• Sonuç bulunamadı

Güzel san'atların memleketimizde inkişafına dair proje ve kanun lâyihaları esbabı mucibe raporu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Güzel san'atların memleketimizde inkişafına dair proje ve kanun lâyihaları esbabı mucibe raporu"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Güzel san'atların memleketimizde inkişafına dair proje ve kanun lâyihaları esbabı mucibe raporu

Son zamanlarda, memleketimizde, açılma- ğa başlıyan, müsabakaların, bir esasa istinat ederek, kanunî ve nizamî bir şekilde icrasını temin için bir müddet evvel Maarif Vekâleti tarafından, Güzel San'atlar akademisinde mev- cut, Vekâlet San'at müşavere heyet'ne, tanzim ettirilmiş ve ayrıca, Türk Güzel San'atlar Birliği şubeleri idare heyetleri tarafından, görülerek, tesvip edilen, Güzel San'atları koruma kanunu- nun esbabı mucibe lâyihasını mecmuamızda, neşrediyoruz. Bir çok Avrupa memleketlerinin bu yoldaki kanun ve nizamnamelerinden istifa- de edilerek, memleketimiz için, tanzim edilen ve bu sene Maarif Vekâleti tarafından kabul edilerek resmiyet kesbedecek olan bu nizamna- me sayesinde, memleketimizin her tarafında açılacak müsabakalar, en emin ve en iyi bir su- rette icra edilebilecektir.

Son seneler zarfında, müsabaka usulü hak- kında, memleket idarecileri tarafından, gösteri- len alâka neticesinde, açılan müsabakaların, tarzı cereyanı hakkında elde bir nizamname bulunmamasından, mükâfatların, müddetin ve nihayet jürilerinin tertip ve tanziminde çekilen müşkülât ve başkalıklar, müsabakaların icrası- nı işgal etmekte idi. Çok kuvvetli ve esaslı gö- rüşleri ihtiva eden nizamname yukarıda söyle- diğimiz gibi mütekâmil Avrupa memleketleri- nin, mevcut nizamnamelerinden istifade edile- rek vücude getirilmiştir. Madde madde okun- duğu zaman, en ufak teferruatın bile nazari itibara alınmış olduğu görülmektedir. Temen- nimiz, yakın bir zaman sonra resmiyet kesbe- decek olan bu nizamnameden, elyevm açılmış ve açılacak müsabakalar için istifade edilmesidir.

Millî varlığımızın harsî tekâmül v e inkişafı ve medenî âlemde milletimizin işgal etmeğe lâ- yık olduğu hürmet mevkiini temin maksadile Cumhuriyet hükümetimiz tarafından her sahada vücude getirilen mes'ut inkılâpların en mühimi;

millî duygularımızı kuvvetlendirecek, millî yek- pareliği vücude getirecek olan hars inkılâpı ola- caktır.

Millî emelleri, millî aşkları kuvvetli sirayet

hassasile bütün millet için müşterek yapan Gü- zel san'atların hars vadisinde esas ana hat ol- duğuna şüphe yoktur.

Güzel san'atlarımız bugün henüz millî ol- maktan uzak, millî varlıkla alâkası sun'î şarkın ve garbın muhtelif tesirleri altında mektebini tesbit edememiş v e salikleri bezgin velhasıl umumiyet itibarile veçhesini tesbit etmemiş başı- boş bakımsız b i r anarşi manzarası arzetmekte- dir.

Millî varlık, vatan hizmetini, memleket sıhhati, ziraatı nasıl teşkilâtlandırılmış, müraka- besi altına aîmış ise medenî v e millî hayatta bunlardan daha az ehemmiyetli olmıyan v e bu hislerin tekâmülüne büyük bir hadim olan Gü- zel san'atlarla d a böyle yakından alâkadar ol- ması v e bunu temin için kanunî hükümler v e kayıtlar vaz ve tedvin etmesi zaruridir.

Medeniyet manzumesi müsbet ilimlere müstenit Avrupa milletlerinde güzel san'atlara ait bir çok kanunî kayıtlar olmakla beraber v e bu kanunların fevkinde v e bunlardan çok daha kuvvetli olan biiyük bir an ane vardır.

