CGM105 ÇOCUK GELİŞİMİNE GİRİŞ DERSİ
Gelişim Kuramları
Fiziksel Gelişim Motor Gelişim
PROF DR. MÜDRİYE YILDIZ BIÇAKÇI
FİZİKSEL GELİŞİM
DOĞUM ÖNCESİ GELİŞİM DÖLÜT DÖNEMİ
Döllenmeden itibaren geçen 15 günlük süreye “dölüt dönemi” denir.
Tohum Evresi-tutunma Evresi- Dölüt Dönemi
DOĞUM ÖNCESİ GELİŞİM EMBRİYO DÖNEMİ
İkinci haftadan, sekizinci haftaya kadar olan döneme ise embriyo dönemi adı
verilir.
Embriyo dönemi, implantasyon
tamamlandığında başlar. Blastosistin dış tabakası, her biri çok önemli
destek yapıları oluşturan iki hücre zarına dönüşür. İçteki hücre zarı,
içindeki embriyonun yüzdüğü
amniyon sıvısını barındıran ve amniyon
olarak adlandırılan bir çeşit kese ya da torbaya dönüşür.
Destek yapıları gelişirken, embriyonun kendisini oluşturacak hücre kütlesi deri, duyu reseptörleri
sinir hücreleri, kaslar, dolaşım
sistemi, ve iç organların temellerini
oluşturacak birkaç tipte hücreye daha ayrılır. Bu süreç
organogenez
olarakanılır.
Embriyoda farklılaşmış üç tabaka bulunur.
En dıştaki tabaka ‘ekdoderm’ adını alır.
Ekdodermden sinir sistemi, saç, tırnak, dişler, deri bezleri, duyu organları
meydana gelir.
Ortada ise ‘mezoderm’ adı verilen tabaka
oluşur. Mezoderm tabakasından kas, kemik, dolaşım sistemi oluşur. İçte ise endoderm tabakası meydana gelir. Endoderm
tabakasından ise sindirim sistemi, ağız, boğaz gibi organlar meydana gelir.
Embriyo döneminde organizma insan
görünümünü almaya başlar. Yüz, ağız, gözler ve kulaklar tanımlanabilir bir
hale gelir. Boy yaklaşık 1cm’ye ulaşır.
Merkezi sinir sistemi gelişmeye başlar.
Beşinci haftada kalp meydana gelir ve bir hafta sonra dakikada 60 defa
atar. Benzer bir şekilde görülen bu hızlı değişim, diğer organlarda da görülmeye başlar. Kol ve bacaklar oluşur.
DOĞUM ÖNCESİ GELİŞİM FETUS DÖNEMİ
İkinci ayın sonundan doğuma kadar olan döneme fetüs dönemi denir. Fetüs on
ikinci haftanın sonunda yaklaşık 7.5 cm.
boyunda ve 14 gram ağırlığındadır. Bu dönemde baş orantısız bir şekilde büyük olmasına rağmen daha fazla insan şeklini alır. Fetüsün hareketlerini on altıncı
haftanın sonunda anne hissedebilir.
Dördüncü ve altıncı ayda fetüsün temel anatomik yapısı iyice belirginleşir.
Fetüsün kalp atışı doktor tarafından bulunabilir. İskelet sisteminde ise, kemikleşme ve sertleşme başlar. Beş ve altıncı ayda deri biraz daha
kalınlaşır ve tırnaklar oluşur, beden ve yüz iyice belirginleşir.Kas kontrolü
gelişmeye başlar ve fetüsün
hareketlerinde artış görülür. Beşinci ayın sonunda fetüs, artık insan
organizmasının temel yapısını
oluşturduğu gibi yürüme, emme gibi doğumdan sonra gerekli olan bir çok davranış biçimini de kazanmıştır.
Fetüs, yeni doğan bebekte gözlenen bazı fiziksel ve davranışsal özellikler
kazanmasına rağmen, beşinci ayı
tamamlamadan doğan bebekler nadiren yaşayabilirler. Fetüsün yaşayabilmesi
için en az 28 haftalık olması gerekir.Bu dönemde dünyaya gelirse prematüre
olarak yaşama şansı vardır. Ancak emme ve yutma güçsüz, solunum düzensiz ve
yüzeyseldir.
Doğum öncesi gelişim dönemi, yaşam
süresindeki en hızlı gelişim dönemidir.
