• Sonuç bulunamadı

SAMİMİ OLUN. Şeyh Bahauddin Efendi nin 25 Kasım 2014 Sohbeti,

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "SAMİMİ OLUN. Şeyh Bahauddin Efendi nin 25 Kasım 2014 Sohbeti,"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAMİMİ OLUN

Şeyh Bahauddin Efendi’nin 25 Kasım 2014 Sohbeti,

Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahumma salli wa sallim 'ala Nabina Muhammad, aleyhi selam Salaten tadumu ve tuhda ileyh mammara layali ve tula devam. Allahumme salli ve sellim 'ala Nebina Muhammed, aleyhi selam Salatan tadumu ve tuhda ilaih mammara layali wa tula devam. Allahumme salli ve sellim 'ala Nebina Muhammed, aleyhi selam Salatan tadumu wa tuhda ilaih mammara layali va tula devam.

Ya Selam. Allah her zaman salat-u selam getirebilmeyi nasib etsin, Peygamberimiz Seyyidina

Muhammed (sav) için. Peygamberimiz dediğimizde, herkes için söylüyoruz. Peygamberim dediğimizde, şahsi Peygamberim anlamına gelir. Hayır! O, herkese aittir. Seyyidina Muhammed (sav) herkese aittir. Bu sebeple, herkes sevmeli Seyyidina Muhammed (sav)'i. Çünkü O, Yüce Allah'ın sevgisidir. Büyük bir sevginin tecellisinden gelen bir tecellidir O. Ne zannediyorsunuz?

İnsanlar neden bir araya gelirler? Onlar sevgi yüzünden gelirler. Sevgi olmasa, çok kısa bir zaman dilimi olur. Yapacak işleriniz vardır. Bitirir, gidersiniz. Ama içinizde sevgi varsa, bir topluluğa, bazı insanlara karşı, "Keşke hayatım boyunca yanlarında kalabilsem" dersiniz. Maneviyatın sunduğu bir fırsattır bu.

Bütün insanlara sunar.

ResulAllah (sav)'e aşık olmak, Büyük Şeyh'lere aşık olmak, Yüce Allah'a aşık olmak. Hiçbir şeyle kıyaslayamayacağınız büyük hislerdir bunlar. Hiçbir şey de aşkın yerini, ilahi aşkın yerini dolduramaz.

Bütün bu şeylerden anlamamız gereken budur. Pek çok insan, zikir için buraya gelir, sorarlar; "Verecek neyiniz var?" "Neyiniz var verecek?" Çok şeyimiz var. Sen ne istersin? "Bunu isterim" Al. "Bunu isterim"

Al. "Bunu isterim" Al. Sonra sorarsınız "Daha var mı?" Evet, daha var. "Neyiniz var?" Daha var, merak etme. Ne dilerseniz, bizde var.

Bu aklıma çok hoş bir hikayeyi getirdi. Bir şarkıcı varmış. Şarkının sadece bir kaç cümlesini biliyormuş.

Birileri ona "Gel ve düğünümüzde şarkı söyle demiş". O da söylemeye başlamış. Karadeniz fıkrası bu.

Sormuşlar "Hangi şarkı bu?" O da; "Saksaganin kuyrugi de, Saksaganin kuyrugi. Saksaganin kuyrugi de, Saksaganin kuyrugi." Böyle gece yarısına kadar sürmüş.

İnsanlar sormuş "Başka şarkın yok mu? Kaç saattir bunu dinliyoruz." "Var tabi, bir sürü var. "Yere de değiyor, değiyor, değiyor. Yere de değiyor, değiyor, değiyor." Sabaha kadar da bu sürmüş. Şarkının sözleri şöyle: Saksağan kuşu. Bir saksağan varmış. Saksağanın kuyruğu da, saksağının kuyruğu". Sonra

(2)

O da; "Tabi var. değiyor, değiyor: Kuyruğu yere değiyor, yere değiyor. Kuyruğu yere değiyor, değiyor.

Bu böyle sürüp gitmiş. "Başka şarkı var mı?" diye sorduklarında Tabi, çok var bende" demiş.

Elhamdulillah, Tarikatımızda da çok var, verecek çok şey var.

