• Sonuç bulunamadı

TARİKAT EDEPTEN İBARETTİR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TARİKAT EDEPTEN İBARETTİR"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TARİKAT EDEPTEN İBARETTİR

Şeyh Mehmed Efendi’nin 4 Mayıs 2012 Sohbeti,

Selamu Aleykum ve Rahmetullahu ve Berekatuhu. Euzubillahimineşşeytanirracim.

Bismillahirrahmanirrahim. Esselatu ves Selamu ala Resulina Seyyidil Evvelin vel Ahirin. Meded ya Resulullah, Meded ya Ashabı Resulullah. Meded ya Şeyh Abdullah Dağıstani, meded ya Ş. Nazım el Hakkani, destur! Tarikatuna es sohbe vel hayru fi cemiyye. Tarikatımız sohbetle kaimdir, hayır

cemiyetledir. Şeyh Efendi'nin adeti üzerine bir, iki kelam söyleyelim İnşa'Allah. Allah fayda etsin; size de faydalı olur; bize de faydalı olur İnşa'Allah. Dinleyenlere de olur. Bu konuştuğumuz şimdi, Şeyh Efendi'nin dergahıdır diye bütün dünyaya hitab oluyor. Bütün ihvanlar dinliyor. Ona göre herkes kendine faydalı olanı alsın. Beğenmediğini geçsin.

Bizim Tarikat gene söylediğimiz üzere. Tarikat nedir? Allah'a yetiştiren yoldur. Allah'a nasıl yetişeceksin?

Bu okulda mektepte; mektep değil de okul. Şimdi mektep deyince daha iyi bir derece oluyor. Eski zamanda mektep derlerdi; şimdi tam okul oldu yani. Her pisliği öğreten şeydir. Tarikat'ta edeb öğreneceksin. Edeb öğretiyor Tarikat ilk başta. Edeb nasıl bir edeb? Allah Azze ve Celle yani, kavimler yaratmış. Kavmiyet İslam'da yok. Ben Türküm, ben Arabım, ben Kürdüm, Çerkezim, Lazım. Galiba şey olarak baksanız. Binden fazla kavim var dünyada. Onu daha inceleyecekseniz; onbine de çıkar, ama şimdiki kaba hesapta bin tane kavim var. Allah Azze ve Celle nasıl herkesi bir sıfatta yarattıysa; beyazdı, esmerdi, siyahtı, sarıydı. Pembeydi, her kavme bir hususiyet vermiş.

Bazı hususiyetler; güzel hususiyetler vermiş.Tabiatları güzel olur bazılarının. Nasıl insanda nefis varsa, şeytan varsa; kavimlerde de aynı şey var. Şimdi kavmiyetçilik olmasın diye tek tek söylemeyeceğiz ki bazıları canlarını feda etmeye hazır hepsi yani Allah yoluna. Bazıları hepsi parayı sever de bazıları daha fazla yani para daha mühim kendileri için; bir parayı görünce her şeyden vazgeçebilir. Ne nefsini feda eder, ne kendini, ne ruhunu feda eder paraya doğru gider. Bazıları çok kibirlidir. Kibirlerinden başka insanları hep hakir görür. Bazıları da o da çok yani kötü haslet. Şimdi kötüleri söylüyoruz yani iyi hasletleri şey yapmayalım da. Çünkü iyi olan iyiye devam etsin de.

Kötüden kurtulmak lazım. Bazıları da kin var içlerinde. O kavmin hasletidir yani. O yüzyıllarca, binlerce yıldan gelen bir haslettir. Allah'ın hikmeti. Yani o kin oldu mu içinde muhakkak yani ondan kurtulamaz.

Normalde kurtulamaz. Tarikata girdi mi ondan kurtulması lazım.Tarikata girip de gene kardeşine, Müslüman kardeşine kin bilemek yani Tarikata girmemiş sayılır artık o insan. Çünkü Tarikatta yani Şeyh Efendi aldıktan sonra tamam kabul olunuyor da bir adım ileri gidemiyor insan. Ben on senedir Şeyh Efendi'yle beraberim diyebilir. 20 senedir Şeyh Efendi'yi takip ediyorum diyebilir. 50 sene bile olsa hiçbir faydası yok adamın. O kötü hasletlerinden kurtulmadıkça imkanı yok faydası olmaz.