Fetüs doğduğunda boyu ortalama 48-53 cm. ağırlığı ise 2500-4300 gr.
arasındadır.
BEBEKLİK DÖNEMİNDE FİZİKSEL GELİŞİM (0- 2 YAŞ)
İnsan yaşamının ilk iki yılında, büyüme çok hızlı bir şekilde devam eder. İlk yılın sonunda normal bir bebeğin boyu, doğum boyunun % 50’ si kadar uzar. İki yaşına geldiğinde ise doğum boyundan % 75 daha uzundur. Görüldüğü gibi, boyca uzama ilk yıldan sonra giderek
azalmaktadır.
Bir bebeğin vücut organları aynı oranda büyümez. Yeni doğan bir bebeğin baş çevresi yaklaşık 35 cm dir. Bebeğin başı, vücudunun dörtte bir
oranındadır.Yetişkinlikte ise bu oran sekizde birdir.
Baş yetişkinlikteki ölçüsüne
ulaşmak için doğuştaki ölçüsünün yalnızca iki katı büyümesine
rağmen, doğuştaki bacak ve kolların uzunluğu altı kat
büyüyerek yetişkindeki bacak ve kolların uzunluğuna ulaşmaktadır.
Bu nedenle bebeklikte, beden, bacak ve kollar baştan daha hızlı büyürler
Bebeğin, doğumdaki kas ağırlığının toplam vücut ağırlığına oranı beşte bir iken,
yetişkinlikte bu oran beşte ikidir. Gelişim baştan-ayağa, içten-dışa doğru
prensibine uygun olarak, önce baş ve boyun kasları gelişirken, daha sonra karın ve omuz kasları, el kol ve ayak
kasları gelişir. Bu nedenden dolayı, çocuk önce büyük kas hareketlerini, daha sonra küçük kas hareketlerini yapabilir.
Örneğin, kolların etkin kullanımı, ellerin kullanım yeteneğinden önce gelir.
Bebeğin sinir sistemi de gelişim ilkelerine uygun bir şekilde
merkezden uçlara, içerden dışa
doğru bir gelişim gösterir. Baştaki sinirler, ayaktaki sinirlere göre
daha gelişmiştir.
Dolaşım sisteminin gelişimi
incelendiğinde de, bebeğin kan basıncı doğuşta çok düşüktür, altıncı haftadan sonra artmaya başlar. Kalp vücuda göre daha büyüktür. Kalp atışı, dakikada ortalama 120-140 arasındadır.
Bu hızlı atışlar bir yaşına kadar sürer. Bebeğin kalbinin çalışması, kalp kaslarının gelişmesiyle düzenli bir duruma gelir. Dakikadaki kalp atışının sayısı yavaş yavaş azalır ve yetişkinlikteki düzeyine ulaşır.
Yeni doğan bebeklerin solunum sistemi de yetişkinlerden
farklıdır. Solunum sayısı dakikada 40-60 arasındadır. Bu sayı bir yıl içersinde 30-35’e düşer. İlk
yıllardaki hızlı solunum sayısı kaburga kemiklerinin yatay durumda olmasından
kaynaklanmaktadır. Bu nedenle de bebekte solunum daha çok karın yardımıyla olmaktadır.
Sindirim sistemi ise, ancak anne sütü ve onun bileşimine yakın gıdaları
sindirebilecek özelliktedir. Sindirime yardımcı olan salgıların özelliği ve
miktarı farklılaştıkça çocuk diğer besinleri de kolaylıkla sindirebilir.
Boşaltım sisteminin özelliklerine bakıldığında, boşaltım sistemi vücuttan zararlı maddeleri
atabilecek güçtedir. Önceleri böbreklerin çalışması ve
bebeklerin idrar yapmaları oldukça düzensizdir. Bebeğin idrar yapma sayısı beslenmeye bağlı olarak farklılıklar gösterir.
Alınan sıvı ve besin miktarının artması ile, idrar yapma sayısı da o oranda artar. İdrar
kontrolü 12-30 aylar arasında gerçekleşir.
İskelet sisteminde ise, kemikler büyük ölçüde sertleşmediğinden daha yumuşak ve esnektir, kırılmalara karşı daha
fazla direnç gösterir. Ancak, daha büyük çocuklara ve yetişkinlere göre bebeklerde deformasyon daha fazla görülebilir. Bireyler arasında
kemikleşmenin zamanlaması ve oranı açısından da farklılıklar bulunur.
