• Sonuç bulunamadı

Türk Folklorunda Hıdrellez Lütfi Sezen

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk Folklorunda Hıdrellez Lütfi Sezen"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRK FOLKLORUNDA HIDIRELLEZ

Lütfi SEZEN

Hıdrellez, T üıkierin İslâmiyete girdik­ ten sonra, kışın bittiğini ve yazın başladı­ ğını h ab er veren, tabiatın önem li bir geçiş dönem inin törenlerle katlandığı güne denir.

«Orıa-Asya kültürlerinde yer alan yaz ve bahar âyinleri, Islâmiyetin benim senm e­ sinden sonra K u r’a n ’da H ızır’a atfedilen ayetlerle desteklenm iştir.»1 R esm î ve dinî bayram lardan olm am asına rağm en, gerek A n ad o lu ’da, gerek Türkiye dışında yaşa­ yan T ürk ler arasında H ıdrellez, özel bir gün niteliği taşır.

Eski Türklerde baharın gelişi önem li­ dir. B aharın gelişi, gök gürültüsünden an­ laşılırdı. Çin kaynaklarına göre; «H unlar ve G öktürkler senenin beşinci ayında b ü ­ yük b ir bayram yaparlardı. M ayıs aym a rastlayan bu dönemde; k urbanlar kesilir, a t yarışları düzenlenir, şarkılar söylenirdi.»- Bu tarih, X II. asırdan sonra A nadolu sa­ hasında yapılan H ıdrellez geleneği ile ya­ kın zam ana rastlam aktadır. «Türkler, A n a­ do lu ’ya geldiklerinde; mayıs ayının ilk h a f­ tasında veya başlarında kutlayageldikleri şenlikleri beraberlerinde getirm işlerdir. Z a­ m anla ‘H ıdrellez’ adını alan bu şenlikler, T ü rk ’ün benliğinde asırlar boyu yaşam ış­ tır.» s

T ü rk kültürü dışında, başka k ü ltü rler­ de de yaşayan b ah ar bayram ı geleneğinin tem elinde tabiatın canlanm ası, kışın sona ermesi ve canlanan tabiatın sevinçle karşı­ lanm ası yatm aktadır. «Türk kültüründe derin izleri bulunan b u gelenek binlerce yıldan beri, gelişerek ve zenginleşerek de­ vam etm ektedir.»4

«Islâm inançlarında H ızır, erm iş b iri­ dir. A llah tarafından M üslüm anlığı k o ru ­ m akla görevlendirilm iştir. K u d ü s’te o turur ve istediği zam an istediği yerde görülebilir. Kimi rivayete göre İlyas’la kardeştir. H ı­ zır karada; İlyas, denizde M üslüm anların koruyucusudur.»5 K im i rivayete göre de H ızır İlyas’ın arkadaşıdır.

H alk, H ızır’ı «peygamber» olarak k a ­ bul eder. O nun um um iyetle «H ızır

Aley-hisselâm», «Hızır Nebi» veya «Hızır P ey­ gamber» diye anılması bu inanışın netice­ sidir. Bu, «Kul bunalm ayınca H ızır yetiş­ mez» ve «H ızır eli değmiş» sözleri i!e ifa­ de edilir. H alka göre, İlyas da bir pey­ gam berdir.

«Hızır, darda kalanların im dadına ko­ şan m übarek bir zattır. İnsanlara servet, bereket ve kâinata yeniden hayat bahşeden b ir k udrettir. Onun Âb-ı H ay at ^ Ö l ü m ­ süzlük Suyu) içtiği için ölmezliğe erişmiş olduğu, zam an zam an dünyayı ziyaret et­ tiği, kendini tanıtm adan insanların a ra ­ sına karıştığı, sevdiklerine iyilik ettiği in a ­ nışları yaygındır.»0 G ünüm üzde hastahane cankurtaranlarına «Hızır», âcil servislere de «Hızır Servisi» denilm esinin özündeki espri bu inançla ilgilidir.

