• Sonuç bulunamadı

Sicilimizde geçen bütün sülale isimlerinin nerelerde geçtiğini göstermek oldukça fazla yer tutacağından sadece tespit ettiğimiz isimleri zikretmekle yetineceğiz.

a. Müslüman Sülale İsimleri

Abbasoğlu, Abdioğlu, Abdurrahmanoğlu, Abuşzâde, Ağa Mahmudoğlu, Ağazâde, Akçakarazâde, Akçaoğlu, Alaaddinoğlu, Alemdaroğlu, Ali Çavuşzâde, Ali Kadıoğlu, Alibaşoğlu, Alioğlu, Altıkulaçoğlu, Altuncuoğlu, Araboğlu, Aşurzâde.

Bakkaloğlu, Balcıoğlu, Başoğlu, Battaloğlu, Bayramoğlu, Bedâloğlu, Bektaşoğlu, Beyzâde, Boduroğlu, Bodurcuoğlu, Boşnakoğlu, Boz Alioğlu, Burkaçoğlu.

Canbazoğlu, Canik Alioğlu, Celebzâde, Celladoğlu, Cilvelioğlu, Cürcüoğlu, Cüridoğlu.

Çakıroğlu, Çardaklıoğlu, Çetmanoğlu, Çevrikoğlu, Çobanoğlu, Çoban Hasanoğlu, Çortoğlu, Çulcuoğlu, Çulhaoğlu.

Davudoğlu, Dedeoğlu, Deli Çobanoğlu, Deli İsmailoğlu, Deli Hasanoğlu, Deli Mehmedoğlu, Deli Mollaoğlu, Deli Mustafaoğlu, Deliloğlu, Dellaloğlu, Demircioğlu, Dervişoğlu, Dirazoğlu, Doraoğlu.

Ekşioğlu, Eminoğlu, Emiroğlu, Eyyüb Kadızâde. Fazlıoğlu.

Gök Ahmedoğlu, Gül Ömeroğlu, Gülistanoğlu, Gürcüoğlu.

Hacı Alioğlu, Hacı İbrahimoğlu, Hacı Mustafaoğlu, Hacı Osmanzâde, Hacı Yahyaoğlu, Hacı Yakubzâde, Hacıoğlu, Hamioğlu, Hamzaoğlu, Haşimoğlu, Hatiboğlu, Hesabcıoğlu, Hızıroğlu, Hüsâmoğlu, Hüseyinoğlu.

Kabasakaloğlu, Kadızâde, Kahyaoğlu, Kahvecioğlu, Kalelioğlu, Kalturoğlu, Kamışoğlu, Kandazoğlu, Kansızoğlu, Kantaroğlu, Kapıcıoğlu, Kapucuzâde, Kara Ahmedoğlu, Kara Alioğlu, Kara Hasanoğlu, Kara İbrahimoğlu, Kara İsmailoğlu, Kara Mehmedoğlu, Kara Velioğlu, Karabelaoğlu, Kasım Beyzâde, Kayaoğlu, Kel Alioğlu, Kel Bekiroğlu, Kel Memişoğlu, Keltekoğlu, Kenanoğlu, Kerimoğlu, Keşcioğlu, Kılınçzâde, Kiranlıoğlu, Kiziroğlu, Koca Ömeroğlu, Kocaoğlu, Koçoğlu, Konaşoğlu, Köleoğlu, Kör Ömeroğlu, Köroğlu, Körükoğlu, Köse Hızıroğlu, Kuyumcuoğlu, Kuzitoğlu, Kuzuluoğlu, Küçük Hasanoğlu, Külekçioğlu, Kürdoğlu, Kürd Haliloğlu, Kürd Osmanoğlu, Kürtünlüoğlu.

Mahmud Başoğlu, Mahmudoğlu, Maksûdzâde, Marûfoğlu, Melekoğlu, Memûloğlu, Mıcıkoğlu, Mısırlıoğlu, Molla Bekiroğlu, Molla Hasanoğlu, Molla Mustafaoğlu, Molla Yusufoğlu, Mollaoğlu, Muradoğlu, Musaoğlu, Mutioğlu, Müezzinoğlu, Müftüzâde, Mürseloğlu.

Nalbandoğlu, Numan Ağazâde. Osman Beyoğlu, Osmanoğlu.

Ömer Beyoğlu, Ömeroğlu, Öksüzoğlu, Ömer Başoğlu. Palalıoğlu, Perişoğlu, Pireoğlu.

Razekoloğlu, Receb Efendizâde.

Sadıkoğlu, Sağıroğlu, Salihoğlu, Sarı İmamoğlu, Sarı İmamzâde, Sarı İsmailoğlu, Sazaklıoğlu, Sefaoğlu, Sekmenoğlu, Selimoğlu, Senablıoğlu, Serdarzâde, Sırtıkaraoğlu, Sinanoğlu, Sipâhioğlu, Sirkecioğlu, Sivrioğlu, Subaşıoğlu, Süleyman Başoğlu, Süleymanoğlu.

