• Sonuç bulunamadı

 U G U S TE P E R R ET V E* İ K A M E T G ÂH Yazan: Roger CLAUDE

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Â U G U S TE P E R R ET V E* İ K A M E T G ÂH Yazan: Roger CLAUDE"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

M e ş h u r M i m a r l a r

 U G U S T E P E R R E T V E * İ K A M E T G  H

Yazan: Roger CLAUDE

Tercüme eden: Y, Mimar Halûk TOGAY G. S. A.

Duvardaki, bir tutkallı boya nümunesi kuru-muştur. Afcinadan getirdiği zeytin dalından ma-mul değneğini ve (insan binasını tamamlar de-diği) şapkasını işaret etmek için kullanıyor.

— Bakmiz bu ıhlamur zemin üzerinde her şey ihtizaz ediyor.

Şimdi yüksek silüeti, hafif beyaz bir kolye sakalla çevrilmiş asil yüzü, duvara aksetmekte; sonra eüni uzatması, eldivenleri, ipek bir boyun at-kısı bir takım delil teferruatları.

B u Jüpiter'in dudaklarından kelimeler Paris telâffuzivle her hece üzerinde ısrar edilerek ve ay-rılarak, tane, tane dökülür. Bütün mesai arkadaş-ları ile talebelerinin intibak ettikleri bir Perret to-nıı vardır. Lisanlarını da üstad gibi kullanırlar, bu geniş satıhlı daima müsbet bir lisandır. Fizik bakımından da bir Perret stili vardır: Kusursuz-luk, mütebessim bir hususiyet, zarafet ile tabiîlik. Perret, deruhte ettiği inşaat gibi, muhteşem bir surette ihtiyarlamaktadır.

Sigarasından bir nefes çekip, dumanını halka-lar halinde bırakıyor, bu halkahalka-lar, müstakim hat dostunun, müsamaha ettiği nadir dairelerdendir. Bir pencereyi açıyor:

— Kabul ettiğim tek pencere, yüksekliğine olanıdır. Pencere insanin çerçevesidir. Zeminden tavana kadar olan pencere, m ü k e m m e l bir hava-landırmayı, ve ağır gazların aşağıdan boşalması-nı sağlar. Mısırlılar odaboşalması-nın bütün yükseklığince duvara açılmış ve bir storla kapanabilen yarıklar yapmışlardır. Bugün kullanılan genişliğine pen-cereler çok suiistimal edilmiştir; bir enterivörde panaroma görünüşü kadar insanı rahatsız eden hiç bir şey yoktur.

İşte çatı hakkında söyledikleri:

— Taraşa bir bina için yegâne mantıkî örtü-dür. Çocuklarımız asırlarla evlerimizi örtmeye mecbur olduğumuzu sandığımız bu kolayca tahrip olunan çatılara taaccüp edeceklerdir,

Şöminenin., mahkûm edilişinde de ayni şid-detli muhalefet:

— Şömine ikametgâhları zehirler, ters çek-tiğinden dolayı, sönmüş olmasına rağmen de ku-rum kokusu devam eder. Romalılar ikametgâhla-rında şömine kullanmamışlardır.

Y e m e k odasına geçelim:

— Küçük olmalıdır. En mükemmel yemek küçük odalarda yenir.

Perret her pazar akşamı, birkaç seçkin dos-tunu y e m e ğ e alıkoyar. (Bu davetliler çok az deği-şir, çünkü insanlara da fikirlerine olduğu gibi sa-dıktır.) Davetliyi evin esas bir süsleyici unsuru olarak tasavvur eder;

Bu artist v e insanin vasıfları bir kaç esas prensip etrafında teksif edilebilir: Doğruluk pren-sibi. ekonomi prensibi, insanlık prenpren-sibi.

D o ğ r u l u k p r e n s i b i — (Eğer yapı bünyesi zahirî görünüş halinle kalmiya lâyık de-ğilse , mimar vazifesini fena ifa etmiştir... Bina is-keletinin her hangi bir parçasını sakliyan güzel bir tezyinattan mahrum kalmıştır. Bir direği sakliyan bir hata işlemiştir, fakat yalancı bir direk inşa eden bir cürüm işlemiştir, (ve üstad gülerek ilâve ediyor: Talleyrand hatanın cürümden daha fena olduğunu söylerdi...) Eğer bine fonksiyonunu sa-rahaten gösterirse, o binanın karakteri olur. Tez-yinat bir hatayı saklamak ihtiyacından doğmuş-tur).