«Bizde sadece ‘halk itikadı’ olarak de­ vam eden H ızır geleneği Suriye, Irak M ısır, H indistan vb. ülkelerde bir ibadet konusu olm uştur. İslâm iyet yoluyla Türlc- lere intikal eden bu efsanevî itikada, T ürk halkı tarafın d an da bazı şeyler katılm ıştır. Böylece H ızır, T ürk folklorunda konu, ad ve fikir yönünden birtakım değişikliklere uğram ıştır. F ak at b ü tü n b u değişikliklere rağm en, darda kalanların im dadına yetişen, insanlara servet, kazanca bereket ve ta b i­ a ta canlılık veren özelliklerini m uhafaza etm iştir.. H ulâsa H ızır’ın T ü rk halkı a ra ­ sındaki yeri, pek geniş ve önemli olm uş­ tu r .»7

Seneyi, «Rûz-ı H ızır» ve «Rûz-ı K a ­ sım» diye iki mevsime ayıran takvim î bil­ gilere göre, Rûz-ı H ızır, yaz mevsiminin başlangıcı sayılır. 6 M ayıstan 8 K asım ’a k ad ar süren bu dönem «H ızır G ünleri» adıyla anılm akta, 186 gün sürm ektedir. R um î 23 N isan gününe rastlayan bu ta ­ rih, halen kullandığım ız m ilâdî takvim e göre, 6 M ayıs gününe tekabül etm ekte­ dir. 9 K asım - 5 M ayıs tarhilerini içine alan «Rfız-ı Kasım» kış devresidir. «Ka­ sım G ünleri» olarak adlandırılm akta ve

179 gün sürm ektedir.

(2)

Rûz, Farsça «gün» demektir. H ızır ise A rapça’da «çayır, çimen yeşillik» anlam ı­ na gelir. Rûz-ı H ızır, F arsça b ir terkip olup «Hızır G ünü» karşılığındadır. Bu tam am lam a T ürkçe’de «Hızır G ünleri» karşılığında da kullanılm aktadır.

G ü lü n adlanm ası, Âb-ı H ayat ( = Ö lüm süzlük Suyu) içmiş olan H ızır Pey­ gam ber ile İlyas Peygam ber’in buluşm ala­ rının bu güne rastlam asından kaynaklan­ m aktadır. H alk inanışına göre; H ızır ve İlyas peygam berler, 5 M ayısı 6 M ayısa Dağlayan gecenin sabahında buluşup gö­ rüşürler. Bu buluşm anın neticesinde; tab i­ ata hayat, canlılık ve yeşillik gelir. T a ­ biatla iç içe yaşayan tarım ve hayvancı­ lıkla geçinen yörelerde, bu gün, büyük bir sevinç kaynağı olm aktadır. H ızır ve İlyas adlarının kısatılm ış şekli daha sonraları, Rûz-ı H ızır ( = H ızır G ünü) karşılığında «Hıdrellez» olarak kullanılm ıştır.

H ıdrellez, neşe saçan, u m u t ve coşku dolu bir gündür. H alkım ız bu günü hayırlı ve uğurlu bilir, dileklerinin kabul olacağı­ na inanır. H ıdrellez gününde genellikle ev sahibi olm ak, zengin olm ak, sevgiliye k a ­ vuşm ak, başarılı olm ak, hastalıklardan korunm ak veya kurtulm ak gibi vb. istek­ lerde bulunulur. D ileklerin kabulüne yar­ dım cı olm ak üzere; sadaka verm ek, oruç tutm ak, kurban kesm ek gibi pratiklere de yer verilir. B ütün hazırlıklar H ızır’a rast­ lam ak ve ondan yardım alm ak am acına yöneliktir. K urban ve adaklar «H ızır hakkı için» adanır ve yerine getirilir.

H ıdrellez hazırlık ve kutlam alarım çoğunlukla gençler yürütürler. Bu günün olum lu pek çok niteliği yanında; kısmet açan, m utlu yuvaların kurulm asına zemin hazırlayan yönü olduğuna da inanılır.

T ü rk ve M üslüm an çevrelerdeki çeşit­ li kaynaklarda; H ızır’ın Hz. N u h ’u n ge­ misinde bulunduğu, A dem ile H avva'nın ölülerini Serdenip adasından getirdiği, N uh Peygam er’in duasını aldığı dile getiril­ m ektedir.

A nlatılanlara göre bir gün, taş üzerin­ de o tu ran H ızır, ayağa kalkıp yürüm eğe başlayınca, kendisiyle birlikte oturduğu taş da yürüm üş, ayağını bastığı yerlerde ç i­

m enler bitm iştir. Bundan dolayı yeşil an lam ına gelen «Hızır» adını alınıştır.

H ızır’ın çiçeklerden örülm üş bir h ır­ kası, al renkli kiilâhı, yeşil sarığı vc k ır­ mızı papuçları vardır. A k sakallıdır. Elleri yum uşak, beyaz ve kemiksizdir. Dilenci veya fakir kılığına girdiği dc olur.

