• Sonuç bulunamadı

CGM105 ÇOCUK GELİŞİMİNE GİRİŞ DERSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "CGM105 ÇOCUK GELİŞİMİNE GİRİŞ DERSİ"

Copied!
71
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CGM105 ÇOCUK GELİŞİMİNE GİRİŞ DERSİ

Gelişim Kuramları

Fiziksel Gelişim Motor Gelişim

PROF DR. MÜDRİYE YILDIZ BIÇAKÇI

(2)

FİZİKSEL GELİŞİM

(3)

DOĞUM ÖNCESİ GELİŞİM DÖLÜT DÖNEMİ

Döllenmeden itibaren geçen 15 günlük süreye “dölüt dönemi” denir.

Tohum Evresi-tutunma Evresi- Dölüt Dönemi

(4)

DOĞUM ÖNCESİ GELİŞİM EMBRİYO DÖNEMİ

İkinci haftadan, sekizinci haftaya kadar olan döneme ise embriyo dönemi adı

verilir.

(5)

Embriyo dönemi, implantasyon

tamamlandığında başlar. Blastosistin dış tabakası, her biri çok önemli

destek yapıları oluşturan iki hücre zarına dönüşür. İçteki hücre zarı,

içindeki embriyonun yüzdüğü

amniyon sıvısını barındıran ve amniyon

olarak adlandırılan bir çeşit kese ya da torbaya dönüşür.

(6)

Destek yapıları gelişirken, embriyonun kendisini oluşturacak hücre kütlesi deri, duyu reseptörleri

sinir hücreleri, kaslar, dolaşım

sistemi, ve iç organların temellerini

oluşturacak birkaç tipte hücreye daha ayrılır. Bu süreç

organogenez

olarak

anılır.

(7)

Embriyoda farklılaşmış üç tabaka bulunur.

En dıştaki tabaka ‘ekdoderm’ adını alır.

Ekdodermden sinir sistemi, saç, tırnak, dişler, deri bezleri, duyu organları

meydana gelir.

Ortada ise ‘mezoderm’ adı verilen tabaka

oluşur. Mezoderm tabakasından kas, kemik, dolaşım sistemi oluşur. İçte ise endoderm tabakası meydana gelir. Endoderm

tabakasından ise sindirim sistemi, ağız, boğaz gibi organlar meydana gelir.

(8)

Embriyo döneminde organizma insan

görünümünü almaya başlar. Yüz, ağız, gözler ve kulaklar tanımlanabilir bir

hale gelir. Boy yaklaşık 1cm’ye ulaşır.

Merkezi sinir sistemi gelişmeye başlar.

Beşinci haftada kalp meydana gelir ve bir hafta sonra dakikada 60 defa

atar. Benzer bir şekilde görülen bu hızlı değişim, diğer organlarda da görülmeye başlar. Kol ve bacaklar oluşur.

(9)

DOĞUM ÖNCESİ GELİŞİM FETUS DÖNEMİ

İkinci ayın sonundan doğuma kadar olan döneme fetüs dönemi denir. Fetüs on

ikinci haftanın sonunda yaklaşık 7.5 cm.

boyunda ve 14 gram ağırlığındadır. Bu dönemde baş orantısız bir şekilde büyük olmasına rağmen daha fazla insan şeklini alır. Fetüsün hareketlerini on altıncı

haftanın sonunda anne hissedebilir.

Dördüncü ve altıncı ayda fetüsün temel anatomik yapısı iyice belirginleşir.

(10)

Fetüsün kalp atışı doktor tarafından bulunabilir. İskelet sisteminde ise, kemikleşme ve sertleşme başlar. Beş ve altıncı ayda deri biraz daha

kalınlaşır ve tırnaklar oluşur, beden ve yüz iyice belirginleşir.Kas kontrolü

gelişmeye başlar ve fetüsün

hareketlerinde artış görülür. Beşinci ayın sonunda fetüs, artık insan

organizmasının temel yapısını

oluşturduğu gibi yürüme, emme gibi doğumdan sonra gerekli olan bir çok davranış biçimini de kazanmıştır.

