• Sonuç bulunamadı

1465 numaralı şer`iye sicili defterine göre Mesudiye`nin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "1465 numaralı şer`iye sicili defterine göre Mesudiye`nin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısı"

Copied!
286
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İSLAM TARİHİ VE SANATLARI ANA BİLİM DALI İSLAM TARİHİ BİLİM DALI

1465 NUMARALI ŞER‛İYE SİCİLİ DEFTERİNE GÖRE MESUDİYE’NİN EKONOMİK, SOSYAL VE KÜLTÜREL YAPISI

Yüksek Lisans Tezi

FATİH KAYA

İstanbul, 2013

(2)

T.C.

MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İSLAM TARİHİ VE SANATLARI ANA BİLİM DALI İSLAM TARİHİ BİLİM DALI

1465 NUMARALI ŞER‛İYE SİCİLİ DEFTERİNE GÖRE MESUDİYE’NİN EKONOMİK, SOSYAL VE KÜLTÜREL YAPISI

Yüksek Lisans Tezi

FATİH KAYA

Danışman

Yrd. Doç. Dr. OSMAN AYDINLI

İstanbul, 2013

(3)
(4)

ÖNSÖZ

Tarih bir milletin hafızasıdır. Geçmişini iyi bilmeyen milletler geleceklerini iyi tayin edemezler. Arşivlerin önemli bir bölümünü oluşturan şer‛iyye sicilleri dönemin tarihine, sosyal ve kültürel yapısına ışık tutacak en önemli belgelerdir. Şer‛iyye sicilleri değerlendirilmeden o yörenin ve o dönemin tarihini anlamak, sosyal ve kültürel yapısını değerlendirmek tam anlamıyla mümkün olmaz.

Memleketim olan Ordu-Mesudiye’de Osmanlı döneminde yaşayan insanların aile yapıları, kullandıkları eşyalar ve geçim kaynakları gibi sosyal, kültürel ve ekonomik hayatlarını ilgilendiren konular her zaman ilgimi çekmiştir.

Danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Osman Aydınlı ile yaptığımız araştırmalar sonucunda daha önceden Mesudiye şer’iyye sicilleri ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmadığını gördük. Bunun üzerine 1465 numaralı Mesudiye şer’iyye sicil defterini transkribe ederek değerlendirmeye karar verdik.

İncelediğimiz 1465 numaralı Mesudiye şer‛iyye sicil defteri H.1323-1325 (M.1905-1907) yılları arasındaki hükümleri ihtiva etmekte ve 39 varaktan oluşmaktadır.

Tezimiz giriş ve iki bölümden oluşmaktadır.

Giriş kısmında araştırmamızın amacı ve kapsamı ile Osmanlı şer‛iyye mahkemeleri, mahkeme görevlileri, şer‛iyye sicilleri, şer’iyye sicillerindeki belge çeşitleri ve şer’iyye sicillerinin muhtevasından bahsettik.

Birinci bölümde ise Mesudiye’nin idarî, sosyal, kültürel ve ekonomik yapısını ele aldık. İdarî yapıda Mesudiye kazâsı ve idarî birimleri ile idarî, askerî ve adlî görevlileri inceledik. Sosyal yapıda aile hayatı, toplum ahlakı ve Müslüman - gayr-i Müslim münasebetleri ile sicilde geçen isim, unvan ve lakapları işledik. Kültürel ve dinî yapıda, vakıflar, sosyal müesseseler ve halkın kullandığı eşyaları ele aldık. Ekonomik yapıda ise miras işlemleri, halkın geçim kaynakları, vasî tayini ve terekelerle ilgili konuları işledik

İkinci bölümde ise 1465 numaralı Mesudiye şerʽiyye sicilinin transkripsiyonunu verdik.

(5)

Bu çalışmamda bana her türlü desteği veren, tezin her satırını özenle inceleyerek bana yol gösteren, tezi bitirmemde beni cesaretlendiren ve yüreklendiren değerli danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Osman AYDINLI hocama, görüşlerinden ve tecrübelerinden istifade ettiğim Doç. Dr. Casim AVCI ve Doç. Dr. Ali AYTEN hocalarıma teşekkürü bir borç bilirim.

Çalışmalarımda yoğun bir şekilde istifade ettiğim İSAM kütüphanesi ve Pendik Kemal Tahir Kütüphanesi çalışanlarına, Halil İbrahim TURHAN arkadaşıma, ayrıca yetişmemde ve eğitim hayatımda bana desteklerini esirgemeyen anneme ve babama, yoğun çalışma zamanlarımda bana gösterdikleri anlayıştan dolayı eşim Ayşe ile çocuklarım Mehmet Efe ve Melike Firdevs’e de teşekkür ediyorum.

Bu çalışmamla Mesudiye’nin tarihine, sosyal ve kültürel hayatına bir katkıda bulundum ise kendimi bahtiyar hissederim.

Fatih KAYA Kasım, 2013

(6)

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ... I İÇİNDEKİLER ... III ÖZET ... VII TABLO LİSTESİ ... IX KISALTMALAR ... X

GİRİŞ ... 1

A. ARAŞTIRMANIN AMACI ve KAPSAMI ... 1

B. OSMANLI ŞER’İYYE MAHKEMELERİ... 3

1. Şer’iyye Mahkemelerindeki Görevliler ... 3

a. Kadı ... 3

b. Nâib ... 6

c. Müşâvir ... 6

d. Kâtip... 7

e. Muhzır ... 7

f. Çavuş ... 7

g. Subaşı ... 7

h. Kassam ... 7

i. Mübâşir ... 8

j. Şuhûdu’l-hâl ... 8

C. ŞER’İYYE SİCİLLERİ ... 9

1. Şer’iyye Sicillerindeki Belge Çeşitleri ... 9

a. Hüccetler ... 9

b. İ’lamlar ... 9

c. Ma’ruzlar ... 9

d. Mürâseleler ... 10

2. Şer’iyye Sicillerinin Muhtevası ... 10

(7)

BİRİNCİ BÖLÜM

MESUDİYE'NİN İDARÎ, SOSYAL, KÜLTÜREL ve EKONOMİK YAPISI

I. MESUDİYE’NİN İDARÎ YAPISI ... 12

A. MESUDİYE KAZÂSI VE İDARÎ BİRİMLERİ ... 12

1. Mesudiye Kazası ... 12

2. Mesudiye’nin Nâhiyeleri ... 13

3. Mesudiye’nin Mahalleleri ... 13

4. Mesudiye’nin Köyleri ... 14

B. İDARÎ, ADLÎ VE ASKERÎ GÖREVLİLER ... 17

1. İdarî Görevliler ... 17

2. Adlî Görevliler ... 19

3. Askerî Görevliler ... 19

II. MESUDİYE’NİN SOSYAL YAPISI ... 24

A. AİLE HAYATI ... 24

1. Evlilik ... 24

a. Nikah akdi ... 24

b. Evlilikte Rıza ... 25

c. Evlenme Engelleri ... 26

2. Evliliğin Sonuçları ... 26

a. Mehir ... 26

b. Nafaka ... 28

3. Aile Yapısı ... 29

a. Çok Eşlilik ... 29

b. Çocuk Sayıları ... 29

4. Evliliğin Sona Ermesi (Boşanma) ... 31

a. Talak ... 31

b. Muhâla‛a ... 32

c. Fesih ... 32

(8)

B. TOPLUM AHLÂKI ... 34

1. İşlenen Suçlar ... 34

2. Güzel Ahlâka Dair Davranışlar ... 34

C. MÜSLİM - GAYR-İ MÜSLİM MÜNASEBETLERİ ... 35

D. SİCİLDE GEÇEN SÜLALE İSİMLERİ, UNVAN VE LAKAPLAR ... 37

1. Sülale İsimleri ... 37

a. Müslüman Sülale İsimleri ... 37

b. Gayr-i Müslim Sülale İsimleri ... 39

2. Unvanlar ... 40

3. Lakaplar ... 42

III. MESUDİYE’NİN KÜLTÜREL ve DİNİ YAPISI ... 43

A. MESUDİYE’NİN KÜLTÜREL YAPISI ... 43

1. Mesudiye’nin Mimarî Yapısı ... 43

a. Sosyal Müesseseler ... 43

b. Ticarî Müesseseler ... 44

c. Eğitim müesseseleri ... 44

2. Günlük Hayatta Kullanılan Eşyalar ... 45

a. Ev Eşyaları... 46

b. Mutfak Eşyaları ... 47

c. Tarım Aletleri ... 48

d. Silahlar ... 48

e. Diğer Eşyalar ... 49

B. MESUDİYE’NİN DİNÎ YAPISI ... 50

1. Dinî Hayat ... 50

a. Din Görevlileri ... 50

2. Vakıflar ... 53

a. Vakıf Eserleri ... 54

b. Vakıf Görevlileri ... 54

(9)