İlyas’m giydikleri, H ızır’ın giydikleri gibi süslü ve renkli değildir, ilyas keçi de­ risinden uzun bir gömlek giyer. U zun boy­ lu, esmer ve oldukça zayıf bir ihtiyardır. A teşten bir ata binerek göklere çıkar, yağ­ m urlara hükm eder. İlyas da H ızır gibi dar­ da kalanların im dadına koşar. A ncak şöh­ reti H ızır kadar yaygın değildir.

«İslâmiyetten önceki dönem lerde T ürk­ ler arasında yapılan b ah ar ve yaz âyinle­ rinde çok önemli bir fonksiyona sahip olan su kültü ,etkisini «H ıdrellez Günü» p ra ­ tiklerinde de göstermektedir. H ızır’ın «ye­

şillik ve tem iz yerleri sevdiği» düşüncesiy­ le, H ıdrellez günü daim a yeşillik ve sulak yerlerde toplanılır.

B ütün T ürk coğrafyası üzerinde Hıd- rellez’le ilgili inanç ve uygulam alara ba­ kıldığında; kıştan yaza geçiş ritüeli olarak yaşadığı görülm ektedir.»8

«Hıdrellez, Türk folkloru yönünden başlı başına bir hazinedir. İnançlar, efsa­ neler, üm itlerle dolu, şiirlerle süslüdür. Türk insanının bulunduğu her yerde, H ıdrellez b ah ar bayram ı vc uygulam ası vardır.»n B u çizgi, B alkanlardan A nadolu’ya, K af­ k asy a’dan Asya içlerine k adar uzanm akta, ölm ezlik suyu ve baht açm a gelenekleri ile devam etm ektedir.

1 Ahmet Yaşar Ocak, İslâm-Tiirk İnanç­ larında Hızır Yahut Hızır İlyas Kültü­ rü, Ankara 1985, s. 43-55.

2 Prof. Dr. Bahaeddin Ögel, Türk Kül­ türünün Gelişme Çağlan II, İst. 1971, s. 151-152.

3 Mahmut Tezcaıı, «Hıdrellez», M illî Kül­ tür Derg. S a y ı: 72, May. 1990, s. 16 4 Prof. D".'. Bilge Seyidoğlu, «Hıdrellez»,

M illî Kültür Derg. S a y ı: 72, May. 1990, s. 24.

5 Orhan Haııçerlioğlu, İnanç Sözlüğü, İs­ tanbul 1975, s. 241.

(3)

6 İsmail Özmel, «Bizim Hıdrellez», Millî Kültür Dergisi, Sayı : 84, M ayıs 1991, s. 84-85.

7 M. Şakir Ülkütaşır, «Hıdrellez Hakkın­ da Bir Araştırma» Türk Folkloru Araş­ tırmaları Yıllığı, Ankara 1975, s. 157- 161.

8 Prof. Dr. Umay Günay, «Ritüeller ve Hıdrellez» M illî Kültür Dergisi, S a y ı: 72, Mayıs 1990, s. 12.

9 İsmail Özmel, «Bizim Hıdrellez» M illî Kültür Dergisi, S a y ı: 84, Mayıs 1991, s. 84-85.

Referanslar

Benzer Belgeler

Demek ki, do ˘gal sayılar kümesi biliniyorken, tam sayılar kümesini N × N üzerindeki ( 1 .9) denklik ba ˘gıntısının denklik sınıfları olarak kurabiliyoruz... Do˘gal

Destek m ktarının %25’ , varsa uygun mal yet olmayan harcamaların kes nt ler yapıldıktan sonra, f nal raporun onaylanmasını tak p eden 15 ş günü çer s nde

Buna karşılık belki her şey yekpare bir parlaklık içinde değil- di ve nimetler, tıpkı bugün oldu- ğu gibi, herkese aynı cömertlikle dağıtılmıyordu. Bununla beraber,

''Babam bütün sorumluluğu üzerine aldı.'' NOT: Ebeveynler çocuklarıyla birlikte kelime anlamının ne olduğu hakkında evde sohbet edip.. cümle

Küresel ısınma etkin değilken Fırat'tan Türkiye saniyede 500 metre küp su vermek- teydi ve bütün Gap arazisi sulanmaya açılsa Fırat ve Dicle'nin suyunun 4/1'i olan 5

KÖSE, VELİ: Theoretical Approach for the So-Called Mycenaean Migration in Turkey

Yine oyun, çocukların sosyal uyum, zeka ve becerisini geliştiren, belirli bir yer ve zaman içerisinde, kendine özgü kurallarla yapılan, sadece1. eğlenme yolu ile

Demir, Potasyum, Magnezyum ve Sodyum Tuzlarını İçeren Mannitol Çözeltilerinin Liyofilizasyon Esnasında Kritik Formülasyon Sıcaklıklarının Differensiyel Termal