(11)

Fetüs, yeni doğan bebekte gözlenen bazı fiziksel ve davranışsal özellikler

kazanmasına rağmen, beşinci ayı

tamamlamadan doğan bebekler nadiren yaşayabilirler. Fetüsün yaşayabilmesi

için en az 28 haftalık olması gerekir.Bu dönemde dünyaya gelirse prematüre

olarak yaşama şansı vardır. Ancak emme ve yutma güçsüz, solunum düzensiz ve

yüzeyseldir.

(12)

Doğum öncesi gelişim dönemi, yaşam

süresindeki en hızlı gelişim dönemidir.

Fetüs doğduğunda boyu ortalama 48-53 cm. ağırlığı ise 2500-4300 gr.

arasındadır.

BEBEKLİK DÖNEMİNDE FİZİKSEL GELİŞİM (0- 2 YAŞ)

(13)

İnsan yaşamının ilk iki yılında, büyüme çok hızlı bir şekilde devam eder. İlk yılın sonunda normal bir bebeğin boyu, doğum boyunun % 50’ si kadar uzar. İki yaşına geldiğinde ise doğum boyundan % 75 daha uzundur. Görüldüğü gibi, boyca uzama ilk yıldan sonra giderek

azalmaktadır.

(14)

Bir bebeğin vücut organları aynı oranda büyümez. Yeni doğan bir bebeğin baş çevresi yaklaşık 35 cm dir. Bebeğin başı, vücudunun dörtte bir

oranındadır.Yetişkinlikte ise bu oran sekizde birdir.

(15)

Baş yetişkinlikteki ölçüsüne

ulaşmak için doğuştaki ölçüsünün yalnızca iki katı büyümesine

rağmen, doğuştaki bacak ve kolların uzunluğu altı kat

büyüyerek yetişkindeki bacak ve kolların uzunluğuna ulaşmaktadır.

Bu nedenle bebeklikte, beden, bacak ve kollar baştan daha hızlı büyürler

(16)

Bebeğin, doğumdaki kas ağırlığının toplam vücut ağırlığına oranı beşte bir iken,

yetişkinlikte bu oran beşte ikidir. Gelişim baştan-ayağa, içten-dışa doğru

prensibine uygun olarak, önce baş ve boyun kasları gelişirken, daha sonra karın ve omuz kasları, el kol ve ayak

kasları gelişir. Bu nedenden dolayı, çocuk önce büyük kas hareketlerini, daha sonra küçük kas hareketlerini yapabilir.

Örneğin, kolların etkin kullanımı, ellerin kullanım yeteneğinden önce gelir.

(17)

Bebeğin sinir sistemi de gelişim ilkelerine uygun bir şekilde

merkezden uçlara, içerden dışa

doğru bir gelişim gösterir. Baştaki sinirler, ayaktaki sinirlere göre

daha gelişmiştir.

(18)

Dolaşım sisteminin gelişimi

incelendiğinde de, bebeğin kan basıncı doğuşta çok düşüktür, altıncı haftadan sonra artmaya başlar. Kalp vücuda göre daha büyüktür. Kalp atışı, dakikada ortalama 120-140 arasındadır.

Bu hızlı atışlar bir yaşına kadar sürer. Bebeğin kalbinin çalışması, kalp kaslarının gelişmesiyle düzenli bir duruma gelir. Dakikadaki kalp atışının sayısı yavaş yavaş azalır ve yetişkinlikteki düzeyine ulaşır.

(19)

Yeni doğan bebeklerin solunum sistemi de yetişkinlerden

farklıdır. Solunum sayısı dakikada 40-60 arasındadır. Bu sayı bir yıl içersinde 30-35’e düşer. İlk

yıllardaki hızlı solunum sayısı kaburga kemiklerinin yatay durumda olmasından

kaynaklanmaktadır. Bu nedenle de bebekte solunum daha çok karın yardımıyla olmaktadır.

(20)

Sindirim sistemi ise, ancak anne sütü ve onun bileşimine yakın gıdaları

sindirebilecek özelliktedir. Sindirime yardımcı olan salgıların özelliği ve

miktarı farklılaştıkça çocuk diğer besinleri de kolaylıkla sindirebilir.

