• Sonuç bulunamadı

Agop Arad

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Agop Arad"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

AGOP ARAD

Yarım yüzyıllık sanat ta­ rihimizin belirli bir kesit açısmdan panoramasını ve­ ren bu saptayımlardan sonra A gop Arad’a geçebi­ liriz.

Arad 1913 Eskişehir do­ ğumlu ama, yaşından umulmayacak ölçüde sağ­ lıklı, genç görünen bir kişi. Bir yaşmda İstanbul’a geli­ yor. Güzel Sanatlar Akade­ misinde öğrenim görüyor. Ç a llin ın öğren cisiyken Akademi salonunda ilk ser­ gisini açıyor: Bir iki yağlı­ boya ve pek çok desen. Son­ ra Leopold Levy’nin atel- yesine geçiyor ve buraday­ ken profesyon el sergiler başlıyor. 1947’de Akade­ m iy i bitirip Paris’e gidiyor, orada Jean Metzinger ile, Fernand Leger ile çalışıyor. 1941’de “Yeniler Grubu” arasında yer almıştır. Bu grupta toplanan gençler, kendilerinden önceki “ D G ru bu ” sanatçılarının Batidaki akımlara bağlı kalmaktan öte bir şey yapa­ madıklarını, toplum sorun­ larıyla ilgilenmediklerini ileri sürmektedirler. İlk ser­ gilerinde teknik yönden B atiya bağlı olmakla bir­ likte yerel konuları işleyen tablolar yer alır.

Agop Arad sanatını bu çizgi üzerinde geliştirirken bir ara yirmi kadar soyut, non - figüratif tablo yapar ve bunlar Beyoğlu Sanat Galerisinde açtığı sergide yer alır. Bugün ise, “Belki soyut resmi beğenenler var­ dır ama, ben artık inanmı­ yorum soyuta,” diyor ve

(3)

(Devam)

ekliyor: “ Topluma ne ge­ tirebilir soyut sanat?”

Arad, “ Sokakta topladık­ larım” admı taşıyan bu kır­ kıncı sergisinde “alınteriyle yaşamlarını kazanan küçük insanları” konu almış. Ona göre bu insanlardan her bi­ rinin bir romanı var: Kar­ puz satıcısı, ayakkabı b o­ yacısı, baloncu, çiçek satan

küçük kız vb ... Daha önce­ ki konuları barlar, fahişeler, kayıkçılar, balıkçılar. “En sevdiğim hikâyecilerden Sait F a ik ’ in ya p tığın ı resimlerimde yapıyorum kanısındayım.” İşçi ve köylüleri de konu almak is­ tiyor ama, sabah akşam bunlarla bir arada yaşama­ dığı için, bunları konu aldı­ ğı kişiler ölçüsünde tanıma­ dığından, böylesi çalışma­ ların “sahtekârlık ” olacağı kanısında..

Renk konusunda özel bir dikkati var: Matisse gibi, “Seyredenler yaşama sevin­ ci duysunlar” için titiz bir renk seçicisi. “Aman bu ne pembe, bu ne güzel kır­ mızı... desinler. Resimleri­ mi araştırılmış renklerle bo­ yamak için çırpmıyorum. Onun için de bir tabloyu an­ cak bir ayda bitirebiliyo­ rum.”

Sanatçı, yıllardan beri sürdürdüğü basın ressamlı­ ğın m tablolarına büyük zararı dokunduğu kamam­ da. “Ama ne yaparsınız ki geçim derdi buna engel olamıyor.”

Sevdiği ressamlar, bizden Eşref Üren, Nuri İyem, Ferruh Başağa, Fethi Kara- kaş, Avni Ar baş, Orhan Pe- ker ve gençlerden Burhan Uygur. Batıdan başta Ma­ tisse. Sonra Bracque, Lé­ ger, Hartung. “Cezanne, tabiî resim tanrısı.”

Arad, sanata başladığın­ dan bu yanaresim satışı vb. gibi konularda önemli geliş­ meler olduğunu, son ser­ gilerinde tüm resimlerinin satıldığım söylüyor. Ve ona göre ressam larım ızın en önemli sorunları “Galeri, galeri, galeri...”

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Meğer Halil Lütfü sözünü tut­ muş, aylığı yine 100 lira ama, 25 lira otel parası kesmiş, Rıfat İlgaz düz kâğıt deposunda yatıp kalkıyor ya!”.. ★

Güneyde kuraklığı ortaya koyan, genel olarak kuzeyden, az sıcak yerlerden güneyin sıcak ve çok sıcak alanlarına doğru, nemleri oldukça azalarak ve bunun

K urum lann bile uzun yıllar kesintisiz bir şe­ kilde devam etmesinin çok zor olduğu ülkemizde, Hacı Bekir 222 yıldan bu yana şeker ve lo­ kum severlere hizmet ediyor.-^. Hacı

Am a o sıradan insanlar, yani bitik, yorgun ve yok­ sullar Ramazan geldiğinde hayat zengin­ liği ile örterek çıplaklıklarını, yenileşirlerdi.... Öfkenin yerini şefkat,

Patient 2: A 9-year-old pediatric patient with thrombocytosis (2800x10 9 /L) was identified in a routine check-up. A) Electropherogram result of the primary

Edip Bey, Senfonik Orkestramızın umumî harp esnasında merkezi Avru- pada yaptığı konser seyahatına iştirak etmediyse de, ahiren seyyar sergi ge­ misi ile

Sadece bir rejisör Bolender’in bu ış için Türkiyede birbuçuk ay geçirdi­ ğini ve temsilin kahramanlarının, bilhassa Ayten ve Cüneyt Gökçer çiftinin bu

Bütün bu eski, millî ve güzel parçaları Ocağa, Hamdullah Suphi, diğer bütün işleri arasında arayıp bulup birer birer taşırdı.. Bu antika eşya zevkini