• Sonuç bulunamadı

Toplumsal Cinsiyet ve Ayrımcılık

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Toplumsal Cinsiyet ve Ayrımcılık"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Toplumsal Cinsiyet ve Ayrımcılık

(2)

Toplumsal Cinsiyet

Cinsiyet ve Toplumsal Cinsiyet

Biyolojik farkla ve üreme yeteneği ile belirlenen cinsiyet, ona yüklenen toplumsal ve kültürel anlamlar ve beklentilerle biyolojik temelinin çok ötesine taşınır.

“Cinsiyetin toplumsal anlamda nasıl kurgulandığını” konu edinen bir alan (toplumsal cinsiyet) ortaya çıktı.

İnşa edilen toplumsal cinsiyetin aynı zamanda kadın-erkek arasındaki eşitsizliğin de temeli olduğu yönündeki görüşler feminist antropolojiyi ortaya çıkardı.

1970’lerde feminist antropologların yaptığı çalışmalar önemli.

(3)

Toplumsal Cinsiyet

Cinsellik

Biyolojik bir güdü olmakla birlikte, insanlar tarafından denetlenen ve koşullanan bir dürtüdür.

Cinsel ilişkilerde kişisel tercihler rol oynasa da bu güdünün yol açabileceği düzensizlik, rekabet ve çatışmayı önlemek için toplum tarafından kurallara bağlanmıştır.

Pek çok toplumda cinsellik evlilikle sınırlandırılmıştır. Bir de kadın, soyun devamı açısından oynadığı stratejik rol nedeniyle kısıtlanmıştır.

Cinsellik kısıtlamalarına ilişkin evrensel tutumlardan biri ensest tabusudur.

(4)

“Toplumsal Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık”

Aksu Bora

Toplumsal Cinsiyet

 “Kadın doğulmaz, kadın olunur” Simon de Beauvoir. Demek ki sonradan?

 Kadınlar ve erkekler birbirinden farklı iki cins.

 Erkekler biraz daha üstün. “Erkek gibi kadın” olmak ile “kadın gibi erkek”

olmak arasındaki fark

 Halbuki farklılık neden kötü olsun? –Eşitsizlik ve ayrımcılık-

 Ayrımcılık, cinsiyet rollerinin doğal, “doğal” ve değişmez, biyolojik

varlığımıza dayalı olduğunu varsayar. Oysa zamanla ve kültürden kültürel değişir.

(5)

Toplumsal Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık

 Kadınlara Karşı Ayrımcılık:

 “kadınların, medeni durumlarına bakılmaksızın ve kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya diğer sahalardaki insan hakları ve temel özgürlüklerinin tanınmasını, kullanılmasını ve bunlardan

yararlanılmasını engelleyen veya ortadan kaldıran veya bunu amaçlayan ve cinsiyete bağlı olarak yapılan herhangi bir ayrım, mahrumiyet veya kısıtlama”

Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi Yani kadınlar farklı oldukları gerekçesiyle herhangi bir haktan mahrum

bırakılmayacak ama gizli ayrımcılık var.

(6)

Toplumsal Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık

Cinsiyete Dayalı İşbölümü

 Cinsiyete dayalı işbölümünün tarihi avci-toplayıcılık döneme kadar gidiyor.

Tarım icat edildikten sonra modern toplum öncesine kadar ev ile iş ayrışması yoktu. Hatta avci-toplayıcı dönemde bile??

 Modern toplumla birlikte kadınlar üretimin dışına itildiler, onların işi evi idi.

Modern dönemde “ev hanımı” tipi doğdu. Ev kadını bir kadınlık formu haline geldi. “Doğru Kadın”

 Gerekçesi; kadınların narin varlıklar oluşu- ortaçağ soylularının fikri

(7)

Toplumsal Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık

Cinsiyete Dayalı İşbölümü;

 Erkek evi geçindirir, kadın yuva bekler.

 Cinsiyete dayalı işbölümünün kadınları kapama ve engelleme riski var ama erkekler içini de “ailesini geçindirememek” sorun, öte yandan erkeğin seçme şansı var.

 Cinsiyete dayalı işbölümü, hayatın yükünün eşit olarak paylaşılması anlamına gelmez.