Bugün memleketimizde milyonlarca lira sarfile vücude getirilmiş olan umumî bir binaya güzel san'atlara ait bir şey koymağı düşünme- mekteyiz. Avrupanın herhangi b i r memleketin- de bu ehemiyetin bir k a ç misli dununda dahi olsa umumî bir bina yapıldığı zaman kanunlar- dan d a kuvvetli olan an ane b u binaya güzel san'atlardan bütün şubelerine ait eserleri derhal ithal eder. B u suretle herhangi bir yerde daima o milletin tarihile, mefahirde, hassasiyetile karşı karşıya kalınır.

Güzel san'atlar b i r milletin medeniyetinin, benliğinin çehresini tesbit eder v e o milletin, mazisini, halini, medeniyetini bu eserler vasıta- sile görürüz.

Gözün hafızası hafızaların en kuvvetlisi ol- duğu için bir millet resim veya heykel şeklinde gördüğü tarihini yazı şeklinde okuduğu tarihin- den daha iyi tanır ve sever.

Bir Avrupa şehrinin umumî yerlerinde mebzulen bulunan san'at eserlerinin o milletin

(2)

tatil günlerindeç ocuklarının ellerinden tutmuş fevç fevç seyre gelen halkının şuurlu vatanper- verliğini inkişaf ettirmekte büyük bir âmil ol- duğu kabili inkâr değildir.

Yukarıda bahsettiğimiz an anenin bizde de bir vakit mevcut olduğuna meselâ bir Süleyma- niye camii güzel bir misaldir. Bu an'anenin vü- cudüdür ki mimarın yanında çiniciyi, hattatı, müzehhibi, camiyi, boyacıyı, oymacıyı, halıcıyı yetiştirmiş ve bugün Avrupa san'at müzelerini dolduran ve garp tezyinî san'atlarının menbaını teşkil eyliyen o Türk eserleri vücude gelmiştir.

0 an ane; binaları için çiniciyi istememiş olsaydı Türk çiniciliği vücut bulmazdı. Nitekim, binalarda çini kullanılmadığı gün Kütahya çini- ciliği derhal ölmüştür. Umumiyetle güzel san'at- lar hakkındaki fikirlerimiz, hükümlerimiz henüz mistik olmaktan kurtulmamıştır. Güzel san atla- rın inkişafı ve san'atkârlann yetişmesi yakından tetkik edilir ve mesele ilmî ve müsbet görüşlerin ziyası altına konulursa içtimaî âmillerin, içtimaî talebin güzel san'atların yegâne inkişaf saiki ol- duğu görülür.

S a n ' a t k â r muhitinin arzusu olmadan kendi kendine yetişemez. Eski Mısırlılar, Yunanlılar ve italyan Rönesans devirlerinde san'atkârlann mebzuliyeti, büyüklüğü bu içtimaî talebin çok- luğu ve kuvvetile mütenasiptir. Vücut kendine lâzım olan uzvi icat ettiği gibi cemiyette kendi- ne lâzım olan san atkârı icat eder. Denebilir ki mimar Sinan yüzlerce eserini değil fakat yüzler- se eser mimar Sinanı yaratmıştır. Çünkü bu eser- leri yaptıran içimaî alep olmasaydı Sinan, K a - sım, Hayrettin, Dalgıç A h m e t gibi büyük mi- marlar vücut bulmazdı. Bu kaideyi güzel san'- atların her şubesine bilâ tereddüt tatbik edebi- liriz. Bina y a p m a d a n mimar, resim yapmadan ressam ve heykel y a p m a d a n heykeltraş yetiş- mesi imkânı yoktur. San'atkârın yetişmesi için işlemesi birinci şarttır. Bugün cemiyetimizin ta- lebi yoktur v e san'atları işletmiyor. Millî var- lığı yekûn halinden çıkararak sevgileri, emelleri müşterek şuurlu bir cemiyet haline getirmek vazifesini üstüne almış olan devletin bu vaziyeti sadece müşahede etmiyerek sıhhatimizi, ziraa- timizi, tahsilimizi bir takım ahkâm ve kuyut ile kendi keyif ve lâkaydimize terketmediği gibi, güzel san'atların inkişafını da tesadüf ve hâdi- sata bırakmıyarak eşkilât v e delâleti ile temin emesi icap eder.

Memleketimiz güzel san'atlar hayatında görülen hastalıkların mühimleri şöyle telhis edil- miştir.

