• Sonuç bulunamadı

KONU XIIIAVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NE BAŞVURU KOŞULLARI THÖ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KONU XIIIAVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NE BAŞVURU KOŞULLARI THÖ"

Copied!
31
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

THÖ

KONU XIII

(2)

Birinci Koşul: AİHM’nin Yetkili Olması

AİHM’nin önüne gelen başvuruları inceleyebilmesi, öncelikle, dört bakımdan yetkili olmasına bağlıdır.

Kişi bakımından yetki

Konu bakımından yetki

Yer bakımından yetki

Zaman bakımından yetki

Mahkeme, kişi, yer, konu ve zaman bakımından yetkili olmadığı bir başvuruyu inceleyemez.

Bu dört bakımdan yetkinin tümünün aynı anda sağlanması gerekir.

(3)

İkinci Koşul: Kabul Edilebilir Bir Başvuru

 Mahkemenin önüne gelen bir başvurunun esasına girebilmesi için ikinci bir önkoşulun daha sağlanması gerekir.

 Mahkemenin yetkisi içinde kalan başvurunun, Sözleşmede

öngörülen başvuru koşullarını da sağlaması gerekir ki, bunlar, kabul

edilebilirlik koşulları olarak adlandırılır. Mahkeme ancak,

Sözleşmenin 35. maddesinde öngörülen kabul edilebilirlik

koşullarını sağlayan bir başvuruyu esastan inceleyebilir.

(4)

Mahkeme’nin Kişi Yönünden Yetkisi (Bireysel Başvurularda)

34. maddeye göre, ihlalden zarar gördüğünü iddia eden her gerçek kişi, hükümet dışı kuruluş ya da kişi grupları Mahkeme’ye başvurabilir.

Bu kişilerin, ihlalden zarar gören kişiler olması gerekir. Madde ile, ilgisiz kişi ya da kurumların Mahkemeye başvurmaları önlenmek istenmiştir.

İhlal ile ilgisi olmayan kişilerin başvuruda bulunabilmesi mümkün değildir.

(5)

AİHS, madde 34

Kişisel başvurular

“İşbu Sözleşme ve Protokollerinde tanınan hakların Yüksek Sözleşmeci

Taraflardan biri tarafından ihlalinden zarar gördüğü iddiasında

bulunan her gerçek kişi, hükümet dışı kuruluş veya kişi grupları

Mahkeme'ye başvurabilir. Yüksek Sözleşmeci Taraflar bu hakkın etkin

bir şekilde kullanılmasına hiçbir suretle engel olmamayı taahhüt

ederler.”

(6)

İhlalin Niteliği

Kişinin ihlal edilen menfaatinin (i) kişisel;

(ii) doğrudan; ve

(iii) güncel olması gerekir.

Menfaatin kişisel olması, ihlale neden olan eylem ya da işlemin başvurucuyu kişisel olarak etkilemesi anlamına gelir.

Menfaatin doğrudan olması, kişinin ihlalden doğrudan doğruya etkilenmiş olması anlamına gelir. Yapılan eylem/işlem ile kişinin uğradığı zarar arasında doğrudan bir illiyet bağı bulunması gerekir.

(7)

İstisnalar

1. İstisna: Dolaylı ihlal (Doğrudan ihlale istisna). Aslında doğrudan doğruya ihlale maruz kalmayan, ancak ihlale doğrudan maruz kalan kişi ile çok yakın ve özel bir ilişki içinde olan kişilerin dolaylı mağdur olarak değerlendirilmeleri ve bu kişilerin yaptığı başvuruların kabul edilmesi mümkün olabilmektedir.

Örnek: Cezayir’den kaçarak Cebelitarık’a sığınan ve hükümet darbesi ile ilişkili görünen bir generalin Cezayir’e geri verilmesi ve ölüme mahkûm edilmesi üzerine, generalin eşi ve çocuklarının dolaylı zarar gören olarak yaptıkları başvuru kabul edilmiştir (Amekrane/İngiltere davası).

(8)

İstisnalar

2. İstisna: Potansiyel Mağdur kavramı (güncel ihlalin istisnası): Henüz bir ihlalden dolayı mağdur olmamış kişiler de, belli koşulların varlığı durumunda potansiyel mağdur olarak kabul edilebilir ve yapmış oldukları başvurular kişi yönünden yetkisizlik gerekçesiyle reddedilmez.

Örnek: Bir yasa, başvuran kişiye uygulanabilir nitelikte ise, yani kişi yasanın uygulanmasından potansiyel olarak mağdur olma tehlikesiyle karşı karşıya ise, bireysel başvuru yoluyla konuyu Mahkeme önüne getirebilir.

