• Sonuç bulunamadı

Enver Paşa, baskın ve tarihin akışı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Enver Paşa, baskın ve tarihin akışı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Enver Paşa,

baskın ve

mJft ^vVj» .. fi* • —/ .İŞ .- i «, ■ — Ş*,., .' „„ f, ^ f" •

tarihin akışı

r

|

!|

i1

• ..

TA

R l

T

s:

A

S

ayın Şevket Sürey­

ya Aydemir, Enver

Paşanın oğlu Ali Enver’

in ölümüyle ilgili de­

ğerli yazısında, İngilte­

re’nin eski Başbakanla­

rından Çörçil’in, Enver

Paşa için «Siyasî haya­

tımı 20 yıl geriye atmış­

tır» demiş olduğunu ya­

zıyor.

Birinci Dünya Savaşı’nda, Ça­ nakkale’deki kahramanca müda­ faamız üzerine, müttefik ordu­ suyla donanması, ağır kayıplar vererek, başarısızlığa uğrayıp çe kilmek zorunda kalmıştı. O za­ man İngiltere’nin Bahriye Nazı­ r ı olan Çörçil, bu hareket ve zorlamayı İsrarla teklif edip plânlayan kişi olduğundan, göz­ den düşerek görevinden çekil­ miş ve bir süre siyasî hayatı ka­ rarmıştı. O sırada ordumuzun başkomutanı Enver Paşa oldu­ ğu için, onun yüzünden bu ba­ şarısızlığa uğradım demek isti­ yor Çörçil.

Ama, bir başka subay eğer ba- şarabilseydi, bizim Birinci Dün­ ya Savaşı’na girmemizi önleye­ rek, hem tarihimizin akışını de­ ğiştirebilir, hem de Çörçil’in si­ yasi hayatı sarsılmazdı. Bu, ger­ çekten ilginç bir hikâyedir.

Hani Tevfik Fikret, «B ir lâh- zai teahhür» adlı ünlü manzu­ mesinde, K ızıl Sultan Abdülha- m it’in faytonunun bir anlık ge­ cikmesi yüzünden, yola konulan bombanın geç patladığını ve bu yüzden ulusun ondan kurtula­ madığını anlatır. İşte böyle bir anlık gecikme olmasaydı, Enver Paşa daha binbaşı iken, bir kur­ şunla bu dünyadan ayrılmış ola­ cak ve bizim I. Dünya Savaşı’na girmemize neden olmıyacaktı.

«Babıâli baskım»

B

alkan Savaşı’nm aleyhimize geliştiği o kara günlerde, İt­ tihat ve Terakki Fırkası, ik­ tidardaki hükümeti devirerek kendisi iş başına geçerse, işlerin düzeleceği kanısındaydı. Bunun için de kanlı bir hükümet darbe si tertip etti. Babıâli Baskını di­ ye önlüdür bu olay.

Kabinenin başında ihtiyar Sadrazam Kâm il Paşa vardı. Harbiye N azın da Nazım Paşa idi. Ordumuz başarısızlık göster miş, düşman Edirne’yi alarak başkent İstanbul’a yaklaşmıştı.

1913 yılı Şubatının başında, puslu bir ikindi üzeri. Binbaşı Enver Bey, beyaz bir atın üze­ rinde, çevresinde silâhşörleri ve ardında da bir kalabalıkla, Ba­ bIâli’ye geldiler. Şimdiki Vilâ­ yet binasmdaydı o zamanlar sad razamlık makamı.

Baskıncılar, her şeyi İnceden İnceye hesap ederek düzenlemiş­ lerdi. Bir süre önce, muhafız kı­

tası komutanım değiştirterek ye rine kendi adamları olan Manas­ tırlı Yüzbaşı Mehmet A li’yi ge­ tirmişlerdi. O da içeri girmele­ rine ses çıkarmadı.

Enver Bey, sağında ve solun­ da ünlü silâhşörleri Kolağası Mustafa Necip ve Yakup Cemil ve peşindekilerle divanhaneye girmişlerdi. O gün, sadrazamın yaveri süvari üsteğmeni Nafiz Beyin izinli olduğunu da hesa­ ba katmışlardı. O, gözünü budak tan sakınmayan yaman bir ni­ şancıydı. Orada bulunsa, işleri altüst edebilirdi. Hattâ, her ih­ timale karşı, gelecek olursa oda­ sında onu lâfa tutup oyalasın diye, dostu süvari yüzbaşısı Ce­ mil Beyi görevlendirmişlerdi. O, Paris elçim iz Münir Paşa’nm oğ­ luydu. Fransa’nın ünlü Saint Cyr askerî binicilik okulunda sta.1 gördüğünden, gözde bir su­ baydı.

Sıkılamayan kurşun

A

ma Nafiz Bey, o gün izinli olduğu halde, bir şeyler ola­ cağını sezerek görevi başına gelmişti. O günler, herkesin ke - dişini kıyasıya harcayarak impa­ ratorluğun yıkılmasını önlemeye çalıştığı bir zamandı.

