• Sonuç bulunamadı

Temel Kavramlar ve Tanımlar 2

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Temel Kavramlar ve Tanımlar 2"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Temel Kavramlar ve Tanımlar 2

Doç. Dr. Fevziye Sayılan Kocayiğit

ARP472 Toplumsal Cinsiyet ve Eğitim Dersi Açık Ders Malzemeleri

(2)

TEMEL KAVRAMLAR VE TANIMLAR

• Cinsiyet- Toplumsal Cinsiyet

• Toplumsal Cinsiyete Dayalı İşbölümü

• Toplumsal Cinsiyet Rolleri

• Cinsel Kimlik

• Cinsel Yönelim

• Cinsiyet Kalıpyargıları

• Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık

• Cinsiyetçilik

• Cam Tavan

• Pozitif Ayrımcılık/Olumlu Eylem ya da Olumlayıcı Eylem

• Toplumsal Cinsiyeti Anaakımlaştırmak

• Gizli Müfredat

(3)

• CİNSİYET : -Biyolojik Özellikler -Değişmez

Biyolojiye referans verir. Kromozomlarda, hormonlarda, birincil ve ikincil cinsel özelliklerdeki farklılığı anlatır. Genellikle değişmezliği kabul edilir   

TOPLUMSAL CİNSİYET:

-Toplumsal olarak belirlenir -Kültürün içinde öğrenilir

-Zaman ve mekan içinde değişir -Değişime direnebilir

Toplumların iki cinsi birbirinden ayırt etme biçimini ve onlara verdiği rolleri anlatmak için kullanılan bir kavramdır. Aynı zamanda toplumsal bir sınıflandırma sistemine dayanak olan bir kavramdır. Bu yolla cinslerin birbirinden ayrılmasına olanak sağlar.

Kadın ve erkek seks/cinsiyet kategorisi iken; kadınlık ve erkeklik toplumsal cinsiyet kategorisidir.

Neden biyolojik cinsiyet/cins ile toplumsal cinsiyet arasında bir ayrım yapıyoruz?

Toplumsal cinsiyet kavramı kadınlar ve erkekler arasındaki asimetrik ilişkileri ve

eşitsizlikleri sorgulamak için kavramsal bir araç olarak kullanılmaktadır.

(4)

TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİ

Kadın ve erkeklerin nasıl düşünmesi , davranması ve hissetmeleri gerektiğini tanımlayan, toplumsal olarak öngörülen farklılıklara dayanan, toplumsal olarak belirlenmiş davranış, yükümlülük ve sorumluluklardır.

Cinsiyete dayalı iş bölümü kadınları ikincil konumunu pekiştirir ve onları toplumsal cinsiyet rollerine bağlı ve bağımlı kılar.

Cinsiyet rolleri bireysel seçimle olduğu kadar, ekonomik kriz, doğurganlık

oranının düşme eğilimi, kadınların eğitim ve kadınların toplumsal katılım

düzeyinin yükselmesi, teknolojinin sunduğu olanakların yaygınlaşması gibi

durum ve süreçlerin etkisiyle zaman içinde değişebilmektedir.

(5)

Toplumsal Cinsiyete Dayalı İşbölümü

“Kadınların ve erkeklerin ne yapması gerektiği ya da neleri yapabileceği hakkında toplumda yaratılmış olan fikirlere ve değerlere dayanarak, kadınlara ve erkeklere farklı roller,

sorumluluklar ve görevler yüklenmesini ifade eder.” (Bhasin, 2003: 27). Bu işbölümü

nedeniyle kadın ve erkeklerin farklı günlük işleri, sorumlulukları ve zaman kullanımları vardır.

Kadınların işleri, rolleri ve kimlikleri üreme (çocuk doğurma) ve aile içinde yapılan işler

temelinde belirlenirken, toplumsal ve kamusal alanda yapılan işler asıl olarak erkeklerin işi olarak görülür. Erkek egemenliği altında bu işbölümü, kadınları bağımlı, ikincil ve dezavantajlı kılar.

Bu işbölümünün sonucu kadınlar erkeklerden daha az Kaynağa: para, kredi, eğitim, istihdam, boş zamana,

Seçme şansına: denetim, özerklik, yaşam tarzına,

Karar alma yetkisine sahiptir.