Elhamdulillah. Evet, bizde ResulAllah'ın aşkı var. ResulAllah'ın aşkı, bu aşk herşeyi doldurabilir. Ondan sonra "Başka bir şey var mı?" diye sormazsınız. O seviyeye çıkınca, bitmiştir. Elhamdulillah derler. Çok aç olduğunuzda, size yemek verirler, onu yersiniz, bunu yersiniz, şunu yersiniz. Ana yemeği getirirler sonra, herşeyi yersiniz ve "Elhamdulillah, doydum" dersiniz. Tokken atıştırmalık şeyleri aramazsınız ama açken farklı. Yine aklıma çok komik bir hikaye geldi.

Bugün fıkra günü. Adamın biri, öğle yemeğine, evine bazı insanları davet etmiş. Şeyh Muhammed Ziebel davet edilen ilk kişiymiş. Evin sahibi oğluna demiş ki; "Mehmet Nazim, Muhammed Ziebel'i bahçeye çıkar, incir ağacının yanında dursun." Sonra demiş ki; "Bırak yesin." "Peki" demiş. Sonra bir bakmış, incirlerin olgun olanlarını seçiyor, hamlarını yemiyor. Şimdi çağır sofraya demiş. Yani ne anlama geliyor?

Açken ne bulsa yer insan. Ama mide dolunca, "O bu iyi pişmemiş, bakayım iyi pişmişi var mı?" demeye başlar.

İşte o zaman onu yedirebilirsiniz. Yani bu... Bu açık, herkese açık bir sofradır. İncir ağacına götürmeye gerek yok. Elhamdulillah, Mevlana Şeyh, çok cömertti. Bizim için sofraya herşeyi koydu. Kendi için hiçbir şey tutmadı. Büyük Evliya böyledir. İnsanlarına, çocuklarına sevdiklerine böyle muamele ederler. "Bu parça daha iyi, kendime saklayayım. Gerisini onlara veririm" demez. Hayır, "En iyisini size veriyorum".

Mevlana Ş. böyledir. Asla, asla "En iyisini ben istiyorum" demedi. Belki ben biraz oburum. En iyisini alırım. Dr. Selim mutsuz olur, ama olsun. En iyisini ben alayım yine de. Ama Mevlana Ş, o en iyisini insanlara verirdi. Mevlana Ş. böyledir. Hiç kimse Mevlana Ş. gibi olamaz. Bunu böyle bilelim. Kimse onun makamına çıkamaz. Bunu bilelim. Hiç kimse de bize, onun gibi davranmaz. Bunu da bilmeliyiz. Evet, çünkü biz zayıf kullarız. Eğer burada oturup, Mevlana Ş. hakkında birşey anlatamaya çalışıyorsak, biz sadece zaman dolduruyoruz.

Onun yerini dolduramayız. Ne ben, ne de ağabeyim. İmkansız. Kesinlikle doğrudur. Zayıf kullarız. Biz olamayız, Şeyh Nazım olamayız. Mevlana Şeyh Nazım olamayız. Sultan-ul Evliya olamayız. Hayır. Hayır.

Bize bıraktığı zamanın bir parçasını dolduruyoruz sadece. Ama elhamdulillah o bizi desteklemeye devam ediyor. Ruhaniyeti ile, bizim vasıtamızla da mesaj göndermeye devam ediyor. Mevlana Şeyh'tir bu. Böyle muhteşemdir o.

(3)

Mevlana Ş. bizi terk etti diyemeyiz. Bunun olmasına izin vermedi. O birisini tayin etti onun misyonunu sürdürecek birini, ta ki dünyanın sonuna kadar. Son günlerinde soruyordum; "Ya Mevlana Şeyh," "Neden gitmek istiyorsun?" O da "Zaman yaklaşıyor" dedi. "Ama tarikatın sana ihtiyacı var. İnsanların, müridlerin sana ihtiyacı var." "Tarikat benim dükkanım değil. Tarikat bana ait değil. Onlara ait. Kimi isterlerse onu başa getirirler. Merak etme. Devam edecek. Hep devam edecek."

Mevlana Şeyh işte böyle sağlam bir şey kurdu. Elhamdulillah. Bütün dünyayı dolaşıyorum, ağabeyimle görüyoruz maşaAllah, Mevlana Şeyh'in kurduğu şeyi. Mevlana Şeyh zengin olmak için, ünlü olmak için, tanınan biri, şu olmak, bu olmak için yapmadı. Hayır! dedi. "Ben bunu Allah için yapıyorum". Allah için yapıyorum çünkü Yüce Allah beni hizmetine koydu.

