Her yönüyle insan sağlığını tehdit eden balık çiftlikleri AKP hükümeti tarafından daha “yasal” ve kazançlı hale getirilmeye çalışılıyor.
16–17 Temmuz tarihleri arasında Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın örgütlemesi ile “balık çiftlikleri planına esas teşkil edecek” proje toplantısı organize edildi. Toplantıya Kültür ve Turizm, Bayındırlık ve İskân ve Çevre ve Orman bakanlıkları bürokratlarının yanı sıra, balık çiftlikleri sahipleri ve bazı çevre örgütleri de çağrılı olarak katıldılar. Koordinatörlüğünü Tarım Bakanlığı müsteşarı Hayri Deniz’in yaptığı toplantıda, balık tröstlerine uluslararası düzeyde danışmanlık yapan Birleşmiş Milletler Gıda Örgütü (FAO) temsilcisi Doris Sato, Patrick White ve Prof. Carmelo Agius projede görevli uzmanlar olarak yer aldılar.
Çalıştay programı gereği ikinci gün saat 11.00’de “Balık çiftliklerinde çözüm Yolları” gündem maddesine geçildiği esnada Bodrum Yurttaş İnisiyatifi, İzmir Yurtsever Cephe, Yeşiller Partisi, Ege çevre Platformu ve TEMA üyelerinden oluşan delegasyon toplantı salonuna girdi. Yaşanan gerginliğin sonrasında çalıştay Koordinatörü Hayri Deniz ve yabancı proje uzmanları toplantı salonunu terk etti.
Çalıştaya uyarı deklerasyonu
Delegasyon, çalıştaya deklerasyon vererek “Ülke dışından sözüm ona akademisyenler getiriyorsunuz. Devletin dört bakanlığı burada temsil ediliyor. Tüm bürokrasi ve idareyi yığıyorsunuz. Bunu da basından dahi gizliyorsunuz.
Toplantınız belli ki; aklınızdan geçen ve hatta kağıda döktüğünüz planlarınıza meşruluk kazandırma toplantısıdır. Bu toplantının ana ayağını oluşturan Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tehlikeli bir yol haritasına zaten yönelmiş
durumdadır. Bakanınız Mehdi Eker’e ‘Mehdi Ne Ekerse, Onu Biçer’ mesajımızı iletmenizi istiyoruz. Bizler sizlerin bu toplantınızdan çıkacak kararları tanımayacağımızı bildiririyoruz. Ege’nin denizleri efsanelerin, düşlerin, mitolojinin, hayallerin dalgalarını taşıyor. Bu dalgaların üzerinde avro hesapların yaratacağı lekelenmeye izin vermeyeceğiz. Bizim Deniz’lerimiz emperyalist işgalciliği geçmişte denize dökmüştü. Bizler geçmişten aldığımız mirasla denizlerimin ve ülkemizin sahibiyiz. Uğursuz planlarınızı Ege’nin mavi dalgaları altında dibe çökertmek biz yurtseverlerin asli misyonudur. Bu nedenle sizleri ‘minareye kılıf toplantısına’ son vermeye çağırıyoruz” dedi. Delegasyon daha sonra salonun kapısında toplantıyı alkışlarla protesto etti.
Daha sonra Metro-Bölge istasyonuna geçen delegasyon burada toplanan kitle ile birlikte Tarım İl Müdürlüğü ana giriş kapısına yürüdü. Kapıda Bodrum Yurttaş inisiyatifi adına açıklama yapan Ayhan Karahan şunları ifade etti; “Görmüş olduğunuz şu kapalı kapıların ardında denizde plan yapıyorlar. Bu planı yaparken de ‘balık çiftlikleri tröstlerinin’ çıkarlarını gözetiyorlar. Tıpkı kuş gribi vakasında yumurta operasyonunda olduğu gibi toplu balık ölümlerinden de vaziyet çıkardılar. Küçük balık üreticilerini yuttular. Küçük balık büyük balığı yuttu yani. Daha yetmedi uluslararası en büyük balık yetiştiricisi tröstleri karasularımıza soktular. Niçin bu tekeller ülkemize geliyorlar. Tek nedeni düşük maliyettir. Maliyet nasıl düşüyor? Bunu içerideki proje danışmanlarından Patrick White çok net açıklıyor. Patrick White bu salondaki dünkü konuşmasında ve 2007’deki ‘Doğu Akdeniz Bölgesinde Su Ürünlerindeki Gelişmeler’ raporunda diyor ki; ‘Ege Bölgesi çiftlik balıkçılığı için çok elverişli. Doğal koyları var ve bu koylar çok korunaklı. İşçilik çok ucuz bu avantaj. Düşük teknoloji ile üretim yapılabiliyor. Kafes yapılanmasında denetim yok’ diyor. Yani sizin karasularınız benim danışmanlığını yaptığım emperyalist balık tekellerinin çöplüğü diyor.”
Bakanlık çekmecesindeki plan açıklandı
Açıklamada daha sonra Mandalya körfezinin henüz açıklanmamış, gizli tutulan planı basın mensuplarına gösterilerek “Halka ve ülkeye düşman bu yapılanmanın bir yalanını daha suratlarına çarpıyoruz. Yaptıkları toplantının konusu ‘balık çiftlikleri için yer seçimi için yol haritasının oluşturulması projesi’. Yalan söylüyorlar çünkü bırakın yol
haritasını, haritanın kendisini oluşturdular. Minareyi çaldılar kılıf arıyorlar. Şu anda size gösterdiğim harita, Mandalya Körfezi’nin karanlık çekmecelerde bekleyen haritasıdır. çiftliklerin yerleri dahi numara, numara belirlenmiş. Ekosistem bazlı, devletin dört bakanlığı gazlı, uluslararası bilim soslu toplantılarla kimin gözünü boyayacaklarını sanıyorlar” dendi.
Basın açıklamasının ardından Müsteşar Hayri Deniz’in şikayeti üzerine Ayhan Karahan “yabancı akademisyenlerin gözünde Türkiye’nin itibarını zedelediği, küçük düşürdüğü” gerekçesi ile 3 saat gözaltında kaldı. Karahan,
yurtseverlerin emperyalizme hizmet eden danışmanlar nezdinde “ulusal onur ve itibar” gibi bir sorunu olmadığını, ulusal onurun kendileri için yabancıların dayatmalarını ve planlarına karşı durmak anlamına geldiğini belirtti. 19/07/2008