(6)

CİNSİYET KALIPYARGILARI

İki cinsin birbirinden hangi bakımlardan ayrıldığına dair

inançlardır. Kadın ve erkeğe özgü olduğuna inanılan davranış,

görünüş ve kişilik farklılıklarını vurgulamak için kullanılır. Her iki cins için de yapması ve yapmaması gereken davranış ve düşünce kalıplarına dair inançları yansıtır. “Kadınlar uysaldır, fedakârdır;

erkekler matematikte daha başarılıdır. Kızların iletişim becerileri

daha gelişkindir» gibi kalıpyargılarla ifade edilir.

(7)

AYRIMCILIK VE ÖNYARGI

Ayrımcılık, aynı durumdaki bireylere farklı; farklı durumdaki bireylere aynı muamele yapmaktır.

Cinsiyet, ırk, dil mezhep-din, cinsel kimlik, sosyal statü, medeni durum , engellilik gibi birey tarafından denetlemeyen koşulların getirdiği özsel kimlikler ve özellikler ile edinilen konum ve

durumlara hak ve özgürlük açısından farklı muamele edilmesidir.

- işe alırken, erkek çalışan tercihinde bulunmak,

- kamu hizmetinin sunumunda belirli mezhep-dini kimliklere öncelik verilmesi gibi.

Önyargı Kanıta ve bilgiye dayanmayan her türlü ön fikir olarak

tanımlanabilir.

(8)

CİNSEL KİMLİK

Kişinin hangi cinsten olduğuna dair bilgisi ve başkalarının cinsiyetini tanıma yeteneğini anlatır.

Kişinin kendi bedenini ve benliğini belli bir cinsiyet tanımı içinde algılayışı, kabullenişidir. Bu algılayış biyolojik cinsiyetiyle uyumlu veya uyumsuz

olabilir.

CİNSEL YÖNELİM

Belli bir cinsiyetteki bireye karşı süregelen duygusal, romantik ve cinsel çekimi ifade eder. Tanımlanmış üç cinsel yönelim vardır:

Kişinin karşı cinsiyetten birine yönelmesi heteroseksüellik; Kişinin kendi cinsiyetinden birine yönelmesi eşcinsellik; Kişinin her iki

cinsiyete de yönelmesi biseksüelliktir. Cinsel yönelim, duyguları ve kendilik kavramını içerdiği için cinsel davranıştan farklıdır. Bireyler davranışlarıyla cinsel yönelimlerini ifade edebilecekleri gibi

etmeyebilirler de.

(9)

GİZLİ MÜFREDAT

Gizli müfredat, açık müfredatta yer almayan ancak okulun işleyiş ve

örgütlenmesiyle ilgili söylem ve pratiklerle verilen mesajlardır. Gizli

müfredat mesajları genelde tutumlar, değerler, inançlar ve

davranışlarla iletilir. Öğrencilerin ve öğretmenlerin davranış kodları

müfredatta yer almaz. Ancak öğrenciler, okulda nasıl davranmaları

gerektiğini okulun kültürel ortamında öğrenirler. Çünkü okuldaki

hayatın pek çok yönü kurallarla düzenlenmiştir: Okul törenlerinden,

derslikteki düzenin nasıl sürdürüleceğine, kültürel faaliyetlerden

ilişkilerin nasıl düzenleneceğine kadar beklentilerin birçoğu

öğrencilere yazılı olmayan kurallarla iletilir. Bu kuralların hangi

amaçlarla düzenlendiği yani öğrenciyi itaate mi, yoksa eleştirelliğe mi

yönlendireceğini belirler. Bu nedenle gizli müfredat mesajları resmi

müfredatı tamamlayabilir ya da onunla çelişebilir. Ancak gizli

müfredat genellikle statükoyu korumak için egemen kültür ve hakim

sosyo-ekonomik hiyerarşinin korunmasına hizmet eder. Bu nedenle

öğrencinin sınıfsal kökeni, cinsiyeti, etnik kimliği ve okulun yerleştiği

sosyal çevre gizli müfredatın içeriğini belirler. Örneğin, okul yönetimi

kadın erkek eşitliğini resmi olarak savunurken yönetici ve öğretmen

tutumları kız öğrencileri ikincilleştirebilir. “uysal, hanım hanımcık,

başarılı” kız ve “sert, asi ve delikanlı” erkek gibi basmakalıp imgeler

okul söyleminde, bazı öğretmenlerin tutumlarında, okuldaki kültürel

ortam ve etkinliklerde açığa çıkabilir. (Bkz. M.W. Apple. Eğitim ve

İktidar, Kalkedon Yayınları. 1997. İstanbul).