(21)

Boşaltım sisteminin özelliklerine bakıldığında, boşaltım sistemi vücuttan zararlı maddeleri

atabilecek güçtedir. Önceleri böbreklerin çalışması ve

bebeklerin idrar yapmaları oldukça düzensizdir. Bebeğin idrar yapma sayısı beslenmeye bağlı olarak farklılıklar gösterir.

Alınan sıvı ve besin miktarının artması ile, idrar yapma sayısı da o oranda artar. İdrar

kontrolü 12-30 aylar arasında gerçekleşir.

(22)

İskelet sisteminde ise, kemikler büyük ölçüde sertleşmediğinden daha yumuşak ve esnektir, kırılmalara karşı daha

fazla direnç gösterir. Ancak, daha büyük çocuklara ve yetişkinlere göre bebeklerde deformasyon daha fazla görülebilir. Bireyler arasında

kemikleşmenin zamanlaması ve oranı açısından da farklılıklar bulunur.

(23)

İskeletin bazı bölümleri daha geç

sertleşir. Örneğin, bazı çocuklarda ilk yılın sonuna kadar 28 el ve bilek

kemiğinin sadece üçü gelişmiştir. Yeni doğmuş bebeğin kafatasında altı

yumuşak nokta bulunur. Bunlara

fontanel adı verilir. Fontanellerin beş tanesi, doğumdan sonraki ilk günlerde kapanırken, tepede bulunan fontanel, 12-18 aylar arasında kapanır.

(24)

Fontaneller yavaş yavaş sertleşir ve çocuk iki yaşına gelinceye

kadar kaybolmazlar.

Fontanellerin erken ya da geç kapanması, beyin gelişiminde bir problem olduğunun göstergesidir.

Kafatası kemiklerine göre diğer kemikler daha geç gelişirler.

(25)

Bebeğin süt dişleri altıncı ve yedinci

aylarda çıkmaya başlar. Ancak değişik ülkelerdeki çocuklarda dişlerin gelişimi açısından farklılıklar olduğu

görülmektedir. Ayrıca, bazı bebeklerin doğduklarında bir veya birkaç dişi de olabilmektedir.

(26)

Bunlar süt dişleri veya geçici dişler olarak adlandırılır. Süt dişleri iki- ikibuçuk yaşlarına doğru tamamlanır.

Bebeklerin yaklaşık ikibuçuk yaşında bebekte 20 adet süt dişi vardır.

(27)

Fiziksel gelişimin hızı bebeklik dönemine göre iki- altı yaş döneminde yavaşlamıştır. İki yaşından ergenlik dönemine kadar boy uzunluğu artışı,

yılda ortalama beş santimetredir. Vücut ağırlığı ise, yılda ortalama iki-ikibuçuk kilogramdır. Çok belirgin olmasa da kız ve erkek çocuklar

arasında boy ve ağırlık artışında farklılıklar

görülür. Okul öncesi dönemde erkek çocuklarının boy uzunluğu ve vücut ağırlıkları kızlara göre

biraz daha fazladır.

İLK ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE

FİZİKSEL GELİŞİM (2-6 YAŞ)

(28)

Duyu organları da gelişimlerini

sürdürürler. Örneğin, kulaktaki östaki borusu (kulağın dış

kısmından gelen sesleri iç kısma taşır) doğuşta hemen hemen

yere paralel bir durumdan daha açısal bir duruma geçer. Bu

değişiklik bazen okul öncesi yıllarda kulak ağrılarının

sıklığında bir artışa neden olabilir.

(29)

Diş gelişimi de oldukça hızlıdır.

İkinci yıl içinde sekiz diş daha çıkar ve toplam diş sayısı 14- 16 olur. İkibuçuk yaşına kadar 20 süt dişi tamamlanır. Bu süt dişleri, altı yaşına kadar

çocukların besinleri çiğneme ve sindirmelerine yardımcı olur.

Çocuklar altı yaşına

geldiklerinde süt dişleri

düşmekte ve yerine kalıcı dişler çıkmaktadır.

(30)

Bu dönemde beyin gelişimi daha hızlıdır.

Örneğin, iki yaşındaki çocuğun beyninin ağırlığı yetişkinlikteki ağırlığının % 75

‘ine, beş yaşında ise % 90’nına ulaşır.

