamil fi't-Tarih, (Çev. Zahir Muhammed), Çuvar Çra Basımevi, Süleymaniye 2008, C. 8, s. 1054.

35

(23)

10

Ġbn Hurdâzbih'dir. Ġbn Hurdâzbih, 9. y.y. el-Mesalik ve-l Memalik adlı kitabında Erbil'den söz etmektedir.36 Hezbanilerin (Hadhabaniler) ortaya çıkmasıyla Erbil'in yıldızı yeniden parlar. Zira bunlar Erbil'i kendilerine baĢkent yaparlar. Ġlk olarak Hezbaniler, Ebu Heccan Hamdanîlerin emiri olan Emir Muhammed bin Bilal ile çatıĢmaya girerler. H 905 yılında Hazır Nehri yakınlarında iki taraf arasında savaĢ gerçekleĢir ve Abbasiler, Hamdanileri desteklediği için Hamdanîler zaferi elde ederler. Böylece Hezbanîler, Hamdanîlerin hâkimiyetini kabul etmek zorunda kalırlar. Bunun ardından Hamdanîler, Hazbanîleri Haza bölgesinde yerleĢtirirler.37

Her ne kadar bu dönemde çatıĢmalar devam etse de, Erbil birkaç yıl huzur içinde yaĢadı.38

Uzun bir süre sonra Hamdanî egemenliğinden sonra Selçukların ortaya çıkmasıyla birlikte Hamdanîler zayıflamaya baĢlar.39

Bu arada H 1106 yılında Hezbanilerin lideri Ebu'l-Heca bin Musuk el-Hezbani bölgede yönetimi ele geçirir. Hezbaniler, geçmiĢin intikamını almak için Selçuklu Sultan Mahmut (M 1117-1130) ile Abbasi Halifesi; Halife el-MusterĢit Billah arasında çıkan çekiĢmede Selçukları destekler. Sonuçta Selçuklular galip gelir ve halifenin yetkisini sınırlarlar. Selçuklular, Hezbanileri ödüllendirerek onlara büyük yetkilerle birlikte birçok bölgenin de hâkimiyetini verirler. Hezbaniler de Erbil'i kendi emirliklerinin baĢkenti olarak ilan ederler. Bu dönemde büyük âlimler ortaya çıkmıĢtır. Bunlardan en meĢhuru Ebu Ahmet el-Kasım Muhammed bin Muzaffer Ali eĢ-ġehrezurî eĢ-ġeybani el-Erbilli idi. Erbilli, Musul ve Cezire'de fıkıh konusunda kadılık yapmıĢtır.

Ayrıca önemli isimler arasında Erbil kadısı Ebu Ahmet de bulunmaktadır.40

Her ne kadar Hezbaniler, Erbil'i bağımsız olarak yönetmiĢlerse de bunlar Selçukluların hâkimiyetindeydiler ve onlara bağlıydılar. Selçuklulara yıllık 3000 dinar vergi ödemiĢler,41

Selçuklular da, buna karĢılık olarak onlara saldırmamıĢlar ve onları düĢmanlarından korumuĢlardır.42

Selçukluların zayıflamalarından sonra bölgede diğer bir güç çıktı o da Atabekler idi. Bunların hâkimiyetleri Ġmadüddin Zengi liderliğinde Musul, Halep ve ġam'a kadar uzandı.43

Musul Atabeği Ġmadüddin Zengi H 1132 yılında Erbil'i ele geçirince burayı kumandanlarından Zeynüddin Ali Küçük'e ikta

36

Hekim Ahmet, “Hawler lay Rojhalatnasanu Geride Rojavayiyekan”, Hawler Ansiklopedisi, 1. baskı, C. 2, Grin Galeri Basımevi, Lübnan 2009, s. 1103.

37

Ahmet Abdulaziz, “MirniĢini Hezbaniyekan”, Meju, S. 2, Bahar 2007, s. 19.

38

Seyyid Mevlüt Behali, Hawlerim Vadiva, s. 8.

39

Muhsin Mohammed Hüseyin, Erbil fi'l-Ahd el-Atabeki, Asaad Yayınevi, Bağdat 1976. s. 40.

40

Muhsin Mohammed Hüseyin, Erbil fi'l-Ahd el-Atabeki, s. 42.

41

NiĢtiman BeĢir Muhammed, Kurt ve Selcuki Lekolineveyik le Peyvendi Siyasiyekan, Mukiryani Yayınevi, Süleymaniye 2006, s. 282.

42

NiĢtiman BeĢir Muhammed, Kurt ve Selcuki, s. 301.