1 — Devletin m e m l e k e t t e güzel san'atların inkişaf ve tamimi için yaptığı faaliyet yalnız

san atkârı yetiştirmeğe inhisar etmektedir. En mükemmel vesaik ve büyük malî fedakârlıklarla yetiştirilen bu gençler mekteple alâkalarını ke- ser kesmez cemiyet içinde muallakta ve işsiz kalmaktadırlar. Bu vaziyet karşısında ya san - atkârın medenî bir cemiyete lüzumu varsa tıpkı milletinin sıhhatini zamin olan devletin yetiştir- diği genç doktorları vazifeye davet ettiği gibi bu lüzumu icap ettiren iş yoluna sevkedilmeleri icap eder.

2 — Bugünkü şerait altında sanatkârları- mız için gayet az olarak mevcut olan faaliyet sahasını ecnebiler işgal etmişlerdir. Türk san a t kârları belki başlangıçta mütekâmil eserler yap- mıyacaktır. Fakat iyi yapmak için fena ile de olsa bir defa başlamak şarttır. Her milletin san - at tekâmülü bu safhalardan geçmiştir. San'at- kârlann işlemeden tekâmül edebilmesi kabil cl- mıyacağından bu tekâmülün kendi kendisine ol- masını beklemek yeniden başlamak için vakit kaybetmiş olmaktan başka bir netice vermiye- cektir ve nihayet memlekeine karşı bütün sivil ve vatanî vazifelerini y a p m a k t a olan bir san'at- kârın o memleketin vatandaşı olmanın bahşet- tiği haklardan doktorlar, avukatlar gibi istifade edebilmesi icap eder.

Esasen membaları millî vicdan ve hassasi- yet olan güzel san'atlar fennî ve teknik işler gi- bi beynelmilel olmadığı cihetle bir milletin ya- bancıları tarafından yapılması imkânı olmadığı- nı mükerrer msalleri ile görmüş bulunmaktayız.

Bundan dolayıdır ki T ü r k san'atkârlarının inkişafına hizmet ve mesai sahalarını tevsi için, Türkiyede yapılacak ve yaptırılacak her nevi resmî ve hususî bina, heykel, tablo ve tezyinî içlerin münhasıran T ü r k s a n a t k â r l a r ı n a yaptı- rılma mecburiyetinin kanunî hükümlerle tesbiti- ne dair bir kanun tedvin edilmesi elzemdir.

3 — Memlekette güzelliğin tahribi umumî zevki bozan fena eserlerin v e ehliyetsiz san'at- kârlann hiç bir komtrola tâbi tutulmaması şehir- lerimiz, kırlarımız eski ve yeni âbidatımız velha- sıl bütün güzelliklerimiz zamanın ve insanların daimî tahribatına maruzdur.

Komşularımız Bulğaristanda, Yunanistanda bile kırların güzelliğinin muhafazası kanunların tekeffülünde iken bütün beldi faaliyeimiz güzel- lik endişesinden tamamile azade olarak yapılır.

Meselâ Istanbuİda güzel bir âbide bir tramvay mevkifİ saçağile kapatılır. Boğazın en güzel bir mahalline bir kömür deposu veya bir fabrika ku- rulabilir. V e heykeller, şehirlerimizde cabeca ya- pılan a p a r h m a n l a r hiç bir bediî nizama tâbi de- ğildir,

(3)

Pariste, Berlinde sokaktaki mektup kutu- ları ve elektrik direklerinin şekilleri bile san'at- kârlar arasında müsabaka ile tesbit edilirken ndirnede rekzediiecek Gazi heykeli tıbkı bir dı- var inşa ettirilir gibi gazetelerle ilân edilmiştir.

Sinemalar veya bazı tüccarı müesseselerin en güzeli değil en ucuzu bulmak endişesile san', atkâr geçinen bir takım ehliyetsiz kimselere yap- tırdıkları ilân, afiş ve sair resimlerle halkın ve gençliğin bediî mefhumları üzerinde tahribat ve tahrifat yapılmaktadır.

Mütatabbibin doktorluk yapması berberle- rin diş çekmesi cemiyetin sıhhatini korumak için kanunî ahkâm ile nasıl menedilrmşsa cemiyetin zevk ve bediî terbiyesini korumak için muayyen ahkâm vazedilmelidir. Nasıl ki herkes doktorluk, avukatlık, mühendislik, mimarlık edemezse hal- kın safiyetinden ve sipariş verenlerin hissetinden serbestçe istifade edebilen rasgele herkesinde halkın zevkini bozması mümkün olmamalıdır.