Şabanoğlu, Şerbetçioğlu, Şerikzâde, Şeyhoğlu.

Tataroğlu, Tellioğlu, Tevekcioğlu, Ton Osmanoğlu, Top Osmanoğlu, Topaloğlu, Topal Alioğlu, Topal Osmanoğlu, Topçuoğlu, Torunoğlu, Tuğluoğlu, Türidioğlu.

Üçbıçakzâde.

Veli Beyoğlu, Veli Hasanoğlu, Velioğlu.

Yahyaoğlu, Yakub Beyoğlu, Yalamoğlu, Yalkıoğlu, Yanıkoğlu, Yanıkzâde, Yazıcıoğlu, Yeğenoğlu, Yetişoğlu, Yovanoğlu.

Zâimoğlu, Zülfikaroğlu

b. Gayr-i Müslim Sülale İsimleri Ahritkeşîşoğlu,

Çakıcıoğlu, Çardaklıoğlu, Çilingiroğlu, Erzincanlıoğlu,

Gariboğlu, Germenoğlu, Gorgoroğlu,

Haçi Kiryadoğlu, Haçi Yanioğlu, Herekoğlu, Hiroğlu. Jonkderoğlu,

Kafesçioğlu, Kara Lazaroğlu, Kara Panayotoğlu, Kazancıoğlu, Kebzenuroğlu, Keşişoğlu, Kezebozoğlu, Kirbadoğlu, Kivanoğlu, Köseoğlu,

Lefteroğlu, Loyedoğlu, Makdisioğlu,

Odacıoğlu,

Panasoğlu, Pavlosoğlu, Perçinoğlu, Popeoğlu, Sarıbünyadoğlu, Semercioğlu,

Tanasoğlu, Tanposoğlu,Temyosoğlu, Tokadîoğlu Ustabaşoğlu,

Vanlıoğlu,

Yanıkoğlu, Yanioğlu, Yasefoğlu, Yobedoğlu, Yovanoğlu, 2. Unvanlar

İncelediğimiz sicilde kullanılan başlıca unvanlar, Ağa, Efendi, Usta, Onbaşı, Haçi, el-Hâc, Rif‛atlü, Fekâhetlü, Hâfız, Devletlü, es-Seyyid, Molla, Bey, Hanım ve Hatun unvanlarıdır.

Unvanlar arasında en sık kullanılan unvan Ağa unvanıdır. Moğolca “büyük erkek kardeş” anlamındaki aka kelimesinden gelen ağa unvanı Osmanlı’da askerî teşkilatta en çok kullanılan unvandı. Öyleki paşa ve beylerden sonra imparatorluğun askerî teşkilatındaki kuruluşların başında bulunanların ve hatta bazı mülkî reislerin bu ünvanı taşıdığı görülür.248

Anadolu’da halk arasında yaşlı veya hatırlı olan kimselere de ağa denir.249 İncelediğimiz sicilde de bu anlamda genellikle köylüler için kullanılmıştır. Köy muhtarlarının unvanlarına baktığımız zaman genellikle unvanlarının ağa olduğunu ayrıca köyden dava için gelen kişiler için de genellikle ağa unvanının kullanıldığını görüyoruz.250

Sıkça karşılaştığımız diğer bir unvan ise efendidir. Osmanlılar tarafından XV. yüzyılın ikinci yarısından sonra tahsil ve terbiye görmüş insan manasına, daha sonra ilmiye sınıfına mensup olanlarla diğer bazı devlet ricaline bu şekilde hitap olunmuştur.251

Ayrıca okuyup yazması olanlara unvan olarak verilen bir tabir olarak da kullanılmıştır.252

Sicilde üst düzey devlet memurları, Müslüman ve Hristiyan din adamları, devlet görevlileri, askerî görevliler ile belediye tabibine de efendi diye hitabedildiğini görmekteyiz. Müderris Kamil Efendi, imâm-ı karye İsmail Efendi, Nüfus Kâtibi

248 Faruk Sümer, “Ağa”, DİA, I, s.451-452; Midhat Sertoğlu, Osmanlı Tarih Lûgatı, Enderun Kitabevi, İstanbul 1986, s.7.

249

Nevin Kardaş vd, Örnekleriyle Türkçe Sözlük, MEB Yayınları, Ankara 1995, I, s.36. 250 Bkz. M.Ş.S. 2, 6, 9, 14, 15, 21, 30, 36, 42, 44, 45, 50, 51, 82.