O, beni hizmetine koyduğu için, bu hizmeti samimiyetle yaparım" Bu nedenle, kendime en büyük tavsiyem, "Samimi ol"dur. Kendime söylüyorum, "Bahauddin, samimi ol." Bunu kendime söylüyorum ve herkesle de paylaşıyorum. Samimi olun. Samimi olun. Korkmayın. Merak etmeyin. Karşılığını alacaksınız.

Merak etmeyin, karşılığını alacaksınız. Kimse hakkınızı yemez. Size ödeme yapan Yüce Allah'tır. Bütün dünyayı verseler, Allah'ın ödemesinden bir damla etmez.

Bütün dünya, bütün kainat, daha da ileri gidebilir. Yüce Allah, verir. Yüce Allah verdiği zaman, O verir.

Hesap yapmaz. Hesapsız. Bunu anlamak lazım. Bu nedenle, Mevlana Şeyh, asla maaş istemedi, hiçbir ücret istemedi, asla hiçbir şey istemedi. Hiçbir şey. Mevlana Şeyh derdi ki "Cebim transit geçiş gibi. Para içeri girer, dışarı çıkar." Başka bir şey yok. Mevlana Ş.'tir bu. Mevlana Ş.'e Yüce Allah ödeme yapmıştır. Bu sebeple, Mevlana en zengindir. O en ünlü ve en tanınmış kişidir.

Elhamdulillah. Bu dünyada tanınmak mühim değil. Önemli olan Resulullah (sav)'in İlahi Huzuru'nda tanınmaktır. O, Resulullah (sav)'in İlahi Huzuru'na girince, herkes ayağa kalkacaktır. Çünkü o samimiydi.

Samimiyet size bunu kazandırabilir. Samimi olmak önemlidir. Başka gündemler oluşturmayın. Benim gibi olmayın. Bunu seviyor biliyorum.

Mevlana Ş. gibi samimi olun. Çok basit. Benim gibi olmayın. Mevlana Ş. gibi olun. Samimi olun. Size verilen için samimi olun. Size bahşedilen için samimi olun. Sahip olduğunuz için samimi olun. Şeyhiniz için samimi olun. Vazifeniz için samimi olun. Yüce Allah için samimi olun. O size önemli şeyler verdi samimi olmanız için. Samimi olmak önemli bir noktadır. Samimi olmak en önemli şeydir. Samimi olmak kolay değildir.

Samimi olmak kolay değildir. Çünkü nefsiniz savaşır sizinle. "Neden samimisin? Neden bana karşı samimi değilsin? Şeyh'ine samimisin. Ona samimisin. Bana samimi değilsin, ben daha çok hak ediyorum samimiyetini." Nefsiniz size böyle söyleyecektir. Evet, size de söylecektir. Sadece bana değil. Bu nefstir işte. Nefsinizden sakının! Nefsinize samimi olursanız, herşeyi kaybedersiniz.

(4)

Evet, evet, bu hakikattir. Bu hakikattir. Gizli hakikat. Hiç kimse göremez, çünkü nefs herşeyi örter. Nefs, en iyi gizlenen şeydir. Her şekle girer. Ama kalbi yapamazsınız. Nefs kalple oynayamaz. Nefs, kalple oynayamaz. Kalp bağımsızdır. Nefsle hiç alakası yoktur. Bu sebeple, samimiyet kalpten gelir. Aşk kalpten gelir. Nefs buradadır. Çok sinsi. Nefs gelmiş geçmiş en sinsi şeydir, en sinsi şey.

Dünya nefs üzerine inşa edilmiştir. Dünya nefs üzerine inşa edilmiştir. Büyük şeylerden

bahsediyorsunuz. Bizim gözümüzde, ya Rabbi, dünya büyüktür. Büyük dediğim şeyler Yüce Allah için hiçtir. Bir damla bile değildir. Hiçtir.

Geçen gün güneşin bir fotoğrafını gördüm. Ve bu güneş dünyadan bilmiyorum kaç kat daha büyükmüş.