İskeletin bazı bölümleri daha geç
sertleşir. Örneğin, bazı çocuklarda ilk yılın sonuna kadar 28 el ve bilek
kemiğinin sadece üçü gelişmiştir. Yeni doğmuş bebeğin kafatasında altı
yumuşak nokta bulunur. Bunlara
fontanel adı verilir. Fontanellerin beş tanesi, doğumdan sonraki ilk günlerde kapanırken, tepede bulunan fontanel, 12-18 aylar arasında kapanır.
Fontaneller yavaş yavaş sertleşir ve çocuk iki yaşına gelinceye
kadar kaybolmazlar.
Fontanellerin erken ya da geç kapanması, beyin gelişiminde bir problem olduğunun göstergesidir.
Kafatası kemiklerine göre diğer kemikler daha geç gelişirler.
Bebeğin süt dişleri altıncı ve yedinci
aylarda çıkmaya başlar. Ancak değişik ülkelerdeki çocuklarda dişlerin gelişimi açısından farklılıklar olduğu
görülmektedir. Ayrıca, bazı bebeklerin doğduklarında bir veya birkaç dişi de olabilmektedir.
Bunlar süt dişleri veya geçici dişler olarak adlandırılır. Süt dişleri iki- ikibuçuk yaşlarına doğru tamamlanır.
Bebeklerin yaklaşık ikibuçuk yaşında bebekte 20 adet süt dişi vardır.
Fiziksel gelişimin hızı bebeklik dönemine göre iki- altı yaş döneminde yavaşlamıştır. İki yaşından ergenlik dönemine kadar boy uzunluğu artışı,
yılda ortalama beş santimetredir. Vücut ağırlığı ise, yılda ortalama iki-ikibuçuk kilogramdır. Çok belirgin olmasa da kız ve erkek çocuklar
arasında boy ve ağırlık artışında farklılıklar
görülür. Okul öncesi dönemde erkek çocuklarının boy uzunluğu ve vücut ağırlıkları kızlara göre
biraz daha fazladır.
İLK ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE
FİZİKSEL GELİŞİM (2-6 YAŞ)
Duyu organları da gelişimlerini
sürdürürler. Örneğin, kulaktaki östaki borusu (kulağın dış
kısmından gelen sesleri iç kısma taşır) doğuşta hemen hemen
yere paralel bir durumdan daha açısal bir duruma geçer. Bu
değişiklik bazen okul öncesi yıllarda kulak ağrılarının
sıklığında bir artışa neden olabilir.
Diş gelişimi de oldukça hızlıdır.
İkinci yıl içinde sekiz diş daha çıkar ve toplam diş sayısı 14- 16 olur. İkibuçuk yaşına kadar 20 süt dişi tamamlanır. Bu süt dişleri, altı yaşına kadar
çocukların besinleri çiğneme ve sindirmelerine yardımcı olur.
Çocuklar altı yaşına
geldiklerinde süt dişleri
düşmekte ve yerine kalıcı dişler çıkmaktadır.
Bu dönemde beyin gelişimi daha hızlıdır.
Örneğin, iki yaşındaki çocuğun beyninin ağırlığı yetişkinlikteki ağırlığının % 75
‘ine, beş yaşında ise % 90’nına ulaşır.
OKUL DÖNEMİNDE FİZİKSEL GELİŞİM (6-12 YAŞ)
Okul döneminde boy uzunluğu ve ağırlık artışı sabit ve yavaştır. Yıllık boy artışı ortalama 5.5 cm.
dir. On yaşındaki bir çocuğun boyu yaklaşık
olarak 140 cm. dir. Erkek ve kız çocukların boyu onbir-oniki yaşlarında ortalama 145 cm.
dolayındadır. Kızlar sadece bu dönemde
erkeklerden daha uzundur. Bunun nedeni de
kızların erkeklerden daha önce ergenlik dönemine girmiş olmalarıdır. Kilo artışı da benzer özellik göstermektedir. Bu dönemde çocuklar ortalama yılda üç- üçbuçuk kilogram artar.
İskelet sistemi de bu dönemde
gelişimini sürdürür. Kemikler daha da uzar ve genişler. Ancak, iskelet sisteminin her parçası aynı oranda büyüyüp sertleşmez. Öncelikle
kafatası ve eller olgunlaşırken, ayak kemiklerinin olgunlaşması
ergenliğin sonunu bulur. Çocuklar olgunlaştıkça ayak bileği eklemleri ve ayaklar, kol bileği ve eller daha çok kemikleşir.