(31)

OKUL DÖNEMİNDE FİZİKSEL GELİŞİM (6-12 YAŞ)

Okul döneminde boy uzunluğu ve ağırlık artışı sabit ve yavaştır. Yıllık boy artışı ortalama 5.5 cm.

dir. On yaşındaki bir çocuğun boyu yaklaşık

olarak 140 cm. dir. Erkek ve kız çocukların boyu onbir-oniki yaşlarında ortalama 145 cm.

dolayındadır. Kızlar sadece bu dönemde

erkeklerden daha uzundur. Bunun nedeni de

kızların erkeklerden daha önce ergenlik dönemine girmiş olmalarıdır. Kilo artışı da benzer özellik göstermektedir. Bu dönemde çocuklar ortalama yılda üç- üçbuçuk kilogram artar.

(32)

İskelet sistemi de bu dönemde

gelişimini sürdürür. Kemikler daha da uzar ve genişler. Ancak, iskelet sisteminin her parçası aynı oranda büyüyüp sertleşmez. Öncelikle

kafatası ve eller olgunlaşırken, ayak kemiklerinin olgunlaşması

ergenliğin sonunu bulur. Çocuklar olgunlaştıkça ayak bileği eklemleri ve ayaklar, kol bileği ve eller daha çok kemikleşir.

(33)

Bir yaşındaki çocuğun kemik sayısı ve bağlantısı ergenlik dönemindeki bir çocuktan daha azdır. Kemik ve

iskelet sistemindeki gelişme, kas sisteminden daha ilerde olduğu için bazen buna bağlı olarak büyüme

ağrıları meydana gelebilir. Bu

dönemdeki çocukların henüz daha bilek ve parmak kemikleri ince ve hassas işleri yapabilecek olgunluğa ulaşmamıştır.

(34)

Beyin gelişimi, görsel bilgiye ulaşma ve işlemden geçirme

yeteneğindeki gelişmelerle bağlantılıdır. Bu beceriler

okumayı öğrenmede önemlidir.

Çocuğun dikkatini sürdürme ve dikkatini dağıtanları görüntü dışında bırakma yeteneğini

sağlayan beynin bölümleri yaklaşık dört ve yedi yaşlarında hızlı bir şekilde belirginleşir.

(35)

Çocukların yetenekleri arttıkça

aktif nöronlar arasındaki sinaptik bağlar da artar. Çocuklar

doğduklarında gerektiğinden daha fazla nörona sahiptir. Ancak,

kullanılmayan nöronlar ve

bağlantılar yok olmaktadır. Bu

yıllarda nöronlar daha seçici olur ve yalnızca kesin bir kimyasal

mesaja tepki verirler. Bunun sonucunda okul çocukları daha etkili ve esnek bir düşünme

yeteneği kazanırlar.

(36)

ERGENLİK DÖNEMİ

(12-18)

(37)

Ergenlik dönemi çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir. Çocukluk döneminde yavaşlayan fiziksel gelişim, ergenlik döneminde yeniden hızlanarak, dönem sonunda yetişkin ölçülerine ulaşır.

Ergenlik döneminde kız ve erkek

çocuklarının vücut oranları, bebeklik ve çocuklukta benzer olmalarına rağmen, büyük farklılıklar gösterir.

(38)

Bu duruma cinsiyet hormonlarının salgıları neden olur. Erkeklerin omuzları

kalçalarına oranla, kızların ise, kalçaları bellerine oranla genişler. Ayrıca, erkek çocuklar kızlardan daha uzun boylu ve daha ağır olurlar. Bunun nedeni

erkeklerin ön ergenlik döneminde

kızlardan iki yıl daha fazla bir zamana sahip olmalarıdır.

(39)

Kızlarda boy uzaması ve ağırlık artışı on

bir yaş dolaylarında başlar on beş yaşına doğru yavaşlar. Göğüsler sertleşir ve

büyür. Uterus ve vajina da gelişmeye başlar Aynı zamanda bu yaşlarda

menstruasyon (ilk adet kanamaları)

meydana gelir.Genellikle boy uzadıktan ve kilo artışı olduktan sonra menstruasyon

görülür.