Sonra başka bir güneş gösterdiler. Onun yanında bizim güneşimiz küçük kalır. Çok büyük bir güneş. Sonra başka bir güneş daha gösterdiler. O diğerinden de büyükmüş. O güneşin arkası bile görülemiyormuş.

Allah. Yüce Allah'ın büyüklüğü işte bu.

Yüce Allah'ı tahayyül edemezsiniz. En büyük budur diyemezsiniz. Hayır. Daha büyük bir şey olmalı. Daha büyük bir şey olmalı. Yüce Allah'a meydan okuyamazsınız. Hiç yolu yok. Geçen gün ilginç bir haber izledim. Yüce Allah, her zaman bana ilginç haberleri canlı gösteriyor. Ağabeyimle Dubai'deydik. Ağabeyim uyumaya gitti, ben de TV izliyordum. Haber kanalında gördüm bir şirket uzay turizmi yapmak istemiş ama başarısız olmuşlar. Başarısız olmuşlar.

SubhanAllah dedim. Neden başarısız oldular? Eğer insanların alıp, uzaya çıkarma izniniz varsa o zaman tamam. Ama eğer gökyüzünde imza atmazlarsa, böyle tepe taklak ederler işte. Demek ki biz burada hapisteyiz. Bu bizim dünyamız ve elimizdekiyle mutlu olmalıyız. Bunu bilmek de önemlidir. Her yere gitme özgürlüğümüz yok.

Ama Yüce Allah bize söylüyor; "Bu gezegen, Beni Adem'e, Ademoğullarına verilmiştir, burada yaşasınlar diye. " Her yere gidebilirsiniz. Kimse sizi rahatsız etmez, bazı hayvanlar hariç. Ama olsun bir çaresi bulunur. Ama kainatta seyahat edebileceğinizi sanmayın. Herşey izinledir. Herşeyin bir yeri vardır.

Aklınıza göre her yere gidemezsiniz.

Elhamdulillah. Biz inananlarız. Elhamdulillah, biz inananlar olarak devam etmek isteriz. Resulullah (sav)'le birlikte olmak isteriz. Resulullah (sav)'le birlikte olmaktan gurur duyarız. Resulullah (sav)'e samimi muhabbet duymak isteriz. Resulullah (sav)'i kıskanmaktan vazgeçmeyi isteriz. Sevin onu, kıskanmayın.

Sevin onu, insanları kıskanmayın. Sevin onu, komuşunuzu da kıskanmayın. Kıskanç olmayın.

Yüce Allah, size herşeyi verecektir. Siz bunu hak ediyorsunuz. Bundan fazlasını hak etmiyorsunuz. Yani biri sizden fazlasını hak ediyorsa, Bu Yüce Allah'tır. Veren O'dur. Eğer "Neden benden daha iyi?" derseniz o zaman "Ya Rabbi, ben Sen'den memnun değilim. Neden onu, benden iyi durumda?" demiş olursunuz.

Olamaz.

(5)

Bir de Musa (as)'ın hikayesi vardı. Musa (as) Tur Dağı'na Yüce Allah'la konuşmaya gittiğinde, adamın biri durdurmuş onu. "Ya Musa, ya Musa, dur. Çok önemli bir ricam var". "Evet, buyur". "Biliyorum Allah'la konuşmaya gidiyorsun. Bir ricam var". "Peki" demiş Musa (as) "Çok zengin olmak istiyorum."

Basit. "Çok zengin olmak istiyorum." "Tamam. Senin için isteyeceğim" demiş.

Sonra Musa (as) Allah'la konuşmasını bitirmiş, gitmek üzereymiş. Yüce Allah hatırlatmış ona. Ya Hu, Musa (as)'ı suçlayamazsınız. Allah'la konuşuyor, tabi ki o kulun ricasını düşünemez o anda. Orada eriyor Musa (as) "Evet, ya Rabbi. Unuttum. Kullarından biri zengin olmak istiyor." Yüce Allah da demiş ki; "Onun dileğini bir şartla kabul ederim. Onun aldığının aynısını komşusu da alacak. Komşusu da aynısını alırsa, vereceğim ona."

Adam beklemiş, beklemiş bir kaç gün geçmiş. Sonra Musa (as) "Elhamdulillah sana güzel haberlerim var. Adam çok mutlu olmuş. Demiş ki; "Yüce Allah senin dileğini tek şartla kabul etti." "Ne şartı?" "Sana ne verilirse, komşun da aynısını alacak." "Hayır, istemiyorum. İstemem. Ne biçim şart bu? Ya o, ya ben.