U m u m a hitap eden bir çok eserler vardır ki, te- sir ve şumülleri itibarile sokağa atılması nizamen memnu olan kâğıt parçalarının yapabileceği fe- nalıktan çok daha muzırdırlar. V e buna rağmen hiç bir kayıt ve şarta tâbi değillerdir. Tiyatro, sinema ilânları sokak afişleri, millî sergiler ve tertibatı ve millî bayramlarda yapılan zafer tak- ları, ve tenviratı ilâahır gibi işler bu kabildendir.

B u mülâhazalarla mebnidir ki, tamamile ihtisasa müstenit olan ve güzel san'alara taalluk eden işlerin bu keşmekeşten kurtararak millî inkişaf yolunda faideli kılacak bir nizam altına almak üzere heı medeni memlekette mevcut olduğu gibi bir güzel san'atlar şurası yapmak bir zaruret ha- line gelmiştir. Bugün takdim ettiğimiz projeleri hazırlayan muvakkat A k a d e m i meclisi mes ul, muvazzaf ve resmî bir sekile ifrağ edildiği tak- dirde bu zarureti tehvin edebilir.

4 — Millî hayatımızda san atkâra düşen mühim vazifeler olduğu halde san'atkârın atıl kalması,

Resim ve şekil söz ve yazıdan çok kuvvetli bir neşir vasıtasıdır. G e r e k içtimaî telkin ve ge- rek terbiye sahasında garpte resim v e heykele tevdi edilmiş vazifenin çokluğu karşısında, oku- mak, yazma bilenlerin nisbeti onlara nazaran cok dun olan bizde güzel san'atların bu şubele- rinin görebileceği vazifelerin ne kadar büyük o- lacağı aşikâr görünür. Çocuk, halk v e köylüyü okutmak güçtür. V e ekseriya mümkün değildir.

Devletin vereceği terbiye, inkılâbın yerleştirece- ği, tamim edeceği fikir ve kanaatları telkin et- mek için güzel san'atlar en anlayışlı ve en açık bir lisandır.

Ciltlerle kitabin canlandıramadığı tarih bir tablo ile zihinlere ebediyyen nakşedilebilir. İn-

kılâpların halka hitap eden en beliğ lisanı güzel san atlardır. Biz san atkârların inkılâba yabancı kaldıklarından daima şikâyet ederiz. Herkes va- tanını sever. F a k a t bu vatan sevgisi teşkilâtlan- dırılmazsa muntazam bir asker halinde sevk ve idare edilmezse müsmer olamıyac.ağı gü.i dan atkâr da inkilâp safhalarında bir askeı gibi va/ile almadıkça münferit gayretleri heba olur.

Halka telkin edecek muayyen idealleri olan inkılâpçı hükümetler san'atkârı emirlerinde kul lanmışlar ve resim denilen herkese hitap edebilen lisanla kütleler üzerinde çalışmışlardır. Rusların inkılâplarına ait teksir edilmiş resimleri muhtevi olarak Vekâleti celileye mukaddema takdim e- dilmiş olan bir albüm bu tarzı faaliyet hakkında bir fikir verebilir.

Bizim inkilâbımızın yerleştirmek istediği fi- kirler ise henüz bir iki şehrin hudutları haricine kadar çıkmış ve köylümüz inkılâp fikirlerile kat'- iyen işlenmiş değildir.

Bu elzem ve büyük iş san'atkârlarımız iciıı geniş bir faaliyet sahası teşkil eder.

Her Vekâletin kendi alâkası dahilinde hal- ka ve köylüye telkin ve tamim edeceği, öğretece- ği bir cok şeyler vardır: Askerlik muhabbetini tarsin, sıhhati koruma veya yeni usul ziraatin es- ki usul ziraate tevaffukunu göstermek sakin a- detlerle mücadele etmek ilâh., için tevzi edile- cek matbu resimler memleketin her köyüne ka- dar bir anda duyurabilen birer muknî sestir. San - atkâr bugün cemiyetimiz içinde vazifesi olmıyan hocalıkla veya devletin her sene sergilerde ver- diği sadaka ile geçinen ( P a r a z i t ) bir mahluk ha- lindedir. Bu hal san'atkârı ve san'atı öldürür.

Ona bir servet vermiyelim. F a k a t cemiyet haya- tında kendisinin lüzumlu ve faideli olduğuna ka- naat veren iş verelim. V e yalnız emeğini ödeye- lim. Ç o k işlesin ve az kazansın. San'atı terakki ettiren budur. Rönesans ressamlarını her birinin yaptığı eserlerin yekûnu memleketimizin yarım asırlık san'at mahsulünden belki de fazladır. Ce- miyet ve kilise onları bu kadar çalıştırmıştır.