(10)

CİNSİYETÇİLİK

Genellikle cins ayrımcılığı yerine kullanılmaktadır. Kadınlarla erkekler arasındaki güç asimetrisini anlatan söz ve davranışlardır. Erkek egemenliğinin sürmesini sağlayan kimi zaman bir davranış, kimi zaman bir kural ya da yasa, kimi zaman ise dil olarak karşımıza çıkar. Toplumsal siyasal ve ekonomik alanda açık ya da örtük biçimde erkeklerin üstünlüğüne ilişkin bir dizi önyargı ve tutumu yansıtır.

Genellikle cinsiyet rolü kalıpyargılarına dayanan inanç ve tutumları içerir; nefret ve düşmanlık ifade eden söz ve pratikler gibi dolaysız biçimlerinin yanında koruyucu ve kollayıcı biçimlerde de açığa çıkabilir. Kadınların erkekler kadar akıllı olmadığını iddia etmek cinsiyetçi bir önyargı ise kadınların narin ve korunması gerektiğini düşünmek de cinsiyetçiliğin bir başka tezahürüdür. Dilin kullanımından çalışma hayatının örgütlenmesine, ders kitaplarından kültürel ürünlere kadar geniş bir yelpazede karşımıza çıkan bu ayrımcılık, kadınlarla erkekler arasındaki farklılığın eşitsizliğe dönüşmesine katkıda bulunur (Bkz.

Kramarae, C. and Treichler, P.A. Feminist Dictionary. University of Illinois Press,

1996).

(11)

TOPLUMSAL CİNSİYETE DAYALI AYRIMCILIK.

Birisinin cinsiyetinden dolayı haklara, fırsatlara ve kaynaklara ulaşımının sistematik olarak engellenmesidir.

CEDAW (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi)

Madde 1: Bu sözleşmede “kadınlara karşı ayrım” deyimi, kadınların, medeni

durumlarına bakılmaksızın ve kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik,

ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya diğer sahalardaki insan hakları ve

temel özgürlüklerinin tanınmasını, kullanılmasını ve bunlardan yararlanılmasını

engelleyen veya ortadan kaldıran veya bunu amaçlayan ve cinsiyete bağlı

olarak yapılan herhangi bir ayrım, mahrumiyet veya kısıtlama anlamına

gelmektedir.

(12)

EĞİTİMDE CİNSİYETÇİLİK

Eğitime katılım konusundaki sayısal veriler kadınlarla erkekler arasındaki eşitsizliği belgelemekle birlikte hikâyenin tümü bundan ibaret değildir. Okulların ve eğitsel uygulamaların içerikleri, toplumdaki cinsiyet rollerine ilişkin kalıpyargıları gizli ya da açık iletilerle öğrencilere taşır. Bu iletiler çocukları geleneksel cinsiyet rollerine uygun davranışlara yöneltir, kadın ve erkeğe ilişkin başarı ölçütlerini ve sınırlarını tanımlar. Okul öğrencilerini hem standartlaştırılmış öğrenme durumları aracılığıyla hem de davranış kuralları, derslik düzenlemeleri ve öğretmenlerin uyguladığı enformel öğretim yöntemleri gibi yollarla biçimlendirilirler (Tan, 2000: 77).

Eğitimde cinsiyetçilik konusu, erişimden

başlayarak hangi tür beceri ve vasıfların

kimler için öngörüldüğünü, kimin hangi işe

yerleşeceğine yönelik yönlendirmelerin

nasıl yapıldığını, her iki cins için ne tür bir

öznellik tasarlandığını, bu süreçlerde okul

yönetimi ve örgütlenmesinden öğretmen

tutumlarına kadar açık ve gizli müfredatın

içeriğini; öğrencilere aktarılmak üzere

hangi bilginin seçildiğini ve bilgi

süreçlerinin nasıl yapılandırıldığını; okulun

bir kültürel alan olarak nasıl düzenlendiğini

ve işleyişini mercek altına almayı

gerektirmektedir (Sayılan: 2012).

(13)

CAM TAVAN/GÖRÜNMEZ ENGEL.