(9)

Potansiyel Mağdur

Örnek: Almanya’ya ilişkin verilen bir kararda, kişilerin telefonlarının gizlice dinlenebilmesine olanak tanıyan bir yasa dolayısıyla yapılan başvuruda Almanya hükümeti, yasanın başvurana uygulanmadığı, dolayısıyla menfaatinin ihlal edilmediği savunmasını yapmıştır.

Buna karşın, yasanın başvuranlara uygulanabileceği, üstelik yasanın

kendilerine uygulandığından kişilerin haberlerinin bile

olamayacağından hareketle başvuranlar potansiyel mağdur olarak

değerlendirilmiş ve dava kabul edilebilir bulunarak esastan

incelenmiştir.

(10)

Mahkemeye Başvuru:

Kişi toplulukları

 Kişi toplulukları, herhangi bir tüzel kişiliğe sahip olmayan kişilerden oluşmaktadır. Bu kişileri bir araya getiren, devlete atfedilen bir eylem/işlemden birlikte mağdur olmaktır.

 Tüzel kişiliği olmayan kişi topluluklarının Mahkemeye

başvurabilmeleri için, ya topluluğu oluşturan kişilerin başvuruyu

imzalamaları, ya da kişi topluluğu adına Mahkeme’ye başvuran

kişinin, adına başvurduğu kimselerden temsil yetkisi alması

gerekmektedir.

(11)

Mahkemeye Başvuru:

Hükümet Dışı Kuruluşlar (Tüzel Kişiler)

Devlet bünyesinde yer alan tüzel kişiler (KHTK) başvuruda bulunamazlar. Hükümet dışı kuruluşlar, özel hukuka tabi tüzel kişileridir.

Tüzel kişiler, ancak kendi tüzel kişiliklerini ilgilendiren haklarını korumak için başvurabilirler.

Üyelerinin haklarını korumak için başvuramazlar.

(12)

Devlet Başvurularında Kişi Yönünden Yetki

Her sözleşmeci devlet, diğer bir sözleşmeci devleti, Sözleşme kurallarına aykırı davranışlarından dolayı, AİHM’ye şikâyet edebilir (AİHS, m. 33).

Bireysel başvurulardan farklı olarak, şikayette bulunan devletin bir mağduriyetinin olması gerekmez.

Avrupa Konseyi’nin amaç ve ideallerini gerçekleştirmek için, ortak bir kamu düzeni oluşturmak amacı.

(13)

AİHM’ye Başvuru:

Başvurular Kime Karşı Yapılır?

Başvurular, Sözleşmedeki yükümlülüklerini ihlal ettiği ileri sürülen taraf devlete karşı yapılır.

1) Aleyhine başvuru yapılan, ancak Sözleşmeyi imzalamış bir devlet olabilir.

2) Bu devlet, Sözleşmede koruma altına alınmış olan hak ve özgürlüklere ilişkin yükümlülüklerini ihlal etmiş olmalıdır.

3) Başvuru, devletin bir organına (örneğin bir bakanlığa ya da kamu tüzel kişisine) karşı değil, doğrudan devlete karşı yapılır. Başvurunun, bireye karşı yapılması da mümkün değildir.

(14)

Mahkemenin Konu Yönünden Yetkisi

Mahkeme’nin konu yönünden yetkisi; Sözleşme ve ek Protokollerde düzenlenmiş olan hak ve özgürlüklerden ibarettir.

Her devletin sorumluluğu, Sözleşme metni ile o devletin onaylamış olduğu ek protokollerdeki hak ve özgürlüklerle sınırlıdır.

Çekinceler de dikkate alınır.

(15)

Mahkemenin Konu Yönünden Yetkisi

 Başvuruda Sözleşmenin hangi hükümlerinin çiğnendiğinin gösterilmesine gerek yoktur. Mahkeme, olayları ve delilleri göz önünde bulundurarak hangi hükümlerin ihlal edildiğini kendisi değerlendirir.

Sözleşmede güvence altına alınmamış olan hak ve özgürlükler bakımından Mahkeme konu bakımından yetkisizlik gerekçesi ile başvuruları reddeder.

Örneğin Sözleşme, dil özgürlüğünü güvence altına almamıştır. Bunun yanında, vatandaşı olmadığı bir devletin ülkesine girme, yerleşme ya da oturma hakkı;

yargılanmanın yenilenmesi hakkı, kamu hizmetine girme hakkı ile, mülkiyet hakkı, eğitim ve öğrenim hakkı ve sendika özgürlüğü dışında kalan ekonomik, sosyal ve

(16)

Mahkeme’nin Yer Yönünden Yetkisi

Sözleşme’nin 1. maddesine göre, “Yüksek Sözleşmeci Taraflar, kendi yetki alanları içinde bulunan herkese bu Sözleşme”de açıklanan hak ve özgürlükleri tanırlar.