Bir yaşındaki çocuğun kemik sayısı ve bağlantısı ergenlik dönemindeki bir çocuktan daha azdır. Kemik ve
iskelet sistemindeki gelişme, kas sisteminden daha ilerde olduğu için bazen buna bağlı olarak büyüme
ağrıları meydana gelebilir. Bu
dönemdeki çocukların henüz daha bilek ve parmak kemikleri ince ve hassas işleri yapabilecek olgunluğa ulaşmamıştır.
Beyin gelişimi, görsel bilgiye ulaşma ve işlemden geçirme
yeteneğindeki gelişmelerle bağlantılıdır. Bu beceriler
okumayı öğrenmede önemlidir.
Çocuğun dikkatini sürdürme ve dikkatini dağıtanları görüntü dışında bırakma yeteneğini
sağlayan beynin bölümleri yaklaşık dört ve yedi yaşlarında hızlı bir şekilde belirginleşir.
Çocukların yetenekleri arttıkça
aktif nöronlar arasındaki sinaptik bağlar da artar. Çocuklar
doğduklarında gerektiğinden daha fazla nörona sahiptir. Ancak,
kullanılmayan nöronlar ve
bağlantılar yok olmaktadır. Bu
yıllarda nöronlar daha seçici olur ve yalnızca kesin bir kimyasal
mesaja tepki verirler. Bunun sonucunda okul çocukları daha etkili ve esnek bir düşünme
yeteneği kazanırlar.
ERGENLİK DÖNEMİ
(12-18)
Ergenlik dönemi çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir. Çocukluk döneminde yavaşlayan fiziksel gelişim, ergenlik döneminde yeniden hızlanarak, dönem sonunda yetişkin ölçülerine ulaşır.
Ergenlik döneminde kız ve erkek
çocuklarının vücut oranları, bebeklik ve çocuklukta benzer olmalarına rağmen, büyük farklılıklar gösterir.
Bu duruma cinsiyet hormonlarının salgıları neden olur. Erkeklerin omuzları
kalçalarına oranla, kızların ise, kalçaları bellerine oranla genişler. Ayrıca, erkek çocuklar kızlardan daha uzun boylu ve daha ağır olurlar. Bunun nedeni
erkeklerin ön ergenlik döneminde
kızlardan iki yıl daha fazla bir zamana sahip olmalarıdır.
Kızlarda boy uzaması ve ağırlık artışı on
bir yaş dolaylarında başlar on beş yaşına doğru yavaşlar. Göğüsler sertleşir ve
büyür. Uterus ve vajina da gelişmeye başlar Aynı zamanda bu yaşlarda
menstruasyon (ilk adet kanamaları)
meydana gelir.Genellikle boy uzadıktan ve kilo artışı olduktan sonra menstruasyon
görülür.
Genç kızlar ilk aylarda düzenli olarak mestruasyon görmeyebilir. Ergenliğin sonuna kadar menstruasyonun düzene
girmesi beklenir., Bu arada cinsel organ bölgesinde kıllanma başlar. Bu dönemde çenede, yanaklarda ve dudakların üst kısmında da hafif bir tüylenme görülür.
Seste hafif kalınlaşma olur.
Erkeklerde yumurtalar ve penisin gelişimi on iki- on üç yaşlarında başlar, ortalama olarak ani boy artışı ondört- onbeş
yaşlarında görülür. Bu dönemde cinsel organlar çevresinde de kıllanmalar başlar. İlk ereksiyon on bir-on altı yaşlarında masturbasyon veya rüya sonucu görülebilir.
Sivilceler, yüzde yağlanma, saçta kepeklenme, sesin kalınlaşması,
göğüslerde kabarma ve sertleşme sonucu oluşan göğüs düğümcükleri bu dönemde görülen diğer özelliklerdir. Ancak,
bireyler arasında ergenliğe girme ve
ergenliği tamamlama zamanları arasında büyük farklılıklar olabilir.
Ergenlik döneminde büyüme ters yönde gelişir. Önce eller, bacaklar ve ayaklar büyür, sonra kol ve bacaklar daha
sonra da beden gelişir. Beden gelişimi sırasında kızlarda yağ dokusu,
erkeklerde kas dokusu artar. Ayrıca erkeklerin akciğer ve kalbinin kızlardan daha büyük olduğu gözlenir. Bu nedenle kuvvet ve hıza dayalı etkinliklerde
erkekler daha fazla başarı gösterirler.