Yasal düzeyde eşitliğin var olduğu koşullarda kadınların ikincilleştirilmesini görünmez engellerini saptamak için kullanılmaktadır. İşyerlerinde, eğitim ve uzmanlıklarına bakılmaksızın ya da ayrımcılığı önlemeye yönelik yasa ve

yönetmeliklere aldırmaksızın, hatta istihdamda kadın sayısını artırmaya dönük önlemler işlerken, kadınları mesleklerinde ya da kariyerlerinde üst mevkilere yükselmekten fiilen alıkoyan ayrımcı davranışlar ve süreçlerin toplam etkisini anlatmak için kullanılmaktadır.

OLUMLU EYLEM/POZİTİFİ AYRIMCILIK

Tarihsel olarak dışlanmış ve sistematik ayrımcılığa uğramış gruplara eğitim, istihdam ve siyaset gibi alanlarda fiilen eşit temsil ve katılım sağlamak için gündeme gelen önlemler ve uygulamalardır. Söz gelimi, siyasette

toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için siyasal partilerin kadın kotası ayırmak ya da istihdamda kadın çalışan sayısını artırmak için, işverenlere çalışan kadın sayısını artırdıkları oranda vergi indirimi ya da çeşitli teşvikler sağlamak gibi önlemler. Kız çocuklarının okullulaşmasını teşvik için yoksul ailelere temel desteği sağlayan Şartlı nakit transferi uygulamasında kız çocukları için daha yüksek ödenek ayrılması gibi

 

TOPLUMSAL CİNSİYETİ ANAAKIMLAŞTIRMAK.

Toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifi ile belirlenen kurumsal ve politik statejiler ve uygulamalar. Temel eğitime erişimde toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşmak ya da kadınların okuma yazma oranının yükseltilmesi gibi

hedeflerin saptanmasına yönelik politik yaklaşımı tanımlamak için kullanılmaktadır. .  

(14)

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ

Toplumsal cinsiyet eşitliği

hak temelli bir yaklaşımdır

ve kadınların hayatın tüm

alanlarında temel hak ve

özgürlükleri eşit ve adil

biçimde kullanması için

gerekli düzenlemelerin ve

önlemlerin tamamını içerir.

(15)

Kaynaklar

-UNESCO. UNESCO’s Gender Mainstreaming Implementation Framework: Baseline definitions of key concepts and terms. http://

unesdoc.unesco.org/images/0013/001318/131854e.pdf

- Helena Hirata, Françoise Laborie, Hêlêne Le Doaré ve Daniêle Senotier. Eleştirel Feminizm Sözlüğü, (Çev. G.Acar Savran) Kanat Yayınları, İstanbul: 2009.

-Maggie Humm,. The Dictionary of Feminist Theory. Harvester Wheatsheaf.

N.Y.&London: 1989 (Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi).

- Cheris Kramarae, and Paula Treichler. Feminist Dictionary. Pandora Pres.

Boston&London: 1985 (Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi).

-Bhasin, K. Toplumsal Cinsiyet: Bize Yüklenen Roller. Kadınlarla Dayanışma Vakfı

(KADAV)Yayını.İstanbul 2003.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve diğer alanlardaki temel hak ve özgürlüklerinin

Dikkatli davranmak, ölçme aracını duyarlı seçmek, ortamı üzenlemek hatayı azaltır, ancak yok edemez. Hatalar, ölçen kişi, ölçülen özellik, ölçme aracı veya

www.akilfikirmektebi.com www.akilfikirmektebi.com www.akilfikirmektebi.com Tek sayılar 1 den başlayarak yan yana yazılıp her grup, grup sayısı kadar sayı içerecek şekilde

*uygulanan kişi sayısına göre; bireysel testler ve grup testleri (Kilmen, 2012).. Eğitimde ölçme ve değerlendirme

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, kadın örgütleriyle yaptığı toplantıda“Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum, kadın ve erkek farkl ıdır, birbirinin mütemmimidir”

-Ölçmenin yapıldığı kişiden kaynaklanan hatalar -Ölçmenin yapıldığı ortamdan kaynaklanan hatalar -Ölçme aracından kaynaklanan hatalar (Tekin, 2014).?.

 Çocuklarda ilk daimi diş genellikle 6 yaşında ve süt azılarının Çocuklarda ilk daimi diş genellikle 6 yaşında ve süt azılarının gerisindeki boşluktan süt

 “kadınların, medeni durumlarına bakılmaksızın ve kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya diğer sahalardaki insan