(40)

Genç kızlar ilk aylarda düzenli olarak mestruasyon görmeyebilir. Ergenliğin sonuna kadar menstruasyonun düzene

girmesi beklenir., Bu arada cinsel organ bölgesinde kıllanma başlar. Bu dönemde çenede, yanaklarda ve dudakların üst kısmında da hafif bir tüylenme görülür.

Seste hafif kalınlaşma olur.

(41)

Erkeklerde yumurtalar ve penisin gelişimi on iki- on üç yaşlarında başlar, ortalama olarak ani boy artışı ondört- onbeş

yaşlarında görülür. Bu dönemde cinsel organlar çevresinde de kıllanmalar başlar. İlk ereksiyon on bir-on altı yaşlarında masturbasyon veya rüya sonucu görülebilir.

(42)

Sivilceler, yüzde yağlanma, saçta kepeklenme, sesin kalınlaşması,

göğüslerde kabarma ve sertleşme sonucu oluşan göğüs düğümcükleri bu dönemde görülen diğer özelliklerdir. Ancak,

bireyler arasında ergenliğe girme ve

ergenliği tamamlama zamanları arasında büyük farklılıklar olabilir.

(43)

Ergenlik döneminde büyüme ters yönde gelişir. Önce eller, bacaklar ve ayaklar büyür, sonra kol ve bacaklar daha

sonra da beden gelişir. Beden gelişimi sırasında kızlarda yağ dokusu,

erkeklerde kas dokusu artar. Ayrıca erkeklerin akciğer ve kalbinin kızlardan daha büyük olduğu gözlenir. Bu nedenle kuvvet ve hıza dayalı etkinliklerde

erkekler daha fazla başarı gösterirler.

(44)

İskelet sisteminde meydana gelen bu hızlı değişiklik ergenin vücut

koordinasyonunu sağlayamamasına neden olur. Ergenlerdeki ki bu

geçici durum utanıp çekindikleri zaman daha fazla ortaya çıkar.

Ergenler birden bire irileşmiş bedenlerine uyum sağlamakta

zorlanırlar. Ergenlik döneminde baş ve yüz görünümü de değişir. Okul yıllarında çocukların kalıcı dişleri yerleşirken çene yapısı da

değişmiştir.

(45)

Bu dönemde çene öne doğru büyür ve alın çıkık bir hale gelir. Bu değişiklikler, ergenlerin

yüzünde, özellikle erkeklerde köşeli ve

kemikli bir görünüme neden olur. Ayrıca, son dönemlerdeki cinsel gelişimlerinden dolayı bir takım yeni ilgiler uyanmıştır ve bunları ifade etmede oldukça beceriksizlerdir. Ergenler bu durumla ilgili ne diyeceğini bilemez, en

sonunda kurtuluşu kaçmakta bulur en sonunda kurtuluşu kaçmakta bulur.

(46)

MOTOR GELİŞİM

(47)

Motor gelişim, fiziksel büyüme ve merkezi sinir sisteminin gelişimine

paralel olarak organizmanın isteme bağlı hareketlilik kazanmasıdır. Bir başka

deyişle, temelinde hareket olan

becerilerin kazanılmasını içeren ve

doğum öncesi dönemde başlayıp ömür boyu süren bir süreçtir. Bu süreçte büyük (bedeni kullanma) ve küçük kas hareketleri (nesne kullanma) olmak

üzere iki hareket türü kazanılır. Bu iki tür hareketi yetişkinler yapabilecek

düzeydedir. Ancak çocuklar bu

kazanımları süreç içinde öğrenirler.

(48)

1. Proksimodistal

Baştan Ayağa

2.Sefalokaudal

İçten Dışa

3. Büyük kaslardan Küçük kaslara

MOTOR GELİŞİM

(49)

MOTOR GELİŞİM

• Motor gelişim büyük kas ve küçük kas

gelişim olmak üzere iki alanda ele alınır. 

(50)

Büyük kas motor gelişim: Bu gelişim “kaba

motor becerileri” olarak ifade edilir.. Bir bütün olarak vücudun genel hareketlerini ve denge

dinamiğini kapsar. Emekleme, ayakta durma, yürüme, koşma, salınım, dönme, yuvarlanma, zıplama, denge gibi hareketler üzerideki

kontrolü anlatmak için kullanılmaktadır.