43

(24)

11

etti.44 Sonra Mücahidüddin Kaymaz ortaya çıkmıĢ ve bu isim Erbil'de bazı reformlar yaparmıĢtır. Bu reformların en önemlisi el-Mucahidiye adıyla bir okul açmasıydı. Bu kiĢi Ģiir de yazardı. Âlim ve fıkıhçılara da önem verirdi.45

H 1168 yılında Zeynüddin Ali Küçük'ün vefatından sonra Muzaffereddin Gökbörü yönetime geçti. Fakat küçük yaĢından dolayı Mücahidüddin'in gözetiminde kaldı. Erbil Muzaffereddin Gökbörü döneminde birçok alanda ilerleme kaydetti.

Burada Erbil'in altın çağı baĢlamaktadır. Bu dönemde büyük projeler yapıldı. Ayrıca birçok önemli yapı inĢa edildi. Bu dönemde kültüre de önem verildi. Sonradan ona Sultan unvanı verildi. Sultan Muzaffereddin, Erbil'de iki cami yaptırdı. Birincisi kale içindeydi. Bu cami hem ibadet için ve hem ilim tahsili için kullanılırdı. Ġkinci cami Ģehrin alt kısmındaydı ve o camiye yüksek bir minare yaptırdı. Bu minare sonradan Çöli Minaresi adını aldı.46

Ayrıca Muzafferiyye, adında bir okul açtırdı. Bu okulda, hem Ģehir içinden hem de Ģehir dıĢından öğrenci okumaktaydı.47

Sultan Muzaffereddin, devamlı âlimlerin toplantılarına katılırdı.48 Bu dönemde Ġbnü'l-Mustevfi adıyla tanılan ġerefeddin ebi'l-Mubarek Bin Ahmet el-Erbilli, Tarih-u Erbil adıyla da bilinen Nebahetü-l Beled el-Cemil fimen Veredehu Mine'l-Emasil adlı 4 ciltlik bir kitap yazdı. Aynı zamanda bu kiĢi Sultan Muzaffereddin 'in danıĢmanı idi.49

Sultan Muzaffereddin, Erbil'e gelen misafir, turist ve tacirler için bir kervansaray ve hastane yaptırdı.50

Ayrıca bir yetim evi ve bir darülaceze de yaptırdı. Bunlara maaĢ bağladı ve onları sık sık ziyaret ederek; bu kurumlara ücretsiz su ve yemek temin etti.51 Ayrıca dul kadınlara bir ev yaptırdı ve kimsesiz çocuklara önem verdi.52

Kendi adına para da bastırdı ve bu paraların örnekleri bazı ülkelerin müzelerinde halen teĢhir edilmektedir.53

Sultan Muzaffereddin, Hz. Muhammed'in doğumunu kutlayan ilk kiĢidir. Hz. Muhammed’in doğum gününden tarihinde birkaç ay önce Erbil Ģehri süslenir ve o gün için hazırlanırdı. BaĢka yerlerden halk davet edilir ve fakirlere yardım dağıtılırdı. Kendisi mevlit hazırlıklarını takip ederdi. Siyasi iliĢkilere de önem verdi ve Mısır ile çok güçlü bir iliĢki kurdu. Mısır ile bilim alıĢveriĢi yaptı ve ilim öğrenmek

44

Sami es-Sakkar, “Erbil”, İslam Ansiklopedisi, s. 273.

45

Ersen Musa, “Devr Mücahidüddin Kaymaz fi Siyaset Erbil ve'l Musul”, Selahaddin, S. 2, Erbil 1990, s. 28

46

Ġbnü'l-Mustevfi, Tarih-u Erbil, (Tahkik. Sami Ebusseyid, el-Mekebe el-Vataniyye), Bağdat, 1980, s. 86.

47Erbil Belediyesi, Erbil fi Erbaat Avam, s. 16. 48

Muhammed Ali Karadaği, “Mejeuy Hucrev Medresekani Kurdıstan”, Vatan, Erbil 2011, s. 22

49

Ġbnü'l-Mustevfi, Tarih-u Erbil, s. 86.

50

Seyyid Mevlüt Behali, Hawlerim Vadiva, s. 9.

51

Hüsammeddin En-NakĢabendi, “Hutat Erbil fi kitap Ġbn'l-Mustevfi”, Abhas, Erbil, Sayı 1, 1989, s. 143.

52

Muhsin Mohammed Hüseyin, Erbil fi'l-Ahd el-Atabeki, s. 262.

53

Abdullah HurĢit, “Hawler ve Bınkey Para Ledan le Serdemi Muzafferddin”, Hawler Anseklopedyesiı, C. 3, Grin Galeri Basımevi, Lübnan, 2009, s. 1195.