IV. MESUDİYE’NİN EKONOMİK YAPISI ... 57

A. EKONOMİK FAALİYETLER ... 57

1. Karz ... 57

2. Bey‛ (Mübâya‛a) ... 58

3. Vekâlet ... 58

4. Sigorta ... 59

5. Hibe ... 61

6. Müzâyede ... 61

7. Ferâğ ... 62

8. Rehin ... 62

B. HALKIN GEÇİM KAYNAKLARI ... 63

1. Tarım ... 63

2. Hayvancılık ... 64

3. Ticaret ... 66

C. VEFAT VE MİRAS İŞLEMLERİ ... 67

1. Tereke Sahiplerinin Sosyal ve Ekonomik Durumları ... 67

2. Tereke Sahiplerinin Servetleri ... 68

3. Terekeden Alınan Harçlar ve Masraflar ... 70

4. Vasî Tayini ... 70

İKİNCİ BÖLÜM 1465 NUMARALI MESUDİYE ŞER'İYE SİCİLİNİN TRANSKRİPSİYONU I. SİCİLİN TRANSKRİPSİYONUNDA TAKİP EDİLEN USUL ... 72

II. 1465 NUMARALI MESUDİYE ŞER’İYYE SİCİLİNİN TRANKRİPSİYONU ... 73

SONUÇ ... 259

EKLER ... 264

KAYNAKÇA ... 271

(10)

1465 NUMARALI ŞER‛İYE SİCİLİ DEFTERİNE GÖRE MESUDİYE’NİN EKONOMİK, SOSYAL VE KÜLTÜREL YAPISI

ÖZET

Şer’iyye sicilleri tarih alanında yapılan çalışmalarda birinci elden kaynaklardır.

Özellikle incelenen yörenin ve dönemin aile yapısı, toplum yapısı, dinî hayatı, ekonomik hayatı ve insanlar arası ilişkileri incelerken bizlere çok önemli veriler sunmaktadır.

Bu çalışmada, 1465 numaralı şer’iyye sicil defterindeki kayıtların ele alınmasıyla, o dönemin önemli kazâ merkezlerinden Mesudiye’nin sosyal-kültürel ve ekonomik hayatına dair bilgilere ulaşılmıştır.

Tezimiz giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde araştırmamız hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra Osmanlı şer’iyye mahkemeleri, bu mahkemelerdeki görevliler ile şer’iyye sicilleri ve şer’iyye sicillerinin içeriğinden bahsedilmiştir.

Birinci bölümde sicilden elde edilen veriler ışığında H.1323-1325 tarihleri arasında Mesudiye’nin aile yapısı, toplum yapısı, Mesudiye’nin fizikî ve mimarî yapısı, Müslim-gayr-i Müslim münasebetleri, halkın kullandığı eşyalar, halkın kullandığı ünvanlar, vakıf müessesesi, meslekler, halkın geçim kaynakları, miras işlemleri konuları ele alınmıştır.

İkinci bölümde ise 1465 numaralı Mesudiye şer’iyye sicilinin transkripsiyonu verilmiştir.

Anahtar kelimeler: Mesudiye, şer’iyye sicilleri, ekonomik, sosyal ve kültürel hayat.

(11)

ECONOMIC, SOCIAL AND CULTURAL CHARACTERISTICS OF MESUDİYE ACCORDING TO THE 1465 REGISTERED ISLAMIC COURT

RECORDS

ABSTRACT

Sharia Court Records are primary sources of studies in the field of history.

Sharia Court Records provide us with significant data regarding family structure, social structure, religious life, economic life of the period and region examined and relationships between people.

In this study, by handling 1465 registered Islamic Court records, significant information was obtained concerning the social, cultural and economic life of Mesudiye, important district centers of that period.

Our thesis consists of an introduction and two parts. After giving a brief overview of our research, it was mentioned concerning Ottoman Islamic Court, officers in these courts, Islamic Court records, the contents of Islamic Court records in the Introduction.

In the first chapter, Mesudiye family structure, social structure, physical and architectural structure Of Mesudiye Muslim-non-Muslim relations, goods used by the public, titles used by the public, Waqf institutions, occupations, their livelihood, heritage operations between 1323-1325 AH were discussed in the light of the data obtained from the Islamic Court records.

In the second part, 1465 registered Islamic Court records are transcribed.

Key words: Mesudiye, Islamic Court records, economic, social and cultural life.

(12)

TABLO LİSTESİ

Tablo No Konu Sayfa

No Tablo 1 Osmanlı Arşivleri’nde Bulunan Mesudiye Şer’iyye Sicilleri. 1

Tablo 2 Muhtarlar ve Görev Yerlerini Gösteren Tablo 19

Tablo 3 İncelediğimiz Sicilde Geçen Mehir Miktarlarını Gösteren Tablo 27

Tablo 4 Müslüman ve Gayr-i Müslim Ailelerin Sahip Olduğu Çocuk Sayılarını Gösteren Tablo

30

Tablo 5 İmamlar ve Görev Yerlerini Gösteren Tablo 53

Tablo 6 Vakıf Görevlilerinin İsimleri, Unvanları ve Görev Yerlerini Gösteren Tablo

55

Tablo 7 Borç Miktarlarını Gösteren Tablo 58

Tablo 8 Mesudiye’de Vefât Eden Müslümanların Servet Dağılımını Gösteren Tablo.

68

Tablo 9 Mesudiye’de Vefât Eden Gayr-i Müslimlerin Servet Dağılımını Gösteren Tablo.

79

(13)

KISALTMALAR

bkz. Bakınız cm. Santimetre

DİA Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

H. Hicrî

Hz. Hazreti

İSAM İslam Araştırmaları Merkezi

M. Miladî

M.Ş.S. 1465 Numaralı Mesudiye Şer’iyye Sicili

M.Ş.S. 12 1465 Numaralı Mesudiye Şer’iyye Sicili 12 Numaralı Hüküm MEB Milli Eğitim Bakanlığı

MÜ Marmara Üniversitesi

MÜ İFAV Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı OSAV Osmanlı Araştırmaları Vakfı

s. Sayfa

SBE Sosyal Bilimler Enstitüsü TDK Türk Dil Kurumu

TTK Türk Tarih Kurumu vb. Ve benzeri

vd. Ve diğerleri Yay. Yayınları

(14)

GİRİŞ

A. ARAŞTIRMANIN AMACI ve KAPSAMI

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla beraber 1 Kasım 1928 tarihinde harf inkılâbı yapılmıştır. İlerleyen zaman içerisinde Osmanlı zamanında yazılan kitapları, dergileri ve arşiv vesikalarını okuyacak insan sayısı gittikçe azalmıştır. Böylece Osmanlı alfabesi ile kayıt altına alınan vesikaların Latin alfabesine çevrilmesi ihtiyacı doğmuştur.

“1465 Numaralı Şer’iye Sicili Defterine Göre Mesudiye’nin Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Yapısı” adlı bu tezimizin amacı öncelikle söz konusu sicilin günümüzde kullandığımız Latin harflerine çevirmek ve sicilde yer alan bilgiler ışığında günümüzde Ordu iline bağlı Mesudiye ilçesinin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısıyla ilgili sağlam bilgilere ulaşmaktır.

Mesudiye ile ilgili böyle bir araştırmaya karar verdiğimizde Mesudiye ile ilgili olan şer’iyye sicillerini araştırdık. Bugüne kadar hiçbirisinin günümüz harflerine çevrilmediğini gördük.

Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nde bulunan Mesudiye Şer’iyye Sicilleri şunlardır:

Sicil No Varak sayısı Başlangıç ve Bitiş Tarihi (Hicrî)

Başlangıç ve Bitiş Tarihi (Miladî)

1462 129 1228-1307 1813-1890

1463 76 1305-1311 1888-1894

1464 129 1311-1323 1894-1905

1465 39 1323-1325 1905-1907

1466 198 1329-1333 1911-1914

1467 200 1333-1341 1914-1923

Tablo 1: Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nde Bulunan Mesudiye Şer’iyye Sicilleri Bunların içerisinden hocalarımın da fikirlerini alarak 1465 numaralı şer’iyye sicil defterini seçtik.