5 — Güzel san'atlar hareket ve tezahürü- nün ancak bir iki şehre münhasır kalarak memle- ket içlerine intişar etmesi.

Memleketimizde güzel san'atların yegâne tezahür yeri olan sergiler senede bir defa İstan- bulda ve bir defa da A n k a r a d a açılır. Memleke- tin diğer taraflarındaki insanlar, hatta şehirlerin bir yağlı boya tabloyu henüz görmemiş olanları yüzde yetmişi geçer. Bu şerait dahilinde Güzel san'atların kendine muhit bulmayışı gayet tabiî eddedilmelidir. Resmî senede bir def-ı gören ve- ya hiç görmeyen kimsenin neden dolayı resmi sevebileceği cayi şüphedir. Memleketin her kö-

(4)

şeşinde hattâ ufak köylerinde bile bina yapıl- maktadır.

M e m l e k e t t e devlet tarafından yaptırılan her binaya bir san'at eseri bile konsa, h e m s a n - atkârlar yekûnunun hemen hepsi çalışmış v e yü..

zel san'atlar v e buna istinat eden tarihimiz, in- kilâbımız, h a k k ı n d a telkin fikirleri ta köylere ka- dar gönderilmiş olur.

Y u k a r ı d a yazdığımız sebepler, m ü ş a h a d o v e mülâhazalara istinaden güzel san atların İslah v e inkişafını zirdeki esasların teminine v a b e s t e g ö r d ü k :

1 — U m u m î , hususî, v e mülhak bütçele;

tahsisatile yapılan binalarla satın alınacak vapur larda millî tarihimize, inkılâbımıza v e yahut inşc

îdilecek binalarla satın alınacak vapurların insa ve istimal m a k s a d ı n a uygun dıvar resimleri ve.

san'at eserleri k o y m a k . B u eserleri keşif namelere v e müteahhitlerin taahhüdüne ithal ederek müsa b a k a ile T ü r k san atkârlarına yaptırmak.

2 Asılları inkilâp müzemizin nüvesini teşkil e t m e k v e teksir edilerek mekteplere, kışla- lara, köylere tevzi edilmek üzere tarihimize millî mefahirimize, inkilâbımıza, millî m ü c a d e l e m i z e ait tablolar yaptırmak.

3 — Halkın, gençliğin, köylünün, ilmî tek- nik, içtimaî, siyasî, askerî, züraî ilâahır terbiyesi- ne hadim teksir edilmiş lâvhalar yaptırmak.

4 — T ü r k i y e d e yapılacak, hususî v e resmî bina v e abidelerle bilumum güzel san'atlar isle- rinin heyeti V e k i l e kararı o l m a d ı k ç a yalnız ihti- sas şeraitini haiz T ü r k san'atkârlarına yaptırıl- ması.

D o k t o r l u k , avukatlık gibi mesleklerin k a - nunen mevcut hukukunun san'atkârlara d a t e ş - mili.

G ü z e l san'atlar işlerini tanzim, tedvir, ve devletin güzel san atlara talluk eden bütün işlerinde salâhiyetli bir müşavir o l m a k üzere res- men bir güzel san'atlar şurası teşkili.

Bu eserler üzerinde hareket eden A k a d e m i meclisi bağlı olarak t a k d i m edilen p r o ğ r a m v e . projelerin uzun tetkikat neticesinde ihzar etmiş- tir. E l y e v m A k a d e m i meclisinin b u p r o j e l e r e zeyolarak yakında t a k d i m edeceği güzel san'at- lar birlik v e teşekküllerine dair nizamname, gü- zel san'atlar sergileri nizamnamesi, A k a d e m i meclisi teşkilât nizamnamesi üzerinde çalışmakta olduğu maruzdur efendim.

Güzel san'atlar A k a d e m i müdür v e A k a d e m i meclisi Reisi bina heykel, tablo ve tezyini işlerin Türk

san'atkârlarına tahsisi hakkında kanun lâyihası

Madde 1 — U m u m î ve hususî ve müahak bütçe-

Madde 2

lere konulmuş olan tahsisatla veya hükmî v e hususî şahıslar tarafından T ü r k i y e d e yaptırılacak bina, heykel v e tabloların v e her nevi resmî, hu- susî bine menkul v e gayrı menkul eşya v e üzerlerindeki resim, heykel v e tezyini işler T ü r k san atkârlarına yaptırılır.