(2)

tees-süfle duvar üzerine bir maddenin sürülmesine ra-zı olur, (Ancak zahirî görünüşü değişmiyen mal-zemeler. artisti sağlam ve uzun ömürlü bir sureti-hale sevkedebiür. )

E k o n o m i p r e n s i b i : »Fenelon, söz söylemenin güzelliklerinden bahsederken demişti ki: Bir binaya sadece tezyinata yarayan bir unsur ilâve edilmemelidir, ancak binayı taşımaya yari-yan lüzumlu aksam tezyinata çevrilmelidir. Remy de Gourmont da, «Probleme de style» adlı kitabın-da bu cümleyi zikrederek diyor ki: Fenelon birkaç kelimeyle bütün bir mimarî teorisini belki de bü-tün sanatın teorisini vermiştir.)

«Eğer bina ekonomi kanunlarına tam olaraK merbut imkânlarla başarılırsa, o binanın bir - sti-ii olur.»

Hayatta, sanatta olduğu gibi asgarî bir ka-yıpla, azamî bir randıman ve güzellik elde etmiye temayül edilmelidir. Perret malzemenin bütün hu-susiyet ve fiyatına esaslı surette vakıftır. Evvelâ bir müteahhit bir inşaatçıdır. Rönesastan beri ek-seriya mimarlar «teknik buluşları sona erdirdik-le: inden ziyade, husule gelecek tesire, forma, de-kora bağlı kalmışlardır.*

Mimar bunları tezyin etmiş, süslemiş, esas aksamını gizlemiştir, modern binalar bu lüzum-suz ifrata karşı bir reaksiyondur.

A, Perret ekonomi esprisiyle, mahdut bir yer-den azamî fayda, mükemmeliyet, ve genişlik arar. Zerre kadar yer kaybetmez. «Hâkim odalarj seve-rim.» Menazir satıhları ancak göz için çoğaltır. XIX uncu asır Paris burjuvası ile, büyük asrin

(XVIII inci asır) asilzade ruhu, Perret'nin bu XXnci asrin münekkit zekâsında meczedilmiştir.

«Modern küçük burjuva odasına çekilir; asilzade ise adamlariyle beraber otururdu.»

Daha sonra da görüleceği gibi, Franklin so-kağındaki apartimanı. dar bir arsada inşa ettirme-sine rağmen, binanın her odası ışıktan azamî isti-fade etmekte, ve yine Raynouard sokağındaki apartimanı, çukur bir arsada inşa ettirmesine rağ-men Paris'in en güzel manzaralarını görmektedir.

Nihayet Perret ekonomi -kelimeyi en asil manasında kullanarak- sahasında bir inkilâp ya-ratmıştır. O zamana kadar yalnız mühendislerin kullandıkları betonarmeyi tiyatro, klişe, saray, u-raumî binalar ile hususî ikametgâhlara muvaffa-kiyetle tatbik etmiştir.

İ n s a n l ı k p r e n s i b i — M:mar, insan-ların istirahatini. emniyetini, zevklecini gören, koruyan ve tabiatin hava şartlariyle mücadele eden bir ilâhtır. Acaba bir asırdan beri, ne kadar

inşaat-çı, vazifelerinin şuuruna malık olmuşlardır?. Zerre kadar hissi olmayan artist kılığına girmiş, inşaat-çı, daimî surette görünüş ile, gösteriş fedakârlığı ile insanların ziyanına çalışmıştır. Perret, başlan-gıçta, ekseriya soğukluk ve sertlikle itham edil-mesine rağmen, her zaman teorik zihniyet ve for-müllerden sakinmiştir. Eğer*Perret binanın taşıyı-cı unsurlarını tebarüz ettirirse, bunu sadece bina-nın iskeletini çıkarmak gayesi ile yapmıştır. Per-ret'nin her inşa ettiği binanın bir kalbi var-dır. Pratik ve ahlâkî niyet ile. dikkatleri binanın her aksamında gözükür. Perret'nin merdivenden bahsedişini dinliyelim:

«Merdiven bir binayı sınıflandırır... Basamak yorgunluk tevil etmemesi için 13/39 cm. olmalıdır. Merdiven duvarlar arasında hapsedilmemelidir. her katta değişen bir manzara seyri, merdiven çı-kışını hafifletir.» Üstadın «İnsan çerçevesi» dediği pencereden bahsettikti, üstad ayni zamanda pen-cerelerin soğuk ve gürültüyü geçirmemesi için, çift kanatlı olmasını da ister. En iyi teshininde, döşe-menin altındaki elektrik sobası vazifesini gören serpantinlerin çakıl kütlesini geceden ısıtıp, gün-düzün hararetini neşretmesiyle temin edildiğine kanidir.