(2)

Ama kurtulursa en yüksek makamlara yükselebiliyor. Halid-i Bağdadi Hazretleri'nin sonra Kafkas ülkelerine İsmail Hazretleri Tarikatı götürdü. O Halid Zülcenaheyn diyor, Halid-i Bağdadi Hazretleri. Ve geldiği vakit Halid Bağdadi Hazretleri onu yani terbiye etsin diye terslemiş. Siz kalpak giyersiniz kalpağı da böyle alnınıza doğru getirirsiniz. Sizin oralar kibirli insanlardır. Kibiri olan insan da cennete giremez.

Muhakkak o cehenneme uğrayıp da temizlenip girecek. Ondan sonra öyle bir terbiye etti Hz. İsmail, Efendimiz'i ondan sonra Tarikat ona geçti. Silsile ona geçti; yani altın silsileden biri oldu. O kibrinden, şeyden temizlendikten sonra. Tarikatı da Dağıstan, Kafkas ülkelerine götürdü. Oradaki insanları da terbiye etti yani.

O dediğimiz gibi kibir çok fazlaydı orada. Onları bile tasarruflarıyla terbiye ettiler. Kaç tane Şeyhimiz'e kadar, Şeyh Abdullah Dağıstani Hz'ine kadar silsile büyük Sultanul Evliya Hazretleri gelmiş. İşte onu bu Tarikata gelip de yani ben bu kadar sene kaldım, bu kadar sene ettim demekle olmuyor bu iş. Sen bebek gibi; bebek bir sene, iki sene en çok iki sene bile kaldıramazsın sen bebeği kucağında. Bir sene kaldır ağladıkça aman ne zaman yürüyecek bu bebek de kurtulalım der. Şimdi gelenler de öyle 30 sene bebek kalması Şeyh'e de ağır geliyor. Onun için 30 sene, 40 sene kaldım demekle olmuyor. En büyük terki edeb de minnet göstermek; ben geldim 30 senedir. Sen geldin ne oldu? Allah sana Ayet-i Kerime diyor: "kul lâ temunnû aleyye İslâmekum belillâhu yemunnu aleykum en hedâkum lil îmân" (49:17).

Allah bana, Efendimiz'e de minnet ederlerdi bazıları ki Müslüman olduk diye. Sakın Allah'a minnet etmeyin. Efendimiz'e minnet etmeyin ki Allah size minnet eder ki imana hidayet etti. Sizin gibi binlerce adam var; binlerce değil milyonlarca, milyarlarca adam var. Hidayete gelmemiş. Ne yaptıklarını

bilmeyerek, sersem tavuk gibi dolaşıyorlar. Allah bilir ya içki batağında yahut bilmem kumar batağında;

uyuşturucu batağında Şeyh Efendi sizi teker teker ayıklayıp getirdi yanına. Onu da kalkıp da; onu söylemek terki edebdir. Onu niçin söylüyoruz yani bu söylenmez ama söyleyen oluyor. Söyleyen oluyor zaten gıybet olmuyor da adamın ismini söylemeyeceğim de çok var insan ne zaman belli olur? Sıkıştığı vakit belli olur. Nefis sıkıştırdığı vakit, öfke çıktığı vakit. Mihenk taşı oradadır, öyle rahatken gözükmüyor hiçbir şey.

Bu mühimdir yani edeb üzerine Şeyh efendi sizi, terbiye etmiş, edeble büyütmüş. Öyle olunca sen, bu insan çok şey kaybedebilir yani ama ahiret tabi Şeyh Efendi'ye bir defa bağlanan insan onu kaybetmez de. Yani makamlara yükselemez. Ufak kalır, küçük kalır hiç yani Şeyh Efendi'nin yanında. Ama Şeyh Efendi el aldı madem muhakkak onu ahirette hiç yani cehenneme bırakmaz Allah'ın izni ile. Ama işte nefisle olunca dünyada da rezil olur o. Şeyh Efendi söylüyor yani bize tabi olanlar muhakkak ahirette şey yapılır ama bir de bu şey var; Şeyh Efendi diyor. Şeyh Efendi de çok merhametli. Aşırı merhametli birşey demez ama arkasında tek değildir Şeyh Efendi; Sultan'dır, Sultan'ın maiyeti var. Vezirleri var, askeri var.