 Küçük kas motor gelişim: Bu gelişim”ince

devinimsel beceriler” olarak ifade edilir. Eli ve ayağın kullanması ile ilgili becerileri kapsar.

Tutma, kavrama, yazma, yırtma, çizme, yapıştırma, kesme gibi beceriler örnek olarak gösterilebilir.

(51)

MOTOR YETENEKLER

 Motor yetenek, vücudun bir ya da birden

fazla organının katıldığı kas hareketi ya

da işlemidir.

(52)

MOTOR YETENEKLER

Dikkat, kelime anlamı ile ‘duygularla

düşünceyi, bir olay ve bir nesne üzerinde

toplama’ olarak tanımlanır.

(53)

MOTOR YETENEKLER

Kuvvet; bir direnci yenebilme, karşı koyabilme becerisi olarak da

tanımlanabilir .

(54)

MOTOR YETENEKLER

Denge, belli bir yerde bir hareketi veya

pozisyonu sürdürme, durumunu devam ettirme olarak tanımlanabilir. İlk önemli denge biçimleri;

oturma ve ayakta durabilmedir. Çocuklarda

motor becerilerde denge, daima önemli bir güdü olacaktır. Vücut kısımlarını, vücudun ağırlık

merkezine göre etkili olarak kullanmayı

öğrenecektir. Denge; yürüme, koşma ve atlama becerilerinin kazanılmasında da çok önemli bir faktördür.

(55)

MOTOR YETENEKLER

 İnsanların duyu organlarını harekete

geçiren ve insanda bir tepkiye yol açan iç ve dış durum değişikliğine uyarıcı;

dışarıdan ya da içeriden gelen uyarıcılara karşı organizmanın gösterdiği davranış

tepki olarak tanımlanır. 

(56)

MOTOR YETENEKLER

 Harekete hazır olma şeklinde ifade edilebilecek olan tepki hızı için vücudun, dışarıdan aldığı

uyarıcılara karşı tepki göstermeye hazır olması gereklidir. (etki-tepki süreci) Etki ile bu etkiye yapılan tepki arasında geçen zaman, reaksiyon

zamanıdır. Reaksiyon zamanı ne kadar kısa olursa motor öğrenme de o kadar hızlı olur. Motor

öğrenmede genel olarak bütün vücudun tepkiye hazır olması gereklidir. Özellikle kolların,

bacakların ve elin tepki yapabilecek olgunluğa ulaşması gerekir.

(57)

MOTOR YETENEKLER

Eş güdüm (koordinasyon), belli bir

amaca ulaşmak için; bilinçli motor

hareketlerin devamlılığı, ahenkli ve

uyumlu çalışması olarak tanımlanabilir.

(58)

MOTOR YETENEKLER

• Esneklik: Vücudun gerektiği zaman öne, yana,

geriye ve istenen yönlere eğilmesi, yani esnek

olması gereklidir.

(59)

MOTOR GELİŞİM

AŞAMALARI

(60)

REFLEKSİF HAREKETLER DÖNEMİ (0-1 YAŞ)

 Bebekler bedenlerinin çeşitli bölümlerini hareket ettirmeyi sağlayan genel bir

yetenekle ve refleks olarak isimlendirilen davranışsal tepkiler dizisi ile birlikte

doğarlar. Bir refleks, bir uyaran türüne özel otomatik bir tepki oluşturur. Örneğin, ışık tutulduğunda göz bebeği otomatik olarak büzülür. Aşağı beyin merkezlerinin

kontrolündeki ilkel refleksler gebeliğin 18.

haftasından itibaren fötüste görülmeye

başlar.

(61)

REFLEKSİF HAREKETLER DÖNEMİ (0-1 YAŞ)

 Refleksler genellikle yeni doğanın

beslenmesini emniyete alma ve koruma gibi çift fonksiyonludurlar. Bir başka deyişle, yaşamı sürdürmeye katkıda

bulunurlar. Yeni doğanın yanağına dokunan annenin memesi, başın refleksif dönüşünü uyarır, dudaklara değen meme başı

refleksif emmeyi meydana getirir,

gırtlağı uyaran süt refleksif yutmaya yol

açar.