İskelet sisteminde meydana gelen bu hızlı değişiklik ergenin vücut
koordinasyonunu sağlayamamasına neden olur. Ergenlerdeki ki bu
geçici durum utanıp çekindikleri zaman daha fazla ortaya çıkar.
Ergenler birden bire irileşmiş bedenlerine uyum sağlamakta
zorlanırlar. Ergenlik döneminde baş ve yüz görünümü de değişir. Okul yıllarında çocukların kalıcı dişleri yerleşirken çene yapısı da
değişmiştir.
Bu dönemde çene öne doğru büyür ve alın çıkık bir hale gelir. Bu değişiklikler, ergenlerin
yüzünde, özellikle erkeklerde köşeli ve
kemikli bir görünüme neden olur. Ayrıca, son dönemlerdeki cinsel gelişimlerinden dolayı bir takım yeni ilgiler uyanmıştır ve bunları ifade etmede oldukça beceriksizlerdir. Ergenler bu durumla ilgili ne diyeceğini bilemez, en
sonunda kurtuluşu kaçmakta bulur en sonunda kurtuluşu kaçmakta bulur.
MOTOR GELİŞİM
• Motor gelişim, fiziksel büyüme ve merkezi sinir sisteminin gelişimine
paralel olarak organizmanın isteme bağlı hareketlilik kazanmasıdır. Bir başka
deyişle, temelinde hareket olan
becerilerin kazanılmasını içeren ve
doğum öncesi dönemde başlayıp ömür boyu süren bir süreçtir. Bu süreçte büyük (bedeni kullanma) ve küçük kas hareketleri (nesne kullanma) olmak
üzere iki hareket türü kazanılır. Bu iki tür hareketi yetişkinler yapabilecek
düzeydedir. Ancak çocuklar bu
kazanımları süreç içinde öğrenirler.
1. Proksimodistal
Baştan Ayağa
2.Sefalokaudal
İçten Dışa
3. Büyük kaslardan Küçük kaslara
MOTOR GELİŞİM
MOTOR GELİŞİM
• Motor gelişim büyük kas ve küçük kas
gelişim olmak üzere iki alanda ele alınır.
Büyük kas motor gelişim: Bu gelişim “kaba
motor becerileri” olarak ifade edilir.. Bir bütün olarak vücudun genel hareketlerini ve denge
dinamiğini kapsar. Emekleme, ayakta durma, yürüme, koşma, salınım, dönme, yuvarlanma, zıplama, denge gibi hareketler üzerideki
kontrolü anlatmak için kullanılmaktadır.
Küçük kas motor gelişim: Bu gelişim”ince
devinimsel beceriler” olarak ifade edilir. Eli ve ayağın kullanması ile ilgili becerileri kapsar.
Tutma, kavrama, yazma, yırtma, çizme, yapıştırma, kesme gibi beceriler örnek olarak gösterilebilir.
MOTOR YETENEKLER
Motor yetenek, vücudun bir ya da birden
fazla organının katıldığı kas hareketi ya
da işlemidir.
MOTOR YETENEKLER
• Dikkat, kelime anlamı ile ‘duygularla
düşünceyi, bir olay ve bir nesne üzerinde
toplama’ olarak tanımlanır.
MOTOR YETENEKLER
• Kuvvet; bir direnci yenebilme, karşı koyabilme becerisi olarak da
tanımlanabilir .
MOTOR YETENEKLER
• Denge, belli bir yerde bir hareketi veya
pozisyonu sürdürme, durumunu devam ettirme olarak tanımlanabilir. İlk önemli denge biçimleri;
oturma ve ayakta durabilmedir. Çocuklarda
motor becerilerde denge, daima önemli bir güdü olacaktır. Vücut kısımlarını, vücudun ağırlık
merkezine göre etkili olarak kullanmayı
öğrenecektir. Denge; yürüme, koşma ve atlama becerilerinin kazanılmasında da çok önemli bir faktördür.
MOTOR YETENEKLER
İnsanların duyu organlarını harekete
geçiren ve insanda bir tepkiye yol açan iç ve dış durum değişikliğine uyarıcı;
dışarıdan ya da içeriden gelen uyarıcılara karşı organizmanın gösterdiği davranış
tepki olarak tanımlanır.