Tam yani ufacık devletin her şeyi olduğu gibi bu asrın Sultanı'dır yani; dünyanın Sultanı. Öyle Şeyh Efendi

(3)

Herkes biliyor meseleleri. Onun için yani nefis insanı biraz zayıf gördü mü hemen hücum ediyor. Yani nefse hiç güven yok. Ben fazla okudum. Fazla şey yaptım. Ne kadar insan kuvvetliyse o kadar düşmanı olur. Devlet ne kadar büyük olursa o kadar düşmanı olur. Korkarlar, bu bize şey yapmasın; ezmesin. Nefis de şeytan da öyle. Ne kadar sen otuz sene ibadet ettin. Bir dakikada senin her şeyin bitti. Yaptığın şeyler hep heba oldu. İşte tarikatın budur mühim olan. Yeni bu tarikata girenler, Evliya olayım diye girerlerse hiçbir şey olamazlar. Allah rızası için gireceksin. Odur mühim olan. Bir gayemiz Allah'tır, başka şey değil.

Ne para, ne pul, ne mevki. Allah rızası için her şeyi yaptın mı zaten Allah'ın verdiği hepsinden hayırlı.

Başkasına ihtiyaç yok Allah'ın izni ile. İşte bu Tarikatın edebidir, Cuma günü hürmetine. Bunları bu kadar yeter şimdi.

Bugün Tarikatta edep üzerine konuşacağız. Tarikat nedir? Neden Tarikata ihtiyacımız var? Tarikatın bize öğretmesine ihtiyacımız var. Ne öğretecek bize? Okullarda, üniversitelerde de öğrenebiliriz. Ama avam-ı nas için olan bu okullarda, üniversitelerde edep öğretmezler de edepsizlik öğretirler. Her yerde

duyuyoruz, her türlü pislik var okullarda. Ama Tarikat size edep verir, güzel davranışı öğretir. Ve bu da, Allah insanları beyaz, siyah, sarı, esmer gibi değişik değişik renklerde yarattı. Aynı şekilde insanlar, milletleri yarattı. Kaba hesap belki 1000 çeşit farklı millet vardır. Daha detaylı bakarsanız 10 bin veya daha fazla farklı millet vardır. Ve Allah nasıl insanlara farklı renkler, diller vs..verdiyse aynı şekilde her bir millete de bir hususiyet verdi. İyi huylar da var, kötü huylar da.

İyi huyluysa bir kimse, onunla devam etsin. Ama kötü huyluysa, Tarikat insanlara bu kötü huylarını bırakmayı öğretir. Bazı milletler vardır ki, çok kibirlidir. Bazı milletler vardır, hasetçidir. Bazı milletler, tamahkardır. Çoğu insan tamahkardır ama bu millettekiler daha da tamahkar. İşte böyle, karakterler.

Bunlar kötü karakterler. Şimdi biz 3 tanesini söyledik ama yüzden fazla, belki binlerce kötü huy vardır.

Her millette hakikaten bunları bulabilirsiniz. Ama Şeyh Efendi'ye veya Tarikata geldiğinizde artık bunları bırakmanız lazım, özellikle kibiri. Kin de çok kötü bir huydur. Böyle bazı milletler var, ve bu çok eskilerden geliyor, bugünden değil- Herkese karşı kindar olmak. Birisi onunla konuşmasa, o hiç konuşmaz artık. İyi değildir bu.

Hadis-i Şerif var, Müslüman kardeşinle 3 günden fazla küs kalamazsın. Bu da Şeriattır. Şeriat avam-ı nas içindir. Tarikata geldiğinizde daha da çok terbiye gerekir. Ve milletinizin karakterini de unutmanız lazım.

Karakteriniz, Efendimizin (sav) ve İslamın karakteri olmalı. Efendimiz hiçbir zaman kimseye kin gütmedi.