(25)

12 amacıyla Mısır ve ġam'a öğrenciler gönderdi.54

Musul Atabeyleri, Abbasi Halifesi ve Celaleddin Harezmî ile iyi iliĢkileri kurdu.55

Böylece Erbil, Sultan Muzaffereddin döneminde büyük bir uygarlığa sahip oldu. Ġslam seyyahı Kazvini (H 605-682/ M 1208-1238) Sultan Muzaffereddin'i Ģöyle tasvir veya tarif etmektedir:

“Sultan Muzaffereddin Gökbörü, çok yiğit biriydi ve cömertlikte örneği yoktu. Çok yumuĢak ve iyi huylu olduğu için halk onu severdi. Bilime çok önem verdi.”56

Erbil önemli bir ilim, sanat ve ticaret merkezi olarak geliĢti. Özellikle bu dönemde, eskiden mevcut olan Rabaz ve Kale medreseleriyle birlikte sayısı üçe çıkan medreseler, buraya her taraftan gelen âlim, Ģair ve ediplerin buluĢma yeri haline geldi. Oğlu olmayan Gökbörü'nün ölümü üzerine Erbil bölgesi vasiyet yoluyla M 1232 yılında Abbâsi Halifesi Mustansır-Billah'ın eline geçti.57 Erbil'in bu refah durumu Moğolların geliĢine kadar devam etmiĢtir. Moğollar, Ġslam Dünyası'na saldırmasıyla birlikte Hülagü, Süleymaniye'yi iĢgal ettikten sonra harabeye çevirir ve ardından Erbil'i kuĢatır. M 1258 yılında Hülagü'nün ordusu, Erbil'i iki yönden kuĢatıp abluka altına alır. Erbil Kalesi, Hülagü'ye karĢı bir süre dik durabilmiĢ ve halk iĢgale karĢı dayanmıĢtır. Kaleye yapılan tüm saldırılar baĢarısız olur. Kale halkının direniĢinde kumandan Salih Erbilli'nin büyük rolü vardır. Böylece Moğollar yaz mevsimine kadar ümitsiz kalır ve bir Ģey yapamazlar.58

Erbil halkı, Moğollara karĢı hazırlıklarına devam eder ve kalenin kapısını çok iyi bir Ģekilde kapatır. Lakin Hülagü'nün ordusu kullandıkları mancınık sayesinde Erbil Kalesi'nde bir delik açmayı baĢarır. Buna rağman Hülagü halk direniĢini kıramaz. Erbil halkı büyük kayıplar vermeleri ve susuzluğa karĢı mücadele etmelerine rağmen, Moğollara karĢı direnir ve onları anlaĢma yapmak zorunda bırakır.59

Böylece Moğol lider, Ekinviyan, Ġbn es-Salaya adlı kiĢiyi Erbil halkının temsilcisi olarak kabul eder. Bunlar, Erbil'i kendilerine vermeye ikna etmek için çalıĢırlar. Fakat Erbil halkı bunu kabul etmeyi ve direnmeye devam eder. Böylece Moğollar, Erbil'i bir kez daha kuĢattıktan sonra Erbil'i ele geçirmekte baĢarısız oldular. Halbuki bu tarihte Ġslam Dünyası'nın baĢkenti olan Bağdat, Moğolların iĢgali altında bulunuyordu.60 Moğollar,

Musul Komutanı Bedreddin Lulu'den Erbil Kalesi'nin sırrını istemek zorunda kaldılar. Moğollar,

54

Umit Ġbrahim, “er-Rihlat el-Ġilmiye Beyne Erbil ve Mısır fi Ahd Muzaffereddin Gökbörü”, Zanko, S. 49, Erbil 2011, s. 30.

55

Muhsin Mohammed Hüseyin, Erbil fi'l-Ahd el-Atabeki, s. 142.

56

Zekeriya Bin Muhammed El-Kazvini, Eser Bilad ve Ahbar İbad, Tahkik, Hamah ed-Davud, Dar Kutub el-Arabiye, Beyrut 2013, s. 30.

57

Sami es-Sakkar, “Erbil”, İslam Ansiklopedisi, s. 273.

58

Mukadem ġeyh Abdülvahit, “Vulatekey Kurd”, Vatan, S. 12, Aras Yayınevi, Erbil 2011, s. 201.

59

Muhammed es-Sallabi, Devletu'l-Mağol ve't-Tetar, Dar el-Marife Yayınevi, Beyrut-Lübnan 2010, s. 20.

60

(26)

13

kalenin sırrını aldıktan sonra ancak kaleyi ve Ģehri ele geçirebildiler. Böylece Erbil fazla dayanamadı. Moğollar güç kullanarak Erbil'i aldılar ve Erbil halkına iĢkence yaptılar. Erbil'i harabeye çevirdiler ve eski uygarlıklara ait hiçbir imareti sağlam bırakmadılar.61 Bir asır sonra Timur ve ordusu, Ġslam Dünyası'na doğru ilerledi. Timur'un ordusu M 1393 yılında Tikrit'e gelir ve Tikrit'i iĢgal eder. Ardından Musul ve Erbil'e doğru ilerler.