(15)

İSAM’da bulunan mikrofilmlerden incelediğimiz şer’iyye sicil defterinin orijinali Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nde MŞH.ŞSC.d.. kodu, 6975 sıra numarası, 1465 orijinal numarası ile kayıtlıdır. 1465 numaralı şer’iyye sicili defteri, ciltli ve ebruludur. Toplam 39 varaktan oluşmaktadır. Sayfalar ve hükümler, birkaç yerde mükerrer yazım dışında gayet düzgün diyebileceğimiz bir şekilde numaralandırılmıştır.

İncelediğimiz şer’iyye sicil defterinin ebadı ise eni 19 cm, boyu 50 cm’dir.

İncelediğimiz şeriyye sicil defteri iki yüz hüküm ihtiva etmektedir. Bu hükümlerden ilk ikisi numaralandırılmamış (biz Roma rakamıyla I,II, numaralandırdık), diğerleri ise numaralandırılmıştır. Sicil; 15 Rebiülevvel 1323 - 22 Rebiülevvel 1325 (17 Mayıs 1905 - 5 Mayıs 1907) tarihleri arasını kapsamaktadır.

1465 numaralı şer’iyye sicili, küçük hacimli ve sadece belli bir dönemi ele aldığından dolayı bu sınırlı bilgilerle Mesudiye’nin sosyal, kültürel ve ekonomik hayatıyla ilgili bir genelleme yapmak çok zor olmaktadır. Bu çalışma ancak ilgili olduğu dönemle ilgili Mesudiye hakkında bilgiler vermektedir. Tespitlerimize göre çalışmamız Mesudiye şer’iyye sicilleri ile ilgili şimdiye kadar yapılmış ilk bilimsel eserdir. Bu özelliği ile bundan sonra yapılacak olan çalışmalara da kaynaklık edeceğini ümit etmekteyiz.

(16)

B. OSMANLI ŞER’İYYE MAHKEMELERİ

Şer’iyye mahkemeleri; kadıların şer’î hükümlere göre yargılama yaptıkları mahkemelerdir. Şer’iyye mahkemelerini ifade için mehâkim-i şer’iyye, meclis-i şer’, meclis-i şer’i enver veya nebevî gibi tabirler kullanılmıştır.1

Bu mahkemelerde yargılama görevini kadı yapar, hükmü kadı verirdi; yani mahkemenin hâkimine şer’i mahkemelerde kadı denirdi. Kadıya yardımcı olan bir takım görevliler de vardı.

1. Şer’iyye Mahkemelerindeki Görevliler a. Kadı

Arapça’da kazâ (kadâ) kökünden ism-i fâil olan kādî, fıkıh terimi olarak insanlar arasında meydana gelen çekişme ve davaları şer‛î hükümlere göre çözümlemek için yetkili makamlarca tayin edilen kişiyi ifade eder.2

İnsanlığın başlangıcından bu zamana kadar devam edegelen kadılık (hâkimlik) müessesesi Osmanlı Devleti’nde, ilmiye teşkilatının üst kademelerinde yer alan kadıaskerliğe bağlıdır. İslam’da bu vazifeyi ilk deruhte eden bizzat Hz. Peygamber idi.

Hz. Peygamber’in vefatından sonra bu vazifeyi Hulefâ-i Raşidîn üstlendi. İslam Devleti genişleyip işler çoğalınca hem merkezde hem de vilayetlerde halifeler kendilerine vekâleten davaları halletmek üzere kadılar tayin etmek zorunda kaldılar. İslam’da bu yolla ilk kadı tayini Hz. Ömer tarafından yapıldı. O ashaptan Ebu’d-Derda’yı Medine’ye, Şüreyh’i Basra’ya ve Ebu Musa el-Eş’arî’yi Kufe’ye tayin etti.3

Osmanlı Devleti’nde çok geniş kapsamlı yetkileri bulunan ve şer’iyye mahkemelerinde görev yapan şahıslara da kadı denmekteydi. Osmanlı adliye

1 Ahmet Akgündüz, Şer’iyye Sicilleri, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul 1988, I, s.76.

2 Fahrettin Atar, “Kadı”, DİA, XXIV, s.66.

3 Ziya Kazıcı-Mehmet Şeker, İslam-Türk Medeniyeti Tarihi, Çağrı Yayınları, İstanbul 1982, s.148-149.

(17)

teşkilatının temel taşı olan kadılar bulundukları yerin hem hâkimi, hem belediye başkanı hem de halkın her konuda müracaat edebileceği sosyal güvenlik makamıydı.4

Osmanlı ülkesinde kadı olabilmek için medresenin yüksek derecelerinden mezun olmak gerekiyordu. Bunun aksini düşünmek mümkün değildi. Tahsilsiz sadrazam olunabilirdi ama en küçük bir kazaya kadı olunamazdı.5

Kadıların vazife ve sorumluluklarını şu şekilde özetleyebiliriz.

(1) Kadılar her şeyden önce bulundukları yerlerde, halkın hukukî cezaya karşılık gelen davalarına bakarlar, husumetleri şeriat kaidelerine ve İslam hukuku prensiplerine göre hallederlerdi.

(2) Vakfiyelerin tanzim ve tescili, vakfiye şartlarına göre mütevelli, imam, müezzin, vaiz ve hatip gibi görevlilerin tayin ve azilleri ile yetimlerle kimsesizlerin ve sakatların haklarını korumak için bunların üzerlerine vasîler ve nâzırlar tayin etmek görevlerindendi.

(3) Bugün noterlerce düzenlenen kefâlet, vekâlet, mukâvele, borçlanma gibi her çeşit akitler kadılar tarafından düzenlenirdi.

(4) Ölmüş bir kimsenin mallarını hiçbir haksızlığa meydan vermeden verese arasında taksim etmek kadıların en önemli vazifelerindendi.

(5) Kadılar aile hukukunu ilgilendiren meselelere de bakarlardı.

Evleneceklerin nikahları kadı tarafından kıyılırdı. Boşanma hallerinde de taraflar yine kadılara müracaat ederlerdi.

(6) Bulundukları şehir veya kasabaların belediye işlerine bakmak, fiyatları kontrol etmek, esnafın teftişi ve karaborsacılığın önlenmesi gibi vazifeler de kadıların sorumluluğunda idi.

(7) Günümüzde tapu dairelerinde yapılan arazi emlak alım satımları da vaktiyle şer‛iyye mahkemelerinde ifa olunurdu.6

4 Ahmet Akgündüz, Şer’iyye Sicilleri, I, s.68.

5 Ziya Kazıcı, İslam Müesseseleri Tarihi, Kayıhan Yayınları, İstanbul 1996, s.125.

(18)

Osmanlı Devleti’nde hem mahkemelerde hâkimlik yapan hem de kazânın diğer işleriyle ilgilenen ve halkın her konuda kendisine müracaat ettiği kadıda aranan bir takım özellikler vardır. Kadı ne kadar ehliyetli ve salâhiyetli olursa adalet ve intizam da onunla doğru orantılı olur. Kadı olmak için aranan belli başlı şartlar şunlardır:

(1) Kadıların ehliyetli olmaları, yani akıl-bâliğ ve hür olmaları şarttır.

(2) Kadıların müslüman olmaları gerekmektedir. Ancak Osmanlı hukukçuları zimmînin zimmîye kadılık yapmasını caiz görmüşlerdir.

(3) Had ve kısas cezaları ile ilgili davalar dışında erkek veya kadın olması fark etmez. Ancak uygulamada kadın hâkime rastlanmamıştır.

(4) Bütün bunların yanında kadıların yerli yerinde hüküm verebilen, anlayışı kuvvetli, dürüst, güvenilir, şahsiyet sahibi, sağlam iradeli, hukukî meselelere ve yargılama usûlüne vâkıf ve kendisine gelecek hukukî davaları şer‛î esaslara göre karara bağlayacak yeterlilikte olmaları gerekmektedir.7

Kadıların uyması gereken kuralları da şöyle özetleyebiliriz.

Kadı adalet dağıtmak, haksızlığı önlemek, taraf tutmamak ve Hz. Peygamberin yolunda yürümek gibi dinin yapılmasını istediği şeyleri yapmalı; katı, kaba, kibirli ve inatçı olmamalıdır. Bundan başka makamını ve şahsiyetini koruyabilmesi için uyması gerekli görülen ahlakî kurallar şunlardır:

(1) Kadı mahkemede kendisi için alışveriş yapmamalıdır.

