• Sonuç bulunamadı

Biyofilm Yapısının Oluşum Aşamaları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Biyofilm Yapısının Oluşum Aşamaları"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Biyofilm Yapısının

Oluşum Aşamaları

(2)

Bakteriler doğal ortamlarında planktonik form olarak adlandırılan formda, herhangi bir yüzeye bağlı olmadan serbest halde yaşarlar.

Oksijen, besin ihtiyacı, radyasyon gibi çevresel koşullardaki

değişiklikler bakterilerin canlılıklarını devam ettirebilmeleri ve bu zorlu koşullara karşı kendilerini koruyabilmeleri amacıyla biyofilm yapısı oluşturmalarına neden olabilir. Şartlar uygun olduğunda

bakteriler bulundukları biyotik ya da abiyotik yüzeylere tutunarak bu yapıyı oluşturma eğilimine girerler. Biyofilm yapısının oluşumu dört ana aşamada incelenebilir. Bu aşamalar;

(3)

• 1) Mikrobiyal tutunma,

• 2) Bakteri hücrelerinin EPS üreterek yüzeye bağlanması,

• 3) Koloni oluşturma ve biyofilm yapısının olgunlaşması ve

• 4) Olgun biyofilmdeki hücrelerin göçü basamaklarından

oluşmaktadır.

(4)

Mikrobiyal Tutunma

Biyofilm yapısının oluşumunun ilk aşaması olan mikrobiyal tutunma geri dönüşümlü ve geri dönüşümsüz olarak iki aşamada incelenebilir.

 

Geri Dönüşümlü Tutunma

Geri dönüşümlü tutunma bakteri hücreleri ile yüzey arasında zayıf etkileşimler kurularak gerçekleştirilen tutunmadır. Bu tutunmada kuvvetler zayıf olduğu için bakteri hücresi ile yüzey arasındaki bağ çok çabuk bozulabilir. Bu zayıf etkileşimler genellikle hidrofobik etkileşimler, elektrostatik güçler ve Van der Walls etkileşimleridir. Geri dönüşümlü tutunmada bakteri hücresi ile yüzey arasında tam bir yapışma söz konusu değildir .

 

Geri Dönüşümsüz Tutunma

Bakteri hücreleri uygun yüzey buldukları zaman biyofilm yapısının oluşturmadan önce yüzeyde yaşamlarını devam

ettirmelerini sağlayacak besin maddeleri aramaya başlarlar. Daha sonra geri dönüşümlü tutunmadan farklı olarak Dipol-Dipol etkileşimleri, kovalent bağlar ve hidrojen bağları gibi güçlü bağlarla yüzeye bağlanarak geri dönüşümsüz olarak yüzeye

tutunma gerçekleştirirler. Bir sonraki aşamada ise bakteri hücreleri kendi salgıladıkları ekstrasellüler polimerik maddeler ve bazı bakterilerdeki flagella ve pili gibi hücre dışı uzantıları ile yapışma gerçekleştirirler. Sadece EPS üreten bakterilerde değil, EPS üretimi yapmayan bakterilerin de bu tutunmayı gerçekleştirebildiği araştırmacılar tarafından belirtilmiştir.

(5)

Bakteri Hücrelerinin EPS Üreterek Yüzeye Bağlanması

• Biyofilm içerisinde bulunan bakteri hücreleri, kendi

ürettikleri hücre dışı polimerik maddeler ile hem yüzeye tutunurlar hem de kendilerini çevresel streslerden,

ultraviyole ışımalarından, antibiyotiklerden, protozoon saldırılarından ve konak immünitesinden korurlar.

• EPS, yüzeye tutunmayı kolaylaştırdığı ve hücreler

arasındaki kohezyon kuvvetini arttırdığı için biyofilm

yapısı bakımından oldukça önemlidir.

(6)

Bakteri Hücrelerinin EPS Üreterek Yüzeye Bağlanması

(devam)

EPS, yaygın olarak bilinenin aksine İngilizcede “exopolymeric substances”

kelimesinin değil, “exopolysaccharides” kelimesinin kısaltmasıdır.

EPS matriksi başlıca polisakkaritlerden, proteinlerden, nükleik asit ve lipitlerden oluşur.

EPS, içinde yukarıda belirttiğimiz dört temel organik bileşenin çok farklı formlarını barındırabilir.

Biyofilm yapısı içerisinde sürekli olarak devam eden yaşam döngüsü,

bakteri çeşitliliğine de bağlı olarak EPS’nin farklı tiplerde biyopolimerler içermesine neden olur.

(7)

Bakteri Hücrelerinin EPS Üreterek Yüzeye Bağlanması

(devam)

Doğada kendi başına oluşan ve büyüyen bu sistem, EPS sayesinde adeta küçük bir şehir gibi organize olmuştur.