- Birinci m a d d e d e yazılı işlerden biri- ni yaptırmak isteyen V e k â l e t v e y a daire v e yahut hükmî v e hususî ş a - hıslar tarafından gösterilecek vazilı esbabı mucibeye göre eserin fevkal- â d e ihtisasa muhtaç olduğu v e bunu vücude getirecek m e m l e k e t t e kâfi d e r e c e ihtisas sahibi bulunmadığı ta- hakkuk ettiği takdirde icra Vekilleri heyetince b u eserin ecnebî bir s r V - a t k â r a yaptırılmasına karar verile- bilir

M a d d e 3 Bina, heykel, resim v e tezyini işleri ynipabileceik T ü r k san atkârlarının kanunî ehliyet ve evsafı ve bu işlerin ihalesi v e bunlar için açılacak müsa- bakaların sureti icrası nizamnameyi mahsus ile muayyendir.

M a d d e 4 — T ü r k i y e d e icrayı san'at eden T ü r k mimar, dessam, heykeltraş v e tez- yini san'atar mütehassısları doğru- dan doğruya Maarif Vekâletinin ne- zaret v e mürakabasına tâbi olmak üzere aralarında meslekî cemiyet v e y a birlikler teşkil edeceklerdir.

Bu c e m i y e t v e birliklerin sureti teş- killeri v e T ü r k san'atkârları v e mü- tehassısları üzerinde icra edecekleri meslekî m ü r a k a b a n m v e haiz ola- cağı inzibatî selâhiyetin hudut v e vüs'tı nizamnamei mahsus ile mu- ayyendir. Meslekî cemiyet v e birlik- lere şeraiti muayyeneyi haiz olarak girenlerden m a d a h i ç b i r kimse m e m l e k e t t e , mimarlık, ressamlık, heykeltraşlık, v e tezyinatçılık saha- larında icrayi meslek e d e m e z . - Bu kanunun neşrinden evvel icrası

e c n a b î san'atkârlara tevdi olunan yukarıda yazılı işler için münakit m u k a v e l e v e şartnamelerde muay- yen olan hükümler v e şartlar mute- berdir.

- Bu kanun hükümleri neşri tarihinden itibaren muteberdir.

- Bu kanun hükümlerini icraya icra Vekilleri heyeti memurdur.

M a d d e 5

M a d d e 6 M a d d e 7

(5)

Yaptırılacak binalara satın alınacak veya yaptırılacak yolcu vapurlarına san'at eserleri konmasına dair nizamname

M a d d e 1 — U m u mî, hususî v e mülhak bütçelere mevzu tahsisatla yaptırılacak bina- lara satın alınacak v e y a yaptırıla- c a k yolcu vapurlarına s a n a t eser- leri k o n m a k üzere sarfedilmesi lâzım gelen m e b l â ğ yekûnu yolcu vapur- larında satınalma bedeli üzerinden

r/f nisbetile, binalarda i s e binaların sınıflarına göre keşif b e d e l i ; üze- rinden keza (/c nisbetile tayin olu- nur.

M a d d e 2 — Y o l c u vapurlarında bulunacak olan san at eserlerine sarfedilmesi lâzım gelen m e b l â ğ satınalma bedeli

1 0 0 , 0 0 0 liradan yukarı olan yolcu vapurlarında satınalma bedelinin

'/< 3 çü miktarıdır.

M a d d e 3 — Binalarda san'at eserlerine sarfedil- mesi lâzım g e l e n ; m e b l â ğ :

I) F e v k a l â d e inşaatlarda keşif b e - deli yekûnunun ( % 1 0 )

II) Birinci sınıf inşaatlarda keşif bedeli yekûnunun ( % 7 )

III) ikinci sınıf b i n a l a r d a keşif b e d e . Ii yekûnunun ( % 5 )

I V ) üçüncü sınıf inşaatlarda keşif bedeli yekûnunun ( % 3 )

V ) D ö r d ü n c ü sınıf inşaatlarda keşif bedeli yekûnunun ( % 2 )

olarak tayin olunur.

Beşinci, altıncı v e yedinci sını b i n a - larda san'at eserleri b u l u n d u r m a k hususunda bina mimarı, muhtardır.

Bulundurduğu t a k d i r d e tahsis edile- cek m e b l â ğ miktarı mimarı tarafın- dan tayin olunur.