Bölgenin liderleri, Timur'a karĢı çıkmazlar ve ona itaat ederler. Ayrıca onu değerli hediyelerle karĢılarlar. O dönemde Erbil'in komutanı Ali PaĢa idi. Böylece Erbil, Timur’un ölüm emirlerinden ve yağmasından kurtulur.62

M 1433 yılında Karakoyunlu lider Muhammed PaĢa, Erbil'i iĢgal eder ve oğlu Mirza Ali'yi oraya komutan tayin eder. Böylece Erbil Karakoyunlu hâkimiyetine geçer. Muhammed PaĢa'nın öldürülmesinden sonra da M 1435 yılına kadar Karakoyunluların Erbil'deki hâkimiyetleri devam etmiĢtir. M 1470 yılında Karakoyunlu Devleti, Akkoyunlu eliyle yıkıldı.63

Akkoyunlu Devleti zamanında Uzun Hasan, Erbil'in idaresini Ali Hacilo adlı bir yöneticiye verir.

Osmanlı Döneminde Erbil

Akkoyunlu hâkimiyetinden sonra Safaviler, doğuda hâkim güç olurlar. Irak'ın güneyini ve Bağdat'ı iĢgal ettikten sonra 1508 yılında Erbil'i de iĢgal ederler ve Ali Bey'i Erbil'e komutan tayin ettiler.64 Osmanlılar, Safavilerin bu saldırıların haberini alınca onlara karĢı çıkmak istediler. Özellikle Safaviler ġii mezhebini yaymak istedikleri için Osmanlılar onları durdurmak istiyordu. Bu sebeple iki taraf Çaldıran'da karĢı karĢıya geldiler. M 1514 yılında gerçekleĢen savaĢta Kürtler, Osmanlı Devleti'ni destekler. Sultan Selim ve ġah Ġsmail Safevi arasındaki savaĢ Osmanlılar lehine sonuçlanır ve Safavi ordusu dağılır. Böylece Erbil, Osmanlı hâkimiyetine geçer ve Osmanlı Ġmparatorluğu'nun bir parçası haline gelir.65 M 1543 yılında Kanuni Sultan Süleyman, Safavileri tamamen Irak'tan uzaklaĢtırır. Bu dönemde Erbil bir kargaĢa içindedir. Kanuni, Erbil'e geldikten sonra ilk iĢi Erbil hâkimi olan Ġzzeddin ġer'i uzaklaĢtırmak olur. Onun yerine Hüseyin Bey Dasne'i tayin eder.66 Hollandalı seyyah Ravolf M 1574 yılında Erbil'e gelir. Ravolf, Erbil'den Ģu Ģekilde bahseder:

61

Ferhat Pirbal, Kronoloci Hawler, s. 40.

62

Zubeyir Bilal Ġsmail, Erbil fi Edvariha et-Tarihiyye, s. 226.

63

Erbil Belediyesi, Erbil fi Erbaat Avam, Dar el-Cumhuriye Basımevi, Bağdat, 1968, s. 18.

64

Ferhat Pirbal, Kronoloci Hawler, ss. 41-42.

65

Racir Sivri, İrani Serdemi Safavi, (Çev. Selaheddin AĢti), ġvan Basımevi, Süleymaniye 2006, s. 86.

66

(27)

14

“Her ne kadar Erbil büyük bir Ģehirse de evleri alçaktır ve Ģehir zayıf bir surla çevrilidir. Bu haliyle kolayca düĢman eline geçecektir. Bu durum buranın halkının ekonomik bakımdan fakir olduklarının iĢaretidir. Ayrıca bölgede çete, hırsız ve eĢkıyanın olduğunun da iĢaretidir.” Genellikle Ģehirde huzur olmadığını da ekliyor. Söylediğine göre; Erbil'e girdiğinde o gün Türk livası, tacirleri öldürme suçundan dolayı 8 kiĢiyi asmıĢtır. Ayrıca Ģunu ekliyor “Ģehrin hâkimi, kendisini korumak için çetelere para vermiĢti. ġehirde huzur olmadığı için hemen Ģehri terk ettik.”67

Erbil'in durumu Osmanlı-Safavi iliĢkilerine bağlıdır.