(2) Kadı mahkemede hiç kimseyle şakalaşmamalıdır. Taraflar ile dava dışı hiçbir şey konuşmamalıdır.

(3) Kadı taraflardan hiç birisinin hediyesini kabul etmez ve başkalarından da hediye alamaz.

6 Halit Ongan, Ankara’nın 1 Numaralı Şer’iye Sicili, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi Yayınları, Ankara 1958, s. XXXIV-XXXIX. Bkz. Abdullah Saydam, Osmanlı Medeniyeti Tarihi, Derya Kitabevi, Trabzon 1999, s.287-288.

7 Abdullah Saydam, Osmanlı Medeniyeti, s.284-285. Ayrıca Bkz. İlber Ortaylı, Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti’nde Kadı, Turhan Kitabevi, Ankara 1994, s.9.

(19)

(4) Kadı taraflardan hiçbirisinin davetine gitmez. Mahkeme sonuçlanmadan kadı, taraflardan yalnız birisini evine kabul etmek, mahkemede biri ile baş başa kalmak, ikisinden birine el, göz ve baş ile işaret etmek, onlardan birisi ile gizli konuşmak, diğerinin bilmediği dil ile söz söylemek gibi töhmet ve kötü zanna sebep olabilecek hal ve hareketlerden sakınmalıdır.

(5) Kadı taraflar arasında eşit davranmak zorundadır. Taraflardan biri her ne kadar eşraftan ve ileri gelenlerden, diğeri de sıradan bir vatandaş olsa dahi muhâkeme sırasında tarafları oturtmak, onlara bakışlarını yöneltmek ve hitab etmek gibi muhâkeme ile ilgili bütün muamelelerde tamamen adalet ve eşitliğe uyması gerekir.8

b. Nâib

Bir makamın sorumluluğunu asıl sahibi yerine geçici bir zaman için yüklenen kimseye nâib denir.9

Osmanlı adlî teşkilatında kadıların kendi yerlerine davaya bakmak üzere görevlendirdikleri şahıslara nâib denir. Ayrıca kazaya bağlı olan nâhiyelerdeki şer’î işleri kadı, nâibler aracılığı ile yürütür. Nâib kadıdan sonra en yetkili kişidir. Kadı olmadığı zaman mahkemede kadıya vekâlet eder.10

Nâibler vazifelerinin mahiyyetlerine göre kazâ nâibleri, kadı nâibleri, mevalî nâibleri, bâb nâibleri, ayak nâibleri ve arpalık nâibleri olarak başlıca altı kısımdır.11

c. Müşâvir

Kadı gerek gördüğü zaman müftüler ve İslam hukukunu iyi bilen kişilerle istişare edebileceği gibi muhâkeme esnasında bunları yanında bulundurabilir. Bunlar dışında 1913’ten sonra bazı mahkemelerde müşâvirlik kadrosu da istihdam edilmiştir.

Müşâvirler kadılık yapabilecek özellikteki kimselerden seçildiği için Harameyn

8 Abdülaziz Bayındır, İslam Muhakeme Hukuku (Osmanlı Devri Uygulaması), İslami İlimler Araştırma Vakfı Yayınları, İstanbul 1986, s.82-85.

9 Casim Avcı, “Nâib”, DİA, XXXII, s.311.

10 Ahmet Akgündüz, Şer’iyye Sicilleri, I, s.72.

11 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilatı, TTK Yayınları, Ankara 1984, s.117.

(20)

(Mekke-Medine) kadılarının müşâvirleri tek başlarına hüküm verme yetkisine sahiptiler.12

d. Kâtip

Şer’iyye mahkemelerinde tarafların iddia ve savunmalarını ve şahitlerin beyanlarını doğru olarak zapta geçiren memura kâtip denir. İfade alınırken konuşmaları yazıp kaydeder.13

e. Muhzır

Mahkemenin adlî polis fonksiyonuyla yükümlü memuru muhzır idi. Alacak, katl ve hırsızlık davalarında davalı ve davacıyı mahkemeye celbederdi. Bu görev padişahça bir muhzırbaşına verilir, o da bu görevi çeşitli yerlerde seçtiği muhzırlara devrederdi.14

f. Çavuş

Mahkeme ilamlarının icrası, borçlunun mallarını satarak borcun ödenmesi, hukûken kesinleşen nakdî ve bedenî cezaların infâzı, kısaca günümüzde icra memurları ve kısmen de olsa savcıların ve emniyet görevlilerinin vazifelerini ifa ederlerdi.15

g. Subaşı

Hükümet merkezindeki çavuş teşkilatının görevlerini sancak, kazâ, nâhiye ve köylerde subaşı denen memurlar yürütürdü.16

h. Kassam

Miras davalarında bizzat dava mahalline giderek gerekli tahkikatı yapıp ihtilaf hakkında bir neticeye vardıktan sonra davayı hükme bağlayan ve ev, tarla, arsa gibi

12 Abdülaziz Bayındır, İslam Muhakeme Hukuku, s.80-81.

13 Ziya Kazıcı, İslam Medeniyeti ve Müesseseleri Tarihi, MÜ İFAV Yayınları, İstanbul 2003, s.199.

14 İlber Ortaylı, Osmanlı Devleti’nde Kadı, s.65.

15 Halil Cin-Ahmet Akgündüz, Türk-İslam Hukuk Tarihi, Timaş Yayınları, İstanbul 1990, I, s.280.

16 Ahmet Akgündüz, Şer’iyye Sicilleri, I, 74.

(21)

gayr-i menkulleri varisler arasında taksim eden memura kassam denir. Kısaca vefat etmiş olan kimsenin terekesini mirasçıları arasında taksim eden şer’î memura kassam denir.17

i. Mübâşir

Mübâşir kelimesi iki anlamı ifade eder. Birincisi, mahkemelerde celp ve tebliğ işlerinde kullanılan memur demektir. Bu muhzır ile eş anlama gelir. İkincisi devletçe gördürülmesi veya soruşturulması lazımgelen bir işin yapılmasına ve soruşturulmasına görevlendirilen memurlardır.18

j. Şuhûdu’l-hâl

Osmanlı Devleti’nde mahkemelerin icraatları ile yakından ilgili olan bir kurum idi. Bu görevliler ileri gelenlerden, bilhassa fıkıh ve yargılama usullerini bilenlerden seçilen beş-altı kişi olup adaletin tecellisine varlıklarıyla katkıda bulunurlardı. Bunlar yapılan yargılama işine kesinlikle karışmazlardı, sadece muhâkemeyi takip ederlerdi.

Kadının davacıyı, davalıyı ve dava ile ilgili şahitleri dinlemesine, delilleri değerlendirmesine ve hüküm vermesine dikkat ederlerdi. Kadı da bilgi ve görgü sahibi kimseler huzurunda karar vermek zorunda olduğundan, delilleri dikkatle değerlendirmek ve en doğru kararı vermek mecburiyetindeydi.19

17 Said Öztürk, Askeri Kassama Ait Onyedinci Asır İstanbul Tereke Defterleri, OSAV Yayınları, İstanbul 1995, s.65. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, İlmiye Teşkilatı, s.121.

18 Ahmet Akgündüz, Şer’iyye Sicilleri, I, s.7.

19 Abdullah Saydam, Osmanlı Medeniyeti, s.290.

(22)

C. ŞER’İYYE SİCİLLERİ

İnsanlarla ilgili bütün hukukî olayları, kadıların verdikleri karar suretlerini, hüccetleri ve yargıyı ilgilendiren çeşitli yazılı kayıtları ihtiva eden defterlere şer’iyye sicilleri denir. Ayrıca şer’iyye sicilleri (sicillât-ı şer’iyye) kadı defterleri, mahkeme defterleri, zabt-ı vakâyi sicilleri veya sicillât defteri diye de isimlendirilir. Şer’î mahkemeler tarafından verilen her çeşit ilam, hüccet ve şer‛î evrak, istisnasız asıllarına uygun olarak bu defterlere kaydedilmektedir.20

Osmanlı Devleti’nde merkezde ve taşrada her tabakadan insanlar arasındaki hukukî ilişkilere dair kayıtları içeren bu defterler Osmanlı hayatının aile, toplum, ekonomi ve hukuk gibi birçok alanının tarihi için en önemli kaynaklardır.21