M a d d e 4 — B i n a l a r d a b u u n a c a k san'at eserleri- ne sarfedilmesi lâzım gelen m e b a l i - ğİn tayini esas olan sınıflar inşaatta mevcut k a b a işin miktarına göre tasnif edilir.

M a d d e 5 — K a b a i ş ) Binanın nıüvazenet v e mu- kavemetile a l â k a d a r kısımlarile b i - nalarda fennen bulunması zarurî o - lan aksamından ibarettir.

M a d d e 6 — B i n a l a r d a bulunacak san'at eserleri- ne sarfedilmesi lâzım gelen m e b l â - ğın tayinine esas olan sınıflar ihtiva ettikleri k a b a iş nisbeti v e bina ne- vileri itibarile b e r v e ç h i atidir.

I — F e v k a l â d e inşaat: K a b a iş miktarı keşif bedelinin % 1 0 nunu g e ç m e y e n m i k t a r : Sırf tezyinat v e mefru- şata taallûk eden işler- le m a ğ a z a medhalleri v e vitrin tesisatı, gazi- no, otel, kahve, şarkılı k a h v e v e saire gbi ma- hallerin lüks tezyihat ve tertibatına taallûk eden işler v e mümasil- leri.

II — Birinci sınıf: K a b a iş miktarı keşif bedelle- rinin % 2 0 sini g e ç m e - yen inşaat.

Büyük istasyonlar, b a n kalar, kütüphaneler, gür Holleri, K o n s e r sa- lonları v e T i y a t r o bina- ları, yüksek m e k t e p l e r Müzeler, k a h v e h a n e l e r , V e k â l e t v e Mecli bina- ları.

III — ikinci sınıf: K a b a is miktarı kesif bedelle- rinin % 3 0 zunu geç-

I V —

m e y e n inşaat.

K ö ş k l e r , sade, umumi v e resmî b i n a l a r ; ilk v e orta mektepler, a n a mektepleri, hasta v e a - ceze binaları, jimnastik v e p a z a r halleri, k ü - çük istasyonlar, küçük h ü k ü m e t binaları, h a - pishaneler, sergi bina- ları, evrak mahzeni b i - naları, taşra otel v e hanları.

Ü ç ü n c ü sınıf inşaat: K a b a iş miktarı keşif bedelinin % 4 0 nı geç- m e y e n i n ş a a t :

V — Dördüncü sınıf inşaat: K a b a iş miktarıkeşif bedelinin % 5 0 sini g e ç m e y e n i n ş a a t :

En sade cinsten şehir apartımanları. Hususi- yeti haiz f a b r i k a bina- ları ( M e s e l â ) B i r a fab- rikaları, şeker, ipek fabrikaları. M a t b a a , bi- nicilik mektepleri, lüks at ahırları, Mezbaha- lar v e emsali.

(6)

VI — Beşint^ sini inşaat: K a b a iş miktarı keşif bedelinin % 6 0 ni geç- meyen inşaat:

İmalâthaneler, silolar, fabrikalar, garajlar, su kuleleri tranförmatör binaları, hayvan depo- poları.

VII — Altıncı sınıf inşaat: K a b a iş miktarı keşif bedelinin % 70 şini geçmeyen inşaat:

Serler, ahırlar, saman- lıklar, ziraat binaları, basit imalâthaneler, de- polar.

VIII — Yedinci sınıf inşaat: K a b a iş miktarı keşif bedelinin % 8 0 nini geçmeyen inşaat:

Depolar, anbarlar, ba- rakalar, büyük hallar.

M a d d e 7 — Yaptırılacak binalarda da ve satın alınacak veya yaptırılacak yolcu vapurlarına konulacak san'at eser- lerine sarfedilmek üzere tahakkuk ettirilmiş olan meblâğlar ait olduğu bina veya yolcu vapurunun resim, heykel, ve tezyini sanîatlar eserle- rinden bir veya bir kaçı dahil olmak üzere mezkûr san'at eserlerinin satın alınmasına sarfolunur.

M a d d e 8 — San' at eserlerine sarfedilmek üze- re tahakkuk ettirilmiş mablâğlar bi- nayı yaptıran veya vapuru mübayaa v e sipariş eden m a k a m l a r tarafın- dan keşif, şartnameler, münakasa- evrakı veya takdiri kıymet raporla- rına ithal v e y a ilâve ettirilir? Bu meblâğlar münakaşa ve müzayede kanunu ahkâmı haricinde kalan yed- di vahit esasına müsteniden re'sen münhasıran eseri satın alınan san - atkâra v e y a mümessiline tediye o- lunur.