Ġki taraf arasında savaĢ ve çatıĢma olduğu zamanlar Erbil'in durumu kötü oluyor, iki tarafın arasında barıĢ olduğu zamanlar, Erbil'in durumu iyi oluyordu. M 1625 yılında Bekir SubaĢı, Osmanlı Devleti'ne isyanı eder ve Safaviler tarafını tutar. Ardından SubaĢı, Safaviler'e karĢı da isyan eder. Dolayısıyla, ġah Abbas Safavî, bir ordu gönderir ve Bağdat'ı iĢgal eder. SubaĢı da öldürülür. Safavi ordusu bununla kalmaz Kerkük, Musul ve Erbil'i de iĢgal eder. Böylece Erbil, Safaviler'in hâkimiyetine geçer.68 M 1637 yılında Sultan 4. Murat içinde Erbil ve Musul olmak üzere Irak'ın büyük bir kısmını Safavilerden kurtarır ve Erbil’i de bir kaza olarak Bağdat'a bağlar.69

M 1743 yılında Nadir ġah Erbil yakınlarına kadar gelir.70 Erbil halkı ona karĢı direnir. Nadir ġah'ın ordusu Ģehri kuĢatıp topa tutar. Erbil halkı bu durum karĢısında çaresizce bu orduya teslim olur.71 Jan Otar, Erbil'den söz ettiğinde Erbil'in ġehrizur Vilayeti'ne bağlı olduğunu söylüyor. Ayrıca Ģunu ekliyor:

''Erbil Kalesi'ne girmek istedim, fakat oranın hâkimine hediye getirmediğim için kaleye girmedim ve kalenin dıĢında bir çadır kurdum ve oradan geçen halkla görüĢtüm.''72

Jean Baptista Tavernıer M 1678 yılında Erbil’in:

“Huzurlu bir Ģehir olduğunu ve kalesinin sağlam olduğunu” ifade ediyor.73

Selim PaĢa Baban ve Osman PaĢa arasında çıkan anlaĢmazlıkta, Osman PaĢa'nın yeğeni olan Koç PaĢa M 1751 yılında isyanı eder. Süleyman PaĢa da ona saldırır ve 9 gün süren kuĢatmadan sonra Koç PaĢa yakalanır. Erbil de Baban Emirliğine bağlanır. Fakat az bir süre

67

HuĢyar Muhammed Koyi, Hawler La Ydaşti Geride ve Nusere Biyaniyekanda, Tefsir Yayınevi, 2013, s. 11.

68

Zubeyir Bilal Ġsmail, Erbil fi Edvariha et-Tarihiyye, s. 282.

69

Halil Salihoğlu, Dördüncü Murad'ın Bağdat Seferi Menzilnamesi. TTK Belgeler, 11/3-4, Ankara 1967, s.25

70

Ali ġakir, Tarih el-Irak fi'l-Ahd el-Osmani 1638-1750, 30 Temmuz Basımevi, Musul, 1985, s. 196.

71

Sadi Osman Hüseyin, Kurdıstan el-Cunubiyye fl'l- Karn es-Sabi Aşar ve's-Sa min Aşar, Dezgay Araz Yayınevi, Erbil, 2011, s. 305.

72

Jean Otter, Safaretnamey Jan Otar le Serdemi Nadir Şah, (Çev. Muhammed Hama Baki), Mukıryan Yayınevi, Erbil s. 81.

73

(28)

15

sonra ve M 1778 yılında Erbil tekrar Bağdat'ta bağlanır.74 Erbil'in durumunu iyi anlamak için Alman seyyah Kristiyan Nipor'un seferinden de biraz bahsetmek gerekir. Nipor, M 1766 yılında Bağdat valisi Ahmet PaĢa tarafından Erbil'de yapılan bazı çalıĢmalardan söz ediyor:

“Erbil yakınlarında olan KuĢ Tepe Köyü'nde posta görevlileri için bir içme suyu kuyusu kurulduğunu ve onların dinlenmeleri için bir evin yapıldığını anlatıyor. Erbil'in çok huzurlu ve daha eski yıllara göre ziraatta ilerleme kaydettiğini yazıyor. Ayrıca Erbil, büyük Ģehir olmasına rağmen evler çok birbirine yakın bir Ģekilde yapıldığını da” ekliyor.75

Fransız seyyah Oliver, M 1794 yılında Erbil nüfusunun 2000 olduğunu yazar.76

Jakson'da M 1797'de Erbil'i ziyaret ettiklerinde Erbil yakınlarında bulunan Ayınkave'de dinlendiklerini söyler. Erbil, 19. yüzyılın baĢlarında ve özellikle Mir Muhammed (PaĢa Köre) liderliğe geçtiğinde Erbil, Soran Emirliği yönetiminde idi. Mir Muhammed (M 1826) yılında emirliğn baĢına geçti. Kendi bağımsızlığını ilan etti ve Erbil'i savaĢsız ele geçirdi. Mir Muhammed, Hıdır Bey'i kalenin komutanı olarak görevlendirdi. Hıdır Bey, el attığı ilk iĢ çete ve hırsızlığı yok etmekti.