1. Şer’iyye Sicillerindeki Belge Çeşitleri a. Hüccetler

Hüccet, kadının hükmünü ihtiva etmeyen, taraflardan birinin ikrarını ve diğerinin bu ikrarı tasdikini hâvî bulunan ve üst tarafında bunu düzenleyen kadının mühür ve imzasını taşıyan senet demektir.22

b. İ’lamlar

Şer’î bir hükmü ve altında kararı veren kadının imza ve mührünü taşıyan yazılı belgeye i’lam denir. Günümüzdeki mahkeme ilamlarından farkı yoktur. İlamların en önemli özelliği kadının hükmünü ihtiva etmesidir.23

c. Ma’ruzlar

Kadı tarafından kaleme alındığı halde kadının kararını ihtiva etmeyen ve hüccet gibi hukukî bir durumun tesbiti açısından yazılı delil olarak kabul edilemeyen ve sadece kadının icra makamlarına idari bir durumu arzettiği yazılı kayıtlara veya halkın

20 Ahmet Akgündüz, Şer’iyye Sicilleri, I, s.17.

21 Yunus Uğur, “Şer’iyye sicilleri”, DİA, XXXIX, s.8.

22 Abdülaziz Bayındır, İslam Muhakeme Hukuku, s.12.

23 Halil Cin-Ahmet Akgündüz, Türk-İslam Hukuk Tarihi, s.421.

(23)

icra makamına yahut kadıya hitaben yazdığı şikayet dilekçelerine denir. Kısaca astın üste yazdığı bir isteği veya bir durumun arzını hâvî yazılı belge ve kayıtlardır.24

d. Mürâseleler

Mürâsele; Arapça mektuplaşmak, haberleşmek demektir. Anadolu ve Rumeli kazaskerleri tarafından kadı ve nâiblerin tayinlerini bildiren resmî evraklardır. Ayrıca kadılar tarafından bir husus hakkında yazılan resmî kağıtlara da mürâsele denirdi.25

2. Şer’iyye Sicillerinin Muhtevası

Şerʽiyye sicillerinin içerdiği konuları şöyle özetleyebiliriz.

a. Merkezden gönderilen her konudaki ferman, berat ve mektupların suretleri;

b. Vali, mutasarrıf ve mütesellim gibi mahallî yöneticilerin çeşitli konularda sancak veya şehrin problemlerini çözmek için yayınladıkları buyruldular ile bunların icatlarını gösteren kayıtlar;

c. Kadıların çeşitli konularda merkeze gönderdikleri i’lamlar ile şehir yönetiminde kişi ya da kurumlar arasında doğan anlaşmazlıkları çözümlemek için verdikleri hüccetler;

d. Şehrin mahalle listeleri, şehirde yürütülen imar faaliyetleri, dini ve sosyal kurumların bakım ve onarımları, burada kullanılan inşaat malzemelerinin çeşit ve fiyatlarıyla ilgili vesikalar;

e. Şehrin nüfusunu, nüfusun dinî ve ırkî yönden ayrımını, bu nüfusun zaman zaman maruz kaldığı salgın hastalık ile tabii afetleri anlatan belgeler;

f. Evlenme-boşanma, kız kaçırma, mehir, alım-satım, mukâvele ve kefâlet senetleri, hırsızlık, kalpazanlık, yaralama ve öldürme ile ilgili kayıtlar;

24 Ahmet Akgündüz, Şer’iyye Sicilleri, I, s.37.

25 Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlügü, Millî Egitim Bakanlığı Yayınları, İstanbul 1993, II, s.621.

(24)

g. Şehirdeki esnaf grupları, bunların meslekleri ile ürettikleri malların çeşitleri, çarşı ve pazarlarda satılan malların narh listeleri, usta ve ırgat yevmiyeleri;

h. Altın ve para meseleleri ile çeşitli eşya fiyatlarını gösteren kayıtlar;

i. Ölen kişilerin mesleğini, mal varlığını, borçlarını ikâme ettiği ve vefat ettiği yeri, varislerin durumunu gösteren tereke kayıtları;

j. Bunların dışında mahkeme tarafından önemli görülüp de sicillere kaydedilen çok çeşitli konuları kapsayan kayıtlar şer’iyye sicillerin içeriğinde yer almaktadır. 26

26 Said Öztürk, İstanbul Tereke Defterleri, s.21-22.

(25)

BİRİNCİ BÖLÜM

MESUDİYE’NİN İDARÎ, SOSYAL, KÜLTÜREL ve EKONOMİK YAPISI

I. MESUDİYE’NİN İDARÎ YAPISI

A. MESUDİYE KAZÂSI VE İDARÎ BİRİMLERİ 1. Mesudiye Kazası

Bugünkü idarî teşkilatta ilçenin karşılığı olan kazâ, Osmanlılar’da hem kadının idare bölgesini hem de bu bölgeyi tanımlayan coğrafî bir terim özelliği gösterir.27

İncelediğimiz defterde Mesudiye kazâsının ismi Hamidiye şeklinde geçmektedir. Bazı yerlerde Hamidiye-i Şarkī,28 ve Şarkī Hamidiye29 şeklinde zikredilmektedir. Hamidiye’nin eski ismi de Milas’tır. Bunu birinci sahife giriş hükmündeki “Sivas vilayeti dâhilinde kâin Milas nam-ı diğer Hamidiye kazâsı”30 ifadesinden de teyit edebiliriz. Bu sebeple defterin bazı yerlerinde Hamidiye yerine Milas ismi zikredilmiştir.31

Hamidiye ismi II. Meşrutiyetin ilanından sonra 1908 yılında Mesudiye olarak değiştirilmiştir.32 İncelediğimiz sicil 1905-1907 yıllarını kapsadığından Mesudiye ismi kazâ ismi olarak geçmemekte sadece bir yerde, o da Alucra’nın diğer ismi olarak

“Karahisâr-ı Şarkī sancağına tâbi‘ nefs-i Alucra nâm-ı diğer Mes‛ûdiye kasabası”

şeklinde geçmektedir.33

İncelediğimiz zaman diliminde H.1323-1325 (M.1905-1907) kazânın idarî işleriyle Nâib Ahmed Tevfik görevlidir.34 Anadolu kazaskeri Ahmed Nureddin

27 Tuncer Baykara “Kazâ”, DİA, XXV, s.119.

28 M.Ş.S. 1, 2.

29 M.Ş.S. 11, 12, 16, 18, 22, 34, 45, 49, 52, 55, 56.

30 M.Ş.S. I,

31 M.Ş.S. 40, 41, 64, 65, 66, 67, 95, 96, 127, 175, 176.

32 Mithat Baş, Mesudiye Tarihi Sosyal Ekonomik ve Kültürel Yapısı, İstanbul 1982, s.30.

33 M.Ş.S. 103.

34 M.Ş.S. II, 4, 6.

(26)

tarafından bu göreve atanmıştır.35 Kazânın küçük olmasından dolayı kadı yerine nâib tarafından idare edilmiştir.

Mesudiye kazası o zaman sancak olarak Şebinkarahisar’a vilayet olarak ise Sivas’a bağlıdır. Defterde “Sivas vilayetine mülhak Karahisar-ı Şarkî sancağına tâbi‘

Hamidiye kazâsı,36 ve Sivas vilayeti dahilinde Karahisâr-ı Şarkî sancağına tâbi‘

Hamidiye kazâsı”37 ifadeleri bunu teyit etmektedir.

Hamidiye kazâ olmasına rağmen bazı yerlerde yerleşim yerinin küçük olması sebebiyle olsa gerek Hamidiye kasabası şeklinde de zikredilmiştir.38

2. Mesudiye’nin Nâhiyeleri

Sözlükte yan, taraf, kenar, civar, havalî anlamlarına gelen nâhiye; idarî teşkilatlanmada kazâ ile köy arasındaki kademe, bucak demektir.39 Osmanlı idarî sistemi içinde bazen bir yönetim ünitesini ve bölgeyi, bazen de coğrafî bakımdan küçük veya büyük bir çevreyi, yöreyi hatta semti ifade eder. Tanzimattan sonra daha çok kazadan küçük idarî birimler için kullanılmıştır.40

İskefsir Nâhiyesi:41 Mesudiye’ye bağlı tek nâhiyedir. Bugünkü Tokat’a bağlı Reşadiye ilçesidir.42 Nâibi; Abdullah Efendi’dir.43

3. Mesudiye’nin Mahalleleri

Bir şehir veya kasabanın, bölündüğü kısımlardan her birine mahalle denir.44 Devamlı ve geçici olarak ikamet etmek için kurulan küçük yerleşim birimlerini ifade eder. Mahalle halkı birbirine müteselsilen kefildir, yani mahallede meydana gelen bir

35 M.Ş.S. II.

36 M.Ş.S. 3.

37 M.Ş.S. 179.

38 M.Ş.S. 15, 35, 37, 38, 43, 46, 49.

39 D. Mehmet Doğan, Büyük Türkçe Sözlük, Pınar Yayınları, İstanbul 2005, s.968; Yaşar Çağbayır, Ötüken Türkçe Sözlük, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2007, IV, s.3478.