Madde 9 Eserlerin münakaşa tarikile intiha- bı, sipariş ve kabülleri Maarif V e k â - letinin bu n i z a m n a m e y e merbut for- mülüne tevfikan icra olunur.

Madde 1 0 B i n a l a r a k o n a c a k olan eserlerin bina bünyesile yakından alâkası, heykel, resim ve tezyini san'atlar eserlerinden ne nisbette bulunacağı v e v a z o l u n a c a k mahallerin tesbiti bu m a h a l l e r i mevzuların kıymet ve e-

hemmiyetile münasebeti, kompo- zisyonun ana hatları bina projesinin vücude getirilen mimar tarafından evvelce derpiş projeleri ve şartna- mesi üzerinde sarahatan tavzih ve tesbit olunacak ve bu hususta bina- yı vücude getiren mimarın reyi ve kanaati esas olacaktır.

Satın, alınacak ve yaptırılacak yolcu vapurlarından bu keyfiyet vapur sa- tın alan makamla Maarif Vekâleti arasında takarrür ettirilir.

Madde 11 — Binaların sınıflarına ve nevilerine göre dahillerine konacak san'at e- serlerinin mevzuları millî tarihimize ve mefahirimize uygun inkilâpları- mızı yaşatacak mahiyette veya bina- ların tezyini san'atlar vasıtalarile kullanışlarına uygun bîr tarzda it- mam ve tekâmülüne yarar olarak bina projelerini yapan mimar tara- fından tayin ve Maarif Vekâleti ta- rafından tastik ve tasvip olunur. Sa- tın alınacak veya yaptırılacak yolcu vapurlarından bu keyfiyet o vapuru saın alan makamla Maarif Vekâleti arasında takerrür ettirilir.

Madde 12 — Eserlerin sipariş ve iştirası Türk san'atkârları arasında müsabaka kü- şadile yapılır. Mezkûr müsabakalar- da nizamnamenin mevadı mahsusası ahkâmı caridir. Yalnız binalar için intihap ve iştira edilecek san'at e- serlerinin müsabakası jürisinde bina- yı yapan mimar jüri heyeti reisi ola- rak bulunur. V e tesaviyi ârâ vuku- unda çift rey sahibi olur.

Madde 1 3 — Bu nizamnameye göre halledilme- yen veya bu nizamname mevadı da- hilinde bulunmıyan ahvalde hadis olan anlaşılamamazlıklarda inşaat veya müsabakayı yapan m a k a m ta- rafından Maarif Vekilinin Istanbul- da Güzel san'atlar Akademisindeki Akademi meclisine müracaat olunur.

V e meclisçe her müracaatta bu ni- zamnamenin umumî mevadına ki- yasen mukarrerat ittihaz olunarak müracaat eden makama tebliğ edi- lir. Müracaatlara cevaben Akademi s meclisi tarafından bildirilen mukar.

reratın tatbiki meşruttur.

— Mabadi vaı* —

Referanslar

Benzer Belgeler

Başkan Bush tarafından telaffuz edilen, daha yeşil “Panicum virgatum” , ki m ısır temelli yakıta göre daha az petrol temelli katkı maddesi gerektirir ve her yıl yetiştiği

Anlaşılan o ki kurul, diğer tüm tarihsel çevreler gibi Kabataş'ta da yeni bir yapı için izlenecek ilkeler konusundaki belirsizliği &#34;kıyaslama&#34; yla aşmayı

Deniz suyuna karşı, dayanıklı ve (mücerrit) yalıtkandır.. Beton ve madenleri, su ve toprak içinde, ve dış hava etkilerine (tesir)

Yapılarının yağmur, hararet gibi hava tesir- lerinden muhafaza eder. Her inşaatçı ve dekoratörün 'SNOWCEM' hakk.nda malû- mat sahibi

Sahne kısmının üst ve alt katlarında mecmuan 1 2 artist odasını birbirine rapteden dahilî devvar bir merdiven iki banyo müteaddit helâ ve duş yerleri ve bir de projeksiyon

[r]

KEREM KARACAOĞLAN 15 dakika

Bari şimdiki şartlarımız altında bütün büyük, küçük garp millet­ leri gibi bir Halk ve kavimler mü­ zesi kuralım, başka memleketler­ den hiç birinde