Divanhaneden gelen gürültüyü duyan Nafiz Bey, hemen yerin­ den fırladı ve kendisini durdur­ mak isteyen dostu Yüzbaşı Ce­ m il’i iterek oraya koştu. Orada, bir tiyatro sahnesindeki gibi, or­ tada Binbaşı Enver Bey, sağın­ da ve solunda ünlü silâhşörleri Mustafa Necip ile Yakup Cemil ve bir sürü adamlarıyla karşı­ laştı.

Kendisine meydan okurcasına bakan bu kalabalığı görünce « N ’oluyor, ne istiyorsunuz?» di­ yerek üzerlerine yürüdü. Silâh- şörler tabancalarına davranınca, o da tabancasını çekerek Enver Beyin üzerine boşaltacağı sıra­ da, karşıdan gelen bir kurşunla yere serildi. Bu sırada gürültü­ yü duyup gelen Harbiye Nazırı Nazım Paşa ile yaveri Kıbrıslı Tevfik Bey. Mustafa Necip Bey ve daha başkaları vurulup ölen­

ler arasındaydı..

Böylece, Kâm il Paşa kabinesi­ ni deviren ittihatçılar iktidara geçtiler. Padişaha damat olan Enver Bey, 33 yaşında Harbiye N azın ve Paşa oldu.

Rus Çar’ıyla Ingiltere K ra lı’- nın Reval’de buluşup görüşmele­ ri üzerine, Osmanlı imparator- luğu’nun taksimine karar veril­ di diye, bizimkiler telâşa düşe­ rek, bunu önlemek için Alman­ larla ittifak yapmışlardı.

I. Dünya Savaşı patlayınca, Alman ordusu Fransa’ya dala­ rak epey ilerledi. Am a Marne savaşında Fransızları yeneme­ yince, orada çakılıp kaldı ve iş siper savaşına dönüştü. Zaten denizlere hâkim oldn Anglo - Sakson’ların karşısında, nefesle­ ri kesilen Almanların savaşı ka­ zanması artık şüpheliydi.

Sonuç

A

ma, büyük hayaller peşinde koşan başkomutan Enver Paşa, Almanlara hayrandı. Onların bavaşı kazanacağına gö­ zü kapalı inanıyordu. Zaferden

sonra birlikte ganimetleri pay laşmak için, onların savaşı ka- zanamıyacakları belli olduğu hal de. bizi savaşa soktu.

Savaş kaybedildi ve koca dev­ let yıkıldı, başımıza nice felâ­ ketler geldi, ulusun en seçme ev­ lâtları harcandı. Vatanın yiğit gençleri kiminden kar, kiminden de güneş eksik olmayan sekiz cephede çarpıştı. Ordular, Sarı­ kamış’ın karlı dağlarında donup çöllerde eritildi... Sonraları, ge­ riye kalanlar, peş peşe gelen sa­ vaşlardan getirmiş oldukları o barut kokan soluk ve yırtık bay raklar gibi yıpranmış vücutları­ na bakmaksızın, vatanı kurtar­ mak için, gene de son bir gay­ retle kahramanca çarpışacaklar­ dı.

işte o gün, yaver Nafiz Bey, daha atik davranıp ateş edebil- şeydi, Enver Paşa daha o sıra­ da tarihin sahnesinden çekile­ cek, devletin başına bunca felâ­ ketlerin gelmesine neden olma­ yacaktı. Yakın tarihimizin akışı da başka türlü olurdu..

İskender OHRİ

Referanslar

Benzer Belgeler

Dikkat ederseniz eklenecek sayıyı hemen parçalıyoruz akıldan: 43=40+3 haline getiriyoruz.. Daima eklenecek sayıyı 10’un katlarına

Henüz açık ve net bir bilgi olmadı- ğından, araştırmacılar bağışıklık ko- rumasının ne kadar uzun süreli ola- bileceğini tahmin etmek için eldeki bulguların

Sulu çözeltilerde kısa bir yarı- lanma ömrüne sahip olan sodyum klorür nano parçacıklar sistematik kanser tedavisi yerine bölgesel kan- ser tedavilerinde daha etkili özellik

Çin’de hastaneye yatırılan COVID-19 hastalarının yarısından fazlasının karaciğer veya safra kanalların- da hasara işaret eden enzim seviyelerinin yükselmesi ve

Aslında Atatürk ile İsmet Paşa birbiri ile nerede ise tam zıt karakterler­ de, ama ikisi de önemli ve saygın, çok de­ ğerli kişiliklerdi.. Doğrusu aranırsa Ata­

Geliştirilen çift taraflı bant dokulara tıbbi implant- ların tutturulması için de kullanılabiliyor, ayrıca doku yapıştırıcı malzemelerden daha hızlı bir şekilde bağlan-

Araflt›rmac›lar, önümüzdeki y›llardaki teknolojik ilerlemelerin lazerlerin tepe fliddetini daha da art›raca¤› ve böylece daha güçlü manyetik alanlar›n deneysel

Memleket sanayii nefîse tari­ hinde, Güzel Sanatlar Akademi­ mizin çok mühim bir rolü var­ dır. Ona daha nice nice seneler