40 İlhan Şahin, “Nahiye”, DİA, XXXII, s.306.

41 M.Ş.S. 15, 93, 111, 175, 176, 177.

42 Ali Rıza Atasoy, Tokat Reşadiye İlçesi Halk Kitabı, Milli Mecmua Basımevi, İstanbul 1950, s.41.

43 M.Ş.S. 77, 78a, 78b, 79, 80, 81, 82, 128, 129, 144, 145, 159.

44 Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Aydın Kitabevi, Ankara 2004, s.564.

(27)

olayın aydınlığa kavuşturulmasında ve doğan bir zararın karşılanmasında ortaklaşa sorumludur. Genel hatlarıyla “üyelerinin ortak bir mâbette ibadet ettikleri ve nüfûsu yaklaşık bin kişiden oluşan yerleşim birimi” olarak belirtilmiştir.45

İncelediğimiz sicilde kazâ merkezindeki mahalleler şunlardır:

Fistori Mahallesi,46 Sultantepe Mahallesi,47 Rüşdiye Mahallesi,48 Eski Rum Mahallesi,49 Yeni Rum Mahallesi.50

Kazâ merkezinde beş mahalle bulunmaktadır. Bu beş mahalleden ikisi Rum mahalleleri üçü ise Müslüman mahalleleridir. Bu durum bizlere Müslümanlarla gayr-i Müslimlerin aynı şehirde fakat ayrı mahallelerde yaşadığını göstermektedir. Ayrıca üç tane Müslüman mahallesi ve iki Rum mahallesinin olmasından dolayı Müslümanların nüfûsunun daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.

4. Mesudiye’nin Köyleri

İncelediğimiz sicilde köy anlamına gelen Arapça kökenli karye51 kelimesiyle ifade edilen köylerde Müslümanlar ve Rumlar yaşamaktadır. Bu köylerden Bayraklı, Bıçakçı, Maden, Manahos, Mihailçorumu, Müzedere ve Kızıldere köylerinde Rumlar yaşarken diğer köylerde Müslümanlar yaşamaktadır. Ayrıca Bayraklı Köyü’nde hem Rumlar’ın hem de Müslümanların yaşadığını tespit ettik.

Sicilimizde geçen tespit edebildiğimiz köy isimleri şunlardır:

Abdili,52 Afan,53 Alan,54 Arıkmusa,55 Armutkolu,56 Arpaalan,57

45 Ali Murat Yel, Mustafa Sabri Küçükaşçı; “Mahalle”, DİA, XXVII, s.323-235.

46 M.Ş.S. 36.

47 M.Ş.S. 53, 54.

48 M.Ş.S. 149, 150.

49 M.Ş.S. 33, 35, 37, 167a.

50 M.Ş.S. 84, 85, 160.

51 Yaşar Çağbayır, Ötüken Türkçe Sözlük, III, s.2452.

52 M.Ş.S. 90.

53 M.Ş.S. 52, 58.

54 M.Ş.S. 17.

55 M.Ş.S. 12, 14, 27, 45, 46.

56 M.Ş.S. 68.

57 M.Ş.S. 32.

(28)

Bayraklı,58 Bereketli,59 Beyseki60 Bıçakçı,61 Birebir,62 Bozçalı,63 Busay,64 Bürük,65 Büşürüm,66

Çakırlı,67 Çakraz,68 Çavdar,69 Çerçi,70 Çukuralan,71 Danişmend,72 Değeri,73

Ekşere,74 Erik,75 Eskidir,76 Eymür,77

Faldaca-i Süflâ,78 Faldaca-i Ulyâ,79 Fardas,80 Ferekse, Fındıcak,81 Fistori,82 Geldişer, 83 Gergeçi,84 Gökçekilise,85 Gökçesüleymanlı,86 Güzelce,87

Hatunviran,88 Hebüllü,89 Herüse,90 Ilışar,91 İdirin,92 İnalan,93

58 M.Ş.S. 25.

59 M.Ş.S. 104.

60 M.Ş.S. 41, 59.

61 M.Ş.S. 101, 116, 147.

62 M.Ş.S. 40, 47, 48, 49.

63 M.Ş.S. 28, 29, 75.

64 M.Ş.S. 61, 63.

65 M.Ş.S. 40.

66 M.Ş.S. 86.

67 M.Ş.S. 93.

68 M.Ş.S. 73, 74, 76.

69 M.Ş.S. 83.

70 M.Ş.S. 59.

71 M.Ş.S 162, 163.

72 M.Ş.S 107.

73 M.Ş.S. 78b.

74 M.Ş.S. 141.

75 M.Ş.S. 40.

76 M.Ş.S. 156.

77 M.Ş.S. 188.

78 M.Ş.S. 126, 192.

79 M.Ş.S. 43, 64, 65, 66, 67, 72.

80 M.Ş.S. 79, 81.

81 M.Ş.S. 188.

82 M.Ş.S. 44.

83 M.Ş.S. 105, 107, 141.

84 M.Ş.S. 10, 11.

85 M.Ş.S. 56.

86 M.Ş.S. 107.

87 M.Ş.S. 164.

88 M.Ş.S. 56.

89 M.Ş.S. 159.

90 M.Ş.S. 112.

(29)

Kabalı,94 Kale,95 Karacaviran,96 Karınca,97 Keçi,98 Keteniği,99 Keykuş100 Kışlacık,101 Kızılcaviran,102 Kuyucak,103 Kuzbağı,104

Lağus105

Maden,106 Manahos,107 Manul,108 Mihailçorumu,109 Musalı,110 Müzedere,111 Parçı,112

Sarıca,113 Sülümü,114

Tavara,115 Türk,116

Yağsiyan,117 Yastura,118 Yavadı,119 Yavdaş,120 Yavşan,121 Yeveli,122 Zile.123

91 M.Ş.S. 100, 118.

92 M.Ş.S. 78a.

93 M.Ş.S. 171.

94 M.Ş.S. 62, 82, 175.

95 M.Ş.S. 59.

96 M.Ş.S. 18.

97 M.Ş.S. 175.

98 M.Ş.S. 110, 181.

99 M.Ş.S. 80.

100 M.Ş.S. 190

101 M.Ş.S. 83.

102 M.Ş.S. 104, 107, 111, 113, 164, 174, 188, 189.

103 M.Ş.S. 39, 47, 48, 49.

104 M.Ş.S. 26, 77.

105 M.Ş.S. 152.

106 M.Ş.S. 1, 5, 116, 158, 185.

107 M.Ş.S. 23b, 24, 38, 70.

108 M.Ş.S. 89, 150, 151, 190.

109 M.Ş.S. 98, 99, 108, 114, 131, 155.

110 M.Ş.S. 41.

111 M.Ş.S. 106.

112 M.Ş.S. 50, 51, 62, 69.

113 M.Ş.S. 115.

114 M.Ş.S. 21.

115 M.Ş.S. 22, 104, 179, 194.

116 M.Ş.S. 1, 58.

117 M.Ş.S. 30, 31.

118 M.Ş.S. 42, 71.

119 M.Ş.S. 55.

120 M.Ş.S. 16.

121 M.Ş.S. 108, 130-a, 131.

122 M.Ş.S. 7, 57.

(30)

B. İDARÎ, ADLÎ VE ASKERÎ GÖREVLİLER 1. İdarî Görevliler

İncelediğimiz sicil defteri daha çok tereke kayıtları ve vakıflarla ilgili olduğundan defterde geçen idarî görevliler de daha çok malî konularla ilgili görevlilerdir. İncelediğimiz sicilde o zaman Mesudiye’de görev yapmakta olan ve defterde ismi geçen idârî görevliler şunlardır:

Mal Sandığı Müdiri: Ahmed Besim Efendi124

Mal Müdir Vekili: Hafız Kamil Efendi ibn Seyyid Mehmed Efendi125

Mal Müdir Refiki: Ahmed Efendi ibn Hâfız Emin ibn Hacı Mehmed126 Hazine Tahsildar Müfettişi: Mehmed Efendi127