A. Perret, küçük ihtiraları dikkatle tetkik eder, hiç bir prospektüsü okumadan atmaz, ihtiracüara karşı minnet ve şükran besler.

Perret'nin bütün inşaatlarının, tamamiyle sı-naî binalarının da -mobilya deposu, garaj, ima-lâthane, atölye...- estetik karakteri, insanî kıy-metlerinden çıkmıştır. «Mimar inşaatla düşünen ve konuşan bir şairdir.» Perret'nin hiç bir vakit ııisbetlere, insan ölçülerine, yani insan tarafından, insan için konulmuş münasebetlere karşı bir cü-rüm işlediği görülmemiştir.

Perret, hiç bir vakit binanın armonisini ve profilleri unutmaz. Daima «taşıma şerefine nail olan satıhları tebarüz ettirmeli» cümlesini tekrar ederken, «istinat noktasını da teganni ettimeli» diye ilâve eder.

Üstad. Cardinet sokağında, yüksek musiki muallim mektebine ait küçük bir konser salonu-nu inşa ederken, ünlü piyanist A. Cortot'ya «size keman gibi tınlayan bir salon inşa edeceğim» de-miştir. Champs-Elysees tiyatrosu bir mücevher kutusu gibidir. Dramatik eseri olduğu kadar din-leyicileri de kıymetlendirir.» Yunanlüardan isti-fade etmiş olan üstat, bir binanın güzelliğe, haki-katin ihtişamiyle. varması icap ettiğini tekrarlar.

(3)

mantı-ğa tâbi olmak şartiyle, onların da hissesini saklar. Eğer eski katedrallerin heykeltraşlarım takdir ediyorsa, bunun sebebi bu adamların hep bina «kütle» si için çalışmış olmalarındandır. Per-ert Leonad da Vinci'nin. MUanodaki Santa-Maria-deüe-Grazia manastırının yemekhanesindeki meş-hur La Cene (İsaıUn »havarilerle yediği son taam) freskini temaşa ederken, duvardaki pencere delik-leri ile çerçeveyi nazarı itibara alınmiyarak ya-pılan bu freski, ressamın fresk yerini tayinde üs-tad olamiyacağı cihetinden beğenmemiştir.

Nere-deyse Leonardo'yu bir dekoratör olarak kabul edecekti.

sfc ^

Bilindiği gibi, Perret betonarmenin mürşidi-dir. Acaba üstad 1902-03 arasmda, Franklin soka-ğındaki apartimanı bu malzeme ile inşa ettirirken başardığı inkilâbin ehemmiyetini müdrik miydi? Fakat on sene sonra Montaigne avenüsündeki üç tiyatrosu, bütün pratik v e estetik itirazlara cevap verebiliyordu, betonarme davası kat'î olarak kaza-nılmıştı.

Fanklrn sokağındaki apacimanı maskesiz cep-hesiyle, iskeletini açıkça tebarüz ettirir, dar sokak cephesinde iki çıkıntı ve ortasındaki derince bir girinti ile, sokak üzerinde 12 metrelik bir avlu sat-hını elde etmiştir. Bütür bina aksamı, ışık içinde-dir. Hattâ cam tuğladan inşa edilen merdiven yu-vası bile, ışıktan mahrum kalmamıştır. Üstat bu ilk eseri için, ilk çocuğa olan tercih gibi «genç bir kızın tazelik ve narinliğini taşir» demektedir. 1900 senelerinde modası geçeceği iddia edilen seramik dolgu malzemesi, tezyinat bakımından eskimiş bi-le denibi-lemez. Bu Franklin sokağındaki aparttma-nin diş dolgu malzemesi siriı seramiktir.

Reynouard sokağındaki apartimanı, dört bir tarafından ışık alan bir şato kulesi gibidir. Ses ge-çirmez ve harareti muhafaza eder şekilde inşa, ile üç asansör ve tek bir merdivenle teçhiz edilmiştir. Her apartıman katında mutfak ile yemek odası bitişiktir. Enteryörde sütunların ne kadar sarahat-le tebarüz ettirildiğini işaret etmiştim. Beton hak-kındaki düşünüşü garip ve calibi dikkattir.