Hücreler arasında oluşan su kanalları, besinlerin ve atıkların uzaklaştırılması için kan dolaşım sistemi gibi görev yapar.

Lize olmuş bakteri hücrelerinden salınmış genetik materyaller yatay gen transferi için kaynak oluştururken, bu hücrelerin atıkları da EPS içerisinde geri dönüştürülür ve biyofilm hücreleri tarafından kullanılır.

Hücre dışına salınan enzimler EPS içerisinde bu atıkların geri dönüşümünde ve suda çözünmüş halde bulunan besinlerin hücre içerisine alınmasında rol oynar.

(8)

Koloni Oluşumu ve Biyofilm Yapısının Olgunlaşması

EPS sayesinde bakteriler ve yüzey arasında bağlantı kararlı hale geldikten sonra, bakteriler yüzeyde mikrokoloniler oluştururlar.

Biyofilm yapısında bakterilerin üremesi ve bu mikrokolonilerin sayıca artması, EPS’nin organizasyonuna bağladır.

EPS içerisinde mikroorganizmaların yaşamaları için gerekli düzen kılcal kanallar aracılığı ile sağlanır.

Besinler bu kılcal borular içerisinde suda çözünmüş olarak dolaşır.

(9)

Koloni Oluşumu ve Biyofilm Yapısının Olgunlaşması (devam)

Bakterilerin toksik atıkları da bu kanallara bırakılır.

Kanallar içerisindeki dolaşım pasif difüzyon ile sağlanırken, dışarıdan besin maddelerinin alımı kolaylaştırılmış difüzyon ile gerçekleştirilir.

Ancak difüzyonun belirli limitlerinin olması nedeniyle, olgun biyofilm yapılarında alt katmanlarda besin ve oksijen alışverişi oldukça azdır.

Bu durum alt katmanda bulunan bakterilerin metabolizma hızını etkiler.

Metabolizma hızının düşmesi ekzopolisakkaritlerin üretimini azaltır ve hücreler alt tabakadan üst tabakaya doğru göç etme eğilimi göstermeye başlar.

Mikrokolonilerin bu göç eğilimi biyofilm tabakasına mikroskobik mantar formunda sütun benzeri yapılar oluşmasına neden olur.

(10)

Olgunlaşan Biyofilmdeki Hücrelerin Göçü

• Biyofilm yapısında bulunan bakteriler farklı bölgelerde

yeniden kolonize olmak için yapıdan koparak ayrılabilirler.

• Hücrelerin biyofilmden göçü farklı mekanizmalarla kontrol

edilir.

(11)

Olgunlaşan Biyofilmdeki Hücrelerin Göçü (devam)

• Göçlerin sebepleri dış etkenlere bağlı olabileceği gibi, iç enzimatik bozulmalar ve yüzeye bağlanmayı sağlayan

proteinlerin yapısında meydana gelen bozulmalara da bağlı olabilir.

• Bu kopmalar biyofilm yapısının sürekli olarak

yenilenmesini sağlarken, hücrelerin farklı yüzeylerde yeniden biyofilm yapısı oluşmasına yol açacağından

biyofilm mücadelesinde istenmeyen sonuçlara da neden

olabilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Bugün biyofilm adı verilen mikroorganizma topluluklarının; katı yüzeylere, kendi ürettikleri hücre dışı polimerik matriks aracılıyla geri dönüşümlü veya

Bir Matriks Bileşeni Olarak Hücre Dışı Polisakkaritler (devam).. • Polisakkaritler EPS matriksinin en önemli

Orada, bir tiyatro sahnesindeki gibi, or­ tada Binbaşı Enver Bey, sağın­ da ve solunda ünlü silâhşörleri Mustafa Necip ile Yakup Cemil ve bir sürü

However, the first primer pair was determined to bind to the target sequence more efficiently compared with the second primer (Figure 3.7 and 3.8, and Table 3.12 and 3.14),

Esp-pozitif olan iki farklı bakteri örneği; FA2-2 (pESPF) ve OG1RF (pESPF), bu gen bakımından negatif olan kontrolleri ile kıyaslandıklarında belirgin olarak

Sonuç olarak, bu çalışmada ÇİD invaziv A.baumannii biyofilm yapan izolatlarda yük- sek oranda virülans gen varlığının saptanması, bu izolatlarda virülans ile

En sık görülen hücre ölüm biçimi, öldürücü olarak zedelenen hücrede enzimlerin ilerleyici parçalama etkisiyle oluşan nekrozdur.. Nekroz, hücrelerde iskemi, yüksek

Bilgenin modelinde sarı ataç adenini, kırmızı ataç timini, mavi ataç guanini, yeşil ataç sitozini, kırmızı düğme fosfatı, mor düğme ise deoksiriboz. şekerini