Bu dönemde halkın yaĢam durumu iyiye gidiyordu.77

Halkın durumu iyiye gittiği için kazanın nüfusu giderek artıyordu. Fransız gezgin Dobre'nin aktardıklarına göre, Erbil'i ziyaret ettiği tarihte Erbil'in nüfusu M 3000-4000 arası idi. Bu durumda Oliver'nin verdiği rakamdan 18 yıl sonra nüfusun 1000 kiĢi arttığını gösteriyor.78

NakĢibendi tarikatı kurucusu Mevlana Halit NakĢibendi, (M 1818) yılında tarikatını yaymak için bir cami ve bir de tekke yaptırmıĢ. Ayrıca kendisini Erbil'de temsil eden ġeyh Hidayet bin Ġsmail'i Ģehirde bırakmıĢtır.79

Riç, Erbil'i ziyaret ettiğinde, orada Türklerin ve bölge halkının onu nasıl sıcak karĢıladığını anlatır. Kendi eliyle Erbil'in resmini çizer ve o dönemin bazı ileri gelenlerinden söz eder. Erbil'in bazı tarihi yerlerinden de bahsetmiĢtir.80 Mir Muhammed (M 1837) yılında bağımsızlığını ilan ettiği için Osmanlı sultanı bölgeye bir ordu gönderme kararı verdi ve bu ordunun baĢına Ali Rıza'yı getirdi. Sivas'tan ReĢat PaĢa liderliğinde diğer bir ordu da takviye olarak gönderildi. Mir Muhammed vefat ettiği için Osmanlılar kazanırlar ve Yakup Ağa'yı Erbil'e

74

Zubeyir Bilal Ġsmail, Erbil fi Edvariha et-Tarihiyye, s. 296.

75

Carstn Niebuhr, Rihlet Nipor ile'l-Irak fi'l-Karn es-Samin Aşar, (Çev. Muhammed Hasan el-Emin), Mansur Basımevi, Bağdat 1965 s. 127.

76

HuĢyar Muhammed Koyi, Hawler, s. 18.

77

John Jackson, Muşahedat Britani ani'l-l Irak, (Çev. Halit Faruk Ömer) Dar el-Arabiyye li'l-Mevsuat, Beyrut 2000, s. 96.

78

HuĢyar Muhammed Koyi, Hawler, s. 26.

79

Ferhat Pirbal, Kronoloci Hawler, s. 49.

80

(29)

16

tayin ederler.81 Osmanlı Ordusu'nun Erbil'den çekilmesine gelince Bilindiği gibi Osmanlı Devleti, Ekim 1914'te Birinci Dunya SavaĢına katıldı. Ġngilizler de bölgedeki çıkarlarını korumak için bölgeye saldırdı. Ġngilizler, 11 Mart 1917'de Bağdat'a girdi. Ardından 7 Mayıs 1918'de de Kerkük'ü iĢgaletti. Sonra bu Ģehri terketti ve Kifri'ye doğru çekildi. Sonra 25 Ekim 1918’de Kerkük’ü tekrar elegeçirdiler. Osmanlı Oedusu, Kerkük’te yenilgiye uğradığı için Erbil'e çekilmek zorunda kaldı.82

Mondros Mütarekesi 30 Ekim 1918 ardından Erbil bölgesinde bir idari boĢluk meydana geldi. Ġngilizler, Erbil'i almak için orduda subay olan Hay'ı görevlendirdi.83

Hay, hiçbir direniĢle karıĢılaĢmadan 10 Kasım 1918'de Erbil'e girdii. Aynı gün kazada bulunan Osmanlı Ordusu'nu ziyaret etti ve onlardan Erbil'i terkmetlerini Ġstedi. Onlar da kabul ettiler ve Erbil'i terkettiler.84

81

Seyyid Mevlüt Behali, Hawlerim Vadiva, s. 68.

82

Ahmed Refik el- Berkavi, el-Ġlakat es-Siyasiyye bine Britanya ve’l-Irak 1922 – 1932, Dar er-ReĢid Yaınevi, Bağdat, 1980, s. 13.