Hazine Vekili: Nuri Efendi bin Mehmed,128 Mehmed Efendi ibn Bayram,129 Mehmed Efendi ibn Ahmed,130 Serdarzâde Mehmed Efendi ibn Ebubekir131 Evkaf Müdir Vekili Nüfus Katibi: Ömerbeyzâde Abdullah Efendi ibn Osman ibn Abdullah132

Nüfus Memuru: Nuri Efendi ibn Osman133 Sandık Emini: Ali Osman Efendi bin Hüseyin134 Meclis İdare Katibi: el-Hâc Ali bin Asım135

123 M.Ş.S. 102, 123.

124 M.Ş.S. 3, 13, 15.

125 M.Ş.S. 15.

126 M.Ş.S. 104.

127 M.Ş.S. 25.

128 M.Ş.S. 3, 6, 7, 8, 9, 32, 34, 164.

129 M.Ş.S. 27.

130 M.Ş.S. 107, 69, 89, 90, 118, 152, 153, 157, 162, 163, 170, 171, 173, 180, 181, bkz. 188, 189.

131 M.Ş.S. 49.

132 M.Ş.S. 102, 113, 54, 39, 40, 41, 64, 65, 95, 127, 134, 142.

133 M.Ş.S. 170.

134 M.Ş.S. 9, 13, 19, 111.

135 M.Ş.S. 71.

(31)

Katip Vekili: Raif Efendi136 İkinci Katip: Amil Efendi137

Vergi Refiki: İsmail Efendi138

Polis Memuru: Çerkes Ahmed Efendi,139 Aziz Efendi ibn Hüseyin Efendi140 Orman Eminlik Memuru: Mehmed Efendi141

İncelediğimiz sicilde tespit edebildiğimiz muhtarlar ve görev yerleri aşağıda tablo halinde gösterilmiştir.

Görev Yeri Adı

Afan Karyesi Numan Çavuş142

Beyseki Karyesi Sadullah ibn Hasan143 Bozçalı Karyesi Yusuf Efendi144

Busay Karyesi Hamid Ağa145

Çakraz Karyesi Kürd Osmanoğlu Salih Ağa146 Faldaca-i Ulyâ Karyesi

Kapıcızâde Ahmed ibn Mehmed147

Fistori Karyesi İmamoğlu Hasan Ağa148 Gökçekilise Karyesi Canbazoğlu Abdullah bin

Abdurrahman149

Hebüllü Karyesi Mustafa Ağa150

Kabalı Karyesi Mustafa Ağa151

136 M.Ş.S. 21, 23b, 33, 36, 37, 42, 44, 47, 50, 63, 73, 74, 75, 84, 105, 108, 126, 150, 158, 167b.

137 M.Ş.S. 12.

138 M.Ş.S. 43.

139 M.Ş.S. 87.

140 M.Ş.S. 92.

141 M.Ş.S. 110.

142 M.Ş.S. 144, 168.

143 M.Ş.S. 182.

144 M.Ş.S. 28, 29, 75,76.

145 M.Ş.S. 63.

146 M.Ş.S. 74, 73.

147 M.Ş.S. 192.

148 M.Ş.S. 44.

149 M.Ş.S. 56.

150 M.Ş.S. 159.

(32)

Keteniği Karyesi Deli Hasanoğlu Osman Ağa152

Parçı Karyesi Mehmed Ağa153

Sülümü Karyesi Mahmud Ağa154

Tablo 2: Muhtarlar ve Görev Yerlerini Gösteren Tablo 2. Adlî Görevliler

İncelediğimiz sicilde tespit edebildiğimiz adlî görevliler kadıasker, nâib, mübâşir ve gardiyandır. Mesudiye’nin adlî görevlilerinin başında Kazâ Nâibi Ahmed Tevfik Efendi vardır ve Anadolu Kazaskeri es-Seyyid Ahmed Nureddin tarafından bu göreve atanmıştır.155 İsimlerini tespit edebildiğimiz adlî görevliler şunlardır:

Kazâ Nâibi: Ahmed Tevfik Efendi156 Nâhiye Nâibi: Abdullah Efendi157 Mübâşir: Raif Efendi158

Gardiyan: Kılınçzâde Mehmed Efendi159 3. Askerî Görevliler

İncelediğimiz sicilde tespit edebildiğimiz askerî görevliler paşa, mülâzım, yüzbaşı, çavuş ve erlerdir. İncelediğimiz sicilde tespit edebildiğimiz askerler daha çok Mesudiyeli olup da başka şehirlerde görev yapan ve görevi esnasında vefat eden askerlerdir.

Mesudiye’de görevli olan askerlerden isimlerini tespit edebildiğimiz; Mülâzım Hikmet Efendi160 ve Yüzbaşı Kamil Efendi’dir.161

151 M.Ş.S. 82.

152 M.Ş.S. 80.

153 M.Ş.S. 50, 51.

154 M.Ş.S. 21.

155 M.Ş.S. II.

156 M.Ş.S. I, II, 4, 6, 193.

157 M.Ş.S. 77, 78a, 78b, 79, 80, 81, 82, 128, 129, 144, 145, 159.

158 M.Ş.S. 10.

159 M.Ş.S. 10, 11.

(33)

Mesudiyeli olup da memleketin çeşitli yerlerinde görev yapan askerlerden erlerin haricinde tespit edebildiğimiz en üst rütbeli asker Bereketli Köyü’nden Dersaadet’te görevli Salih ibn Himmet Paşa’dır.162

İncelediğimiz sicilde o dönemde pek çok askerin askerde iken vefât ettiğini tespit ettik. Görev yapan askerlerin köyleri, isimleri ve görev yerleri aşağıdadır:

Arıkmusa Karyesi: Fazlıoğlu Salih ibn Mehmed: Erzurum Taburu163

Arpaalan Karyesi: Pireoğlu Şükrü ibn Hasan: Erzurum taburu164 Çakraz Karyesi: Musaoğlu Ali bin İsmail165

Çavdar Karyesi: Osman Beyoğlu Ali ibn Süleyman: Yedinci Ordu-yı hümâyûnun on dördüncü nişancı taburunda silahaltında iken Sana’daki kışlada vefat etmiştir.166

Danişmend Karyesi: Akçaoğlu Mehmed bin Ömer: Dördüncü Ordu-yı hümâyûna mensûb nizâmiye otuz birinci alayın üçüncü taburunun dördüncü bölüğünde on beşinci takımda silah altında iken [1]320 (1904) târihinde vefât etmiştir.167

Ekşere Karyesi: Sirkecioğlu İzzet bin Mustafa: Dördüncü Ordu-yı hümâyûnun yirmi yedinci alayının ikinci taburunun ikinci bölüğünde görevli iken vefât etmiştir.168

Ferekse Karyesi: Öksüzoğlu Osman bin Salih: İkinci Ordu-yı hümâyûnun seyyar topçu sekizinci alayının yedinci taburunun üçüncü bölüğünde iken vefât etmiştir.169

160 M.Ş.S. 92.

161 M.Ş.S. 34.

162 M.Ş.S. 104.

163 M.Ş.S. 27.

164 M.Ş.S. 32.

165 M.Ş.S. 74.

166 M.Ş.S. 100.

167 M.Ş.S. 107.

168 M.Ş.S. 141.

169 M.Ş.S. 153.

(34)

Fındıcak Karyesi: Kara Alioğlu Yusuf bin Osman: Dördüncü Ordu-yı hümâyûnun yetmiş altıncı alayının üçüncü taburunun dördüncü bölüğünün on birinci takımında silah altında iken vefat etmiştir.170

Gökçekilise Karyesi: Ağa Mahmudoğlu Mustafa bin Mehmed: Dersa‛âdet civârında Şile kazâsı karakol idâresi hizmetinde görevli iken vefât etmiştir.171

Güzelce Karyesi: Selimoğlu Hüseyin bin Osman: Dördüncü Ordu-yı hümâyûnun yirmi dokuzuncu alayının üçüncü taburunun dördüncü bölüğü nişancı takımı görevlilerinden iken vefât etmiştir.172

Hatunviran Karyesi: Mollaoğlu Mustafa bin Ömer: Dördüncü Ordu-yı hümâyûnun on dokuzuncu taburunun ikinci nişancı bölüğü fertlerinden iken vefât etmiştir.173

Çortoğlu Hüseyin bin Osman: Dördüncü Ordu-yı hümâyûnun on dokuzuncu alayının ikinci bölüğü nişancı taburunda görevli iken vefat etmiştir.174