Amcası Hz Hamza (ra)'yı şehit edene bile kin gütmedi, affetti o kimseyi. Buradaki veya Tarikattaki bazı ihvanlarda görüyorsunuz, hem kendileri kindarlar, hem insanlara kindar olmayı öğretiyorlar. Bu iyi birşey değildir, Şeyhimizin talimi bu değildir. Bazıları da kibirli. Bu kötü huyları bıraktığınızda, çok yüksek makamlara ulaşırsınız. Bunun özellikle büyük bir misali var, Halid-i Bağdadi Hz ile İsmail Hz.; İsmail Hz Kafkas, Dağıstanlı idi. Halid-i Bağdadi Hz'ne geldiğinde "git" dedi ona.

(4)

"Senin milletin çok kibirli insanlardır. Kalpağı da böyle giyerler, çok kibirliler. Siz bunu yapamazsınız". 2 sene sonra geldiğinde, bu hastalıktan tamamen temizlenmişti. Böylece gelip beyat aldı ve, Tarikatı Bağdadi Hz'den miras aldı. Ve Halid-i Bağdadi Hz Hakka yürüdüğünde Tarikatı Dağıstan'a götürdü. Büyük meşayıhlar geldi Dağıstandan, binlerce mürid geldi. Demek ki o bölgedeki herkesten temizledi bu hastalığı. Hepsi mütevazi oldular, mürid oldular, ve kuvvetli iman sahipleri oldular. Ve özellikle Altın Silsilede Sultanul Evliya Abdullah Dağıstani Hz'ne kadar Tarikat onlardaydı. Büyük bir derstir bu. Ama buraya geldiğinizde "ben burada 10 seneliğim, 20 seneliğim, 30 seneliğim" diyorsunuz. Bu hastalıktan, nefis hastalığından kurtulamamışsınız. Hiçbir şey olmaz size.

Bebek gibisiniz ama, büyük bebek. Bebek küçükken, 1 yaşına gelene kadar insanlar da annesi de kucağında taşır. Ama büyüyüp ağırlaşınca "Bu nedir?" derler. "100 kilo. Kim taşıyabilir bunu? Atalım bunu, ne yapalım?" derler. İşte böyle, büyümezseniz hala bebeksiniz demektir. Sizi tekerlekli sandalyeye veya öyle bir şeye koyarlar. Bu çok mühimdir, burada öğrettiğimiz ve Şeyhimizin hep verdiği nefsinizi terbiye etmek, kötü huyların bitip iyi huyların gelmesi. Eğer "birazcık bırakayım nefsimi, rahat etsin"

derseniz hemen canavar olup sizi yutar. Bu yüzden "Ben 30 seneliğim, 40 seneliğim" demeyin. Ve 40 senedir burada olmanızı Şeyhimiz için büyük bir nimetmiş gibi yapmayın. "Ona hizmet ediyorum"

diyorsunuz ama etmiyorsunuz aslında, o size bakıyor. Çünkü siz bebeksiniz, ve o size bakıyor.

Budur,aslında onun üzerine ağırlıksınız. Allah Azze ve Cel buyuruyor Ayet-i Kerime'de: “Sizin

İslâmiyet'inizle beni minnet altında bırakmayın. Hayır, bilâkis, sizi îmâna ulaştırarak Allah sizi minnettar kılar" (49.17) Efendimizin (sav) zamanından bile böyle nefis, şimdi de onun varisinin yerinde de böyle.

Çünkü insanlar kuvvetlendikçe daha kuvvetli düşmanlar gelir. Zayıfsa kimse bakmaz ona. Ama

güçlendikçe daha çok düşman gelir onlara, özellikle şeytan ve nefis. Bu yüzden, bu çok mühimdir. Mutlu olun ama bir an bile nefsinizden memnun olmayın. Her zaman nefsinizi ayağınızın altına almanız lazım.

Çünkü biraz bile gelirse, çıkar. Özellikle öfkelendiğinizde daha da çabuk çıkar nefis. Ve 30 senede, 40 senede ne yaptıysanız hepsi gider.