İşte böylelikle, uzun müddet cazibesizliğiyle itham edilen beton, mükemmelen itibarini elde et-miştir. «Benim betonum, taştan daha güzeldir. Be-ton üzerinde mükemmelen çalışılır ve yontulur. Granit ve Voges gre'siyle, en kıymetli tabiî taşlar nefasetini de aşan maddeler imal ettirebilirim. Be-ton imal edilen ve değişmiyen taştır... BeBe-ton do-ğan, tabiî taş ise ölen taştır.»

Böylece, taş içinde doğmuş, sülâlesinde

yal-nız taşçı ile dülger bulunan bu müteahhit çocuğu, tabiî taş ile, tahta yerine evvelce asil mahallerin mahrum bulunduğu, mürekkep malzemeleri kul-lanmakta tereddüt etmemiştir Betonarmenin kaba ahşap tesiri, ahşap inşaatı taklit eden Yunan mi-marisine benzer. Perret kendisi evvelâ büyük bir dülger olan eski katedral inşaatçılarının mirasçısı olarak hisseder, stad betonun yeni bir malzeme değil, en eski bir malzeme olduğunu iddia eder. Ninus ehramı bir beton aksam üzerine oturur.

1914 harbinden beri, muazzam umumî binalar yanında -saray, tiyatro, klişe; bakanlık..- apartı-man ve hususî ikametgâhlar da bu malzeme ile şa edilmiştir. Burada Perret'nin 30 sene içinde in-şa ettiği binaları sayamayız (artist atölyeleri» Cha-na Orloff, Cassandre, Mela Mutter» atölyelerini; zengin burjuva binaları olarak da «Bercy. Nirbar, Amand bey» ikametgâhlarını zikredelim.)

Perret halledeceği mevzu ne kadar farklı da olsa, binalarını hep ayni kanunlara itaat, ayni pren-siplere hürmet ile ayni stil üzerine inşa etmiştir. Binalarından hiç biri eskimemiş ,ihtiyarlamamış -tir. Üstadın beğendiği, A. Gide'in bir cümlesi. (Az zamanda bize, en yaşlı görünecekler, bize en mo-dern görünmüş olanlar olacaktır. Her sahte sevgi ile hoşa gitme surattaki bir kırışıklığın vaididir.)

Perret, şakirtleri ile taklitçileri tarafından yapılan mübalâğalara ilk itiraz edendir. «Binaları-mızdan haksiz yere kaldırdığımız unsurları, cep-heyi yağmur, ile tozdan meydana getirdikleri de-reciklerle koruyan, korniş, süve; pervaz., gibi un-surları iade edelim.»

Ebediyete kalmiyacak binalar için de ilk iti-raz edendir. «Büyük mimar, güzel harabeler ha-zirliyandir.»

Mimar hem aristokratik ve hem de demok-ratik anlayışta olmalıdır. Binanın istiabı, gayesi, ve mevkii ne olursa olsun, madde vücut ile fikrin ebedî talepleri vardır. Mimar bir kışla veya ha-pishane ile bir saray veya tiyatro inşaasmda, insa-nî. karakter ve stil vasıflarında bir fedakârlık yap-mamalıdır. Zamanla burjuva ile işçi evi ara-sındaki farklar gittikçe hafifliyecektir. İstikbalde aile meselesi ev inşasında baş rolü oyniyacaktu. Her vakitten fazla zaman ile arsa kazanmak lü-zumlu olacaktır... herkesin bir ikametgâhı olma-lıdır.»

(4)

yerleştirildiği takdirde yün sünger gibi lıaraket eder ve odaya giren havanın tozlarını tutar.

Bütün halinde cam. şimdi evlerin inşasına mahsus tuğla imâlinde kullanılmaktadır. Her hangi güzel bir renk te şeffaf duvarları ve her taraftan tatlı bir ışığın girdiği odalar tasavvur ediniz!..

Son derece mukavim çok ucuz ve hafif olan bu cam tuğlalar normal eb'attadır. Ayrıca dekorasyona lüzum

gös-termez ve kolayca silinebilir. Çivisiz veia harçsız geçme tuğlalar yapılbaiir ve bunlar ültra violet ışınlarını (şua) geçirebildiğinden evin içinde güneş ışığının faydaları art-mış olıır.