(17)

SORU:

Devlet, hukuki egemenlik alanı dışında birtakım eylemlerde bulunur ve bu suretle Sözleşmeyi ihlal ederse bundan sorumlu tutulabilecek midir?

Bir başka anlatımla, 1. maddede sözü edilen “yetki alanı” yalnızca

ulusal sınırlar içerisinde kalan alan olarak mı anlaşılmalıdır; yoksa fiili

yetki alanını da kapsayacak şekilde geniş mi yorumlanmalıdır?

(18)

Mahkeme’nin Yer Yönünden Yetkisi

Mahkeme içtihatları ile “yetki alanı” ifadesi genişletilmiştir:

Mahkeme’nin yer yönünden yetkisi, Sözleşmeci devletlerin ülkesi ile sınırlı kalmayarak, ülke sınırları dışındaki Sözleşmeye aykırı davranışlarını da içine alacak biçimde, içtihatlar yoluyla zaman içinde genişletilmiştir.

◦ Örnek: 1974 harekâtından sonra Kıbrıs’ta meydana gelen gelişmeler ve insan hakları ihlallerinden Türkiye’nin sorumlu tutulması.

(19)

Mahkeme’nin Yer Yönünden Yetkisi

Komisyon’un 1975 tarihli Kıbrıs/Türkiye davasına ilişkin kabul edilebilirlik kararında belirttiği üzere, bir devlet kendi ulusal sınırları dışında bir yetki kullanıyorsa, bunu Sözleşme’ye uygun olarak kullanmak zorundadır.

Böylece Sözleşmenin uygulama alanı, devletlerin fiili yetki alanlarına dek uzamıştır.

(20)

Mahkeme’nin Zaman Yönünden Yetkisi

Her sözleşmeci devlet bakımından Sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlar.

İ

stisna: “sürekli çiğneme/ihlal” denilen durumdur. Buna göre, Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden önce başlamış olan, ancak yürürlüğe girmesinden sonra da devam eden ihlaller bakımından Mahkeme kendisini yetkili görmüştür.

Örneğin, yasal olmayan tutuklama, kişinin mülkiyetine ulaşmasını engelleme, kamu hizmetlerinden sürekli yasaklılık durumu gibi ihlaller, süreklilik arz eden eylemlerdir.

(21)

Kabul Edilebilirlik Koşulları (AİHS md. 35)

İç hukuk yolları tüketilmiş olmalıdır.

Süre koşulu: İç hukuk düzeninde ortaya çıkan kesin karardan itibaren 6 aylık süre içinde Mahkemeye başvurulabilir.

Başvuru imzasız (anonim) olmamalıdır.

Başvuru, daha önce AİHM ya da bir başka uluslararası organ önüne getirilmemiş olmalıdır.

İhlal iddiası Sözleşme ve ek protokollerinde düzenlenen haklara ilişkin olmalıdır.

Dayanaktan yoksun ya da temelsiz olmamalıdır.

Başvuru hakkının kötüye kullanılması niteliğinde olmamalıdır. (Siyasal propaganda, hakaret, gerçek dışı bilgilerin verilmesi)

(22)

Yeni bir kabul edilebilirlik koşulu (Yeni 35/3)

a. başvurunun Sözleşme veya ilgili Protokol hükümleri dışında kalması, açıkça dayanaktan yoksun olması veya bireysel başvuru hakkının suiistimali mahiyetinde olması, veya;

b. Sözleşme ve Protokollerde belirtilen insan haklarına saygı ilkesi gereğince başvurunun esası hakkında incelemeye gerek bulunması ve başvuruya konu olayın iç hukuk mahkemesince yeterince incelenmemiş olması durumları hariç olmak üzere, başvuranın önemli mağduriyetinin bulunmaması."

(23)

İç Hukuk Yollarının Tüketilmesi Koşulu

Uluslararası hukukta kabul edilmiş genel bir ilkedir.

AİHM’ye başvuran kişinin, iç hukuk yollarını tükettiğine ilişkin belgeleri Mahkeme’ye sunması gerekir. İspat yükü başvurandadır.

Mahkeme, iç hukuk yollarının tüketilip tüketilmediğini kendiliğinden inceler.

(24)

İç Hukuk Yollarının Tüketilmesi Koşulu

Ancak bu koşulun çok önemli istisnaları

vardır…

(25)

İç Hukuk Yollarının Tüketilmesinin Gerekli Olmadığı Haller

1) Konu ile ilgili iç hukuk yolu yoksa, ya da bir yasa ile açıkça yargı yolu kapatılıyorsa

Örnek: Türkiye’de bazı organların kararlarına karşı yargı yoluna başvurulamamaktadır. Anayasa gereği Yüksek Askeri Şura (YAŞ) ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) gibi organların işlemlerine karşı gidilebilecek bir iç hukuk yolu öngörülmemiştir.