(62)

REFLEKSİF HAREKETLER DÖNEMİ (0-1 YAŞ)

REFLEKS UYARICI TEPKİ DÖNEM

Moro Bebeği ani olarak sarsmak veya

kollarından tutup kaldırıp tekrar yatağa bırakmak.

Kollarını elleriyle birlikte açar ve sonra kucaklama hareketi yapar gibi kapar.

Yaklaşık 3-6.

Aylarda kaybolur.

Adımlama Yeni doğanı koltuk-altlarından

kavrayıp ayakta tutmak. Yürüyormuş gibi adım atar. 3-4. Hafta kaybolur.

Arama Bebeğin yanağına veya dudağına

dokunmak. Başını uyarıldığı yöne çevirir

ve ağzını açarak meme arar. 3. Ayda kaybolur.

Yakalama/Kavrama Bebeğin avuç içine parmak veya herhangi bir nesneyle dokunmak.

Parmakları kapar, parmağı ya da çubuğu yakalayarak kavrar.

3-4 ayda kaybolur.

Emme Parmağı yeni doğanın ağzına sokmak

ve dudaklara dokunmak. Ritmik bir şekilde emer.

Uyanık durumda 4., uykuda 7. Aya kadar sürer.

Babinski

Ayak tabanına, ayak parmaklarından topuğa doğru parmak ya da benzeri bir nesneyle hafifçe

dokunmak/çizmek.

Ayak parmaklarını yelpaze gibi açar. Baş parmak bükülüdür.

8-12. Aylarda kaybolur.

Göz Kırpma Yeni doğanın gözlerine parlak ışık

tutmak. Hemen gözlerini kapatır. Kalıcıdır.

(63)

REFLEKSİF HAREKETLER DÖNEMİ

(0-1 YAŞ)

• Zamanla korteks daha geniş çapta idare etme gücü kazanır ve istemli hareketler

başlar. Bir çok refleks zamanla kaybolur ya da istemli hareketlerle bütünleşir .

Bebekler kasları üzerinde istemli kontrol geliştirdiklerinde istedikleri zaman

emerler, istedikleri yere bakarlar, nesneyi

yakalarlar. Davranış, artık özel bir uyaran

tarafından kontrol edilemez. 

(64)

İLKEL HAREKETLER DÖNEMİ (1-2 YAŞ)

 İlkel hareketler, ilk iki yaşta gözlenen istemli hareketlerin ilk biçimidir.

Bebeğin oturması, emeklemesi, ayakta

durabilmesi, gelişimde olgunlaşmanın

önemini ortaya koymaktadır.

(65)

İLKEL HAREKETLER DÖNEMİ (1-2 YAŞ)

• Yaşam için gerekli olan istemli

hareketlerin temelini oluşturan ilkel hareketler baş, boyun ve gövde

kaslarının kontrolü gibi dengeleme

hareketleri, uzanma, bırakma, yakalama gibi manipülatif becerileri, sürünme,

emekleme, yürüme gibi lokomotor

hareketleri kapsar.

(66)

TEMEL HAREKETLER DÖNEMİ (2-7 YAŞ)

• Yaşamın ikinci yılından başlayarak

yedinci yılına kadar geçen süre temel becerilerin kazanıldığı dönemdir. Tüm çocukların ortak özellik taşıması ve

yaşam için gerekli beceriler olduğundan

“temel beceriler” olarak ifade edilir.

Bunlar; koşma, atlama, sıçrama, sekme,

yakalama, fırlatma, topa ayakla vurma

gibi hareketlerdir. 

(67)

TEMEL HAREKETLER DÖNEMİ (2-7 YAŞ)

Başlangıç Evresi: Bu evrede çocuklar, kendi bedenlerinin hareket yeteneklerini anlamak ve

bunları denemek için çaba gösterirler. Hareketler sırasında beden ya çok abartılı ya da çok sınırlı

biçimde kullanılır. Ritm ve koordinasyon zayıftır.

İlk Evre: Bu evrede, kontrol ve ritmik koordinasyon arttığı için çocuğun hareketleri daha uyumlu ve

kontrollü olmaya başlar. Buna rağmen, abartma ve

sınırlama vardır. Üç dört yaş çocukları gözlendiğinde bu evrenin özelliklerini taşıyan pek çok hareket

görülebilir.