Evin yapısında kullanılan camdan bu kadar bahse-delim. Evin içinde de kullanılan camın yeııi'ikleri vardır. Meselâ zarif cam sofra takımları umumiyetle ucuz ve da-yanıksız ve yahut çok pahalı idi. Şimdi Skoçyada demir-siz kum bulunmuş ve böylece cidden berrak sofra camı ya-pılabilmektedir. İleri gelmiş ingiliz sanatkâr ve bilginleri beraberce tecrübeler yapmışlar ve neticede bugüne kadar elde edilen camlardan daha iyi daha dayanıklı v daha za-rif ve ucuz yeni cam tipleri meydana getirmişlerdir.

Bunlardan maada ateşe dayanıklı cam vardır. Gele-cekte «cam evlerde oturacaklar cam fırınlarında yemek pişirecek cam tavalarda kızartma yapacak, odalarını cam radiatörlerle ısıtacak, traş bıçaklarını cam üzerinde bile-yecek hatta misafirlerini cam piyanolarda çalınan müzikle ağıl ayacaklardır.

Bu gün asetin kaynakçılarının gözlükleri üzerinde harp sırasında yapılan tecrübelerinin neticesi olarak, ha-len Ingilterede gayet ucuz, hemen hemen renksiz, ve ka-rarmış bir dünya da yaşama hissini vermeden güneşin za-rarlı ışınlarını durduran güneş gözlükleri imal edilmek-tedir. Gözleri bozan güneşin ışığı değil kırmızıdan aşağı

(infra rouge) ışınlarıdır. Bu gözlüklere mahsus adeseler ancak bir kaç kuruş gibi pek ucuza satılmaktadır.

Giyilecek, kullanılacak içinde yaşanacak camdan da-ha neler icad olunacak! Meselâ ucuz yapılı bir otomobil içinden camla kaplanınca sessiz bir limuzine döner, Caııı mayii, sıcak boruların içinin pasını temizler, cam yaraların dikilmesinde kullanılır Petrol lâmbalarında ve çakmak-larda kullanılan cam fitiller kömürleşmiş ve hiç bir zama.ı aşınmaz.

Hiç kimsenin zamanımıza cam devri ismini vermek istememesine rağmen, buna camın kullanılışını takdir et-meyi öğrenenler devri demek doğru olur.

(Sahife 232 den)

ma odalarına ait, ambarlara arabaların erişebilme-si lâzımdır.

Her grupun ve her odanın teferruatlı ihtiyaç-ları, bilâhare, ayrıca izah edilecektir. Yapı nizam-nameleri, okul sakinlerinin emniyeti için, bütün

tedbirlerin alınmasına dikkati çekmekte ve bil-hassa yangın tehlikeleri, üzerine durmaktadir. Bil-hassa merdivenlerin, koridorların ve u m u m i y e t l e tahliye kolaylıklarının itina ile tasarlanması saye-sinde, bir çok tehlikelerin önüne geçilebilir.

(Sahife 242 den)

Referanslar

Benzer Belgeler

Yine oyun, çocukların sosyal uyum, zeka ve becerisini geliştiren, belirli bir yer ve zaman içerisinde, kendine özgü kurallarla yapılan, sadece1. eğlenme yolu ile

İkisi Sorumlu Değerleme Uzmanı olmak üzere altı ortağı olan şirketimiz, 2015 yılı içerisinde; dördü şirket ortağı olmak üzere toplam yirmi sekiz SPK

Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Microsoft Teams Uygulamasında İlk Defa OturumAçacak Öğrencileri İçin..

Destek m ktarının %25’ , varsa uygun mal yet olmayan harcamaların kes nt ler yapıldıktan sonra, f nal raporun onaylanmasını tak p eden 15 ş günü çer s nde

VERGİ KESİNTİSİNE TABİ TUTULMAMIŞ VE İSTİSNAYA KONU OLMAYAN MENKUL VE GAYRİMENKUL SERMAYE İRATLARINDA BEYAN SINIRI .... VERGİ MUAFİYETİNE TABİ VAKIFLAR İÇİN ARANAN

5.Bunu sağlamak üzere özel ligde spor kulübü düzenlemesi ve sponsorluk düzenlemesi ile diğer spor ilçe ekiplerini bir araya getiren spor kanunu veya

Bu yönde yatırımların teşvik edilmesi, Dijital Tek Pazarın tamamlanması, Enerji Birliğinin oluşturulması, Yatırım Planı kapsamında Stratejik Yatırımlar

Bu raporlar alıcısına göre günlük mail ya da belge şeklinde, haftalık ve aylıklarda ise dergi halinde hazırlanıp, belediyeye, yapı denetim firmasına ve proje müdürlüğü