İkimiz asla olmaz" demiş.

Yüce Allah işte böyle şart koyar. Yüce Allah şaka yapmaz. Eminim bu kuluna gülmüştür Allah. İşte bu sebeple kıskançlık kötü bir şeydir. Rahat hissedin, özgür hissedin. Yüce Allah bu. Eğer bazı kullarına birşey veriyorsa, demek ki O veriyor. Çünkü Yüce Allah kimseye sormaz. Bana mı verecek, size mi, mı verecek?

Yüce Allah'ın kendi sistemi vardır. Bu sistem çalışır.

Elhamdulillah, biz inançlıyız ve biz Mevlana Şeyh'e aşığız. Bizi burada tutan ve bir arada tutan bu aşktır.

İnşaAllah kimsenin arasında ayrım yapılmaz. Elhamdulillah kimsenin arasında fark yoktur. Mevlana Ş. her zaman kalplere bakardı. Mevlana Ş. sizin değerinizi bilir. Mevlana Ş. herkesin değerini bilir. Hepiniz Mevlana Ş.'e aitsiniz. Mücevherler. Kendine has rengi, kendi güzelliği, kendi parıltısı vardır. Her mücevherin kendine has bir özelliği vardır.

Neden mücevher çok pahalıdır? Çünkü her mücevherin farklı bir özelliği vardır. Aynı özellikte bir başkası yoktur. Bu sebeple, çok pahalıdır. Taş ise yallah. Taş çok bulunur. Ama mücevher, farklıdır. Allah sizden razı olsun. Allah sizi dünya ve ahirette mutlu etsin. Allah bizi Mevlana Ş.'in yanında tutsun. Allah bizi Mevlana Ş. ile güçlü kılsın, ona samimi kılsın, nefsimizden önce kalbimize samimiyet koysun. Allah bizi affetsin. Ve min Allahi t-tevfik. Bi hurmati-l Habib, bi hurmati-l Fatiha.

Subhanım Allah. Sultanım Allah. Nebim Muhammed, aleyhi selam. Subhanım Allah. Sultanım Allah.

Nebim Muhammed, aleyhi selam. Wa salli ya Rabbi wa sallim 'ala jami'a l-anbiyai wa l-mursalin wa 'ala kulli 'ajma'ina w-alhamdulillahi Rabbi l-'alamin. al-Fatiha.

Video Link: http://saltanat.org/videopage.php?id=12817&name=2014-11-25_en_BeSincere_SB.mp4

Referanslar

Benzer Belgeler

Ama asla unutmaz." Resulullah (sas)'ın düşmanıysanız Ebu Cehil gibi olursunuz.. Sahabeler Resulullah (sas)'ı gördüler, gözleri Resulullah (sas)'a bakıyordu ve

• Basic information and appropriate structural factors concerning Reproduction have to exist.... Necmettin

siz üzgün adamlar görmediniz zikrinde ölen çocukları bilmezsiniz büyük hanımlar büyük beyler siz kahvenizle yudum yudum neşeyi siz rakınızla yudum yudum kahkayayı siz

Tablonun öbür ucundaki görünmez tuvali dengeler: Nasıl ki gözle görülebilen arkası ile, gelişmekte olan tablonun –bizim için erişilmez olan ve en üstün Suret’in ışıl

→ Yaklaşık 1.300 yabancı şirket Avrupa Genel Merkezi, holding veya satış bağlı ortaklığını Brüksel’de kurmuştur. iş kenti

500 m²’lik 15 adet villaların her biri 5+1 olup her villanın kendine ait Kış bahçesi, Yüzme havuzu, Hamam-Sauna, Açık- Kapalı otopark ve Peyzaj alanı bulunmaktadır..

Hareketli nesne algılama sistemi: Çevre Görüş Sistemi’nin özelliklerini kullanan bu yeni teknoloji, geri giden Yeni Nissan Note’un, yoluna çıkabilecek nesneleri tespit

Sandero ve Sandero Stepway, güvenlik, güvenilirlik ve sağlamlık ekseninde Dacia markasının tüm değerlerini taşıyorlar.. Peki o zaman,