Olgunluk Evresi: Bu evrede, çocuklar mekanik

yönden etkili, uyumlu ve kontrollü, gelişmiş hareket şekillerini sergilerler. Beş altı yaşına gelen

çocukların bu evreye ulaşmış olmaları gerekir. 

(68)

SPORLA İLGİLİ HAREKETLER DÖNEMİ (7-12 )YAŞ

• Bu dönem, genelde yedi ile on iki yaş

arasını kapsar. İlkokul çocukları, yeni

beceriler kazanmaktan çok, daha önce

kazandıkları temel becerileri daha akıcı

ve doğru olarak ortaya koyarlar.

(69)

SPORLA İLGİLİ HAREKETLER DÖNEMİ (7-12) YAŞ

• Sporla ilişkili hareketler dönemi, spor becerilerine geçiş evresi, spor

becerilerini uygulama evresi ve spor

aktivitelerine yaşam boyu katılım evresi olmak üzere üç evre halinde

incelenmektedir.

(70)

SPORLA İLGİLİ HAREKETLER DÖNEMİ (7-12) YAŞ

Spor becerilerine geçiş evresi: Çocuklar yedi ve sekiz yaşlarında geliştirdikleri becerilerini,

birleştirerek daha kompleks ve özel formlara dönüştürmeye başlarlar. Bu becerileri günlük yaşamda, çeşitli oyunlarda, rekreasyonel ve spora özgü ortamlarda uygularlar. Bu evrede çocuklar, kendilerini fizyolojik, anatomik ve çevresel faktörler tarafından sınırlanmış hissetmezler. Beceri düzeylerini, kilo, boy kuvvet, esneklik, dayanıklılık gibi fiziksel özelliklerini dikkate almaksızın tüm spor branşları ile ilgilenirler.

(71)

Kaynaklar

Ceylan, R. Egitim Psikolojisi, Fiziksel Gelişim, Kriter Yayinları, İstanbul, 2009.

Yıldız Bıçakçı, M. (Editör), Bebeklik ve İlk Çocukluk Döneminde (0-36 Ay) Gelişim, Duyuların Gelişimi ve Desteklenmesi, Eğiten Kitap, Ankara, 2015.

Aral, N. ve G. Baran,  (editör), Çocuk gelişimi. Ya-Pa Yayın Pazarlama Sanayi ve Tic. A.Ş., İstanbul, 2011.

Referanslar

Benzer Belgeler

o Doğum sırasında göbek kordonunun dolanması gibi nedenlerle doğum kanalında oksijensiz kalması. o Vakum, forseps gibi araçların

 Ayrıca çocuğun sözel olarak kendini ifade edebilmesi, kendi bağımsızlığını farketmesini sağlar.. Dil, iletişimi sağlayan Dil,

Bireyin çevresiyle etkileşimini kolaylaştıran, sosyal kabulünü arttıran sosyal beceriler farklı şekillerde sınıflandırılır.. Akkök

Bireyin cinsel büyümesi, cinsel büyümesine karşı sağlıklı tutum takınması, cinsel.. sorunlarını yenebilmesi ve olumsuz cinsel dürtülerini denetim altına alabilmesinde

• Aileye gelişimsel değerlendirmenin amacının ve öneminin açıklanması : Çocuğun gelişimsel olarak değerlendirilmesinin çocuk ve aile açısından gerekliliği

• Ergenlik dönemi gelişimsel açıdan özel bir süreci kapsaması nedeniyle tek ebeveyn olan ailelerde özellikle tek ebeveyn üzerindeki yükün artması ve ebeveynin daha

Duygusal istismar, çevredeki yetişkinler tarafından gerçekleştirilen, fiziksel olmayan ancak çok ağır olan cezalar ya da tehditlerle, çocuğun kişiliğini zedeleyici,

YUKARIDAKİ FİLMLER GİBİ BİR ÇOK ÖDEV OLARAK VERİLEN FİLMLER ÜZERİNDEN GELİŞİMSEL. RİSKLER (Şiddet, bağlanma problemleri)