MOTOR YETENEKLER
Harekete hazır olma şeklinde ifade edilebilecek olan tepki hızı için vücudun, dışarıdan aldığı
uyarıcılara karşı tepki göstermeye hazır olması gereklidir. (etki-tepki süreci) Etki ile bu etkiye yapılan tepki arasında geçen zaman, reaksiyon
zamanıdır. Reaksiyon zamanı ne kadar kısa olursa motor öğrenme de o kadar hızlı olur. Motor
öğrenmede genel olarak bütün vücudun tepkiye hazır olması gereklidir. Özellikle kolların,
bacakların ve elin tepki yapabilecek olgunluğa ulaşması gerekir.
MOTOR YETENEKLER
• Eş güdüm (koordinasyon), belli bir
amaca ulaşmak için; bilinçli motor
hareketlerin devamlılığı, ahenkli ve
uyumlu çalışması olarak tanımlanabilir.
MOTOR YETENEKLER
• Esneklik: Vücudun gerektiği zaman öne, yana,
geriye ve istenen yönlere eğilmesi, yani esnek
olması gereklidir.
MOTOR GELİŞİM
AŞAMALARI
REFLEKSİF HAREKETLER DÖNEMİ (0-1 YAŞ)
Bebekler bedenlerinin çeşitli bölümlerini hareket ettirmeyi sağlayan genel bir
yetenekle ve refleks olarak isimlendirilen davranışsal tepkiler dizisi ile birlikte
doğarlar. Bir refleks, bir uyaran türüne özel otomatik bir tepki oluşturur. Örneğin, ışık tutulduğunda göz bebeği otomatik olarak büzülür. Aşağı beyin merkezlerinin
kontrolündeki ilkel refleksler gebeliğin 18.
haftasından itibaren fötüste görülmeye
başlar.
REFLEKSİF HAREKETLER DÖNEMİ (0-1 YAŞ)
Refleksler genellikle yeni doğanın
beslenmesini emniyete alma ve koruma gibi çift fonksiyonludurlar. Bir başka deyişle, yaşamı sürdürmeye katkıda
bulunurlar. Yeni doğanın yanağına dokunan annenin memesi, başın refleksif dönüşünü uyarır, dudaklara değen meme başı
refleksif emmeyi meydana getirir,
gırtlağı uyaran süt refleksif yutmaya yol
açar.
REFLEKSİF HAREKETLER DÖNEMİ (0-1 YAŞ)
REFLEKS UYARICI TEPKİ DÖNEM
Moro Bebeği ani olarak sarsmak veya
kollarından tutup kaldırıp tekrar yatağa bırakmak.
Kollarını elleriyle birlikte açar ve sonra kucaklama hareketi yapar gibi kapar.
Yaklaşık 3-6.
Aylarda kaybolur.
Adımlama Yeni doğanı koltuk-altlarından
kavrayıp ayakta tutmak. Yürüyormuş gibi adım atar. 3-4. Hafta kaybolur.
Arama Bebeğin yanağına veya dudağına
dokunmak. Başını uyarıldığı yöne çevirir
ve ağzını açarak meme arar. 3. Ayda kaybolur.
Yakalama/Kavrama Bebeğin avuç içine parmak veya herhangi bir nesneyle dokunmak.
Parmakları kapar, parmağı ya da çubuğu yakalayarak kavrar.
3-4 ayda kaybolur.
Emme Parmağı yeni doğanın ağzına sokmak
ve dudaklara dokunmak. Ritmik bir şekilde emer.
Uyanık durumda 4., uykuda 7. Aya kadar sürer.
Babinski
Ayak tabanına, ayak parmaklarından topuğa doğru parmak ya da benzeri bir nesneyle hafifçe
dokunmak/çizmek.
Ayak parmaklarını yelpaze gibi açar. Baş parmak bükülüdür.
8-12. Aylarda kaybolur.
Göz Kırpma Yeni doğanın gözlerine parlak ışık
tutmak. Hemen gözlerini kapatır. Kalıcıdır.
REFLEKSİF HAREKETLER DÖNEMİ
(0-1 YAŞ)
• Zamanla korteks daha geniş çapta idare etme gücü kazanır ve istemli hareketler
başlar. Bir çok refleks zamanla kaybolur ya da istemli hareketlerle bütünleşir .
Bebekler kasları üzerinde istemli kontrol geliştirdiklerinde istedikleri zaman
emerler, istedikleri yere bakarlar, nesneyi
yakalarlar. Davranış, artık özel bir uyaran
tarafından kontrol edilemez.