83

Hadi ReĢit ÇavuĢli, Erbil'in Kültürü, s. 231

84

(30)

17 I BÖLÜM

1. ĠDARĠ VE EĞĠTĠM YAPI

1.1. XIX. Yüzyılda Osmanlı'nın Siyasi ve Ġdari Durumu

Osmanlı Ġmparatorluğu'nda M 1839 yılında Tanzimat Fermanı'nın ilanı ile yeni bir yönetim anlayıĢı getirilmeye çalıĢılmıĢ, Müslüman ve gayrimüslim tebaanın eĢit olduğu, can, mal ve ırz emniyetinin devlet garantisinde olduğu kabul edilmiĢtir. Ancak fermanda öngörülen bu prensiplerin, zamanla yetersiz kaldığı görülmüĢtür. Rusya'ya karĢı Avrupalı devletlerin desteğiyle girilen Kırım SavaĢı sonunda Rusya tehdidi ortadan kalkmıĢ ve M 1856 yılında yapılan Paris AntlaĢması ile Osmanlı Ġmparatorluğu Avrupa devletleri camiasına kabul edilmiĢtir.

Avrupalı devletler savaĢ sonrası Tanzimat Fermanı’nın hükümlerinin geniĢletilmesini istemiĢlerdi. Bu nedenle Osmanlı Hükümeti 25 ġubat 1856'da Islahat Fermanı'nı ilan etmiĢtir. Islahat Fermanı ile bir kere daha ilan edilen eĢitlik prensibi tebaayı memnun etmemiĢti. Islahat Fermanı'nı izleyen yıllarda özellikle Balkanlarda (Bosna-Hersek, Sırbistan, NiĢ) ve Suriye, Lübnan gibi bölgelerde ayaklanmalar baĢ gösterdi. Bu ayaklanmalarda Balkanlarda Rusya’nın, Ortadoğu’da ise Fransa'nın kıĢkırtmaları büyük rol oynamıĢtır. Olaylar Avrupa devletlerinin de müdahalesiyle bir iç sorun olmaktan çıkarak dıĢ sorun haline gelmiĢtir. 9 Haziran M 1861 tarihli Lübnan Nizamnamesi ile de Lübnan'a nerdeyse bağımsızlık statüsü (Otonomi) verilmiĢtir.85 Avrupalılar ise Lübnan sisteminin tüm Ġmparatorlukta uygulanmasını istemiĢlerdir.86

Ortadoğu’da bunlar olurken, Rumeli vilayetlerindeki olayların önlenememesi, Osmanlı devlet adamlarını yeni düzenlemeler yapmak zorunda bırakmıĢtır. Ali ve Fuat PaĢalar M 1863 yılında yeni bir vilayet nizamnamesi için hazırlıklara baĢladılar. M 1864 tarihli Tuna Vilayet Nizamnamesi iĢte bu iç ve dıĢ siyasi ve ekonomik meselelerin çözümü için hazırlanmıĢ bir ıslahat belgesidir.87 Bu Nizamname ile88 eyalet sistemi kaldırılarak livanın (Sancak) temel idari birim olduğu vilayet taksimatı kabul edilmiĢtir. Yeni nizamname daha önce NiĢ Eyaleti'nde baĢarılı çalıĢmaları görülmüĢ olan Mithat PaĢa ve Ahmet Cevdet PaĢa'nın da katıldıkları bir kurul tarafından Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye'de hazırlanmıĢtır. Hazırlanan nizamname ülkenin her yerinde hemen yürürlüğe konulmamıĢ pilot bölge olarak Tuna Vilayeti seçilmiĢ ve vilayetin

85

Mehmet Seyitdanlıoğlu, “Yerel Yönetim Metinleri III, Tuna Vilayet Nizamnamesi”, ÇağdaĢ Yerel Yönetimler, C. 5, S. 2, Mart, 1996, ss. 67-68.

86

Ġlber Ortaylı, Teşkilat ve İdare Tarihi, Cedit Yayınları, Ankara, 2008, s. 429.

87

Mehmet Seyitdanlıoğlu, “Yerel Yönetim Metinleri III, Tuna Vilayet Nizamnamesi”, s. 68.

88

(31)

18

baĢına Mithat PaĢa getirilmiĢtir. Mithat PaĢa burada kısa sürede asayiĢi sağlamıĢ, yeni yollar yapmıĢ, Tuna Nehri üzerinde kurduğu vapur Ģirketiyle vilayet ekonomisinde büyük bir canlanma sağlamıĢtır. Türkiye'deki baĢlangıcı sayılan menafi sandıklarını kurmuĢ, yeni okul hastane ve fabrikalar kurmuĢtur.