251 Midhat Sertoğlu, Osmanlı Tarih Lûgatı, s.94.

Abdullah Efendi, Papaz Kostantin Efendi, Mulâzım Hikmet Efendi, Polis memuru Aziz Efendi, Belediye Tabîbi Tanpos Efendi gibi.253

Ayrıca aynı kişiye hem ağa hem de efendi şeklinde hitap edildiği de olmuştur.254

Sıkça kullanılan unvanlardan biri de hacıdır. İmkanı olan her Müslümanın belirlenmiş zaman içinde Kâbe’yi, Arafat, Müzdelife ve Mina’yı ziyaret etmek ve belli bazı dini görevleri yerine getirmek suretiyle yaptığı ibadete Hac, bu ibadeti yerine getirenlere Arapça’da hâc, Türkçe’de hacı denir.255

Hac ibadetinin belli bir mâlî güç gerektirmesi, o zamanki ulaşım imkanlarının zorluğu ve herkese nasip olmaması sebebiyle Osmanlı toplumunda ayrı bir yeri olduğunu söyleyebiliriz.

İncelediğimiz sicilde de hacca gidenlere Hacı denmekle beraber genellikle el-Hâc şeklinde kullanıldığını görüyoruz.256

Hacı lakabı kadınlar için “hâce” şeklinde kullanılmıştır. İncelediğimiz sicilde sadece Hâce Hanife binti Mehmed adlı kadın için bu unvan kullanılmıştır.257

Ayrıca Hacı unvanı sadece Müslümanlar için değil Gayr-i Müslimler için de “haçi” şeklinde kullanılmıştır. Hristiyanlar da belirli yerleri ziyaret ederek hacı olurlar. Hristiyanlığın Anadolu topraklarında da ziyaret yerleri vardır. Antakya ve Efes bu yerlerdendir. Efes’te bulunan ve Hz. Meryem’e nispet edilen ev günümüzde bir hac mekanıdır.258

Dimitri i Haçi Mihail, Haçi Koda i Anastas, Haçi Yani veled-i Mveled-ihâveled-il gveled-ibveled-i.

Seyyid unvanı da karşılaştığımız unvanlardan biridir.259

Seyyid terim olarak şerif ile birlikte “nesl-i pâk-i Muhammediye mensup olup yüceltilmiş olan” anlamında, Hz. Peygamber’in Hz. Ali ile Hz. Fatıma’dan doğan torunlarıyla, onların soyundan

253 Bkz. M.Ş.S. 36, 39, 84, 92, 148, 192. 254 M.Ş.S. 97.

255 Ömer Faruk Harman, “Hac”, DİA, XIV, s.382. 256

M.Ş.S. 99,112, 115. 257 M.Ş.S. 166.

258 Ömer Faruk Harman, “Hac”, DİA, XIV, s.385 259 M.Ş.S. 15, 39, 40, 41, 95.

gelenler için unvan olarak kullanılmıştır.260

İncelediğimiz sicilde şerif unvanı hiç kullanılmamış seyyid unvanı da sadece erkekler için kullanılmıştır. Kadınlar için ise seyyid unvanına rastlayamadık.

Fekāhetlü; Fıkıh ilmini en iyi şekilde bilen ve bu ilimde söz sahibi anlamına gelir. Müftülere verilen resmi unvandır.261

Nitekim Zile karyesinde sakin olan müftü Osman Zeki bin Osman ibn Abdülfettah’ın bu unvanı kullandığını görüyoruz. 262

Rifʻatlü; askerlikte binbaşılarla mülkiyede üçüncü rütbe sahiplerinin ünvanıdır.263

Mâl Müdîri Besim Efendi için kullanılmıştır.264

Kadınlar için ise Hanım ve Hâtun unvanları kullanılmıştır.265 3. Lakaplar

İncelediğimiz sicilde lakaplara baktığımız zaman bir kimse memleketinden dolayı Darendeli,266

diğer bir kimse ise milletinden dolayı Çerkes267 lakabıyla anılmıştır.

Ayrıca emekli olanlar için mütekâid268

lakabı kullanılmış, yine bazı kişiler içinse meslekleriyle ilgili olarak Çarıkçı269

ve Sarrâc270 lakapları kullanılmıştır.

260 Mustafa Sabri Küçükaşçı, “Seyyid”, DİA, XXXVII, s.40. 261 İlhan Ayverdi, Misalli Büyük Türkçe Sözlük, I, s.930. 262

M.Ş.S. 102. 263

Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat,s.893. 264 M.Ş.S. 13. 265 Bkz. M.Ş.S. 6, 9, 20, 26, 49, 53, 57. 266 M.Ş.S. 3. 267 M.Ş.S. 87. 268 M.Ş.S. 47, 48, 161, 170. 269 M.Ş.S. 84. 270 M.Ş.S. 20.

III. MESUDİYE’NİN KÜLTÜREL ve DİNİ YAPISI

A. MESUDİYE’NİN KÜLTÜREL YAPISI

Benzer Belgeler