İLKEL HAREKETLER DÖNEMİ (1-2 YAŞ)
İlkel hareketler, ilk iki yaşta gözlenen istemli hareketlerin ilk biçimidir.
Bebeğin oturması, emeklemesi, ayakta
durabilmesi, gelişimde olgunlaşmanın
önemini ortaya koymaktadır.
İLKEL HAREKETLER DÖNEMİ (1-2 YAŞ)
• Yaşam için gerekli olan istemli
hareketlerin temelini oluşturan ilkel hareketler baş, boyun ve gövde
kaslarının kontrolü gibi dengeleme
hareketleri, uzanma, bırakma, yakalama gibi manipülatif becerileri, sürünme,
emekleme, yürüme gibi lokomotor
hareketleri kapsar.
TEMEL HAREKETLER DÖNEMİ (2-7 YAŞ)
• Yaşamın ikinci yılından başlayarak
yedinci yılına kadar geçen süre temel becerilerin kazanıldığı dönemdir. Tüm çocukların ortak özellik taşıması ve
yaşam için gerekli beceriler olduğundan
“temel beceriler” olarak ifade edilir.
Bunlar; koşma, atlama, sıçrama, sekme,
yakalama, fırlatma, topa ayakla vurma
gibi hareketlerdir.
TEMEL HAREKETLER DÖNEMİ (2-7 YAŞ)
Başlangıç Evresi: Bu evrede çocuklar, kendi bedenlerinin hareket yeteneklerini anlamak ve
bunları denemek için çaba gösterirler. Hareketler sırasında beden ya çok abartılı ya da çok sınırlı
biçimde kullanılır. Ritm ve koordinasyon zayıftır.
İlk Evre: Bu evrede, kontrol ve ritmik koordinasyon arttığı için çocuğun hareketleri daha uyumlu ve
kontrollü olmaya başlar. Buna rağmen, abartma ve
sınırlama vardır. Üç dört yaş çocukları gözlendiğinde bu evrenin özelliklerini taşıyan pek çok hareket
görülebilir.
Olgunluk Evresi: Bu evrede, çocuklar mekanik
yönden etkili, uyumlu ve kontrollü, gelişmiş hareket şekillerini sergilerler. Beş altı yaşına gelen
çocukların bu evreye ulaşmış olmaları gerekir.
SPORLA İLGİLİ HAREKETLER DÖNEMİ (7-12 )YAŞ
• Bu dönem, genelde yedi ile on iki yaş
arasını kapsar. İlkokul çocukları, yeni
beceriler kazanmaktan çok, daha önce
kazandıkları temel becerileri daha akıcı
ve doğru olarak ortaya koyarlar.
SPORLA İLGİLİ HAREKETLER DÖNEMİ (7-12) YAŞ
• Sporla ilişkili hareketler dönemi, spor becerilerine geçiş evresi, spor
becerilerini uygulama evresi ve spor
aktivitelerine yaşam boyu katılım evresi olmak üzere üç evre halinde
incelenmektedir.
SPORLA İLGİLİ HAREKETLER DÖNEMİ (7-12) YAŞ
Spor becerilerine geçiş evresi: Çocuklar yedi ve sekiz yaşlarında geliştirdikleri becerilerini,
birleştirerek daha kompleks ve özel formlara dönüştürmeye başlarlar. Bu becerileri günlük yaşamda, çeşitli oyunlarda, rekreasyonel ve spora özgü ortamlarda uygularlar. Bu evrede çocuklar, kendilerini fizyolojik, anatomik ve çevresel faktörler tarafından sınırlanmış hissetmezler. Beceri düzeylerini, kilo, boy kuvvet, esneklik, dayanıklılık gibi fiziksel özelliklerini dikkate almaksızın tüm spor branşları ile ilgilenirler.
Kaynaklar
Ceylan, R. Egitim Psikolojisi, Fiziksel Gelişim, Kriter Yayinları, İstanbul, 2009.
Yıldız Bıçakçı, M. (Editör), Bebeklik ve İlk Çocukluk Döneminde (0-36 Ay) Gelişim, Duyuların Gelişimi ve Desteklenmesi, Eğiten Kitap, Ankara, 2015.
Aral, N. ve G. Baran, (editör), Çocuk gelişimi. Ya-Pa Yayın Pazarlama Sanayi ve Tic. A.Ş., İstanbul, 2011.