(26)

İç Hukuk Yollarının Tüketilmesinin Gerekli Olmadığı Haller

2) İç hukuk yolunun etkisiz olması.

Aslında başvurulabilecek birtakım hukuki yollar öngörülmüştür; ancak bunlar fiilen işletilmiyorlardır ya da istenen sonucu doğuracak nitelikte değildirler; yani etkisizdirler. Örnek: terörle mücadele sırasında yakılan köylerin şikâyet konusu edildiği AKDIVAR ve Diğerleri/Türkiye davası.

(27)

İç Hukuk Yollarının Tüketilmesinin Gerekli Olmadığı Haller

3) Yerleşmiş bir yargı içtihadının bulunması:

bu yola başvurulması durumunda ulusal mahkeme, benzer olaylarda sürekli verilen ve sorunu çözmeyen eski içtihatları tekrarlamaktan başka bir şey yapmayacaktır.

(28)

İç Hukuk Yollarının Tüketilmesinin Gerekli Olmadığı Haller

4) Sözleşme’ye aykırı yerleşmiş yönetsel uygulamanın varlığı (idari pratik): idare organlarının Sözleşmeye aykırı tutumları adeta bir rutin uygulamaya dönüşmüştür ve idarenin bu eylemlerine devlet tarafından göz yumulmakta, engel olunmamakta ya da bu tür davranışlar hoş görülmektedir.

(29)

İdari pratiğin iki koşulu

İdari eylem ya da işlemlerin, aynı ya da benzer türden olmaları gerekir.

Bu davranışların, istisnai uygulamalar düzeyinde kalmaması; dikkati çekecek derecede belli bir düzeye ulaşması gerekir.

Kamu makamlarının söz konusu uygulamaya hoşgörü göstermesi, yerleşmiş idari uygulamanın varlığını gösterir.

(30)

İç Hukuk Yollarının Tüketilmesinin Gerekli Olmadığı Haller

5) Davanın sürüncemede kalması

6) Kişinin iç hukuk yollarını tüketmesinin kamu görevlilerince engellenmesi

7) İç hukuk yollarına başvurulması halinde başvuranın bir misilleme ile karşılaşması olasılığının olması

(31)

Süre Koşulu

35. maddeye göre, başvurunun, iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra ve kesin karardan itibaren 6 aylık süre içinde yapılması gerekir.

İç hukuk yolu yok ise, 6 aylık süre, Sözleşmeyi ihlal eden eylem ya da işlemin yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar.

Sürekli çiğneme halinde,

eğer iç hukuk yolu yoksa, hakkın çiğnenmesinin sona erdiği tarihten itibaren başlar.

sürekli çiğneme bir yasadan doğuyorsa, 6 ay koşulu uygulanmaz. Yasa yürürlükte olduğu sürece başvuru yapılabilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

 İnsan Hakları Komisyonu 1235 Usulü aracılığıyla “insan hakları ve temel özgürlüklerin ağır ihlâllerine ilişkin bilgileri” inceledikten sonra, bu ihlallerin

Devlet başvurusu ise, Sözleşme ile güvence altına alınan hak ve özgürlüklerin korunmasından her Taraf devletin tek tek sorumlu tutulmasının ve böylece bir

Metin içerisinde kaynak gösterilecek ise parantez içinde yazar soyadı, yayın yılı ve sayfa numarası sıralı biçimde (Çaycı, 2002:520) şeklinde, dipnot olarak gösterilecek

Kabul edilen bildirilerin tam metinlerinin 31 Ocak 2020 tarihine kadar yazım kurallarına uygun biçimde ekli Word dosyası olarak meclisinacilisi@atam.gov.tr adresine

● Başarısız (FF) harf notu bulunmayan ancak mezuniyet için gerekli olan minimum 2.00 AGNO notunu sağlayamayan öğrenciler, en fazla üç DC, DD (koşullu başarılı) harf

Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği gereğince, beyan ile gümrük idaresince yapılan tespit sonucunda belirlenen veya gümrük idaresince tespit edilmesinden önce beyan sahibince

Bu başvurunun, Danıştay Başkanlığı’nın temyiz incelemesine ilişkin olarak tesis ettiği kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) gün içerisinde

olmayan, iç giyim alt parçaları, mayo ve bikini altları, makyaj malzemeleri, tek kullanımlık ürünler, çabuk bozulma tehlikesi olan veya son kullanma tarihi geçme ihtimali