Bu nedenle nizamnamenin imparatorluğun diğer bölgelerinde de uygulanmasına karar verilmiĢtir.89

Buna göre Osmanlı toprakları; vilayet, sancak, kaza ve köylerden oluĢan yönetim birimlerine ayrılıyordu. Eyalet adı vilayete dönüĢtürülürken vali yönetici olarak eski durumunu unvanını koruyacaktır. Sancak terimi yerine ise zaman zaman liva teriminin kullanıldığı görülecek ve sancak yönetimi kaymakam yerine mutasarrıfa bırakılacaktır. Kazada ise kaza müdürü yerine kaymakam iĢ baĢına gelecekti. Böylece en önemli değiĢiklik kaza yönetiminde yapılmıĢ oldu.90

1.2. Mithat PaĢa'nın Ġdaresinde Musul Vilayeti (M 1869-1872)

Musul Vilayeti (Ona bağlı olan Erbil Kazası'nda) iktisadi ve içtimai yönden tam bir kargaĢa içindeydi. Hükümet huzuru sağlayamadı ve aĢiretleri yerleĢtirmekte baĢarısız oldu. Hükümet, bazı Arap, Kürt ve Türkmen aĢiretlerin isyanlarını bastırmak için bazı önlemler almakla yetindi. Mithat PaĢa (M 1869-1872) Bağdat'a vali tayin edildi. Mithat PaĢa, bazı danıĢman ve yardımcılarıyla birlikte M 1869 yılında Bağdat'a geldi. Uyguladığı tapu sisteminin amacı, ardı kesilmeyen aĢiretlerin ayaklanmalarını durdurmak ve onları yerleĢtirmek idi.

Ayrıca, onların yaĢam Ģartlarını düzeltmek ve sulama projeleri geliĢtirmek ve kendilerine ait yerlere yerleĢmelerini sağlamak amaçları arasındaydı.91 Mithat PaĢa Bağdat’ın eski surunun bir kısmını yıkarak Ģehrin geniĢlemesini sağladı. Vali olduğu sürede park, hastane, dokumacılık fabrikası, banka, yol yapımı gibi hizmetlerde bulundu. 20. yüzyıla gelene kadar Dicle Nehri üzerinde tek köprüyü yaptırdı. Yeni okullar açtırdı, kendi kurduğu basımevinde okul kitapları da bastırdı. Ayrıca onun döneminde Zavra adı altında Irak'ın ilk gazetesi yayınlandı. Dicle ve Fırat nehirlerinde çalıĢan buharlı gemileri geliĢtirdi. Körfezde denizciliğin geliĢmesine önem verdi ve bu amaç içinde Basra'da gemilerin onarımı için bir yer açtı. Sulama projelerine önem verdi.92

Güneyde hurma üretimin artmasını da sağladı. Yeni Vilayet Kanunu'na göre Ġdare ve Belediye

89

Mehmet Seyitdanlıoğlu, “Yerel Yönetim Metinleri III, Tuna Vilayet Nizamnamesi”, ss. 68-69.

90

Musa Çadırcı, Tanzimat Dönemi‟de Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapısı, TTK, Ankara, 1997, s. 252.

91

Cemil Musa en-Neccar, İdare Osmaniyye fi Vilayet Bağdad munzu Ahd Vali Mithat Paşa ila Nihayet el-Hükm el-Osmani 1869-1917, Medbuli Kütüphanesi Yayınları, Kahire, 1990, s. 156.

92

Şekil

Tablo 2: Erbil'de Gayri Müslim Okulları (M 1903)
Tablo 2: Erbil'in Kütüphaneler (1903)

Referanslar

Benzer Belgeler

Konu hakkında ayrıntılı bilgi için Bkz., Serkan Yazıcı, “Şark Ticaret Yıllıklarına Göre Üç Devirde İzmit Şehrinde Ticaret”, Uluslararası Gazi Süleyman Paşa

 The first part that will be discussed in Chapter two, and descriptive part in Chapter three, will be functional to employ because of the nature of this part of the thesis

S pinal dural arteriovenöz fistül (AVF)’ler spinal kord disfonksiyonu oluşturan anormal damar morfolojisi ile karakterize edinsel bir vasküler malformasyondur.. Tüm

Erkek ve kız çocukların anaerobik güç değerleri değeri yaş ilerledikçe anlamlı düzeyde daha iyi performans göstermektedir.. Masterson ve Brown (1993), kolej

(PM) in the systemic distribution of pharmacokinetics (PK) profiles via 3 dose (40 ug.. DNA/150 uL) of jugular vein injection (IVJ), tail vein injection (IVT) or oral..

This project aims at designing and building a resource-sharing and online transaction platform to support and facilitate the technology transfer from the biotech academia to

Buruk Acı şarkısına eşlik yazan 65 öğrenciden 8’inin (%12) “Kuvvetli Zamanda Akorun Tek Sesinin, Zayıf Zamanda Akorun İki Sesinin Eşzamanlı Olarak

Buna karşılık başka araştırmacılar, hava sıcaklığının bebek cinsiyeti üze- rindeki etkisinin daha dolaylı olabile- ceği uyarısında bulunuyorlar.. Şöyle ki, ılık