 Kadının bütün zamanını “mesleğine” vermesi hoş karşılanmaz.

 Çocukların okuması için yeterli para yoksa, erkek çocuk okutulur.

(8)

Toplumsal Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık

Ayrımcılığın Maddi Sonuçları:

 Eğitim: UNESCO verilerin göre Türkiye 2015 yılına kadar ilk ve ortaöğretimde cinsiyet eşitliğini gerçekleştirememe riskine sahip ülkelerden

 Gelir: Bu konuda veri eksikliği var ama kadın istihdam oranı düşük ve kadınlar büyük oranda eşlerine bağımlı. UNDP İnsanı Gelişmişlik Raporuna göre

Türkiye’de kadınların elde ettiği gelirin erkeklerin elde ettiği gelire oranı % 26

 İstihdam: Kadınların işgücüne kadılım oranı % 24 ile dünyanın en düşük oranlarından biri ve gittikçe de düşüyor. (BM ülkeleri arasında en düşük 10)

 Siyasal Katılım: Parlamentoya katılım % 9.1, Bakanlar Kurulu’nun 25 üyesinden sadece 2’si kadın

 Şiddet: Kadına aile içi şiddetin oranı % 39

(9)

Toplumsal Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık

Cinsel Yönelim Ayrımcılığı;

 Heteroseksüellikten başka yönelimleri olan bireylerin yaşam hakkı olmak üzere temel insan hakları ihlallerine uğramaları

 Bedensel cinsiyetimiz doğuştan. Eşcinsel, heteroseksüel, biseksüel.

Hiçbiri de psikiyatride hastalık olarak kabul edilmiyor.

 Cinsel yönelim ayrımcılığı kadın ve erkek gibi davranmayı zorunlu kılan cinsiyet kalıplarının bireylere dayatılmasının en şiddetli aracıdır.

(10)

Toplumsal Cinsiyet Ayrımcılığı

Ayrımcılık Araçları:

- Şiddet ve Şiddet Tehdidi

- Psikolojik, cinsel, ekonomik.. Olarak bireyi denetler.

- Kalıpyargılar.

- En yaygını namuslu, namussuz kadın ayrımıdır. Ve bu ayrımın belirsizliği.

(11)

Sonuç

 Eğitimi;

toplumsal cinsiyet ayrımcılığının yeniden üretildiği bir yer değil,

aksine ayrımcılık karşıtı düşünce ve tutumların geliştirildiği bir yer haline getirirsek,

dünya hepimiz için daha güzel olacak.

(12)

Kaynak

 Bora, Aksu, 2011, “Toplumsal Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık”, Ayrımcılık: Çok Boyutlu Yaklaşımlar, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim

Çalışmaları Birimi (Seçbir), İstanbul.

http://www.secbir.org/wp-content/uploads/2011/01/15-AKSU-BORA.pdf

Referanslar

Benzer Belgeler

 2) Mevzu Hukuk: Bir ülkede belli bir zamanda yürürlükte bulunan, yetkili bir makam tarafından konulmuş olan sadece yazılı hukuk kurallarını ifade eder. Örf ve adet

Bakanlar kurulu tarafından maddi anlamda kanun gücüne sahip olan düzenlemelerdir.. Cumhurbaşkanı

Madde 1: Bu sözleşmede “kadınlara karşı ayrım” deyimi, kadınların, medeni durumlarına bakılmaksızın ve kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak

Bunlara ek olarak, Türkmenoğlu ve Yılmaz’ın hemşirelik bölümü birinci ve son sınıfta okuyan üniversite öğrencilerinin toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin

Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Toplumsal Cinsiyet İstatistikleri Veri Portalı (Women Count): 65 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasında beşinci hedef olarak

Kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve diğer alanlardaki temel hak ve özgürlüklerinin

Dünyada ve Türkiye’de kadın çalışanların iş hayatında yukarıda kısaca değinilen kariyer durumlarını yaşamaları sebebiyle, mevcut çalışmanın konusu; genel

Erken Cumhuriyet Dönemi erkek yazarların romanları örnekleminde kadın psikolojisi ile ilişkili tematik blokların, tematik birimlerle olan yüzde ilişkisi..