Ama dünyada.. böyle yaparsanız..Şeyhimiz Sultandır. Bizim ülke gibi küçük bir ülkede bile herşey var;

cumhurbaşkanı, başbakanı, bakanı, polisi, mahkemesi, her şeyleri var. Şeyhimiz ise bütün dünyanın Sultanıdır, Sultanul Evliyadır. Nasıl olur? Kendisi çok nazik ve çok merhametlidir. Ama birşey yaptığınızda, kuralları, kanunları vardır. Bu küçük ülkede bile nasıl kanun varsa, onların da vardır. 30 sene, 20 sene, 10 senedir buradasınız ve birşey yaparsanız cezalandırılırsınız. Ama ceza geldikten sonra da "niye benim başıma bu ceza geldi?" demeyin. Dünyada böyle bu. Ahiretteyse makamınız yükselmez. Ahirette de küçük olursunuz, Sultanla veya müridlerle kötü davranış içinde olursanız. Çünkü üniversitede veya okulda nasıl imtihan oluyorsa burada da imtihan vardır, kimisi geçer kimisi kalır. Ama beyat alıyorsunuz.

Kim beyat alırsa meşayıh-ı izam cehenneme bırakmayacağına söz vermiştir.

(5)

İnşa'Allah kurtarırlar onları, son nefeste imanla gider. Bu güzeldir tabi, ama bundan bin kat daha güzel olan ahirette de meşayıhla birlikte olabilmektir. Çünkü bu dünya hızla geçiyor. Şeyhimiz hep söyler: "Bu dünya hızla, çabucak geçiyor". Ama bazı insanlar bunu dinlemiyor. Halbuki zor birşey de değil, iyi ve güzel davranmak hiç de zor değil. "Yessiru ve la tüessiru, beşşiru ve la tüneffiru". Allah Azze ve Cel buyuruyor,

"insanlarla her zaman kolay olun. Kavga etmeyin, özellikle de Müslüman veya Tarikattaki ihvan kardeşinizle. Kavga etmeyin, Şeyhimizin taliminin çoğu budur, özeti budur. Kendisi çok, aşırı

merhametlidir. Allah kendisine Mehdi (as)'a yetişmesi için uzun ömür versin inşa'Allah. Ve min Allahu tevfik, el Fatiha. Beyat.

Video Link: http://www.saltanat.org/Blog/tabid/271/PostID/659/Tariqa-Is-about-Good-Manners- Tarikat-Edepten-Ibarettir-tr.aspx

Referanslar

Benzer Belgeler

Âyat-ı Mensuha ( Mensuh Ayetler): İmam Suyutti’nin Âyât-ı Mensuha risalesinin manzum olarak tercümesi ve şerhidir. Divân: Şeyh Hacı Abdullah Ferdi Efendi’nin

Bana samimi değilsin, ben daha çok hak ediyorum samimiyetini." Nefsiniz size böyle söyleyecektir!. Evet, size

Ama asla unutmaz." Resulullah (sas)'ın düşmanıysanız Ebu Cehil gibi olursunuz.. Sahabeler Resulullah (sas)'ı gördüler, gözleri Resulullah (sas)'a bakıyordu ve

Lakin onlar, Allahu Zul Celal sana, kendini tanıtmadan git diye emir buyurduğu için Allahın emrine tazim oldularda seni tanımadı diye gösterdiler. Nerde

Evet dünyanın ve insanların içine düstüğü çıkmaz için Allah anahtar gösteriyor lakin insanlar beğenmiyor çünkü insan nefsi nizam ve disiplin kabul etmez.. Mütevazi ve

Allah diğer milletlere felaketler karşısında nasıl olmak gerektigini Japonlardan öğretiyor çünkü bu dünyada yaşayan hiç bir millet şimdi kabara kabara gelemkete

Ve biz uyanmak için Şeyhin manevi sofrasında Şeyh ilen burada oturup gökyüzünden altın tepsiler içinde yeni anlayışlar istiyoruz.. Her yeni anlayış bir zevktir ve

Bu alâmet hakîkatın encâmının ma‘rifeti iken nefsin vücûdunun fitnesi zuhûr edip, nefsâniyet sebebiyle enâniyyet (bencillik) dâvâsında bulunur. Zira henüz nefs