Torunoğlu Kamil bin Ömer: Dördüncü Ordu-yı hümâyûnun sanâyi taburunun ikinci bölüğünün dördüncü takımı görevlilerinden iken vefat etmiştir.175

Ilışar Karyesi: Temurcioğlu Şakir bin Şakir: Dördüncü Ordu-yı Hümâyûnun otuz birinci alayının üçüncü taburunun ikinci bölüğünün yedinci takımında vefât etmiştir.176

Temurcioğlu Osman ibn Salih: Sana’daki Yedinci Ordu-yı hümâyûnun on dördüncü nişancı taburunda görevlidir.177

İnalan Karyesi: Hızıroğlu Ali bin Veli: Dördüncü Ordu-yı hümâyûnun on dokuzuncu alayının nişancı taburunun ikinci bölüğünde görevli iken vefât etmiştir.178

170 M.Ş.S. 188.

171 M.Ş.S. 56.

172 M.Ş.S. 164.

173 M.Ş.S. 162.

174 M.Ş.S. 163.

175 M.Ş.S. 173.

176 M.Ş.S. 118.

177 M.Ş.S. 100.

(35)

Karacaviran Karyesi: Hatiboğlu Rüşdü bin Ali: Üçüncü Ordu-yı hümâyûnun birinci alayının istihkâm taburu dördüncü bölüğü üçüncü takımı görevlilerinden iken vefat etmiştir.179

Keçi Karyesi: Kansızoğlu Salih bin Hüseyin: Dördüncü Ordu-yı hümâyûnun sekizinci nişancı taburunun ikinci bölüğünün birinci takımı fertlerinden iken vefât etmiştir.180

Kışlacık Karyesi: Ekşioğlu Ali ibn İbrahim: Dördüncü ordu-yı hümâyûna mensûb yirmi sekizinci alayın birinci taburunun ikinci bölük fertlerinden Erzincan’da yedinci nişancı taburunda görevli iken vefât etmiştir.181

Kızılcaviran Karyesi: Gül Ömeroğlu Salih bin Mehmed: Üçüncü Ordu-yı hümâyûnun dördüncü alayının birinci taburu seyyar birinci bölüğünde demirci ustası iken eceliyle vefât etmiştir.182

Ali Kadıoğlu Rıza: Dördüncü Ordu-yı hümâyûnun yetmiş altıncı alayının üçüncü taburunun ikinci bölüğünün on birinci takımında iken eceliyle vefât etmiştir.183

Lağus Karyesi: Hacıoğlu Mehmed bin Veli: Dördüncü Ordu-yı hümâyûnun yetmiş beşinci alayının dördüncü taburunun üçüncü bölüğünün on üçüncü takımında iken eceliyle vefât etmiştir.184

Yavadı Karyesi: Alibaşoğlu Kerim bin Hasan: Dördüncü Ordu-yı hümâyûnun sanâyi taburunun dördüncü bölüğünün altıncı takımında silah altında iken eceliyle vefât etmiştir.185

Yukarıdaki bilgilerden Mesudiye’den o dönemde ülkenin çeşitli yerlerine yoğun bir asker sevkiyatının yapıldığını söyleyebiliriz. Ayrıca bu askerler belli bir bölgeye değil Dersaadet, Erzurum ve San’a (Yemen) gibi birbirinden tamamen farklı

178 M.Ş.S. 171.

179 M.Ş.S. 157, 158.

180 M.Ş.S. 181.

181 M.Ş.S. 83.

182 M.Ş.S. 111.

183 M.Ş.S. 189.

184 M.Ş.S. 152.

185 M.Ş.S. 180.

(36)

bölgelere gönderilmişlerdir. Bu askerler sicilde eceliyle vefat etmiştir diye bahsedilmiş ve hangi sebeple vefat ettiği belirtilmemiştir.

Yine Mesudiye’nin çeşitli köylerinde yaşayan insanlar, Osmanlı ordusunda erden paşa rütbesine kadar ordunun çeşitli kademelerinde görev alabilmişlerdir.

(37)

II. MESUDİYE’NİN SOSYAL YAPISI A. AİLE HAYATI

1. Evlilik a. Nikah akdi

Nikah; şer‛an aranan şartlar çerçevesinde aralarında evlenme engeli bulunmayan bir erkekle bir kadının hayatlarını birleştirmelerini sağlayan akdi ve bu yolla eşler arasında meydana gelen evlilik ilişkisini ifade eder.186

Nikah akdi için İslam hukukunda aranılan şartların gerçekleştiği her akit, sahih ve muteberdir. Nikah akdinin önemi ve cemiyet hayatında oynadığı rol dolayısıyla oldukça erken devirlerden itibaren bu akid gelişigüzel bir şekilde akdedilmemiş, bir hâkim veya nâibi, bazen de bir din adamı önünde yapılmasına özen gösterilmiştir. İki şahit huzurunda diğer şartlar gerçekleşmişse akid gerçekleşmiş olur.187

Nikah kayıtlarında bilhassa eksik ehliyetli ve ehliyetsizlerin, bazen de tam ehliyetli kızların velileri tarafından evlendirildikleri görülmektedir. Baba ve dedelerinin haricindeki velileri tarafından evlendirilenler büluğa erdiklerinde büluğ muhayyerliği hakkını kullanmakta ve dilerlerse nikahlarını feshettirmektedirler.188

İncelediğimiz sicilde kadı huzurunda nikah kıyıldığı ve bunun deftere kaydedilerek şahitlerle beraber yazıldığını görüyoruz. Hamidiye’nin Gergeçi Köyü’nden olup da Tokad’ın Leveke Köyü’nde ikamet eden Altun binti İsmail yine aynı köyde ikamet eden Ordu’nun Davrak Köyü’nden Alişan bin Salih ile evlenmiş ve Mübâşir Raif Efendi, Hamidiye gardiyanı Kılınçzâde Mehmed Efendi ve Gergeçi Köyü’nden Bektaşoğlu Ömer bu nikahın şahitleri olmuşlardır.189

Nikahta aslolan kişinin kendisinin bulunmasıdır. Fakat velileri tarafından evlendirilen kızlara da rastlamaktayız. Nitekim Yavdaş Köyü’nden Kafiye binti

186 Fahrettin Atar, “Nikah”, DİA, XXXIII, s.112. Ayrıca bkz. Ömer Nasuhi Bilmen, Hukukı İslâmiyye ve Istılahatı Fıkhiyye Kamusu, Bilmen Yayınevi, İstanbul, II, s.5.

187 Mehmet Akif Aydın, İslam Osmanlı Aile Hukuku, MÜ İFAV Yay, İstanbul 1985, s.12, 83.

188 Mehmet Akif Aydın, İslam Osmanlı Aile Hukuku, s.96.

189 M.Ş.S. 10.

Referanslar

Benzer Belgeler

1549- 1565 yılları arasına ait 1 Numaralı Halep’ Şer’iye Sicilinin verilerine göre Halep’in sosyal ve iktisadi açılardan incelenmesi, bu çalışmanın esas konusunu

Medine-i Kalecik mahallâtından Halil Ağa Mahallesi sâkinlerinden iken bundan akdem fevt olan AiĢe bint Mustafa nâm müteveffiye merkûmenin verâseti zevci Hacı Ġsmail

Örneğin Çilehâne Mahallesi mütemekkinlerinden vefât eden Estefan oğlu Artin’in terekesindeki mallar şunlardır; kalpak, kurt kürkü, kıymetli kaşık, çatal, bıçak,

Osmanlı Devletinin zamanla askeri, iktisadi ve siyasi yönlerden zayıflamasıyla birlikte çeşitli alanlarda bozulmalar ve toplumda da sosyal çözülmeler meydana gelmiştir.

Dârü’l-cihâd ve’l-mücâhidîn Medîne-i Vidin mahallâtından Çavuş mahallesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden Ahmed Ağa bin Alî ibn Abdullah’ın verâseti

Yalvaç’taki temettuat vergisinin 751395 kuruş ile %87’si köylerden toplanmaktadır.. yüzyılın ilk yarısında Yalvaç’ın sosyal ve ekonomik tarihini

Medîne-i Ayntâb'da Çukûr nâm mahalle ahâlîsinden iken bundan akdem fevt olan Karcı Ebu Bekir oğlu dinmekle ma'rûf es-Seyyid Mehmed'in zevcesi ve sağîra kızı

19/2 Medine-i Sivas ta Gök Medrese sakinlerinden iken bundan akdem vefat eden Mevlüde binti El-Hac Feyzullah isimli hatunun terekesinin sadri kebir oğulları Es-seyyid Feyzullah